— 18-5-1938 Cuma camii dışında namaz kılan Hint Müslümanları Hintliler, Tek Bir Millet Olabilir mi? ügünkü Hindistanı gezen ya banci en çok üç tabir işitir: Secialism, nationalism, commu- Balism, Darüsselimda bu tabirle- TİN ifade ettiği yerli mânayı çabuk kavradım, çünkü bunlar birkaç ba- imdan münakaşa ediliyordu. Bu- Yada bunları kısuca hulâsa edece- Öz. Çünkü onlarıbugürikü Hindis- tahdaki cersyanlar. xe. şahıslardan» tir; 1 —. Comimunalism, türkçe cema #tçilik demektir. Yani her şeyi bir erdin mensup olduğu cemaat ba- #nından görmesi cemaatin başlıca cephesi vardır: Din, cemiyet, ars, iktisat, siyasiyat, Hindistan- da bir cemaatçi bu beş safhayı bi- Tibirine karıştırır. En vazıh olarak Hintlinin zihninde yer tutan şey din ve öleki dört cepheye karış İirmasıdır. Orada ne kadar çok ce- Meat olduğunu ve bü beş smıfa Tlan alâka ve menfaatlerin hepsi- BİN ayrı ve ekseri biribirine zit ol duğunu düşünürsek oradaki haya- tin bir çidal içinde geçtiğini tasav- Vur ederiz. Fakat hakikat halde ci- dal içinde olan iki büyük cemaat Vardır: Hindu ve Müslüman. Öte- cemaatler bir dereceye kadar a- Talarında münasebetlerini tanzim Gtiniştir. Gerçi Hindu ve Müslüman cema- âtleri arasındaki ihtilâf veya dost- luk bunlara tesir yapıyor. Fakat U- Xün bir mazisi olan bu ihtilâfın Safhalarına kendilerini uydurdu - ğunu tecrübe ile öğrenmişlerdir. indistan, yerli cemaatlerden birine mensup olmıyan ya- Dancı bir hükümetin idaresi altın- da yaşadıkça cemaatçilik payidar “oldu. Onlar arasında müvazene bulmak, menfaatlerini telif etmek 9 Yabancı hükümetin vazifesiydi Ve tabil olarak Hindistanı idare €- den İngiliz imparatorluğu cemaat- Tin çokluğundan istifade etti. Ce- Maatlerin sayısı, Hindistanı millet- er mozayıkı haline sokması ora- Sn zapteden yabancılar için her Zaman, bir kuvvetti, çünkü bu şe- kilde biribirinden ayrı küçük ml- etler gibi yaşıyan bir halk için ya- bancı bir kuvvetin hâkimiyeti â- deta lâzımdı. Fakat bu biçim bir memleketi idare etmek te çok ida- Yİ kabiliyete, sağlam bir iradeye, Vazıh bir kafaya, ihtiyaçlara göre zamanla değişen metot icadına Muktedir idarecilere bağlıdir. Bu bakımdan Hindistanın idaresi eski Yakın Şark idaresini hatırlatır. Be- nim anladığıma göre, bu kabiliye- ŞA ! Yazan: ; / iğ we , Halide Edip: m rr rr rr Hindistanda ilmi sosyalizm taraftarlarının lideri Nehru ti orta devirlerde Osmanlilar, mo- hakikat halde cemaatçilik zihniyetini dern devirde İngilizler göstermiş- tir. Hindistandaki İngiliz metodile Yakın Şarktaki Osmanlı Türkleri- nin metodunda çok benziyen nök- talar vardır. Tarihe meraklı bir Türk için Hin distan tetkik biraz da kendi mazi- sini mukayeseli bir şekilde yaşâ- mak demektir. intliler, istiklâl istedikleri gün cemaat teşkilâtından başka bir esasa dayanan iç idare- sine muhtaç olduklarını anlamış - lardır. Birkaç senedenberi memle- ketlerinin iç idaresine mütemadi - yen artan bir mesuliyet ve salâhi- yetle iştirak eden Hintliler, hariç- ten gelen bir kuvvetin tazyiki ile değil, dahildeki milletin idaresile yaşıyabilecek bir nizam yaratmayı düşünürler. İstiklâl davalarının birinci saf- hasında Müslüman ve Hindu ce- maati bir zaman siyaset bakımın- dan birleşti. Fakat siyasetin arka- TAN sında her zaman mevcut olan ikti- sadi unsur yeni bir ihtilâf çıkar- dı. Bu ihtilâf intihap meselesinde hâlâ bakidir ve şundan ibarettir: İntihap daireleri müşterek mi yok- İyan Joana Konor'du: bütün ömrü sebze yemekle geçmiş: 100 Senedir Sebze Yiyen ” Bir Kadın | Irlandanını en ihtiyar kadını Ba «| 100 yaşında -| dır. Şimdiye kadar hiç hastalanma- | mış, daima lüle ile tütün içmiş ve tir, Yemâkten sonraları da soğuk $a- rap içmeği âdet edinmiştir. Yüz yaşında olmasına rağmen Ba- yan Joama, şimdi çok sağlam ve sıh hattedir. Yedi çocuk anasıdır, çocuk larından biri 81 yaşındadır. Lei Ömrü uzatmak için Aleksi Karel isminde bir doktor Bükreşte skademi İlimler heyeti hu zurunda, Insan hayatının uzatılması hakkında mühim bir tebliğde bulun muştur. Bu doktorun iddiasına göre, insan ömrü, kimyevi surette elde e- dilen bir nevi kanın zerkedilmesile uzatılabilecektir. Doktor, bu suretle 14 gün içinde gürbüzlük ve çevik - ik kazanıldığını iddia ediyor. Dr. Karel, ilk tecrübesini, samimi dostu ve mesai arkadaşı olan Amerikalı| tayyareci miralay Lindberg üzerin -| de yapmıştır. Lindberg bu ameliye - den sonra kendisini çok enerjik ve genç hissettiğini söylemiştir. Ne "Ayna ne vakit icat edil Ev ve bilhassa kadın eşyası ara - sında mühim mevki! olan ayna, Haz reti Havva zamanındanberi mevcut muş (1). Fakat, o zamanki ayna çok basit ve iptidal imiş. İncil, eski Yunanilerle Romalıla - rın pirinçten yapılmış aynalar kul » landıklarını kaydeder. Camdan aynalar 'ilk defa Vene - dikte icat edilmiş ve bütün dünya- ya yayılmıştır. Son zamanlurda Av» rupada cam aynalar, yerini madeni sa ayrı mi olmalı? Yan) Hindu ve Müslüman fert halinde mi, yoksa cemaat halinde mi Tey vermeli? İktisadi bakımdan bu:nokta cema- Kaç Hindu; Kaç Müslüman memur olacak? Bunun ne garip ve bazan zıt şekiller aldığını ilerde görece- ğiz. 2 — Netionalism, yani milliyet- çilik, cemaatçilik içinde başlamış- tır. Her cemaatçi ayni zamanda vetçidir, yahut öyle görün mek mecburiyetindedir, çünkü halk istisnasız olarak istiklâle taraftar- dır. Fakat cemaat zihniyeti ile mil let zihniyeti biribirine karışınca her cemaatin kendine göre tefsir et- tiği garip bir nationalism doğuyor. Hindu müstakil olur olmaz Müs- lümanı ezmeyi düşünüyor, Müslü- man müstakil olur olmez kendisi- ni yeniden hâkim millet vaziyetin- de görüyor. İngiliz imparatorlu - ğu bazan Hinduyu, bazan Müslü şanı tutuyor. Bu ona iki cemaatin. | başları arasında mühim bir kuv - vet veriyor. Burada da karşımıza Hindistan muamması üç köşeli bir | zaviye halinde çıkıyor: Hindu, Ms lüman, İngiliz. B u çıkmazı gören Müslüman ya hut Hindu birkısım liderler terketmişlerdir. Bundan dolayı 2- ralarındaki meseleleri ü kuvvete müracaat etmeden ekse- | ri hallediyorlar. Din sahasında biri birlerinin akidesine hürmet edi- yor, Içtimal sahada aralarındaki anane düvarları yıkilıyor, hars sa- hasında, henüz umumi bir tek li- san olmadığı için ihtilâf bitmemiş olmakla beraber bunu da münaka- şa ile halletmiye çalışırlar. Fakat iktisat hasasında hâlâ çarpışma de- vam ediyor. Acaba ırkı, dini, lisanı ne'olur- sâ olsun Avrupa! mânasile bu ka- rışik cemaatler fertlerinden bir tek millet yapmak kabil midir? Yani Hindu, Müslüman ve saire tabiri bırakıp herkes kendisine sadece Hintli diyecek mi? Hint sosyalistleri bunun kabil olduğunu söylüyorlar. Fakat sos yalizmin Hindistanda iki yüzü var- dır. Bunların hangisi Hintlileri bir'tek millet yapar? Bu Hindis - j Filips'in esıl mesleği meyhanecilik - aynalara bırakmağa başlamıştır. * Günde 49 kilo süt veren inek mında bir Amerikalmin”çifeliğinde bulunuyormuş, Bu inek, günde 49 kilogram süt veriyormuş. Böylelikle, en çok süt veren inek- ler arasında bu hayvan, dünya re korunu kırmıştır. * İştaha için deniz suyu Maruf o Alman (doktorlarından Graupner, iştihanın artması ve müuh- telif midevi hastalıkların tedavisi için deniz suyunun içilmesini tavsiye ediyor. Deniz suyunda manganez tuz larının bulunması şifa verici tesirle- yapmıştır. Doktora göre, normal te- davide günde 3 — 4 kaşık deniz suyu içilmeli imiş. * En yaşlı sinema artisti En ihtiyar sinema artisti sayılan | Rişard Filips, 112 Yaşına basmıştır. miş. Bir filmde oyniyacağı vakit, mey bânesini derhal bırakıp stüdyoya ko şuyormuş. Bir defa kendisile bera - Bmeşenrmde "cdi eps Ra) ber meyhanesi de filme almmıştır. Müzelerdeki eymen atan. > EM ki Meşhur Diktatörler : Diktatörlükler Yurdu CENUBİ AMERİKA ün enubi Amerikanın bü nüfusu 90 milyon tutar ve bütün bu ki yakın zamana ka- dar, diktatör yetiştirmek inhisa- rını almış gibi idi. Avrupada dik- tatörlerden eser görülmediği hal- de burada ikide birde diktatör ye- tişirdi. Bütün Cenubi Amerikada, devlet şefini kendi isteğile seçen bir tek memleket yok gibidir. Hat- tâ bu memleketler arasında plebi- sit kelimesinin mânasını tanıyan bir tek memlekete tesadüf edil - mez. Buradaki diktatörlerin en meşhurları, Kübadeki o Batista, Meksikadaki Kardinas, Brezilya - daki Vargastır. Ekvatör ile Ven- zuelada da birer diktatör vardır. Hattâ Şili hükümeti de bir esas kanuna bağlı sayilamaz. Arjanti- nin parlâmentosu varsa da, Şimali Amerikanın anladığı mânada bir demokrasi de; Çi Amerikaya evvelâ ko: münizm cereyanı girdi. Fa- kat, bu cereyan orada tutunamadı. Çünkü Cenubi Amerika memleket- lerinde işsizlik yek gibidir. İşçiler kazandıkları ücretlerden memnun- durlar, Bu yüzden komünistlik Ce- nubi Amerikanın hiçbir memleke- tinde tutunamamıştır. Daha sonra faşistlik cereyanı da Cenubi Amerikaya yol bulmuş ve bugünkü görünüşe göre az çok tu- tunmak istidadı göstermiştir. Fa- kat bunun da muvakkat olduğu sü- ratle göze çafptı Faşistlik cereyanının en son gö ründüğü ve iktidar mevkiine göz diktiği Brezilya da bu cereyana e zici bir darbe indirmiştir. Brezi yanın mukadderatına hâkim olan reis Vargas, geçen senenin sonba- harında intihap serbestisini iade etmek istemiş, fakat bunun üzerine renk renk gömlekli teşekküller bir denbire türemişti. Reis Vargas v. diyetin vahametini gözününe ala- —E kü müm ünik mke enbe ler ieşkilâtım grtadan: kaldırmıya karar verdi ve bütün bu Tenk renk teşkilâtı 30 gün içinde perişan et Şayet bu renkli gömlek sahiple- ri inat gösterecek -olurlarsa hepsi bapis veya nefyedileceklerdi. Var- gası bu şekilde harekete sevkeden bir âmil Brezilvada 500 bin Almah, 2 milyon İtalyan ve 200 bin Japon bulunması idi. 5 Alınan tedbirler bu cereyanı bas- tırmıya kâfi gelmiş, ve son defa hükümeti devirmek için ayaklanan bu teşkilât sahipleri de kolaylıkla tenkil edilmişlerdir ir aralık bu cereyan Meksi- kaya da girmek i kat daha fazla Sol sayı yaset takip eden Kardinas buna imkân vermemek istememiştir. Bu- Bunla-beraber bugün o Meksikada kendini faşist sayan teşkilât var - dır ve bu teşkilât eski Ziraat Na- arı, Cedillo'nun riyaseti altında dir. Cedillo'nun 10 bin kişiden mü- teşekkil bir gönüllü ordusu, müte- addit radyo istasyonları, ta; Şaheserler d) Resmini koyduğumuz bu halı Türk ve İslâm eserleri müzesinde hu. |'DİN. Bünyamin, Avram ve Mişon is- lunan en eski bir İzmir halısıdır. On yedinci asra aittir. İki köşebentlidir, Bu şekiller Türk ciltleri üzerinde de görülmektedir, Öm- İlçan Altındiş Muzaffer yakalanarak İİ tahkikata başlanmıştır. Çocuk ateşte yandı ı ı — Brezilya Cümharreisi Vargas leri vatdır. Gâvesi faşist bir Mek- sikanın diktatörü olmaktı, enubi Ametikadaki faşisttiğin bundan iba- bi Amerikadaki bü er hareketi, bâ- mların. elindedir. | kendi ihtirasla- ris bir takım ve bunların hı rini tatmin etmekten ibarettir. Ce nubi A: erika halkı ise bu ç a lâkayt kalmakta ve Şi- a bu yüzden vaziyeti e saymı Amerika Birleşik cümhuriyetle- ri, Cenubi Amerikanın. Avrupada tür ifratlardan uzak ğu için Cenu- hidiselerine maktadır. bi Amerika kalmakla iktifa ediyor seyirci ez i Bir Şoför | Arkadaşını Bıçakladı Evvelki gece Parmakkapıda taksi şoförlerinden Altıvdiş Muzaffer, s0- kaktan geçmekte olan genç bir kadı- pa lâf atmış orada bulunan İsmafl is minde diğer bir soför de Muzafferin bu hareketini ayıplamıştır. Bu yüz- İden iki şolör arasında çıkan kavga büyümüş ve Altindiş Muzaffer bıça ekerek İsmaili yüzünden ve ku alamıştır. İsmail tedavi altına alınmış, hâdiseden sonra ka- Dün saat 15 sularında Feriköyde Şahımerdan sökağında 08 numarali evde oturün Mehmet isminde bir ame lenin $ yaşındaki oğlu Hüdai yanan mal üstüne yerleriiden fena halde yanmıştır. Küçük Hüdai Beyoğlu hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınmıştır. Kumarbazlar yakaland Beyoğlunda A'yon sokağında Kü- mil Bey apartımanının 4 numarasın da oturan Saminin evinde kumar oy namakta olan İssk E- düşerek muhtelif Süleyman, minde beş kumarbaz suç üstünde ya kalanmıştır rü hu kadar uzün İzmir halıları başka müzelerde ve hususi kolleksiyon- larda bulunmadığı için eşsiz bir Türk eseri sayılabilir. Halıcılığımıza ye- Kısıklıda bir yapıda çalışan Aslan (Devamı 9 uncuda) mi bir inkişaf hamlesi verilirken bu dede yadigârı da güzel bir örnek) is olmalıdır. inde bir amele kazaen düşmüş, bacağından yaralanmıştır. e