2 Mart 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

2 Mart 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| TAHLİL VE TENKİD Kara Mehmet Yazan: Balıkesir Mebusu Hayrettin Karan Basan: Ankarada Recep Ulusoğlu Basımevi Di da bilek ve pekliği- le insan havsalasına sığmaz İşler başarmak - taen ileri gi - den milet, şüphe Yok ki, Türkler - dir. Bu necip mil- letin asırlar ve a- Sırlar imtidadın - €a kürenin dört yanına medeniyet Işığı taşıdığını, asırlar ve asırlar İmtidadınca da Asyay Avrupayı Afrikanın ve bi hizleri birbirinin rek beynelmilel upanın, ün de - tina yükliye - lâplar. yarat - tiğını, yeryüzünün her köşesinde devletler yıkıp etler kurduğu" Bu biliyoruz. Ne yazık ki buya- man işlerin hikâyesi birer | tarih Satırı olarak nesilden nssile, a - $ırdan asıra İntikal etmekte ve tür kü çekemiyen miletlerin tarihle - rinde ise o satırlara dahi yer veril- memektedir. Halbuki başka milletler tek bir zaferi veya tek bir kahramanı başlı başına bir tarih ve başlı başı na bir cihan haline Okoymuş - lar ve o zaferle o kahramanı “des- tan,, yolu ile her ferdin: şuuruna işlemeğe muvaffak olmuşlardır. Yalnız böyle de değil, efsıneleri hakikat tanıtmak kaygusu ile milli destanlar vücude getiren ve o des tanlarla koca bir milleti zain za- man canlandıran, şahlandıran va - tansever şairler de yardır. Meselâ Roland mevzuunu «iş . alalım: O hakikatten ziyade hayal olarak ka- bül edilepesi icap öden bir sima. i » ken Bolrdo ve L'arioste gibi İtal - yan, Çulnault gibi Fransız şairle - rin hitmetiyle hakiki bir kahra - man hüviyetini almış ve hâlâ oku- nur bir şarkı ve opera kıymeti ta - Şimakta bulunmuştur. Ş arkın bu yolda verdiği misal ler içinde ise Şehname en başta gelir. Bi- raz tarih ile uğra şanlar bilirler ki Şehname (o adım taşıyan milli des tanlar mecmua - sı Firdevsi tara - fından yazılmış olmasaydı bugün ne İran, ne İrani ve Be İran dili ka ardı, İşte bu kadar mühim olan des - tan binlerce ve ( binlerce des - tan mevzu halketmiş, mübarek İs- mi sürekli bir deştan gibi ezelden - beri her miletin dilnde gezmekte bulunmuş olan Türk için hemen he- men meçhul kalmıştır. Dün olduğu gibi bugün de -sa- yısız kahramanlıklarımızdan ve sa yısız kahramanlarımızdan birini te Tenüm eden - edebi kıymette bir destana malik değiliz. Hemen ilâve edeyim ki destan- gereseeseseeeaasaseasereree Yazan: M. Turhan TAN İsesananaaeeeeaaassasasasaz İseaeeasassesesee İrenk dan maksadımız epigue dedikleri şiitler olup mut - lak surette Hörsie'i yani kahra- manlığı terennüm eder. Yoksa bir aşk fedaisini, bir para (o entrikası kurbanını hikâye eden destanların mili terbiye bakımından değerleri yoktur. En kahraman bir miletin milli ilecek ve edebiyat ta - rihinde de yer alacak bir destanı niçin olmasın? cevabını destan yazmağa heveslenen veya muktedir olan şairlerimizin mi kahramanları değil işahları mev zu seçmiş ve bu yüzden saçmala - mış olmalarında buluruz. On do - kuzuncu asrın son yıllarına doğ - ru destan yazmak teşebbüsüne rişen Muallim Naci bi erin Poğme Bunun visi âli Osman, adını almamış maydı? pa mebusu (Hayrettin Karanın “Kara Mehmet, adlı büyük kitabını elime aldığım ve bunun bir destan olduğunu anladığım zaman işte bu edebi yol sulluğu hatırla dım, ondan ötü rü de sayım say lavın eserini de- rin bir dikkatle okumak iztırarı - ni duydum. ttin Karan - Bu ti m, meşum muhas sara sırasında bityük roller oyna - yan on beş yaşındaki Kara Meh- medi de hatırlatan bir seçişle.Kara Mehmet adlı bir Türk yavrusunu eserinin kahramanı yapmış ve ba - basiyle, kardeşinin şehit olmaları üzerine büyük harpte sınır boyla - rına koşan bu kahramanın dört bü yük harp yılı içinde cepheden cep- heye giderek yarattığı © hamaset harikalarını « heyecanlı bir ifade ile - anlatmıştır. Hayrettin Karan eserinde nâz - mı nesire tercih etmek (suretiyle tam destan dili kullanmıştır. (259) büyük sayfa tutan manzum bir ki - tapta uslübu yekahenk tutmak müşküldür ve mevzua bağlı sah- nelerin üç beş sayfada bir değiş - mesine rağmen ifadedeki tasvirde- ki heyecanı boyuna zinde bulun - dürmâk gerçekten hünerdir. Hay rettin Karan o müşkülü yenmiş ve o hüneri göstermiştir. Esef duyduğumuz nokta, şim - di elimizde bulunan kitapta Kara Mehmedin milli savaşta neler yap- tığının tasvir edilmemiş ve bu bah sin ikinci cilde bırakılmış olması- dır. Sayın şairden Lu esefimizi se- vince çevirmek için ikinci cildi ça- buk bastırmasını dileriz, TAYYARELERİN GELDİĞİNİ HABER ALAN ÂLETLER: Şimdiki tayyare müdufaası tüyü uzaktan sezerek mukal İ tertibat almağa İsti: gürültülerini kaydeden cihazlar bunlardı maze m eee li sini ink tayyare motörlerinin çıkardığı gürül KARGALAR Yazan: Şair Hüseyin Siret Basan: Ebuzziya Matbaası debiyatla - sudan değil de, gerçekten - meşgul Şeyhi , © nin Harnamesi ve Zi ya Paşanın Za fernamesi serlerin, olanlar yazıl dıkları devrin ka rakteristik cep - helerini zarif bir tüle, şirden iş - lenmiş bir bürüncüğe sarılı olarak nasıl tebarüz ettirdiklerini bilirleri İkinci Murat devrinde ne gibi gadirler, haksızlıklar, zulümler ya- pıldığıhı hiç bir tarih kitabı, Şey- hinin Harnamesi'kadar beliğ suret te icmal edemez Sultanaziz zama nındaki idari, siyasi, ma ri de hiçbir müverrihi rezaletle kalemi Zi- ya paşanın zafernamesi derecesinde belâgatle - henüz - tasvir etmiş de- dildir, Fakat bu eserlerin muhar « rirleri, yukarıda da işaret ettiği miz veçhile, mutad olan ifade şe - killerini kullanmarışlar, fikirle - rini tüller, danteller içinde okuyu- cularına sunmuşlardır. o Bununla beraber deyme yazıcmın - eserinde bu şairlerin o eserlerde temin ettik leri vuzuha tesadüf olunamaz. Za- ten o gibi eserlerin en büyük kıy - meti de bu hususiyetlerindedir. Serveti Fünun edebiyatı üstad- larından olup bünyece, simaca ol- duğu kader #bda kudretince de genç kalmış ve büyük bir fikir te- raveti içinde genç dimağları nur - lar) i da işte © âyarda eserlerden biridir. Bu hacmi küçük, kıymeti büyük kitapta bir takim erebi ha- kikatler, en temiz ve o nisbette kıv rak bir uslüp ile satirize edilmiş bulunuyor. debi hakikatler, dedim, Üs - tad Hüseyin Siret, ne bir Şeyhi, nede bir Ziya paşa hinct taşımadığı ve yal mz hakiket â şiki olduğu için eserinde edebiyat çerçevesi — dışına çıkmamıştır. Bu keyfiyet, Karga - ların daha fazla bir sevgi ile okun masmı temin ediyor. Çünkü ilmi siyasete uşak yapanların — yazıları gibi edebiyatta siyaset yapmak is - teyenlerin de (yazıları - ne kadar nefis olursa olsun - idrake bulantı verir. Bay Hüseyin Siret, bu son e serinde sanatı sanat için kullanmış ve edebiyat zevkini hiç bir düşün- ceye feda etmemiş olduğundan ay rıca tebrike hak kazannuş oluyor. Çok zarif nükteler içinde e- debi hayatımızın bir kısmını sey- rTetmek ve çok nefis bir kaç satır da şiir okumak isteyenlere Karga- ları tavsiye ederiz. YENİ NEŞRİYAT : 1 — Türk köyünü yükseltme ça- releri, Bizde yezüne köy ilmi mütehas- «ısı olan Nusret Köymenin son eseri ve onun, köye, köyetilüğe dair yaz dığı kitapların altıncısıdır. Ankara- dn Çankaya matbaasında basılmış- tır, Köy mevzunile ilgilenen her- kesce ve bilhassa valilerce. kay - makamlarca, nahiye müdürlerince gerekli bir kitaptır. 2 — “Öğretim ve eğitim,, Meşhur terbiye mütehassisismız Kâzım Nami Durunun Kanaat ki. tabevi tarafından hasılmış bir ese- ri olup her muallimin istifa edece- fi mevzuları tahlil etmektedir. 3 — Arıcılık. TAN TRAMVAY, TÜNEL DEVLETE GEÇTİ Tramvay ve Tünel işletmeleri, dünden itibaren devlete geçli ve bu münasebetle bütün depolarda merasim yapıldı, kurbanlar kesildi, ziyafetler verildi. Bu mesul hâdisenin re- | | simlerini aşağıda bir film halinde veriyoruz: Doktor Fuat Ali Örsan tarafından | ği yazılmış, İnkılâp kitabevi tarafın- dan basılmış olan bu kitap arı se- t eder. Tayyare verler için gerçekten faydalı bir kır lavuzdur. Tavsiye ederiz. Tramvay idaresi müdürü, âbide defterini imza ediyor Şu Garip Dünya: 256 Yaşına. Bir Adam Bugünlerde Çinde © dünya mın en yaşlı a dami ölmüştür İsmi * Çan L Lun olan bü 8 dam 256 yıl ye Deyl Telgraf gazetesinin şamiştir. Çin Peking de bu adamın yaşını beledi- yeden evrakla da tesbit etmiştir. muhabiri an Li Lun, 224 defa evlenmiş tir. Çocuklarını adedini ve isimle- rini de bilmemektedir. 256 yıl va- şadığı halde öldüğü güne kadar sıh- hati yerinde imiş ve yalnız ağır vü- rüyormuş ve gözlük kullanıyormuş Yakınlarının anlâftıklarına — göre, Çan Li Lun alkollü içki çok az kafla- nıyo, ve Opiumu da kullanmak- tan çekiniyormuş. Tibetie Dalây Lama Bunların yerine, manastırında yetişen bir nevi otu tütün yerine iç mekte imiş. Filler de bu otu yediklerinden ö- mürleri uzun olmakta İmiş. Çan Li Lun, 4 milyon franktan ibaret olan bütün servetini, Çin or- dularına silâh alınması için Mareşal Çan Kay Şeke bırakmıştır. Çalışkan Miyoplar Bir o doktor, miyop olan 4000 iniversiteli zerinde © tetki- katta bulun- muş ve bunlar ian © 45 inin derslerinde pek 9b 38 inin de iyi derecede çalışkan oldukların ve kalan “ 17 sinin de zayıf olduğunu tesbit et miştir. Gözleri normal olan önivur sitelilerde.bu nisbet aksinediz.. Al» nan bü meticelerden doktor. mivop- daha çalışkan duğu kanaatine varmıştır. ü İyi derece, arm İlim sahasında Maymunların Dişleri Alman âlimi Dr. Aylerin tes bit ettiğine gö K re, maymunlar da insanlar gib diş ağrısından eessirdirler. Âlimin kanaa tine göre. insana en çok benziyen maymunların dişleri sık sık bozul- maktadır. Halbuki venler o kadar insana benzemi- diş rahatsızlığı gör mezler. Bu doktora göre insana çok maymunlarda Goril ile Şampanze en ziyade diş hastalıkla- rından müteessirdirler, . Saat Gibi Şapka Kadın şapka- arı son zama rda bir çok a- ayip (o şekillere rdi. Pariste ge enlerde bir 80- akta bir #ene- i kadınına rast 'anmış ki, şapkası ödeta bir büvü- cek sante Obenziyormuş (o Etrafında saat gibi madenden yapılmış rakam- lar da varmış, benziyen . Amerika Çocuklarının Yemini Her Amerikan çocuğu mektebe ilk çiçekleri koparmıyacağım Sokaklar- da ve mektepte sınıf odalarına tü- kürmiyeceğim. Bahçelerde. sofaları, avluları bozmıyacağıma. duvarlara yazılar yazmıyacağıma (sokaklara kâğıt parçaları ve öteberi artıkları atmıyacağıma da söz veriyorum İn- sanlara kafşı dalma itaatkârane dav- ranacağım, Kuşları koruyacağım ve bunların öldürülmelerine göz yum- mıyacağım. Yabancıların mülkiyeti- ni kendiminki: gibi koruyacağım. Daima vatanımın sadık ve doğru bir hemşerisi olacağım...

Bu sayıdan diğer sayfalar: