2-4- 938 YAZAAN: Bu feci oyunda, Çarlığın en müs- tebit Generali ve Kafkasyanın U- mumi Valisi olan Potemkin'in işti r:_ığ hissesi inkâr edilemezdi. Çün- kü, bu kahbece cinayetin failleri ortaya çikarılmak ve cezalandırıl- Mmak şu tarafa dursun; bilâkis, bu feci hâdise herkesten gizlenmişti. Bu hâdise, 1785 yılında vuku - bulmuş.. Bir İslâm hükümdarzade s_i_nin bu şekilde imha edilmesi, bü tün Kafkas halkının kalbinde, ye- ni ve pek acı bir ukde olmuştu. İşte bu ukdenin istırabı herke- si dilhun edip dururken ortaya bir adam atılmıştı. Ve (Aldı) kasaba- sında ilk defa olarak bir bayrak açarak Dağıstan ve Çeçenistan hal- kına: — Cihati.. Diye bağırmıştı. afkasyada; yalnız vatanper- verliğin değil, (müritler) de- nilen Islâm şövalyeliğinin de (mu- kaddes veli) si olan bu zat, acaba kimdi?.. Biz bu suale, evvelâ gülünç ta- Tafından cevap vereceğiz. Italya ülemasından profesör (Otino) denilen bir tarihçinin, (Tu- Te | tiği mektuplara) nazaran.. rin) şehrindeki (Hükümet hazinei | evrakının, mühim vesaiki arasın- dan topladığı malümata, ve keşfet (Şeyh Mansur) denilen bu zat.. halisüd- dem bir (İtalyan) dır. Hattâ, (Ci- vanni - Batista - Boetti) denilen bir adı da vardı. İtalyanın, (Mon Ferra) kasabasında tevellüt et - Miştir. Babası, o kasabanın avukat- larındandır.. Gel gelelim ki; bu C_ivanni - Batista - Boetti, yaman bir maceraperesttir. Daha on üç ğîâmdî; iken, evini ve ailesini ter- erek me İ $ eeti çhul bir semte firar et- Acaba, nereye?. Bunu, bilmiyo- îuı., Ya.1mz malüm olan bir cihet kal'sîı bu.' müddet sonra, (Domini- (eı?) Tahipleri arasına girmiş.. ve Oner) ifesi i minusştıı-'y : vazifesile şarka git- : .;Aeaba, nereye? Haaa, burası bi- âilîyor—_ (Misyoner, rahip, Sinyor, ıâ'::nl - Batista - Boetti), evve- 'Bruca I;' ilistine gidiyor. Ora- 1s) adasına geçiyor.. Bi- x î;rn, Anadoluya atlıyor. Ar- Acı aşmaya başlıyor. De yapıyor.. Misyonerlik y Bu“w"îim De suretle ifa ediyor?. n cihı::çhul' Ancak malüm o- Sürası ki? Bir. müddet besini atıyor atmı bu kızıl ortodoks miüy ç MUZ. ve meçhul. cihet var- Maceraya Ancak malüm olan bir sa; burada yien birçok atlıyor; ve hattâ, P Z (çapkınlık ve hovardalık) .ııı:g“uî Tine karışıyor. Hikâye tatlı.. Tam bizim tari- hi tefrika muharrirlerinin arayıp ta bulamadıkları zengin bir mey. Sonrası, daha mühim... Bu Ttal. yan maceracısının artık Petersbur, da da içi sıkılıyor. Doğruca (Kür. distan) denilen mevhum yere ini- yor.. Başındaki papaz külâhının ü- Zerine koca bir sarık sarıyor. Be- lindeki (zünnar) 1 çıkarıp onun ye Tine bir derviş kemeri takıyor, Tekkelerden birinin postuna otu- Tuyor. Birtakım kerametler gös- termeye başlıyor. Derhal etrafına binlerce halk toplanıyor. Bunlar- dan derhal ordular teşkil ediyor. Kendisi de mübarek yeşil bayrağı omuzluyor. Bu orduların önüne düşüyor., Sırasile, (Bitlis), (Ahal- cık), (Kars) kalelerini zaptediyor. Ve hattâ, (Tiflis) kalesine de (mu- zafferane muhacematta) bulunu- yor. EYH ŞAMİL TT F ZİYATSŞAKIR — No: 18 — talyanın meşhur tarih pro- [ fesörü Sinyor (Otino) nun — Tesmi hükümet evrak ve vesa- iki içinden bulup çıkardığı — ma- lümat, burada bitiyor. Ve, bu ka- dar maceranın büyük kâhramanı olan haşarı (Civanni - Batista - Bo- etti) de, beş kuruşluk bir. çocuk balonu gibi sönüp gidiyor. Hayal kuvvetini, en küçük bir zekâ eseri ile dahi ayar edemiye- cek kadar maharetsizlik gösteren bu meşhur tarih profesörünü a- yıplamıyalım. Tam otuz sene uğ- raşarak — Kafkasya hakkında en mühim eseri yazmış olduğunu id- dia eden İngiliz muharrirlerinden (Con F, Bedli) de (Şeyh Mansur)- un ikm olduğunu bulup —mey- dana — çıkaramıyor... Muhtelif rivayetlerin tesirleri altında kala- rak bu mühim zatın şahs;yeti hak- kında bocalayıp duruyor. (Şeyh Mansur) Kafkas tarihin- de pek büyük ehemiyeti haiz ol- makla beraber, bizim mevzuumuz da ikinci plânda kalan bir zat ol- duğu için — maalesef — bu muh telif rivayetlerden — bahsederek bunları münakaşaya girişemiyece- ğiz. Ancak, (Şeyh Şamil) in haya tında, vicdanında, mesleğinde ve istinat ettiği kuvvetlerde çok kıy- metli bir âmil olan (Şeyh Mansur) hakkında, elimizdeki mufassal ve- saiki, hulâsa etmekle iktifa eyli- yeceğiz. (1) eyh Mansurun asıl adı, Ü- şürman'dır. Çeçenistanın (Aldı) köyünde doğmu$ştur ve bu köyü de, Üşürmanın en büyük ced di olan (Aldı) ismindeki bir Türk — Çeçen kurmuştur. Bir zamanlar, o köyün sahip ve maliki olan aile, seneler geçtikçe servetini kaybetmiştir. Son zaman larda vaziyetleri bir hayli müş- Şeyh Mansur denen bu zat halisüddem İtalyandır bir dev gibi, adım adım ilerlemek tedir. Eğer muhite yapılacak bir iyilik varsa o da, bu perakende kuvvetleri tek bir bayrak altına toplayıp (Cihat) ilân etmek.. ve işin başına geçmektir. Fakat.. acaba (Üşürman) ın şah- siyeti; bu işi başarmıya kâfi mi- dir? Bizzat kendisi, bunu kâfi gör- memiştir. Onun için bu büyük yü- kün altına girerken tevazuunu mu hafaza etmiş.. O devrin zihniyeti- ne çok uygun gelecek bir şekil ih- tiyar etmiye mecburiyet hisseyle- miştir. Ister hakikat, ve isterse efsane olsun; günün birinde Üşürman, o civarın ulemasından bir kaçını e- vine davet ederek büyük bir cid- diyetle söze girişti: — Rüyamda (Hazreti Peygam- ber) i gördüm. Bana, “Ya, Man- sur!.. Yurdun, kavmin ve kabilen, büyük bir tehlike içindedir. Bu gi- dişle, bütün buraları, küffar isti- lâ edecektir. Buna mâni olmak için, sana bir vazife veriyorum.. ve, emrediyorum... Kalk. Evvelâ halkı, doğru yola davet et. Ondan sonra da cihat bayrağını aç. Eli si- lâh tutanları, başına topla. İleri atıl. Korkma. Nusret, senindir..,, dedi... Ben, “Ya, Resulâllah!.. Ben ulemadan değilim. Böyle bir bü- yük işin uhdesinden, nasıl gelebi- lirim. Mübarek emrini yerine ge- tirecek kadar kuvvetim yok.,, di- ye, cevap verdim. Fakat Resülü Ekrem, emrinde ısrar etti. “Sen, ortaya çık. Ulema, sana müzahe- ret edecektir. Onların yardımı ile halk, senin açtığın cihat bayrağı- nın altına birikecektir.,, dedi... İş- te ben, memur olduğum vazifenin mahiyetini size tebliğ ediyorum. Ne dersiniz?.. Dedi. (Devamı var) EKÖNÜMİ İHRACAT: Geçen Hafta En Çok Rusya Mal Çekti Mart ayının son haftasında İstan- bul gümrüklerinden ihraç edilen 'Türk mallarının yekünu 353468 lira- yı bulmuştur. Bu haftaki ihracat di- ğer haftalara nazaran biraz noksan- dır. En çok mal çeken memleket bu hafta içinde Sovyet Rusya olmuştur. Sovyetler 114,167 lira kıymetinde tiftik ve susam almışlardır. İkinci gelen İtalyadır. İtalyaya 86405 lira- hk deri, boynuz, fil, kitre, yumurta gönderilmiştir. Almanyaya gönde- rilen mallarımız yekünu 83132 lirayı bulmuştur. Bu mallar arasında deri, pestil, ceviz kütüğü portakal vardır. Polonyaya 12528, Romanyaya 18885, Çekoslovakyaya 6251, —Amerikaya 3115, Fransaya 1031, Japonyaya 21585, Belçikaya 3177, Hinde 4482, İngiltereye 5289, ve diğer memleket lere on beş bin liralık Türk malları gönderilmiştir. Bu arada tütün, tif- tik, zeytin, kitre, balık, av derisi, no- hut, küsbe, koza gibi maddeler bu- lunmaktadır. Martın son haftası içinde 77520 ki lo miktarında içtombul fındık satıl- mıştır. Satış nevilerine göre 31,10— 34 kuruş arasında olmuştur. Ceviz sa tılmamıştır. Dış memleketlerden İs- kenderiyeye 4280, Marsilyaya 6000, Köstenceye 1000, Çekoslovakyaya 10 bin kilo fındık ihraç edilmiştir. Piyasamızda stok olarak 10 bin kilo kabuklu ve 12 bin kilo iç ceviz ile 13 bin kilo kabuklu ve 70 bin kilo iç fın dık bulunmaktadır. Tuz İhracatımız Avrupa piyasalarında tuz satışları mızı artırmak için, inhisarlar idare- si yeni pazarlar bulmak üzere tetkik lere başlamıştır. Şimdiki halde Avru pada İsveç, Belçika ve Yugoslavya- ya tuz satabilmekteyiz. 1937 de sat- tığımız tuz miktarı 100 bin tondur. Bunu önümüzdeki sene 200 bin tona çıkarmak için tetkikat yapmak üze- re inhisarlar tuz işleri müdürü Cavit Avrupaya gidecektir. GÜNLÜK PIYASA Kiırk beş bin kilosu Adapazar ve alt maş bin kilosu Düzce malı olan sarı mısırlardan — çuvallı olarak kilosu 4,385-4,86 kuruştan ve beyaz mısırlar- dan otuz bin kiloluk bir parti kilosu 4,22,5-4,25 kuruştan satılmıştır. * Sivrihisar malı doksan iki balya ya- pak kilosu 58 kuruştan, Kırşehir ya- paklarından 94 balya kilosu 55 kuruş- tan ihracat için satılmıştır. * Piyasamıza getirilen elli bir bin ki- loluk bir parti zeytinyağlarından bir miktar yemeklik yağ kilosu 40.20-43 kuruş arasında verilmiştir. * Adi cins" bir miktar porsuk derisi çifti 85, Çakal derisi çifti 200-225 ku- ruştan toplanmıştır. Â ODADA: Afyon Tacirine Niçin Ceza Verildi Ticaret Odası Umumi Meclisinin son toplantısında bir tacire ceza ve- rilmesi meselesi de görüşülmüştür. Uyuşturucu maddeler inhisarına ya- pılan bu satışta alıcı olan idarenin borsaya muntazam olarak beyanna- mesini vermediği anlaşılmış, ancak, beyannamenin satıcı tarafından im- za edilmeyişi yalnız! satıcının ceza- landırılmasını icap ettirmiştir. Tali- matname hükmüne uygun olan bu karar hem idare heyeti, hem de u- mumi meclis tarafından kabul olun- muştur. Esnaf Cemiyetlerinde da âzadan bir kısmının değiştirilme- si için seçim yapılacaktır. 18 Nisanda kunduracılar, 19 da bahçıvanlar, 20 de fırıncılar, 21 de lokantacılar, 22 de marangozlar, 25 te berberler, 26 ması tebliğ olunmuüştur. murakabe müdürlüğüne müracaat et mişlerdir. * Bu sene Eylülde açılacak olan külleşmiştir. Bunun için de Üşür- man, küçük yaşında ailenin ço- banlık işlerin gördüğü gibi, sonra- ları da tarlalarda çalışmak mecbu- riyetini hisseylemiştir. Bu vaziyet, küçük Üşürmanı e- saslı bir tahsilden mahrum bırak- mıştır. Fakat o, ilme heveskâr ol- duğu için büsbütün cahil kalma - mıştır. Bu zeki çocuk, daha pek küçük yaşta iken nefsinde büyük bir var- lık hissetmiştir ve dünyaya, muhi- tine yarar bir iş görmek için gel- diğine hükmeylemiştir. O, bu hükmü verdikten sonra muhiti tetkik etmiştir ve görmüş- tür ki; yapılacak tek bir iş vardir, O da, artık şiddetle tebarüz eden (Çarlık istilâsı) tehlikesinin önü- ne atılmak.. Şimalden gelen kor- kunç tehdit darbelerine, ayni şe- kilde mukabelede bulunarak, Çar- hğin istilâ plânını felce uğrat- maktır. Muhit, buna namüsaittir. Çarlık kuvvetlerine karşı herkes derin: bir kin ve nefret beslemektedir. Hamsi de Kalori Verir mi? Hamsi balığından kurban olur ama, ka hıda var, canıda var da onun için değil. Ötekl'bılıklırın da kanları ve canları ol- duğu halde hamsiden başka balıktan kurban olmaz. Bunun sebebi hamsi balığının ağzı, ku laklarına varacak kadar, büyük” olma- sındandır. Bundan dolayı, hamsi balığı kendinden büyük balıkları bile yutar, Halbuki bu dünyada kalde büyük bali- ğın küçük baliğı yutmasıdır. Hamsi ba- lığı her mahlükun tâbi olduğu kaldeden dışarı çıktığı İçin onun deniz içinde ol- duğu gibi, yer yüzünde de müstesna ve yüksek bir pâyesi vardır. Onun için küçücük hamsi balığını kurban etmek, koskoca deve kesmek gibi pek kabule geçer. Bizim Amasyalı Strabon tarihçi yalı Çar askerlerie çarpışmanın ardı a- rasi kesilmemektedir ve her gün, muhtelif yerlerde az çok kan dö- külmektedir. Fakat, muhit halkının göster- dikleri fedakârlıklara ve kahra - manlıklara rağmen, perakende kuv vetlerin bu mücadelesi, hiçbir cid- di semere vermemektedir. Şimal- den gelen büyük tehlike, korkunç — (1) Bahsettiğimiz vesdik, ya- bancı mehazlar ve yahut sonradan Uydurulmuş efsanelerden ibaret d_eğildir. Bu vesikaların esası, o ta- Tihte (Şeyh Mansur) un ismi et- Tafında hâsıl olan velveleden en- dişe eden Osmanlı hükümetinin, Kafkasyaya gönderdiği memurlar tarafından yapılan tahkikatın züb- desidir. Bunların asılları da, hazi- nei evrakın (Üçüncü Selim) dev- rine ait tomarlar arasında aörüle- bilir. uşağı ol ği İçin Tr gördüğü hamsi bal L bul dikleri vakit orada palamut balığı olur- lar, demiş. Halbuki hamsi balığı pala - muttan başka bir balıktır. Hamsi balığı- nin eti pek naziktir. Onu tavaya koyup ta, oynamıya başladı mı, biraz daha pl- şirirseniz yalnız başını koparıp - İsterse niz onu da koparmadan - hiç ayıkla - madan yiyebilirsiniz. Çünkü hamsinin kılı 1 olmadığı gibi, belkemiği de in sanın damağına batmaz. Ancak x» gel- * den daha ziyade makbuldür. Zaten ham- sinin salamurasını yaparken onu bayağı sardalyeden ayırt etmek için etini balı- ğın boyunca dilim dilim ayrılırlar da on. dan sonra fıçılara basarlar. Yemekten ön ce yenlilirse hem mide Iştahını — açtığı, hem de aşk İştahıni çoğalttığı meşhur- dur. Yemek İştahını artırması, tabli, ağzı - nın büyük olmasındandır. Öteki İştahı artırması da hamsi balığının zürlyetl pek bereketli olmasından İlerl gelir. Ba- lık âlimleri hamsi balığının 45 türlü çe- şidini saymışlardır. Bazı çeşitleri zehirli olurmuş, derler, Hamsi balığının en küvvetli yemeği şöyle yapılır: Ekmek içi uzunca dilim- lerle kesildikten sonra kizartılır, üzeri- ne tereyağı sürülür, onun Üzerine de di- llm dilim hamsi salamurasından konu- lur. Daha sonra hazır lop yumurtanın beyazile sarısı ayrı ayrı doğranarak ba- lıkların arasına doldurulur. ve hepsi - nin üzerine de maydanoz serpilerek âfi- yetle yenilir. O vakit hamsi balığı İle Yyumurta İnsanın yüreğini yakacak ka- dar kalörl verirler. Yumurtasını — ve; d. hesaba & yal - nız hamsi salamurasının yüz gramı in- sana 246 kalöri verir. Taze hamsi tavada kızartıldığı vakit, tavadan içebildiği yağ y hem mühim bir mesele, hem de, erba- bına göre, pek kolaydır. Hamsi tazey - ken sirti parlak yeşil renkte olur, biraz sonra koyu Maviye çalar, bayatlayın- ca âdeta kara olur. Bundan dolayı es- kiden Trabzon Imparatorluğunun bayra- ğt da Öyle Üç renkli olduğunu rivayet ederler ve yeşil renk o zamanın - hamsi Yİ İyi taze halinde yiyen - ni, koyu mavi renk onun biraz bayatlamı- şını yiyebilen şehir halkını, kara renk te hamsiyi ancak tarlalarında gübreye kullanan ekincileri temsil edermiş, der- ler. Hamsi pişirilmeden de yenllebilir, fa- kat salamura edildikten sonra. Hamsinin şalamurası her yerde kutu sardalyaesin- hesaba katıl sade balığın yüz gramında 120 kalörisi vardır.. Öteki balıklara gelince, uskümrü balı- ğinin yüz gramında, 19 albümin, 8,75 Yağ; 159 kalöri. Levrek balığının yüz gramında, 18 al- bümin, 2 yağ; 93 kalörl. Palamut balığının yüz gramında 21 al. bümin, 4 yağ; 127 kalori. Denizin içindeki balıkların hepsini ne saymak ne de hepsinin kalorilerini bu- rada söylemek mümkündür fakat deniz kenarından çıkan midye ile istritye se- Verseniz: İstrityede yüzde: 9,4 albümin, 2,04 yağ; 58 kalori Midyede yüzde: 11,25 albümin, 1,21 — Yağı 70 kaloti bulursunuz. dok beynelmilel Bari Şark panayırına tüccarlarımız resmen da- vet edilmişlerdir. Nisanın yirmi do- 1 da Petşede açılacak olan pana- yıra da tüccarlarımız çağrılmıştir. GÜMRÜKLERDE: Jüt İpliğinin Gümrük Resmi Kasarsız jüt ipliği için tesbit olu- nan 5,20 kuruş gümrük resminin ki- loda yirmi paraya indirilmesi ve ma- deni eşya fabrikalarının dökümha- nelerinde kullanılmak üzere lüzumu olup halen memleketimizde istihsal edilmiyen izabe kokunun muafiyet cetveline geçirilmesi hükümetçe mu vafık görülmüştür. Yumurta İhracatının Murakabesi Başlıyor Esnaf cemiyetlerinin bazıların- | da kapıcılar, 27 de musiki sanatkâr- ları idare heyetlerinde seçim yapıl- >* Şehrimizde yumurta işliyen sa natkârlar cemiyet kurmak için esnaf DIŞ TİCARET: Kliring Hesaplarının Son Vaziyeti İktısat Vekâletinden alınan malü- mata göre, 26—3—1938 tarhindeki kliring hesapları durumu şöyledir: DIŞ TİCARET Klirinig hesapları bakiyeleri ve kredili ithalâta ait taahhütler: Türkiye Cümhuriyet Merkez Ban- kasından alınan hesap hülâsalarına —— göre 26—3—1938 tarihindeki kliring — hesapları bakiyeleri ve kredili itha- lât için Cümhuriyet Merkez Banka- sına verilmiş taahhütler yekünları: CETVEL — 1 Ş Türkiye Cümhuriyet Merkez Ban- — kasındaki kliring hesapları borçlu — bakiyeleri: Memleket Miktar T. L Avusturya 1.592.200 Çekoslovakya 3.624.700 Finlândiya 645.800 Fransa 3.539.700 Holanda 1.088.900 İngiltere 8.925.800 İspanya 445.500 İsveç 1.829.300 İsviçre 934.000 İtalya 897.900 Letonya 74.400 Macaristan 1.041.400 — Norveç 823.800. Romanya 1.612.500 Rusya 903.600 Yugoslavya 373.200 Yunanistan 160.900 CETVEL — 2 Kredili ithalât için Cümhuriyet — Merkez Bankasına verilmiş olan ta- — ahhütler yekünları: n Memleket — resmi da- — Hususi şa- — ireler hıslar T. L LA A Almanya 13.035.799 8.385.092 Avusturya 46.074 — 198.771 Belçika 3.149 2.975 Çekoslovakya 558.727 Estonya NL Finlandiya 170 Fransa 5.011 Holanda 83.864 İngiltere 330.656 İspnaya 14.840 İsveç 1.743.484 İsviçre 33.637 İtalya 173.937 Macaristan 374.846 Norveç 554 Lehistan 5.997 Yugoslavya 12.515 Yunanistan Bi Rusya 2.744 Yukardaki iki numaralı cetv yazılı kredili ithalâtın vadelerine ! daireler — şahıslar Memleket AA AĞT S ç Almanya 1.438.174 4.566.349 D.M. 462047 1.395.571 Daha uzun veya başka vade — Resmi — Hususi —— daireler — şahıslar T. - Bayk NELA 11.597.625 3.818.743 — 2.928.167 1.038.736 — , CETVEL — 3 Kat Muhtelif memleketlerin Merkez —» Bankalarında tutulan kliring hesap- larındaki alacaklarımız: ü Memleket Miktar T. L, Memleket Almanya D. M. Ankara, 1 (Tan inden) — Yumurta ihracatının mürakabesi hak kındaki nizamnamenin bugünden iti- baren on beş gün sonra meriyete kon ması Vekiller Heyetince kararlaş - mıştır. Yumurta ihracatı şu merkez- lerden yapılacaktır. Trabzon, Giresun, Fatsa, Ordu, Samsun, İnebolu, İstanbul, Uzunköp- rü, İzmir, Antalya, Mersin. 500 adetten fazla olmamak şarti- le, yolcu beraberinde götürülecek yu- murtaradan yukarıda sayılan kon- trol merkezlerinden başka yerlerden hem hudut memleketlere ve Adalar denizindeki bütün Adalara, Girit ve Kıbris dahil olmak üzere, Türk sahil lerine mücavir sair adalara 500 lira- lığa kadar yapılacak ihracat kontrole tabi tutulmıyacaktır. —— Japonya Tuz Alıyor İzmir, — Bir İngiliz vapuru, Çamal tı tuzlasından Japonyaya 89 bin ton tuz götürmüştür. Diğer bir İngiliz va puru yine Japonya için ayni miktar ahi Almanya a ve b hesapları 13.204.800 Belçika 31.800 Estonya Lehistan ”» » ü ”» BORSALARDA : Dünkü Zahire Satışları Dün Ziraat Bankası buğday ? dan 225 bin kilo yumuşak b"ğj'î% losu 5,28 kuruştan * ve 109 bin sert buğday 5,10 — 5,20 tılmıştır. Tücear namına piya 13 vagon buğday gelmiş ve hepsi ılmış i 2 tır. A -Polatlının ekstra buğdayları 1—2 çavdarlı olarak 6,25 kuruştan ve di ğer sıra malları 5,22 — 6,12,5 k larından 15 bin kilo çuvallı 4.20, Te kirdağ kuşyemi 10 bin kilo 7, h ruştan satılmıştır. Akşehir çavdarla- rından 15 bin kilo 4,32,5 4 vi a