— € MEMLEKETTE TAN Yağmursuzluk Bazı Yerlerde | Tesirlerini Göstermeğe Başladı eçiburlu, 10 (Husust müuhabirimiz bildiriyor) — Isparta, Burdur ve Keçi- burlu havalisine bir buçuk aydanberi bir damla yağmur düşme- miştir, Ekinlerin hemen hepsini ekseriyeti büyüyememiştir. Köyl i_ gıinFş kavurmuş, bu yüzden lü endişededir. Bu vaziyet kar- şısında tabii olarak buğday ve arpa fiyatları da biraz fırlamış- tır. Evvelce 25 kuruşa satılan bi 3,5 liraya kadar çıktığı görülüyor. r araba samanın daha şimdiden Üyelerden Aylık Alınmıyacak (Hususi muhabirimiz Çankırı ,10 vor) — Spor kulübü reisinin is- tifası üzerine kongre ikinci defa toplanmıştır. Gürültülü geçen u_ıplşm_ı sonunda Halkevi Spol çilmiştir. Belediye Üyesi Rifat, r Şubesi Başkanı Sadık se- Muallim Gökmen, Ayni, İstas- yon Memuru Şeref, Mehmet ve Gazeteci Kadri Akın da üyelik- lere seçilmişlerdir. t İdare heyeti derhal toplanara! E_vderflen aidat alımması usulüni üyelerine bir çay ziyafeti verileci Mersinde Vazi (Hususi İrk mesaisi Mersini ve k vaziyeti gözden geçirmiş, ü kaldırmıstır. Yakında kulüp ektir. yet Düzeliyor Mersin, 9 muhabirimiz bildiriyor) — Türk Ofisin bir iki ay- terlandındaki ticari vaziyeti ikiye ayırmıştır. Bunlardan biri ofis teşkilâtmdan önceki vaziyet, di- ğeri sonraki durumdur. Müstahsille müstehlik arasındı aki zaman ve mesafeyi kısalt- mak ve her iki bünyeyi daha normal çalıştırmak için müstah- siller ofisin Mersin şubesine bağl: lanmakta, şube bunları alıcılar. la kargılaştırarak teşkilâtlandırmağa çalışmaktadır. Bu arada Mersin ve Ceyhanda yeni firmalar teesstis etmiş, olis vasıtasile iyi faaliyetlere girişilmiştir. Ana, baba ve on çocuğu bir arada Ön Çocuklu Bir Baba Arazi Ve Yardım İstiyor Ğ Sşmsun. (Tan) — Yukarı- ki resim yeryüzünde ne bir ku- lübesi ve ne de bir karış topra- ğt bulunmuyan on çocuklu fakir | bir aile efradını göstermektedir. Babaları Reşit, Karakovuk kö - yünde bir köylünün yanında bo- | gaz tokluğuna çalışarak çocuk. Erguvan acı bir gülüşle: — Ne güzel özür diliyorsu - nuz, dedi. Patron bu davet i: vermeseydi... Buralarda... Şahin kekeledi: —Hayır o — maksatla değ Gelecektim. Fakat korkuyor - dum, 3 Erguvan — tok ve hâkim bir sesle cevap verdi: diyorum azi: nen, açık söyleyen bir insanım. Hayatımda — kafamı iğneleyen bir fikir taştmadığım - gibi, be - nimle dostluk edenlerin de giz düşüncelerle hareket etmel-ın! istemem, çek sey yok. Ben g 1 hareketlerden hiç hoşlan- larını geçindirmek meoburiye - tinde kalmıştır. Kendisi son de- fa, hükümete müracaat ederek bir parça arazi istemiştir. Sıh- hatli on çocuktan başka bir de yolcuları olan bu fakir aileye fazla çocük babalarına verilen ikramiyenin verilmesi lâzımdır. peye oturdu. -— ğ—lıkkın var, dedi. Yelnız sön gün, bir yabancı yanında o kadar ağır davrandın ki!. Ve o günden önceki tesadül- leri, Na iç hazırladığı plânın boşa çıkışını, © gün 'stemiyerek ona arkadaş- lık ettiğini birer birer anıattı, onun nedamet.nde - iüği sezmişti. Şahin, sı- kılgan — ve terbiyeli bir geaçti. kla yakındı. Dedi ki: — Her erkek belki bir kaç ka- | âmın iltifatmı kazanabilir. .Fa- kat eğer — bunlardan her hangi | birine her hangi bir hisle bağ - at kesmeğe mecburdur. Ve bu bir nezaketsizlik sayılamaz. Bir kadın söz verdiği, sevdiği er - kekten başkalarının hoşuna git- meğe, onların arzularına boyun eğmeğe razı olursa ona madığını - söylel Şahin biraz cesaretlenm Kakualdır en vakımı hir kana - .| kadın demezle Bunu inkâr et- | mezsin, değil mi? — | Şahin düşünüşlerini zaten a- | Ispartaya gitmektedir. Geçen y lanmışsa artık ötekilerle alâka - | Mersin-Silifke Yolu yapılmalı Mersin muhabirimizden aldı- ğımız bir mektupta Mersiüâ - Si- difke yolunun henüz yaptırıla- madığı bildiriliyor. Vilâyet merkezile kaza arasında sağ- lam bir şosenin mevcut olmayı- şı, ekonomi noktasından zarar- lar doğurmaktadır. Bundan başka yol üzerinde birçok eski eserler vardır. Kızkülesi adile tanınmış kule ile Romalılara ve Selçukilere ait birçok eserler, Finikelilerden kalma iskeleler birçok meraklıları bu yol üzeri- ne çekmektedir. Yabancı gez- ginleri bir tarafa bıraksak bile yurttaşların kolaylıkla seyrüse- fer etmesi bakımından bu şose- nin bir an evvel yaptırılması ge- zeklidir. Boluda orta Okulun gezmesi Bolu, (Tan) — Bolu orta okulu bir germe günü yapmıştır. Bütün ta- lebe ve öğretmenler düzgün bir yürü- yüşle Okçular köyü yanındaki gezin- ti yerine gitmişlerdir. Talebe arasın- da ip atlamalar, halat çekmeler, çuval yarışları yapılmış, ayni yere gezinti için çıkan Bolu alayı ile voleybal oy- nanmıştır. ——— ispartada kiraz Bayramı Keçiburlu, 6 (Husust muhabirimiz bildiriyor) — Ispartada, üç hafta süren kiraz bay- rarnları başlamıştır. Her taraftan ol- duğu gibi buradan da akın akın halk İi mirden husust trenle büyük bir kafi- le Ispartanın kiraz bayramlarına gel- işti. demiryolunun devlete geçmesi üzerine daha ucuz olacağı tahmin edilen hususi tren tarifesinden istifade ederek bu yıl da yine böyle büyük bir kafilenin geleceği umulu- yor, ——— 'KÜÇÜK TELGRAF HABERLERİ * Merzifon, (Tan) — Ük — okula öğretmenleri arasında açılan voleybol müsabakasını İstiklâl Okulası kazan- mıştır. * Keçiborlu, (Tan) — Keçiborluya güzel bir park yapılmıştır. Bura genç- leri, aralarında bir birlik kurmak için bazı hazırlıklara girişmişlerdir. TAN HAKYERLERİNDE Çamur Şevke- tin Çamurluğu Vefada Kâtip Çelebi mahal - lesinde oturan Nazirenin evinde kiracr olarak oturan Şevket, dün karısmın bulunmadığı sıra da, eve gelmiş ve elinde yarr kadar dolu bir şarap şişesi oldu ğu halde Nazirenin odasına gi- rerek: — Gel, şu şaraptan seti de iç! Demiştir. Nazire, reddedince, Şevket kızarak, elindeki kadının başına fırlatmıştı Nazirenin şikâyeti üzetine, Çamur Şevket yakalanmış ve ikinci istintak hâkimliğine ve - rilmiştir. * Dün Bahçekapıda dolaşan asker elbiseli bir adam, Abdul- lah adında birinin yanına y şarak bir altın lira gösterr — Asker olduğum için kimse bozmuyor. Beş liraya verece - ğim. İstersen sen al! Demiştir. Ahdullah da bu söze kanmış, beş lirayı vererek altımı almı: tır, Fakat biraz sonra, bunun al- tın suyuna batırılmış bir mecidi ye çeyreği olduğunu anlayınca zabıtaya baş vürmüştür. Nesim oğlu Mişon isminde biri şüphe üzerine yakalanmış- tır. * Türklüğe hakaret etmek - ten suçlu Rafail ve Esterin ü - çüncü ceza mahkemesinde dün duruşmaları yapıldı. Dinlenilen müdafaa şahitleri suçluların vapurda yer bulmak meselesinden yolcularla kavga ettiklerini, fakat ağızlarından Türklüğü tahkire delâlet edecek ğrir şey duymadıklarını söyledi ler. Duruşma karar için 21 hazira na bırakıldı. * Kapalr çarşıda Huriye is - minde bir kadın 250 — kurusluk bir kumaş parçası aşırdığı iddi asile ikinci sulh ceza hakyesine verilmişti. Hakyeri, Huriye hak kında dün kararını vermis ve | kendisini 2 ay hapise mahküm etmiştir. Huriye, ayrıca iki ay emniyet nezareti altında bulur durulacaktır. Diğer suçlulardan Huriyenin kocası Mehmet, Ayşe ve Emi ne beraet etmişlerdir. # Çakmaktaşı kaçakçılığın - dan suçlu Talât, Siron ve Yer - vantın duruşmalarına dün 9 un cu ihtisas hakyerinde başlan - mıştır. Suçlular, üzerlerinde ya kalanan 9500 çakmaktaşının es kiden kaldığını iddia etmişler, durüşm” şahitlerin çağırılması için başka güne bırakılmıştır. —0 Marmarada sis düdüğü Zelzele yüzünden Marmara Hayır- adasında yapılmakta iken yıkılan sis düdüğü binasının yeniden yapıl- ması iki güne kadar bitecek ve tahli- siye genel direktörlüğü tarafından teslim almacaktır. Aletler henüz yerine konmadığın- dan düdük ancak iki ay sonra faali- yete geçebilecektir. Bundan başka tahlisiye yönetgesi tarafından muhte- lif limanlarımıza konacak 6 fener de | bügünlerde münakasaya konacaktır. | çamur şeyi Adaları güzel- leştirmek için.. Adaların güzelleştirilmesi ve hal - kın rağbetinin çoğaltılması için Bü - yükada ve Heybelide türlü eğlence- İer tertip edilecektir. İlbaylık Ziraat odası tarafından bu ayın martesi günü Büyükadada bir çiçek sergisi açılacak, 23 akşamında kapa- tılacaktır. Bundan başka - İlbaylık bahçesinde bu yıl ziraat ve çiçekçilik sergisi açılmıyacak, Ziraat odası üye- leri müracaat edenlerin bahçelerini yerlerinde gezerek birincile caktır. Bunlara para müküfatı verile- cektir. Heybeliada pli lığı sahibi Mehmet çek ve fidan- ve gül y de Mehmet Sadık, mandarina yetiştir. meğe de muvaffak olmuştur. Meh - Sadık, bu suretle Tatanbulun etiştirmeğe elverişli bir uğunu ilk defa meydana $ Ziraat Vekâletince de be - Kenilerek kendisi altın madalya ile takdir edilmiştir. Ziraat odasından bir heyet bahçeyi cektir. Heybeli plâjı açıldı Mehmet Sadıkın sal p olduğu top- rak deniz kadar inmektedir. Burada güzel bir vücüde — getirilmiştir. Burada ayrıca bir de tenis kortu ya- pılmıştır. Plâjın açılışı dün yapılmış- tır. Adaları güzelleştirme cemiyeti ta rafından ayım 23 ünde Büyükadada yapılacak çiçek savaşından sonra Hey beli plâj ve tenis kortunda da birçok eğlenceler tertip edilecektir. Heybellada büyük tur yolunun da betondan yapılması ilerilemiştir. yol, Rum Eytam mektebi tarafından Çam limanma kadar inmiştir. Heybe- li rrlttımı da tamir edilerek bu alanın da betondan yapılmasına başlanmış - tır. Heybeli iskelesinin de yapılması bir haftaya kadar cektir. POLIS| Maşallah böyle | Sporculara! İsrail hastahanede Evvelki gün Tozkoparanda Sarı Madamın bahçesi denilen arsada maç yapan iki takım oyuncuları arasımda kavga çıkmıştır. Neticede Israll ile Yani dövüşmüşler, İsrail bıçağını çe- kerek arkadaşını sol böğründen ve karnından ağır sürette yaralamıştır. Oyun derhal tatil edilmiş, Hâdiseye polis el koyarak yaralı hastahaneye kaldırlmıştır. İsrailin tedavi edilen yaralrı dün iyileşmeğe yüz tutmuştur İsrail hakkında takibat yapılmakta - ır. * Yataklı Vagonlar kumpanyası - nın Haydarpaşadaki tamir atelyesin- de çalışan Sabahattin is. larında bir genç il ğt bir sandalla evvelki gün dehi mış, fakat akşama kadar dönmemiş - tir. Bunun üzerine zabttaya haber ve- rilmiş, Sabahattinin aranmasına baş- lanmıtşır, Bü; Çekmeceye kadar giden genç gece yarısı dönmüştür. ze açıl çık ve doğru bulduğu Erguva - nın bu müdafaa edilmez buluşu karşısında nefes bile alamadı. Boynunu büktü: — Hakkın var, dedi. Fakat ben de bu münasebetten o kadar kaçtım ki,.. Tesadüflere kur - ban gittiğime emin olabilirsin. — Erguvan, bahsı kısa kesmek ister gibi: .— Bu bir son imtihandır, de- di. Tesadüfler, hâdiseler yarata- bilir, Ve hemen ilâve etti: — Davet ne zaman? — Yarın akşam, Sustular. Şahin, korka korka, sordu: — Geleceksin değil mi? Erguvan başını salladı: — Belki... Söz vermemekle beraber, arzu ederim. — Turgut beyin davetini kabul etmemek elimden gelmez... Fevkalâde bir şey olmazsa! ahin nişanlısımn bu sözleri- le ne demek istediğini — pek iyi anlamıştı. Ondan artık bu acı hâtiraları unutmasını ricaya hazırlanıyor- du ki Demir beyin ayak sesleri- | ni duydular. Çiftlik sahibi emirler veriyor- du: — Gün battı. Hâlâ kapılar a- | çık! Atik çiftliği kapıları güneşle kapanır, güneşle açılırdı. Muha- fızların kalın sesleri taş duvar- lara çarptı. Ve Demir bey içeri girdi: — E, nasıl? Yarın akşam gi- diyor muyuz Erguvan? — Yarın akşama kadar vak- | tımız var, baba. — Salona geçelim. Burada rahat oturamayız. Şahin dönmek fikrindeydi. Bunu haliyle anlatmağa ça - lışırken, Demir bey: — Ne o, gidecek misin? Ne münasebet. Buraya gelmişken... Erguvan araya girdi: /— İsrar etme baba. Belki Ba- sibrin'de yaptlacak işleri var - dır. Şahin kıpkırmızı oldu. Mırıldandı: — Hayır. Bir işim yok, kalı- yorum, Basibrin” e her gün öğle ü- zeri gelen — posta kamyonu iki İspanyol mühendisi namına bir çok paketler taşıyordu. Fakat bu paketler sahipleri - nin elinde, bir saniye bile dur - madan, “Nadya” nın — villâsına doğru ikinci bir seyahata çıkı - yorlardı. Pirovani'nin eski evi az vakıt içinde bir — eşya müzesi haline gelmişti. — Hediyeler arasında kıymetli şeyler de vardı. Moreno'nun bir Halep seya - hatında getirdiği — inci kolyı Nadya'nın pek hoşuna gitmiş: Pırlantadan, inciden bir kuyum- cudan daha iyi — anlayan İslav güzeli bu inci kolyenin yüksek bir değeri olduğunu gördükten sonra bu hediyeyi verene karşı rakiplerini kahredecek iltifatla- rı esirgememeğe başlamıştı. Ba- sibrin'de artık bu hediye yarışı işçi — kadınlarının diline kadar düşmüştü. — O kadar ki dağda, kırda renkli bir taş, parlak bir kuş kanadı bulanlar için: ühendisinin karısına rsün, Mükâfat alır! | inci Cu- | Ba | | büyük * Y1.6.935 SARRARARAAAN SAĞLIK ÖĞÜTLERİi BN AUT ANI A Şarap bayramı Fransada birçok hekimlerin, hem de ünlü ve âlim prolesörlerin, kendi- tanıtarak şa- a belki şaş- ap bayramı yaparak kendileri bardak bardak şarap içerler? düşünmüşsünüzdür. Bir kere, o şarap dostu hekimlerin birçoğu, şüphesiz, iyi şarapl i tiren bir ülkeden oldukları içi dost olmuşlardır. Vakıâ, insan Şam- şarabile hemşeri olunca, mes- hekimlik te bulunsa, şaraba düş- Sonta, ispirtolu içkileri toptan çe- kiştirmenin faydasız olduğunu he - kimler çoktan anlamışlardır. Ameri- kalrlar, hafif olsun, zorlu olsun İspir» erin hepsini yasak ederek rinin kuru olmasına karar ilkin bayram Fakat yasağın ancak gör emen herkesin eskisinden da- y şkünlükle hem de kötü içkileri gizlice içtiği anlaşılınca, ön- ceden tutulan siyasanın yanlışlığı da meydana çıktı Onun için şimı hekimlerin şarap herkesin şarap içmekten fay« | da bulacağı anlamını çıkarmak doğru Bu medeniyet içinde içki içmeden yaşıyahilen yine yı su içerek işine devam ederse elbette daha iyidi. irçok kimseler ise meden yapamıyı lar, o halde her akşam bir takım ağır pirtolu içkiler içerek çok zehirlen- mektense, az & içki: yemek aralarında içerek hem İspirte ihtiyacını temin etmek, hem de müm- olduğu kadar az zehirlenmek şüphesiz daha iyi olur. Şarap ta vakıâ ispirtolu bir içkidir. Fakat, içine hile karışmamış olursa, ispirtolu içkilerin en az zararlı olan- he Profesör eki ispirto bir gr- Richet, garabın içii dadır, dedi hekimlerin hepsi ispirtonun n aleyhinde olduk- larından kıyamet koparmışlardı. İs - oya karsı toptan propagandanın faydasız olduğu — anlaşıldığındanberi, şaraptaki ispirtonün bir gıda olabile- ceği şimdi daha iyi düşünülüyur. Bundan başka, yakın zamantı hayvanlar üzerinde yapılan tecrük 1 daki — kilo bi nisbetin- ispirto verilirse bundan r rarar gelemiyeceği anlaşıl- maktadır. Bu tecrübelerden insanlar da istifade ettirilerek altmıs, yetmiş kilo ağırlığında bir kimsenin günde altı yedi yüz gram sarap içmesinde de bir zarar görülmüyor. Fakat he- kimler müsaade ettikleri vakit hile yine ihtiyatlı olduklarından bu kadar sarabı da yine az çok su ile karışık olarak içmeği tavsiye ediyorlar. Lokman Hekim İpekli kaçıran kadın Köstenceden limanımıza gelen Ro- manya bandıralı Daçya vapuru yolcu larından Elina Fantayn ismindeki bir kadının üzerinde, kaçak ipekli bulun- muştur, Yolcu salonunda — muayı memurları kadını ararken manto içe- risine astar üzerine mahirane bir su- rette ikinci bir astar şeklinde bi: li kumaş teyelli görmüşleri diyorlardı. Muhtar Arif baraj iş lıştığı için, ona, — su mühendis' adını vermişlerdi. Onun için — pek fena şeyler söylüyorlardı. Nadya'ya kızan- lar vardı, Fakat Basibrin'in işçi | mahallesinde onlardan konuşu- lürken daha ziyade Muhtar A fi çekiştirenler, onu ayıplayan- lar görülüyordu. Muhtar Arif kendisini bura lara kadar sürükleyen talihin a- ğtr hükmünden ürkmüş gibi be£ gin ve — şikâyetsiz çalışıyordu- Karısının gülmeğe, eğlenmeyt neşelenmeğe alışık olan karısı- nm, çocukça — heveslerini hakli buluyor, herkesin hafiflik dedi- ği şuhlukları güzelliğinin, yüt” sek kadınlığının tabil bir verim? olarak kabul ediyordu . : Ve Nadya bütün kalabalığ! iki bini geçmeyen bu küçük €f> düstri kasabasında tıpkı Parisl! bir markiz hayatr sürmeğe çali” şıyordu. Kabul günleri, ziyaftt” leri, sabah gezintileri ve bütüf (Arkası var)