2 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— “2-4-938 TAN | Gündelik Gazete 'TAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, her- şeyde temiz, dürüst. samimi olmak, karlin — gazetesi — olmiya çalışmaktır. ABONE BEDEL İ Türkiye Ecnebi 1400 Kr, 1 Sene 2800 Kr, 750 Kr, 6 Ay 1500 Kr, 400 Kr, 3 AY 800 Kr, 150 Kr, 1 Ay 800 Kr, Milletlerarası posta ittihadına dahil ol- miyan memleketler için 80, 16, 9, 3,5 lira dir. Abone bedeli peşindir: Adres değiş- tirmek 25 kuruştur. Cevap için mektup lara 10 kuruüşlüuk pul ilâvesi lâzımdır. GÜNÜN MESELELERİ Almanya Nasıl Propaganda Yapar? (Yazan: M. ZEKERİYA| Almanya propaganda işine bü - tün diğer devletlerden daha çok ehem miyet verir. Bu iş için ilk defa bir ve- kâlet ihdas eden devlet Almanyadır. Bu vekâletin başında Goebels gibi ze- ki, propaganda işlerinde usta ve kuv- vetli bir adam vardır. Bu adamın em- rine 100 milyon liralık tahsisat ve - rilmiştir. Vazifesi dahilde halkı Na- zizme kazanmak, hariçte Nazizmi yaymaktır. Hariçte bu vekâlete merbut ajan - lar vardır. Bunlar Propaganda Vekâ- letinin verdiği direktif dahilinde faa- liyette bulunurlar. Vaktile bu direk- tiflerden bir tanesi Pariste çıkan Pö- ti Parizien gazetesi tarafından elde edilerek neşredilmişti. Bu tamim ha- riçte Alman propagandasının takip ettiği metodu göstermek itibarile mühim bir vesikadır. Tamim şudur: “Hariçte efkârıumumiyeyi kazan- mak için yapılacak mücadele salâhi- yettar nezaret ve ajanları tarafından idare olunur. Bütün haber kanallarını ihtiva eden geniş bir program yapı - lır. Bu haber kanalları arasında Al - man radyolarındaki havadis servisi vardır. Bu servis günden güne geniş- lemektedir. Sonra verilecek talimat dahilinde ecnebi matbuatı üzerinde çalışılacaktır. Ecnebi matbuatında propaganda olduğu anlaşılmiyacak kild p K kaleleri neşre- dilecektir. Ecnebi gazeteciler ve ga- zete sahipleri ile şahsi münasebetler tesis edilecek ve bunlar, kendilerine şahsi yardım yapmak suretile elde e- dilecektir. ' “Kültür ve seyahat propaganda ser visi yapılarak, mahirane bir surette Sİ):?Sİ Bgayeler için çalışılacaktır. Bundan mâda efkârı umumiyeyi APmşny; lehine kazanmak için her türlü faaliyetlere girişilecektir:: Me - selâ 'al'adıı sırada sergiler, bilhassa â:âı: î?:ıfg(eır ve yeni Almafıya hak- ir verecek sergiler kur- :'ı::ı Alman kitap ve neşriyatını o ..Teîîtrdıll?rine ç.ı-virtmek gibi. 3Si tekit _edelım ki, bütün bu hnudîudı faaliyeti Alman memba- Bi z şek';lâlkîyormuş _hissini vermiye- ganda'İsl e idare edilecektir. Propa- beği şlerinde çalışmak üzere şüp - kaf 'nekadaı 'îzısnn davet etmiyecek anmak mMmümlit ”» * mı?:ıkı::; Goebels bu metodu Alman Yaymk istediği bütün mem leketlerde tatbik etmiştir MACARİ: ş STANDA: Bir Macar ga- zetesi satın alinm, z ıştır. Alman gazete- leri Macaristanda he * tıl dava olarak dağı- maktadır. Macar Nazi aB azi partisinin masrafı Almanlar $ et B t arafından verilir. udapeşte üniversiteleri d ” fesörler d i —40 Nazl nro rler ders verir. Alman kitapl Macarcaya çevirmek j K Ülende ÇetlellmiştE lTT teaklat iŞDĞE y Ş ştir. Bazı Macar ga- zetecileri satın alınmıştır, ROMANYADA: Yahudi düşmanlı- ğı hareketinin başında Naziler vardır. Bir de R yada pro aniz için 600 milyon Ley sarfedilmiş, on yedi Romen gazetesi Satın alınmış - tır. Romanyanın her şehrinde başına Nazi işareti koyan gazeteler çıkar. YUNANİSTANDA: Gazete satan köşklerde Alman gazetelerinden baş- ka yabancı gazete bulamazsınız. Yu - nanistanın her tarafında Alman mü- rebbiyeleri birer propaganda ajanı olarak çalışırlar, Atinadaki Alman arkeoloji mektep ve enstitüsü birer propaganda merkezidir. Almanların Yugoslavya ve Çekoslo vakyada daha kuvvetli bir şekilde ça- lıştıkları da malümdur. Orta Avru - pa ve Balkanlardaki Alman propa- ganda faaliyeti hakkında bir fikir e- dinmek için bu izahat kâfidir, sanı- rım, Karabükteki çelik fabrikalarının kurulduğu sahayı gösterir panorama Karabükte Kurulan Yepyeni Bir Âlem B ugün Türkiyenin bir köşesinde bütün bir sa- nayi şehri yerden” biter gibi meydana çıkıyor. Safranbolunun sakin mu- hitinde Karabük adında yep- yeni bir âlemin temelinin ku- ruluşu, bundan tam bir sene evveldir. 3 Nisan 1937 tari- hinde o zamanki Başvekil İs- met İnönü ile davetlileri hu- susi bir trenle Safranboluya gitmişler ve Türk demir ve çelik sanayiinin açılma töre- nini yapmışlardı. Bir senedir bu sahada ihtısaslı dimağlar, makine şeklinde devler, gayretli kollar çalıştı. Evvelâ ağız- larının her açılışında birkaç met - re mikâbı taş ve toprak yutan ma- kinelerle yeri kazdılar. Sonra gün güne ufkun sathında yeni yeni çiz giler belirmiye başladı. Yüksek fi rınların, imalât hangarlarının, de- poların, yurtların, evlerin çatıları yerden bitti, her gün bir parça da- ha yükseldi. Toz, toprak, gürültü, hareket, faaliyet dolu bir muhitin ortasında yeni Türk demir ve çelik sanayiin ana hatları ortaya çıktı. plân ve tah- min dairesinde yürümüştür. Kara- bükün etrafına her gün biraz fazla miktarda mütehassıs, mühendis, iş çi toplanmıştır. Bu hareketli muhi- tin etrafında her gün yeni bir tica- ri faaliyet doğmuş, bir ümran da - marı kabarmıştır. Bir taraftan ya- pılar ilerlerken, bir taraftan da İn giliz sanayiinin azami süratle hazır ladığı makineler, malzeme, teçhi - zat akıp gelmiye başlamıştır. Bu - gün bunlardan büyük kısmı iş ye- rinde toplanmış bulunmaktadır. Hedef, kalite bakımından dünya- nın en ileri demir ve çelik sanayii ile boy ölçecek yükseklikte bir Türk sanayi şubesine vücut ver - mektir. Bu hedefe giden yolun en Bir senedir her şey, Karabük inşaatından yeni bir görünüş Fabrikanın Karabük Müdürü B. Hopkinson çetin ve zahmetli kısmını arkada bırakmış bulunuyoruz. K arabükün dününü biliyoruz: Koyunların sakin sakin ot- ladıkları hareketsiz bir otlak yeri... Bugünü gözönüne getirmek güç değildir: Dinamik kuvvetlerin ye- ni ve ileri bir muhit yaratmak için uğraştıkları bir çalışma ve hareket yeri... Yarınki Karabük ne olacak, ne yapacak? Brassert grupuna dahil en büyük firmalardan birini tem- sil eden B. Edvard karşımıza çık- tı! Ona sorduk. Şunları anlattı: “Karabük yüksek fırın tesisatı Ayvrupanın en modern tesisatı ola- caktır. Türk demir ve çelik sana- yiinin bugün yapı halinde bulunan kısmı tamam olunca bir milyon metre murabbaı yer tutacaktır. İçin den 18 kilometre uzunluğunda de- miryolu geçecektir. Senede imal edilecek çeliğin ye- künu 130,000 tondur. Bunlar ara- sında çubuk, ray, direk, travers, levha ve boru şeklinde mamülât vardır. Türkiye bugün bu ara- da en çok boruya ihtiyaç duymak- tadır. Çeliğin ve demirin bazı nevile- rini ihraç etmiye de imkân vardır. Türk çeliği, maliyet fiyatı bakımın YMUVAFF Y*OLMANI Kendinizi Zayıf Türk çocuğunun en büyük kusuru sıkılganlığıdır. Ev terbiyemiz bizi ka- labalık cemiyetlere alıştırmadığı için, meclislerde, büyüklerimiz yanında içimize bir sıkılganlık girer, Kıza- rır, bozarır, konuşmaktan çekini- riz. Sıkılganlık küçük yaşta başla- dığı için tedricen bizi korkak ve mü- tereddit yapar, Kendimize güveni- miz vardır. Fakat muvaffak olama- mak, becerememek, mahceup olmak korkusu elimizi ayağımızı bağlar, teşebbüs kabiliyetimizi kaybederiz. Ve hayata atılm;ık zamanı gelince kararsız oluruz. Psikologlardan biri insanın ne de- receye kadar bu haleti ruhiyede bu- AKR 4 SIRRİI* ve Korkak Hissediyor musunuz? onların dediğini yapar mısınız? Yani uysal mısınız? 3 — Yoksa size tavsiye edilen şeyin mutlaka aksini mi yaparsnız? 4 — Amirinizle karşılaştığınız za- man sıkılıp utanır mısınız? 5 — Gösterişi ve başkal, zarlarını üzerinize çekmeyi sever mi- siniz? 6 — Kabiliyet ve muvaffakıyetle- rinizle övünür müsünüz? 7 — Kendinizden, talihinizden ve- ya talihsizliğinizden, başkalarının sizin için söylediklerinden bahseder misiniz? 8 — Başkalarının sizi anlamadığın dan, takdir etmediğinden şikâyet e- der misiniz? lunduğunu anl k için bir imtil usulü tespit etmiştir. Bunu aşağı ya- zıyorum, Suallere (evet) veya (ha- yır) şeklinde cevap vererek kendini- zi anlamaya çalışınız: 1 — Birisi fikrinize itiraz ettiği za- man inat edip münakaşa eder misi- niz? 2 — Kendi fikrinize muhalif olsa bile başkalarının fikirlerine uvarak 9 — Ufak bir meseleden kırılıp si- ze haksızlık edildiğinden şikâyet e- der misiniz? 10 — Kızsanız güzel bir erkek gör düğünü kekseniz güzel bir kız gördüğünüz zaman kızarır mı- sınız? ll — Kız arkadaşlarınızı hâkim olmaya çalışır mısınız? 12 — Kendinizi dev ay da gö- Neme Lâmız? Yazan: SABİHA ZEKERİYA Şehircilik meselelerile alâkadar ol- duğunu, hattâ bu hususta ihtisas ve tecrübes bulunduğunu iddia eden bir zatla görüşüyorduk. Prostun şehir plânını, daha tamamile tayin etme - miş olmakla beraber, harice tereşşüh eden hatlarını tenkit ediyor, yanlış/| bir yolda yüründüğüne dinliyenleri kandırmıya çalışıyordu. — Bu mütaleal ızı y — Neme lâzım... Belki etl'ye, sütlü- ye dokunur bazılarını gücendiririm. , dan Avrupanın herhangi bir mem- leketinin mamulâtile rekabet ede- bilecektir. Türkiyede bulunan demir cev - heri birçok yabancı cevherlere üs- tün bir kalitededir. Bu cevher Ka- rabüke trenle sevkedilecektir. Zon guldak kömürü de buraya yine trenle gelecektir. Bu sanayi âle- minin gece gündüz durmadan iş- lemiye devam etmesi, yalnız kö - mür ve demir nakliyati için gün- de 24 trenin muntazam surette İş- lemesine bağlıdır. Fabrikaların tek nik kadrosunda 800 kişi buluna- caktır. Mamul malzeme, yine de - miryolile Ereğli ve Filyos limanla- rina sevkolunacak, orada vapura yüklenecektir. Yüksek fırınlardan her birinin kutru 9, yüksekliği 30 metredir. Demir istihsali hususundaki kud- ret; günde 300 tondur. Bu iş için 660 ton koka, 300 ton kirece ve 3,780,000 metre mikâbı gaza ihti- yaç vardır. Kokla gazın bir kısmı kok fırınlarında istihsal olunacak- tır. 2 ilâ 5 milyon metre mikâplık gaz bizzat yüksek fırınlardan elde edilecektir.,, ı ngiliz mütehassısının verdi- ği bu malümat gösteriyor ki, bir sene içinde Karabükte çok yol aldık. Karabükteki 30 metre- lik bacaların geceli gündüzlü tü- teceği ferahlı günler artık uzak değildir. Karabük, memleketin iktısadi simasında ne gibi değişiklikler ya pacak? Bugün hayali en geniş o- lanlarımız bile bunu gözönüne ge- tiremiyorlar, Öyle sanıyorlar ki, Şimdi, şu karşımdaki zata: — Siz milliyetperver misiniz? Va- tanperver misiniz? diye sorsam, bili- yorum, hemen kızacak, — Bu ne münasebetsiz sual... Be - nim milliyetperverliğim ve vatanper- verliğim hakkında şüpheye düşmiye ne hakkınız var, diyecek. Evet var. Bence, umumi menfaat- lere ait herhangi bir meselede sus - mak, kendi menfaatimi düşünerek, umumun menfaatini feda etmek, “ne me lâzım,, , diye yan çizmek, bana karşımdakinin milliyetçiliği, vatan - perverliği hakkında şüphe verir. Bu zümrüt gibi yeşil memleketin, güzelliğine dünyada eşi güç bulunan şehrin, çocukluğumuzdan ölümümü - ze kadar üzerinde yaşıyacağımız top- rağın, bütün maziyi, hali, istikbali kucağında ümitlerle taşıyan vatanın, ekleme bir unsuru gibi “neme lâzım,, diye nasıl sırt çevirebiliriz. Bana da lâzım, sana da lâzım, çünkü bu va - tan senin, benim hepimizin beraber onarttığımız, can verip can aldığımız bir kâinattır. Ben onsuz, o bensiz yük selemez. Neme lâzım öyle mi? O halde kö- künden kopmuş bir dal gibi, vatan - daş isim ve sıfatile bu ağaçtan usare istemi'ye ne hakkın var! şBize sorunuzg :cevaıp verelim —'—/—’ş Türkiyede çelik sanayii kurulma- 1 — Bay Dağdeviren : F sındaki mâna, memleketin birkaç köşesinde birkaç baca tütmesin - den, 800 mütehassıs ve işçi çalışmasından, hariçten gelen bir takım eşyanın yurdumuzun içinde yayılmasından ibarettir. Hayalimizi biraz zorlarsak ha- tamiızı anlarız. Bir defa günde 24 trenin işlemesinde ve Karabüke yalnız demir ve kömür taşımasın- daki mânayı düşünelim: Bütün bü Türk demir ve kömürleri; para- ya ve dövize çevrilecek kıymetler- dir. Bunları istihsal etmek, yükle- mek, sevketmek için binlerce Türk dimağı ve kolu çalışacaktır. Ma - mül maddelerin nakli, yüklenmesi ve çalışması ayrı bir takım hare- ketler uyandıracaktır. Vücude ge- tirilca demir ve çelik çubuk ve lev haları, memleketin ihtiyacı olan türlü türlü eşya haline getirmek için büyük ve küçük fabrikalar, ne- vi nevi küçük imalâthane ve tez- gâhlar meydana çıkacaktır. Kara - bükte iktisadt bakımdan yepyeni bir Türkiye doğmaktadır. Şeker ve mensucat gibi sanayi, bize bir sa- nayi memleketi olduğumuzu henüz Vaziyetiniz çok müşkül. Vermiş olduğlnuz izahat ise noksan. Bulun- | duğunuz mahalde bir avukata mü- racaat etmenizi tavsiye ederim. Çün- kü, bu meseleye uzaktan cevap ver« menin imkânı yoktur. Kati birşey söyliyebilmek için bütün evrakı, kon. turatları tetkik etmem icap eder. 2 — Bay Mahmut : Sualinizin cevabını Türk Kanunu Medenisinin 439 dan 448 inci madde- sine kadar olan kısımda bulursunuz. 3 — Bay Fikri : Mektubunuzu biraz geç aldım. R., sebeple cevap vermekte de geciklin_ Boşanmanız gayet kolaydır. Bu day iki üç ay içinde bitebilir. Dava hak kında arzu ettiğiniz tafsilâtı verek; mem için sarih adresinizi bana bilaj, rin ki, hususi mektupla tarafınızca y pılması icap eden muameleleri Yaza, bileyim. 4 — Bay Recai: Ödeme emrini aldıktan sonra ap | gün zarfında itiraz edebilirsiniz, 5 — Bayan Hüsniye : Sualinizin cevabı Kanunu Mede- rüp, hayale düşer misiniz? 13 — Daima çocuk kalmayı ister misiyiz? ninin 887 inci maddesinde yazılıdır. Maddeyi aynen yazıyorum: “Bir şey üzerinde fiilen tasarruf sahibi tır. Karabük; bu his- si ve bunun bütün fayda, — nimet ve vazifelerini uyandırmıya baş- duyura olan kimse o şeyin zilyedidir. İrtifak hak- — Öi b lıyacaktır. ç nııîı Çalış y.îr(_le si îu; Y kı ile gayri menkul mükellefiyetin- şına zam yap 1 K " - K ua z den mütevellit haklar da zilyeklik, 15 — Arada sırada “Ah.. flânın ye- rinde olsaydım?,, diye üzülür müsü- nüz? * İnıtçılık, ekseriya dikkati üzerine çekmek istiyen ve kendisini güçük gören insanların halidir. Başkaları - nın tesiri altında kalan insanlar za- yıf kimselerdir. Diğer suallere verilecek müspet cevaplar da başkalarının sizi beğen- memesinden korktuğunuzu gösterir. Zayıf ve korkak adam daima cesa- retten ve baş lıktan bahsed Hırsız h hığile övü lu adam namustan bahsetmez. İn- san daima kendinde olmıyanı var gi- bi göstererek zâfını dışarı verir. Bu imtihan size bu neticeyi tesbit A * | mıştır. İZMİRDE : bu hakların bilfiil istimalinden iğ, rettir. 6 — BayKıl.ye: Vakit kaybetmeden mahkemeya müracaat edin. Şahit meselesi - mij, him değil. Elinizde bulunan evrak), hakkınızı ispat edebilirsiniz. Fakaş borçlunuz buradan gider de admiui de öğrenmenize ihtimal olmıyacak, sa vaziyet çok güçleşir. Yazan: İsmail Kemal ELBİR (İstanbul Barosunda AVUKAT) || Halkapınarda Feci Bir Cinayet İzmir, (TAN) — Halkapınar civa- rında gece yarısından sonra feci bir cinayet işlenmiştir. Sabahleyin işle- rine gidenler, kanlar içinde ve yüzü koyun yatan bir ceset görüp karako- la haber vermişlerdir. Bunun Musta- fa oğlu.Ziya olduğu ve müteaddit bıçak yaraları alarak öldüğü anlaşıl- O civarda kulübesi bulunan Yaşar oğlu Rıza zan altına alınmış ve mü- dafaai nefs için bu cinayeti yaptığı- nı söylemiştir. Maamafih Ziyanın bir m2zxx23 Nisan « g Çocuk insanların çiçeğidir. Bu çiçeği sevmek ve koklamak için Çocuk Esirgeme Kurumu- hizmet eder, Psikoloğ rakı lesinden dolayı ve sarhoş- lük neticesinde öldürüldüğü tahmin (#— — GBİMA YSRİT EİER olunuyor. Rıza tevkif edilmistir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: