KÜLTÜR MUTEARİFELER! | Kültür mütearifeleri 12 dir, Şöyle ki; ; 1 — Kültür işleri bozuktur, 2 — Mesulü talim ve terbiye grupudur. 3 Bu grup, çoğu birbirleri- | ne fikirlerle değil, şahsi alaka- larile bağlı insanlardan mürck- keptir. 4 — Bu grup, her Kültür Ba- kanını sıkı çemberi içine alır. S — Reji bu grupun elinde- dir, fakat rejisörün mesuliyeti Kültür bakanma yüklenir, © — Bu grupun yıllardanberi verdiği kararları tetkik € iı:, hiç biri objektif bir fikir merke- zine bağlı olmadığı için tezat- larla doludur, ,7 — Bu yüzden Türk mual- ]ı'ıı:n_m hayatında ve Türk tale- besinin taliminde, terbiyesinde karar yoktur. 8 — Yine bu yüzden kitap ve neşriyat işleri karışık ve karan- lıktır, 9 — Bu grup şimdiye kadar kimlerin eserlerini vekâlete sa- tın aldırdığımnın tam listesini neşretmiş değildir ve edemez. 10 — Her kadroda bu gru- pun hususi bir düşüncesi — var- | dır. D — Bu grup eski Şürayı Maorifin zeylidir ve onu aratır. | 12 — İçindeki büyük ve gü- | zel kalitelere ilişmeden, bu gru- pun içeri mekanizmasını boz - mak ve kültür cihazını yeniden kurmak. Peyami SAFA G Hepsi bedava değil /Yaş meyvalarımızın Avrupa | piyasasına parasız taşınması yo lunda Air - Frans tayyare şirke ti ile Türkofis şubesi arasındaki görüşmeler, yanlış anlaşılmış - tır, Kumpanya, bugün yaş mey | valarımızın bedava taşınmasını değil, her seferde 30 kiloya ka- dar meyva ve sebzeyi parasız | taşıyacağını bildirmiştir. 30 ki- Todan fazlası için vertlecek c - rette de mühim tenzilât yapıla - caktır. | Türkofis, bedava mal gönde - | recek tacirleri tesbit edecek, bu | tacirler haftada iki defa kalka - cak tayyare seferlerinden istifa- de edeceklerdir. | —— | Karaağaç fabr kasındaki Zarar ve ziyan “Zümrüd zadeye ait Karaağaç made Di eşya fabrikasındaki infilâkı yazı tık. Dört kişinin ölümü ve bir o ka- dar kişinin de yaralanmasına sebep olan bu infilâk hakkındaki adli tahki- Kat sona ermiştir. Müddeiumumiliğin yaptığı araştırmaya göre infilâkın ta- mamen bir kaza eseri olduğu anlaşıl- mıştır. Fabrikanın bina, makine ve di- Per bütün malzemeleri 452 bin liraya Anadelu sigorta şirketi tarafından si- gortalıdır. Dün bu münasebetle Ana- dolu sigorta şirketi müdürü, reasü - ran$ memürlarından - birl ile infilâk yerinde tetkikatta bulunmuştur. Tet- kikata bugün de devam edilecektir. | Şirket fabrikdnın zarar ve ziyanı hak kındaki kat'i kararı ancak bugün ve- recektir. |it Hidayet Dağdevirenin TAN SEHİRDE OLUD resim ev İdaresi dersinde genç kızlarımızı gösteriyor Genel nüfus Nüfus genel yazımı için dün ilbaylıkta ilbay vekili Rükned- din Sözerin yanında bütün ilçe baylar bir toplantı yapmışlar - | dır. Nüfus işlerini gözden geçir mek üzere şehrimize gelmiş olan Genel İstatistik direktörü Celâl Aybar da bu toplantıda bulunmuştur, Celâl Aybar yazım için ya- pıilan nümerotaj işleri hakkında uzun boylu malümat alınış ve lüzüumlu gördüğü — direktifler hakkında izahat vermiştir. Dünkü toplartının sonucuna göre bütün nümerotaj işleri a- ğustos ayı sonuna kadar biti rilmiş, plâkalar takılmış ola - caktır, Yanlışlıklar varsa yine bu vakte kadar düzeltilecektir. İl- çebaylar nümerotaj işlerile ya- kından il| olacaklar ve me- murlar bütün kuvvetlerile ça- lışacaklardır. Satöç fus yazımı, mintakaların nüfus kalabalıklarına göre yü- zer yüzer ayrılmakta ve her yüz nüfus için birer memur ayrıl - maktadır. Bundan ötürü nüfus yazımın dan İstanbulda yedek memur - larla beraber 8 — 9 bin kişi çalı şacaktır. . Yazım işlerinde bütün me - murlardan, öğretmenlerden, ve mahallelerde okur, yazar kim - selerden istifade edilecektir. Kültlür Bananlığı bir kütüphane satın aldı Jandarma yüzbaşılığından müteka. üzun za » mandanberi biriktirmiş olduğu 14 bin kitap Kültür Bakanlığınca satın alm- mıştır. Kitapların - tasnifine muallim Cevdet tayin edilmiştir. Kitaplar da Süleymaniye kütüphanesine nakledil- miştir. Hidayet Dağdevirenin kitap- ları içinde çok mühim vesikalar ol - duğu gibi 100 senelik Türk gazetecili Üi hayatında çok kıymetli sayılacak mecmualar da bulunmaktadır. sayımı hazırlığı T ÜN AT | Boğaziçini — (— Güzelleştir- mek için Boğazın Rumeli ve Anadolu yaka- larında oturanlar (Boğazicini Güzel- leştirme kurumu) ismi altında toplar mıişlardır. Kurumun başında bulunan lar Istanbul Şarbaylığına da müraca- at ederek yardım istemişlerdir. İstan- bulun güzelleştirilmesi gibi yüksek bir gaye ile çalışanların bu müracan- tını şarbaylık çok iyi karşılamış, dün öğleden sonra şarbaylıkta bir toplan- ti yapılmıştır. Bu toplantıda — şarbay vekili ile kurumun ileri gelenleri bu- | lunmuş ve davet üzerine Şirketi Hay- riye müdürü Yusuf Ziya da toplantı- | ya istirak etmiştir. Dünkü topl kurumun esas zayeleri tesbit edilmiş- tir. Kurum yakında mizamnamesini hazırlayacak ve Boğaziçine halkın faz İa gelmesini temin için birçok şenlik- | ler yapacaktır. — Şirketi Hayriye de | Boğaziçinde oturanlara kolaylık gös- terecktir. —a — Deniz fabrikalarında gemi yapmak için Kasımpaşadaki havuz ve tercanele- nizyollarının ve Akayın | tecekleri vapurlar bu tasavvurla al; | kadar değildir. Ticaret filomuzun bir an evvel takviyesi için vapurların Av | rupa tezgâhlarına yaptırılması kararı verilmiştir. Kendi memleketimizde gemi yapmak için de ayrıca tetkiklere deva molunacak ve bunun için Avru- padan mütehassıs getirilecektir. —— İnkilâp derslerinden imtihan | - Ankarada Temmuzun ilk haltasm- da İnkılâp dersleri imtihanları başla- yacaktır. Mümeyyizler İstanbul Uni - versitesinden seçilmiştir. İnkılâp ders lerinde Recep Pekerin doçenti Hıfar da Ankaraya çağırıldığından dün ak- şam Ankaraya gitmiştir. e— Mişolanın malını haber verenlere ikramiye verilecek Belediye vergisini vermediğinden 10 bin liraya mahküm edilen İstan - bulda Tahtakaledeki buz fabrikası sâ hibi Avram Mişolanın 928 senesi teş- yinlevvelinde firar ettiği anlaşıldığın- dan Türkiye hudutları içinde menkul ve gayrimenkul malı olup olmadığı aranmaktadır. Bunu haber verenlere | hediye verilecektir. * Elektrik fiyatlarının on para in- dirilmesi yüzünden — sosyete, memur maaşlarını in ürmişti. Bu sebepten memurların, alâkadarlıza müracaat ettikleri yazılmışsa da yar” Çımız tah kikata göre böyle bir — tracaat yapıl- mamıştır. Ancak, «mt'yazlı Sösyeteler Başmülfettişliği bu husus*ı tetkikat yapmaktadır. Sosyetenin esasen böy- le bir indirme yapmak tasavvurunda bulunduğu **ylenmektedir. Bayındır- lek Bakanlığı bu işe Önem vermekte- dir. * Tlkmektep sergileri dünden İti - baren açılmıştır. Her mektebin bir ders yılı içinde talabelerine yaptırmış olduğu işleri, grafikler, oya işleri ve istatistikler bu sergilerde gösteril - mektedir. * Üniversitede 1 Temmuzda yapı - lacak orta mektepler muallim mua - vinliği, imtihanı için birçok müracaat dar olmaktadır. Kültür Babınlığından gelen emirde 39 Mayısa kadar Ba - kanlığa müracaat etmiyenlerin mua- meselesinin yapılmaması bildirilmiş - * Hukuk Fakültesindeki eleme im- tihanı neticesi talcbeye *ildirilmiştir. Netice çok iyidir. İmtihana giren 478 e ü a * Evlenme dairelerindeki kayıtla - | vın okunmaz şekilde olduğu teftişler- de anlaşıldığından şartaylık dün bü- tün evlenme memurl'ıklarına gönder- diği emirde evlenenlerin künyelerinin çok okunaklr yazılmasını bildirmiştir. * Kraliçe Marya vapurile yarın şehrimize muhtelif milletlere men - sup seyyahlar gelecektir. Bunlar li - manda iki gün kalacaklardır. * Tünel Sosyetesinin Galata durak yerinde yaptırmağa —mecbur olduğu Üüç katiı kâgir binanım şartnamesi Ba- yındırlık Bakanlığınca tetkik edilmek tedir. Şartnane bugünlerde tasdik e- dilerek geri verilecek ve derhal yapı- ya başlanacaktır. * İlbaylık idare heyeti dün toplan- mış, Mühendis okulu eski idare ve he- rap işlerinde ilgili görülen memurlar hakkında kararını vermiştir. Karar il- baylıkça tasdik edilerek bugünlerde kendilerine bildirilecektir. * Beyoğlu 45 inci ilkmektep kar- şısında belediyenin temizlik işleri ta- rafından ahır yaptırıldığı haber alın mıştır. Kültür Müdürlüğü Sıhhat mü- dürlüğünde teşebbüslerde bulunarak bunun sıhhat noktasından yaptırılma- masını istemiştir. * İnhisarlar idaresinde mutat se - No. $3 Erik Çiçekleri Mahmud YESARI Hattâ bir gece idi. İçmiş, iç- miş, içmiştik. Bir Rente vardı. Ama, ne kadın bilsen! Her, ek yeri lâstikle tutturulmuş gibiy di, öyle kıvrak, öyle civelek, öy | le oynaktı. Onu, masama çağırıyordum. Yine niçin, alık alık bakıyor - Sun? Ne 0? Gücendin mi? Güldüğüme bakma! Eskiden, sana; tuhaf tuhaf, garip ganı.?'v bakıyorsun, derdim ve buna, gü cenmezdin' Yok, yavrum; yok, çocuğum! Yine gücenme, yine darılma! Çünkü ben, alık olmayanı sev - mem, Çünkü aşıklığın şart: alık lıktır. Fakat benim tarafımdan sevilmek, sevilmiş olmak alık- “lığa değrnez mi? | ne kadar belli çok toysun... Sıkıldım... Şen dulluk ta be- ni sıktı. Siyah esvaplarımı, tül- lerimi attım. Monte Carlo'da ku marla, içki ile çılgmlar gibi yıîıdı.m. nanır mısın; bundan da usan dım. Ve her usancın sonü gibi, yorgun, harap, kafam ve dama- ğim bulanık, kekre, hasta düş - tüm, İstanbul!.. Sen de İstanbullu musün? Bunu sormağa ne ha - cet? Konuşuşundan, duruşun - dan belli.. Ana doğma Parisli, olursa, doğma İstanbullu da öyledir. bir sevgimde çekmedim. bul, benden kahbe! Denizi, kıyıları ile, tepelerile, renklerile, Belki de bana öyle geliyor. Gözlerin söndü, çocuğum! Bahsi değiştirelim, Sen, daha bunları anlamaktan çok — uzak, lamışlardır; ülin anadan İstanbulun ayrılık acısını, hiç dereleri bilmem | dun? daha nelerile öyle güzeldir ki... İstanbulun, “Mistik,, ve gü - ya şairane taraflarını “lir,, lerin | de tımbırdatmak isteyen zevki sakat bazı Avrupa romancıları, inanır mısm, İstanbulu, balta - tanbul, Eyüp deîildir. İstanbul, ; İstanbul, Saray burnu değildir; İstanbul, Buğa- ziçi dezeldir. Oh, be! Soluğum tükendi! Çocuğum; İstanbul, İstanbul dur. Evet, İstanbula döndüm ve.. Omuzumda bir elin gezdiğini duydüm. Kadriye, omuz başımda dur- muş, gülümsüyordu: — Bu ne dalgınlık, arkadaş! Sesi, o kadar sıcaktı ki, defte ri okuduğum kırmızı odanın al- lığından daha ateşti. Ürpererek doğruldum: —— Sen misin? İki elini, kalçalarına dayadı: — Peki, kim olsun istiyor - Galiba, pek alık şar gibi sıktı, sıktı; dudaklarını dudaklarıma uzattı. İçim titredi, öpecek sandım. Başmı, birden geri çekti, çıngı - raklı bir kahkaha attı: — Beni mi bekliyordum? Vah, Yesariciğim, Beni görün- ce, öyle titredin ki... Benimle, o kadar şen alay e- diyor ki ben de gülmeğe başlı- yorum. Kadriye, koyu siyah gözleri pırıldaya pırıldaya bakıyor: — Bugün, müthiş bir fikrim var. Onun, birdenbire uyanan ken dine göre bazı fikirleri olduğu- nu artık öğrenmiştim. — Biliyor musun, bugün ha- va, ne güzel! Omuzlarımı kaldırdım: — Gündüz mü, gece mi? far- kında değilim, ki, kahkaha ile gülmeğe başla - dı: — Alık! Öyle güzel gülüyordu ki, o, anda, alıklaşmış olduğuma se - vindim. Gülüyordu: — Gündüz... Hem de sabah... Eliyle omuzuma vurdu: — Haydi, — toparlan sevgi « lim. Yüzümü buruşturdum: öldürmüşlerdir. İs- | İki elile yanaklarımı tuttu ok! . — Ne 02 Yolculuk var gali - Beyazılttan Yedikuleye yeni elektrik kabloları uzatılıyor — Üsküdar kız San'at Mektebi sergisi açıldı. Bu KÜÇÜK HABERLER | marmrrm aa eee nelik ikramiyeler dün memurlara da- Batılmıştir. * Şişli C. H. Partisi tarafından Ha Şirketi ziranın 16 mcı Pazar günü Hayriyenin 71 numaralı vapurile Çı narcığa bir deniz gezintisi tertip edil- miştir. * Haseki Kadın hastaha: pilmakta olan intaniye pa birinci katı bitmiştir. Ikinci caktır. Mutbak ve çamaşırhanenin de yapılması için açılan münakasanın müddeti 17 Haziranda bitecektir, * Çocuk Esirgeme Kurumi ler Birliği 24 Haziran Pazartı saat 15 te senelik kongreli caktır. * Tapu ve Kadastro Meslek mek- tebinin imtihanlarına 15 Haziran Cu- martesi günü başlanacaktır. * Zeynep Kümil doğumevi başhe- kimliğine tayin edilen Haseki hasta- hanesi kadım he :talıkları mütehassısı Eyübün yırine başhekimi :» kadın hastalıkları mü- tehastısı Süleyman Fehmi tayin edil- miştir. * Dün sabah saat 10 da Evkaf di- öe Ninapinin mas l iştirak ettiği bir komisyon toplanmış hazt imam, müezzin, hatiplerin imti. banlarıtı yapmıştır. * İlk mekteplerde dera senesi so- Nu sergileri açılmıştır. Bu yıl mek- teplerde, küçük talebeler birçok gü- zel eserler teşhir etmektedirler. Bu yıl mıntaka sergileri ve genel sergi ya pılmıyacaktır. * Tahlisiye yönetgesi genel direk- törü Necmettin Ankaraya gitmiştir. Direktör, yönetgenin muhtelif liman- darımızda yaptıracağı fener için Fi - mans Bakanlığından izin alacaktır. Bu izine sebep, yapılacak masrafın yüz bin lirayı geçmesidir. Fenerler, Nec- meddinin Ankaradan dönüşünde mü- nakasaya konacaktır. —— Hal rıhtimından alınacak resim Belediye yeni yaptlan hâl rıktımına yanaşacak deniz nakil vastıaları için alacağı resimleri tesbit etmiştir. Bu- na göre: Sarldallar $ kuruş, kayık, su ve ateş kayığı ile emsalinden 10 ku- Tuş, salapurya, et kayığı ve orta ka- yıklardan 20 kuruş, kırık armalı sav- nalardan 30 kuruş, bütün armalı mav nalardan 5 Okuruş, iki direkli yelken ba? — Elbette... Erenköyüne gi - deceğiz. Ben, kırmızı ışıklı, kapanık o- daya alışmıştım. Birdenbire ay- dınlığa çıkmak; taze, çiğ renk- ler, gözlerimi yoracaktı. O, hosnutsuzluğumun farkı - na varmıştı; fakat hiç belli et- miyordu: — Bir kaç gün Erenköyünde kalacağız. İçime bir kurt düşmüştü: — Senin şairin galiba Eren - köyde... Durdu, bir kahkaha attı, iki eliyle omuz — başlarımı tuttu, sarstı: — Senin haberin yok! Şarkıyı hatırlamıştım : — Baharın geldiğinden mi? Senden duymuştum. Beni, tekrar sarstı : — Senin haberin yok, olan - lardan... Bön bön bakıyordum: — Burada, yeryüzüyle gök - yüzüyle aramdaki bağlar kesik. Neden haberim olacak? Omuzlarımı bırakmıştı, ko - katmma başlanmıştır. Paviyon dört katlı ola- Etzurum doğümevi | Otomobilde genç bir kadınla | bir erkek var. Kadınm dizlerin- de paketler duruyor, erkeğin dizlerinde paketler. u Bir hamal gidi 250 kiloluk bir yi den aşağı eğilmiş. Baltayla or- tasından kırılmış kocaman bir ağaç gibi, | 11 Bir ecza deposu. Balık yağı şişeleri, tıraş sabunları, arpa, mercimek unları, filit kutuları, zeytin yağı tenekeleri, Alış ve- riş. Depoya girip çıkan. ıv Gazetelere bakılırsa, otomo- bildeki gençler bir eğlentiye gi- | diyorlar, Ecza deposunun ya- nındaki dükkândan, belki de ecza deposundan, bir şeyler al- mak istiyorlar, Şoföre; “Şura- ya,, diyorlar, şoför oraya doğ- ru giderken sırtında 250 kilo yük taşryan hamalla çarpışıyor. Bu belki ufacık bir sarsıntıyla geçecek bir çarpışmadır. Fakat 250 kilo, kambur, kemikleri çık- miş bir sırtta tek durur mu? 250 kilo yıkılıyor hamalın ka- fasına, hamal ölüveriyor. v 1 — Otomobildekiler belki şoförün hamalr öldürmediğini söyliyecek biricik şahitlerdi, fa- kat geç kalmamak her şeyden üstündür. Hemen inip otomo « bilden kayboluyorlar, 2 — Hamal ya ölmüş, ya öl- memiştir. Daha belli değil. O- nu - kaldırımdan - kaldirıyorlar, |ecza deposuna, Hasan Heza de- | posuna sokmak istiyorlar, de - podakiler kafasından kan sızan, müşteriye benzemiyen yaralı adamı içeri almıyorlar, 3 — Kaldırımda ölenin arka- daşları diyorlar ki: — Cebinde 292 kuruş çıktı. Halhuki o beş lira biriktirip ev- Muradına eremeden öldü adamı cağız. VI Bütün bu numaralı yazmaktan kastım şu: A — Belediyece 50 kilodan fazla yük taşımak yasak edil - diği halde bu adamcağıza 250 kiloyu kim yükledi? Bunun he- sabı sorulacak mı? B — Otomobikleki iki yolcu kazanın aslını gördüklerine gö- re, en küçük bir insanca hare- ketten niçin sakınıyorlar? C — Hasan Ecza deposu ka- nünen yaralıyı içeri almağa barçlu değildir. Ancak, eğer gazetelerin yazdıkları doğruy - sa, höyle bir ödevi yapmağa vicdanen borçlu değil miydi? Orhan SELİM aa smer sen aa ea eee | gemilerincen 100 kuruş, istimbot, ro. | morkör ve dubalardan 100 kuruş ve bütün vapurlardan 300 kuruş alına- caktır. Baç resmi tarifesi ayrıca tes« bit edilmektedir. yazıları luma girdi ve başını çarpıtarak yan yan baktı: — Zavallı şairimin başına ne geldi, biliyor musun? | Şaşırmıştım: — Hayrola, ne geldi? Bir ka- Za mı geçirdi, yoksa... Tuhaf tuhaf gözlerini kırpı « yordu: — Ama çok tehlikeli değil.. Gençtir, kurtulur... Gençliği, o- nu, kurtarır. Bu yandan tehlike yok... K Fakat onun, az çok tehlikeli bir kazadan, böyle kırıla dökü- le, neşeli neşeli bahsetmesi gari- bime gitmişti: — Acımıyor gibisin! — — Çok acıyorum A payım? $ Ben, merak etmiştim; — Bu. ne kazasıydı? — | ğ Sol. eliyle kalbini gösteriyof” u: — Tam kalbinden yaralandi. Şaşkın şaşkın kekeledim: — — Ölmedi mi? Kalbini gösterdiği eliyle & nemi tuttu, sarstı; ÇArkası var)ı j iŞeeiei İŞİN İÇ YUZU — b