Tan 10 Mayıs 1939 sayfa 3 | Gaste Arşivi

10 Mayıs 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

10 Mayıs 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F RRR Şi D V AR T —TT s—_ı;.;-’r , 10 - 5 - 939 Bucün Suudi Arabistanda Petrol Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL Suudî Arabistan ülkesinde pet- rol bulunması ve bulunan pet- Tol ile doldurulan ilk vapurun Ras anura'dan hareket etmesi, Suudi Arabistanda büyük bir hâdise olarak tesit olunmuştur. Arabistan merkez- lerinden gelen haberlere göre bizzat Kral Abdülâziz Hazretleri bu mera- Simde hazır bulunmuş ve İdaresi al- findaki memleketin iktısadi hayatı üzerinde pek derin tesir yapacak ta- Tihi hâdiseyi kutlamıştır, Merasime sahne olan Ras Tanura Basra körfezi Üzerinde olan bir limandır. Ve liman 'ammam adını taşıyan petrol sahası- nın Şimali Şarkındadır. Dammam ile iman arasında petrol boruları uza- tılmış, limanda petrol depoları inşa olu s; uman’ g a uğı'amı- Sına ve petrol yüklenmesine müsait bir şekilde ıslah edilmiştir. Arabistanın Hasa eyaletinde pet- Tol keşfolunduğu aylardanberi söy- lenmekte idi. Bu aylar zarfında te- Sisat yapılmış, tamamlanmış ve nİ- hayet Suudi Arabistan halkının de- Tin sevinci içinde, petrolün ihracına başlanmıştır. Deniz aşırı memleketlere pek cüzi Mmaddeler çıkarabilen Arabistanın, Petrol gibi kıymetli bir madde İle dünya ticaretine karışması, şüphe Yok ki, bu memleket için çok hayırlı olacak ve bu sayede Suudi Arabis- tan, mühim bir kalkınmaya sahne o- lacaktır. Bu bakımdan Suudi Arabistanın, bu tarihi münasebetle yaşadığı se- vinç ve heyecan, çok yerindedir. Arabistana karşı ———0 İngiltere ve İtalya: Suudi Arabistanın siyasetinde de l_’il' kalkınma göze çarpmaktadır. Eski Ingiliz Kralı ve Mussolini Birer Nutuk Söylediler Mussolini Dediki: " Silâhlarımızın Kuvvetini, Kalplerimizin Kararını İcabında İsbat Edeceğiz,, Roma, 9 (A.A.) — Romada bu sabah yapılan askert geçit resmine 1000 kadar motörlü harp âleti iştirak etmiştir. Askerler, geçidi Romalı yürüyüşü ile yapmışlar, Bersagli- yerler ise jimnastik adımı ile geçmişlerdir. At koşulu batarya- lardan sonra, bindirilmiş piyade alayları, müteakıben gaz mas- keleri takmış kimyevi servis efradı geçmişlerdir. Ingiliz Kralı Dediki: "Dünya Siyasi Liderlerini Beynelmilel Emniyeti İhyaya Davet Ediyorum.. Verdun, 9 (A.A.) — Verdun muharebe meydanını gezdikten sonra Duc de Vindsor Amerikaya hitaben radyoda irat ettiği bir hitabede bilhassa demiştir ki: — Cebri nefsederek ihtiyar etmiş olduğum sükütu bugün ihlâl ederek Büyitk Harbin eski bir muharibi sıfatiyle, insanlığın bir daha bu kadar zalimane bir tahrip cinnetine müptelâ olma- Bunlardan bir kısmı amyant elbi- se giymişlerdi, bir kısmı da antipe- rit üniformayı lâbis bulunuyorlardı. Nihayet tayyare dafii bataryalarla ağır topçu bataryaları ve 300 tank geçmiştir. Geçitte hazır bulunmuş o- lan 30 bin ihtiyat zabiti Venedik meydanına giderek Venedik sarayi önünde toplanmışlar, Duçe, Vene- dik sarayının balkonundan bir iki söz söylemiş ve: “Silâhlarımızın kuvveti şüphesiz- dir ki muazzamdır, * fakat kalpleri- mizin vermiş olduğu karar daha mu- azzamdır. Vakti gelince bunu ispat edeceğiz.,, demiştir. Bu sözler, ihtiyat zabitlerinin ve halkın şiddetli alkışları ile karşılan- mıştır. Duçe hakkında yapılan tezahü- rattan sonra 30 bin ihtiyat zabiti ile A bahsettiği Mareşal Göring son defa man Polonyaya, Rusyanın . e sân de ;'a;ıılun anlaşmada, Su: udi Arabistanı alâkadar eden mad- deler vardı. Bu maddeler, Suudi A- rabistan ile istişare neticesinde kon- mamıştı., Bu maddelere göre İki ta- raf ta Suudi Arabistan ile Yemenin istiklâline saygı gösterecek ve bura- larda rekabeti ifade eder hareketler- de bulunmıyacaklardı. Suudi — Ara- bistan, iki devletin bu şekilde ken- disinden bahsetmelerinden içkillen- Miş ve kuşkulanmış, bir siyasi te- şebbüste bulunarak kendisini, bu an- laşmadaki maddelerle alâkadar say- madığını, iki memleketle ancak mev cut muahedeler hükümlerine ve milletler arası kanunları dairesinde bağlı olduğunu hatırlatmıştır. Malüm olduğu üzer2 bazı yabancı devletlerin, diğer bir milletin istiklâl ve hürriyetinden uluorta bahsetme- leri, hiç te hayırlı bir hareket değil- dir, Bilâkis, bu gibi konuşmalar, an- tak tehlike hissi verir ve bu tehlike- Yi bertaraf etmek lâzım gelir. Suudi Arabistan hükümeti de bu şekilde hareket etmiş, ve alâkadar iki hükümet te aralarındaki anlaş- Manın Suudi Arabistana hiç bir şey tahmil etmediğini bildirmişlerdir. Suudi Arahistan hükümetinin, daha İleri vaziyette olan komşu Arap mil- letlerinin iktısadi ve fenni yardımın- dan da istifade etmekte olduğunu ve bunun için Mısır ile çok iyi anlaşma- âr yaptığını da bu fırsattan istifade ederek kaydetmek İsteriz. Bu anlaş- Maların tatbiki ile Suudi Arabistan Modern vasıtalardan istifade edecek Ve mühim ileri adımlar atmış ola- taktır. Suudi Arabistanda tam mânasiy- le iç emniyeti sağlamlıyan, memle- keti yükseltmek için çalışan ve mü- him muvaffakıyetler kazanan - Suut Oğlu Abdülâziz Hazretleri hakikaten tebrike şayandır. ’"M_—— —— f KISA HABERLER ge Paris — Bonnet, İran - Ankara - Bük- reş seyahatinden dönen General Vaygandı kabul ederek kendisile uzün müddet gö- Tüşmüştür. General yakında Londraya Bİ- decek ve ihtiyat zabitleri kongresinde ha- zır bulunacaktır. © Sir Percy Loraine, dün İtalya Kralı ve Habeşistan İmparatoruna itimatname- sini takdim etmiştir. ki meydana doğru yola çıkmışlar- dır. , Halkın alkışlarına cevap veren Kral, İmparator, yalnız başına bal- kona çıkmış ve bu çıkması halk ara- sında büyük bir coşkunluk uyandır- mıştır. Müteakıben balkona hükümdarın yanına Dük De Soolete, Strace ve ihtiyat zabitleri cemiyeti riyasetine mensup iki general gelmişlerdir. Al- kışlar, beş dakikadan fazla devam etmiştir, Hükümdar, yeniden balko- na çıkmak mecburiyetinde kalmıştır. tan sizi mesul tutarım.,, lardır. © Polonya Hariciye Nazırı, Hitlere cevaben irat ettiği son nutkunda Almanya tarafından geniş plânlı bir teklif karşısında kaldığından bahsetmiş, fakat bu teklifi şim- dilik ifşa etmek istemediğini söylemişti. Kolonel Beck'in bu teklifin içyüzü şudur: yayı kendi aralarında paylaşmak gayesile bir askeri itti- fak teklif etmiştir. Almanya Ukrayna ve Kafkasyayı alacak, Baltık devletleri de Polonyaya ilhak edilecekti. Polonya bu teklifi reddemiştir, SLASO S APUNDEgWERLİYİAZİ şeflefinie şu emri vermiştir: “Almanyanın Danzig siyaseti tekarrür etmiştir. İntizar devresinde,takip ettiğim yolun tehlikeye düşmesinden içtinap ediniz. Orada çıkacak herhangi bir kargaşalık- Danzigdeki Nazi şefleri bu emirden müteessir olmuş- Sovyet Hariciye Komiserliğine, Ankarayı ziyaretten dö- nen Potemkinin getirilmesi muhtemeldir. masını hararetle temenni ettiği- mi beyan ediyorum. Ahalisi harp istiyen bir tek mem- leket mevcut olmadığına katiyen ka- niim. Beynelmilel mütekabil anlaş- ma daima kendiliğinden husule gel- mez. Bazan onu aramak, onun için müzakereye girişmek lâzımdır,. Si- yasi gerginlikler, ihtilâf halinde bu- lunan taleplerin halline medar ola- cak olan bu hüsnüniyet ve fedakâr- lık zihniyetinin zayıflamasını intaç eder, Arkadaşlarımızla iyi geçinmek için ferden yapmağa alıştığımız şey- leri beynelmilel sahada yapamadı- ğımızdan dolayı medeniyetin harap olmasına mı sebebiyet — vereceğiz? Mazide çıkan siyasi ihtilâfların ma- hiyeti ne olursa - olsun harpten içti- yüksek ehemmiyetini bütün zimamdarlara muslihane bir hal çaresi bulmak üzere yeni gayret- ler sarfetmelerini emreylemektedir. Beynelmilel asayişi ve emniyeti ihya etmek tasavvurunda bulunanların yalnız bir Fransız, bir İtalyan, bir Alman, bir Amerikalı veya bir İngi- liz olarak değil iyi bir dünya vatan- daşı sifatiyle harekete geçmeleri lâ- zımdır. Bunlar kendi milletleri için menfaati hepimizin mensup olduğu büyük dünya cemaatinin menfaatir.- de aramalıdırlar. Son harpte ölenler namına, yaşıyanlar namına, şimdiki gençlik namına siyasi liderleri bu vazifenin ifasında azim göstemeğe Polonyayı ziyaret ettiği za- bir kısmını, yahut eski Rus- |nap etmenin * * * General Fr istedik- y ; Berlin - Roma mihverinin “leri günden güne artmakta verin arası açılmaktadır. * Şehrimizde bulunan eski Italyan muharipleri dün akşam Casa d'İtalia da bir ziyafet vermişlerdir. Ziyafet- te İtalyan konsolosu da hazır bulun- davet ediyorum. Herhangi bir hükü- metin kendi milli siyasetinde elde edebileceği en büyük muvaffakıyet, insanlığı bugün tehdit eden müthiş akıbetten kurtarmanın zaferi karşı- ve bu yüzden Franko ile mih- muştur. sında hiç kalır.,, Bugünkü Slyası vaziyeti Gösterir Harita LAİ NİN — TEHDİDLER | memcı ROMA-BERLİN MİH, İ N REJ MHF KORDOR —— LONDRA-PARIS « ğ l TT LONDAA-PARIS Mikis 1 er. BELÇİKA İ LONY w RGMA-_—BdE_RrLlN Mi Yem KA “-wı_aî | H X m_'ı_ste iğ91 muttef- DAA-D, M y MA İ | REREN * İSVİRAİ K MACAR AA A i . A ROMANYAŞ' ' 'AN 1 n * iSDAN YA0 m ' © : qmm YAT ” a0 A e 'AK_DEN]Z- m'w(în İRAK (TAL)) Ti JİBUTİY İ y Vâ* “Bu haritada totaliterlerin ve demokrasilerin ittifaklarına almak istedikleri - 3 ÜSÜ PW y .cyee Sülük! ALA ..y.. Âlâ Sülük! Yazan: B. FELEK Ya Faik Âli'nindir, ya Fikretin, (eğer bunlardan birinin değil- se şaşarım cehaletime!) Şu mısraı o- kuyun. «Mayıs bir köylü kızdır, sâfü dilber şühu _ sevdâkâr.» k Yaz ayları hakkında rey toplansa gerçek, Mayıs birinciliği kazanır. Onda ne Nisanın serinliği, ne Hazi- — ranın sıcaklığı vardır. Tabiatin deli- kanlılığı veya kızoğlan kızlığıdır. Bu güzel aya herkes gibi ben de bayılırım, Bakla, bezelye, semizotu, — asma yaprağı gibi yaz zerzevatları, çilek, kiraz, erik gibi yaz yemişleri, leylâk, gül, salkım gibi yaz çiçekleri bu ayda açar. Koyun sütü bollaşır. Hattâ kalkan balığı gibi emsalsiz de- niz mahlükatı bile bu ayda çoğalır ve ucuzlar. Bütün bu güzellikleri, bu bolluk- ları ve bu lezzeti bozan bir tek şey vardır ki; buna tahammül edemem: Sülük! 4 Mayıs geldi mi palabıyıklı bir ta- kım satıcılar uzun melodili edalari- — le “Sülük! Âlâ sülük!,, diye ellerinde birer ufak sepet içinde su dolu pul — şişelerde kıvrılmış bu ufak kan içi- cileri satarlar, senelerdenberi satar- lar. Ne onlar satmaktan bıkar, ne sülükler emmekten! Demek bunla- rın rağbetlisi çok! Size bir sülük hi- kâyesi anlatayım: Vaktiyle Kızlarağası hastalanmış. Müziç bir baş ağrısına tutulmuş, Ne — yaptılarsa kâr etmemiş. Nihayet bir 4 maruf Yahudi hekim getirtmişler, — Hekim hastayı muayene etmiş ve —Eedebi huzura— kuyruk sokumu ci- — varına yirmi kadar sülük tutulma- — sını tavsiye etmiş. Kızlarağası zeki- ce bir adammış: — Ayol! Sen ne biçim hekimsin? Ben başımdan şikâyet ediyorum, Sen falanca yerime sülük tutunduruyor- sun! İkisi arasında ne münasebet var? Diye sormuş. Yahudi şöyle ce- vap vermiş: — Sultanım! Affedersiniz! Bu ne gibi bir bakınız! Sizi hadım etmişh_r. Ne bıyık çıkmış, ne sakal! ğ Bu karşılığa kızlarağası ne demiş, — orası malüm değil, Zaten ne derse desin cevap yerindedir. İşte ben böylece şuna buna taysi- — ye edilen bu sülüklere içerlerim. — Fikrimi açtığım bir doktor ahbabım: — — Yoo! Dedi, Çizmeden yukarı — çıkma! Sülük bazı bünyeler için cid- — den lüzumlu bir şeydir. Haddinden — fazla kanlanmış, damarları sertleşe — miş vücutlardaki kanları azaltmak — için en emin vasıtadır. Gerçi biraz — iğrençtir amma hem ucuzdur, hem faydalı. y Artık bu sözü işittikten sonra sü- — lüklere karşı bir şey diyemez oldum. Daha fenası içtimat bünyelerde te- sadüf edilen sülükler hakkında da: — — Belki bunların da hekimin de- — diği gibi bir takım faydaları vardır da ben bilmiyorum! Diye ihtiyatkâr — davranmıya başladım. Başladım am- — ma gelgelelim içimden sülüğün ne olduğunu ve ne yaptığını pek âlâ bil. — diğim için hekimliğin kendisine karşı — olan hürmetkâr hislerine bir türlü — iştirak edemiyorum. Ne de olsa sü- lük, sülüktür. Vazifesi şunun bunun kanmı emerek geçinmektir. Bilmem — bunun hoş görülebilecek bir cephesi var mıdır? * Okuyucularımızdan $Ş. A.? Gönderdiğiniz güzel fıkraya teşekkür ederim. Fazla hassasiyetinden bahis bu- — yurduğunuz zat hakkındaki —mütaleanızı — kendisine iblâğa yine sizin himmetinizi rie — ca edeceğim. Saygılarımla. 4 Çavuşlu köyünden Mustafa Çelik: Haklı mektybunuzu aldım. Pek uzun ol- duğundan dercine imkân bulamadık, Baş- — kaca bir arzunuz varsa bildirin, Köylü ar- kadaşlara selâmlar. B. £, c bi B î»_ KISA HABERLER ; Tokyo civarında bir selluloid fabri- kasında infilâk olmuş ve yangın büyüye- ", rek 9 büyük ve 40 kadar da küçük atölye — yanmıştır. ğ İntilâkin bilânçosu şudur: TI ölü ve 99 — ağır olmak üzere 251 yaralı. Bazılarına göre, yangına bir sigara, diğer bazılarına göre de magnizyom fabrikasından çıkan kıvılcım sebep olmuştur. © Vaşington — Mebuslar meclisi 7338 milyon 414 bin 241 dolara baliğ olan ban- devletler ve tehdit edilen yerler görülmektedir. riye bütçesini kabul ederek âyanm mecli- sine sevketmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: