27 Ocak 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. DiŞ İCMAL Cenevredeki siyasi faaliyet ; Milletler Cemiyeti konseyinin izüncü içtimaiyle Cenevre gene iplomasi faaliyetinin siklet merl.ıe_ıı Mfl"' Konsey, dün İran delegesinin reisliği altında açıldı. Fakat bu defa vre'de daha ehemiyetli politika F'ıliyeti, birkaç gün sonra içtimamı dedecek olan “yirmi sekizler” komi- etrafında toplanacaktır. Yirmi sekizler komitesi, konsey ta- “Tafından 1936 senesi temmuzunda ve- karar ile kurulmuştur. O - sıralar- d'ı"lyl’yı karşı tatbik edilen zecri dbirlerin muvaffakiyetsizliği yıizun- Milletler Cemiyetinin zaafı tebarüz etmişti. Binaenaleyh cemiyetin ıslahı Meselesi bahis mevzuu oldu. Konsey, Mtemmuz 1936 da cemiyete azâ olan *vletleri, ıslahat hakkındaki fikirleri- z mümğe davet etti. Temmuzu ta- eden aylar içinde kırk iki devlet Semiyetin ıslahı hakkındaki bakımını temiyet sekreterliğine bildirdiğinden, yin karariyle bunları biribiriyle h!“ edip bir rapor hazırlamak için ko- Misyon teşkiline karar verildi. İşte I?u isyon yirmi sekizler komitesidir. lan geçen bir sene içinde Millef.le.r iyetinin ıslahınamt altında faali- Yette bulunan bu komisyon, bir taraf- tan cemiyeti büsbütün tasfiye etmek İstiyen Almanya ile İtalya, diğer taraf- tan cemiyeti korumıya çalışan İngiltere Ve Fransa arasında bir mücadele sahne- "0İmu;uu-_ GĞ : Küçük devletler, büyük devletlerin İ zümreye ayrılmalarından _lıorktuk- için kollektif barış sistemi demek Milletler Cemiyetine karşı gittik- $e daha muhteriz davranmaya - başla- Huşlardır. Demek ki bu bir sene içinde- ki mücadelede daha çok faşist devlet- he l şlardır. Faşist letleri hedefi, küçük devletleri kendileri gibi, illetler Cemiyetinden, büsbütün ayır- Maktı. Bunda muvaffak oldukları iddia &dilemez. Faşist devletlere tâbi olan Polonya'nın dış bakanı, geçenlerde söy- '.dlil bir nutukta cemiyet hakkındaki itimadsızlığını açık bir lisanla ınlılmır tır, Fakat Polonyanın cemiyetten çekil- Mek niyetinde olmadığını da ifade et- Miştir. Budapeşte içtimamda Kont Ci- &no da Avusturya ve Macaristan'ı Mil - Cemiyetinden çekilmeğe teşvik » Etmiş; fakat muvi tır. —— Milletler Cemiyetini zayıflatmak - ve yetçi kttı harekâta g ruel'in 30 kilometre şimalinde Singra mıntakasında Kataloyud - Te- ruel boyunca taarruza g€ Cumhuriyetçiler, İr tepeyi işgal etmişler! nın şarkında v mekte olan baş nn ilk evlerine kadar ra'ya sokulmağa muvaffak olmuş - bu- lunuyordu. poyu be Kırk gün süren DÜNYA HABERLERİ harbten sonra Hükümetçiler Teruelde gene taarruza geçtiler Çarpışma, şsiddetin Barselon, a alar, dün 'Teruel cebhesinde başlamışlardır. Bu kıtalar, Te- kâin çmişlerdir. 1071 ve 1080 rakım- dir. Bu mımntaka- e garbında hareket et - ka kollar ise La Haya- ilerlemiş ve Sing- Tayyare faaliyeti On beş tayyare bir frankist_patlayı- cr maddeler deposuna 7500 kilo mec- mu sikletinde bombalar atmışlar ve de- rhava etmişlerdir. J Teruel cephesinde beş cumhuriyet avcı tayyaresi ile altı frankist bombar- dıman tayyaresi arasında bir hava mu- harebesi cereyan etmiş ve düşman tay- yarelerinden ikisi düşürülmüştür. Barselon bombardımanları Âsi tayyareler dün öğleden sonra Barselon'u tekrar bombardıman etmiş- lerdir. Şiddetli bir mukabil top ateşin- den sonra, bu sabah olduğu gibi, tek- rar kuvvetli patlama ıeıleri_ duyıîl- muştur. Taarruz az devam etmiş ve sü- künet süratle tekrar kurulmuştur. Âsiler bir ingiliz gemisini tevkif ettiler | Tanca, 26 (A.A.) — Saat 15 de a- Jınan bir telsize göre, Cebelüttarık- B. Stoyadinoviç 14 şubatta Ankaraya geliyor Belgrad, 26 (A.A.) — Balkan antan- tı konferansının tehiri dolayısiyle Bay ha- Öğrendiğimize göre Bay Stoyadino- i muhafaza ediyor 26 (A.A.) — Cumhuri- | tan hareket eden ingiliz Sheaferst va- puru bir müddet sonra bir ispanyol harb gemisi tarafından durdurulmuş- tur. Cebelüttarık, 26 (A.A.) — Royter bildiriyor: İngiliz Bereas destroyeri ile âsi harb gemisi arasında yapılan temastan sonra Sheaferst vapurunun inkıtasız yoluna devam etmiş oldu- ğunu bildirmektedir. Hükümetçilerin bir muvaffakiyeti Barselona, 26 (A.A.) — Fuente de Todos'ın batı cenubundaki dağlık a- razide cumhuriyet kıtaları dün, ken- di mevzileriyle Villanuva — düşman mevzileri arasında bulunan bir kısım araziyi muharehesiz işgal etmişlerdir. Bu ilerleyiş, cumhuriyet bataryaları- nın Azuilondan Bellşie - Karilna yo- luna bağlanan yol kısmını ateş altına Romanyada yeni seçime hazırlık Bükreş, 26 (A.A.) — Dün akşam toplanan kabine, önümüzdeki seçim esnasında sükün ve nizamın temini hususunda aşağıdaki tedbirleri karar- laştırmıştır: W — Tanınmış bütün partiler, ka- nunlar çerçevesi içinde propaganda hürriyetine sahib olacaklardır. 2, — Seçim dairelerinde yabancı eşhas, hiç bir politik faaliyette bulu- namıyacaklardır. 3. — Memurlar, siyasi tezahürlere iştirak etmiyeceklerdir. 4. — Yarı askeri mahiyetteki te- şekküller dur ve bu h ki kanunlar, bütün şiddetiyle tatbik o- lunacaktır. 5. — Nizamın ve yukardaki karar- ların tam olarak tatbiki için mahal- ? jandarma kıtalarını takviye etmek üzere lüzumu kadar asker harekete geçirilecektir. Liberal partisinde tahrikât Belgrad, 26 (A.A.) — Vreme ga- zetesi, Bükreşten almış olduğu bir haberi neşretmektedir. Bu haberde liberal fırkası içinde bir tâkım tahri- kât yapılmak'a olduğu ve hattâ B, Tataresko ile B. Bratiano'nun taraf- tarları arasında bir ihtilâf zuhur et. almak imkânını veriyor. miş bulunduğu bildirilmektedir. fecri Londra, 26 (A, A.) — Dün gece, İngilterenin muh- telif — yerlerinden, ezcümle cenup ve Londra mıntakala- rından binlerce ki- şi hayret içinde, muhteşem bir şimal AM ası b çok kimseler gök T ıı Te iddia edilebilir. Bu muvaffakiyetin âmili de Lehistan, Avusturya ve Maca- Tistan gibi, kendilerine tâbi olan dev - letlerin vaziyetlerinden ziyade bitaraf devletlerin hareketleridir. Bozguncu - luk Belçika'dan başlamıştır. Avrupa'" d. İ t elf betlerin mu - Vazeneye dayandığı zamanlarda hrlf- Siz yaşamak itiyadını hasıl eden bu kü- Sük devlet, son birkaç sene içinde en - ternasyonal münasebetler öyle bir. çı- '& girince, rahatsız olmaya başladı. Ve Frnsa ile yaptığı ittifakı, Lokarno Mukavelesini, Londra anlaş bi r tarafa bırakarak harbtan evvelki eski sız vaziyetine avdet etti. Bundan Sonra da Milletler Cemiyeti kadrosu içindeki vaziyetini bu yeni iıtıhl_"h" Uydurmaya çalıştı. Bu da Cemiyete bağlarını gevşetmek demekti ki Allı—llyı'ıım ve İtalya'nın işlerine el - Verirdi, Belçikanın bu hareketi, Avrupa'da Aynı vaziyette bulunan İsviçre için bir oldu. Arkadan İskandinavya dev- İetleri geldi, Bunlar küçük devletler yl— beraber, kollektif barış sistemin- de, siyasi ehemiyetleriyl b bir ağırlık ifade etmektedirler. .ün'l küçük devletler, Mli:ı:u;:kıc:m; nin ilgasını istemiyorlar. ü Üai melağ'le eeei billbe vapuru kamaro mi?ıhilden zehirlenere di morga kaldırılmıştır. ö Anadolu A jansının notu : Bu sefer 15 şubatta Ankarada topla- Evvelki gece, Avrupanın bir çok noktalarında Muhteşem bir şimal hâdisesi görüldü lışlık eskiden de, sonradan da sıksık ya Mümkünse siyasetle meşgul olan bir | yiç, balkan bu l yikltadaki B hui Tüessese halinden çıkararak enternas- | Junduktan sonra Ankaradan dönerken | renkleri, önce, bir yang Yonal hayır cemiyeti haline g kısa bir müddet Sofyada tevakkuf ede- | aksi olarak telâkki eylemişlerdir. hoktasında daha çok muvaffak olduk - | cektir. Bu şimal fecri, Avrupanın başka bir takal, A ü C ŞNŞ K * çok hahiri ) geceleyin gök yüzü Royterin Viyana ve Iıvîç;edı Weı;ıen pılmıştır.Nitekim 1709 da Kopenhagda vuku bulan bilhassa büyük ve ziyadar bir şimal fecri esnasında askerler si- Iıhll_nrmx kaparak kışlalarından dışarı- nacak olan balkan konfi bu te- hiri, Milletler Cemiyeti konseyi i_çtî- marmmnın tehiri üzerine vukua gelmiş- tir. İzmitte 31 inci fırkaya sancak verme töreni İzmit, 26 (A.A.) — Baş kumafıdı.n Atatürk tarafından 31 inci alya gönde- ir | Filmiş olan sancak, bugün Cumhuriyet alanında yapılan bir. tören eın_aımda Orgeneral Fahrettin Alt?y’ın eliyle a- lay komutanına verilmiştir. t Törende bütün alay ve askeri komu- tanlar, vali, hükümet erkânı, mekteb- ler ve kalabalık bir halk kütlesi bulun- tur. mu&Sancağı teslim alırlarken bütü_n a- lay, bir tek er kalsa dahi, türk FHeEı: nin timsali, şerefi, namusu ve ısukla.lı olan bu sancağı düşmana teslim etmi- yeceğine and içmiştir. g İA Müshilden zehirlendi 26 (Tel:fonla) — Reşid otu Mehmed Ali aldığı k ölmüş ve cese- İstanbul, için giriştikleri teahhüdün kendi tleri için tehlike teşkil ettiğini rlein ve '":a:hcî iyeye yardım gtmi!h'l:- - nı takviyey'! ket etmek üzere ı.lnıı iyetli bir kabine içtimar cereyanı, Chi 'fı'f"' ediyorlar. Bunun bir şekilde tadi- h?. ve her halde kendilerinin bu ?eıb- lllera DA b serbest bırakılmalı istiyor- yeğçE y l.f' Halbuki bu on altıncı madde bııtun Misakm ruhudur. On altıncı maddeyi Misaktan çıkarmak, Milletler Cemiye- 8 ko'“cmîyommu temelinden değiştir- Mek demektir. MN On altıncı maddenin değiştirilmesi- €en ziyade aleyhtar olan Fransadır. © garib tecellidir ki İtalya'ya karşı İ tedbirleri hüsnü niyetle tatbik tere ve Fransanın de azâ olarak da | his mevzuu F , Verilecekse, şek- Lon * alkdedilmiş ve İngilterenin bu noktada meselesi görüşül- KP efink uğ ş ve orada da fransız devlet admlariy! :;;.ll etler Cemiyetin- kalmayı tehlikeli gören e inat leri ba- u idi. Bu teminat verilecek takib edeceği siyaset & ç ÇE WE Yip de bu maddeyi Mi Pransadır. İngilterede iki temayül var- dir. Biri dış bakanı Eden tarafından tem İ'ı.l edilen kollektif barışa karş! b.üh- k. Diğeri de başvekil Ch"*’_"""î a -örd Halifaks tarafından temsil edilen fikir ki, bunlar, artık Milletler Cemiye- & n zaafına karşı göz mulmt:i.l; a ve daha realist bir siyaset Ed'.ı'heıîne taraftardırlar. ÖY"_ "'h"' ©r ki hâdiselerin son aylar için mi li ne olacak? sanın Milletler yetleri bu politika manevrasın!! ::-:ıiyeti büyüktür. Çünkü yonal münasebetlerde netücesine göre Bundan İngiltere ve Fran- Cemiyetine karşı vazi- Milletler Cemiyeti etrafında yapı - lattığını bildirmektedir. hti birdenbire kızıl bir ışık peyda olduğu- nu ve dağ tepelerini tamamiyle aydın- M i y ı, pek lerdir. —- Diğer memleketlerde F da bu hâdise leketin Şer- burgdan Marsilyaya kadar olan şark kısmında, fakat daha parlak olarak şi- mal taraflarında görülmüştür. Polonyada şimal fecri önce iki beyaz şerid halinde görünmüş, sonra kaybo- J mel olarak dün geceki şimal fecri hâ- disesiyle alâkadar olabilecek bir me- teor geçişi hâdisesini tespit eylemiş- ya şlar, halkı tehlikeden (1) ha- berdar etmek için p lmışl, jlan cesedlerinin aranmasına başlan- C. S. A.R. tarafından tahrıb edi- len Presburg sokağındaki patronlar sendikası binası Fransada (. $. A. R. e aid bombalar fetkik edilirken Korkunç bir infilâk oldu 13 kişi öldü Paris, 26 (A.A.) — Villejuif bele- diye laboratuvarında bir patlama ne- ticesinde on kişi ölmüştür. Laboratu. varda C. S. A, R. meselesi dolayısiy- le yapılan araştırmalar esnasında ele geçirilen bombalar tetkik edilmekte idi. Patlamanın gürültüsü —iki kilo- metre mesafeden işitilmiştir. Civar- daki evlerin camları kırılmıştır. Kaza olduğu esnada laboratuvarda adli hüviyet tahkiki şubesinden iki fotoğrafçı, bir askeri kimyager, la- boratuvarın başkimyageri ve on ka- dar da asker bulunmakta idi. Hâdise akabinde itfaiye servisinin tulumbaları faaliyete geçerek yangı- nı söndürmüşlerdir. Bundan sonra kaza kurbanlarının her tarafa dağı- mıştır. Villejuif halkı şehrin gazometro- su patladığını veya şehre bir obüs i- sabet ettiğini sanmışlardır. Bazı kim. seler şehrin bir hava hücumuna ma- ruz kaldığını sanmışlar ise de netice- e herkes laboratuvarların üzerimnde yükselen siyah dumanı görerek haki- kati anlamıştır. Ş Bu kazanın sebebi ne olabilir?: Çünkü belediye — laboratuvarları müdürü Kling, C. S. A. R. bombala- rına dokunmakta bir tehlike olmadı- TÜRKİYE BASIN—Iı Türkiyede turizmi genişletmek - için SON POSTA'da Muhiddin Birgen, memleketimizin birçok tabiat güzellik- lerine malik olduğu için turistlerin a- kın akın bize koşmaları lâzım geldiğine inandıklarını söyliyerek, hakikat halde turist gelmediğini, çünkü tabiat güzel- likleri her tarafta mevcud olduğunu, turistlerin bundan başka konfor ve eğ- lence ını ve bizde bunları lâ « yöbiyle bul İlarnı gal k di« yor ki: “ İşte bizim memlekette olmıyan ve kolay yapılamıyacak olan şeylerden biri de budur. Çünkü, bu, sermaye kuv- veti ile bir hamlede, rastgele her yerde hemen yapılamaz. Bunun içtimai tara- fi çoktur. Elimize usta bir mimar, iyi bir elektrikçi ve bir de mükemmel dö- şemeci geçirdik mi konforu derhal te « mi nederiz. Fakat eğlencenin temini ko« lay değildir. Çünkü, o hem birçok kon- forlu şeylerin bir araya toplanması, hem de o konforlu şeyleri bir araya top- lıyan içtimai muhitin, bu konforu, hoş, eğlenceli, çekici, zevk ve safa ve ferah verici bir ru hile canlandırması sayesin- de meydana gelir. İnsanların güzel kı- yafetleri, oturup kalkışları, muamele « leri renk, musiki, ses, neşe kahkaha, bütün bu güzel şeyler hep bir araya gel- Hdir'ki konforl ütlüch birleşmiş olsun. Halbuki bizler henüz bunu temin edebilir bir cemiyet devrinde değiliz. Kadmlarımız daha dün açıldılar; mil« 1i musikimiz henüz dünkü osmanlı mu« sikisidir: Ya ah ve vah, yahud curcuna. Henüz türk ruhunun dağlarda dolaşan güzel musikisi şehre ve konservatuvara girmedi. Henüz fakiriz. Memleketin her köşesindi şeden ziyade b sesi işitilir. Sokakları temiz olmıyan, temiz sokaklarında temiz ve güzel kı « yafetli insanlar dolaşmıyan ve ilh ve ilh... bir şehir gemütlich olamaz ve ora- ya turist de gelmez.,, Bu muharrir, bunun için kendi ara- mızda turizm hareketini uyandırmayı ve eğlence sanatını öğrenmemizi tavsi- ye ediyor. * &* CUMHURİYET'te Abidin Daver, su şehri Yalova ile Marmara havzasının Balkanlar ve yakın şark memleketleri için ehemiyetli bir turizm bölgesi ol « duğunu, burada modern tesisat ve kon- ı" CAR W A A ( VY h ba_ genin turistik kıymetinin artacağını kaydederek diyor ki: “ Esasen Marmara havzası, İstan- bulu, Bursası, Yalovasiyle yakın şarkın en büyük turizm mıntakası olmağa a bakımlarından AŞ B ğmnr ve bir kaza çıkarmak için pek beceriksiz olmak lâzımgeldiğini söy- dır, Bir korku mevzuu Eski zamanlarda şimal fecri daima batıl bir takım itikadlara bağlı kalmış, sonradan sihirbazlar, kâhinler ve fal- cılar da işe karışınca halk için daimi bir korku mevzuu olmuştur. İlk defa 1621 de, Gassendi, bu hâdi- seye şimal fecri adını vermiştir. Çün- kü o zamana kadar bu fecir cenup nısıf küresinde hiç görülmemişti. Gerek Gassendi'nin, gerek ondan sonra bu mevzu üzerinde çalışan Cassi- larak kızıl şeritler halinde yeniden meydana çıkmıştır. Portekizde bu hâdise kırk seneden- beri ilk defa olarak görüldüğünden, bazı köyler halkı müthiş bir heyecana kapılmışlardır. Cenubi Norveçte fecir bilhassa kuv- vetli olmüş, Telemark eyaletindeki Rjukan şehri birkaç saat gündüz gibi aydınlanmıştır. İtalyanın muhtelif yerlerinde de gök yüzü bir saat müddetle kınkızıl kalmıştır. , » Şimal fecri nedir? Şimal fecri, en güzel tabiat hâdisele- rinden biridir ve bunun mahiyetini, ni ve Roemer'in tetkikleri üzerine, şi- mal fecri - hiç olmazsa münevver ve bilgili halk tabakaları tarafından - ar- tı.k fevkattabiiye bir hâdise telâkki &- dilmemeye başlanmıştır. Eşk_i zamanlarda norveçliler şimal fecrini görünce Valkyrie denilen ilâ- helerin, koyu renkli atları üzerinde ha- vadan geçtiklerini sanırlardı. Fakat şi- malde, bu hâdiseye çok sık rastlanıldı- ği için artık halk bundan korl ğ S;m dıkikıd.ıv ölenlerin saytsının 13 ü bulduğu haber verilmekte idi. 10.000 km. lik hava «. Fakat Moscatelli Natalda kalmağa mecbur oldu Roma, 26 (A.A.) — Stefani Ajansı bildiriyor : Dün sabah İtalya saatiyle saat 9,10 da, üç “s-79” tayyaresi Rio-de-Janeiro- ya müteveccihen Dakardan havalan- mıştır. Tayyareler, vasati olarak 3800 metre irtifada uçmuşlar ve — Atlantik denizinin orta mıntakasında fırtına ve aksi istil esen rüzgârlarla kar- başladı. ü 1250 senesine doğru, ismi meçh : 4 çhul kalmış bir norveçli âlim “Kıralın ay- nası” adiyle yazdığı hem felsefi, hem siyasi eserde şimal fecrini çok iyi ta- rif etmiş ve bunun, “buzun gündüz zamanımızda dahi izah et- mek mümkün olamamıştır. Bu fecirlerin muhtelif şekilleri, göz alıcı, parlak renkleri, çabuk çabuk bi- çim değiştirişleri, hiç beklenmiyen an- da görünüşleri daima halkın dikkatini uyandırmış; diğer taraftan esrarlı ma- hiyetleri, arzın mıknatısi veya bazı koösmjk hâdiselerle alâkalı oldukları hissini vermeleri de, âlimleri araştır- malarda bulunmağa sevketmiştir. Şimal fecri, Akdeniz kıyıları gibi daha fazla ıpda olan mıntakalarda pek de sık görülmiyen bir hâdise olma- sına rağmen, eskilerce malümdu ve Aristo, Çiçeron ve bilhassa tabiiyatçı Plin bunün hakkında tetkiklerde bu- şümul ve enternas - bu mücadelenin e alacaktır. vi A. Ş. ESMER Eski müellifler, şimal fecrinin ziya- ları arza gayet yakın olduğu için çok zaman bu hâdisenin yanlışlıkla bir iği zıyayı gece neşretmesin- den” husule gelmesi muhtemel oldu- ğunu ileri sürmüştü. Şüphesiz bu na- tamam bir izahtır. Fakat Descartes ile Sir John Franklin'in asırlarca müddet bu hi_dise hakkında ileri sürdükleri nazariyeye çok benzemektedir. f Sonradan bu hâdise hakkında birçok iskandinav, fransız, alman ve ingiliz âlimler tarafından da birçok eserler yazılmıştır. a Fransa'da alman düşmanlığı Pariı,_ 26 (A.A.) — De Kerillis, Epok de H itenin bir y telmih ederek diyor ki : “Fransız nasyonalistleriyle komü- nistler arasında tek bir temas noktası vardır. O da, müşterek alman düşman- yangın sanıldığını söylerler: Bu yan- şılaşmışlardır. Albay Biseo ve bir keoloji, tarih, istirahat ÇN 9 'ibi su A a. parlak bir istikbale sahibtir. İstanbul, Boğazı, Adaları ve Filoryasiyle emsal- siz bir sayfiyedir. Bursa ve Yalova su şehirleri de, su tedavisi ve tabif manza«- ralarının güzelliği itibariyle fevkalâde inkişafa müsaid yerlerdir. Buraları eee T Di h , AA AT Z | v Avrupa'nın bazı memleketlerine uzak- tır. O uzak leketlerden havzasına gelirken, yol üstünde başka sayfiyeler, su şehirleri vardır. Bu - iti- barla oralardan İstanbula gelecek tu - ristlerin büyük bir kısmımı bu meşhur ve nisbeten daha yakın yerler cezbetse bile, gene aynı coğrafi mevki, Marmara havzasına başka seyyahlar celbedebilir ve bu seyyahlar, gelip geçici değil, bü- tün yaz imini burada geçirmek is- tiyen kalıcı nevidendir. “İstanbul - Bur- sa » Yalova” mıntakası, balkanların, Suriyenin, Filistinin, Irakın, İranm, Mısırın tabii sayfiyesidir. (Hotel Ter- mal) gibi modern tesisat kuruldukça, Filorya ve Boğaziçi imar edildikçe bu Bruno Musolininin tayyareleri, saat 17.30 da Brezilya sahillerine varmış ve saat 22-45 de Rio-de- Janeiroda salimen yere inmiştir. . Yüzbaşı Moscatellinin — tayyaresi, pervanelerine arız olan sakatlık dola- yısiyle bütün seyahati iki motörle yap- mak iyetinde bebi Cü keal Hi seyyahlar Marmara havzasını diğer z yfiyelere tercih edeceklerdir.” dakar ASRİ PEDAGOJİNİN ACZİ Mİ ? AKŞAM'ın “Dikkatler” sütunun « da okuyoruz: * Mekteblerdeki facialar silsilesine yeni bir ilâve: Fena numara alan ahmak bir çocuk e ÇK C k tah, İ den, filo reisinden aldığı emir ü Natal'a doğru istikamet değiştirmiş ve * D . , miş, birkaç haylaz arkadaşı da, tehdide iştirâk etmişl saat 19.19 da Natal'da yere inmiş Beseo ve Bruno Musolininin tayya- releri seyahatin bu ikinci günü zarfın- da, 13 saat 45 dakikada, saatte vasati 393 kilometre ile 5350 kilometre katet- mişlerdir. Roma - Rio-de- Janeiro sefe- ri, 10'bin kilometre üzerinden 24 sa- at 20 dakikası hakiki uçuş saati olmak üzere 39 saat 17 dakikada yapılmıştır İtalya'da sevinç Roma, 26 (A.A.) — İtalyan tay- yarecilerinin Atlantik seyahatleri münasebetiyle hava bakanlığı önünde halk nümayişte bulunmuştur. Hava 1 Valle balkona çıka- Siyasi fırkaların tedhişçiliğine, mil- yonluk” kazançları istihdaf eden ka- L ç RZ | P K | $ ml .' KA y heroinciliğe, irticaa, türklüğü tahkire, katilliğe, hırsızlığa, eşkiyalığa ilh, hu - ltu büyüklerin işliyebilecekleri türlü türlü cürümlere karşı kanuni çareler bulunuyor. Bunlardan fayda hasıl olu- yor. Koskoca asri pedagoji ilmi, bacak lnd?r çocukların hocılını:n:ıı'lih çek- mesi derdine karşı, eski falakalı medre- ıeler: izinsizli idadiler kadar olsun bir tedbir bul kabahati bir de isndi ç 1 çürüklüğünde lığı. rak halkı selâmlamıştır. aramalıdır.” y

Bu sayıdan diğer sayfalar: