27 Ocak 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i Bozuk Lui Kis, Altöş caddesinde otşırur- U; yirmi yedi yaşında ve evli idi; sa- Ti ve ince bıyıkları vardı. Her sabah ay- P*mn karşısına geçip ıslak bir f_n'şa ile saçını arkaya yatırırdı. Mesleği, ü- Süncü belediye dairesinde kâtiblikti. Lu: Kis'in bir çocuğu vardı: Lolo Kis dört yaşında idi ve kendisini, ana- Sından beşzadım kadar önce, elinde bir 'Aston, başının tam tepesinde bira bar- dağı büyüklüğünde yeşil, sivri bir Ti- Tol şapkası, sık sık Fehervar caddesin- de görmek kabildi. Bu şapka, kendisi dar kocaman bir sülün tüyü ile süs- €nmişti. Bayan Lui Kis, başı yana çevrilmiş, ho'nun ardı sıra yürürdü. Hadik vesinin penceresinden onları ekse- Tiya görür ve Bayan Lui Kis'in başını Öyle yana çevirişine bakarak kendi endime: “Bayan Lui Kis hayatla ba- Tışık,” der ve onu içimden tebrik eder- K, Onüu tatir tatır, saygıya lâyıktır. Bir gün diş macunu almak üzere ec- Zahaneye uğramıştım. Lui Kis de. ora- Ya gelerek: “Bana bir derece veriniz, dedi. Bir başka tanıdıkla uzün bir bah- &e dalmış olduğumdan kendisi ile gö- Tüşemedim. Yalnız onu: “Servus, Lui, 'ölleriyle selâmladım. LA Ertesi gün, Jerar hamamları önünde Yan Kis'e tesadüf ettim. Lolo önde, başındaki sülün tüyü ile, yüxyfırdu: — Evde biri mi hasta: dedim. Dün Ocanız eczahaneden bir derece aldı. Kadıncağız: İ o — Kocam her akşam ateşi (_ıldug_un- dan bahsediyor. Gidip kendini hekime Böstermiş. Hekim de ehemiyetli bir şe- Yi olmadığını, biraz hareket etmesi lâ- Zim geldiğini, bir buçuk iki AY kadar Va tebdil ederse, meselâ kabil ise 'atra'ya giderse sıhati yerine gelece- ğlni söylemiş... A, bakın yağmur başla- h_BaYîln Kis şemsiyesini kaldırıp â$- — Lolo şemsiyenin altına gel, diye Socuğunu çağırarak devam etti. Lui dt Müthiş bir vehim var: her akşam saat #ltında eve geliyor sallanır iskemleye Oturuyor ve hemen dereceyi kolunun tına yerleştiriyor. Biraz sonra pen- Tenin önüne gidip dereceyi çıkArI- ,?'ı kılıfına koyarken : “otuz yedî üç! İyor, Fakat sözlerinde öyle bir ümid- lik his ediyorum ki, müteessir olu- Orum, gözlerim doluyor. Bu derece- <i karşı nefret duyuyorum, tutunca Dencereden atacak gibi oluyorum. Lui, hu İşi bitirdikten sonra .nrquış ken- ini kovalayan biri vamıxlıîa gıbâ,oî:;— içinde üç aşağı beş yukarı  Sörç çOCuklaçmcşğğul olmıyor. Halbuki iden onunla saatlerce oynardı! Zavallı kadını teselli eımzık 'ıı:teduı;ı:ı : — Geçen gün bir profesörle konuşt> yo'd“m;: baî:nmerfezi Avrupada he- gn herkesin göğüs nezlesine X?ı,“?m' dığmı, fakat hastalığın çok ııatı_ı, ad:_. farkedilmeden geçtiğini söyledi. Mademki bu hastalık salgın halde, de- .*k ki hepimiz sıramızı bekliyebili- tiz, — Fakat Lui bunu ciddiye'almrî Tevam ederse ne yaparım? Ah !nodiyi ;'i' derece bir bozulsa da OtUZ V' $ keçmese!.... rdu, yüzüme baktı, yord“: — Dereceyi bozalım, dedi- ü mektc: kendimi îllamidlm' Onra, heyecanla sordu: —Ne oluî, bana yardım etsenize ! Ayni eczahaneye gittik. a — Geçen gün kocamın almış olduğu gözleri parlı- pgm: zira bu musibet hayatla uzlaşabil- | derece Yazan: Lui Zilahi derecenin eşini istiyorum. Ve çocuğun başını okşayarak ilâve etti: — Lolo ötekini kırdı. Dereceyi otuz altı sekize getirerek ümid burnunu (1) bir daha aşmaması için bozmak vazifesi bana düştü. Eve giderek otuz altı onda sekizi bflqı?f:a- .ya kadar dereceyi bir beze sürttüm, sonra ucunu açtım, hava boşluğunu su ile doldurdum, deliği bir parça bal mumu ile kapadım. Tam bir buçuk saat çalışarak dereceyi eskisinden farkedil- mez bir hale getirdim: elli derece ha- rarete arzedilse 36.8 den yukarı çıka- mazdı. Ertesi gün onu Bayan Lui Kis'e verdim. İki gün sonra, Lolo, sülün tüylü Ti- rol şapkası ile önde, yüzü gülen bayan Kis arkada, onlara gene cadde de rast- ladım. e — Hiç mesele yok, dedi, işler yolun- da,.. Luis gelir gelmez dereceyi koyu- K ü grkı bugün de ateşim yok,” diyor. Va- ziyetten o kadar memnun ki her türlü çılgınlıklar yapmağa kendinde hak gö- rüyor. Dün bütün akşam küçükle oy- nadı. O zamandanberi dört ay kadar geç- mişti. Geçen gün Fehervar caddesinde bayan Lui Kis'in karşı tarafdan geldi- ğini gördüm. Lolo gene önde, sülün tüylü şapkası gene başında idi. Fakat bayan Lui Kis'in yüzünü dullara mah- sus uzun siyah tül örtüyordu. Baştan aşağa kadar siyahlar giyinmişti. Korka korka yanına yaklaştım. — Ne oldu bayan Kis? dedim. — Öldü. On beş gün oluyor. Ve sonra, meyus, gülümsiyerek: — Ölümü aldatmak kabil olamıyor, dedi. 'Yan yana, sesiz, yürüyorduk. I_—'eher- var caddesinde bir oyuncakçı dükkânı vardır. Lolo vitrininin önünde durup burnunu cama dayadı. _ Bayan Lui Kis, yavaşça elinden tu- tup Lolo'yu kenara çekti. Bir çocuk yetim olunca, burnunu oy! kçı dükkâ dayama- malıdır ça “fok” kelimesi hem derece, O ı:;ı“;e burun manâsına gelir. Andaç — NÖBETÇİ ECZANELER Pazar ; İstanbul eczanesi Pazartesi Merkez ör Salı Ankara ” Çarşamba — Yeni ve Cebeci eczaneleri Perşembe * Halk ve Sakarya » Cuma ! Ege eczanesi Cumartesi Sebat ve Yenişehir eczaneleri HALK ve YENİ SİNEMALARDA MATİNELER Hergün Cumartesi Pazar 1445 13,00 11.00 16.45 14.45 13,00 18.45 18,45 1445 21.00 21.00 16.45 18.45 21.00 “ Pazar ve cumartesi günlerinden başka HALK sinemasında hergün halk matineleri: 12.15 Film değişme günleri: Pazartesi ve Cuma LÜZUMLU TELEFON NUMARALARI Yangın ihbarı: 1521, — Telefon müracaat şehir: 1023 - 1024. — Şehirlerarası: 2341 - 2342. — Elektrik ve Havagazı Arıza Me- murluğu: 1846. — Mesajeri Şehir Anba- rı: 3705. — Taksi Telefon numaraları: Zincirlicami civarı: 2645, 1050, 1196, — Samanpazarı civarı: 2806, 3259, — Yeni- şehir, Havuzbaşı Bizim taksi: 2323 — Havuzbaşı: Birlik taksi: 2333 — Çankırı caddesi, Ulus taksi; 1291. OTOBÜSLERİN İlk ve Son SEFERLERİ Sabah Akşam İlk Son sefer sefer Ulus M, dan K. dere'ye 6.45 23.00 K, dere'den Ulus M. na 7.15 23.20 Ulus M. dan Çankaya'ya 7.25 23.30 Çankaya'dan Ulus M.na — 7.10 23.30 Ulus M. dan Dikmen'e 7.30 20.00 Dikmen'den Ulus. M.na — 8.00 20.30 Ulus M. dan Keçiören'e — 6.00 — 21.00 Keçiören'den Ulus M.na — 6.30 21.30 Ulus M, dan Etlik'e 6.30 — 20.30 Etlik'ten Ulus M, na 7.00 — 21.00 Ulus M. dan Cebeci'ye — -7.00 — 20.30 Cebeci'den Ulus M. na 7.00 — 20.30 Cebeti'den As, fabl, ra — 6.30 17,15 As. fabl. dan Cebeci'ye 8S."pazar'ndan Akköprü'ye 6.30 7.15 Akköprü'den S. pazarı'na —— 9.45 Ulus M. dan Yenişehir'e — 7.00 —— Yenişehir'den Ulus Mana —— 7.10 Yenişehia İstasyon Ve B KK, her saatı beş gece seferler devletler için kaynağı Frank C. Hanighen, Nevyork Taymis gazetesinde yazıyor: Almanya ile general Franko arasın- da imzalanan bir ticaret anlaşmasına ğgöre alman hükümeti İsparıyadan ham demir ve bakır alacak ve bu husustaki nakliyat başlamış olacaktır. Bu mad- delerden sade almanların mı istifade e- deceği, yoksa İngiltereye de bir takım imtiyazlar verilip verilmiyeceği henüz tamamiyle belli değildir. Almanyanın silâhlanma programı- nın tatbiki için pek lüzumlu olan bu ham maddeler mukabilinde Franko hü- kümetine bol bol cephane ve silâh ve- receğine pek az adam şüphe edebilir. Muhakkak olan şudur ki İspanya, Av- rupada ham madde ihtiyacında bulu- nan devletler için bir mücadele mer- kezi halini almaktadır. İspanya yarım adası, bugün silâhlan- ma yarışına girmiş devletler için, ham madde bak dan büyük bir ehemi- vardır. Pazar günleri ilk seferler birer saat sonra başlar. Ak ları Ulus mey dan Yeni- şehir'e ve Yenişehir'den Ulus ydan idecek büslerin hareket sine- maların dağılış saatlerine tâbidir. POSTA SAATLERİ Posta saat 19 a kadar İstanbul cihetine mektub kabul eder. Taahhütlü 18 e kadardır. * TREN SAATLERİ Haydarpaşaya — : Her sabah 8.20, Her akşam 19.15 ve 19.45 de (salı, perşembe, cu- martesi Torog sürat.) Samsun hattına : I—_lergün 9.35 (Kayse- yet kazanmıştır. Silâh yapmak için pek lüzumlu olan demir madenleri, İspanyanın Bask e- yaletinde, Asturia ve Leon yakınların- da pek zengindir. Bundan başka is- panyol Fasında da açılmış ve açılma- mış bir takım demir maddeleri vardır. Cebelüttarık yakınlarında bulunan Huelva eyaletindeki Rio Tinti bakır madenleri de Ayvrupanın, ve bütün dünyanın en ehemiyetli bakır maden- lerindendir. Büundan başka memleketin cenup kısmında da şurada burada hbir çok ba-| —m'm'eîle'?îM' Silâhlanma yarışına giren ham madde İspanyada âsilerin ve hü- kümetçilerin ellerinde bu- lunan eyaletlerdeki ma - denlerin yerlerini göste- ren harita. Bazı yabancı devletlerin yaptıkları yar- dım, bunların imtiyazını almuak içindir. .ıİİİülğ!?ligt,c;x C. AĞ KOrCU SN Ha E ll d i * ’ı NMİEB HÜKÜMETCİLER yor. Bunlar bundan başka bir takım ma- denlerden ve mahsullerden de fayda- lanabilirlerse de abluka yüzünden bun- ları vapurlarla sevketmeleri müşkil ol- maktadır. Katalonyada bir takım ehemiyetli fabrikalar mevcud ise de bunların ça- Vlsması daha ziyade dışarıdan gelecek. ham maddelere bağlıdır. ! | DN e Ka —- Z >ğR>—HPD|* x>OUjln VAS delerinde 1 nıf harb ham maddelerinden sayılır. İspanya hükümeti bu madeni asırlar- danberi işletmekte bul (Bu Al ismini taş a- rablar zamanında da buranın bilindiği ve işletildiğini göstermektedir. - Çe- viren.) İspanya, yer yüzünde fosfat istihsa- li bakımından dördüncü, potas bakı- A A 32 >R>DDlU >ixz Ş dan da sekizinci gelir. İspanyanın sair maden kaynakları arasında kükürt, çinko, manganez, mo- ol EzE<>or -|0 >in> Zİ>|İgİ-— |H 2)>İ/U)Dİ> >|0|>|D LA AA he ee Almanca ve fransızca bilen memur aranıyor Ankarada bir bankada çalış- mak üzere almanca ve f ı:aıısı.z.- ca bilen, tercihan mali bıı: mu: essesede çalışmış, V€ bu lisan lardan biriyle muhaberat yîpa- bilecek bir memur ıl'ınncn tır. Verilecek ücret iktidarına göre yüz - yüzelli lira arasında- V ekllerin tercümel Hnlle” riyle, boy fotoğ;ıî'l:kr;nrı ve [::: feranslarını gae d maralı posta kut! ü sonuna kadar yollıınall&!'l 4 Ea[l ınndu'. S l SOUPL EX-PLATİNE 0,08>x &ÜD £çi Sulunmuıyan bir Tekemimiul libd , teneke, linyit, bizmut ve tuz vardır. Bundan başka pek iyi cinsten olmamakla beraber maden kömürü de mebzuldür. 5 Afrikadaki İspanya sömürgesi Rio de Oro'da zengin kauçuk da vardır ki büu madde harb endüstrisi bakımından çok değerlidir. Bütün bu hakikatler göz önünde bu- lundurulacak olursa ispanyol harbınım AA I A l Soldan sağa: 1 - Patatese benzer bir sebze. 2 - Od - Kakış, 3 - Bayanların kirpiklerine sürdükleri bir madde - 4 - İplik Barmağa mahsus. 5 - Şarablar için “kuru” manasına kulla- nılan bir kelime, - En eski türk hükümdar- larından birisi. 6 - Asmak emir - Açık kelimesinden son- ra kullanılır bir sıfat, » Örümcek ve balıkçı tarafı örülür. - Kemiğin içi, düğme deliği. 8 - Türkçe bir erkek ismi - bir sorgu eda- a: tı. 9 - Esnasında, Yukarıdan aşağıya: 1 - Uçurum - Altmış dakika, 2 - Yeni radyo istasyonumuzun kurulmak- ta olduğu kasaba. 3 - Pek az zaman ve mesafe, 4 - Merkeb - Gerçek, 5 - Tibetteki esrarengiz bir reis - Beyaz 6 - Bir nota - keman yayına sürülen bir nesne, 7 - Beygir - atılmaktan emir. B » Pus - Kesilmemiş hububat. » Kesmekten emir, | zeytinyağı ve portakalları da piyasada bütün ham madde pazarlarında büyük bir alâka ve büyük bir hareket vücude getirmesine hayret k lâzım ge- lir. Fransa, şimdi kendi cephanesi için İspanyadan pirit alamadığı için, bunun yerine kükürt kullanmağa ve bu mad- Ka . hat üzerindedir). ü t Bundan başka İspanya, bakırla ka-| — Yalnız şu var ki her iki tarafın da Dâî,’î,':ı';ı'â'.':ı::î'u Hergün ı:-;g n_ggk pirit mıde_nlcn bakxuundan_da elde bulundurduğu ham maddeler, İs- Kırıkkaleye rayotobüs ” 16.05 birinci safta gelir ve bu maden, kim- | panyada cephane ve silâh' yapmasına GÜNLÜK: yevi sanayide ve patlayıcı maddelerde | pek az yardım edebiliyor. : k“îuwl"- Ö kiz .| Kaldı ki memlekette pek az silâh PRAA Rumi - 1858 Jİspanyada Kordova'nın şimalindeki | fahrikası yardır ve her iki taraf da dı- 25 Zilkade İkinci kânun 14 — | Cindad Real eyaletinde bulunan Al- | çıcrdan gelecek silâh ve cephanel » f 81- ıI;- * g f;; maden civa madenleri de dünyanın en | bel bağlamaktadırlar. Fakat ham mad- ö et gin cıva kay ıdır. Bir çok | delerin bundan başka bir değeri vardır. kimya endüstrisinde ve patlayıcı mad- | g la başka Te ptlerdancailüh Mlanılan cıva da birinci s1- | ye cephane alınabilir. Netekim, âsiler bu suretle hareket etmektedirler, İhtilâlin ilk günlerinde i de- mir madenlerine hakim oOia.. - .anko, yarı resmi bir alman firması olan His- ma Rovak ile Almanyanın ham demiri- ni temin etmek üzere müzakerelere gi- rişmişti. Bu müzakereler neticesinde Frankonun on iki ay içinde Almanya- ya 800.000 top ham demir vermesi ve bunun parasının Frankonun Almanya- ya olan borcundan indirilmesi karar- laştırılmıştı. İngiliz Rio Tinto şirketi, bu siyaset- ten ziyadesiyle zarar görmüştü. Bu şirketin elinde bulunan bakırlardan bir çoğu âsiler tarafından alınarak Al- manyaya gönderilmiş, bunun mukabi- linde de artık kıymetten düşmüş olan pesetalar verilmişti. Bunun üzerine şirketin reisi, bu va- ziyet karşısında İspanyada bir iş gör- mek imkânı kalmadığını resmen söyle- miştir. “Ham maddeleri vererek mukabilinde silâh almak kabil olduğuna göre aske- ri harekâtın hedef olarak neden ma- denler bölgesini seçtiğini anlamak Bgüç almaz. İlkbaharda bilhassa italyanla- rın yardımı ile âsiler Almaden bölge- hhitel deyi de İtalyadan satın almağa mecb olmuştur. İspanyanın mantarları, zeytin ve mühim bir mevki tutar. Bir sene süren muharebe neticesin- de bu kaynakların bir çoğu âsilerin e- line geçmiştir. Bilbao'nun zabtedilme- si de demir havzasının general Fran- ko'nun eline geçmesine sebeb olmuş- tur. En iyi*bakır sahaları ise daha is- yanın ilk günlerinde Âsilerin elinde bulunuyordu. Bask'daki ve Sevil'in Şİ- malindeki kömürler, Fastaki ve İspan- yanın b daki g ler, kö- mürlerin bir kısmı, kurşun, kükürt ye pirit de gene âsilerin elindedir. Bun- dan başka, mantar, zeytin ve portakal sahalarına da frankoist'ler hükmedi- yorlar. Hükümetçilerin elinde ise Almaden- deki cıva madenleri, bir çok çinko ve kükürt madenleri, cenubtaki bir kısım sini zab k için teş de bu- lunmuşlarsa da muvaffak olamamışlar- dır. Eğer bu teşebbüste muvaffakiyet elvermiş olsaydı, o zaman dünyada cı- va istihsalinde ikinci gelen İtalya, dünya cıva piyasasına tam manasiyle hakim kesilecekti. - İngilizler, bundan evelki ispanyol buhranlarından daha ziyade Bilbao'- nun sukutuna ehemiyet vermiş, alâka göstermişlerdir. Bask bölgesindeki madenlere birçok ingiliz sermayesi yatırılmıştır ve ingi- lizlerin başlıca demir ithal ettikleri yerlerden birisi de İspanyadır. Acaba, general Franko, harb esna- sında gösterdikleri yardımlardan do- layı muzaffer olduğu zaman ve yahut ondan daha önce İspanyanın ham mad- deler imtiyazını Almanya ve İtalyaya verecek midir? Her ne kadar Franko hükümeti, bu- nu tekrar tekrar yalanlamış ise de Al- kurşun ve kömür madenleri bulunu- manya ile yapılan son tiçaret anlaşma- sı buna doğru gidildiğini göstermekte- dir. Almanya ile İtalyanın böyle bir maksad uğrunda manevralar yaptıkla- rı şüphe götürmez. 'Temmuz ayında Bay Hitler, Alman- yanın ispanyol âsilerine ham madde elde edebilmek için yardım ettiğini süylemişti. Ramadan gelen san haber- lerde de Franko muzaffer olduğu tak- dirde italyan - ispanyol maden ticare- tinin inkişaf edeceği bildirilmektedir. Bildirilen, fakat teyid edilmiyen bir habere göre Almanya, daha şimdi- den, Galicia'daki teneke ve Vigo'daki demir madenlerinin imtiyazını almış- tır. Dolaşan bir şayiaya göre de İtalyai- le Almanya şimdiden İspanyanın ma- den servetini sömürmek hususunda bi- ribirlerine rakib kesilmişlerdir. İkinci kânun ayında Pariste çıkan Övr gazetesi, italyanların Estramadu- ra bölgesindeki madenlere doğru, bu- raların almanların eline bırakmamak maksadiyle, ilerlediklerini haber ver- mişti. İngilterenin de bugün, kendi silâh- lanma programı için ehemiyetli bir kaynak olan Bilbao madenlerinden faydalanabilmek için general Franko'. ya kur yaptığı söylenmektedir. İspanya hâdiselerinin girdiği son safha şudur: Buradaki ham madde kaynakları, ispanyollardan ziyade ya- bancılar için ehemiyet kazanmıştır. IZMİR Enternasyonal Fuarına Hazırlanınız 20 agustos 20 eylul ı 938 3—7041 PERTEV ŞURUBU.

Bu sayıdan diğer sayfalar: