Erlir? ia 3 i ; ? vifi ; hapisaneye düşen 8- bir hasta, İrsen hirsiz, değildir. Çok defa suçlu ür, Kurban olmuştur. Ani bir Ye leyı <APilmuşter.. Yahut müb- Stünab mimktin olmuyan za. Mahiye suç işlemiştir. Bir Yen, dota ve yeni bir hayata gelebilir, suçlulara haplsa- ii yeniden hayata yağar yoktur, Hapisane. saneye birkaç defa gir lerdir. Yani cemiye- 0 üç işlemeyi bir meslek öetirmiy olanlardır, Mapa, . Kü gr, hele küçük yerler. “ tenler ekseriyetle o mu- vd ga, #eki, en faal unsur. * İ Ve diraği' ihkisafları. being. ytikamet bulamadıkları 9YlA sapmışlardır. Kl. v kendilerine doğru yolu bi, çÜmktin olsa, bunlardan yn tamama mümktindür. Mahağy Sovyet Rusyada teri Mühim ve dikkate şayan Bayt Pr. Moskovada bulu. tumi, gazetelerde bütün sabıkahıları “aya davet etti. İltica e- Meg eceğini, eski günahla Ünyeç “Sini vadetti, bütün Sovyet Rusyada, Ve “ani, > işlemeyi meslek e. Keş a, e büyük bir a- taraftan yüz bin. kiş Ma yapa Bunlar günah veda ederek tekrar Bamuslu insanlar gibi arzusunu izhar ettiler, Sov. bu sabıkalıların günah- ve ” ee mektupları, itirafları gi, bu sas doludur. Müddeiu- iracaatleri hilsnüi ka. Ne itica edenleri muhtelif EN te ve onlara yeni Sekteyi A başlamak ikin vere tetkik ediniz. Bun-| tekrar cemiyet! l | ? stanbul Üniversitesi ile İ ilk temaslarım hu- kuk ve iktisat fakültelerile kar- şılaşmak olmuş, beni biraz bed binliğe sevketmişti. Bu iki fa- kültede pek çok talebe Dersler, usuller, imtihanlar şimdilik ancak bir meslek mek tebine göre kurulmuş. Burala- ra Ünirersike sulu bculla, çalar miye imkân bulmamış. Tale- benin çokluğuna karşı profe- sör, muavin ve vasıta azlığı bü. yük bir boşluk doğuruyor. Fen fakültesile » temaslarımda kendimi tam üniversite havası |. çinde buldum. Burada sınıftan, im. tihandan, diplomadan bahsedilmi. yor. İlim namma çalışmalar var, Bu çalışmalarda profesörün takriri çok az yer tutuyor. Lâboratuar ter. rübeleri, arazi üzerinde gezintiler, müessese ziyaretleri .talebenin ken. dine düşen araştırmalar asil teme. li teşkil ediyor. Fen fakültesinde hariçte iş tutmıya imkân yoktur. Dersler ve lâboratuar çelişmaları bütün günü alıyor. Talebe vaktin bir kısmını nasıl öldüreceğim?,, su. alini soracak mevkide bulunmuyor, çünkü bütün vekti doludur. Fen fakültesinin birkaç vazifesi vardır, Başlıcası, riyaziye, fizik, kimya ve tabii ilimlere ait araştır. malar yapmak ve kendi başma böy- le araştırmalara girişecek ilim un. surlarını yetiştirmektir. Bundan başka bu ilimlerle alâkalı meslek. lerde çalışacak ehliyetli unsurlar yetiştirmiye çalışır. Bu arada ecza- &ı ve kimya mühendisi de yetişti. Tir. Bir de tıp ve dişçilik talebesine ihzari tahsil temin eder. Tabit ilimler talebesile doktorla. ra, eczacılara, dişçilere mahsus 0- lan ihzart smıfa fizik, kimya, ta. bil ilimler kelimelerinin ilk harfini bir araya getirerek F. K. 'T. deni- iyor. Fakat bu iç kelimenin fran- sızcalarının ilk harflerini alarak P. C. N. demek daha fazla yayı. miştir. var, .C. N. de altr yüz seksen talebe var. Bunlara Jâbora- tuar tecrlibesi göstermek bir me- seledir. Talebe altı grupa ayrılıyor. Sırası geldikçe ve imkân müsaade ettiği kadar tecrübe görüyor. Sene sonunda sıkı bir ayıklama imtihan: var, Muvaffak olanlar P. C. N. ser. tifikasını alıyorlar ve lisans veya doktora için tahsile devam hakkını kazanıyorlar. Şimdiye kadar P. C. N. ihzari sınıfına devamına lüzum olmıyan bir kısım fen talebesi, tahsillerinin s0 nuna kadar imtihan geçirmiyorlar- dı. Bundan sonra onlar da ilk sene , buriyeti vardır. İ YARININ TÜRK ALİMLERİ KIZLARDAN YETİŞECEK Yazan: Ahmet Emin YALMAN sonunda imtihana tâbi olacaklar ve ayıklanacaklar... Bence bu noktada Üniversitenin zararma bir mantıksızlık var ki,ta. lebenin de hakiki menfaâtlerine ka» tiyyen uygun değildir. İlk senenin sonundaki sıkı imi hanlardan maksat, Jise tahsili za - yıf olan ve Üniversiteden tam is- tifade etmiye hazır bulunmıyan ün surları tasfiyeye uğratmaktır. Fakat acaba bu tasfiyeyi olgun- luk imtihanlarında yapmak daha doğru olmaz mı? Bası İlseler çok zayıf talebe yetiştiriyor ve diplo. ma vermekte müsamaha göste yor. Olgunluk imtihanı sıkı d dir. Üniversiteye zayıf unsurlar gi. riyor. Bir sene müddet bunlar vak- tini kaybediyor. Asıl Üniversite tah- silini takip edebilecek mevkide o- lanlar da kalabalık yüzünden tah- sillerinden tam İstifade edemiyor- lar, Üniversiteye büyük ümitlerle girmiye muvaffak olan talebe, im. tihanda tasfiyeye uğrayınca elbet- te yese düşüyor ve kendi hakkında ki itimadı kesiliyor.Ayıklama meli yesi birinci senenin sonunda yapı. lacak yerde olgunluk imtihanı 4i- Tasında yapılacak olursa ve bu ol- gunluk imtihanları ancak Üniversi. tede üniversite usullerine göre ce reyan ederse üniversite lüzumsuz emeklerden kurtulmuş, olgun olmi- yan talebe boş yere bir sene kay- betmemiş, olgunlar da kalabalık ü tam tahsil imkânlarından Mahrum kalmamış otur. po sınıfından geçenler Ü- sans imtihanma girmek İ- çin daha üç sene okuyorlar. Bu milddet zarfında çok şükür smif imtihanları yoktur. Talebe imtihan endişesine ve ezbercilik hastalığma maruz değildir. Yalnız devam mec- | Bir de muayyen lâboratuar çalış- malarını ikmal etmek zaruridir. Bu- nu yapmıyanlar daha yüksek sö. mestrin derslerine devam etmek haklımı kazanamazlar, Hakiki Üni- versite mefhumuna ve snanesine uygun olan bu sistemin imtihan u- sulüne nisbetle faydalarnı âdeta gözle görmek mümkündür. Fen fakültesinde lisans imtihanı verenler lise muallimliği, kimyager. lik filân gibi muayyen mesleklere | girmek hakkını kazanırlar. Ders- | ler, lise programlarma göre grüp- | lara ayrılmıştır. Lisede birden fazla İ ders vermek zarureti olduğu için | dersler çok yüklüdür. Thtisasa git- i mek imkânı yoktür. Tâli dersleri a. zaltmak ve her talebenin asıl bir derste ihtisasına imkân vermek her halde daha doğru bir yoldur. Bu talebe başka fen dersleri vermiye mecbur kalsa bile tetkik usullerin. deki kuvveti sayesinde buna mu - vaffak olur. Bu usul sayesinde li. sans talebesi oörasındaki iş. tidatlar ortaya çıkar ki, bir üniver. sitenin en büyük hizmeti, bu gibi. iştidatları ortaya çıkarmaktır. İhtisas arayan talebe, doğrudan doğruya doktora talebesi olarak fen fakültesine devam edebilirler. Bu takdirde miktarca daha az ders görürler, fakat daha müstakil şe- kilde çalışırlar ve orijinal bir tez hazırlayıp müdafaa edebilirlerse ve tahsilin sonunda doktora imtihanmı verirlerse feni doktoru olurlar. en fakültesine devam eden talebenin çoğu kızdır. Bazı derslerde kızlar yüzde doksan be. şe kudar çıkıyor. Erkeklerin bir kısmı, ordudan ihtisas için gönde. rilen subaylardır. Bunlar doktora talebesidir. Fenni kıta zabiti sıfatile zaten iyi yetiştikleri için derslerde çök muvaffak oluyorlar ve umu - miyetle Üniversitenin en mükem - mel talebe unsurlarından birini teş- kil ediyorlar. Diğer bir kısım telebe, Yüksek Muallim mektebinden geliyor. Bu mektep leylidir. Talebesini seçerek almıştır. Bunun için Muallim mek- tebi talebesi de seçme bir talebe unsuru sayılabilir. Bugün hakikatte Muallim mektebi bir pansiyon ha» 004 v0 00000 n00AAMN DANA va saman venenebüzenmmevnan A.F-A“T UR Yoktur bir eşin, ey güneşin en ulu nurul Ey bayrağımın, tarihimin sanlı gururu.. Sensin ulusun önderi, ahengi, sürura, Sensin bu büyük ülkenin en anlı şuuru! Sen, çünkü özeldenberi varlıkla büyüksün Sen, bizlere cennet yaratan bir (Atatürk) sün! ... Sensin bize öz kaynağımızdan o temiz kan, Sensin o özel varlığımızdan bize özcan, Sensin ebediyetlere lâyık olan insan.. Sensin o büyük sanlı o aybatlı kumandan! Sen, çünkü özeldenberi varlıkla büyüksün Sen, bizlere cennet yaratan bir (Atatürk) sün. ... Baştanbaşa yurdum ezilip hırpalanırken ; Üstünde kızıl kanlarımız dalgalanırken; ”Türküm!,, diyenin ağzı hemen parçalanırken! Doğdun sen o vahşetlere gökler ttyuyorken Sen, çünkü özeldenberi varlıkla büyüksün Sen, bizlere cennet yaratan bir (Atatürk) sün. ... Üniversite Fen Fakülte. sinde kiz talebe, erkek talebeye nisbetle daha fazladır ve kızlarımız lâ- boratuarlarda yarının âli- mi olmak gayretiyle galışıyorlar.. ine gelmiştir. Çünkü artık terbiye dersleri de Üniversitede yeni kuru - lan Terbiye enstitüsünde görülü » yor. Bunlar ve kimyagerlerle eczaci- lar bir tarafa bırakılırsa üniversi- teye serbest olarak gelen fen tale- besi içindeki büyük ekseriyet kız- dır. Sebep, çok basittir: Erkekler &- İlmlik ve öğretmenlik gibi mahdut kazançlı meslek İstemiyorlar. Me- murluk, politikacılık, avukatlık, kimyagerlik, doktorluk gibi ilerisi hudutsuz meseleleri tercih ediyor- lar. Kızlar mahdut Kazancı ve öğ- retmenlik hayatındaki feragatleri göze alıyorlar ve lise muallimi mes- leğine giriyorlar. Hele tabii ilimlerde kızlarımız çok muvaffak oluyorlar. Çünkü çö- ğü çalışkan, dikkatli ve iyi görüş- | lüdür. Yalnız gezmek, görmek, ta- blat âleminde araştırmalar yapmak hususunda elbette erkekler kadar müsait vaziyetleri yoktur. Bugünkü gidiş o şekildedir ki, gelecek neslin erkek ve kız lise ta- lebesini tamamile kız öğretmenler yetiştirecektir. İlmi araştırmalarda müsbet neticelere varacak ve isim- leri her tarafta duyulacak Türk âlimlerinin çoğu da e » rasından yetişecektir. un ilk a- lâmetleri şimdiden ufukta görül - müştür. İ TAN aaa a a a a — —— — 5 FIKRA Kültür Yugoslavyanın üçüncü parçası Slo- venyadır. Avusturyalılar burayı cer. menleştirmek için ellerinden geleni yapmışlardı. Toprak Alman aileleri Jarasında taksim edilmişti, Slovenler Büyük Harbe kadar köylü kalmış. lardır, Fakat dillerini korudukları içindir ki, avuç kadar memleket asırlarca / kendini cermen temsiline karşı müda- faa etti; nihayet cenup slavlığı bloku içinde hürriyetini buldu. Bir kısımı İtalyada kaldığından, Yu. goslav Slovenyasında bir buçuk mil, yon nüfus var: Türkiye ntifusunun onda birinden az! Slovenya 16 bin karekilometrelik bir yer: Türkiyenin kırk altıda biri kadar! Slovenlerin dili Hırvat ve Sırpların konuşma ve yaz- ma dilinden çok farklıdır. Karaçiç dil inkılâbı onlara geçmemiştir. Slovenler eski slavcayı bütün saflığı ile devam ettirmektedirler. Demek ki, slovence kitaplar yalnız Slovenler tarafında okunduğu gibi, Sloven sahnesi de yalnız onlar tarafından seyredilmek. tedir. Sloven neşriyatı, bundan baş. ka, hadut ötesindeki Slovenlere de, Italya tarafından, yasak edilmiştir. İmdi bir buçuk milyonun mükem- mel iki sahnesi var: operası, ve ko- medyası! Burada edebi kitaplar 8000 adede kadar satılıyor. Gazetelerinin sürüm isb 50 bin ile 60 bin arasında. dır. Milli kütüphaneleri İle her mem- leket merkezi övünebilir. Etnografya müzelerinin eşi azdır. Tahrip etmiyerek orman işlemeyi Ve yeni ormanlar vücude getirmeyi bir çok büyük milletlerden daha iyi bilirler. Vatanları bayındır ve yeşil. dir. Burada yüzde 95 halk okuma yaz ma bilir. İkinci bir dil konuşmıyan münevver yoktur. — Fatay Okuyucu Mektubu Her Sene Kültür Şenliği Yapılmalı A.L N. remzile Beyoğlundan bir okuyucumuz yazıyor: “— Kitapların, mecmüaların eb İş- lek cad de yerlere, kaldırımlara serilmesi, beni çok sinirlendiriyor. Halk okumuyorsa, aeşriyatımız lâyik olduğu rağbeti bulamıyorsa kabaha- ti sadece halkta aramamalıdır. Ben- ce, ona okuma zevkini vermek lâzım- dır. Bunun için zlâkalı usullere baş vurulmalıdır. Halkı yeni neşriyatın peşinden koşan devamlı okuyucu ha- line getirmelidir. Her sene bir kültür genliği ihdas edilmeli, sergilerde çok ucuz kitap #atılmalr, bir seyyar kitap sergimiz bulunmalıdır... . Emlâk Bankası Parayı Nasıl Verir? Aydından F, M. yazıyor : “— Emlâk Bankasından müsavi taksitle ve sekiz senede ödemek şar- tile bir mikdar para tedarik edip İs- tanbulun münasip bir köşesinde ev almak istiyorum. Aldığım evi Ban « kaya ipotek te edebilirim. Acabs banka bu parayı verir mi?” Emlâk Bankası emlâk mukabilin. de para verir. Bunun için evvelâ ken- disine İpotek edeceğiniz miilke (kıy. met “takdir eder ve mülkün kıymet tutarının yüzde 30n kadar kredi açar, tediye yapar. Karşılık olarak mal gösterilmezse para vermez.” . İ Zeytin Sineklerile Mücadele Havranda B. Ruhi Sevim Sale : “ Kavunlars zarar veren kırmi- zı böceklere umumi surette ve elbir- liğiyle mücadele açmak lâzımdır. Bu- nun için Zeytin sineklerine karşı kul» lanılan ve Melas ile hazırlanmış olan Arsinikiyeti kurşun veya Arsinikiye- ti sud ilâcını yapraklar ve filizler ü- Mazlüm ulusun ak yüzü yüzünden utandı, ” Sönmüş (2),, denilen ateşi şimşek gibi yandı; ”Yok !,, zannedilen süngüsü kanlarla boyandı; İ Dünya da büyüklük ne imiş, gördü, inandı. Sen, çünkü özeldenberi varlıkla büyüksün Sen, bizlere cennet yaratan bir (Atatürk) sün. | ŞEREF | İzmir: SOYGÖK zerine pülverize etmelidir. Bu ilâcı ziraat mücadele idaresinden isteyi - niz. Yalnız zehirlidir. Ellerinize bu - laşabilir, Dikkat ediniz. Yaprağın nusgunu emen böceklerin hortumla. rına geçecek olan bu zehirli madde böceklerin hepsini öldürür.” s Hariç Memleketlere Tenezzüh Trenleri İzmit zabrtai belediye memurlarına dan Bay Esat Balkılıya: “— Hariç memleketler için tenez- züh trenleri ihdas edilmesi düşünü. lüyor. Ancak, bunun ne vakit vene Suretle işletileceği henfiz tesbit edil. memiştir.”