Hükümet Önce Tetkik, Sonra Hükü um elimiz Ahmet Emin YALMAN yerede Profesör Leh-i man adında bir icra mü- tehassısı geldi. Memleketimizde | acı bir dert diye karşılanan icra işleri hakkında araştırmalar ya- Pıyor.Neticede raporunu vere-| <ektir, Bu raporda icra işlerinin düzelmesi hakkında elbette &- meli düşünceler bulunacağmı! umuyoruz, Fakat profesör Lehman, ilk iş ola- rak icra sistemimizin üstün bir tara- fmı keşfetmiştir. Yanlış mal beyan| ederek fena niyetlerini ortaya ko- yanlara ceza vermemizi, profesör bir olgunluk adımı diye karşılıyor. Böy- ie bir şey Isviçre icra kanununda yokmuş, Profesör memleketine dö- münce bizim attığımız olgun adımın İsviçre kanununa ilâvesi için gayret sarfedecekmiş. Icra mütehastısı ikinci bir nokta kanaatini de şimdiden hissettiriyor: Borç için hapis orta ça- ğa mahsus bir usulmüş. Böyle bir usule dönmeyi hatıra bile getirmek caiz değilmiş. Icra kanunumuz nazari ve insan- ca bakımdan belki de mükemmel bir kanundur. Yanlış mal beyan edenle- fe ceza verilmesi usulünün İsviçre İcra kanununa ilâve edilmesi belki de 9 kanun için bir olgunluk adımı olur. F akat bizim bildiğimiz bir şey varsa o da şudur: Icra kanu- Bumuz, bu memleket halkının ameli ihtiyaçların temin edememiştir. Ana wn koruyamamıştır. Bu ana gaye — lektin iktısadi hayatında ve zi şların biribirile olan müna- “lerinde kredi ve itibar üzerine imkânını devam ettirmek tandaşa e emektir. Diğer bir va-| bakir —. kolaylığı gösterenler, | lerine atay uye iz0e elde edeceler akisi e ediler, Emin o- mez, umumi hayat, eb ye UM tiz a mahrum kalır. «era kantntmuzun borçlunun iyi niyetini esas diye kabul de mer e kılı kırka yar- #eâdeler temin Pİ beğ rinde binlerce dosya sizinle yol açmıştır. İcra yölile hak aramak yıllarca zamana ve büyük zahmet ve fedakirlıklara ihtiyaç göstermekte dir. Neticede de hakkı elde etmekten yeis duyulmakta, borçlu ne verse kâr sayılacak bir zihniyete varılmakta. dır. “Malım yok,, diyen bir borçlu karşısında alacaklı âcizdir. Borçlunun, malı olduğunu keşfetmek, yalan söy- lediğini isbat etmek alacaklıya düş- mektedir. Bir alacaklı için bundan başka birşey yapmak imkânı yoktur. Çünkü iyi niyet olmadıktan sonra| menkul mal saklanır veya İstihkak davalarile başkaları üzerine geçiri- lir. Gayri menkul mallarda da ailenin fertlerinden biri üzerine geçirmek, muvazaa şeklinde rehinler yapmak, İstihkak davaları tertip etmek gibi yollar vardır, | Beri insanca bir düşünce ile hazırladığı kolaylıkları fe- BAŞMUHARRIRI: İ | | Kuvvetleri, Aragon Gandesa Asilerde Valansiya - Barselon - Madrit Muvasalası Tehlikeye Düşüyor Cümhuriyetçi İspanyanın Milli Müdafaa Nazırı, ileri mevzilerde harp vaziyetini tetkik ediyor Londra, 2 (Hususi) — İspanyadan|Dün şehri gezen Röyter Ajansı Mu- alınan en son haberlere göre, Cümhu | habiri, Lerida etrafında dört millik riyetçilerin Lerida önlerindeki mu-|bir mesafe içinde hiçbir Frankisş gör kavemetleri devam etmektedir. Şe-İmediğini haber veriyor. Hükümet hir son dakikaya kadar düşmemiştir. (Devamı 10 uncuda) Şang- Kay - Şek Diktatör Çin Orduları Şiddetli Bir Taarruza Geçtiler Nevyork, 2 (Hususi) — Uzak Şark tan alınan en son haberlere göre, Ja- ponların Şanghay bölgesi kuvvetle- rinden mühim bir kısmını Lunghay mıntakasına takviye olarak gönder- 60 mil mesafededir. Son on gün için- yorlar, Tiyen - Çin - Pokeo. demiryolu cephesinde Çantungun cenubunda yaptığım s« de Çinliler 70 mil ilerilemiş bulunu- AHMET EMİN YALMAN Lord Loyd, Dün Akşam Taarruzunu Hafifletmek Için Yunanistana Hareket Etti Guadelharadan HI ücuma Geçti İngiliz Devlet Adamı, Bir Muharririmize Türkiyeye | Ait Intibalarını ve Hoş Bir Hatırasını Anlattı Dün bir muharririmiz, Abdülhami- de “Sen,, diyen adamla konuşmuştur. Bu adam, kıymetli misafirimiz Lord Leyttur, İngiliz devlet adarm, dün La Mar- tin vapurile İstanbuldan hareketin. den evvel; Abdülhamide ait macera- sını şöylece anlatmıştır: “ — Abdülhamit devrinde İstanbul İngilitere sefaretinde genç bir kâtip- tim. On sene Türkiyede kaldım. Türk çe öğrenmeyi ve Türkiyeyi (anımayı iş edindim. Anadoluyu karış karış at sırtında gezdim. Fırat üzerinde kelek ile seyahatlerim vardır. Bir, iki gün evvel Bağdattan Şama tayyare ile dört saatte gittiğim zaman gençliğim de eski Osmanlı İmparatorluğunda leri düşündüm. Şim #te, tayyare penceresinden di dört si etrafa baka baka gittiğim yol, Abdül- hamit devrinde tam on sekiz gün sür müştü. Hem de ne zahmetler, ne ma- cerala seyahatlerimde türkçeyi şirdim, Fakat, ancak köylü- Abdülhamide "Sen,, Diyen Adam İDEAL BÜRO Bu kitap büroların iş çıkarma kudretini ar- /p tırmak için ameli bir kitaptır. O size az mas- rafla çok iş nasıl çıkarılabileceğini gösterir. Bu kitap fena ve yanlış büro usullerinden si- zi kurtarmak için yazılmıştır. TAN Matbas- sında Fiyatı 50 Kr. | dum. Bu türkçemde yalnız (sen) vardı, (siz) yoktu. Türkiye işlerini yakından takip et mem dolayısile mabeyin adamların- dan Tahsin Paşayı, Arap İzzeti, Ragıp paşayı, teşrifat nazırı Gelip paşayı ya kından tanıyordum. Bir cuma günü Abdülhamit, selâm- lik resminden sonra sefaret adamlari nın bulunduğu taraftan geçiyordu. Arkasında Galip Paşa vardı. Fazla saygı göstereceğim diye büzülmüş bir halde padişahın arkasından gidi - yordu. Bu sırada ben gözüne iliştim. Türkçe bilen bir İngiliz sefaret kâtiş bi o zaman için bir garibe idi, Galip Paşa beni uzaktan Abdülhamide gös tererek bir şeyler söyledi. Abdülha- mit, fazla derecede ulâka duymuş ol- malı ki, durdu, beni yanına çağırttı: — Siz türkçe biliyormuşsunuz, doğ ru mu? Dedi. Kendi köylü türkçemle ce- vap verdim ve Padişaha teklifsizce “sen,, dedim. Mabeyin halkının yap» tığı gibi arapça kelimelerle: “Allahın ver yüzünde gölgesi,, filân demeyi bil (Devamı 10 uncuda) Lord Loyd Enkazından Doğan Dava Evvelki gün, Asliye İkinci | Ticaret Mahkemesinde, ya- nan Adliye Sarayının enka- 41 yüzünden doğan bir dava- ya devam edildi. Davacı Mil. | Ni Emlâk Müdürlüğü idi. Da- | va edilen de Adliye Sarayı nın enkazını yıkmayı ve kal dırmayı üstüne alan müteah- hit Hikmetti. İddia şudur: Müteahhit Hikmet, muka- vele haricinde olarak Adliye Sarayının oOtemel taşlarını | söktüğü gibi, dış duvarlarını | yıkmış ve üstlerindeki de- melerinden istifade eden Çinliler, Şanghay istikametinde giriştikleri ta arruzlarını şiddetlendirmişlerdir. Çin kuvvetleri, halihazırda, Şanghaydan Linyi, Tsaoçuang ve Tungçuang mü- sellesi arasında on kadar Çin fırka- (Devamı 10 uncuda) — — i ——— Kaçakçılık Tahkikatı Sorgu Safhasında Kaçak İşlerinde Sermayedar, İskende- run Ermeni Zenginlerinden Karakindir Mersindeki milyonluk döviz kaçak çılığı hakkında verdiğimiz haberler, memleketin her tarafında olduğu gibi Mersinde de büyük bir alâka uyandır mıştır. İsmi geçen şahısların Mersin. de bulunması bu alâkaya kuvvet ve- ren bir sebeptir. Dün döviz kaçakçılığına dair Ada. na muhabirimizden şu telgrafı aldık: Adana, 31 (Tan muhabirinden) — Burada yaptığım tahkikat, cenuptaki döviz kaçakçılığı hakkında verdiği - niz haberleri teyit etmiştir. İsimlerini ortaya koyduğunuz şebeke, iki yıldır döviz işlerinde rol oymyordu. Altın kaçakçılığı ile de ayni ölçüde alâka- si vardır. Vaziyeti Mersin Gümrük başmü- dürlüğüne Vakıflar tahsildarı Kud - dus ihbar otmiştir. Bunun üzerine tahkikat derinleştirildi ve iş mahke- meye aksetti. na niyet sahipleri iyice bellemişler (Devamı 10 uncuda) Mahkemeye verilen şebekenin suçlularından Ratip Göşe Şebekenin elebaşısı Ottavya Braz: (Devamı 10 uncuda) mir parmaklıklarla beraber | duvarın taşlarını da almış ve | satmıştır. Ayni zamanda da binanın bahçesindeki o vak- tiyle Avrupadan getirtilen | kıymetli gül fidanlarını ve | bütün ağaçları sökerek evine | götürmüştür. Mülli Emlâk İdaresi, müte- ahhitten, kaldırdığı enkaz ve ağaçlar için 3600 lira kadar bir para istiyordu. Mahkeme, ehli vukufa tetkikat yaptır. mış ve hakiki miktarı tesbit ettirdikten sonra da şahitleri dinlemiştir. Şahitler, müte- ahhit B. Hikmetin ağaçları öktürdüğünü — söylemişler- dir. Mahkeme Reisi B. İsmail Hakkı, bu celsede şahitleri dinledikten sonra hazine &- vukatlarına, müteahhide ye- inin teklif edip etmediklerini sordu. Avukatlar, Maliye Vekâleti ile temas ettikten sonra bu suale cevap verebileceklerini söylediler. Muhakeme, bu- nun için bşka bir güne bıra- « kıldı. * Davaya mevzu olan hâdi- se, yolsuz işler hakkındaki neşriyatımız sırasında dik- kati celbettiğimiz mesele- İR. İ| teri Şükrü Kaya, Adliye Vekili Şük- Hariciye Vekili Şehrimizde Aras çarşamba günü Kahireye gidiyor Ankara, 2 (Tan muhabirinden) — Hariciye Vekilimiz doktor Tevfik Rüştü Aras, Mısıra gitmek Üzere bu akşam Ankaradan hareket etti, Vekil, istasyonda reisicümhür nümuna ya- ver Şükrü, Başvekil B. Celâl Bayar, Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekre fik Amir Kocamaz, Türkofis ikinci reislerinden Nihat Odabaşıoğlü, Diş Bakanlık memurlarından Seyfullah Esin ile Ekonomi Bakanlığı memur- larından Cevat refaket etmektedir- ler. | Vekil, İstanbulda birkaç gün kala rü Saracoğlu, sefirler, kor diplomatik | ak» Sarsamba günü Daçya vapürile hükümet ve hariciye ileri gelenleri | İskenderiyeye hareket edecektir. tarafından uğurlandı: Bu seyahatte vekille beraber Kak. Hariciye Vekilimize Misir seyaha- | reye gidecek olan Mısırın Ankara ses tinde emniyet işleri Genel direktörü | firi Mehmet Elcezairli Pazartesi günü Şükrü Sökmensüer, Dış Bakanlık bi | Ankaradan hareket edecek ve Hariçj rinci daire relsi Cevat Açıkalın, Dış| ye Vekilimize İstanbulda mülâki o. bakanlık hususi kalem direktörü Re-| lacaktır. ma BOĞAZ BOĞAZA: İspanya Harbinin ' Hakiki Hikâyesi Telgraflar bize İspanya harbinin bütün fetaatini anlatmiya kâfi değildir. İspanya harbi, yirminci asır harbinin küçük milk. yasta bir provasından başka bir şey değildir. Fazla olarak burada peni içinde çarpışan bir milletin emsalsiz kahramanlıkları ir, ME Bir buçuk senedenberi devam eden bu cehennemi size, bu cehennemin içinde yaşamış bir İspanyol muharririnin ağzından nakledeceğiz. Bu muharrir tâ başlangıçtanberğ bir avuç arkadaşile cepheye giderek dövüşe karışmış, har. bin bütün felâketlerini bizzat yaşamıştır. Dönüşte yazdı. ğı eser bütün dünya dillerine tercüme edilmiştir. Ve Mu. harriri İspanyanın en meşhur edip ve şairlerinden biridir. Eser baştanbaşa dram, heyecan, macera ve hikâyelerle dolu” ğ dur. Hayatı harp içinde geçmiş Türk okuyucusu, İspanya harbis © in kahramanlıklar dolu safhalarını hakiki romandan daha heye: 7 canlı birer roman gibi okuyacaktır. 3 Salı Günü Neşre Başlıyoruz.