Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
v ——————E—” — Jğb. d a VTT ATEREERREE N N YUŞ Bba BöLRii L —<— — —ava ” t Öi —— —— —| T—— 30-4-9390 — TAN Tecavüz Var mı, Yok mu? Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL Tecnvüz dediğimiz şey, fiilen ta- hakkuk eden bir vaka oldu - Na göre ya vardır, ya yoktur. Var- 81 ile yokluğunun münakaşa edil- Memesi icabeder. Fakat bugünün en Mühim münakaşa ve alâkadar taraf- ları birbirinden uzaklaştıran, ve ara- larında uçurumlar açan ihtilâf da bundan ileri gelmektedir. Belki bu tilâf, medeniyet dünyasını karan- ve meşum bir âkibete sürükle - Yecektir. Tecavüz, fiilen tahakkuk — eden bir vaka olduğuna göre böyle bir va- a var mıdır, yok mudur? Tarzında bir sual iradına yer bulunmamak i- tabettiği halde, görüş farkının ge - hişliği, telâkkilerin zıddiyeti — böyle İr sual ortaya atmağa ve üzerinde Mmühim münal aşalar yapıl se bep olmaktadır, Hiç bir kimse mütecaviz vaziye- tinde görülmek istemediği için teca- Vüzü tevil etmek, ona tarihi, anane- Vi, milli renkler vermek, bu renkle- Ti hak mefhumu ile ve menfaaat '“*yğulariyl—e mezcetmek her devrin Şahit olduğu bir hâdisedir. Bugün de âyni hâdise ile karşılaşmak, bir me- sele teşkil etmiyor. Bütün bu mülâhazaları bir tarafa brrakarak son aylar zarfında vuku - bulan hâdiselerde tecavüz bulunup ul dığını anlamak için, siyasi Varlık sahibi oldukları halde bu var- lıklarını kaybeden milletleri aramak kâfidir. Bu milletlerin siyasi varlığı ©rtadan kalkmış olduğuna göre te - tavüzün vukuunda şüphe kalmıyor. Vaziyetlerin bu derece sarih ol - Masına rağmen bir sürü tevillerin İ- leri sürülmesi, bir takım bahaneler- den bahsolunması, elhasıl tecavüzü Muhik ve meşru göstermek için bin dereden su getirilmesi apayrı bir Meseledir. Çünkü, tecavüz, tam bir vakadır. — Bu vaka veya vakalar . ortalık - sarsı emniyeti sağlamlamak ihtiyacı hasıl olmuştur. Tecavüz — vakaları, birbirini takip ettiği için sarsılan em- niyeti mümkün mertebe korumak i- çin düşünülen çare, tecavüzden ko - runmak isteyen tarafların bir birlik teşkil etmeleri ve tecavüze el birliği ile mukavemet göstermeleriydi, Bu Çarenin, tecavüzle itham olunan ta- rafı hoşnut etmeyeceği muhakkaktı. Çünkü yeni tecavüz ihtimallerine set çektiği gibi, bütün sulhcü mem - keketlerden bir sulh cephesi kurmak- taydı. Bu çarenin normal bir vaziyet ihdas etmediği şüphe götürmez. Çün kü bütün sulhcü devletlerin her lâh- Za uyanık ve hazırlıklı davranmak, hiç olmazsa yarı seferber — olmağa bakar. Bu da milletleri, sulh yaşa - yışından yarı harp yaşayışına sev - keder. Ve buna, normal hayat deme- 8e kimsenin dili varmaz. Fakat baş- ka çare bulunmadıktan sonra sulhü korumak için bu çareye baş vurmak bir zaruret teşkil eder. Bu zaruretin gerginliklerine ve sıkıntılarına dayan Mak, insanlık ve medeniyet için kati bir felâket teşkil edecek korkunç bir Macereya atılmaktan evlâ — olduğu Şüphe götürmez. Fakat sulh cephesini teşkil eden Milletler sıkıntı çekecekler de muka- bil taraf rahat edecek mi? — Hayır. Çünkü karşı taraf da kendini çember İçine alınmış sanarak mahbusiyetin Verdiği bütün sıkıntıyı hissedecek ve bunun içinden çıkmak için, darlık - ftan ve gerginlikten kurtulmak - için ; Mütemadiyen çabalayacaktır. İşte tecavüz yüzünden hasıl olan Vaziyet budur. Mister — Rooseveltin teşebbüsü, bu gerginliği, — sıkıntıyı Ve darlığı bertaraf edecek mahiyet- teydi. Ne yazık ki bu teşebbüs akim kal- Mış ve bu sıkıntıyı ve gerginliği zor- lamaktan başka çare kalmamıştır. Vefalılar İzmirde Yenildiler Ankara, 29 (Tan muhabirinden) — Doğansporla Vefa takımları arasım- daki müsabaka Alsancak stadında Yapıldı. Vefa bire karşı 3 golle mü- sSabakayı kaybetti. 1-1 berabere biten birinci devrede Oyun durgun geçti. Doğan ilk golü Penaltıdan yaptı. Vefanın da ilk go- Üünü Muhteşem yapmıştı. İrandaki Heyetimiz Dönüyor Yeni Evliler Balayı Seyahatine Çıkıyorlar Tahran, 28 (A.A.) — Anadolu a- jansınm hususi muhabiri bildiriyor: Tahran halkının büyük düğün mü nasebetile candan izhar ettiği sevin- cin son tezahürünü teşkil eyliyen Arnaval geçidinden sonra şehir nor- mal manzarasını almağa başlamış- tır. Bayraklar yavaş yavaş kaldırıl- makta ve taklar indirilmekte ve bun ların altından gene çok modern bir şehir meydana çıkmaktadır. Genç evliler bir iki güne kadar bal aylarını geçirmek üzere Hazer deni- zi kıyısında İranın cenneti diye anı- lan Mazenderana gideceklerdir. Melike Nazlınınm Şâhpur - Basra körfezi - Kızıldeniz yolu ile Mısira dönmek üzere Mayısın ikisinde Tah- randan hareketi pek muhtemeldir. Yabancı heyetler de yavaş yavaş dönmeğe başlamıştır. Bugün Tahrandan ayrılması mu- karrer bulunan Türk tayyarelerinin hareketi Diyarbakır havalisindeki hava muhalefeti sebebile teahhür et- miştir. Türk heyeti nisanın 30 uncu pa- zar günü Tahrandan hareket ede- cektir, İspanya, Hududunun Bir Kısmını Kapadı Burgos, 29 (A.A.) — İspanya ka- binesi General Frankonun riyasetin- de,tanlanmıstır. metin harici vaziyeti tetkik ettiği bildirilmektedir. İspanya hükümeti, henüz belli ol- mıyan sebeplerden dolayı Perthus'- de hudutları kapamıştır. Alicante'da nasyonalist İspanyol makamları tarafından tevkif edilip, bilâhare brrakılmış olan Fransız komünist mebuslarından Til- lon, Fransız hududuna girmiştir. İtalyan İmparatorluğunun yıldö- nümü merasiminde hazır bulunacak olan İspanyol askeri heyeti da Na- poliye gitmiştir. — —— Yugoslavlar Yeni Bir Muhrip Aldılar Belgrad, 29 (A.A.) — Yugoslav do- nanması için Fransada inşa edilmiş olan “Belgrad,, muhbiri dün Spli- te gelmiştir. Muhrip 1200 tonluktur. Uzunluğu 98 metre, sürati 38 mil- dir. 120 milimetrelik 4 topu ve 40 milimetrelik 4 tayyare dafii topile mücehhezdir. Mürettebatı zabit ve nefer olmak üzere 150 kişidir. serbest GafenkoRomaya Hareket Etti İmkânlarının Paris, 29 (Hususi) — M. Gafenko Fransa hükümeti ile olan konuşma- larını bitirmiştir. Gafenko bugün de B. Bonnet ile görüşmüş ve ak- şamleyin Romaya gitmek üzere ha- reket etmiştir. Romanya Hariciye Nazırı Gafen- ko ile Fransa Hariciye Nazırı Bonnet arasında Yyapılan mülâkatta, 50n Fransız - Romen ticaret anlaşması- nın tatbikatına ait hususat tetkik o- lunmüştur. Salâhiyettar mahafilde beyan o- lunduğuna göre, mezkür anlaşmanın verdiği imkânların genişletilmesi derpiş edilmiştir. Ticaret anlaşmaları dairesi reisi Alphand, bir Fransız - Romen teknik işbirliği için tetkiklere başlamıştır. Esasen İngilterenin Bükreşe ğitmiş olan iktısat delegesi de ayni tetki- katta bulunmaktadır, e M., Gafenko Londranım en tanm- miş gazetecilerinden Vernon Bart- let ile görüşmüş ve kendisine şu söz- leri söylemiştir: “Her nereye gittiy- sem, yeni bir harbin medeniyeti tah- rip edeceğine inanıldığını gördüm. Gerçi yeni bir harp koptuğu takdir- de kimin galip geleceği üzerinde ile- ri sürülen nazariyelerde ihtilâf var. Fakat herkes zaferin de sefaletten başka bir netice vermiyeceğine ina- nıyor. Bu nokta böylece anlaşıldık- tan sonra sulh imkânlarını konuşma- Bir Harpte Zaferin de Sefaletten Başka Bir Şey Vermiyeceğine, Bunun İçin Sulh Konuşulacağına İnanıyor yük elçi Maiski Londraya dönmüş ve Lord Halifax ile görüşmüştür. Pariste M. Bonneti de Rusya ve A- merika sefirlerini ayrı ayrı kabul et- miştir. D İngilterede mecburi askerlik işi Ingiliz kabinesi Pazartesi günü top lanarak mecburi askerliğe ait lâyi- haları hazırlıcak, daha sonra Hit- lerin nutkunu tetkik edecek, nihayet rarlaştıracaktır. Yunan sularındaki İngiliz donanması İngiliz harp gemilerinin Yunan sularında ve bilhassa Navarin, Girit ve Vatikada bulunması gayri tabii telâkki olunmamakta ve her sene İn- giliz donanmasının Yunan sularında talimler yaptığına işaret edilmekte- dir. Fransız Provens zırhlısı, Emile Ber tan kruvazörü ve İndamtable, Malin, Trumphant torpidoları Cebelitarıka gitmişlerdir. İngiltere Romanyaya kredi açtı Londrada çıkan Finançal News gazetesinin öğrendiğine göre İngil- tere ile Romanya arasında bir itilâf aktedilmiştir. Bu itilâf mucibince İngiltere, Romanyaya . beş milyon sterlinlik bir kredi açacak ve Roman ya bu kredi ile İngiltereden gayri as- ahedesinde gayretler lâllerine Anfaqu Mebusunun Beyanatı — Suriye, Ergeç İstiklâline Kavuşacak Antakya, 29 (Hususi) — Antakya Mebusu ve eski Suriye hükümeti reisi Hatay ajansı müdürü Balkıra verdiği bir beya- natta ezcümle demiştir ki: — “Ankaradan geliyorum. Ora- da beynelmilel kıymeti haiz devlet ricali ile görüştüm. Görüşmeler es- nasında son Suriye vaziyetine de te- mas edildi. Suriyenin istiklâlini bal- talamak için yapılan bütün hareket- ler her tarafta hoşnutsuzlukla karşı- Filistinde takip edeceği siyaseti ka- lanıyor. Suriyenin istiklâli Şarki Akdeniz- de sulhü takviye edecek mahiyette- dir. Türk devlet adamları Lozan mu “Suriyenin Suriyelilere kalması şartiyle Suriye üzerindeki iddialarından vazgeçmişlerdi. Bun- dan dolayıdır ki Türkler Suriyenin bu mukaddes hakkından tecrit edil- mesini istemezler. Suriyede istiklâl ruhunu zayıflatmak için sarfedilen netice vermemiye mah- kümdur. Ben, bir kaç sene Suriye devlet reisliği yapmış olmam itiba- riyle Suriyelilere çok yakında istik- kavuşacaklarını müjdele- rim. Çünkü Suriyede sağlam bir devletin teşekkülünü istiyenler dip- lomatik yollarla bu gayeye varılma- sını temin etmişlerdir.., Suriyede Karışıklıklar eisi ve meclis Devam Ediyor Suriye Vatani partisinin İtalya Paris ve Londradaki siyasi görüşmeler Moskovaya giderek Londradaki mesaisi hakkında malümat veren bü- bu Romanyaya açılan ilk kredidir. İngilterenin Romanyaya vereceği meblâğın yekünu henüz tesbit edil- Kokinaki isimli bir Sovyet tayya- recisi Moskova isimli tayyaresile İzlanda - Groinland tarikile ve hiç- bir yerde tevakkuf etmeden doğru- câtÂmerikaya gitmek üzere Mosko- vadan hareket etmişti. Bu tayyare dün saat 1 e doğru - Grenviç saati - Saint Laurent kör- fezindeki Miscou adasında yere in- meğe mecbur olmuştur. Bu ada Prince Edouard adasının takriben 200 kilometre şimalindedir. Sovyet tayyarecilerinden biri ha- fifçe yaralanmıştır. Bataklığa inen tayyare hasara uğramıştır. Burada tâmirine imkân görülememektedir. Miscou adası halkı tayyarenin ye- re inmeden evvel adanın üstünde Soyyet Tayyarecileri Kazaya Uğradılar dolaştığını ve motörlerinin iyi işle- memiş ise de bunun oldukça vüksek|Tüdi. ile Necip reis ve — Abdur- olduğu zannedilmektedir. rahman Keyali istifalarını vermiş- lerdir. Emeviye — camiinde Usbecilerle mediğini söylemişlerdir. Kazadan haberdar edilen Sovyet maslahatgüzarı — tayyarecileri ara- mak için bir tayyare kiralamıştır. Sovyet elçiliği tarafmdan kirala- nan diğer bir tayyare Bostondan ha- reket etmiştir. Mezkür adada Kanada polisi, kı- sa dalga telsizile tayyarecilerle te- masa gelmeğe çalışmaktadır. Ve A- merikan sahil muhafaza gemileri de Terre - Newse açıklarında devriye gemilerile beraber çalışmak için tek liflerde bulunmuşlardır. Rus tayyarecileri telsizle imdat istemekte devam etmektedirler. Tayyarecilerin kauçuk kayıkları ve tahlisiye kemerleri olmadığı zan- nediliyor. GÜNÜN RESİMLERİ : - mnİrotıder tani kütleden istifa çoğalmaktadır. Sadullah Cabiri küt- le riyasetinden istifa etti. Fahri Ba- Vataniler arasında mücadele gittikçe hızını arttırmakta dır. Usbecilerin reisi Hamit İbrahim Paşaya iki el kurşun atılmıştır. Lâzkiyede Süleyman Mürşitlerle İbrahim Genç taraftarları boğazlaş- makta devam ediyorlar. Üç ölü, on yaralı vardır. e| v —— ae B agptmn Li başlıyan silâhlı Letonyada Faşizme Karşı Yeni Tedbirler Alındı Riga, 29 (A.A) — Resmi gazetede asayişin muhafazası için yeni bir e- mirname çıkmıştır. Bu emirnamenin bazı maddeleri açıkça Letonyadaki Almanların askeri şuna mâni olmak hususunu istihdaf etmektedir. Maddelerden biri her türlü hususi teşekkülleri askeri talim ve terbiye- lerden menetmektedir. Diğer bir maddede husust teşek- küllerin üniforma Bgiymeleri veya işa retler taşımaları yasak edilmiştir. Sovyet Hariciye Komiser Muavini Potemkin Ankarada *Garda istihboli. “Anadolu klübünde ziyafet ş teşeküller kuru- —H (FELEK Hay Kör Şeyiı.ıı-ı!. Yazan: B. FELEK olarak bir ufak vakayı ele a- br ve onu parmağımıza dolarız: Meselâ İstanbulda tifo çıkar, Be- lediye bakmıyor diye haykırırız. Hiç de kendi kayıtsızlığımızı ileri sürme- yiz, Tramvay arabaları kalabalık o £ ya zabıtaya çatarız, yorlar?” diye serzeniş ederiz. Lâkin bu kalabalığı yapan bizzat kendimize bir sual tevcih etmeyiz. diseler silsilesinin bir başlangıç nok- tası vardır. Lâkin o noktanın bütün bir vukuat âleminin yegâne saiki ol- duğunu iddia etmek haksızlık olur. Bir kısım siyasiler iddia ederler nin teşekkülüne sebep o zaman İn - giliz harici siyasetini idare etmekte olan sabık Nazır Mister Eden'in İtal- ya aleyhine, Habeş işgalinden dolayı tatbik ettirdiği “zecri tedbirler” pas litikasıymış. Buna hiddetlenen İtalya, Alman £ yanın kucağına düşmüş ve böylece bugün Avrupanın başına belâ kesi « len mihver teşekkül etmişmiş.. belki isabetli değildi. Aksini yapsay- dı daha mı iyi olurdu? Orası da ma-« lâm değil. Lâkin kabul — edelim ki; o hareket yanlıştı. Amma bunu, bu - günkü siyasi hercümercin yegâne sa- iki diye nasıl gösterebiliriz? Mihver devletlerinin istilâ hırsları, dahili i- darelerinin icabettirdiği nümayiş ha- reketleri, nihayet halkın tatmini mak sadiyle yapılan tezahür ve teşebbüs- ler hiç müessir — olmamışlar mıdır? Bu münasebetle size geçenlerde bir yi nakledeyim: Şeytan bir gün çarşıda gezerken bir dükkânın önünde teşhir edilmek- t —İna haldan $ kelllr geri kalanını yanıbaşındaki kasabın duvarına sürmüş. Balın üzerine alelusul bir sürü Sİ- nek konmuş, sılı imiş. sinekleri tutmak için başını kafesin telleri arasından çıkarmış. musallatmış. Kuş başını kafesten çı- karınca hemen üzerine atılmış ve ku- şu parçalamış, Bunu gören kasap elindeki satırı fırlatmış ve kediyi öldürmüş. Manav, kedisinin öldürüldüğünü nı çekip kasabı yaralamış. Ustasının yaralandığını gören kasap çırağı da manava bir satır atmış o da onu ye- re sermiş. Manavın taraftarları da kasap çırağını tepelemek istemişler. Nihayet iş o hale gelmiş ki bütün çar şılı birbirine girmiş, Bu hercümerci gören ve hâdiseyi takipe tmiş olan bir ihtiyar adam da: — Hay körolası şeytan hay! diye- cek olmuş. Şeytan da orada imiş. So- kulmuş sormuş: —Yahu! Ben ne yaptım ki? Ba- na beddua ediyorsun? Şunun şura - sına bir parmak bal sürdüm. Üst ta- rafı benim kabahatim mi? İşte çoğu hâdiselerin mesuliyetini bu hikâyede olduğu gibi kör şeytana yüklemek isteriz, Bu haksız, isabetsiz bir görüş mah sulüdür, ! KISA HABERLER SAi Naip Prens Polün doğduğu günün yıl- dönümü münasebetile Dedince sarayının kilisesinde âyin yapılmıştır. Hanedan â- zasile sarayın dam dönörleri ve kralın si- vil ve askeri maiyeti merasime iştirak et- mişlerdir. ._ Brüksel sokaklarından birinde aske- bir kamyonun tekerlekleri kayarak bir eîlıîklrik direğine çarpmıştır. Kamyonun içinde bulunan askerlerden yedisi ağır sürette yaralanarak askeri hastaneye nak- ledilmiştir. © Fransız bahriye nezareti 38 ve 38 mü- Tİ kerrer tipinde 4 hafif torpidonun tezgâ- Hi Banail bildirmektedir. Bu tor- pidolar 1000 tonilâto hmmindedqu—.ı ğ arkadaşın anlattığı güzel bir hikâye- — Bal sürülen ve sinekler konan ye- — rin yanıbaşına kasabın kuş kafesi a- Kafeste kuş, duvara konmuş olan— Kasabın bitişiğinde manav var - mış. Manavın kedisi kasabın kuşuna — görünce hiddetlenmiş, hemen biçağı- — âdiseleri tetkik ederken sebep — lur. Orada da ya tramvay idaresine | “Neden bu kadar yolcu bindiri < Gerçi her hâdisenin veya her hâ- ki bugünkü Berlin - Roma mihveri - — Mister Edenin o zamanki siyaseti — hir marmal almeç da | edenler gittikçe | dina bakmış, h git i Y | | d a :