e PA : B u sözler, maksada kolayca : vâsıl olabilmek için Üşür- anın hayalinde tasarladığı mahi- bir plân da olabilirdi. Fakat muhitin bir (halâskâr) tiyacı vardı ki; bu sözleri dinli- i en ülema derhal vaziyeti müza- kereye giriştiler. — Şu halde, bir hadisi şerifte zik dilen (Mansur), budur, Diye, Uşürmanın sözlerini der- l kabul ettiler. Mademki, o risaletpenah © İ 'endimizin emirleri bu merkezde « Şu halde, derhal meydana çık. Biz de seninle beraberiz. Dediler, | Üsürman; o günden itibaren | (Mansur) oldu. S Mukakkak olan bir şey varsa yh Mansur, hakiki bir vatan olduğunu gösteriyor. A- sözlerile halkın kalbine heye- ân serpiyordu... Artık onun mu- ilini saran halk kütlesi, günden ine kuvvetleniyordu. Mansur, birdenbire yüksek bir mevki kazanmasına rağmen, kati- nh şımarmıyordu ve halka hita- bederken; diğ — Ben, cahilim. Size, ancak bu kadar söyliyebiliyorum. Eğer söz- lerimde şüphenizi celp eden bir nokta varsa... gidin. ülemaya da- u başlangıç, uzun sürmedi. Kabileler urasında daha B takip etmekte idi . Cahil ve basit bir adam olduğu için içn ona ehemmiyet vermemiş; bütün 0- ii » teşebbüslerinin, kendiliğinden a gideceğini zannetmişti. Fa- de kısa bir zaman geçme- bu müphem ve silik şahsiye- Sn Birdenbire © ehemmiyetli bir imukade kil ederek kendisine e des veli) ünvanı verildiğini uz ve ku ; artık onun nü mek mrçestine bir darbe indir- *X zamanının geldiğine hükmet- miş. maiyetindeli en cesur ku- danla: ananardan (Miralay Piyeri) yi — Git. (Şeyh Manş la. Ellerini kolların, sail eca ya getir, Emrini vermişi, Miralay Piyer; Terek, ve Don Kazaklarından iin güzide bir fırka ile, Şeyh e run köyü ve hareket merkezi (Aldı) kariyesi üzerine an Mansur bunu haber alır ilmine derhal cihat bayrağını açtı, Ken. disine inananları etrafına topj Bütün Çeçen ve Dağıstan kabile. lerine haber yollardı. Miralay Pi. lerine haber yolladı. Miralay Pi- Piyeri, derhal kuvvetini ikiye a- yırdı. Bu kuvveten bir kısmını, (Aldı) köyüne yolladı. Bu kuv- vet, — Çeçenlerin harp usulleri veçhile tamamen tahliye ettikleri bomboş köyü — yakıp yıkarken; kendisi de diğer büyük kuvvetin başına geçerek, Şeyh Mansurla bir ormanın kenarında karşılaştı. Çeçenler; mahirane bir manev- ra ile, miralay Piyerinin kuvvet- lerini orman içine çektiler, Müthiş telefat verdirdiler, Kumandan, ya- kasını Çeçenlerin elinden kur- tarsmıyacağını anladı. (Aldı) kö- yüne gönderdiği kuvveti de celp ederek kendini toparlamıya calıs- - No: 19 — “Şeyh Mansuru Yakala ve Derhal Buraya Getir!,, Dağistanlı mücahitlerin tı. Lâkin Şeyh Mansur, derhal bu kuvvetin de etrafını (o kuşattı. Böylece ağına düşürdüğü o güzi- de Kazakları parça parça imhaya başladı. Başta fırka kumandanı mlra- lay Piyeri olduğu halde yedi za- bit katledildi. (600 ü mütecaviz) Kazak neferi, kılıçtan geçirildi. Ge ri kalan Kazakların da silâhları a- lnarak bir sürü halinde Çeçenis- tanın içlerine gönderildi. Bu kanlı badireden, ancak bir- kaç kişi kaçıp kurtulabilmişti, Hat- tâ bunlardan biri de, Çar ordusun- da zabitlik eden Gürcüstan prens- lerinden (Bagratyon) du. (1) eyh Mansur, açtığı cihat bayrağının bu ilk muvaf- fakıyetini, daha büyük bir zafer- le tetviç etmek İstedi. Hemen o hız- la, (Kızılyar) kalesinin üzerine hü cum etti. Mansurun muvaifakıyo- tini haber alır almaz, silâhlarile koşup gelen birçok kimseler de bu hücuma iştirak etmişlerdi. Şeyh Mansur, bu hareketile bü- yük bir hataya kapılıvermişti. Çünkü, (Kızılyar), (Kafkas Ka- zak hattı) nşn en müstahkem bir mevkil idi. Birçok bataryalardan mürekkep toplar, ve en muntazam alaylarla muhafaza edilen böyle bir mevkie, henüz intizam ve in- zibat altına alınmamış bir kuvvet- le atılmak hiç şüphesiz ki fayda- lı bir netice veremezdi. Mansur; az Kalsın, bu hatasının cezasını çekecekti. Fakat, Kızılyar kalesi ile bataklık arasında kendi- sini sıkıştıran Kazak fırkasına kar şı büyük bir siükünetle — lâkin, bir bayli güçlükle — mukabele ct- tikten sonra, ilk hamlede zaptet- tiği bir Rus istihkâmim da terke- derek geri çekilmek mecburiyetini hisseyledi. Bu muvaffakıyotsizlik, Mansuru yıldırmadı. Çeçen dağlarına çeki- lir çekilmez, tekrar cihat hakkın- da vaızlara başladı vev başına yeni kuvvetler topladı. Açtığı bayra- ğın talihini (o bir daba tecrübeye kalktı. Bu sefer, hücum noktasını de- diştirdi. Evvelâ Kazak hattının yi- ne müstahkem bir mevkiine atıl dıktan sonra, birdenbire sağa dö- merek Kızılyar üzerine şiddetli bir baskına girişti. Cüretkârane bir ta- arruzla istihkâmların arasına ka- dar girerek kalenin haricindeki ev- leri, bağları, bahçeleri kârnilen tah Tip etti. Fakat bu sefer de munta- Zam asker kuvvetlerinin son dere- €e şiddetle gösterdikleri mukabo- leye mukavemet edemedi. Tekrar geri çekildi. Bu ikinci cihat dal Kası da böylece boşuna gitmişti. ————— (1) Bu adam sonraları (Gene- ral) rütbesini ihraz etmiş, ve Rus generalleri arasında, iktidarile te- mayüz eylemişti. Nihayet, (Bodi- mo) muharebesinde aldığı ağır bir yaradan vefat etmistir. İİ bir meydan toplantısı afkas vali umumisi general Patemkin, bu ikinci darbe- den Mansurun herhalde sersemle- miş olduğunu zannederek, ona son darbeyi indirmek üzere (Miralay Nacel) kumandasında bir fırka gön derdi. Bu fırka, dört tabur nişan- cı piyade, iki bölük nizamiye sü- vari; Mozdok, Don, Terek, Greben Kazaklarının çıkardıkları yüzer ki şilik birer süvari bölüğü, beş bü- tarya cebel topundan ibaretti, Şeyh Mansur, bu kuvvetin gel diğini haber alır almaz, derhal Da- ğıstanlılara, Komuklara, Kabartay lara haberler gönderdi. Bütün bu cengâver kütlesi, 1785 | senesi teşrinisani ayının Znci günü (Terek) sahilinde (Tatartop) mev kiinde, (miralay Nacel) in kıtasile karşı karşiya geldi. (Devamı var) ODADA: Kabzımallar İşinde Yeni Bir Ihtilâf Çıktı Kabzımalların komisyoncu olup ol madıkları hakkında Ticaret Odasın- yapılan ve Maliye Vekâletine gön derilen tetkik raporu üzerine Vekâ- let, bünların kabzımal ve toptancı olduklarına karar vererek o yolda vergiye tâbi tutulmalarını bildirmiş tir. Halbuki, bir maliye şubesi, kab- zımalların muamelelerini tetkik et- miş ve bunlardan birine gelen mal- lar arasında perakende bir cins ma- lin da bulunduğunu ve satıldığı tes- bit edilmiştir. Bunun Üzerine, son karara rağmen, kabzımalların perakende işler de yaptıkları öne sü rülerek ona göre vergi mükellefiye- tine tâbi olmaları lüzumunda ısrar €- dilmiştir. | Kabzımallar, bu vaziyet karşısın. da dün, yeniden Ticaret Odasına mü racaat etmişler, toplu olarak gelen bir malın arasında bir kalem pera- İkende malın da bulunabileceğini ile- ri sürerek bu meselenin tetkik edil- mesini istemişlerdir. Tiftikçiler Birliği İçin Şehrimizde bir tiftik birliği kuru- lacağına dair verdiğimiz haberler â#- lâkadarların nazarı dikkatini celbet- miş ve birlik kurmak istiyenlerle te- masa geçilmiştir. Son günlerde bir- liğin bir şirket mahiyetinde telâkki edilerek sermaye koymak suretiyle meydana getirilmesi cihâtine gidildi- ği anlaşılmıştır. Bunun üzerine bir- lik kurmak için yapılan teşebbüsler taysamiş ve tüccarların beziları bu işten vazgeçmişlerdir. Yalnız birkaç müteşebbis, hâlâ birlik etrafındaki İ görüşmelerine devam ediyorlar. Pilâvla Ekmek Yenmez Dalma âdet olmuştur, pilâv ekmeksiz yenir. Evlerde bu Adete rlayet etmiyen- “leri ayıplarlar. Yalnız yatı mektepleri bu Adetten müstesnadır. Oralarda, g0- suk ekmekle yenilen öteki yemeklerin doymayıp ta, pilâyı da ekmeksiz yediği halda yine deymıy: kendine verile vakit, #deti de, ay ekmekle yiyerek karnını döyurmıya ga Adetlerin sebepleri her vakıt anlaşıla- mazsa du bu idetin sebebini bulmak pek güş değildir. Ekmekle pirinç eyni sinsten gıdalardandır da onun İçin bir arada yenmez, Buğday da pirinç te, kimyasa terkip- leri bakımını N lu yani hazma: şeker olucak mad Buğday tanesinde şeker ana karşılık albümin nispeti İkisinde de azdır. Buğday tane - | lerinin sert olanlarında albümin biraz daha fazla olduğundan sert buğdaylar İ daha maktul sayılır. Fakat hepsinde or- talama hesapla yözde on Iki nispette bu- lunur, Pirinçte onun yarısı kadar. yüz- de altı, yedi atbümin olur. Yağ rispeti- ne gelince, ikisinde pek #hemmiyetsizdir. Buğday öğütülür, un olur, sonra wn- lâv da yağla karı- masına göre nlspetler büsbütün karışır. Pilâv etli, nohutlu, bezelyeli, yoğurtla olunca içinden #eceği kaloriyi m pilâvın pirincin! hasap'ıyabilirler. Onun yüz gramı aşağı yukarı 380 kalori verir. Bu kadar kalori ekmeğin verebileceği kalorinin bir buçuk misli, patatesten atı. nabilecek kalorinin üç mislidir. Derek üşünün arasında yalnız kalori bakımın. dan pirinç insanı en çok besliyen gida - dır. Bununla baraber Insan sade pirinçle doğru dürüst beslenemez. Bir kare yağı yek gibidir. Haydi onu pilâvın yağı ta- mamlar, diyelim. Fakat bir dünde, biraz fazlasile üzüm! mini pirinçte de 1400 gram pirinç Yemesi iâzı kl, bu kadarını en meşhur pilâvci ie yiyemezler, Hem bu kadar pirin- ein vereceği 1080 gram İdrokarbon In- sana tehammülünden fazla şeker ge - tirir, Yalnız şeker ihtiyasını düşünerek günde 550 gramlık pirinçten pilâv yese o vakit albümin 39 gram, iüzumundan pek az olur. Ekmeğin de, yapıldığı buğdayın ola- sinden başka, esmerliğine ve beyazlığına, kabuğuna ve Içine göre terkibi hayllca değişir. Meselâ beyaz francelânın tek » milinde albümin yüzde sekiz olduğu hal- de kabuğunda 19 içinde yedi olur. Ami- don tekmilinde 18, kabuğunda 62.5, için de 45,5. Şakar tekmilinde 4, kabuğunda $, Içinde 4 (hep yuvarlak hesapla). Za « er ekmeğe gelince, onun İçindeki maddelerin nispetini ne buğday ununa tez toprak karıştıran fabrikası, me de hamur yapmak İçin su koyanı, sonra da 8x çok şiddetli mteşte, ez çek pişirici fi. tiner Bilir. Onun “için yüz ram ekme ğin vereceği kalori 230 ile 266 arasin- da olur. Insan yaln EKONOMİ Ankara Rorsası, evvelki gün merasimle açıldı. Bu resimde, Maliye Veki- ANKARA BORSASI AÇILIRKEN : ARR AR | Lai mizi Borsa salonlarının kurdelesini keserken görüyoruz. m —— GÜNLÜK İŞE PIYASA Piyasamıza getirilen beyaz taze ve geçen senenin beyaz peynirlerinin sto ku ârtmaktadır. En son satılan parti- lerde tam yağlı beysz peynirlerin ki- losu 40, yarım yağlılar 23-24, yağmz- lar 18.19 kuruş srasında verilmiştir. Yağlı kaşerler 80-58, yağsızlar 45 ku- ruştur. Ziraat Bankası Buğday Satışına Devam Ediyor Dün Ziraat Bankasının yumuşak İbuğdayları 5,28 ve sert buğdayları İ6,20 kuruştan (satılmıştır. Tüccar malları ise yumuşak 5,33 ve sert 5,80 kuruşa verilmiştir. Anadolu arpala- ri 4,04 kuruştur. Sarı mısırlar 4,3ö— 4375 kuruştan ve beyaz mısırlar 4 kuruştan satılmıştır. Kuşyemi 7,20, kaba nohut 7,25, susam 16,20 —17, içfındık 33,20 — 33,25, kızıl yapak Anadolu kilosu 59 kuruştan satılmış tır, Satışlar, umumiyetle isteklidir. Hayvan Borsasında Hayvan borsasına getirilerek seti- | lan kasaplık hayvanların miktarı o | 315 beyaz karaman, 322 kıvrak, | 1354 süt kuzusu, ile büyük baş hay- | | vanlardan 22 şark öküzü, 96 öküz, 6 inek, 16 dana, 12 manda ile dört ma laktır. Bu hayvanlar mezbahsya aaşaneeeamemeeeeeea * Edremit, Bürhaniye, Ayvalık, Gem- ik zeytinyağlarından hemen her gün piyasaya getirilmektedir. Yerinde fi- yatlar düşüktür. Piyasamızda ekstra - lar 48, birinci yemeklik 42-48, sabu Yuk yağlar ise 34-33 kuruşa verilmiş- tir. * ce... Marttar, martın sonuna kadar piya samıza İtalya timonu getirilmemiştir. * ; Yalnız Beablüstan iki perti limon gel ; » İ $ miştir. 50$ tanelik sandıkların ededi 680-710 kuruşa, satılmıştır. Yerli li- maonlarımızın 380 tanelik sandığı da 525 kuruşa verilmektedir. saeeisesieaeeikekiikkkkkekeeeee ZİRAAT; Sanayi” > Tütüncülerin Nazilli Fabrikası | Zararlarını Gittikçe Büyüyor i Nazilli, (TAN) — Bir amele ekibi Önlemek Için ile çalışmakta olan basma fabrikası- Aydın, (TAN) — Ege bölgesinde) nın birçok kısımlarında iki ekip ile evvelce yılda 20 — 25 milyon £ kilo| faaliyete başlanılmıştır. Üç ekip ile tütün yetişirken bu sene 40 milyon | çalışmıya başlanılacajğı günler de ya kilodan fazla tütün yetiştirilmiş, hep | kın görülüyor. Çünkü fabrikanın. si de satılmıştır. Buna rağmen haki- | yazlık ve pazen basmallırı her taraf- ki tütüncülerin bir dilekleri vardır. | ta çok rağbet görmüştür. Bunlar diyorlar ki: Fabrikaya sit olarak 16 ailelik Tütün, bir aile ziraatidir. Tarlası İdört memur apartımanı ve 800 işçi olan ve tütüncülüğü kendine meslek | için ayrıca iki apartıman inşası bite tutan çiftçi, aile efradının adedine | miştir. Fabrikanın buzhanesi günde güre başaracağı kadar tütün ekmeli,|bir ton buz yapmaktadır. Amerika bunu hem ucuza mal etmeli, hem de!dan bir sinema makinesi getirtilmiş iyi yetiştirmeli. O suretle ki alıcıları İtir. Fabrika tamirhanesi her türlü peşinde koşturmalıdır. Halbuki işlerİtamirleri, hattâ bütün makineleri böyle gitmiyor. Memur, tüccar, hulâİyeniden yapabilecek bir mükemmeli sa aklına esen bir tarla tutuyor, ücret | yet kazanmıştır. le veya ortak usulü ile ektiriyor,| Önümüzdeki mahsul yılında fabri hem de çok miktarda istihsal masra-|kanın pamuk ihtiyacını doğrudan fı yükseliyor, tütün de matlüp evsaf İdoğruya müstahsilden alacağı ve 1 ta olmuyor, fiyat düşüyor. Tabii bun İlâh istasyonunda çıkrıktan geçirte- dan zarar ediyor. Fakat piyasanın |ceği umulmaktadır. Bu sayede müs düşmesinden, hakiki tütüncüler de| tahsil daha çok faydalanmış olacak- p tar. BORSA Meselâ Aydın ilinde 935 te 30 bin 2—4— 1058 kilo tütün yetiştirilmişken 937 de 234 bin küsur kilo tütün alınmış, bunlar 62,48 — 65,5 kuruştan satıl- mıştır. Bu da tütün 'ziraatinin yalnız mez. Vakia Için günde 1400 gram ekmek yiyecek iiltler çıkarsa da vülcüde Tüzumla yağı bulmak için ekmeğin içerisine zeytinyağı doldurmıya herhalde daya- ın albümini en çok kabuğun» da yani kepeğinde kaldığı içim, Bir ya- mandanberi, kepekli ve büsbütün esmer ekmek yemenin İyi olduğunu, hem de bu türlü ekmeğin devamlı inkıbaza kargı ilâç olacağını #öyliyenler çoktur. Vâkıa kepek gökça su çektiği ve karında ekşi- liğe sebep olduğu için devamlı inkıba- za yer bırakmaz. Fakat, birkaç defa söy. lediğim ve ekmekte bulamıyacağimız, cih edilmelidir. ehline bırakılmadığına bir delildir. ÇEKEN Tütün ekimi, hakiki tütüncülere yakl Birer Paris 2s,pasa 251659 : New-York 0,190850 — 0,790050 SORATEME, S Milâno 15,0238 18,0238 Tokadın Yeni Bütçesi ei 40819 4889 Tokat, (TAN) — Vilâyet Umumi Atina 870225 o 87,0925 Meclisi içtimalarına son verecek 938 Cenevre 3,4480 SABO yılı bütçesini fevkalâde ve adi kısım- | | “9 63,6050 630080 lardan mürekkep ve (715603) lira ola ği 1418 14218 rak kabul etmiştit. sam, ima Bundan (75036) lira hususi muha- | | 1“ 127308 1aseR sebe işlerine, (32906) lira nafiaya, ve 19089 1.0889 (461166) lira kültüre, (17320) Hira zi-) | pod 4,1004 ASM raat ve baytara, (44212) lira sıhhat DON şi 340 ve hayır işlerine, (109460) lirada Mz 10621 o 10021 müşterek ve muhtelif masarife ayrıl- 344235 344235 mıştır, 2,7356 Daimi encümene Hüseyin Lâtif oğ- Iu (Tokat)), Tahir (Erbaa), Sıtkı Eken (Zile), İbrahim İnan (Reşadiye seçil mişler rdir, v