2 Mayıs 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

2 Mayıs 1939 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çıkacak bir harbın neticesi ne olabilir? Alıun mifakuım hayati faatlerini ne kadar pmfesör olan binbaşı Grenfell ık'ın rolü hemen tehdit ettiğini İtalya vaktinde anlamadığı ve bir harp çıktığı takdirde, Akdeniz bu harbın başlıca sahnelerinden biri ola- caktır. İngiliz kumanda heyeti me- munhısıran tedafül olacağı ka- naatindedir. Malta'ya gelince, 1935 buhranındanberi, bu ada rolünü şarki Akdeniz'de lnzıl- tere'nin büyük denıı uıın olan ye muvaffak olsa bile, onun da Libya ile münakalesinin müte- madiyen taciz edileceği ve Habeşistan'ı işgal eden 250.000 kişilik garnizonun derhal met- ropolle alâkası kesileceği ka - naatindedir. Deniz stratejisi hususunda ingiliz salâhiyetli - lerinin en büyüklerinden biri olan âmiral Usborne İtalya'nın Iıkende_nye ye terketmi İ- selesinin esaslarını y tetkik etmektedir. Amiralliğin ananevi akidelerinden biri şu- dur ki imparatorluğun iki cep- hede birden vukua gelecek bir harbı muzafferiyetle sona er - dirmesi temin edilmiştir, fa- kat harp üç cephe üzerinde vüu- kua gelirse, bazı yerlerde mu - vakkat mağlubiyetler bile he - saba katmak lâzım gelecek e- hemiyetli müşkülât zuhur & - der, Başka bir tabirle ingiliz - fransız kuvetlerinin normal o - larak Akdeniz'de ve şimal de- nizinde muzaffer olmaları lâ - zımdır. Fakat ayni zamanda u- zak şarkta veya Hind Okya- nusunda Japonya'nın bır oyıla- ma harbına da karşı tibar den a- danım terkedılmemeım: ve her neye mal olursa olsun ingiliz bayrağının orada idamesine karar verildi. Musul petrol borularının bitiş noktası olan Hay- fa'nın şarkın müdafaasında hayati rolü olacaktır, diğer ta- raftan ikinci derecedeki Kıbrıs üsleri İtalya'nın Leros, Rodos ve Stampalia üslerini nötralize etmiye yarıyacaktır. İtalya Ar- navutluk'u işgal edip Adirya - tik'i kılnlıyelıdcn beri Buth - rinte'in topları altında bulunan Korfu adası, İngiltere'nin na - zarında stratejik ehemiyetini baş bil yegâne takti - ğin Mısır üzerine ani bir bas - kın yapmaktan ibaret olduğu kanaatindedir. Bu tarruz iki ayrı askeri hareketten — müzaharet görecektir: Libya ve Habeşis- tan ordularının Mısır. üzerine müştereken taarruzları. Bir yandan da Tobruk üssündeki tayyare filoları Kahire ve İs- kenderye'yi bombardıman e - derlerken 50 bin kişilik mo - törlü bir ordu ancak 12 bin a- damın müdafaa ettiği Sudan ve Hartum üzerine yürüyecektir. 80.000 askerin tahşit edilmiş olduğu on iki adalardan Suriye ve Filistin üzerine pek süratli ıuc olacaktır. Gerçi bu rol a - merikan donanmasına düşmek icap eder. Denîx problemi İngiltere için 1914 dekinden da - ha mudildir. Her şeyden önce metropolün beslenmesi için 1914 - 18 dekinden daha fazla gemi nakliyatına ihtiyaç zonı- lecektir. Halbuki İngiltere'nin ticaret filosu bir haylı azalmış- tır, diğer taraftan, bu tonajın ehemiyetli bir kısmı, mazot is- timali kömürün yerini aldığı - için, petrol gemilerinden müte- şekkildir. Bunun neticesi şudur ki, yir- mi sene önce İngiltere yakaca- ğını kendi topraklarından çı - karırken yarın büyük tehlike - leri göze alarak dışarıdan ge - tirmek zorunda kalacaktir. Di- ğer taraftan, denizaltı ordusu daha az korkulu bir hale gel - diyse, | ava ordusunun tehlike- si artmıştır ve nihayet, İngil - tere'nin 1914 dekinden daha az muhribi vardır. Bu da ticaret filosunu yegâne himaye edebi- lecek olan kafile sisteminin organizasyonunu güçleştirir. Akdemx in, imparatorlu - ğun mihverini teşkil et- tiği söylenmiştir. Metropolü en uzak sömürgelerine ve en zengin dominyonlarına (Hin - distan, Yeni Zelanda, Avustu- ralya) bağlıyan denizyolu bu - radan geçer, Gerçi, bu mihver Kıp yoliyle — değiştirilebilir. 'akat ancak muvakkat bir za - in ve çok zararlı olarak cenubş Afrika yoliyle iktifa o- Tunabilir. Yalnız İngiltere'nin deniz mübadeleleri yekünunun 9, 12 si Akdeniz yoliyle yapıldığı halde italyan münakelelerinin ©e 80 i bu yoldan geçtiği de u- nutulmamalıdır. Akdeniz'de ingiliz strateji - si ananevi bir gaye takip eder: Cebelüttarık ve Süveyş'in ki - litlenmesiyle Akdeniz'in ablo- kası ve hasmım imhası. İngilte- re bunda muvaffak olabilir mi? Harp halinde, imparator - luk yolu Kap'a çevrilecek, bu fransız mxılu iılnlın Cebelıittınk Cezayir, T Bizerte, Malta, kendm Kıbrıs ve Hayfa' una h hırp halinde Kefalonya, Ko - rint, Sainte - Maure, Salamin, Mudros'dan ve Girit üslerinden istifade etmek ihtiyacındadır. İngiltere ve Fransa'nınkine na- taarruzuna girişi- lecektır Amiral Usborne, İn - giltere'nin Mısır'da müvakka - ten partiyi kaybetmesi ihtima- lini de tasavvur etmektedir, fakat italyan taarruzunun so - zaran daha zayıf bir d ya malik olmasına rağmen, İ - talya Akdeniz'in şark ve garp havzaları arasında münakale - leri kesmek bu - nunda ak uğrı. nanmaktadır. Netice İtalya i - çin felâketli olacaktır: Afrika- dakı ıtalyan ordularınnı yerin- de k l ve mağlup edil « lunacak ve halen ispanyol su - larında bulunan alman donan - masınm rolü Sierra Leone ve Kanarya üslerine istinat ede - rek İngiltere'nin Kap ve Ar - jantin yollırıylc mnnak.ı]eımı meleri, İtalya sahillerinin ab- lokası ve bombardımanı ve bü- tün hareket sahalarında (Libya sünusilerin ve Habeşistan'da Gala'ların ııyanıyle kolaylaş - unlıcık) ezici bir italyan k:ımıye Frınsa ve İngiltere'nin kuveti Akdeniz'in ki - litlerini ellerinde bulundurma- larından ızl.mektedır Zaâfları ise Sicilya'ya ve Libya'ya sa- hip olan İtalya'nın Akdeniz'i ortadan kesebilmek — şansına malik olmasıdır. İngiliz âmiralliği — şüphe - siz ciddi zayiattan sonra — İn- giliz ve fransızların Akdeniz'- in her iki havzasını temizliye - rek şarkta Ege denizi ve Ka - radeniz yollarını açmakta ve İtalya'nın on iki adalardaki üslerini tutunulmaz hale ge - titemekte gecikmiyeceğinden emindir. Garp havzasında Ro- dos'a müşabih bir rol oynıyan Balear ıdılımıı gelince bıınlı- riın kıymı yeti. ,Almanya, Posen - Thorn'de - ki Polonya ordularına süratle galebe çalmaya muvaffak ola - madıkca, garp cephesinde müt- tefiki İtalya'yı kurtaracak ka - ti darbeyi vurmıya gelmesi TT Dünyadakı beşinci askeri devlet: Lehistan Deyli Telgraf'a göre: Lehistan bir harp olursa iktısadi hayatı sarsılmadan 4.000.000 asker çıkarabilir Daily Telegraph and Morning Post gazetesi “Lehis- tan dünyanın beşinci askeri devleti” Lehi: bir makale neşretti. başlığı altında 'ın ordusu ve müdafaa A kaynakları hakk yazılan bu e kale çok h dir. Bu makaleyi yazan ingiliz muharririne göre her şey- den evel işaret edilecek nokta, Lehistan'daki doğum vaziyetidir. Lehistan'da doğumun çokluğundan dola - yı en son silâh altına alınan sınıflar, adet itibariyle Al- manya'nın ona tekabül eden sınıflarından daha çok - tur. Bu şartlar altında her ne kadar Lehistan 35 milyon nüfuslu bir memleketse de sayıca Fransa'dan daha mü- him miktarda asker seferber edebilecek iktidardadır; yalnız, Fransa'nın müstemleke askerlerini dahil etme - mek şartiyle.... Daily Telegraph gazetesi: Lehistan, harp olursa, ik - tisadi hayatı sarsılmadan 4.000.000 asker çıkarabilir, diyor. Hazer zamanında Lehistan ordusu 300.000 asker, 45.000 subaydır. Mükemmel talim görmüş ihtiyatları ise 2.000.000 dur. Mükemmelen techiz edilmiş ve talim gö.rmllş 30 piyade fırkası müstakil dehi li Deki; birlikler halinde kları, bizzat Lehis- şüphelidir. Londra'da İtalya' - nın bunu anlıyacağı umulmak - tadır. François Lassalle - İntransigeant İngiliz İmparaforluğu'nun Hattâ bu ıdılır düşman tara - fından kullanılsa bile, bunla - “fıri Fransa ve şimali Afrika hava filolarının çifte ateşine maruz bulundukları ve süratle bizim donanmamız tarafından kuşatılabilecekleri unutulma - malıdır. ısacası, İtalya, pek açık olan uzun sahilleriyle pek nazik bir Üi bulun- müdafaası ebelüttarık'tan Hong C - Kong'a kadar bü - tün ingiliz imp 'ın t tan'da yapılmışlu ve kaliteleri fevkalâdedir. Diğer taraftan, ingiliz gazetesine göre, Lehistan'ın süvari kıtaatı “Avrupa'da en iyi,, dir. Lehistan süvari kıtaları 50 alaydır. Ve muharebede çok ehemiyetli bir rol oynıyacaklardır. Çünkü memleketin arazisi ve coğ- rafi vaziyeti bir hususiyet arzetmektedir Paris - Midi torluğu bir harbe sürükle - necek olursa, ingiliz ve do- minyon kuvetleri vasıtasiy- le hakiki ve müstakil bir ic- raat temini plânı vücuda faal bir şekilde müdafaaya hazırlanıyor. — Londra'da, Berlin - Roma - Tokyo mü- ğ Avusturalya ve Yeni Ze- land, cenup denizlerine doğru hızla ilerliyen japon sellesini yorlar. Aym nmındı Birleşik b maktadır. Fransız donanması, denizaltı gemileri itibariyle italyan do - zayıf yük okyanus'a çekiyor. Resmi mahfiller, mihvere dahil bul dan dola- rağmen, hafif süratli kruvazör- ler itibariyle çok daha kuvet- Hdir, ve onunkilerden daha kudretli iki büyük zırhlıya ma- liktir. Akdeniz'de bugün mev- cut kuvetler nazar itibare alın- mak şartiyle, Fransa ve İngil- tere'nin b istinaden düşmana karşı ener - jik hareketlere girişecekler - lnıîltere'nin iki anenevi üssü olan Malta ile Ce- belüttarık'ın âkibeti ne olacak- tır? Hava silâhının terakkileri yiızıindun her ikisi de nuık bir mukabil italyanların 2 zırhlısı vardır. Müuehkl:nn iki tay - yare gemisi mevcut olduğu hılde italyanların hiç yoktur. 10 ağır ve 9 hafif kruvazörle- rine mukabil italyanların ayni boyda sırasiyle 7 ve 18 ünite- leri, ingiliz - fransızların 64 müuhribine mukabil 59 italyan hribi vırdır Gerçi italyan d lar ve tor- kil, PPRC'E Bn pek ciddi bir mukavemet göstere - fîklerqır. fakat fıızlı'ıız !ı'ıvı maruz rı için taarruz üssü olarak kul- bit » illardır. Cöbelik pil kovanlariyle mücehhez mo- törlü ve pek süratli ganbotlar itibariyle üstündürler. yı Japonya'nın cenubi Çin- de veya Hollanda Hindis - tan'ında yeni bir darbesin- den korkulacağını söylü - yorlar. Dominyonlar kendilerini korumağa fevkalâde ehemi- yet vermektedirler. 14 ni - sanda yeni Zeland'ın Vel - lington şehrinde “büyük okyanusun müdafaası kon- feransı” isminde bir konfe- rans toplanmıştır. 1912 de de bu iden bir topl inden endişelen- mektedir. Japon kıtaları daha Kan- ton'u'işgal etmezden evel, Londra hükümeti Hong - Kong'un vaziyetinin güç - lüğünü anlamıştı. İngiliz amiralliği Avusturalya'nın Darven limanında birinci sınıf bir deniz üssü tesis et- meğe karar verdi. Burada, süratle cesim yer altı depoları inşa etti. Bu deniz üssünün muhtelif kı- sımları yeraltı geçitleriyle biribirine bağlanmış bir haldedir. Burada, gizli bir çok hava meydanları var - dır. Tayyareler, verilecek yapılmıştır, mamafi bdyle bir teşebbüse çok ehemiyet verilmemelidir. ilk işar uçmak için ha - zır bir vaziyettedir. Yeni Zeland'ın teşebbüsü ile toplanmış olan büyük - konferansları ide ni Zeland - Avusturalya hattı üzerinde kâin ingiliz topraklarını kucaklıyan bu geniş mıntaka için bir ter- sene ve erzak deposu halin- de olacaktır. Bu konferansta, bir bü - yük okyanus müdafaa kon- seyi vücuda getirilecektir. Bu könsey sulh zamanında bir işbirliğini ,harp zama - nında da bir kontrol ve ku - manda uzvu olacaktır. Bu suretle, İngiltere bir taraf- tan Avrupa'da Fransa ile tam müttefik olarak sulhcu devletler cephesi vücuda getirirken, Asya'da da Ro- ma - Berlin mihverine da - hil olan Japonya'nın bü - tün sürprizlerini , önden karşılamağa çalışmaktadır. PARİS - MİDİ İngiltere ve Balkanlar iplomatları kabul et- D mek, ziyaret ve mu- kabil ziyaretlerde bulun - mak —hususunda — yalnız Downing Street'te gayret sarfedilmemektedir. Dışa - rıda farkına varılmamakla beraber, Bord of Trade ve Departman of Ayversean'- ( RADYO ) TÜRKİYE Radyo Difüzyon Postaları TÜRKİYE Radyosu ANKARA Radyosu DALGA UZUNLUĞU 1648 m. 182 Kcs./120 Kw, T.A 19.74 m. 15195 KcıJ 20 Kw. T.0.P. 31.70 m. 9465 Kes./ 20 Kw., ANKARA SALI — 2/5/1939 12.30 Program 12.35 TÜRK MÜZİĞİ - Pl. 13.00 Memleket saat ayarı, a « )ını ve meteoroloji haber - 13. 15 MÜZIK (Karışık prog - ram - 13,45 - 14 Konuşrnı (Kadın sa- ati - Ev hayatına ait) 17.30 İnkilâp tarihi dersleri « Halkevinden naklen 18.30 Program 18.35 MÜZİK (Virtüozlar - Pı.) 19.00 Konuşma (Türkiye pos- tası) 19. ıs TÜRK MÜZİĞİ (Fasıl heyeti) Tahsin Karakuş ve arkadaş - ları - Safiye Tokay'ın iştira- kiyle. 20.00 Memleket saat ayarı, a - jans ve meteoroloji haberle- Ti 20.15 TPRK MÜZİĞİ : Çalanlar: Vecihe, . Ruşen Kam, Cevdet Kozan, Reşat Erer. Okuyan: Necmi Rıza Ahıs - kan, Semahat Özdenses. 1 - .eeee. - Hüzam peşrevi enin - Hüzam yürük semaisi - Rehi aşkında 3 - Selânikli Ahmedin - Se - zâh şarkı - Zevk olur giryele- rım 4 - Kanun taksimi - Vecihe 5 - Tatyosun - Hüzam şar - kr - Suyi Kâtanede, 6 - Hacı Arif beyin - Segâh şarkı - Olmaz ilâç sineyi Satpareme 7 - Şevki beyin - Hicaz şarkı - Af eyle suçum ey güliter 8-5S Pınar'ın - Hi- da da gayret sarfı | da öbürlerinden geri kalın- mamaktadır. Dosyalar, bavullar hazır - lanmakta heyetler yola çı - karılmaktadır. Bay Hud - son, kurmayı ile birlikte, geçenlerde Sovyetler birli- ğini, Lehistan ve Finlandi- ya'yı dolaştı. Şimdi de, etüt müzakere ve halledilecek - tir, Zannedildiğine göre bu konferansta silâhlanma ve bununla alâkadar olan A - “wusturâlya'nın ve yeni Ze - land'ın sanayileşmesi mev- zuları da karara alınacak - tır. Bugünlerde kendi mü - dafaaları için enerjik ola - rak çalışan iki dominyon vardır. Avusturalya, 1939 dan 1941 senesine kadar üç yıl içinde askeri masraflarını * 75 milyondan 215 milyon liraya çıkaracaktır. Bugün Avusturalya, her türlü a - teşli silâhlarla, top, cepane ve tayyare imal etmekte - dir. Bundan başka Velling - ton konferansı, geçenlerde Avusturalya'yı ve yeni Ze- land'ı ziyaret eden bir in - giliz hava heyetinin verdi- ği raporu da tetkik edecek- tir. Bu heyetin tavsiyeleri arasında, Avusturalya'nın tayyare fabrikalarının art - tırılması meselesi de var - dır. Avusturalya ile Yeni Ze- veya ek i heyetleri mü- temadiyen seyahat etmek - te, Yugoslavya, Yunanista- na uğramaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, Bal - kanlar'daki ekonomi saha - sını ingilizler yeni keşfet - mişlerdir. Hususiyle, al - man - romen ekonomi an - l ndan sonra, R caz şarkı - Kalmadı bende ne arzu Oo n eee - Karaciğar şarkı - Çeamını o mehveşin elâdır 21,00 Konuşma 21.15 Esham, tahvilât, kambiyo » nukut ve ziraat borsası (fi- yat) 21.25 Neselı plâklar - R. 1.30 MÜZİK (Radyo orkest « ra - Şef: Praetorius) : 1 - Giovanni Paesiello—]i bar biere di Seviğlia operatın - dan üvertür. 2 - Michael Haydn - Senfoni do müajör, op, 1, Nr. a) Allegro spiritoso b) Rondo, un poco adagio €) Final, fugato, vivace assai 3 - Luigi Boccherini - Sen - fonia la majör. a) Allegro assai b) Minuetto - Trio €) Andante ç) Finale, Allegro ma non troppo presto 4 - K. Atterberg - Barok süi- ti, Op. 23 a) Antrata b) Sarabanda €) Cavotto ç) Pastorale e gagliarda d) Sicilina :z.ğ:ı Mîîzıı( (Oda müziği -« 23.00 MÜZİK (Cazband - PI.) 23.45 - 24 Son ajans haberleri ve yarınki program AVRUPA OPERA VE OPERETLER ; 20 Brüksel — 20.25 Straz - burg — 21 Milâno — 22 Ke- za ORKESTRA KONSERLERİ VE SENFONİK KONSER - LER -: 15.25 Hamburg — 16 Breslav — 1845 Berlin — 19.30 Strazburg— 20.15 Doyç land Zender, Frankfurt — 20.50 Stokholm — 21 Droyt- viç, Varşova — 2115 Doyç- land Zender — 22.30 Keza — 24 Ştütgart. SOLO KONSERLERİ : 18 Sarbrük — 18.20 Viyana — 1845 Viyana — 21.50 Roma ORG KONSERLERİ VE KO- ROLAR : 17.15 Kolonya — 18.25 Keza — 19 Laypzig — 19.40 Beromünster HAFİF MÜZİK: 19 Breslav — 20.15 Frankfurt, Laypzig — 21 Ştütgart. HALK Muslkısl 15.30 vi- yana — 19 K DANs Muziu. ı9 15 Duyç_ land Zender — 20.15 Berlin, Königsberg — 21 Kolunya —ZI1.10 Sarbrük — 21.30 London - Recyonal — 22 Monte Ceneri, Sottens — 22.30 Breslav, Liyon — 22.45 Paris - P.T.T., Sofya — 22.55 Lüksemburg — 23 Floransa, Roma, Tuluz — 23.5 Droyt - vıç.London Recyonal kasiyle maksadına varmak istiyen dış bakanlığının parolasiyle hareket etmek - tedir. Almanya'nın 1934 denbe- ri Balkan pazarlarını elıne muvaffakiyetle — geçi olması ve Avusturya'nın il- hakı ile Çekoslovakya'nın dağılması neticesinde, ge - rek Tuna'da gerek bu mem- ya, gerek İngiltere'nin ge - rek Fransa'nın bütün alâ - kalarını üzerinde topladı. Lord Sempill, Romanya e - konomi mahfilleriyle ge- çenlerde temasa geçtikten sonra, şimdi de ingiliz hü - kümetinin ekonomi müşa - viri Sir Frederic Leith Ross'un riyasetinde bir in - giliz heyeti Romanya'ya gitmektedir. İngiltere hiç bir zaman şark ve cenup şarki ile bu- günkü kadar yakından alâ- kadar olmamıştır. Fakat her şeye rağmen, İngilte - re'nin sırf ekonomik mak - satlarla hareket ettiği şüp- heli görülmeğe değer bir keyfiyettir. Gerek Board of Trad, gerek ingiliz diş ticaretinin diğer mesul ma- leketlerde, kendine, kolay - ca set çekilemiyecek bir yot? temin etmiş bulunması ha- kikatı, abloka silâhinın körleşmiş olduğunu, Al - manya'nın, bir harp takdi- rinde de, dünya harbında- kinden çok daha kolay bir şekilde iaşe ve ham madde ihtiyaçlarını tedarik edebi- lecek mevkide bulunduğu - nu İngiltere'ye göstermiş - tir. Almanya'nın, müdafaa ekonomisi bakımından, va- ziyetini, kat kat ıslâh etmiş olduğu İngiltere'de de tak- dir edilmektedir. Bundan dolayıdır. ki, İngiltere'de şimdi, siyasi çenberi ta- mamlamak maksadiyle eko- nomik bağlar hazırlanmak- tadır. Almanya'nın, cenup şarki pazarlarından artık yor değiller; fakat buna rağmen, İngiltere, Alman - ya'nın mevkiini zayıf dü - şürmek için var kuvetiyle çalışıyor. | ine gel YN meyerar A neşredilen bir mektupta, Romanya'daki ingiliz tica - retini teşvik ve takviye için bazı tavsiyelerde bulunul - maktadır. Bu tavsiyelerde ezcümle deniliyor ki, ingi - liz tüccarı, Romanya istih- sal maddelerine, Almanya gibi, yuksek fiyatlar teklif edebilmek ve ingiliz malla- rını da keza Almanya gibi, ucuz bir fiyatla satmak mevkiine getirilmelidir. “Financial News” siyasi garantinin ekonomik ga - ranti ile tamamlanmasını teklif ve başka memleket - lere, Almanya ve İtalya' - dan fazla ihracatta bulu - nulmasını muvafık gör - mektedir. Diğer taraftan, ingilizlerin Balkanlardan fazla mal almaları netice « sinde kendi memleketle « rinde ortaya çıkan zorluk « ları da inkâr etmemekte « rık'ın hinterlandı yoktur ve Greervich deniz akademisinde Likuı ingiliz lmırılhgl İtalya, tonajına ciddi zayiat verdirme- müttefiklerin Bu konferansın gayesi ap okyanos konferansında im- luk konfı veya açık eğer ingiliz i » 1 A land; Singapur - Tici »- Ye- oi j p | e | (KURBAĞA DAMGASI — Size kardeşinizin hayatını bağış - hıyacağım!. Bir an genç kızın etrafında her şey döndü ; Ella düşmemek için bir iskem- leye tutundu. — Ne demek istiyorsunuz? — Size Glucester hapisanesinde bu- lunan ve ölüm cezasına mahküm edil- miş olan kardeşinizin hayatını bağış - hıyacağım. Ella bitkin bir halde kendini bir is- kemleye attı, sanki kelimelerin mânâ- sını anlamıyormuş gibi — Kardeşim, diye tekrar etti, ölüm cezasına mahküm edilmiş... Kurbağa devam etti: — Bu gün pazartesi, çarşamba günü ölecek. Size aaber gönderdiğim zaman geleceğinize söz verin, onu kurtara - yım. Genç kız sordu: — Onu nasıl kürtarabilirsiniz? — Adamın biri, Gill isminde bir za- vallı, bir itirafname yazdı, Lew Bra - dy'yi öldürmüş olduğunu itiraf edi- yor. — Brady'yi mi? Kurbağa başı ile evet mânâsına ge - len bir işaret yaptı. Yazan: Edgar WALLACE Genç kız: — Yalan diye bağırdı, yalan söylü- yorsunuz. Kurbağa, israrla: Ze BEniK vi £ HizinizsıEi. ye sordu: Ella: — Hayır, hiç bir zaman, hiç bir za- man, diye bağırdı. Ölmeği tercih ede- rim; söylediklerinizin hepsi yalan. Kurbağa: — İhtiyacınız olursa beni çağırın, dedi. Pencereye boş bir kart bırakın; o zaman kardeşinizi kurtarırım. Ella masaya dayandı, başını elleri - nin arasına aldı. — Yalan, yalan, diye tekrar etti. Sözleri cevapsız kaldı; başını kal -| dırdığı zaman odada kimse yoktu. ğildi, hakik inayetten fi- lân bahsedilmemişti, oyle bir şey duy- mamıştı; eğer bir cinayet olmuş bile olsa, bunu Ray işlememişti. Yoksa, bundan, kendisinin haberi olması lâ - zımdı, Ray babasını isterdi, çağırtırdı. Genç kız soğuk bir banyo yaptı; ya- rım sâat sonra sükünet buldu. Ray ya- şiyordu, bu adam onu korkutmak iste- mişti. Kimdi bu adam? Genç kız titre- di. Bu meselede bir tek çarei hal var- dı. Genç kız acele bir fincan çay içti ve şehire gitti ve Londra'ya giden ilk trene kendisini attı. Bir an bile, pen- cereye bir kart koymak ve böylece kar- deşini kurtarmak aklına gelmedi. Fa - kat için için Kurbağa bu hikâyeyi uy- durmuş olacağına inanamıyordu. Bun- da onun ne menfaati olabilirdi? Genç kız geldiği zaman, Dick, daha kahvaltı ediyord!u. Genç kızın yüzüne ilk bakışta, fena havadisler getirmek- te olduğunu anladı. Elk ayağa kalkıyordu. Genç kız o- na: — Durun, M. Elk, gitmeyin, dedi. Sizin de söyliyeceklerimi işitmeniz lâ- Mutbağın kapısıi açıktı. Dışarıya bak- | zım. tı, kimseyi görmedi. Ancak kapıyı sürmeliyecek kadar bir kuveti kalmış- tı; sürüklenerek yatağına kadar gide - bildi, kendisini baygın bir halde yata- ğa attı. Ertesi sabah uyandığı zaman, yüzü sarı, gözleri ığl!ıktın kıp kırmızı i- di. Başı dönüyordu. Geceki şeyler bir kâbustan ibaretti, hiç biri hakikat de- Kü Ella mümkün olduğu kadar kısa 0- larak, onlara, geceki hâdiseleri anlat- tı. Dick, hiddetten köpürerek genç kı- zı dinledi. — Ray idama mı mahküm edilmiş? Muhakkak ki bu yalan! Elk sordu: — Onun nerede bulunduğunu söy - ledi mi? Elk mırıldandı: — Gloucester hapisanesi... Orada i- dama mahküm biri var, ismi... — ismi hatırlamıya çalıştı —. Evet, ismi Car- ter, Evet evet, Carter. Bir serseri. Phe- nan isminde diğer bir serseriyi öldür- müş. Dick, Ella'nın elini kendininkile- rin arasına alarak : — Onun, Ray olmadığı muhakkak, dedi. Bu haydut sizi korkutmak iste - miş. Hüküm ne zaman infaz edilecek miş? Ella hıçkırarak: — Yarın, diye cevap verdi. Dick, genç kızı teselli etmek için: kamları, dış ticaret politi- sın” diyerek muavininin getirmiş ol - duğu dosyayı tetkike başladı. Fakat i- şine yarıyacak mühim malümata tesa- düf etmedi. Mahkümun, boyu ve ağır- lığı Ray'inkilere uyuyordu. Dosyada farik alâmetler yoktu; eşkâlinde: ha - fif sakalı var, yazılı idi. Ani bir hareketle yerinden kalktı. Hafif sakal! Ray Bennett esrarengiz bir sebebe mebni sakal salıvermişti. Broad bu noktaya nazarı dikkatini çekmiş olduğunu hatırladı. — Olamaz, imkânı yok, diye bağır- dı. Evet imkânı yoktu, fakat gene de... Bir telgraf müsveddesi kâğıdı aldı ve yazdı: “Gİ h müdürü. — Ray, her halde Avrupa'ya geçmiş tir, dedi. Elk onları yalnız bırakmayı müna - sip gördü ve çekildi. Kurbağa'nın ya - lan söylemiş olacağına manmıyordu. Çok acele). İlk trenle ve hususi bir memurla, hapisenenizde bulunan ve ö- lüm cezasına mahküm edilmiş James Carter'in bir fotoğrafını Scotland Yard arşiv dairesine gönderin. İlk Bü gelir g yeni ni çağırtarak: trı:nle gelmeıı lâzımdır; çok acele.” — Şimdi G1 Aü> Bdi bti Aattı. bulunan ve ölüm cezasına mahküm e- dilmiş olan Carter isminde birisi hak- kında elde edebileceğiniz bütün malü- matı getirin, dedi. Bilhassa fotoğrafı- nı, parmak izlerini ve cinayetin tefer- ruatını istiyorum. Müavini on dakika sonra küçük bir dosya ile tekrar geldi. — Fotoğrafını daha göndermediler. Mahalli polis, cınıyetlerde, hüküm in- Telgrafı gönderdikten sonra tekrar dosyayı tetkike koyuldu. Demin gö - zünden kaçmış olan bir teferruatı bu sefer keşfetti: sağ kolunda aşı yeri. -Bu teferruat mühimdi. Kaideten aşı sol kola ve omuzun biraz aşağısına ya- pilır. Tekrar çalışmaya koyulmadan evel bu noktayı defterine kaydetti. Öğleye doğru fotoğrafın gönderildi - ğini bildiren telgrafı aldı. Mahküm i . fazından sonra tam dosyayı gi yor. Elk, “Mahalli polis yerin dibine bat- hiden Ray ise nasıl yapıp onu kurta- rabileceklerdi? Bu noktayı düşünmek- le beraber fotoğrafın gönderilmiş ol - çıkarılamıyacağıni bilmi - TTTT TT DA TT dir. masına memnun oldu. Elk, bütün kal- biyle, Kurbağa'nın yalan söylemiş ol- masını temenni ediyordu. k Saat birden biraz evel Dick, Elk'e telefon ederek, otomobil kulübünde beraber yemek yemek için onu davet etti. Elk, otomobil kulübüne geldiği za- man, genç kızı teskin edilmiş ve hattâ neşeli buldu, ve gözleri genç kızın parmağında fevkalâde bir parıltı ile parlıyan bir yüzük gördü Dick Gor * don bu kadar meşguliyet arasında bu- labildiği bu boş vaktini hiç te heder etmemişti. Dick, yemek esnasında — Elk, işlerimizi biraz ihmal ettim galiba; mamafi ben yokken her halde siz vaktinizi boş geçirmemişsinizdir. Elk: A — Tabii, diye cevap verdi. Çok mü- him işler gördüm. Londranın garbına çiçek hastalığı salgını varmış, ve Scot- land Yard'daki bütün memurları aşılı- yacaklarmış. Doğrusu bu benim işime hiç gelmiyor. Ben yaştaki bir adam, her türlü mikropların tesirinden ma - sundüur. Genç kiz gülmeğe başladı. — Vah zavallı M. Elk, doğrusu çok hoşuma gidiyorsunuz. Beş sene evel beni ve Ray'i aşıladıkları zaman çok feci anlar yaşamıştık. Mamafi aşı hak- kında gayet hususi düşünüşlere sahip çok iyi bir doktorumuz vardı. (Sanu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: