3 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EKONOMİ ANKARA BORSASI AÇILIRKEN : 3-4-938 ŞEYH ŞAMİIL “ YAZAN: ZİYA ŞAKİR <LNoz; YA a “SŞeyh Mansuru Yakala ve Derhal Buraya Getir!,, B vâsıl olabilmek için Üşür- İmanın hayalinde tasarlaâığı Irîıaşukîi- Trane bir plân da olabilirdi. lî'akat muhitin bir (halâskâr) a | tiyacı vardı ki; bu sözleri dinli- en ülema derhal vaziyeti müza- €reye giriştiler. ü Şu halde, bir hadisi şerifte zik dilen (Mansur), budur. ODADA: NWA P. Kabzımallar Işinde Yeni Bir Ihtilâf Çıktı Kabzımalların komisyoncu olup ol madıkları hakkında Ticaret Odasın- ca yapılan ve Maliye Vekâletine gön derilen tetkik raporu üzerine Vekâ- let, bunların kabzımal ve toptancı olduklarına karar vererek o yolda vergiye tâbi tutulmalarını bildirmiş tir. Halbuki, bir maliye şubesi, kâb- zımalların muamelelerini tetkik et- miş ve bunlardan birine gelen mal- lar arasında perakende bir cins ma- lın da bulunduğunu ve satıldığı tes- ÂhAb..60 H Ankara Borsası, evvelki gün merasimle açıldı. Bu resimde, Maliye Veki- Diye, Üşürmanın sözlerini der- bit edilmiştir. Bunun Üzerine, limizi Borsa salonl kurdelesini keserken görüyoruz.. kabul ettiler. son karara Trağmen, kabzımalların — Mademki, risaletpenah & perakende işler de yaptıkları öne sü BORSALARDA : GÜNLÜK PIYASA Piyasamıza getirilen beyaz taze ve geçen senenin beyaz peynirlerinin sto ku artmaktadır. En son satılan parti- lerde tam yağlı beyaz peynirlerin ki- e.ndimizin emirleri bu merkezde- l Şı_ı halde, derhal meydana ık. Biz de seninle beraberiz. rülerek ona göre vergi mükellefiye- tine tâbi olmaları lüzüumunda ısrar e- dilmiştir. Kabzımallar, bu vaziyet karşısın- da dün, yeniden Ticaret Odasına mü racaat etmişler, toplu olarak gelen bir malın arasında bir kalem pera- Ziraat Bankası Buğday Satışına Devam Ediyor Dün Ziraat Bankasının yumuşak bi Üşürman; o günden İitibaren (Mansur) oldu. Muhakkak olan bir şey varsa Dağistanlı mücahitlerin bir meydan toplantısı eyh Mansur, hakiki bir vatan- olduğunu gösteriyor.. A- teşli sözlerile halkın kalbine heye- Can serpiyordu... Artık onun. mu- itini saran halk kütlesi, günden Büne kuvvetleniyordu. Mansur, birdenbire yüksek bir “Mevki kazanmasına rağmen, kati- Yen şımarmıyordu ve halka hita- bederken; — Ben, cahilim. Size, ancak bu kadar söyliyebiliyorum. Eğer söz- lerimde şüphenizi celp eden bir nokta varsa... gidin.. ülemaya da- Diyordu. B u başlangıç, uzun sürmedi. | Kabileler arasında daha küvvetli rabitalar teessüs etti. Bu hâdise öyle bir zamana tesadüf et- mişti ki, Kafkas vali» umumisi Ge- neral Potemkin de artık istilâ pro- İesini tatbik için harekete geçme- ye teşebbüs eylemişti. ; : General Potemkin, bütün Kaf- asyada mebzülen kullandığı Er- meni casuslar — vastıasile (Man- îîj ün hareketlerini adım adım | SP etmekte idi. Cahil ve basit eheıîî:im olduğu için evvelâ ona Kat l;î vermemiş; bütün o- ei eşe_ üslerinin, kendiliğinden : ÜP gideceğini zannetmişti. Fa- dît “Bdağ_km bir zaman geçme- tinn’bğ-lâ müphem ve silik şahsiye- varlkk t;nbu'e ehemmiyetli bir şkil ederek kendisine îîevnî : uğ;::meî; artık onun nü- ai m“ne bir darbe indir- t , MN geldiğine hükmet- miş.. maiyetindeki en cesur ku- mandanlardan (Miralay Piyeri) çağırarak: AŞ £ — Git. (Şeyh la. Ellerini kouumı;; ğau'::' ya getir. y Emrini vermişi. Miralay Piyer; Tere ve Don Kazaklmndank;nğîmk güzide bir fırka ile, Şeyh Mansıî rTun köyü ve hareket Merkezi olan (Aldı) kariyesi üzerine ilerledi, Mansur bunu haber alir K derhal cihat bayrağını açt:hığğ:: disine inananları etrafına topladı. Bütün Çeçen ve Dağıstan kabile- lerine haber yollardı. Miralay Pi. lerine haber yolladı. Miralay P;. Piyeri, derhal kuvvetini ikiye a- yırdı. Bu kuvveten bir kısmını, (Aldı) köyüne yolladı. Bu kuv- vet, — Çeçenlerin harp usulleri veçhile tamamen tahliye ettikleri bomboş köyü — yakıp yıkarken; kendisi de diğer büyük kuvvetin başına geçerek, Şeyh Mansurla bir ormanın kenarında karşılaştı. Çeçenler; mahirane bir manev- ra ile, miralay Piyerinin kuvvet- lerini orman içine çektiler. Müthiş telefat verdirdiler. Kumandan, ya- kasını Çeçenlerin elinden kur- tzîramıyacağmı anladı. (Aldı) kö- yüne gönderdiği kuvveti de celp ederek kendini toparlamıya calısş- tı. Lâkin Şeyh Mansur, derhal bu kuvvetin de etrafını — kuşatti. Böylece ağına düşürdüğü o güzi- de Kazakları parça parça imhaya başladı. Başta fırka kumandanı mira- lay Piyeri olduğu halde yedi za- bit katledildi. (600 ü mütecaviz) Kazak neferi, kılıçtan geçirildi. Ge ri kalan Kazakların da silâhları a- lınarak bir sürü halinde Çeçenis- tanın içlerine gönderildi. Bu kanlı badireden, ancak bir- kaç kişi kaçip kurtulabilmişti. Hat- tâ bunlardan biri de, Çar ordusun- da zabitlik eden Gürcüstan prens- lerinden (Bagratyon) du. (1) eyh Mansur, — açtığı cihat bayrağının bu ilk muvaf- fakıyetini, daha büyük bir zafer- le tetviç etmek istedi. Hemen o hız- la, (Kızılyar) kalesinin üzerine hü cum etti. Mansurun muvalfakıye- tini haber alır almaz, silâhlarile koşup gelen birçok kimseler de buü hücuma iştirak etmişlerdi. Şeyh Mansur, bu hareketile bü- yük bir hataya kapiılıvermişti. Çünkü, (Kızılyar), (Kafkas Ka- zak hattı) nşn en müstahkem bir mevkii idi. Birçok bataryalardan mürekkep toplar, ve en muntazam alaylarla muhafaza edilen böyle bir mevkie, henüz intizam ve in- zibat altına alınmamış bir kuvvet- le atılmak hiç şüphesiz ki fayda- , hi bir netice veremezdi. Mansur; az kalsın, bu hatasının cezasını çekecekti. Fakat, Kızılyar kalesi ile bataklık arasında kendi- sini sıkıştıran Kazak fırkasına kar şı büyük bir sükünetle — lâkin, bir hayli güçlükle — mukabele et- tikten sonra, ilk hamlede zaptet- tiği î)ir Rus istihkâmını da terke- derek geri çekilmek mecburiyetini hisseyledi. Bu muvaffakıyetsizlik, Mansuru yıldırmadı. Çeçen dağlarına çeki- lir çekilmez, tekrar cihat hakkın- da vaızlara başladı vev başına yeni kuvvetler topladı. Açtığı bayra- ğın talihini — bir daha tecrübeye kalktı. Bu sefer, hücum noktasını de- ğiştirdi. Evvelâ Kazak hattının yi- ne müstahkem bir mevkiine atıl- dıktan sonra, birdenbire sağa dö- nerek Kızılyar üzerine şiddetli bir baskına girişti. Cüretkârane bir ta- arruzla istihkâmların arasına ka- dar girerek kalenin haricindeki ev- leri, bağları, bahçeleri kâmilen tah- Tip etti. Fakat bu sefer de munta- Zzam asker kuvvetlerinin son dere- ce şiddetle gösterdikleri mukabe- leye mukavemet edemedi. Tekrar Beri çekildi. Bu ikinci cihat dal- Bası da böylece boşuna gitmişti. ——— (1) Bu adam sonraları (Gene- Tal) rütbesini ihraz etmiş, ve Rus generalleri arasında, iktidarile te- Mayüz eylemişti. Nihayet, (Bodi- n0o) muharebesinde aldığı ağır bir yaradan vefat etmiştir. afkas valii umumisi general Potemkin, bu ikinci darbe- den Mansurun herhalde sersemle- miş olduğunu zannederek, ona son darbeyi indirmek üzere (Miralay Nacel) kumandasında bir fırka gön derdi. Bu fırka, dört tabur nişan- cı piyade, iki bölük nizamiye sü- vari; Mozdok, Don, Terek, Greben Kazaklarının çıkardıkları yüzer ki şilik birer süvari bölüğü, beş ba- tarya cebel topundan ibaretti. Şeyh Mansur, bu kuvvetin gel- diğini haber alır almaz, derhal Da- ğıstanlılara, Komuklara, Kabartay lara haberler gönderdi. Bütün bu cengâver kütlesi, 1785 senesi teşrinisani ayının 2nci günü (Terek) sahilinde (Tatartop) mev- kiinde, (miralay Nacel) in kıtasile karşı karşıya geldi. (Devamı var) mesini istemişlerdir. Tiftikçiler Birliği İçin görüşmelerine devam ediyorlar. kende malın da bulunabileceğini ile-| $ ri sürerek bu meselenin tetkik edil- Şehrimizde bir tiftik birliği kuru- lacağına dair verdiğimiz haberler a- lâkadarların nazarı dikkatini celbet- miş ve birlik kurmak istiyenlerle te- masa geçilmiştir. Son günlerde bir- Hiğin bir şirket mahiyetinde telâkki edilerek sermaye koymak suretiyle meydana getirilmesi cihetine gidildi- ği anlaşılmıştır. Bunun üzerine bir- lik kurmak için yapılan teşebbüsler tavsamış ve tüccarların bazıları bu işten vazgeçmişlerdir. Yalnız birkaç müteşebbis, hâlâ birlik etrafındaki 'leri ayıplarlar. Yalnız yatı Şi ÖĞÜT Pilâvla Ekme_k Yenmez olan, 100 grami albü- Dalma âdet ol , pllâv yenir. Evlerde bu âdete rliayet etmiyen- mektepleri bu âdetten müstesnadır. Oralarda, ço- cük ekmekle yenlilen ötek| yemeklerle doymayıp ta, pilâvı da ekmeksiz yediğiİ halde yine doymıyacağını aklı keser ve kendine verilen kten de © vakit, âdetl de, ayıbı da unutur, pilâvı ekmekle yiyerek karnını doyurmıya çalışır. Adetlerin sebepleri her vakıt anlaşıla- mazsa da bu âdetin sebebini bulmak pek güç değildir. Ekmekle pirinç aynl cinsten gıdalardandır da onun İçin bir arada yenmez. Buğday da pirinç te, kimyaca terkip- leri bakımından en ziyade İdrokarbon- lu yani hazmedilince şeker olacak mad deler verirler. Buğday tanesinde şeker olacak maddenin yüzde nispetl yetmişe pek yakındır, pirinçte yüzde seksen nis- pete kadar çıkar. Buna karşılık albümin nispeti Ikisinde de azdır. Buğday tane - lerinin sert olanlarında albümin biraz mini pirinçte bulmak İçin Insanın gün- de 1400 gram pirinç yemesi lâzımgelir ki, bu kadarını en meşhur plilâvcılar bi- le yiyemezler. Hem de bu kadar pirin- cin vereceği 1080 gram İdrokarbon İn- sana tahammülünden fazla şeker ge - tirir. Yalnız şeker İhtiyacını düşünerek günde 550 gramlık pirinçten pilâv yese © vakit albümin 39 gram, lüzumundan pek az olur. Ekmeğin de, yapıldığı buğdayın cin- sinden başka, esmerliğine ve beyazlığına, kabuğuna ve içine göre terkibi hayllca değişir. Meselâ beyaz francelânın tek - milinde albümin yüzde sekiz olduğu hal- de kabuğunda 19 içinde yedi olur. Ami- dön tekmilinde 18, kabuğunda 62,5, Için de 45,5. Şeker tekmilinde 4, kabuğunda 5, içinde 4 (hep yuvarlak pla). Za - losu 40, yarım yağlılar 23-24, yağsız- lar 18-19 kuruş arasında verilmiştir. Yağlı kaşerler 50-55, yağsızlar 45 ku- ruştur. * Edremit, Bürhaniye, Ayvalık, Gem- lik zeytinyağlarından hemen her gün piyasaya getirilmektedir. Yerinde fi- yatlar düşüktür. Piyasamızda ekstra - lar 45, birinci yemeklik 42-43. sabun- luk yağlar ise 34-35 kuruşa verilmiş- tir. * Marttan, martın sonuna kadar piya samıza İtalya limonu getirilmemiştir. Yalnız TPrablustan iki parti limon gel miştir. 504 tanelik sandıkların adedi 680-71İ0 kuruşa satılmıştır. Yerli li- monlarımızın 360 tanelik sandığı da 525 kuruşa verilmektedir. / ZİRAAT: Tütüncülerin Zararlarını Önlemek İIçin Aydın, (TAN) — Ege bölgesinde evvelce yılda 20 — 25 milyon kilo tütün yetişirken bu sene 40 milyon kilodan fazla tütün yetiştirilmiş, hep si de satılmıştır. Buna rağmen haki- ki tütüncülerin bir dilekleri vardır. Bunlar diyorlar ki: Tütün, bir aile ziraatidir. Tarlası olan ve tütüncülüğü kendine meslek tutan çiftçi, aile efradının adedine göre başaracağı kadar tütün ekmeli, bunu hem ucuza mal etmeli, hem de iyi yetiştirmeli. O suretle ki alıcıları peşinde koşturmalıdır. Halbuki işler böyle gitmiyor. Memur, tüccar, hulâ sa aklına esen bir tarla tutuyor, ücret le veya ortak usulü ile ektiriyor, hem de çok miktarda istihsal masra- fı yükseliyor, tütün de matlüp evsaf ta olmuyor, fiyat düşüyor. Tabii bun dan zarar ediyor. Fakat piyasanın ten hepsinde pek az olan yağ nispetl bi- le kabuğuna ve İçine göre değişir. Her- halde fr ğu Insanı İçindi daha İyi besler. Esmer ekmeğe gell; ennü' isindeki daha fazla olduğundan sert buğdaylar daha makbul sayılır. Fakat hepsinde or. talama hesapla yüzde on İki nispette bu- Tunur. Pirinçte onun yarısı kadar, yüz- de altı, yedi albümin olur. Yağ nispetl- ne gelince, İkisinde pek ehemmiyetsizdir. Buğday öğütülür, un olur, sonra un- dan ekmek yapılır. Pllâv da yağla karı- şır pişer, pllâv olur. O nispetler tabii pek çok değişir. Hele pilâvın İçine konulan yağın tereyağı yahut vejetalin yağı ol- masına göre nispetler büsbütün karışır. Pilâv etli, nohutlu, bezelyeli, yoğurtlu olunca artık onun kimyaca terkibinin içinden çıkılamaz. Onun için pilâvın ve- receği kaloriyi Mmerak edenler ancak pilâvın pirincini hesaplıyabilirler. Onun yüz gramı aşağı yukarı 350 kalori verir, Bu kadar kalorl ekmeğin vereb ği İn nispetini ne buğday ununa toz toprak karıştıran fabrikacı, ne de hamur yapmak İçin su koyanı, sonra da az çok şiddetli ateşte, az çok pişirici fı- rincı bilir. Onun İçin yüz gram ekme- ğin vereceği kalori 280 ile 266 arasın- da olur. İnsan yalnız ekmekle de Iyi beslene- mez. Vâkıa 100 gram âalbümin bulmak için günde 1400 gram ekmek yiyecek babayiğitler çıkarsa da vücude lüzumlu yağı bulmak için ekmeğin içerisine zeytinyağı doldurmıya herhalde daya- namaz. Buğdayın en çok k ğ da yani kepeğinde kaldığı için, bir za- mandanberi, kepekli ve büsbütün esmer ekmek yemenin iyi olduğunu, hem de bu türlü ekmeğin devamlı İnkıbaza karşı kalorinin bir buçuk misli, patatesten alı- nabilecek kalorinin Üç misildir. Demek Üçünün arasında yalnız kalori bakımın- dan pirinç İnsanı en çok besliyen gıda « dır. Bununla beraber Insan sade pirinçle doğru dürüst beslenemez. Bir kere yağı yok gibidir. Haydi onu pilâvın yağı ta- mamlar, diyelim. Fakat bir aünde, biraz Hâç olacağ söyliy © çoktur. Vâkıa kepek çokça su çektiği ve karında ekşi- liğe sebep olduğu İçin devamlı İnkıba- za yer bırakmaz. Fakat, birkaç defa söy- tediğim “ve ekmek Bt asit aminelerden dolayı, Buid,ıydın çı- kan kepeği hayvanların payına bıraka- rak beyaz fr yı et kızar suyuna banarak, etle birlikte yemek ter- cih edilmelidir. düşmesinden, hakiki tütüncüler de zarar görüyor. ş Meselâ Aydın ilinde 935 te 30 bin kilo tütün yetiştirilmişken 937 de 234 bin küsur kilo tütün alınmış, bunlar 62,48 — 65,5 kuruştan satıl- mıştır. Bu da tütün ziraatinin yalnız ehline bırakılmadığına bir delildir. Tütün ekimi, hakiki tütüncülere hasredilmelidir. TOKATTA : Tokadın Yeni Bütçesi Tokat, (TAN) — Vilâyet Umumi Meeclisi içtimalarına son verecek 938 yılı bütçesini fevkalâde ve adi kısım- lardan mürekkep ve (715603) lira ola rak kabul etmiştir. Bundan (75036) lira hususi muha- sebe işlerine, (32996) lira nafiaya, (161166) lira kültüre, (17320) lira zi- raat ve baytara, (44212) lira sıhhat ve hayır işlerine, (109460) lira da müşterek Ve muhtelif masarife ayrıl- mıştır. " Daimi encümene Hüseyin Lâtif oğ- lu (Tokat)), Tahir (Erbaa), Sıtkı Eken (Zile), İbrahim İnan (Reşadiye seçil- mişlerdir. buğdayları 5,28 ve sert buğdayları | 5,20 kuruştan satılmıştır. ” Tüccar malları ise yumuşak 5,33 ve sert 5,30 — kuruşa verilmiştir. Anadolu arpala- rı 4,04 kuruştur. Sarı mısırlar 4,33— 4,37,5 kuruştan ve beyaz mısırlar 4 — | kuruştan satılmıştır. Kuşyemi 7,20, | kaba nohut 7,25, susam 16,20 — 17, | içfindik 33,20 — 33,25, kızıl yapak —— Anadolu kilosu 59 kuruştan satılmış ı tır. Satışlar, umumiyetle isteklidir. Hayvan Borsasında Hayvan borsasına getirilerek satı- — | lan kasaplık hayvanların miktarı — 315 beyaz karaman, 322 kıvırcik, 1354 süt kuzusu, ile büyük baş hay- vanlardan 22 şark öküzü, 96 öküz, 6 inek, 16 dana, 12 manda ile dört ma laktır. Bu hayvanlar mezbahaya gönderilmiştir. SANAYİ : üy Nazilli Fabrikası — Gittikçe Büyüyor —— Nazilli, (TAN) — Bir amele ekibi ile çalışmakta olan basma fabrikası- nın birçok kısımlarında iki ekip ile — faaliyete başlanılmıştır. Üç ekip ile — çalışmıya başlanılacağı günler de ya kın görülüyor. Çünkü fabrikanın yazlık ve pazen basmallrı her taraf- ta çok rağbet görmüştür. Fabrikaya ait olarak 16 ailelik dört memur apartımanı ve 800 — işçi « — için ayrıca iki apartıman inşası bit- — miştir. Fabrikanın buzhanesi günde —— bir ton buz yapmaktadır. Amerika- —— dan bir sinema makinesi getirtilmiş tir. Fabrika tamirhanesi her türlü tamirleri, hattâ bütün makineleri yeniden yapabilecek bir mükemmeli yet kazanmıştır. y Önümüzdeki mahsul yılında fabri — kanın pamuk ihtiyacını doğrudan — | doğruya müstahsilden alacağı ve 1s- — | lâh istasyonunda çıkrıktan geçirte- — ceği umulmaktadır. Bu sayede müs- — tahsil daha çok faydalanmış olacak- tır. ' BORSA 2—4 — 1938 ÇEKLER Açılış — Kapanış Pâris 25,7659 — 25,7659 New-York 0,790650 — 0,790650 Milâno 15,0238 — 15,0238 Brüksel 4,6819 4,6819 Atina 87,0225 — 87,0225 Cenevre 8,4480 3,4480 Sofya 63,6050 — 638,6050 Amsterdam — 14278 14278 Prag 22,64 22,64 Madrid 12,7388 — 12,7388 Berlin 1.9689 1.9689 Varşova 4,1894 4,1894 Budapeşte 8,98 3,98 Bükreş 106,21 106,21 Belgrad 34,4235 — 34,4235 Yokohama 2,7356 2,73856 Stokholm 3,0896 8,0896 Londra 6277— — 627,— Moskova 2386 23,86

Bu sayıdan diğer sayfalar: