ti Li (GSEPOR) MT EL Galatasaray Niçin Acele Ediyor?, üneş takımının Ân- kara maçlarını ida. re eden Galatasaraylı Ni- hat hakkında kendi klü- bünün gazetelere yolladı- ğı tavzihle, futbol hakem- leri hakkında başlıyan imalı tenkitleri Cümhuri- yette okudum. Bugün ye- rimiz kâfi derecede geniş olmadığından bu hususta» ki düşüncelerimi yarına bırakıyorum. Şimdilik şunu “ söylüye- e a a aranan zena YAZAN: EŞREF ŞEFİK yim ki; senelerce doğru» luğu ve sporculuğu ile her kese kendini sevdirmiş ve Galatasaray için tüken- mez bir fedakârlıkla ça- lışmaş olan Nihat gibi bir insana dair dedikodu baş langıcından başka birşe- ye yaramıyan malüm tav- zihi yollamakta Galatasa ray idare heyeti pek acele »t#miştir. Sarıkırmızılıların gösterdikleri titizlik ve & celenin nekadar yersiz ve Hakemleri Huyundan Acaba Niçin | Vazgeçmiyoruz ? (Yazan: Burhan Felek | Bizde fena bir itiyadın bir müddet sindikten sonra tekrar alev. ni görerek müteesir olmaktayız. Bu fena itiyat hangi spor- da olursa olsun müsabakanın aleyhimize çikan teknik neticesini hakemin gafletine veya hiyanetine hamletmektir. Nitekim son lendi; Kötülemek Ankara maçlarında galip gelen Güneş takımının da Ankara takım larma karşı aldığı iyi netice bu müsabakaları idare eden hakem Nihadın tarafgirliği semeresidir, deniliyor. Gençlerden İhtiyar Sporculara Cevap SAĞ MUAVİN DANİŞ DİYOR Ki: Güneş takımının sağ muavin mevkiini pek kısa bir zamanda, ze- kâsı ve futbol istidadiyle doldurmıya muvaffak olan B. Daniş Otuz seneyi bulan spor hayatımda tanıdığım sporcular için kendisile müteaddit Avrupa, seyahatleri ve İ- cabında acı tatlı münakaşalar yap - tığım Galatasaraylı Nihadım böyle id- din edildiği gibi şuna buna kazandır. mak için bir maçın haklı neticelerini değiştirip gol çalacak veya bağışlıya- cak bir adam olmadığını — hattâ kendi klübünün bu meselede ona kar- gı aldığı garip vaziyete rağmen — burada alenen yazmayı bir vicdan bor Cu bilirim. Mini küme maçlarında kuvvetlerin az çok denk gelmeler yüzünden şu ve ya bu takım mağlübiyetini herhangi bir sebebe yormak zaruretinde kalır- ga haklı dahi olsa hakemi bu İşte suçlu göstermemelidir. Aksi hareket spor bünyemiz için pek büyük zarar olduğu gibi idmanm beslendiği başlı- en gıda olan (spor adaleti) nin bizde mevcut olmadığı zannını doğurması cihetinden de muzırdır. Hergün, her vesile ile hakemlerin sleyhinde bulunmakla halkı hakemle- re karşı itimatsızlığa sevketmekte ve sporculara mağlübiyetlerini daima ha kemin haksızlığnda aramak itiyadnı vererek iki taraflı müsabakaların ye- güne mesnedi olan hakem müessesesi ni yıkmakta olduğumuzun bilmem far kında mıyız? Ötedenberi ecnebi müsabakalarda maküs netice aldığımız zaman esefle müşahede ettiğimiz bu beynemaz öz- rünün şimdi de milli küme müsabaka- larma girdiğini görerek teessürlimüz artmaktadır. Bu söylediğimiz mülâha zalardan hiçbirisine İltifat etmesek bi le nekadar gayrimüsait ve nankör ol duğunu görmekte olduğumuz bugün- kü şartlar içinde bir müsabaka idare etmek zahmetini yüklenen memleket çocuklarının iffet ve haysiyetine ale- nen tasallut etmek hakkımız olmadı. ğını olsun unutmamalıyız ve'yine U- untmamalıyız ki; dünyanın hiçbir ye- rinde hakemden şikâyet eden müsa- bık hoş görülmez ve bil şikâyetler bi- rer züğürt tesellisi olmaktan ileri ge- çemezler. Bunun en büyk şehidi elde edilen teknik neticelerin bu dedikodu- lardan hiç müteessir olmaksızmı kale gibi yerinde durmasıdır. kdiyor ki: DANIŞ İzmitte Maçlar İzmit (Hususi) — Beykoz takımı is le Akyeşil arasında zevk ve heyecan- la 3 bin kişinin seyrettiği bir maç ya” pıldı, Hakem Güneşli Kâmıranm ida- resinde Akyeşil kuvvetli misafirlerini 3 -2 sayı ile yenmiye muvaffak oldu. Misafir oyunculara İzmitte güzel bir arkadaşlık ve kardeşlik gösterildi. Seyirciler arasında General Mür - sel ile Amiral Mahmet Ali de bulun” makta idi. Orta Avrupa Kupası İçin. bir-toplantı yapılacaktır. OO Orta Avrupa kupası turnuvasının tinkâf ettiği Fransa - Italya milli ma- birinci turunun tarih ve hakemlerini | cnm 1i İkineiteşrinde yahut 5 Bi. tesbit etmek Üzere 29 ve 30 mayısta | rincikânunda Pariste yapılması alâ- İ kadarlarca tesbit edilmek üzeredir. A A A A densiz olduğu, Ankara- da çıkan Ulus refikimizin ikinci maç hakkında yaz- dığı hükümlerle meydana çıkmaktadır. Bugünlük Ulustan nak- lettiğim aşağıdaki satır- larla bahsi bırakıyorum. Sonrasına inşallah yarın başlıyacağim. Ulus gazetesinin pazartesi nüshasmın altıncı sayfasında» ki Güneş « Ankaragücü maçı. nm tafsilâtı içinden çıkarılan parça: Güneş takımını çok beğen- dik. İki gedik tarafını doldur- duğu takdirde bu takım Türki, yenin en ileri ve teknik ekipi olacaktır. Bu yıl milli küme maçlarını talihsizlikle geçiren Güneşin gelecek yıl şampiyonasında mühim roller oynıyacağı hiç ştiphesizdir. Takım, İstisnâsiz güzel oy - nadr, Cihat, Faruk, İsmall, Re- bii ve Necdet Fevkalâde idiler. j Ankarada futbol sevenler Gü- / neş takımının oyununu daima i *f - İİ İİ İİİ görmeyi arzu edeceklerdir Bugünkü futbol dünküne na- zaran herhalde daha mütekâmil ve daha işlek bir şekil almıştır. Bizden evvelki futbolcu tiple- ri daha iri idi. Bu itibarla onların futbolü didişken ve mücadeleci idi. Bugünkü futbol cüsse farkını telâfi edecek daha fenni tarzlar buldurmuştur. Dünkülerin bizleri tenkitte bir ci- hetten hakları vardır : İnsanlar ya - radılışlarında mutlaka bir ümitle ve bir hisle avunmak isterler. Futbolcü istikballerine güvenmek ve ilerrisile ümitlenmek kabil olmıyanların mazi- lerinin hikâyelerle avunmalarından tabit ne olabilir?... Şirngalanmış bir eski takımım bu- günkü gençlere karşı alabilecekleri hetice ancak mağlübiyet olabilir. Yu- arıda söylediğim gibi eskilerde fen- hİ tarz ve takım oyunu hiç yoktu. Geçen cumartesi günü yapılan Çe- koslovakya . Iskoçya milli takımları maçında Çekoslovakya milli takım ka lecisi Planiçka 66 mei defa enternas- yonal olmuştur. On dört senedenberi Çekoslovakya milli takım kaleciliği- ni yapmakta olan Planiçka hâlâ for- munu'muhafaza etmekte, mütemadi surette takımmın en muvaffakıyetli oyuncusu olmaktadır. Fransa İle İtalya Karşılaşacak mı? Geçenlerde Italyanın iştirakten in- TAN SİG earle'm ü biri Jollifer: “— İyi tüccar #nsın, iyi bir adam mısm vallahi bilmiyorum Searle, fakat muhakkak, misafir ağırleyı. misafirinden | cılarımın sultanısm” Dedi. Filvaki toplantı, Burma gibi her şeyin eksik bulunduğu bir yerde yapılmasına rağmen, ziyafet- te hiç bir gey eksik “değildi. Ta. kımlar tamam, nefis likörlere, si- garalara da diyecek yoktu. Searle: — Vallahi belki istediğiniz şarap ve içkileri bu yaban yerinde teda. rik edememişimdir, Fakat herkese sevdiği çeşitten sigara bulmus ol- duğuma eminim.” dedi. Pakingham söze karıştı: “.- Misyoner olmakla misyone. rin alâsıyım. Amma iş si- götüği “geldi niydi” Papazlığım mapaazlı ğe A ri tadına varıyorum doğrusu... “bu Kodi kuyruğu denilen ince uzun sigaralar yok mu, onlara ba- yıtırım.” dedi, Yüzbaşı Aldicott'un sesi tram. pet gibi öttü: “— Ben şu nefismiş, bu kokulu imi, böyle İnce şeylerden pek çak- mam, Ver bana Cheroot'u, ondan sonra, keyfimi seyreyle." diye ba. gırdı, Herkesin kafası biraz tütsü- lüydü. Searle gözlerini misafirlerinin yüzleri üzerinden geçirdi. Hepsinin yüzünü aradı. Cinayeti işlemiş olan âcaba bunların hangisi idi?, İşte anlaşılamıyordu. Hepsi birer i kadeh daha çakıştırdılar . earle âyağa kalktı. Yüzün- de alaycılığından, şakacılı. ğından eser kalmamıştı. Duruşu da bakışı da trajik idi, Misafirleri. ne şöyle diyordu: “« — Efendiler, geçen sene bu va. kitte Çinliler Chaukmyo da ayak- landılar ve Avrupalılarm üzerine atılarak, bizden maada oradâ ne kadar beyaz varsa, hepsini kıtır kı- tır kestiler. Yalnız burada toplu bu lanan biz dört kişi kurtulabildik. Herkes karım Jenny'nin o katli âm gecesi Çinliler tarafından öl dürüldüğünü sandı. Çinliler ayak- lanmakta haklı mı idiler, haksız mr idiler bilmiyorum. Fakat karımı onlar öldürmediler, Çinliler ayak. lanmazdan İki saat evvel karım bir arkadaşım tarafımdan boğulmuş, ve öldürülmüştü. Arkadaşım karı- ma hücum etmisti. Ve istediğine nail olamayınca kudurarak, onun boğazını sıkmıştı, Bu bir cinayetti, O zamandan bu zamana kadar İ- gim gücüm caniyi araştırıp, mey- dana çikarmak oldu. Sizde mühakkâk hatırlarsınız. Karımla yeni evlenmiş ve yer yü- zünde beraberce yayan yürümeği aklımıza okurmuştuk. Burma'nın tabii güzelliklerine bayılıyorduk. O vahşi yerde birkaç hafta kala. Irm dedik, O akşam klüpte siz de vardınız. Ben karımla klübün mi- safir odasında yatıyordum. Geç va- kit yüzbaşı Aldicott'un ültimato - mu geldi. Orada kaynaşan bir şey vardı. Ertesi günü ilk trenle kaça- caktık. Ben aşağıda otururken ka. iN DUMANI rım ne yapıyor diye yukarı çika- cak oldüm, Yukarı çıkmea karı- mm bir manyak tarafından boğul- muş olduğunu gördüm. Klübün hiz metçileri ardım sıra içeri koştular. Sağı solu araştırdılar, bir perde. nin ardina gizlenmiş olan pis Çin- linin birini yakaladılar. Az kalsm herifi oracıkta paramparça edecek. tim. Fakat adam kördü, açlıktan ayakta duramıyacak kadar detinan sızdı, Cinayeti-işliyen bu adam de- gildi ki... e B en Çince; Bilşiğiiğim “İçin hizmetçilerden U Ba Pe onu istievap etti. Herifin. dilenciliğe geldiği, öğle scağından o kurtul- mak için ses sada yokken binanm içine kaymış bulunduğu ve perde- lerin birisi ardma gizlendiği, orada uykuya daldığı hep bir bir anlaşıl. âi. Uyurken bir kadının Çılgınca u yandığını ve fena fena gürültüler duyduğunu söylüyordu. Biz sorgu sunlle meşgulken bir- den isyan patladı. Bir kiyamet Koptu. Elimdeki tabancayla yani- niza koştum. Aldicott imdadımıza yetişti. İtişe kakışa Yol açarak, u. fak tefek yaralarla Oormana ve selâmete erişebildik , Klübün hizmetçisi İki tane idi. Bunlarm ikisi de hep aşağidaydı. Kör Çinlinin İse cinayet değil ayak- ta duracak hali yoktu. Binaene- leyh cinayeti işlemiş olan olsa olsa burada toplanmış bulunan dört ki- şiden biridir. Çünkü hepimiz ara. sira ya şü iş veya bu iş için yukarı çıkıp, aşağıya inip duruyorduk. Aldicott: « . Searle sen delisin! Bu cina- yeti biz nasıl yaparız” Diye bağır dı. Pakingham pek sakindi: “ — Durunuz, dedi, Searle'n mantığı pek doğru, yalnız üç kişi üzerine müsavi bir şüphe saçan, bü mantığın mutlak bir aksak yeri vardır, Dur bakalım!" Jollifer de: “ — Evet evet, dinle Sesrle sen güphelerini ancak bir kişi zerinde toplamak meeburiyetindesin" dedi, Searle : “ — Bakmız! Bunca zamandır, benim asıl derdim, sizin hanginizi öldürmekte hakli olacağimi keşfet. mek oldu. Birinizden birisini mu- hakkak bu akşam öldüreceğim. Am ma hanginizi öldüreceğim? İşte beş on dakika sonra belli olâcak.” diye bağırdı. # htilâl geçince ilk işim Cha. I ukmyo'ya gitmek oldu. O- rada kör Çirliyi bühünerya kadar akla karayı seçtim. Herif kördü. amma, körlerde olduğu gibi, kör- lüğe mukabil adamm öteki duy- .guları çok ince'mişti. Meselâ herif sesimi ömründe bir kerre duymuş. LE İDAM tu. Fakat işitir işitmez benim olduğumu tanıdı. Aldicott: ei “.- Defet Searle kör bir Gi8” gahadetile, jüri heyeti bir iye darağacına göndermez. Vasi Oldu olacak!,” Dedi. Searle devam etti: “— Hiç te değil! Hem İşi mlri heyetine bırakmak niy* değilim. Köpeğin birini kaldırmak için bu kadar uzun lu zahmete katlanmanın yok. Şuradaki teak tahtası yapılma paravanı görüyo: & Kör Çinli onun ardında saki! Le İ Bilirsiniz ya, dâründünyada, hem iyi gün hem de fena gün İ olan bir de aşçım Charter var | Çinli hepimizin sesini duyunoğ tilin kim olduğunu anladı. He, e sevdiği çeşit sigara istediği man, Charter katilin tetesiği "Eh | rı Çinaye gaturau,, een İ müthiş bir, zehirin, bir iki dap İ le zehirledi. Şimdi ben de bü e | yorum, fakat aranızda katil 86, onu tanımak için uzun beklemeğe lüzum kalmıyacak. kil bir iki dakika içinde birisi, ölü olarak yere seriliv tir. Pakihgnam sevdiği Av çeşidi sigarinin dumanın: tat lt içine çekti, ve yavaş yav3f dakları arasında tellendirdi. l e pi * Aİ | ğ | ik Idiçott dişlerini aras Cheroot'u ısırırcasın& w yordu. “Searle senin yaptığı” “ tildir. Fakat Allah vere de t8” mamı katletmiş ol!” derken dan bulut gibi dumanlar 84' yordu. Hepsi koltuklarına sr nı dayadılar. Bütün gözler beri fere döndü. Jollifer'in beti ye atmıştı. Alnmda ter damlalar laniyordü. Kısık bir sesle “ Vİ ie liliktir, Ben artık içmiyecej di, Searle “ Sen sıgarının yar dan fazlasmı içtin, biraz dab# i man veyahut biraz daha çok müşsin ne fark eder.” Dedi. * Jollifer dört tarafa kıpkızil o ler gezdirdi. Ve inatçı bir Gi siyle sigarinin uçunu kıpk yaktı. Bir iki saniye sonra, kol tan aşağıya kaydı, ve sar'as muş gibi havayı tekmelemeğ? yuldu. Artık işi bitmişti. © ,g#” Aldicott yerinden sıçradı. arle yaptığın senin koca Dİ” 209 yettir. Bu iş için, ne sen, ne kör Çinlin, ne sadık ayça kalarmızı kanundan kurtar! nız!” Diye bağırdı. yi Searle'm yüzünde yorgun Kaydi vardı, Söze başladığı vakit # he muvaffakiyet duygusu korku vardı. yeri “Polis sigarları alıp birer bi” if Mi edebilir. Hiç birinde zehir * Burma'yı dü bir baştan bi” arayabilir. Benim tarif ettiği” et H'dilenciyi bulamazlar, çün” bir adam yoktur. Karımın keşfedecek hiç bir emare ay madım. Onün için bu Çinli ni “ sini uydurdum. Na ümit ol dit Size dediğim gibi bir Köpeği | ie me vasıtaları yalnız bir deği" Ben buna tütün dumaniyi? ki AR