yi >. 4 — VAKITIOMARI İ Ticaret ve Iktısat | Bir aylık İhracatımız Ihracat ofisinin hazırladığı is- tastiğe göre şübat ayı içinde mwemleketimizden mubtelif mad- deler üzerinden yapılan ihracat miktariyle kıymetleri şu suretle | tesbit edilmiştir: İ 1,923,716 lira (o kıymetinde 2,265,393 kilo tütün, 923,091 Ji- ra kiymetinde 2,824,113 kilo pa- muk, 517,705 lira kıymetinde 12,612,781 kilo arpa, 339832 lira kiymetinde 905,203 kilo ü züm, 260,397 lira Tiymetinde 499,936 kilo iç fındık, 218,744 lira kiymetinde 526,989 sandık yumurta, 197,077 lira kiymetinde 23,307 kilo avdaris, 166,579 lira kıymetinde 454,114 kilo zeytin yağı, 113,953 lira kıymetinde 8234 ton maden kömürü, 01,820 lira kiymetinde 415,579 kilo va- | leksi, 66,927 lira kiymetinde 9,855 kilo afyon, 66,292 lira kıymetinde 7,29! adet koyun, keçi ve sair baş hayvan, 63,237 | lira kıymetinde 19,571 kilo hah, 5,124 lira kıymetinde 873,142 kilo palamut, 32,797 lira kıyme- tinde 79,566 kilo yün, 25,794 Jira kiymetinde 62,383 kilo tiftik, 19,726 lira kaymetinde 45,219 kilo bam deri, 18,750 liralık 354,453 kilo kereste, 15,582 li- ralık 178,689 kilo incir, 12,949 liralık 51,011 kilo kabuklu fın- dık. Adiiyde: Bir katil on seneye mahküm oldu Geçen sene Şişlide Kozanın birahanesinde Abdullahı öldüren doktor Mazhar Osman beyin şoförü Ahmedin Ağırcezada gö- rülen muhakemesi dün bitirlimis ve maznun on sene hapse malı küm edilmiştir. Yah soyanların muhakemesi Epeyce kir müddet evvel Ali | isminde zengin bir zatın | yası seyulmuş Rıza, ve arkadaşı | cebrüşiddetle bırsızlık yap- tıklarından ve kendisine aym ev- de hizmetçi bulunan Meryem'e hemşehrisi İshak yardım ettik- | lerinden dolayı maznun olarak Ağırcezada o mwhekeme altına alınmuşlardı. Fakat, maznunlardan, hırsız- | hktan mazda bir kişiyi ağır su- rette yaralamak aynı zamanda diğer bir kişiyi de öldürmek cür- münü işleyen Ömer, tahtı teda- vide bulunduğu emrazi akliye anesinden kaçmış ve bu 2 mubakemesinin talikın ' ar verilmişti, il Dün Rıza, Meryem ve Isha- kın huzurile davaya devam olun- “Dd ü celsede Müddeiumumi Cemil B. iddinsını serdetmiş, Rıza ile Meryemin 495 inci madde ile tecziyelerini, fakat Meryeme ve- | rilecek cezanın tenzilini, her iki- | sinin Emniyeti Umumiye nezareti altına alınmasıni, İsbakın berae- tini istemiştir. Mubakeme müda- faa için bırakılmıştır. Bir ihtilâs maznunu 2480 lira ihtilâs etmekten maznun Şile tuz inhisarı memur- larından Şerefettin efendinin mu- hakemesine dün Ağırcezada de- vam edilmiş ve mühakeme karar için 23 marta bırakılmıştır. —————— sinden sonra bir müddet tecrü- be için Istanbulda bırakılacağı- | nı bende Ankaradayken işit- miştim. Fakat kat'i bir şey bil- miyörum, Inhisarların bazı şubelerinin birleştirilmesinden sönra vilâyet- lerde ve merkezlerdeki şubele- rin memur adedinde tasarruf temin edilmiş olacaktır. DT ay 1934 ! rak bilhassa Romanya gösterilmekter! i etmek İçin buğdayı kıymetlendirmek icap eder. Bunun için de buğday işi-İğ * Ne zam ne prim «Üst tarafı 1 inci sayfada) ; medilmek teklifinde bulunuldu. Bu teklif kabul olunursa yalnız İs- tanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerimizde tatbik olunabitir. Fa G kat umumi tatbiki güçtür. Günkü memleketimizin diğer büyük şehirle rinde yerli halon hemen ekseriye - ti aynı zamanda köy hayatıyla da 2 lâkadardır. Unlarını kendileri öğü - türler; ve evlerinde hususi ekmek | yaptırırlar çarşı ekmeğine rağbet et-| mezler. Buralarda çarşı ekmeği yal - nız memurlar yobancılar ve garipler| içindir, Bu usvlün köylerde tatbiki! ise düşünlülemiveceği gibi, sahil boyu sehirlerimizde de mısır ekmeği yenil» diğinden oralarda da tatbiki kat'iy - yen mevzuu bahis olamaz. Biz, okka basma beş kuruş zam yapacak olur.| sak, bu fiat zammı nihayet üç milyon! halkın geçinme şartlarma tesir ede «| cektir, Alacağımız mali netice ise ne zürraa belli başlı bir faide temin ede- cek, ne de-iğdia edildiği gibi bütçe! açığımızı kapıyabilecektir. İ Buna mukabil umumi O şehirlerde hayat biraz daha ağırlasacaktır. Ek- mek fakir ve mütavassrt halkın İstih-| lâk ettiği gıda maddelerinin başımda, gelir. Umumi cihan buluranından hal! kımız da mwstariptir. Ekmek fiatının beş kuruş arttırılması bazı tabakala - rın geçinme şartlarına tesir etmek -| ten hali kalmıyacaktır. İktisadi bün- ye biribirine mümteziç bir külliyet ar zeder, Bu külliyetin umumi bir ahenk arzetmesi sarttır, Binaenaleyh alı - nacak tedbir bu nhengi bozmamalı - dır. Matbuatta tebellir eden ikinci bir fikir de prim usulüdür. İhraç olu-| nan buğday için vâzon başına muaye yen bir prim verilecek olursa hem ih- racat teşvik edilmiş olur. Hem de memleket dahilinde buğday fiatı yük- selmiş olar. Bu iddin için misal ola- dir. Şunu söyliyeyim ki; ihracat va- ziyetinden Romanyayla aramızda hiç! bir münasebet yoktur, Romanya son senelere kadar buğdayın hemen yüz - de ellisini ihraç ediyordu. Bu itibarla ihracat üzerinden verilen (primin memleket dahilindek; piyâsada tesi « rini göstereceği tabiidir. . | Fakat biz; buğdayımızın o pek az! bir kısmını ihraç edebildiğimizden buğday üzerinden vereceğimiz prim, | dahilde aynı tesiri yapmıyacaktır, Görülüyor ki şu veya bu memleke- ti misal göstererek ileri sürülen fi - kirler de bünyemize pek wymryor. Biz, kendi ikt'sadi şartlarımıza göre, bir sistem ve bir usul bulmak mecbu- riyelindeyiz. Bugünkü buğday fia - tını köylüyü kurtaramaması mese - lesine gelince; bu kısmen köylünün pahalı yaşamasından ileri gelmekte -! dir, Köylü, şekeri pahalı yiyor. A -! merikan bezini pahalı giyiyor, hulâsa | bu gibi ihtiyaçlarını pahalıya temin ediyor. Bu gibi masnu eşya fiatlarını indiremez miyiz? Bence meselenin bir tetkik cephesi de budur. Bu yol «| dan yürümekte çok faide görüyo - rum, Hamdi bayin fikri Ankara, 9 (VAKTT) — Burada bu- İunan liman şirketi müdürü Hamdi mesinden husule gelmiştir. Halhuki bizde sanayi ve ithrlât eşyası ile 3i - raat eşyası arasmdaki fiat muvaze nesizliğinden doğmuştur. Binaenaleyh bu müvazeneyi tesis ni organize etmek ve plânlı bir şekle sokmaktan başka çare yoktur, | Köy değirmenleri haricinde kalan un fabrikalarmı ve değirmenlerini bir birlik şeklinde toplamak ve buğ « day m-tahsillerimizi de Türkiye u - mum buğday müstahsilleri kooperati- fi ittikndile birleştirmek ve bu suret! le buğday istihselini bir plân daire sinde tanrim etmek kabildir. Bu sekilde hem iktısadi buhrana set çekmek, hem de mall stkıntıları » mıza çare bulmak imkâm vardır. önler giğimler Tegiliz sefiri Sir Corç Klark mezuniyetle Londraya gitmiştir. Bir av sonra memleketimize dö- mecektir, İ A ük admin EE | Günün Muhtırası | ir mm ilik” Takvim — Perşembe 10 Mert 3 üncü ay 1939 2 Zilkade 1350 Senenin geçen günleri: 71 kalan günler 293 Güneş — Doğuşu: 6.27 Hanşı 18.06 Namaz vakitleri — Sabah 54? Üğle: 1295. ikindi (538 Akşam !808 Varsı: 1935 imsak. 445 Hava — Dün sıcaklık azami 105 sagari 3 dereceydi. Rugün hava az bu lutlu olacak ve rüzgür mütehaveil ese- cektir. — ra Istanbul — 18 den 194 kadır #ramofon 1930 dan 20,30 a kadar Stiid- yo beyeti ve Hayriye hanımin iştirâkile saz, 2030 dan 2fe kadar Selim Sem bey tarafından konferans, 21 den 22 ve kadar Nebil oğla Ismail Hakkı bey ve Beltis hanımın iştirâklle saz, 22 den | 2200 a kadar orkestra, Viyana — 1230 Konser - 1340 Plak konseri — 15 Plak — 1639 Gi- tar ile Ispanyol musikisi — 18 Konser 2040 Plak konseri — 21 Betlindes nı- sil — 9140 Macer musikisi — 2335 dans musikisi, Helisberg — 740 ve 900 Jim- nastik — 13 Königsberg'den nakil — 1645 Danzig'den nakil — 17,15 Konser e0445 Eski marşlar — 2245 Piyano ile” eski musiki. Bükreş — 20 Konser — 2040 Mak 21,20 senfonik konser — 9X15 Konser. Praga — 18 Saat başı — 13.90 Plak — 18,35 Çocuk musikisi — 20,10 Fransızes konser — 20.50 Keman kon ser — 9205 Konser, orkestrası Budapeşte — 1015 Konser - 13,05 Çigan musikisi — (830 musiki ve taganni — 2010 Salon musikisi — 21,10 Yüksek musiki mektebinden nakil, Varşova — 13,35 Konser — 19.20 Şarkı — 2115 Hafif musiki — 2310 Plak — 23.80 dans Yarın ii mart Viyana — 11,20 çocuklar için — 1230 konser — 14,40 Leopold Stokos ki konseri — 14 plak - 1430 çocuk” lar için — 16.55 konser — 18 konser— 20,50 operadan nakil — 28,05 moderm operet Helisberg — 7.90 ve 930 cim mastik — 1430 könser — 2210 senfo- bik konser Bükreş — ? opera. Roma — 2050 musiki — ope. Praga — 13 saat başı — 13.05 Kuattet Konser — 20 milli tiyatrodın sakil — 23,20 plak. konser 40,30 2145 1015 konser — 18 Tsigın musikisi — 20,15 operet — 21 piyano konseri sonra Tsigan musikisi. Moskova — 7 den 23 e kadır neşriyaz v — 1345 orkestra kon- seri — 21,5 filsrmonik konser. BORSA— 9 Mart 932 Kambiyo Fensız Frangı 1 İngiliz lirası Kr. *T.L mukabili Dolarj 0475 .. Lie dın Gif Pele ” Brabml 1s. Frank Lava terin Kuron Saz Pod Mar Zor Teng3 hav Türk Yrası Dinar Çerroneç Kuruş Nukut 20 Ftank (Pransz “ ı — Ve yahut gayet ince bir han-! çer... Bu adam, şüphesiz kaplan gibi çevik. Geldiğini işitmediniz değil mi? Bunu kabil diye kabul ediyorum. Fakat bizzat maktul bile onun o geldiğini duymamış. Yoksa haykırırdı. Hem darbeo kadar süratle vurulmuş ki, kadın, kolunun altından bir başka kolun geçip kendisini vurduğunu bile görememiş. Bu, Lartiz, itiraf ede- rim hayretimi, hatta, hayranlığı - mı celbediyor. | — Fakat her şey Elnayı it- ham ediyor. Bu sefer de cinayet! esnasında şatoda bulunuşu... — Doğrr ama, işte asıl bunun için tereddüt ediyorum. Bu mese- lede eksik bir nokta var. Beni bu saşırtıyor. Fakat iddia ederim ki Lartiz cinayeti yapan bir erkek - tir. Halbuki bu cinayete sebep yoktu. Hırsızlar kasaları çalmış- lardı. Binaenaleyh şatoda durma” larma lüzum yoktu. Hem Margi- nin gidip kasaları muayene edce- ğini nereden bilsinler. — Elena bu işle meşğul oldu - ğumu biliyor. Benim şatoya gi” deceğimi elbette bilir ve çekinir di. — Bak bu doğru. Fakat buna) rağmen geldi değilmi? — Evet. — Şimdi onu ihbar mı edecek-! siniz? — Evet. — Fakat şunu unutmayınız ki onu ihbar etmek aynı zamanda Senya'yı da hapse atmak demek- tri, — Eger buna müstahaksa ne yapayım. — Derhal en son çarelere te - vessül edişiniz, onu unutmiyaca- ğınızı gösteriyor. Mühendis boğuk bir sesle mı - rıldandı: — Bundan rica ederim bahs - ctmiyelim. — Bilakis, yarın yaptığınız bu işten nadim olabilirsiniz. Daba ileri giderek söyliyeceğim ki, on- larr ihbar etmek size düşmez. İn- san sevdiğini ihbar etmez, Mühendis, şiddetle elini uzat- tu ve Franoy'un elini sıktı: — Hakkımz var, dedi, ne yapacağımı ben de bilmiyorum. — En iyisi, evvela kendinizi! bu aşktan kurtarmanız lâzım. zira, bu kadınlar nasıl olsa cina- yet mahkemesini boylıyacaklar. — Onları tevkif ettirmek için elimizde kâfi delil var. | — Evet, fakat mahküm ettir- mek için değil. İstermisiniz ben bu işle biraz meşğul olayım. Yalnız şunu unutmayınız ki polis hafiyesi Krapot burada değildir. Lartig büyük bir memnuniyet dan ve aşktan kaçmasında hiç bir beis yoktur. Hatta bütün ce- saret kaçmaktadır. Lartig başını salladı. Boğuk bir sesle: — Hayır, dedi, bu meselenin sonuna kadar burada kalacağım. | Ancak bu suretle kurtulabilece - ğim. | — Fakat onlarla konuşurken ağlarma düşmekten Okorkmiyor - musunuz? — Kendimden eminim. . Ve bu Ruslar, aşk oyunlarını en gizli ta- raflarına kadar bilirler. Sustular. Madam Franoy koca- sına dönerek: — Mösyö Lertigle, dedi, şato- ya kadar bir gitsen fena olmaz zannederim. Bir de kendin gör - müş olursun. Franoy karısına muhabbet do» la bir gözle bakarak: — Hakkım var, i dedi. Beş dakika sonra otomo-j Mevlâ rahinet eyleye, Nakleden: fa. | billerine binmişlerdi. Şatonun # şısına gelince, otomobili © gari bıraktılar. Sandala binmeden €V vel, Franoy Margi hosabma g9 *cülük eden üç kişiye bir tı suailer sordu. Bunlar, zevah pek ehemmiyetsiz şeylerdi. yet on dakika sonra şatoya çık lar. Orada kendilerini Kont telmeyran karşıladı, ve Franojffi görerek hayret etti. Maamafih b”) şey söylemedi ve kendisini, po ler gelinciye kadar odasına ki mış olan ve kimseyi görmek mediğini söyliyen amcasına ti dim edemiyeceği için özür di İhtiyar o kadar muztaripti ki, P risi bile odasına sokmamış ve: — Bir körün dünyada neye zumu olur, demişti, zili gelirsin. Artık yanımda ki olmasını istemiyorum. Vekilharç efendisine pek a yor ve içinden; — Zavallı, diyordu, kederin ölecek. Avluda iki jandarma katil & letini arıyorlardı. Pek tabii bir #f bulamadılar, Biraz sonra Pati gelerek, müfettiş Larşeyle istin tak hâkiminin geldiklerini h verdi. Kont, misafirlerinden af £ lep ederek çıktı. Franoy, vekilk ca işaret ederek sordu: — İhtiyar kadının öldürüldü merdivene buradan gidebilir yiz? — Evet efendim. — Eğer vaktiniz varsa bize gösterir misiniz? — Maalmemnuniye. Kalkıp vekilharcı takip ettil Büyük merdivene gelmeden Franoy, vekilharca gene sordu: (Bitmedi) Otomobilcilik alemif| de salış rekoru Otomobilellik aleminin en yük mevkiini ibraz eden Amerilislilar, geçi ay 19 senelik bir sarış pilânçosu çıkafi rak dünya alemine arz eylemişlerdir. Bu pilânço Amerikanın muhtelif " hirlerinde yapılan altmışı mütecaviz gif kanın ileri saflarını işgal eden sabş * korlarını takdim ediyor On dokuz senedenberi birinci, ikied ve üçüncülüğü arslarında paylaşmak wl mücadele eden üç büyük marka i nında hep BUIK ismine tesadüf ediyor0f | Bu on dokuz sine zarfında cemi 2610000 gibi, ayni fiyattaki rakip İĞ, bir markaya nasip olmayan mazi ji bir satış yekünunu muvaffakiyete etmiştir, : Görülüyor kt en ucuz otomobi arasında bile BUIK ismi üçüncülüğe dar yükselmiş ve hiç bir kıymetli © mobilin elde edemediği #enede 140,000 adedi daima elde edilmiştir. BUIK 19 sene zarfında bu yul erkam dahilinde sekiz dele üçüncül süne eylemiştir. GAYRI MUBADİIL BONO ları Alınır, Satılır MERSiN-ADANİİ Civarında bononuza göre M*| almamıza her suretle delki”| edilir, Şimdiden tafsilât verili” TOR OĞLU - ZiYA Veni pöstahane karşısında Büyü Kınacıyan Han No. 24 “Telgrff | #9 Ghenannız Telelon: 2,2716 adresi İstanbul Ziya "Tor. irtihal Girit eşralından Kandiye reisi merbom Ali Hilmi Beyin ve merhum kömür tüccarı Halik dinin damadı İstanbul Polisi PE 4 muavinlerinden Nüzhet Bey üye doğu hastalıktan şilayap olara; gece Fransız bastahanesinde ör. Cenaze bugün Sâar 11 de g Haxim Riza Bey aparomanmda yi larak namazı Beyazıt z Eyüpte sile makperesine deli ; Li