2 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

2 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 TANın Çocuk İlâvesi Çocuklnm fıkrular $ Küçük Yazıcılar İçin (TAN — Çöfuk) Küçük yazıcılar için bir müsabakâ açtı. Bu münase- betle küçük ve Aalâkalı okuyucu- larımızdan bir çok yazılar almaya başladık. Yalnız şunu söyliyelim, ki — birkaçı müstesna — bu yazılar bizim isteğimize uygun değil.. Bu yazıların bir çoğunu küçükle- rin yazmadıkları anlaşılıyor.. Bun - ların küçük okuyucularımızın kafa- sından çıkmadığı belli. Çünkü mev- zuları çocukları alâkadar etmiyor. Bizim istediğimiz şudur: 1 — Yazılar yalnız küçük okuyu- Ç ocııklam hıhaye Gemıdekı Hayalet Başı geçen sayımızdadır. Gemiden kovulan Olaf memleke- tine döndü.. Bundan bir müddet son ra i himaye eden zat öldü; cularımız tarafından yazılmış olmalı dır. Ne ağabeyinize ne ve | me de ablalarınıza yazdıracaksınız. Mevzular da küçük yazıcıların ka fasından çıkmalıdır. 2 — Yazılar, kıraat kitaplarında okunan parçaların bir kopyası olma yıp, sizleri alâkadar edecek mevzu- lardan seçilmiş bulunmalıdır. ve Olaf'a büyük bir servet bıraktı. Aradan on yıl geçmişti. Olaf şim- di otuz yaşına girmişti. İki çocuğu vardı. Çok sade ve rahat yaşıyordu. Bir gün Olaf hafta tatilini geçir- mek üzere karısı ve çocuklarile be- raber deniz kenarına gitmeye hazır- Biz, kopya değil eser isti Mevzuları kendiniz bulunuz, ve kendiniz yazınız!.. Çünkü onları yi- pe siz okuyacaksınız; eğer ağabey - İlerinizin yazılarıına lüzum olsaydı, onlardan evvel biz varız. Yazıları ken dimiz yazardık değil mi? Yazacağınız yazılar belki güzel olmıyabilir. Fakat bizim için onlar daha kıymetlidir. Gönderilecek yazılardan beğen - ıd.lkleı'hmzı tenkitlerile beraber bu neşre devam edeceğii Beğenmed.ıklenmızın de ten.kıtlen landılar; içine karısile narin kızı yerleşti. Olaf ta şoför ye- rine oturarak yanı başına dört ya- şındaki gürbüz ve akıllı, acar oğlu- nu aldı. Olaf otomobili yavaş yavaş sütü- yordu. Yolda hem etrafa bakınıyor ve hem de kendi çocukluğunu düşü- nüyordu. Olaf bu mevkie, herkesin ensesi- ne basarak ve kendisinden aşağı o- lanları devirerek değil, iyilikle gü- zellikle gelmişti. Şimdi otomobil ağaçların arasın- Emmdı değil mi? Küçük yazıcılar : II Gülme Komşuna Tilkinin biri bağa üzüm yemeğe gitmiş, — lizüm yerken birden kuyruğu tuzağa ta- — (kılip kalmıştı. Zavallı epey uğraşıyor ni- hayet tuzak kuyruğunda olduğu halde ka- kıyor kaçarken sesinden ürken tilki daha hızlı koşuyor bu koşma neticesinde tuzak ni olarak sağlam bir yere takılıyor o an- da zavallının kuyrugu kopuveriyor kuy- Fuksuz — olarak arkadaşlarınm — yanına lönüyor arkadaşları onu bu vaziyette gö- rünce alay ediyorlar o bundan içerliyor: Bir gün arkadaşlarını bağa davet ediyor ırıudışlm bu davetten memnun olup be- raberce bağa gidiyorlar. Onları davet e- den tilki onlara hitaben: Arkadaşlar eğer hepimiz birden bağda üzüm yemeğe kal- İkarsak bağcı farkına varır onun için kuy- / Füklarınızı bu ağaca bağlayıp size yavaş jyavaş üzüm veririm der onlar peki derler İkuyruklarını sıkıca bağlar — bağladıktan L /|yerir ve tekrar getirmek üzere yanların- |ldan ayrılır onlar bekleye dursunlar; o bi- raz uzaklaşır ve bağırmağa başlar bu sı- Fada sesi işiten bağcı külübesinden si- |Hlahile çıkarak gelir ve bu sırada - tilkileri |İgören adam hemen tüfeğini patlatır sesten ürken tilkiler kaçışmaya başlarlar bu ka- İlar bunlar bağın & |— Bonra onlara birer salkım üzüm getirip| YS dan geçiyordu. Olaf elleri direksiyonda bundan sonra yapacağı işleri tasarlıyordu. Her taraf yemyeşildi. Otomobil bu yeşillikler ve koyu gölgeli ağaçar i- çerisinden yürüyordu. 'Tam bu sırada çaılıklar arasında bir şey kımıldadı. Ortaya çıkan şey ne tavşan ve ne de büyük bir kuştu. Bu âdeta çocuk denecek yaşta biri- siydi. Yolun ortasına birdenbire fırla - mış ve elindeki — tabancayı otomo- bile doğru çevirmişti. Karısı ve çocuklar korkudan sap- sarı kesilmişlerdi. Çocuklar: — Ez, ez baba! diye bağırıyorlar- dı. Kadın çoktan kendinden geç- mişti... Fakat Olof otomobili durdut- tu. Eli Lıbuncıh çocuk ona: Ellerini yukarı kaldıran Olof ya- yavaş ilerledi ve bir lâhza zar- fında yıldırım gibi karşısındakine hü cum etti ve silâhı yere düşürttü. A- yağile tabancanın üstüne basıp hır- sızı bileğinden yakaladı. Neye uğradığını bilmiyen hırsız çocuk afallamıştı. Önce kızmış bu- lunan Olof çocuğun bu hayreti ve İçı;m. neticesinde kuyruklarını koparır- bırakıp yerlerine giderler. Nasılsa bir gün dağda karşılaşırlar; davet eden tilki onla- ira: nasılki ben bir salkım üzüm için kuy- İrugumu kopardım yanınıza geldiğim za- jman benimle alay ettiniz. Bakalım şimdi İkim kimin üstüne alay edetek diye söyler |e enlarla bu sefer kendisi alay etmeğe başlar. *, Necdet Ayaz Ka Orta okul TI A No. 68 Mardin b * ! Belecek y M — Anladım anladım! diye mırıl- dandı. Galiba canın ilk polis kara - koluna otomobille gitmek lstedı. Hay di bakalım.. Hırsızın korkudan dili tutlmuş ve her tarafını bir titreme kaplamıştı, Olof önun bu haline acıyarak sor - du: — Senhı adın ne? — Arman!.. — Yaşın kaç? — On beş!. — Ön beş mi? Bu yaşta mi eşki- (| İvatıöa başladın? Pek erken değil mi E 'daha? Hırsız çocuk kederli ve yaslı bir yüzle Olof'a bakip midesini göster- di ve: — Karnım aç! dedi. Karnımı baş ka türlü doyuramıyorum.. Olaf'un yüreği sızladı. cuğun omuzuna koyarak: — Sen öksüz müsün? dedi, sana- Elini ço- tın falan yok mu? Çocuk hıçkırarak. — Beni ele vermeyin! Vardı. Olaf büsbütün çocuğa acıdı. — Haydi otomobile gir! Seni bu halden kurtaracağım! Çocuk inanmamış gibi: — Ah, nerede o günler.. ledi. — Öyle düşünme çocuğum. Vak- tile beni de birisi kurtardı. Şimdi benim de vazifem seni kurtarmak - tır. Olaf ilk bakışta zaten bu çacuğun ahlâksızdan ziyade bir bedbaht ol- duğunu anlamıştı. Çocuğu otomobile aldı ve sabah- ki neşelerile yollarına devam ettiler. diye yal- diye in- TANın Çocuk İlâvesi Kahkaha%%î% Okumak -Bilirler mi? huçuk çocuk (Bibasına): — Baba parkın kapısındaki bu lev fhada ne yazılı? Baba — “Köpeklerin girmesi mem nudur!” İstridye Kabukla- Çocuk — Peki baba, köpekler o- kumak biliyorlar mı? Lüzum Yokmuş Anne (Çocuğuna) — Dikkatle ve çok eyi yapıları bir şeyin yenilenme sine lüzum yok. Çocuk — Ben dün yüzümü çok iyi | g yıkadım anne.. Artık bir daha yıka- mamalıyım değil mi? k'/ î ğ Geveze Abla Metin — Abları hâlâ eskisi gibi geveze ve çenesi düşük mü? Çetin — Evet.. Hem öyle ki, ben şayet sağır ve dilsiz olsaydım bunu anlaması için aradan sekiz gün geç- mesi lâzımdı. Çok Kuçu Aysel (Arkadaşlarına) — bizimle beraber oynasın diye küçük | Bugün kardeşimi getirdim. Arkadaşları — A, çok küçük da- ha.. olmaz.. Aysel — Niçin çok küçük.. Pek âlâ olur. Kardeşim, kendi kendine sümü ğünü silmesini çoktan öğrendi. aN * ! Sebep l Neymiş ? Anne — Görüyorum, ki her ay notların eksiliyor. Bakalım bu sefer ne sebep bulacaksın buna? Çocuk — Anneciğim, her şeyin ço ğalıp arttığı bu zamanda bir şeyin eksilmesinin hoşuna gideceğini zan- nediyorum da ondan. para yerine ifTE BUNU BİLMİYORDUM / “Balonların Ağırlığı Bir “kabili sevk” balon havada el H milimetrelik bir rutubet tabakası- na. maruz kalınca ağırlığı beş yüz * Bunun için küçük istiridye mış.. Yerli genç kızlar resimde gör- düğünüz bu garip aletle istiridye ka- buklarını parlatıyorlar, * Yarasaların Kanatları Bu Yarasayı hayvan fareyle kuş arasında bir şey- dir. görmüşsünüzdür. Yukarıdaki resmin “Java” adasın- daki yarasalardan birini gösteriyor. Adadaki yarasalar memleketimizde- kiler gibi değildir. Çok büyüktür - ler. Bu yarasalar kanatlarını açtıkla - rı vakit husule gelen mesafe bir bu çuk metreyi buluyor. Adeta küçük bir tayyare kadar değil mi? TAN - Çocuk — | Bilmece Kuponu Bilmece hal kâğıtlarile beraber bu kuponun herhal- de gönderilmesi lâzımdır. Kuponsuz gönderilen kâ- | getlar gelmemiş addedilir. balonları dşuııa rutubeth ve yağ - murlu havalarda seferlere çıkarmak tan çekinmelidir. x Çinlilerin Aklı Şu Çinliler akıllı adamlardır. İşte bir misali: Çinlilerde çalar saat yok- tur. Bir Çinli sabahleyin erken uyan- mak için ayağının parmaklarına çok uzun bir pamuk ipliği bağlıyor; ve ipliği ucundan tutuşturuyor. Iplik yavaş yavaş yanmaya başlı- yor; bu yanış müddeti üç dört saat tutuyormuş.. İplik yanıp ateş Çinli- nin parmaklarına değince, Çinli he- men sıçrıyarak kalkıyor ve işine gi- diyor. B” Sinekten Kurtulmanın Yeni Gine adalarında muthiş siv- RESİM IOYAMA b%b?%&““" r B 0 — Mavi 1 — Gök mavisi 2 — Koyu mavi 3 — Sarı 4 — Gri 5 — Açık gri 6 — Koyu gri 7 — Açık pembe 8 — Beyaz 9 — Yeşil A — Açık yeşil B — Esmer rengi Çıkacak resim sizi şaşırtacaktır. Bu Resmi Tamamlayınız ! Bu resim eksiktir. Tamamlayı- nız. Bakın, çıkacak şey ne kadar ho« şunuza gidecek! risinek vardır. Yerliler bu fena bö- cekten kurtulmak için çadır biçi « minde büyük torbaların içinde yatar lar. Bu torbalar aşağı yukarı 24 ki- şiyi içine alıyormuş. Torbanın içeri- sine en son giren kapıyı büyük bir dikatle kapamayı unutmuyor.. Küçük hikâye : Aslanla Ertanın Muzipliği (1)— Aslanla Ertan bir muziplik yap mak için maltıza kömür doldurup |ten ynkulu Soııu yanan ıtogin üstü- ken kovm gürüıwiçinden. "Şu- (2) — O sırada Ahmet Dayı iş- yorgun argın — evine döner- (3) — Elindeki pmumm.w yar, yorgunluktan halsiz hlmıı vü cudünü kovanın üstüne atar; fakal 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: