31 SONKANUN 195 PERŞEMBE Hlme Yarı — seyasal İngiliz - Amerikan dostluğu Son günlerde, "Milli Kabine” anlaş- acılar olsun, Lloyd masına girmiş pol Goorge olsun işçi fırkası olsun, önümüz- deki ingiliz seçimleri için programlarını ilân ederken, bir noktayı — ilerisürmeği hiç unutmiyorlar: Ingiliz — amerikan dostluğunu kuv- vetlendirmek, Öteki noktalarda biribirlerinden ay « rıldıkları halde bu noktada, her renkte ingiliz politikacıları beraberdirler. Anglosakson ulusların biribirine ya- kanlığı ötedenberi malümdur. Bu yakın- hğa, fırka programlarına alınmak süre tiyle bir de sıyasal bir ifade verilmesine ne lüzum var? Bu sırrın anahtarı Ja » pPonya meselesidir. Gerçi bugünkü ingiliz. hükümetinin bellibaşlı alamları da, Amerika'ya olan dostluktan hararetle bahsediyorlar ama, hunun istek yüzünden değil 6- ıı:üı . lik dolayısiyle yapıldığı bellidir. Ç""ıuı Londra'da, Başbakan Mac Donald'ın geçenlerde idare ettiği deniz - silâhları konferansında görülmüştür ki, lııilıo: re, Japonya'ya doğru yatmak - istediği halde biytaraf kalmağa mecbur olmuş- tur, İngiltere'nin neden Japonya'nın gö- rüşüne yatmak istediğini, o — sıralarda anlatmağa çalışmıştık. Bunu burada tek- rar edecek değiliz. Yalnız bunun bir alay sebebleri arasında şunu zikredelim: Japonya bugün İngiltere kadar pa- muklu dokuma istihsal ediyor ve bun - dan Hindistan'a İngiltere'nin — soktuğu kadar sokuyor. Bu ve daha bunun gibi sebebler ba - kımından ihtiyar İngiltere'nin ökonomik ve dolayısiyle sıyasal sakalı, genç ve saldırıcı Japonya'nın elindedir. Şu da var ki, bugünkü ingiliz hükü- metinin, deniz silâhlarında, ne - sebeble olursa olsun, Amerika'yı canla lı[ı.:'l.ı et“ı:;ı maması, İngiltere ve Dominionl - rıııılull'yııfııi fena halde kızdırmıştır. Va “milli kabine,, şimdiye kadar bundan büyük bir yanlış yapmamıştır. Gerçi, Amerika'nın açıkça tutulmaması yüzün- den kabaran hiddet dalgası, ingiliz mat- buntma fazla aksetmemiştir. Fakat bu, ingiliz hükümetinin Amerika'yı âdeta tekbaşma bırakır gibi olmasının ingiliz tlusunun gözünden kaçmış olması de - mek değildir. İngiliz ulusu, Japonya'ya karşı bir anglosakson hassasiyetini mat- buatında göstermekten çekinecek kadar olgundur. İngiltereye mahsus bir ırk - çılık havası yaratmak acemiliğini göste- remez, Ama içiniçin, üç devlet arasında- ki donanmalar davasının büyük ehemmi- yetihi ve ingilizlerle Amerikalıların hî raberce ve cesurca hareket etmemeleri yüzünden yaratabileceği tehlikeleri, ta- mamen idrak etmiştir. Ve bu hususta gevşek davranap bugünkü ingiliz hüki- meti, ingil'z ulusunun “şuur-altı,, ile çek derin bir ihtilâfa düşmek batasını işle- miştir, İngiliz ulusu cünkü, “şuur,, un- da olanı “şuur-alti,, nda gizlemesini en iyi bilen ulustur. Ya'nız insiliz hükü - metleri de, bağlı bulundukları ulusun bu “şuur-altı,, oe çok iyi tanımakla mü- kelleftirler. Bu bususta kısagörüşlülük yahud acemilik gösterenlerin, kenâılîn- ne verilen itimadı muhafaza etmelerine ümkân yoktur. İst> buşünkü bükümet, bu hatayı işlemiştir. Donanrra işinde, bütün Dominionlar, Tİngiltere jl> değil Amerika ile beraber- dirler. Ve hiç şüpho götürmez ki, gele - cek donanma anlarması konuşmaların- da, Japonya, iki anglosakson ulusunu karşısında bulacaktır. Bunun gerçekleş- mesi için, ingiliz ulusu, gerekirse bir başka hükümeti işbaşına — getirmekten çekinmiyeceği — gibi, Amerika'nın da “harb borçları,, işinde birçok kolaylık - lar göstermeğe razı olmasi, kuüvvetle muhtemeldir. Hem de, şu içinde bulun: duğumuz yılda. — BURHAN BELGE - ç ULUS3 DU T UK LA R Kibrit fiatları lılıııhl. 30 (ALA.) — Kibrit fiatla- tmnı üç ayda bir tesbit eden komlayon son devreye aid dolar inip çıkmaları ile şirketin hesablarını maliyeye gönder- miştir. Şirket fiatları artırmak için aç « tığı davayı mahkemede kaybetmiştir. Dolar fiatları yeni bir safhaya girmezse fiatlar yükselmiyecektir. İstanbulda sağlık yardım teşkilatı genişletilecek Istanbul, 30 (ALA.) — Sağlık yar - dım teşkilâtinin kuvvetlendirilmesi — ve genişletilmesi için bu yıl belediye büt « çesine yeni tahsisat könmuştur. Yeni « den iki istasyon ilâve edilecektir. İstanbul taşıma vasıtala- rında müşterek bilet İstanbul, 30 (A.A.) — Şehir içindeki taşıma vasıtalarına müşterek bilet ihda- 41 için bazı yeni teşebbüsler yapılmak - tadır. Akayla D. demiryolları arasında olduğu gibi Şirketi Hayriye ile de Şark demiryolları arasında aynı gişeden - iki idareye aid biletlerin satılması bir anlaşma yapıldığı söylenilmekti Tramvay, Haliç, Şirketi Hayriye, Şark Demiryolları ve Devlet Demiryol- ları gibi alâkadar bütün nakil müesse - seleri bu iş üzerinde çalışmaktadır. Yeni bir istatistik sıstemi Tstanbul, 30 (ALA.) — Uluslar der- meği ökonomi konseyi bütün acun ülke- lerinde tutulan ticaret istatistikleri hak kında yeni bir karar vermiştir. Bu kara- ra göre istatistiklerin tutulma biçimi değiştirilecek, ihrac edilen malların ger- çek yoğaltım (istihlâk) piyasaları tok - çeşit bir sistemle istatistiklere geçirile- coktir. Bu suretle ihracatçı ve idhalatçı Bilecikte seçim Bilecik, (Hususi)— Bilecikte say- lav seçimi çok - şenlikli oldu. Bütün kasaba bayraklarla süslendi. En çoğu kadınlardan olan kalabalık bir balk yı, ğını sandığın bulunduğu belediye dâi- tesini sardı. Biletige bağlı Abbaslı kö- yünün ikinci seçicilerinden 85 i kadın olarak 190 kişi bir metro yüksekliginde ölan karları çiyneyerek reylerini kul- lanmak - için Bilecige geldiler. Bütün seçim çevrelerinde kadınlar erkewklud'cn çok alâkalanmışlardır, Birinci müntehip seçimi bu gün bitmiş ve CH.F. sı nam, zetleri eksiksiz kazanmışlardır Altın kaçakçılarının muhakemesi bitti Istanbul, 30 (Telefon) — Altın kıç.d::ılınmn muhakemesi bitti, Suçlulardan şekerci Av_rım.ı.ekı: âay hapse ve kaçırmak istediği al- t yüz altının karşılığı olarak 5'7.;)0 lira para :uııoıuı'ınıhkı'hı oldu. Ötekiler beraat etti. Avrupa trenleri hâlâ gelemediler 30 (Telefon) — Avru- "l== hâlâ gelemediler. Yol- cular Karaağac ile Svilingrad ara- sında aktarma ile gidip gelmekte- dirler. Uluslararası Kadın Birliği Başkan Bayan Kor - bet İstanbula geldi (Başı 1 inci sayıfada) le dostluk edinmek üzere geldiği- ni söyledikten sonra: “— Buradaki dostlarım ne ka- dar çok olursa gelecek nisanda İstanbul'da toplanacak olan ulus- lararası kadın birliği kongresi o kadar muvaffak olur. İstanbulda- ki ikametim sırasında bilhassa bu- na çalışacı , demitşir.,, Park oteline inmiş olan Bayan Korbet Aşpi ve Manus İstanbul'. da on gün kalacaklardır. Bayan Korbet şerefine türk Kadın Birliği tarafımdan bir ziyafet verilecek ve İstanbul'un tabii ve tariht yerleri gezdirilecektir. .. Istanbul, 30 (Telefon) — Ulus- lararası Kadınlar Birliği birinci ve ikinci Başkanlarr bugün Kadınlar Birliği Başkanı ile beraber — ulus- lararası kadınlar kongresinin top- lanacağı Yıldız sarayını gezdiler. Konferans için yapılacak hazırlık- ları konuştular. Başkan, türk kadınlarına - veri- len saylavlık hakkının bütün dün- ya kadınları arasında büyük bir memnuniyet ve takdirle karşılan- dığını ve Türkiye'nin şarkta müs- tesna bir mevkii bulunduğunu ve intihab hakkının Türkiye'yi ör- nek alan bütün memleketler üze- rinde çok eyi tesirİr yaptığına ka- ni olduğunu söyledi İşi biten yetim maaşları Van eski evrak memuru Hamit te- kaüd, köprü tahsildarı İbrahim tekaüd, İzmir nüfus başkâtibi Avni tekaüd, Çorum nahiyesi müdürü Hüseyin Avni tekaüd, mülkiye müfettişi Halid Rifat tekaüd, İstanbul belediyesi bahçeler ser muhafızı Hüseyin yetim, hesab işleri M. emlâk şubesi kâtibi Ali Fevzi teka- üd, çarşı mezad işleri halr şubesi me- muru Celaleddin yetim, Beyoğlu şube- si mühendisi Ahmed Hamdi yetim, Pi- reveze mutasarrıfı Hüsameddin yetim, Kilia caki nüfus memuru Ali Rıza te- kaüd, Van tahrirat kâtibi Mehmed Ke- mal yetim, Lâpseki hususi muhasebe memuru Mustafa yetim, Bucak hususi muhasebe memuru Emin yetim, Akçaa- bad hususi muhasebe memuru Zühdü yetim, Milâs hususi muhasebe memuru Mehmed tekaüd, Eminönü belediye şu- besi temizlik işleri kâtibi Natahi ye- tim, Sirkeci tahsil şubesi tahsildarı Mus tafa tekaild, Araç bususi muhasebe me- muru Refiki Osman yetim, Çiçekdağı kaymakamı Şemi tekaüd, Kâhta nüfus memuru Cemal tekaüd, Güyan nahiye- &i müdürü Ahmed Refik tekaüd Yeni hat bölümü İstanbul, 30 (Telefon) — De- nizyollariyle vapurculuk şirketi a- rasında yapılan yeni hat bölümü tatbikatına yarından sonra başla- nacaktır. ÖLÜM Otomatik telefon müdürü Bay Niyazi'nin refikası Bayan Makbu- le vefat etmiş ve cenazesi dün Ha- eıbayramdan kaldırılmıştır. Metr Salem davası Rüşvet vermekten maznun etr Salem ve Leon aci'nin muhakemelerine dün birinci asli- ye ceza mahkemesinde devam e- dilmiştir. Metr Salem'in müdafaa vekilleri mahkemeden, tahkikatın derinleştirilmesini istiyerek Metr Salem'in eyi adam olduğunu ve tezkiyesi için İstanbul avukatla.- rından Bay Esad Muhlis'in şeha- detini istemişlerdir. Mahkeme tah- kikatın derinleştirilmesi talebini red ve müdafaaya taallüku hase- biyle İstanbul telefon - şirketinin işlerini üzerine alan avukat Bay Esad Muhlis'in şehadetine müra- eaat edilmesini kabul etmiştir. Mu- hakeme 23 şubata bırakılmıştır. Meksikada yeni bir sıyasal memurumuz Meksika hükümeti nezdinde hü- kümetimizi temsil eden Vaşington büyük elçiliği ile mezkür hükümet arasında irtibatı temin etmek ve ilerde icab ettiği takdirde konso- losluk umurunu görmek ve Mek- sika'da ikamet eylemek üzere Va- şington Büyük Elçiliği Başkâtib- liğine haiz olduğu müsteşarlık un- vaniyle merkezden Bay Hasan Tahsin tayin edilmiştir. İstanbulda saylav seçimi, İstanbul, 30 (Telefon) — İstan- bul'da saylav seçimi 8 şubat cuma günü yapılacaktır. Ankara Radyosu Dün ekşam, Ankara radyosanda Bay Şakir Hazim Gökmen, eski konuşmala- rıma alâkalananların yazdıkları üç mek tuba birden cevab verdi. Bu mektublar- da konferanscının anlattığı üç mühim havacılık meselesi üzerine bir takım sor- gular sorulmakta idi. Bunlar, özleri iti. barile hava sporuna dokundukları - için, Bay Gökmen hava sporu mevzuu üzerin- de, uzunca durmak, bütün ulusların ha- va sporuna değer vermelerinin sebeble. rini anlatmak ve nihayet motörsüz tay- yarecilikte muvaffakiyet gösteren gen- cin uçuculuk bakımından ulaştığı us - talığı izah etmek lüzumunu duymuş gö- Tünüyordu. Bu konuşmada türk genci - nin yüksek bavacılık kabiliyeti sayılar- la gösterilmiştir. Şakir Hazım, dikkatle — dinlenilen konferansını, ulusal korunmamızı kuv - vetlendirecek olan Türk Kuşuna, Tay- yare Cemiyetine yardım ve bunların muvaffakiyetlerine çalışmanın bir bore olduğunu söylemekle bitirdi. İkkinci konuşmada Bay Necib Fazıl şiirlerinden parçalar okudu. Müzik par- çalarının hepsinde Ulvi Cemal, Necdet Remzi ve Nihad Esengin çok muvaffak oldular.. Dans müzikinin de beğönildiği- ni söylemek gerektir, Ankara Radyosunun bu akşamki programı şudur: Sıhhiye Vekâleti saatı (kızamuk has- talığı). Musiki; Becthoven - Kreutzer Sonatı yazıldı. Edebiyatta akisleri, Matbuat raporu Dans musikisi Musiki: Beethoven —Kreutzer Sonate Ferhunde Ulvi: Piyano Necdet Remzi: Keman Haberler, Barki Karaağaçta ikinci seçmenler seçimi: Bütün seçme hakkını tasıvanların iştirakile yapılmıştır. Bursa'da ikinci seçmen seçimi Samsun'da köylü Rız çocuklarından bir grup SAYIŞ .V Rülrür anlayışları eeti | . Irk ve dil İnsan için kendi soyu üzerind k araş- tırmalar kadar meraklı bir şey yoktur, — | hiç bir konu bu kadar çeşidli ve ba ka- da derin değildir. Hiç bir konuya bu kas dar içten sokulamayız., Bununla berabar insan varlıkları üzerinde görüş ayrılık- lart o kadar çoktur ki bu pek canlı kos nuş — (bahis) çok ksz okuyuculara sı- kıntı verecek bir hal alır. İnsanların hayvanlarla müşterek ©- lan tarafı bir derece kolay kavrandığın- dan birçok bilginler insanların bu yö- mündo çok dururlar. Fakat kültür yaşa- yışı bundan başka bir şeydir. Bugün ine san eskiden olduğu kadar hayvandan ayları bir varlık sayılmıyorsa da arada: ki derece farkı büyüktür. Tasanlardaki irade hayvanlardaki kımıldanıştan ayrı bir şeydir. Kültür adını verdiğimiz bu irade verimleri dil ve teknik insanlare bayvanlardakinden çok başka bir toplu- luk ve yaşayış kazandırmıştır. Kültür varlığını anlamak için tarih sel gidişi göz önünden ayırmamalıdın İmnsanın evriminde iki büyük dönüm gö ze çarpar. Birincisi insanın ellerini yere den kaldırması, aypk* üze-de yi mes'd'r: Kafasın ve üyelerin ge'iş mesi bu güzeyde ştur. Asncak bua- dan sonra insan v denebilir. İkinci büyük dönüm de konuşma di- Tinin yazatılmasıdır. Böylece düşünme kabiliyeti arttı, bilinen ve öğrenilenler yeni yetişenlere anlatılabildi. İlk kültür insanı bu zaman meydana gelmiş sayı- lır, Çünkü artık hayvanların - seviyesl aşılmıştır. Bu ilk kültür insanının nasıl vücud bulduğunu buşünün bilgileri bi- ze henüz eyice aydınlatmış değildir. Yazı dilden aycı bir şeydir. Tarih bilgimize başlanğıc olarak aldığımız ya- zının kullanılması çok daha - sonradır. Bugün bile yazı çok yayılmış olmakla beraber dilin yanında pek geri kalır. Bu bakımdan insan tarihi iki büyük çağa ayrılır. Fakat bu çağlar biribirin. dön keskin çizgilerle ayrılmaz. Birinden öbürüne geçiş çok ağır olmuştur. Birin- cisi pek uzun olmakla beraber tarih gö- zünde çok kısaltılan çağdır. Eaki taş çağı ile az çok başbaşa giden bu çağda insanlar hiç olmazsa yarı çıplaktı, — evi taş ve ağaç kovuklarıydı. ; K uymalar hayvanlarda olduğu gibi şuur- suzdu. İlâhci çağ, çok daha kısa iken yakın ve çeşidli olması dolayısile çok uzun görünür, Tasan bünyece az değiş. miştir. Şimdi onun dili ve tekniği var. dıir, Eşyası, âletleri ve silahları — vardır. Bir kelime ile söyliyecek olursak kültü. rü vardır, Evrimler, uymalar, ilerileme- ler, gerilemeler bir iradeain etkisi «v (eseri) dir. Böylece insan tarihinin ilk devrinde türlü mklar vücud buldu, ikin- €i devirde ise ırklar gelişti, karıştı ve kaynaştı. Buna karşı türlü kültürler meydana geldi Bugünün bilgi bitikleri erk ve kük tür veya kısaca ırk ile dil arasındaki ay- rılığı ve bağlılığı görmeğe engel olacak kadar karışık sözlerle doludur. Doğrusu wrk sözünden insanın doğuştan olan ya- pisı anlaşılmalıdır. Böylece kültür ırka tan büsbütün ayları bir şeydir. Kültür ve dil insanlara tagay —* (tabint) vergi- si değil, belki sonradan kazanılan — bir varlıktır. Doğduktan sonra terbiye ile Ki bir ırk ölçüsü olarak almak doğru de- &ildir. Çocuklarda da görüldüğü üzere dil insanın sonradan öğrendiği bir şeyz dir. Bu sözlerimizden dil ile urk arasın da bir bağlılık olmadığını ileri sürdüğü- müz anlaşılmamalıdır. Bugünkü bilgi ve araştırmaların vardığı bir bakikat var ki o dâ ilk zamanlara doğru gidil- dikçe dil ile wk arasında sıkı bir bağın Yazısı memleket postasında