25, İLKKÂNUN 1934 SALI Paris, 24 (A. l.) — Bası gazetelere göre Sir Con Saymen dün D Bakanlı- gındaki kısa mükâlemeleri esnasında Bay Flanden ile Bay Laval'ı sonkânunun içinde Londra'ya © arı İşler mışlır. Adımız, andımızdır. Her yerde 5 kuruş GCündelik TÜRKLERDE KADIN Bizde kadın nedir? Bunı..ın ger- çekten anlaşılması için eski geç- mişe bakacağız.. Yabancı u!uı'l- rın baskısından uzak yışıdı'uıınıı çağları bir, göz önüne getireca- * -Başa buyrukluk, özdenlik için- de türkler yaşarken kıdğ_lı, erkek ayrıksalığı yoktu. —Bütün ulusla birlikte savaşır, birlikte çnl_ı_;ıîı'h_ Kadın; evin kökü, en buyıag—u idi. Soysal dirimde kadının yük- sek yeri vardı. - " Yazılı geçmişimiz bunların ör- neklerile dopdoludur.. İ_JI.usum“ a zun kadın için düşüncesini; aşağı- ya yazmak istediğim (Sürçe_k)' ne açık gösteriyor. Bu (sanı) bir inan gibi kurunlardan kurunlara geç. miş, ağızlardan ağızlara dolaş - mıştır. Virbitski'nin (Altay Türkleri) adlı bitiğinden Bay !ııııı'ın çı. kardığı parçada Evrenin yaradılı- şı şöyle anlatılıyor: Altaylılara - (kam) diyor ki “ güclü, art 'Tanrılar bana böyle söylediler. Şimdi de kulaklarıma yırlayorlar. Ben onları işidiyo « rum. Acun yoktan var olmuş değil - dir, özeldenberi vardı; ancak bü- tün bu varlık bir deniz ile onun Tanrısı (Bayülgen) idi. Nereye bakılırsa sudan başka nesne yök- Ülgen bu ucu bucağı olmayan deniz üstünde uçuyor, oturacak ,bir parça kara bulamıyordu. Yüz bin kez yüz bin yıllar geçti.. Tan- rı uçarak dolaşryordu. Günün birinde çevresinde bir (dirim dalgası) sezdi. Gönlünde bir damma, bir bulgu belirdi: — Ellerini uzat.. ne varsa ya- kala!. 'Tanrı bu bulguya baş eğdi. El. lerini uzattı. Eli bir taşa dokundu, aldı, üzerine oturdu.. Ne yapsam, ne yaratsam deye düşünüyordu. Çevresinde dıhdl (gd" bir (dirim dalgası ündü. Bu den ge- ı;,;î..)?_'::a.ııı içinde bir Tan. rıça belirdi. Bu, (Ak ine -ak ana) eZ G diğim'ölda del ol sun dedim de olmadı, deme! vara yok deyenler o! lar, deyerek len uzaklaştı. ıu:şınrı (Ülgen); arı (Ak ın_ı) dan eşittiğini söyledi. Yer, !"_kv bütün acun var oldu. İşte dirim böyle başladı.. Tanrı arı (Ülgen) yaratma erkini, gücünü (Ak ana) dan aldı...,, e Sonra (Kam); çevresini ala - rak kendisini dinliyenlere şöyle diyor: i “ Yer yüzündeki bütün kı!l_'" üzerinde; — (Ak ana) nın bu ilk duygusunun, bu ilk sözünün yeri vardır. 9 Kisi biteviye ileriye gider, ar- kaya doğru yürümez. Ellerini ile riye uzatır, geriye uzatmaz. Var ederim deyen var eder. Var ede- mem deyen var edemez. Vara yok deyenler menku yok olurlar.. Va- ra yok demeyiniz!..,, Bütün yukardaki — sözlerin; türk başının yarattığı nesneler ol- duğuna işgil yoktur. Bunlar, an- cak türklerin nasıl bir düşünce ta şıdığını, kadına nasıl bir değer verildiğini gösterir. Bunun içindir ki türelerimiz - den ayrı bir duruşta bulunan ka- dmlarımız; kendilerine yaraşan yerin sonuna gelmişlerdir. Uluğ (Atatürk) ün yüksek gö- Tüşüyle bir devrim daha bütün lenmiş oldu. Ulusun yarısı olan kadınlarımız için artık yükselme UĞ çe Denizişlerinde bir ingiliz ÂAmerika Paris, 24 ÇA.A.) — Malen gazetesi yazıyor: Vaşington anlaşmasının japon larca bozulması üzerine İngiltere ile Vaşington arasında derhal fikir teatisi- ne başlanmış ve Amerika'nın Londra büyük elçisi Vaşington'a varır varmaz Bay Hull il saat görüşmüştür. Da. ha dünden Amerika'nın önümüzdeki mü zakerelerde tatbikini düşündüğü sıyasa nın ana hatları Amerika deniz idaresi tarafından bildirilmiştir: 1L — Japon tebaasiyle hatır kıracak vaziyetlerden sakınmak için ihtiyatlı bir gidiş onanması. 2. — Deniz nisbetleri müsaviliği için İapon isteklerine karşı iş birliği 3. — Amerika bahriyesini müsaade edilmiş olan azami hadlere - eriştirmek için tezgâha gemiler konulması, 4 — Muhtemel ingiliz - amerikan görüşmeleri hakkında matbuata ve hal- Tiirkr- Sovyet kültürel bağları Değerli Sovyet bilgini Profesör Samoyloviç Moskova, 24 (A.A.) — Türkiye bü- yük Elçisi Bay Vasıf Çinar'ın huzu - riyle Sovyetler Birliği Bilgi Akade - misinin dün yapılan toplantısında aka - demi üye'-rinden Bay Samoiloviç'in ikin €i türk dili kongresi ve türk - Sovyet bilgi münasebetleri hakkındaki raporu okunmuştur. Onanan bir karar suretin . de genel toplantı iki dost ülke arasında ki bilgi rabıtalarının berkitilmesini kı- vançla selâmlıyarak Türkiye ve Sovyet- ler Birliği arasında bilgi münasebetleri komisyonunun çalışmalarını tasvib et- mişrir. , Türk ve Sovyet bilginlerinin iştira- kiyle Türkiye hakkımda yazılara tahsis edilecek türkçe ça hususi bir der. ikarılması ülmektedir. ve ilerleme kapısı ardınadek açık bulunuyor. ş"ı_ıqiye değin yapılan devrim- lerimizin nasıl bizi benliğimize k.ıvuqlurdııiunu.. nasıl bizi geçmi- şin, yabancı. göreneklerin batak - İıklarından sıyırıp çıkardığını gör- dük. Bu, bütünlenen kadın devri- minin asığı da gözleri kamaştı - racak, acunu imrendirecektir. Büyük önderimizin açtığı bü - tün yollarda olduğu gibi sıyasal yolumuzda da türk kadınmın de- rin bir inanla yürüdüğünü görmek ne mutluluktur. İZZET ULVİ AYKURT Sözler: Başa buyrukluk — Hürriyet Soysal — İçtimaf hayat Sürçek — Mitoloji Sanı — Hayal tik — Xitab Bulgu — İlham, saniha Menku — Ebedi Devrim — İnkılab Asığ — Fayda anlaşması ka kazjı mutlak bir ketamiyet muhafa- zastı, $. S -B5 ,3 nisbetinin muhafazası- ma imk N verecek bir formülün anıklan ması iç'a Japowya ile diplomatik görüş- melere devam odilmesi. Bir ingiliz - amerikan deniz anlaşması mı? Londra, 24 (A.A.) — Bazı ameri - kan gazeteleri, Vaşington hükümetinin bir ingiliz - amerikan deniz mukavelesi projesi hazırladığına dair haberler ver- mektedir. Halbuki haber alan ingiliz kaynaklarından öğrenildiğine göre İn . giltere ile Amerika arasında bir deniz anlaşması veya bir cepho teşkili ihtima- li yoktur. Londra deniz konuşmaları genel deniz anlaşğmasını tutmak - veya değiştirmek için yapılmaktadır ve İn - giltere ancak böyle genel bir anlaşma için çalışacaktır. Bay Şükrü Kaya İstanbula gitti İçeri İşler Bakanı Bay Şükrü Kaya birkaç gün kalmak üzere dün akşam İstanbul'a gitmiştir. Bir fransız gazetesi müzik | devrimimizi alkışlıyor Paris, 24 (A.) — Hususi muhabi- rimizden; La Tribün des nation gazete- si M. Robert 1. Bandouy, imzasiyle Tür kiyede müzik devrimine dair bir yazı yazmıştır. Yazıcı bazı avrupalıların şimali Afri ka'da Suriye'de, veya müstemlekeler ser le dinlemiş oldukları ince sazın sa nat ve müzik bakımından hiç bir değeri olmadığı gibi türk ruhanu aksettirmek ten de çok uzak olduğunu, bu basit ve iptidaj bizans artığı yanında mütekâmil garb müziğinin münevverler arasında nasıl bir yer almaya başladığını anlat. tıktan sonra büyük türk Önderi Atatür- kün bunu bir devrim işi olarak ele al . masındaki ehemmiyeti canlandırıyor, di- yor ki: * — Hakikaten türklerin atası olan Gazi, bir kere daha, kendisine hâs bulu- nan açıklık ve direnmeyle bu devrimi 'î“"“""* istiyor. Bu yıllık ilk a uluslararası müzik için halk ara - snda bir zevk ve haz yaratmak musiki sevgisi uyandırmaktır. Atatürk'ün doğ- ru görüşüne ve kararlarının daima isa. bet ve mükemmeliyetine türk ulusunun derin güvenci vardır, ve bu güvenc ona yardımcı olacaktır. Deneme takib edil - meğe lâyıktır. Atatürk daima muvaffak olmuştur. Bugün bütün sanatkârlar da kendisiyle beraberdir, ve gene muvaflfak olacaktır.,, t Yaşay Dört yıl önce Menemen'de en çirkin ve en ürkünc bir kaytaklığa kurban giden genc muallim ve za- bit Kubilay'la arkadaşları adına fırkamızca anıklanan abidenin a- çılış resmi yarın Menemen'de ya- pılacaktır. Dört yıl önceki bu acı günün hatırası, yurdun her buca- ğında derin bir yasla anılıyor. Dört yıl önce gömülmüş olan dev- rimci türk gencinin — ruhu, bütün an Kubilay canlılığıyla içimizde yaşıyor ve yaşıyacaktır. Yurd için, ülkü için kanını acı- madan akıtmış olan Kubilay, ya- rın açılacak abidede, mermerleşe- rek gelecek soylara, devrimci az- min büyüklüğünü ve yiğitliğini an latacak ve onlara bir daha hiç bir zaman dirilemiyecek olan kaytak- lığın son yüz karasını anlatacak- tır. k Fransız kadınları ka dınlığımızın büyük zaferini sevin cle kutluyorlar Paris, 24 (A.A.) — Ozel bildi- ricimizden: Türk Bayanlığına saylav seç- mek ve seçilmek hakkımın veril- mesi uzun çağlardanberi bu hak- ları elde etmek için savaşan ve şimdilik amacına varmaktan uzak bulunan fransız kadınlığı arasın- da derin izler ve duygular uyan- dırmıştır. Birçok fransız kadınları tele- fonla, mektubla veya kendileri ge- lerek Büyük Elçimizi kutlamakta, sıvasal hakların hepsine kavuşan Almanya'da vaziyet .Binlerce kişinin tevkif edildiği, durumda işkilli yönler bulunduğu söyleniyor Berlin, 24 (A.A.) — Havas A. | jansının Berlin muhabiri - bildiri- yor: Uluşal teminata rağmen, sı- yasal mehafilde içeri duruma aid bir takım kaygularm belirmeye başladığı söylenmektedir. Milis kurumu ulusal - sosyalist devriminin bittiğine inanmamak- y wı alman ordusunun Führer'in iği gibi “üçüncü alman devle- tinin tek direği,, haline geçmesi üzerine kendilerinin ikinci plân- da kalmalarını kabul etmemekte- dirler Bilhassa —30 hazirandanberi mümtaz bir mevkie geçen siyah milisler bu mevkilerini berkitmek istemekte iseler de bu işde sücl güc inhisarını yalnız kendisine bı- rakmak istiyen alman ordusunun mukavemeti ile karşılaşmaktadır- lar. b Bu ay başındanberi orduda alı- nan tedbirler hakkında ortada birçok şayialar dönmektedir. Bil- hassa Nocl izinlerinin kaldırılma- sı ve önümüzdeki cuma gecesi için ti l BiRe . k2 c (Sonu 2 inci sayıfada) t türk kadınlarının sevincine ortak olduklarını en eyi dilekleriyle an- latmaktadırlar. Bunlar arasında ulusal ve ulus- lararası kadın kurumlarının ileri gelenleri, paris avukatlarından Madam Grimpere, Bronsvik, ve u- luslar derneği yanında delege Ma- dam Cillier sayılmağa değer. Büyük Elçimiz Bay Suad türk Kadalaririı bayratanidüin : Si fransız kadınlarını elçilikte bir çay toplantısına çağırmıştır. Gü- zel bir gün gecirilmiş ve yukarda saydığımız yüksek kadınlardan çoğu çayda bulunmuştur. Fransız kadın kurumları bu ni- sanda İstanbul'da toplanacak u- luslararası kadınlık koöngresine hazırlanıyorlar. t — — | Bugünkü inkılâb dersi | Bay Mahmud Esad Bozkürt Hu - İkuk Fakültesinde İnkılâb derslerinin dördüncüsünü verecektir . Bulsar din adamla- rının kılığı Kurultayın son zamanlarda onadığı kılrk yasası, ortodoks olmaları dolayısi- le bulgarları da alakadar etmiştir. Bul- gar gazeteleri, bu yasa için umumiyet- le tasvib edici yazılar yazmışlar veya ea