45 ILKKÂNUN 1934 SALI Yarı - sublayı analrm Yarın Mencsca dö ölenlerin, Hırka, abidesini açıyor. Genç kurban Kubilay ile arkadaşlarını, dikdiğimiz taşla, yarın anacağız. Inkılaba inanmış, devletin ken- dine verdiği varifelere inanmış bir de - likanlı, bir avuc kudurmuşun karşısına tecrübesiz ve tedbirsiz çıktığı için, teh. like küçük de olaa, onun ilk hamlesiyle tek başına karşılaşarak kurban gidiyor. Menemen vakasını, sakın — kaytaklı- n tehlikeli bir kalkınması diye kaydet- miyelim. Kaytaklık bizde beyninin tam ortasına öyle bir yumruk yemiştir. ki, bir daha kalkınmasına ne imkân ne de ihtimal vardır. Türkiye'de irtica, uzun bir ömür ile mua....Jer olarak, yatağın- sıyasal Ja üremiden ölmüştür. Büyük Önderimizin onu memleket hayatından dışacı çekip attığı gibi, hiç bir ihtilâl hareketi hiç bir klerikal var - lığı bu kadar hadisesiz, bu kadar kansız, abu kadar organik bir tarzda ortadan kaldıcamamıştır. - Menemen vakası büyük memleket gövdesinin üzerinde, birden bir arıza gi. bi belirmiş, Kubilay ile arkadaşlarının başını yiyebilmiş, fakat arkasından, iki makineli tüfeğin ateşi altında temizle - nip gitmiştir. Vakanın böyle geçmiş olması, Kubi. lay ile arkadaşlarının Öl'h uzalta - maz. Şu var ki, onun âbidesini dikerken iki ölçüyü yanyana olarak gözden ge - ü üyiz: irar Kubilay, inlalâp için canımı vermiş . tir. Bundan daha üstün bir fedakârlık olamaz. Her adam, büyük dava için, ca nından fazla bir şey veremez. İkinci öl. “Kubilay, irticaa kurban — gitti,, nn ea büyük anlamı, inkılâbın — sarsıl- bti ta olduğunu bir vesile ile daha bütün yurda müjdelemektir. Açık söylüyelim ki, Kubilay'lar vermek niye- tinde olmadığımız gibi bütün tedbirleri. mizle böyle bir tehlikeyi, en küçük öl çüsünde — bile, imkânsız kılmaktayız. Yalnız, anasının kuzusu, karısının hayat arkadaşı, yavrusunun babası delikanlıyı, besbelli ki inkılâp lehine bir sembol olarak kullanmakta haklıyız. Yarın, bütün yurd bir kere daha öğ: renecektir ki, bu memleket, bundan son- ra, ye'sız ink dabındır, karakuvvet, — bir daha direnmeğe yeltenmesin. O — kadar tetikte bekçileriz ki, bu seferki kımılda- naşı zabita vakaları arasında bile yer bulamaz. Ve bilsin ki, hiç bir memle . kette irtica, bu kadar sünepece geber - memiştir. Bilsin de, mezarında hoşca Ş BURHAN BELGE *de Kubilay anıldı Kayseri, 24 (A. A-) — Kubilay için Halkevinde dün ıl:f:l bir top- t yapılı . Toplantıyı açan =hıry ;:“T.'İ:: Kubilay ve Me. nemen işinin iç yüzünü aydınlat. mış, muallimlerin ulusal devrimde üzerlerine düşen - işleri kan dökerek yapmaya andlı ol- duklarını bildirmiş ve Atılügt ı=: çok yaşaması dilenmiştir. iki genc yönünden vcîrı.leı söylev- lerden sonra Halkevini dolduran halkın cumurluk marşını lıep_b_ır- den söylemesiyle toplantıya bitim verilmiştir. Kayseri Çanakkale'de Kubilay yıldönümü Çanakkale, 24 (Hususi muha- birimizden) — Kubilay yıldönü- münü anmak için Halkevinde yüz- lerce Bayan ve Baylarla ygmlın genel bir toplantıda Halkevi B.ır kanı ile okutucu Bayanlar Nerime Dadia, Mürüvvet değerli söylevle- ri çok alkışlanmış, inkılabımızın koruyucularına sayınlarımı — sun- muüştur. Gümrükler Genel Müdürlüğü Devlet Şürası azalığına seçilen Gümrükler Genel Müdürü Bay Ce- mil Ethem'in yerine vekâleten mu- amelat müdürü Bay Fazıl tayin e- VÜLÜUS iÇDUYUMLAR Bay Cemil Ankara hukuk fakültesi fahri profesörü Ankara hukuk - fakültesi, İstanbul üniversitesi rektörü Bay Cemil'e fakül- telerinin gelişmesinde gösterdiği büyük yararl| ktan ötürü fahri profesörlük un- vanını vermişlir. Antalya'da Kubilay günü Antalya, 24 (A.A.) — Menemen kâah ramanı Kubilay'ın ölümünün yıldönü - meü bugün Halkevinde zabitler, memur- Tar, muallimler ve halktan büyük bir ka Tabalık içinde anılmış, devrim ve cumur. luk yolunda her türlü fedakârlığı yap mağa anık türk gençliğini Kubilay'ın feragat ülküsünde - birleşikliği tekrar edilmiş, ünlü gencin resmi merasimle Asılmıştır . Bafra'da fırka kongreleri Bafra, 24 (AA.) — Fırka kongrele rini idareye memur edilen Giresun say- lavı Bay Münir Akkaya bugün gelmiştir. İstanbul üniversitesi Bay Cemil'in muhabirimize söyledikleri İstanbul, 24 (Telefan) — Rektör ta- rafından bir talebeye usulsüz olarak veri- len cezanın kaldırılması için üniversite hu kuk fakültesi talebelerinden bir gru - pun rektörlüğe müracaat ettiği ve me- selenin fakülte inzıbat meclisinde tetkik edilmekte olduğu hakkında bazı gazete- lerde çıkan yazılar üzerine üniversite rektörü Bay Cemil bana şu beyanatta bulundu: “ — Üniversite talimatnamesinin 16 ancı maddesine göre fakültelerin salâhi- yeti inzibati cezayı müstelzim bir - hal vukuunda meseleyi dekanın teşkil ede. ceği üç kişilik bir komizyonda tahkikten ibarettir. Komisyonun raporu üniversi- te heyetince tetkik olunur ve ceza üni- versite heyetince verilir. Üniversite he- yetinin verdiği karar mutlak ve katidir. Bu itibarla hukuk fakültesinde ne bu karara karşı herhangi bir hareket var - dir, ne de rektörlüğe böyle bir müraca. at yapılmıştır. Esasen talebe, cezası fa- kültesinde kendisine tebliğ edilince rek- töre müracaat ederek teessürle af dile- miş ve tekrar tahsile başlıyacağı zaman için rektörden kendisi hakkında hiç bir gücenikliği kalmamasını dilemiştir. Üni- versite heyetinde dinlenen talebenin evablar üzerine kendisinin kati Surtte ihracı iki dekan tarafından ilti - zam edilmiş ve bu dekanlar da bir sene ibraca muhalif kalmışlardır. Berlin elçimizin Teşekkürü ğ Berlin Büyük Elçimiz Bay Ham- Arpağ geçirdiği kazadan tama- men eyileşmiş ve elçilik işleriy- le uğraşmağa başlamıştır. Bay Hamdi Arpağ bu münasebetle dostlarından aldığı tel yazılarına teşekkürlerinin bildirilmesini A- nadolu Ajansından dilemiştir. CRE vilâyet kongreleri Öğrendiğimize göre Cümhuri- yet Halk Fırkası Ankara vilayeti kurumlarından — Küçükyozgad, Bağlüm, Etimesud ve merkez na- hiye kongreleri bitmiştir. Vilayet idare başkan vekili Bay Mümtaz dün akşam Halkevi nahiye kon- açmıştır. Evelki akşam toplanan vilayet idare heyeti ya- pılan nahiye kongrelerinin karar- larını tetkik etmiş ve aynı zaman- da, kabulleri için fırkaya baş vur- muş olan bayanların müracaatla- rını onamıştır. Bir dilek C. H. F. Grupu İdare Heyeti Reisliğinden: Henüz soyadlarını bildirmemiş ve fotoğraflarını vermemiş olan Grup azasının bir an evel soyad- Tarını bildirmeleri ve fotoğrafları- nı vermeleri rica olunur, Edirne fırka kongreleri Edirne, 24 (A.A.) — Vilâyetimizde fırka kaza ve nahiye kongreleri bitmiş- tür, Fırka vilâyet idare heyeti başkanı * “üm Akıncı bütün kongrelerde anık kulunmuş, fırkalı uzun boylu ko - nuşmuş, kongrelerin dileklerini dinle - mişve on gün süren seyahatından bu - Vilâyette, Fırkada ve belediyede say lav s>çimi anıklıkları sürmektedir. Ka - dınlar fırkaya üye yazılmaya başlamış - tır, Başbakan Çaldaris müddeiumu- mi hakkında takibat yapacak İstanbul, 24 (Telefon) — Ati- na'dan 24 tarihiyle bildiriliyor: Pire ağır ceza mahkemesi müd- deiumumisi hakkında Başbakan Çaldaris zetecilere müddeiu- muminin hükümetin suikasd da- vasını biran önce neticelendirmek hususundaki emirlerine muhalif hareket etiğini ve aleyhinde taki- bat yapılacağını söylemiştir. Yüksek iskân komisyonu toplandı Yüksek iskân komisyonu dün İçeri İşler Bakanı Bay Şükrü Ka- ya'nın ğı altında toplan- mış ve komisyon üyelerinin Trak- ya tetkikatında elde ettikleri ne- ticeler üzerinde görüşmüştür. Bafra tüötüncüler şirketinin mukavelesi Bafra, 24 (AA.) — Bafra tütüncü » Ter türk anonim şirketi S0.000 lira olan sermayesinin yüzde onunu İş bankası. na yatırarak mukavelesini bakanlar he- yetince tasdik edilmek için ökonomi ba kallığına göndermiştir. Yozgad'da yeni yapılan köy okullarından biri dilmi W# Mahkeme sinemacıların davasını reddetti İstanbul, 24 (Telefon) — Bugün ikin €i hukukta darülaceze vergisini ödeme- mek için sinemacıların belediye aleyhi- me açtıkları davaya bakıldı. Mahkeme darülaceze vergi: inemacıdarın değil, halkın ödediğini ileri sürerek davayı reddetti. Sinemacıların kapalı kaldıkla. rı günler için belediyeden istedikleri za rar ve ziyan hakkında da evelce verdik- leri feragatnameyi göz önünde tutarak bu talebi tekrarlamaya imkân olmadığı kararını verdi. Çankır'dan beş saylav çıkacak Çankırı, 24 (A.A.) — Saylav seçimi defteri dün asıldı. Saylav seçiminden sonra genel meclis ü- yeliği seçimi yapılacaktır. Çankı- rıdan beş saylavın çıkması onan- mıştır. İzmir'de seçim işleri İzmir, 24 (A.A.) — Vilayetimi- zin saylav seçimi işi vilayetin her tarafında canlılıkla devam etmek- tedir. Merkezde ve kazalarda say- lav seçim defterleri asılmıştır. Se- çimin yakında ve belki de her vi- layetten önce vilayetimizde - biti. rilmesi kuvvetle umuluyor. Ankara radyosu Dün akşam Ankara radyosunun cn canlı özünü Bay Kâziım Nami Duru hi- laliahmer saatinde yaşattı. Değerli ho. camız, bize hilaliahmeri anlattı, hilâli- ahmere yardımın bir yurdseverlik işi olduğu üzerinde konuştu. Hilâliahmerin savaşta orduya yap- tığı büyük işlerin Bay Kâzım Duru- nun bu konferansından daha eyi unla. trlabileceğini sanmıyoruz. Değerli sözcümüz hilaliahmerin Ka- rahisar suyunun faydalarını; bu ucuza satılan suyun sofralarımızda yer al- masının hem sağlık, hem yurd işi sayıl- ması gerektiğini söyledi. Kâzım Duru bundan sonra, bugün. kü çağın en karışık bir meselesi olan hava tehlikesi ve zehirli gaz meselesi- ne dokunarak hilaliahmerin maske fab- rikası kurmakta olduğunu söyledi. Bu konferansta söylenenlerden da- ha artık söz bulmak güçtür. Şurası besbelli ki, hilaliahmer, kötü saat dostu ve bekçisidir; halk; harb, su, hava, ateş, hastalık... gibi bin türlü derd karşısında sıkıştığı zaman, yardı. ma koşacak biricik kurumun hilaliah- mer oluğu unutulmamalıdır. Hilaliah- mete yardım, kendi canımızı korumak yolunda aldığımız bir düzenden başka bir şey değildir ve bundan dolayıdır ki biz hilallahmeri ulusal hayır kurumla- rının başında saymaktayız. İkinci konuşmayı türk dili araştır- ma kurumu yapacaktı. Bu konuşma baş. ka bir güne bırakılmıştır. Müzik yönünde. Necded Remzinin Ulvi Cemalle beraber bu akşam gene fevkalâdelik yarattıklarını söylemek gerektir. Korelli'nin La Folio'sunu ku- sursuz ve çok — güzel çaldılar. İkinci partide Necded Remzi Sezar Frank'ın Prelud'una üstünlüğünü bir daha gös- terdi. Ankara radyosunun Ferhunde Ulvi, Necded Remzi ve Ulvi Cemalin yüksek tekniğiyle beğenilerek dinle- nen bir istasyon olduğuna inanıyoruz. Bu akşamın radyo programı şudur: (19.30 dan 21 v kadar) Çocuklara masal Musiki:; Handel — Sonate, Edib: Viyolonsel, Ülvi Cemal: piyano Maliye Vekâleti saati Dans musikisi Musiki: Jean Hur& Trio, Necdet — kemzi: Keman, Edib: Viyolonsel, Ulvi Cemal: piyano, haberler, S SAYIFA: 3 ÜN Isparta halkevi mecmuası Halkevlerimizin çok kısa bir zan ır içinde ne kadar çok işler görmekte ol- duğunu - iftihar ile takib etmektetiz. Konya Halkevinin değerli çalışmaları » nt Ulus'un geçen sayılarında bildirmiş ve ao mesai hakkında çok bitaraf olarak fikirlerimizi de yazmıştık. Memleketi- mizin bazı yerlerinde ©o kadar müsbet ve o kadar ciddi çalışılmaktadır, ki bu mecmualar veya gazetelerin kolleksi - yonları her zaman aranacak ve okuna- caktır. Meselâ Konyada çıkan Babolık gazetesi, Samsunda çıkan Ahali gazete si nasıl her zaman aranan ve erbabınca okunan, takih olunan birer kıymetli ga- zeteler ise İspartada çıkan Ün de az zaman içinde bu mevkil almıştır. Bu- nun için bu kıymetli mecmuayı okuyu: cularıma tanıtmayı ve her zaman ol?u- ğu gibi yine de bu husustaki bitaraf fikirlerimi yazmak istiyorum, Ün'ün ilk sayısı B. Kemal Turan'ın — Halkevleri başlrklı bir yazısile başlar, Kemal Turan bu yazısında Halkevle-i- nin amaçlarını anlatmakta ve yazısını Şu satırlarla bitirmektedir: “Hemen he: pimiz bütün enerjilerimizi bu her se- yi kendinden umduğumuz yerde topla- sak ne kadar iyi bir şey yapmış o': - ruz., Ün'ün bütün sayılarına bir göz gezdirirsenir Kemal Turan'ın bu wöz- lerini mecmuanın yerine getirdiğini memnuniyetle görebilirsinirz. Bundan sonra B. Memduh'un Altı ok adile bir makale silsilesine rastgelirsiniz, ki bu makalelerde fırkamızın altı umdesinin izah edildiğini okumaktayız. B. Neşet'in İspartalr büyük adamla- rr anlatan krymetli ve mühim yazılart daima alaka ile takib edilecek değerli yazılardır. B. Neşet malüm kaynakla- Ta müracaat etmekle — beraber şimdiye kadar yapılmamış bir toplama yaptığı için değerli bir araştırma vücuda ge- tirmektedir. Atabeğli Naci de diğer nüshalarda çok değerli ve mühim yazılar yazmıştır. Burada şurasını kaydedelim, ki ecne- bi eserlere dayanarak yapılacak her a- raştırma bu husustaki bütün literatür takib edilmerse daima yarım kalmağa mahkümdur. Sonra bunların hepsini a- Taştırmadan terkib yapmak ekseriya tehlikeli bir netice verir yani hiç bir netice vermez ve bu suretle kırymetli e- nerjiler boşa gider. Onun için Atabeğ- N Naci'den Türk natürizminden ziyade Dumrül hikâyesi gibi tarihimiz için mühim bir keşif sayılacak olan kıymet. H yazılar üzerinde çalışmasını bekle - mekteyiz. Dede Korkud - kitabındaki bir hikâyenin Anadoluda yaşaması ve bunu bulmak şerefi de Atabeğli Naci'- ye müyesser olduğunu burada ayrıca kaydetmek lazımdır. Evelce de söyle- diğim gibi bir tek ecnebi dili bilerek tek kaynaktan istifadeye çalışmak im- kânsızdır. Bu işleri başkaları başarabi- lirse onlara bırakarak ilme malzeme toplamağa çalışmak da ilim yapmak ka- dar faydalıdır. Binsenaleyh Ün'eli ar- ; kadaşlardan her şeyden evel terkib yap mak değil malzeme getirmek ve bu mal« zemeleri metodik bir şekilde toplamak suretile ilme hizmet etmelerini bekle- riz. Burada da evelki söylediğim söz- lerin yerinde olub olmadığını göster- mek için bir misal getireyim: Ün'ün sor nüshasında Abdallar hakkında bol mal- zeme getirebileceği yerde işi lüzumsuz bir şekilde geniş tutan bir makale var- dır. Bu makalede Vamböry'nin “Türk etnoğrafisi,, adir. eserinden İstifade edilerek & Türkmen boyunun adı zikre- dilmiştir. Evvelk Vamböry'nin Türk etnoğrafisi adlı bir eseri yoktur. İkin- ci olarak bu zikrolunan boyların sekl- zincisi — ki bunu makale sahibi Horar- lular diye yazmıstır. — hakikatte mev - cud değildir. Üçüncü , olarak da hu isimler yanlış kopye edilmiştir. Vam « böry'nin kitabınm adı Das Türkenvolk. dür. Bunun macarcası da Török faj namile çıkmıştır. Filhakika Vamböry bu eserinde sekiz Türkmen boyundan bahsetmişse de sekizinci boya Orcez turkomanok demiştir ki, rus Türkmen- leri yani Rusyadaki Türkmenler demek: A aa ü 31 ilkkânun Aakşamı k b SKi » n L sa Hilaliahmer balcsu Be eee