Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—- 19-1- 938 NAPOLYONUN MISIR SEFERİ: TA Fransız Donanması Artık Mahvolmuştu! N Fransın d sını aramak maksadile 20 gündenberi donanmasından ayırdı ğı bir İngiliz firkateyni Iskenderi ye önünde görünmüş, buradan A bukır önlerine gelerek Fransız do nanmasının prova hattını kolaylı.. la keşfetmişti. Fransızlardan hiçbi harp gemisi hattâ bir brik, bir fir kateyn bile yelken açmış değildi; hepsi demirde, hareketsiz bekleşi yorlardı. Halbuki Fransız amirali nin elinde 30 dan fazla hafif gemi vardı ki, bunlarla denizi kaplar, düş mana hiçbir keşif imkânı bırak maz ve bilâkis kendisi düşmanın geldiğini vaktile anlardı. Nelson, hafif gemilere malik ol duğundan, Fransız donanmasını ke şif için on üç kalyondan ikisini 31 temmuüuzda ayırdı. Bunlar da Fran Bız donanmasının prova hattı ni- zamını, taciz edilmeden, rahat Ta- hat dolaşıp keşfettiler. Nihayet ağustosun birinci günü öğleden sonra saat üçe doğru Ingiliz do- naması, yelkenlerini fora etmiş, açıklarda —göründü; — mevsimin kuvvetli bir batı rüzgârile bütün yelkenleri iyice şişmiş olduğu hal- de, Abukır demir mahallinde, baş tan ve kıçtan bağlı ve hareketsiz Fransız kalyonlarına doğru, ala- bildiğine süratle ilerliyordu, ransız amirali bu esnada sofrada idi; mürettebatı- nm bir kısmı da karaya çıkmış- lardı. Amiral hemen cenge hazır lık işaretini verdi; nakliye gemi- leri mürettebatının çağırılmasını emretti; biraz sonra, yelken aç- mağa hazırlık emrini de verdi; fa kat, İngiliz donanmasının çabuk hareketi buna imkân ve meydan vermedi; Fransız gemileri, harbe hazırlık emrini bir çok noksanlar la, yerine.. . getirebildiler. Bizzat Fransız Amiral gemisi ve donan- manın en kuvvetli kalyonu Lor- yan'ın kıç güvertesinde, kara za bitleri için kamara olarak inşa o- lunan muvakkat kulübeler bile yı- krlamamış, içleri yatak, yorgan, boya ve katran kovaları ile dolu , kalmıştı. Fransız donanmasının Bol cenahını teşkil eden Legerye ile Le Konkeran'ın — yalnız deniz cihetindeki bataryalarının (top- larının) önleri açılabilmiş ve bu- radan alelâcele alınan binbir çeşit eş ya kara tarafındaki bataryanın ön ve aralarına yığıldığından bu ba taryalar ateş edemez bir hale gel- mişti. Muharebe esnasında, bu ıki Beminin, kendilerini kara tarafım- dan çeviren İngiliz gemilerine ateş edememesi, İngilizleri o derece hay. rete düşürmüştü ki, bu garibenin Bebebini bilhassa tahkik ettirdiler. Amiral Brueis, düşmanmn top Menziline akşam saat 6 dan evvel Varamıyacağını ve bu sebeple hü tumu ertesi güne bırakacağını tah min etti. Bahusus Nelsonun. iki kalyonu İskenderiye istikametinde Ayr'lmış bulunduğundan, yalnız 11 kalyonla 13 Fransız kalyonuna hü tum edeceğini hiç beklemiyordu. İngiliz amirali. ise Fransız ami- falinin bütün tahminlerine rağmen, Fransız donanmasının sol cenahi- le merkezine derhal hücum emri- hi vermişti; İngiliz süvarileri bu Bibi hallerde ne yapmak lâzrm ol duğünü. çok iyi biliyorlardı: bu Yüzden Ingiliz kalyonları sığ sula- Pa yaklaştıkça muharebe hattm- an birer birer çrkarak bağlı ve hareketsiz Fransız kalyonlar na is ledikleri yerden istedikleri gibi hü Tum için hareket ettiler. Ingllîz amirali evvelâ kendi F kalyonlarını, — bordaları (hnlan) ile Fransız kalyonları- Ih provaları (yani başları) önüne tirip kıçtan demirletmeği ve bu Süretle gemi gemive harp edile- K ön ve kıcları istikametinde şid tle ateş edemiyecek olan Fran- Siz kalyonlarını faik borda ateşleri ke tahrip etmeyi kurmuştu; fa- &t tesadüf bu tertibatı değiştirdi O tarihlerdeki Ingiliz d! dan bir görünü: Ş#İmalinde sığ suda oturduğundan bunu takip eden İngiliz kalyonu Golyat, onun yerine ilerliyerek plân mucibince birinci Fransız kal yonu Lögerye'nin provasında kıç- tan demirledi. Fakat, demir tutma- dığında - rüzgâr — ve akmtı ile —ikinci — Fransız — gemisi Lekorkeran'ın kıç — omuzluğu - na kadar sürüklendi. Bunu gören ikinci İngiliz kalyonu Gellis birinci Fransız kalyonu Lögerye'- nin iskele (yani sol) baş omuzlu- ğunda demirledi, Bu iki İngiliz ge misi 10 dakika kadar Fransız ate şi altında seyretmişler ve gurub- tan biraz evvel ateş açmışlardı. Birinci ve ikinci Fransız kalyon ları, yukarıda yazdığımız sebeple, kara tarafındaki bataryalarla a- teş edemediklerinden. süratle tah - rip edildiler; ve Lögerye'nin pro- Suni Adamın Marifetleri Suni adam, kendisini yapan mü- hendisin yanında sigara içiyor Mühendis Alber Creuziyer, yaptığı suni-adamı geçen gün Londrada bir fen heyeti karşısına çıkarmıştır. Makineden imal edilen bu seferk suni adam, fen heyetini hayretler i. çine düşürecek kadar mükemmeldir. Amerikada yapılan suni insanlar ma kine halinde ve bir elektrik merke- zine bağlı !diler. Halbuki ismine M. Ruper denilen bu seferki suni adamın hakiki insandan hiçbir farkı yok gi- bidir. Yapılan teerübede ortadan ayrık saçlarile sahneye çıkan suni adam, s'garasını içmiş, visk yi kendi barda. ğına doldurup insan gibi yudum yu dum bitirmiş, ondan sonra kendini yapan mühendisle birkaç keli nuşmuştur. Sahneden kend' başma yürüyerek çıkan suni adam kapıda bekliyen oto ko- Ati ş va direği beş dakika içinde parça- lanarak düştüğünden İngilizler al- kışlamışlardı. Üçüncü Ingiliz kalyonu bir Fran sız firkateynin hücumuna uğradı- ğından biraz geç kalmış ve niha- yet bu da sonra gelerek ve büyük bir kavis çizerek beşinci Fransız kalyonunun iskele (yani 801) tara fına demirlemişti; bu suretle dör- düncü Ingiliz kalyonu 3 üncü Fran sız kalyonunun iskele tarafından ve beşinci İngiliz kalyonu ise, bi- rinci ve ikinci Fransız gemilerinin ar dan geçerek, iki in baş o- muzluğu istikametinde demirledi. Böylelikle Ingiliz amiral gemisinin yani altıncı Venkafl kalyonunun ilerisinde bulunan beş kalyon, sa- hil ile,. beşinciye kadarki, Fransız gemileri arasında yer almış, böy- lelikle Fransız sol cenahmı kara cihetinden çevirmiş oldular,. ngiliz amiral gemisi başta- ki iki Fransız kalyonuna a- teş ederek üçüncü Fransız kalyo- nunun sancak (yani sağ) tarafına demirledi ve bu suretle bu Fransız harp gemisi, İngiliz Venkard ve Teseos kalyon'arının ateşleri ara sında kaldı Yedinci ve sekizinci Ingiliz kalyonları da gelip dördün cü ve beşinci Fransız kalyonları - nın dış taraflarına demirledikle - rinden savaşın ilk safhasında 8 İn giliz kalyonu 5 Fransız kalyonunu orta'arma alarak faik bir top ate- şi altında ezgeme başlad'lar, Nihayet, dokuzuncu İngiliz kal: yonuBellerefonFransız amiralgemisi Loryanın onuncu Ingiliz kalyonu da 8 ci Fransız kalyonu Mejesti- kin sancak taraflarında yer aldı- lar ve bu şekilde İngi'iz donanma sınım, keşifte bulunan iki kalyonu ile oturan bir kalyonu hariç, el- deki 10 kalyonu 8 Fransız kalyo- nuna karşı muharebeye girdiler. Fakat, 74 toplu İngiliz Bellerefon kalyonu, 120 toplu Fransız Loryan Amiral gemisinin çok faik olan a teşi altında, yarım saatte zinciri kesilerek rüzgârla Fransız sağ ce- nahına doğru sürüklendi ve bunun neticesi, Frnsız hattının merkezin- deki Doryan ile bunun provasında ve kıçındaki altıncı ve sekizinci Fransız kalyonları serbest kalarak etraftaki Ingiliz gemilerine mües- sir ateşe baş amışlardı. Eğer bu an da Frans'z hattınım sağ cenahına kumanda eden komodor, Liva A- miral Villeneuve, emrindeki 5 kal- yon ve 2 firkateynin yelkenlerini derhal fora ederek merkez ve sol cenahta harp eden Ingiliz gemile- rine hücum etseydi, şüphesiz bun- ları tahrip eder ve zaferi kendi ta- rafına çevirebilirdi. Fakat, o, bunu yapmadı ve mukadderatın tamam olması için yerinde hareketsiz bek ledi. Keşiften dönen Ingiliz kalyonla- rı (11. ve 12.) ise hiç durmadan ve beklemeden, tehlikenin belirdiği merkeze koştular, Zedelenerek u- zaklaşan İngiliz kalyonu Bellere- fou'nun yerine on birinci Sviftşur kalyonu Fransız Amiral gemisinin sancak baş omuzuğuna, on ikinci Alexandr kalyonu da iskele baş o- hili b ve bili l İngiliz hattının başımda gelen k'"—kıdoıı kalyonu Abukır adasının kullanarak uzaklaşmıştır. luğuna demirlediler. Şimdiye (Arkası 10 uncuda) ST T T N Şu garip dünya: Bir Kadın İçin İki Düello Viyanada Nasyonalist gazetelerden birinin direktörü, tanınmış bir kadı- nin Yahudi menşeinden olduğunu ga zetesinde yazmıştir. Bunun üzerine, ertesi gün, bu kadının erkek kardeşi, gazete müdürü ile düello yapmış, fa- kat atılan kurşundan direktör yara- lanmamıştır. Bundan sonra direktör- le kadının kocası düello yapmış, ne- ticede direktörü alnından yaralamış- tır. ; e Kadın gangsterler Londrada kadınlardan müteşekkil bir gangsterler çetesi yakalanarak mahkemeye verilmiştir. Çeteye men- sup ve hüsnü hal erbabından görü- nen bu kadınlar, güya ucuz ev sat- mak için bir büro açmışlardır. Fakat, hakikatte büroya başvuran müşteri- lerini-dolandırmakta devam etmişler- dir. e Bulunan tarihi mezarlar Almanyada çiçekleri ile meşhur Luneburg ovasında, Milâttan 2000 yıl evveline ait çok garip mezarlar bulunmuştur. Mezarlar üç muazzam taştan ibarettirler. Taşlardan biri ö- lünün ayakları üzerine, d'ğeri de ba- şına konulmuştur. Üçüncü büyük taş ta her iki taşın üzerine bırakılmıştır. Mezarlar, 20 asır evvel bu ovada ya- pılan büyük bir muharebede ölen ku mandanlarındır. Bu taşların tamir e- dilmesi ve dayaklarla etraftan tuttu- rulması kararlaştırılmıştır. Mısır Kroaliçesi İçin Düğün Tuvcaletleri FT.str Xrat'çesi Misir krali Majeste Farukla per- şembe günü evlenme merasimi kahi. rede kutlanacak olan Mısır kraliçesi için Parise ısmarlanan tuvaletlerin fevkalâdeliği Avrupalıları şimdiden büyük bir meraka düşürmüştür. Mısır kral çesinin evlenme merasi- minde ve onu müteakıp ziyafetlerde giyeceği dört merasim elbisesi şimdi- ye kadar giyilmiş bü'ün tuvaletlerin fevkinde bir zeng.nlik ve haşmette yapılmıştır, Evlenme elb'ses'nin modeli eski Yu nan ve Mısır stillerinden i!ham alına. rak bulunmuştur, Metrelerce uzıyan etekleri som altınla işlenmiş ve ke. narları ermin kürklerle süslenmişt'r, Ziyafetlerde giyeceği kürkler ve di ğer tuvaletlerin de evlenme tuvaleti kadar harikulâde modeller olduğu söylenmekte-'-, Mısır kraliçesinin tuvaletlerini 18- marlamak üzere blhassa Parise git- miş olan mütehassıs, dört büyük me rasim elbisesinden maada, kırk kat !ğelâde günlerde giyilecek tuvaletler sipariş etmiştir. k Mısır kraliçesi için mücevher be. ğendirmek üzere koleksiyonunun en n-*ide parcalarını alıp K-hireye git miş olan büyük bir Avrupa kuyum- cusu tayyare ile alelâcele geri dön. miye mecbur kalmıştır. Çünkü ken- disine, kraliçeye, kral valides: ta- rafmından takılacak mücevherler gös. terild ği vakit getirdiği koleksiyonda o kıymette mücevher bulunmadığını anlamıştır, 4 Alelâcele geri dönen kuyumcu Bel- çika ve Londraya Mmüracaat ederek Mısır hazinesinde gördüğü taşlardan daha nadidelerini bulmıya çalışmak- tadır. Fen adamları, cinsiyeti evvelden tayin edecek bir nazariye kurmak için durmadan uğraşıyorlar.. Kız mı Erkek mi? Çocuğun Cinsiyeti Doğmadan Evvel Anlaşılabilecek ize, erkek veya kız evlât sa. hibi olmakta serbest oldu . ğunuzu söyliyecek olurlarsa alaca ğınız vaziyet ne olabilir? Tabif her şeyden evvel, acaba fen nin yeni bir keşfi karşısında mıyız? dersiniz. Çünkü hakikaten fen, yeni ve mü him bir keşfin arifesindedir ve fen adamları çocuğun cinsiyetini tespit eden âmillerin çoğunu kavramış bu lunuyorlar, Bunu anlıyabilmek için her şey . den evvel, ana babadan hangisinin çocuk cinsiyetini tespitten mesul olduğunu araştırmalıyız. Eskidenberi hüküm süren kana. at, babanın bu hususta en kati â - mil olduğu idi. Fakat bugün ana. nın en kati âmil olabileceği anlaşı. liryor. kuvvetli ihtimal kız doğuracağıdır. Fakat kalevi ise en kuvvetli ihti . mal bir erkek çocuk doğurması - dır, (Daha başka âmiller varsa da bunlar bugün ayni derecede mühim değildir.) F akat bu hükmün verilmesi. ne sebep ne? Bu sual, dünyada hayatın haşla- masındanberi, insanların önüne bir muamma gibi dikilmiştir, Bu suale cevap vermek istiyen - lerin birincilerinden biri Alman Gynaecologiğt'i profesör Unterber. gerdir. Profesör ineklerde kısırlı - ğın sebeplerini tetkik etmiş, daha sonra bunların üzerinde kalevi şirin gaları tecrübe etmişti. Bunun üze rine kısır inekler doğurmıya başla mış, fakat bütün doğurdukları bu - zağı olmuştur. Ayni hal insanlarda da görülmüş ve Alman âlimınin yaptığı tetkikler fazla hâmizıyetin kısırlığa saik olduğunu göstermiş- tir. Bunun üzerine kalevi şiringalar insanlar üzerinde de kullanılmış, bu sayede doğurmak ve erkek ço - cuk doğurmak imkânları artmış « tır. Demek ki, kimyevi bir takrm şe, rait, doğacak çocuğun erkek veya kız olması üzerinde tesir ediyor. Bugünkü bilgi sayesinde çocuğun cinsini tayine yardım edecek tedbir ler almabilir. Fakat cınsiyet meselesinin artık tamamile anlaşılmış olduğunu zan netmek doğru değildir. Yalnız bu meseleyi birçok âmirler tavzih et- miştir. . Meselâ ana babanm yaşları da çocukların cinsiyeti üzerinde tavaz zuh etmiştir. Orta yaşlı bir erkek genç bir zevceden ekseriyetle kız doğar. Kadın kocasından daha yaş lı ise doğacak çocuğun erkek olma sı daha kuvvetle muhtemeldir. Bu. nun guddelerle alâkadar sebeplere bağlı olduğu anlaşılıyor. A yni mevzu üzerinde tetkikler yapan bir Ingiliz mütehassısı şunları yazıyor: “Çocukların cinsiyetini tayin yo- lundaki gayretlerimizin neticesi yüz de 73 nispetindedir.. Bu esas üze. re çalışmalarımıza devam ediyo . ruz. Bugün neticeleri garanti ede. miyoruz. Fakat biz de doktor Unter berger gibi büyük bir keşfin eşiği üzerinde bulunduğumuzu sanıyo « TUZ.., ; n < Fen adamları, uzun tecrübeler yapmadan yeni bir nazariye kur « mak istemezler, Bugün bunlar yüz lerce tecrübe yapmış bulunuyorlar. Fakat bu tecrübeleri binlere çıkar- mak lâzımdır. Fakat bugün alınan netice, her on tecrübede yedisinin muvaffak olduğunu gösteriyor. Acaba bu vaziyetin aksülâmeli m olacak? Tabiatin işine müdahale etme « nin doğru olmıyacağı mı farzedile cek, yoksa başka türlü mü düşünü lecek? - Ileri sürülecek düşünce ne mahi yette olursa olsun, fakat şunu ha- tırlamalı ki, klöroformun kâşifi ka dınları doğum sancılarını çekmek. ten koruduğu için hücuma uğramış ve bu kâşife hücum edenler, kadın lar tarafından çekilmesi lâzımge « len bir sancıyı dindirmenin doğru olmıyacağını söylemişlerdi. Yine hatırlamalıyız ki, mikropların keş. fine kadar mikrobik her hastalık bir sırdı. , Mikropların keşfinden kan zehirlenmesinin sebepleri an - laşıldı ve bir hastalık salg w başla. dı mı onunla çarpışmak imkânı hâ sıl oldu. D oğacak çocuklarım cinsiyeti. ni peşinden tespit etmek . ten ortaya çıkacak bir meselede iki cinsten birinin daha çok fazla doğ ması ihtimalidir, Bu mevzu üzerinde bir eser ya. zan doktor Sandell diyor ki: “Doğacak çocuklar, cinsiyetin ta yini meselesi hallolunduktan son « ra, bugünkü şeklini değiştirmiye - cektir. Çünkü her aile hem kız, hem erek çocuk sahibi olmak istiyecek tir. Bu yüzden bugünkü vaziyet olduğu gibi kalacaktır.,, Bu vaziyetin nüfus üzerindeki tesiri ne olacağı, daha başka bir meseledir. Vaktinde bütün bu me ;'e:.leluls karşılaşmak icap edecek. e nnn Ü D eli gee sALAtİ A İMİNZ ei K