FE KALA AN ği yy yg yy —— Sayıı 12 yy yy yg yg yg gg mi Can Sıkacak Bir Haber! Cemil bey, çapkındır, ho- vardadır. Gezmiye, eğlenmiye, yemiye, içmiye, kadınlarla dü- şöp kalkmıya bayılır. Fakat, zavallının bu günlerde cepleri deliktir.. Malum ya, parasız cünbüş olmaz!.. Ne yapsın biçare?.. Düşün- dü, taşındı ve kendi kendine, masrafsızca eğlevmek, bedi- vadan bir kaç tatlı saat ge- çirmek için şu çareyi buldu: Eski aşnalardan Zehranın apar- tımanına gitmek... Hemen bir tıraş oldu, saç- larını dı, giyindi, kuşandı ve gitti... — Bonjur şekerim... — Bonjur canım... Sen ha?.. Beni aramak nereden aklına geldi bakayım?.. — Yooook... mez... Bilirsin ki, man aklımda... — Malüm, malüm... Her za- man aklınızda ve kalbinizde yimi Cemil bir koltuğa oturdu, Zehra sedire yaslandı, karşı- Sitem iste- sen her za- lıklı birer cigara yaktılar.. i — Söyle bakalım cici kız... ayyy yy yy ............... Rica Ahmet beyin kaynanası hasta - lanmıştı. Bir doktor çağırdılar.| Hekim muayeneden sonra: — Vallahi, dedi, saklamak doğ ru olmaz.. Hastanın halini bir az tehlikeli görüyorum. Ahmet bey yalvardı: — Aman doktorcuğum, çek ri-| ” ca ederim, şunu kendi kaynanan - mış gibi tedavi et! pimi Itira Resmi bir ziyafette, davetliler- den biri, nasılsa boş bulunup a - yıp bir ses kaçırdı.. Sonra, bütün gözlerin kendi üzerine çevrildi - ğini görünce, sağ tarafında otu - ran bir hanrmefendiye doğru iği-| lip herkese işittirecek bir sesle: — Üzülmeyiniz hanımefendi kaza bu.. Hem baksanıza, herkes beni zannetti! 4000055000005 0000200000000 Kız — Sizinle evlenirsem O mes'utolacığınızı nasıl ediysrsunuz? | | Ne var, ne yok? — Hiç vallâhi... bir şeyler! —O0o00... kadmlar, asıl bir şeyler yok dedikleri bir çok şeyler vardır!.. b bakalım yeni dedikodulardan... kim kimi seviyor. kim kimi aldatıyor.. kim kiminle dargın?. Erkek— Ben sana, on beş li- ralık şapkayı al demiştim. Niçin gidip yirmi liralığını aldın? Kadın — Üzülme kocacığım, senin dediğini de aldım!.. somurtma aliah aşkına... yoksa rahatsız mısın? — Hayır... — Sende garip bir dorgun- uk var bugün Zehra... m pel iyi tanırım,. muhakkak birşeye canın sıkıldı. yg yg gg gg ypg pg 2.225.002 00505 Ucuz İki serseri arasında: — Maşallah, altın saat mi al- dın?.. Güle güle kullan. Kaça mal oldu? — Altı ay hapse! —— Soğukluk, sıcaklık İki arkadaş arasında: — Cemileyle aranızdaki 80 - gukluğu nasıl izale ettin? -AKBABA — Hayır efendim. hiç bir şeyim yok.. — Yavrum, ben senin her bir halini göz bebeklerinden anlar, okurum... saklama.. hay di, itiraf et bakayım?.. yoksa birisine mi âşıksın?.. — Peki... mademki ögren- mek için bu kadar ısrar edi- yorsun, söyleyeyim.. Bizim terziye yüz lira bor- cum var.. Habergöndermiş, bugün mu hakkakistiyor.. Halbuki, şimdi bu parayı vermiye imkân yok. İşte buna canım sıkılıyor.. Hiç gülmek,konuşmak istemiyorum. Cemil, ellerini oğuşturarak ayağa kalktı ve müteessir bir sesle: — Hakkın varcicim, dedi. Benhaldenanlarım,. Insan böyle dakikalarında yalnız kalmak is ter,. Bana düşen varile, sevi kendihalinebırakıp çekilmektir. Allahaısmarladık yavrum... Al- dırma, geçer... Bir başka gün gelirim de bo! bol güler konu- şuruzl, Ve genç kadının hayret dolu tonunu alıp çıktı, Çimdik i — Kömürü azalmıştı.. Dün ikil ton gönderiverdim, oldu bitti! en Yangın Göz hekiminde: — Doktor, gözlerimin içi yanı- İ yor.. Neden acaba? — Çok ateşli bakışlarmız var da ondan hanımefendiciğim! tahmin Erkek— Meydanda bir şey efendim. Pederiniz hem çok zengin, hem çok ibtiyarl gözleri karşısında şapkasını bas- guy j bir — Kocan okadar değişmiş ki | İ az daha tanıyamıyacaktım.. — Ayol kocam değişmedi, ben | kocamı değiştirdim! Beyoğlunun çalğılı birahane- i lerinden birinde, Cevdet Beyle $ BehçetBey karşılıklı oturmuşlar, i konuşa, gülüşe içiyorlardı. Bu aralık içeri giren Mösyö Moiz Berniştayn, Cevdet beyi görünce gülümseyerek masaya i yaklaştı. Iki dost biribirinin elini İİ sıktılar, bal hatır sordular ve oturdular, i Cevdet bey, yeni misafiri ar- kadaşı Behçet beye takdim etti; —Mösyö Bernişlayn.. kibar, # zeki, yüksek bir kumaş tüccarı. —Müşerref oldum efendim... kumaş tüccarısınız, öyle mi ?.. — Evet efendim.. — Demin, Cevdetle kumaş meselesini konuşuyorduk... De- ü gil mi Cevdet?.. Siz daha iyi bi- lirsiniz ya... Arife tarif istemez. Efendim, kumaş piyasasında, bir takım açık köz Yebudiler... Birdenbire yerinden zıplıya- rak: —Hay Allah canmı alsın... Ayağıma bastın be... Cevdet bey yavaşça kulağına fısıldar : —Dikkat et, pot kırıyorsun.. Yehudidir! Behçet, tamir etmek için bir | kın var.. sımdan mahrum edeyimde gör- sün! - Sayıfaı7 — Hanım— Beni görmek istiyen hanım nasıl bir kadın?.. Kibar şey mi? Akıllı — Beyfendi, bana surat mı «| diyorsun? — Evet.. — Sebebi? — Malüm.. Daha bu sabah söyl lediğini unuttun mu? — Ne söyledim? — Aptal dedin! — Ay, hâla unutaiadın mi? — Unutmak için sizin zannet- tiğiniz kadar aptal olmam lâzım.. Hem ben sana bir şey söyliyeyim! mi hanım?.. Artık bu böyle sök » ez.. Ben her gün seninle kavga! edemem.. Benim işim gücüm var.. — Hakkın var kocacığım.. İs-! tersen seninle bir çare bulalım.. — Nasıl çare? — Meselâ.. Meselâ, seninle bir meselede fikirlerimiz birleşti mi,| sen hakir — Pe — Fikirlerimiz birleşmedi mi?. -......01.20250 iarREZAREKN Pot Kırmamak için Çare! kurnazlık yapar: — Evet.. Muhterem yebudi vatandaşlarımız bir takım serseri Alman yehudilerinin tuzağına düşerek,.. — Doğtusu kayın peder, kı- zının kahrı çekilmez oldu, Artık sövlenen söz, bir girip bir kulağından çıkıyor! kulağından — Hakkın var evlâdım, hak- Dur bende onu mira“ Tekrar yerinden fırlar: — Yahu, ne kulomu cimdik- liyorsun be?... Hizmetçi— Hayır canım.. Sizin gibi bir şeyl Dört hafla Damadınm evine misafir ! len kaynana hanım kızına: — Ah Leylâcığım, dedi, gün ler nasıl kuş gibi uçuyor.. Size mi“ safir geleli bugün dört hafta oldu- İ Halbuki bana dört saat oldu gibi geliyor.. Biraz ötede oynıyan küçük t0“ runu söze karıştı: — Suna öyle gelmiş büyük gi ne! — Ne gibi yavrum? — Ne gibi olacak.. Dün al babam da: (Bizim kaynanayla geçirdiği şu dört hafta vallahi dört sene g” bi uzun geldi!) Diyordu!. ge Ben haklı olayım.. — Münasip!.. — Ah benim akıllı Kocacığıf gel seni öpeyim şimdi!.. .............. — Dikkat et. Yine pot kı» rıyorsun,, Alman yebudisidir! Behçet, şaşkın bir halde EEE TAEK LLEERAERSYERSE| cümleyi değiştirmeğe çalışır: — Evet, piyasaya hâkim, servet sabibi, işgüzar Almaf yebudilerine orakabet etmek imkânsızdır... Meğer ki, insan da, fransızların dediği gibi insanda boynuzlu talii olsun! Bir kere daba yerinden sıç” rıyarak: | Ecece... Kendine gel bel- Ne diye bacağıma iğne batr rıyorsun?... Cevdet bey yine yavaşçi kulağına fısıldar: —Yahu yine pot kırıyorsun” Hariföyledir! | Bunun üzerine, Behçet, büt" bütün saçmalamağa başlar: — Evet efendim, Çinlilefii saçı uzun, aklı kısa, enayi b millettir. Eğer bu millet en olmasaydı... — Yabu çıldırdın mı?.. Çif lilerin bahsimizle ne müna$* beti var ?.. — Ne yapayım biradar 2“ bizim “yehudilerin aleyhibi bulundum, pot kırdım... Alcı yehudisi dedim, çam deri dim... boynuzluadedim, r# oldum... Pot kırmadan söyleyebilmek için Çinden açmıya mecburkaldım... H halde şu herifin Çinli ol dığı muhakak !.. Karg9 MAREA E PERA AE) Garra GAAAAMAZ EKA KYA 23 SAA SEMER 2002 EE LERE eza drezmeeadı rar az aiize ee grammer rem sazrıtı iza yaşı