19 Ocak 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

19 Ocak 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nasıl doğdu ? - Nasıl yaşadı? - Nasıl battı ? No. 16 — İKİNCİ KISIM — Yazan : Ziya Şakir Sadık Bey Fena Halde Şaşırmış, Afallamıştı Aman.. dikkat edelim, (Ga- lip) lere (Hüsnü muamele) göste - relim. Zinhar, Ittihatçılar gibi haşin davranmıyalım. Bılakıs, onların döstüklerim » Gibi, bir hayli tavsiyelerde bu- lunmayı da ihmal etmemişti. Bütün bu haller gösteriyordu ki; Padişah Vahdettin, hükümdar lığın istilzam ettiği (bitaraflık) si yasetini unutarak, memlekette bir nifak unsuru yaratmak için fırkacılık işine girişmişti. Ve; ba- şına geçtiği bu fırkaya da âdeta bir program mahiyetinde - olarak pu direktifi vermişti: — (Galip) lere, (Hüsnü muame- le)... Göıülüyor ki, (Hürriyet ve L tilâf Fırkasının sembolü) olan Sadık Bey, artık lüzumu kal mıyan bir (put) gibi, bir tarafa a. tıl AA Sadık Bey, eşkiya pususuna uğ- rayıpta çırçıplak kalan bir bezir - gâna benzemişti. Şu anda bütün varlığı, ve fırkacılığı;; elindeki üç kuruşluk bir (mühür) ün hamal- lığı derecesine inivermişti. Sadık Bey, fena halde şaşırmış - tı; afallamıştı. Ttilâf devletlerinin kuvvetleri Istanbula girerken; o da - tıpkı (Manav oğlu Nevres Bey) gibi - onlarla beraber girme diğine nedametler içinde kalmış; Yanında bulunan son bir iki ha- Tisine: — Geç kaldık., Elimizdeki nime. | ti, başkalarıma kaptirdık.. Şu karı: Oşıklı kgeçsin.. Herkes yerine yer « * leşsin.. Biz de, ondan sonra gide. lim., Istanbul halkı tarafmdan, şe Tefimizle mütenasip bir surette is. tikbal edilelim.. Bunca senedir, İt- tihatçılarla yaptığımız mücadele- nin mükâfatmı ğörelim; derken.. Bu felâkete uğradık.. (Dimyata pi Tince gidelim) derken, evdeki bul- Bgurdan olduk, diye, dövünerek; kendinden şikâyetlere başlamıştı. adik Beyin bu şekle girme- sini., ve kendilerine danışıl —Madan fırkaya yeni bir çehre, ve istikamet verilmesini bir türlü haz Medemiyenler de fena halde köpürü Yorlar; damat Ferit Paşanın delâ İetile yeniden faaliyete geçen fır. İwyı tanımak istemiyorlardı. Yeni fırkacıların, yeni müessis. lerine gelince, bunlar vaziyeti ga - Yet tabil görüyorlar: — Hürriyet ve Itilâf Fırkası, Sadık Beye babasından miras kal. Tadı ya?.. Fırka; umumun malı - dir. Görülen lüzum ve ihtiyaç üze yeniden tesis edilmiştir, Yeni eri de fırkanın yabancısı ldir. Onlar da, bu fırkanın bi- hak sahibidir. “Diyorlardı. esnada İstanbulun vaziyeti, çok dikate şayan bir hal a. u. Bu hal; tıpkı, Meşrutiyet u'lluııu ilk günlerine benziyordu. p garip teşekküller zuhur edi ?or; her gün gazetelerde bir tâ - h'” yeni yeni fırkaların teessüs et ğ ilân ediliyordu. Sadet haricine çıkmamak için k bunların hepsinden bahsedecek kğ“lz. Sadece - ileride - (Hürri- İ&t ve Itilâf Fırkası) ile muhtelif "disatta husule getirecek olan a- q" birkaç teşekkülden . hülâsâ . bahsedeceğlz. % (Selâmeti umumiye fırkası) ı_”*rka (Büyük Fransa Ihtilâli)n Ayni ismi taşıyan Fransız fır- h. a benziyordu. Ve maksadı da, -," fırkanın deruhte ettiği vazi. ihtiva ediyordu.. taraftarlârı, het tarafmı istilâya başlıyan (İti. lâf devletleri) kuvvetleri ile, bu kuvvetlere dayanan bazı unsurla. rın intikam siyasetinin önüne geç. mek gayesini istihdaf etmekteler. di. Ayni zamanda hükümetin (bita raf) kalarak (Bütün Osmanlı un. surları) na âdilâne bir müsavat ile muamele etmesini temine çalışmak ta, bu fırkanın prpoğramında esas ittihaz edilmişti. B u iki fırka arasında, sıkı bir münasebet mevcut idi. Hat tâ, her iki fırkanm başında; - o tarihte (Harbiye Nazırı) olan - topçu feriği (Ferit Paşa) ile sabık Amasya mebusu Ismail Paşa gibi ciddi zatlar bulunmaktaydı. Ferit Paşa, dürüst bir şalısiyet. ti. Şimdiye kadar, fırkacılık haya . tına girmemişti.. Vaktile doğru ve toksözlerinin cezasını çekerek itti. hatçılardan bir hayli darbeler yedi ği halde, intikam hislerine kapıl - mayı aklına bile getirmemişti. Ismail Hakkı Paşaya gelince; es ki Ittihatçılardan olan bu zat, vâ. kra (cemiyet) ten ayrılmış.. Muh- telif muhalif fırkalarda yer almış. tr. İttihatçerların takip ettiği dahi. li ve harici siyasetin ta ile a « ler) ile temasa girişmişlerdi. Ingiliz generali, Türkler tararın dan gösterilen bu temayülâtı, asilâ ne bir mertlikle telâkki etmiş; mü teşebbislerini de takdir ederek, mü zaheret vâdeylemişti... Fakat siya. si mümessil; birkaç gün düşündük ten sonra cevap vereceğini söyle. miş.. Ve o mülâkatta da; böyle bir teşebbüsün, (hüsnüniyet) ile karşılanması pek güç olduğunu ifa de ederek, cemiyet erkânına derin bir teessür vermişti. akikatin en bariz cihetine ge lince... Selâmeti umumiye fırkası.. sulh ve selâmet fırkası,. ha lâskâr grupu.. İngiliz Muhipler Ce. miyeti.. Bütün bunlar, birer şaşkin lık alâmetinden ibaretti. Bunların hicbiri; milletin ve mem leketin bağrında açılan derin yara ya merhem sürecek kudret ve kabi liyete malik değildi. Memlekette, büyük bir anarşi başlangıcını gösteren bu fırkalar, memleketin bütün münevverlerini büyük bir endişe ve heyecana sev. ketmekte idi. Düşman istilâsı altı. na girmiye başlıyan memlekette, bu fırkaların doğuracağı nifak ve şikak, hiç şüphesiz ki, büyük felâ. TAN TTTT B EKONOMİ ZİRAAT ; v Yurtta Ekim . . Vaziyeti Çok « . . lyi Gidiyor Yurdun muhtelif ziraat mmtaka- larında ziraat vaz yeti çok iyidir. Her tarafta kışlıkların ekimi bitiril- miştir. Zararlı hayvanlarla mücade. leler başlamıştır. Ege muıntakasının bazı yerlerinde asma çubuklarının di- kilmesine ve yeniden bağ kurulması- na başlanılmıştır. Bu mıntakada mey va ağaçlarının dikilmesi de artmış. tır. Portakal mahsulü tamamile top- lanmıştır. Zeytin ve Portakal Mahsulü Antalya ve Adana mmtakalarında mahsul iyidir. Silifkede zeytin mah- sulü geçen senekinden fazladır.Porta kal ve limonların toplanmasına de- vam edilmektedir. Adanada ağaç ka- vunları kemale geldiği gibı bu ayın başlangıcında çiçek açan yeni dünya ağaçları — meyvaya bağlamışlardır. Muzlar salkım yapmışlardır. Dörtyol da limon ağaçları üçüncü defa çiçek açmışlardır. ketlere yol açacak duşmanların ek meklerine tereyağı sürülecekti. Tevfik Paşa kabinesi, aciz i- çindeydi, Bu ihtiyar vezir; sarayın, düşmanların, ve fırkala. Tın biribirine karışan cereyanları i. çinde, tıpkı anafora kapılmış bir çürük sandal gibi bocalamaktan başka bir şey yapmıya kadir değil di, Iki defa istifa ederek kabinesi. ni ıslah ettiği halde; yine o şiddet li anafora mukavemet edecek ka- dar kuvvet gösterememişti.. GÜNLÜK PIYASA Evvelki gün piyasamıza ge. tirilen arpalardan yemeklik o- lamların kilosu 4,17,5 — 4,20 ku- ruştan, Anadolu arpaları 4,07,5. 4,08 kuruştan ve yirmi bin beş yüz kilo çavdar kilosu beş kuruş tam satılmıştır. Trakya çavdar- ları ise 4,30 kuruştur. Bd Adapazarı mısırlarımdan otuz bin kiloluk bir parti mal gelmiş ve beyaz mısırlarım kilosu 4,37,5 kuruştan; sarı mısırlarm — kilo- su da 4,25 kuruştan müşterisine verilmiştir. e Muhtelif mıntakalardan geti. rilmiş iç cevizlerin kilosu 80 ku- ruştan, iç fmdıkların — kilosu 33,50 — 834 kuruştan satılmıştır, Iki bim kiloluk iç badem parti- si gelmi: fa.km satılı tr. Çuvalh oln.raık gelen kuşyem. leri 7,25—7,29, keten tohumu 11 * kuruştan satılmıştır. Ayrıca pi- yasamıza 26500 kilo kuru fasul- ye getirilmiş ise de henüz satı. lamamıştır, Sanayi Birliğinin Kongresi Sanayi birliği senelik kongresi bu ayın son günü yapılarak yeni ida- re heyeti seçilecektir. Azadan bazı- ları sanayi teşkilât kanununun çık. leyhtarı idi. Fakat; birçok muha. lifler gibi, şarlatanca bir meslek takip etmemiş.. Bütün muhalefeti ni, makul ve mutedil bir tarzda ida re etmişti. Bunun içindir ki; bu zat ta - tıpkı (Lütfi Fikri Bey) gibi . pek çok kimselerin hürmetini cel. i beylemı;tl B_aşlannda' bu zatlar bulunan bu iki fırkadan herkes mü him faydalar beklerken;; günün bi. rinde (Manav oğlu Nevres Bey) in «de (Sulhü Selâmet fırkası) nda mühim bir yer aldığı işitilmişti. Ve bu, işlerin içyüzünü bilenler a. rasında, çok derin bir hayret husu le getirmişti. 3 — (Halâskâr grupu)... (Itti - hat ve Terakki Cemiyeti) ne muha lif geçinen.. ve ekserisi, umumi harp içinde muhtelif sebeplerle or. dudan tart ve yahut istifaya sev. kedilen zabitlerden teşekkül etmiş ti.. Balkan harbine takaddüm e. den günlerde, ayni ismi taşıyan grup; - tıpkı (Hürriyet ve Tİtilâf Fırkası) gibi - o zamanlar inhilâl ettikten sonra, simdi yeniden teşek kül etmişti. (Manav oğlu Nevres Bey), bu grupun da eh LOKMA (Arkası Var) HEKIM N (DC:U TLERİiiERER YETTTEERARDAL SNT Altından Çay Takımı Eskiden bir yere düğün hedi- yesi yahut bayram hediyesi ve- rildiği vakit bunun paraca değe- rini söylemezlerdi. Şimdi bu âdet kalkmış olacak ki 8. M. Mısır Kra hna Prens ve Prensesler tarafın- dan takdim edilen hediyelerin yirmi beş bin, S. M. Valde Kra- liçenin gelinine verdiği mücev- herlerin de on beş *bin Mısır al- tını değerinde olduğunu geçen gün bizim gazete hususi telgraf haberi olarak yazıyordu. Yalnız, bu telgraf yüz bin faki- re verilecek on ton - adam başına yüz gram - etle, S. M. tarafından yeni geline hediye edilecek el- maslı tacın ve elmaslarla, süslen- miş altından çay takımının ve al- tından tepsinin ne kadar Mısır al- _vvu) erkânı arasına girmişti, 4 — (İngiliz muhipleri cemiye - ti)... (Fırka) mı, (Cemiyet) mi?.. Bu, belli değildi... Fakat, malfim olan bir şey varsa, bazı zevatın © (hüsnüniyet) le düşünmeleri, bu (siyasi cemiyet) in teşekkülüne se " bebiyet vermişti. ısa bir zaman sonra, Hürri. yet ve İtilâf fırkası ile el e- le vererek, Anadoludaki nazenin Türk ellerini kanlı ihtilâllere boğan bu cemiyet, nasıl teşekkül etmiş - ti?.. Bunu, kısaca arzedelim: Eski Selânik valisi (Nazım Paşa) yine eski hükümet ricalinden bazı- ları ile birleşmiş, bu cemiyeti teşkil tını degerınde bulunduğunu bil- dirmiyor. On ton etin değeri dü- ğün günü et piyasasına göre ola- cağından onun şimdiden biline- memesi tabiidir. Altından çay ta- p değerinden bahse- dil i, elmas taşlarla süsl ları doyurmak üzere suyun içeri- sine mikropları getirince bunla- rın hepsi birden telef olurlar. Bu- nun üzerine Raulin altından ne nisbette suyun içine geçtiğini an- lamak üzere gıdalı suyu kimyaca tahlil eder. Altının kimya reak- tiflerinin hi: İ zerre- sini bile bulamaz. Yeniden bir terkip yaparak mikropları koyun ca yine telef olurlar. Ayni suyu camdan bir kap içerisine koyar ve mikropları getirir. Bu sefer mik- roplar güzel güzel beslenirler. ge lişirler ve bol bol ürerler... Demek ki altın kimya tahlilinin duyamı- yacağı nisbette suyun içerisine geçmiş, fakat hayatın duyarak kaybolacağı derecede zehir olmuş tur. dehil kl Görüyorsunuz ki, altından çay tepsisinin üzerine getirilecek altın ve elmas işlemeli fincanın içinde çay içmek pek te tamah edilecek birşey değildir. Ancak bunu haber alınca, düğünde misafirlere altın- miş altından bir çay takımının de-. ğeri bizim aklımızın alamıyacağı kadar yüksek olmasından ileri gel se gerektir. Kahirede yapılacak düğünün hediyeleri lııklnndı bu tafsilâtı o- dan fi la çay ikram edilirse bir facia çıkacak diye telâşa, düş- meyiniz. Çünkü elmas işlemeli al- tın tepsinin içinde yine elmas işle- meli bu çay fincanları elbette içe- rilerinde çay içilsin diye yapılma- mıştır. Onlar yemek salonunun kuyınl,ı:-_ 'i lmasla işlen- — büfesidne billürdan camların ar- BUL ON çay tak fin- — kasında duracaklar ve üzerindeki canlarından birile bir yudum ol- sun çay içmeyi isteyenler belki çok bul ktır. Fakat, sağlık ba etmişti. Bu zevatın düşüncelerine göre, bu isimde bir cemiyet teşkil edilmekle, hem İngilizlere karşı bir cemile gösterilerek (Ingiliz dost luğu) temin edilecek.. ve hem de; Ingilizlerin müzahereti sayesinde, memleketi ve milleti tehdit eden birçok tehlikelerin önüne geçilecek ti. Bu zevat;; teşkil ettikleri cemi . yeti mümtaz bir kütle dahilinde ge nişletmek istemişler.. ilim ve siya. set sahasında yer tutmuş olan zat ları da birer birer kendi içlerine pen 'di, “&L Muvnffak olup ola ı:t (Sulhll selâmet fırkası).. ir| %ıkanın mı.kıadı oldukça mü- çekmeyi düşünmüşl Bu zatlar, ayni zamanda; . o sı. rada Istanbulda bulunan - meşhar Ingiliz generali (Tavnshent) ve n giliz siyasi mümessili (Mister Hü - kımından düşünülürse, bunu iste- mek hiç te iyi birşey değildir. Çünkü altın paraca pek büyük değerli bir maden olmakla bera- ber insan için - hayat sahibi her hangi bir mevcut için de - kuvvet- li bir zehirdir. Büyük Pasteur mikropları keşfettiği zaman sev- gili talebesi Raulin'in altın kap- tan başına gelen hikâyeyi vakti- le yazmıştım, belki hatırlarsınız. Hocasının keşfettiği mikroplara en uygun gıdayı bulmak için yıl- larca uğraşan bu ilim adamı, ter- kip ettiği karışık suyu - suyun il- mi kıymeti pek yüksek olduğun- dan - bir aralık altından bir kap içeıiımo koyar. Bununla mihop- ; Ki | ) eet ati la altının çı- kacak ışıklar Saksonya fincanların dan çay içenlerin keyfini ve işta- hını arttıracaktır. Zaten insanlar mikroplardan daha dayanıklı ol- duklarindan altın fi dan çay iç mekle bir sakatlık zuhur edeceği- ne de ihtimal verilmez. Mikroplar ve onlarla birlikte al- tının böyle kuvvetli bir zehir ol- duğu bilinmezden önce, eski za- man hekimleri altının hiç paslan- madığına ve değme ekşilerden mü teessir olmadığına bakarak onu gençlik ve uzun ömür ilâcı diye vermek üzere içilebilecek altın şeklini ararlardı. Altın, şimdiki hekimlikte de $e lâç olarak kullanılır. Fakat kuv- vetli bir zehir olduğu bılınerek ve bekliyerek kongrenin tehirini istemektedirler, Birlik, bu teklifi tet kik etmektedir. İzmir Fuarı İçin Bu sene İzmirde açılacak fuarda bütün Iİstanbul sanayiinin temsil e- odebilmesi ve Ticaret odasrmin da *e- niş ölçüde ıştiraki için hHazirliklara başlanmıştır. Bu iş için kurulan ko. misyon bu cuma günü Ticaret oda- sında toplanacaktır, Balık Yine Bollaştı İki ğgündenberi Boğazın kıyı sula- rında ve bilhassa Arnavutköy. Be- bek, Ortaköy koylarında fazlaca pala mut tutulmaktadır. Limanımızdaki İtalyan gemilerine son hafta içinde 70 bin çift palamut ve torik yüklenmiş- tir. 7 18—1—1938 PARALAR Frank S8Sü— — 8S5,— Dolar , 123,— 1Z26,— Liret « 99— 105.— Beçıka Pr, Bu— — ö4— Drahmı 8— 22 isviçre Br, S70.— — SBU,— Leva 2ü.— 23.— Florin 65ö— — Tü,— Kron Çek 78.— — B.— sılin Avusturya 2l.— — 23,— Mark Zö— — 2950 4loti Z20.— — 22.— Pengo 2Zl— — 25,— Ley * 12— 4.- Dınar 48.— 52.— 'Kron İsveç T L S g5 Altın 1056,— 1068,— Sterlin ©ö2s,— — ödü,— Banknot 273,— 274,— ÇEKLER Acılış Kapanış Faris 23,745 23,8525 Nevyok 0,7913 0,7930 Milano 15,1130 — 15,1492 Brüksel 4,7050 4,7175 Atina B7,0225 — 87,23 Cenevre 3,4446 3,4530 *“Sofya 63,6942 — 63,8467 - Amsterdam 1,4286 — 1,4320 Prag " / 22,66 22,715 Viyana 4,2134 4,2234 Madrit 13,6942 — 13,7270 Berlin 1,9745 1,9792 Varşova 4,1990 4,2090 Budapeşte 4—— 4,01 Bükreş 106,5286 — 106,7837 Belnrat 34,355 34,4375 Yokohama 2,71356 2,7420 Stokholm 3,0890 3.0964 Londra #28.—— — 626,50 Moskova 23,765 23,ö6 Toplanıyor BORSALARDA : Borsacılar Heyeti Dün Akşam Ankaraya Gitti Istanbul borsasının Ankaraya nak- li etrafında alınan yeni malümata göre, nakil kararını bütün borsa a. centeleri, bankalar ve bankerler mem nuniyetle karşılamışlardır. Şehrimiz- de 18 borsa acentesi, 41 banker, 19 banka ve banka şubes:, 10 tane de cober denilen bir nevi borsa Mmuame- lecisi vardır. Borsa ışleri Ankarada merkezleştirileceği için acentelerin ve muamelecilerin çoğu oraya gitmek fikrindedirler, Şehrimizde ayrıca 40 sarraf var. dır. Bunların Ankaraya gidecekleri- ne ihtimal verilmemektedir. Milli ban kaların zaten merkez: Ankarada ol- duğuna göre, ecnebi bankaların da ya Ankarada birer şube açmaları, yahut orada birer ajan bulundurma. larılâzımgelecektir. Heyet Ankaraya gitti — Evvelki akşam toplanan borsa bir liği vaziyeti tetkik etmek ve borsa binasını görmek üzere reis Fuat Çel- tik ile umumi kâtip Nedm Akçeri Ankaraya göndermiye karar vermiş tir. Iki murahhas, dün akşam, An- karaya gitmişlerdir. Murahhaslar, hareketlerinden evvel borsa acente. lerini, borsa komiserliğ nin bir salo- nunda toplantıya davet ederek gö - rTüşmüşlerdir. Heyet, Ankarada Ma. liye Vekilini ziyaret edecek, kararm memnuniyetle karşılandığını bildire- cektir. Bu arada borsacılar için tahsis e. dilecek yerler de gözden geçirilecek- tir, Bir kısım acenteler, nakil işinin hazirana kadar uzatılmasını istemiş- lerdir. Bunlar, yazıhanelerinin hazi. rana kadar kontratlı olduğunu ve bankalarla, müşterilerle olan muame lelerini ancak bu zamana kadar tas fiye edilebileceklerini' söylemişlerdir. Diğer bir kısım alâkalılar da müd- detin kâfi olduğunu ve Unitürk tah- vilerinin Merkez Banktasınca nc has dar erkenden mübadelesine başlanır- sa işlerinin © nisbette çabuk tasfiye edileceğini ileri sürmüşlerdir. Mu- rahhaslara verilen talimatta, borsa. nım Ankaraya naklinde tahvilât ve kambiyo muamelelerinin de Ankara borsasımnda yapılması ve bu işlerin tamamen orada görülmesi istenilecek tir, Borsada Dünkü Muameleler Dün borsa muameleleri pek gevşek geçmiştir. Unitürk birinci tertip 18.85 ve ikinci tertip 18,80 lirada dur muş ve az iş olmuştur. Aslan çimen- tosu işsiz olarak 9,55 lirada kalmış- tır. Anadolu tahvilleri 40, Merkez bankası 97,5, Sıvas — Erzurum 95 liradır. Gayri mübadil bonosu 18 li. raya inmiştir. Londra borsası bir sterlin karşılığını 149,12,5 frank ve 4,9950 dolar göstermiştir. Paris bor- sasında ise bir sterlin 149 franktır ve Ünitürk açılış 292 ve kapanış 291 franktan muamele yapmıştır, Bir sterlin 626 — 629 kuruştur. Zahire Piyasası Gevşek Zahire piyasası dün dahi gevşek açılmış ve kapanmıştır. Ziraat Ban- kasının piyasaya çıkardığı buğdaylar fiyatların hissolunur derecede düşme sine yardım etmiştir. Dünkü mevru. datın dört vagon olmasına rağmen ekstra ekstra 1—2 çavdarlı Polatlı malları 6.10 kuruştan satılabilmiştir. Bu cins buğdaylar 15 — 20 gün ev- vel 6.23 kuruş idi. Anadolu yumu - şakları 5, 24 — 5,30, sertler 5,20 ku. rustur. TERANENLEDZ İstanbul Komutanlığı Satın- alma Komisvonu İlânları Istanbul komutanlığına bağlı kıta- at ihtiyacı içim (21,000) kilo sabun ihalesi kapalı zarfla 4 şubat 1938 cu. ma günü saat 16 da yapılacaktır. Mu hammen kıymeti (5880) liradır. Ilk teminatı 441 liradır. Şartnamesi “er gün öğleden evvel komisyonda görü- lebilir. Isteklilerın ilk teminat mak- buz veya mektuplarile 2490 sayılı ka. nunun 2 ve 3 ncü maddelerinde yazılı vesikalarile beraber ihale günü iha- le saatinden en az bir saat evveline kadar teklif mektuplarmı Fındıklıda Istanbul komutanlığı satmalma ko- ŞK Pi

Bu sayıdan diğer sayfalar: