Kırı Cebinden bir parşörnen çıka- rıp Venedik sefirinin burnuna sokar gibi uzatarak haykırdı: “— Bunlar, bana verilmiş o- lan emirlerdir. Ben Karadeniz - deki Venedik ticaret gemilerini sağlam olarak Adriyatik denizi- ne götürmeğe memurum. Bu işi yaptıktan sonra belki keyfim is- ter tekrar gelirim, fakat bir defa ben mutlaka Venediğe gitmeğe mecburum.,, Kardinal bu sözler karşısm- da artık dayanamamıştı ve “Ti- revizan” a bir çok hakaretler sa- vurduktan sonra: ” “— Bir hıristiyan gemicisi - nin buğün en büyük vazifesi Bi- zansa yardım etmektir — de - gö — Bu İsâya — karşı olan recumuzdur. Dinimizin emret- tigi ve vicdanımızın bizi zorla- dığı bir işi brrakmak, tehlikeden korkmak demek olur. Gabriyel Tirevizan! Siz mert bir hıristi- yan gemicisi gibi konuşmuyor- sunuz. Ve sonra sösini bir kat daha yükselterek ilâve etmişti: “— Fakat zannetmeyiniz ki biz yalnız sizin şahsınıza muh - tacız. — Sizin kahramanlığınıza güveniyoruz. Hayır Sinyor! Biz artık sizden hiç bir fedakârlık ve fevkalâdelik ummuyoruz. Bi- ze lâzım olan — gemilerinizdir. Gemilerinizi kullanacak hıristi- yan burada pek çoktur. Bırakı - nız gemilerinizi ve kırınız boy - nunuzu! Hem artık sizinle ko - nuşup pazarlığa girmeğe de lü- zum görmüyoruz. Ben papalığın | vekili sıfatile bir hıristiyan dev- let olan Venediği, hıristiyanlı - ğın selâmeti — namına dört beş gemiden mahrum — edebilirim. Bizans memurlarına gemilerini- zin yüklerini — çıkarmaları için emir verdirmesini impa- ratordan rica edeceğim... Ve yarm bu gemilerdeki Venedik armaları sökülecek, i- Ççine girecek — olan hıristiyan (çdgılerin mensup oldukları hı- ristiyan devletin armaları ko - nulacaktır. — Tekrar ediyorum Tirevizan siz serbestsiniz de di- lediğiniz ânda, dilediğiniz yere aır:;bılıniniı. l cevap Venedikliyi büsbü- tün kudurtmuştu. — Kardinalın dayandığı kilise kuvvetini bile :lç! sayan bir hiddetle haykır - : “— Beni hayvan yerine koya- mıyacaksınız! Bunıy:;nmı;: | nız ki ben Gabriyel Tirevizan si- zin dalaveralarınıza pabuç bi - rTakmıyacağım. Madem ki yük - le_rırnııi zaptetmek cüretini dahi | göstermeğe kalkışacaksınız; o halde, düşmanca çarpışmamız Tâzımgelecek. — Olabilir... O da olabilir. Eğer kafa tutacak olursanız ge- milerinizi hücum ile de zapte - debiliriz. — Görüşürüz kardinal haz - retleri. Yalnız size şunu söyli - yeyim ki kıyamet kopsa bile be- ni alakoyamıyacaksınız, yüksüz olarak ta, boş anbarla ve yalnız safra ile yola çıkacağım. Vene- dikliler! Benimle gelmek iste - | nedik sefirine nız Nizameddin NAZİK Hayır Sinyor! Biz Sizden Hiç bir Fedakârlık Ummuyoruz. Bırakınız Gemilerinizi Ve Boynunuzu! Bunlar da Kandiye'den gelmişlerdi bire karşt yirmi bir reyle gemi- lerin “zorla alıkonulmalarına,, karar verildi. Bu meclise Venedik hükü - metinin — Kostantiniye sarayı nezdindeki sefiri reislik etmişti; ve ilk kararı tamamlayan bir i- kinci karar sureti daha kabul e- dildi. Bunda deniliyordu ki; 1 — Arzusuyla Bizans İmpa- ratorluğu emrinde vazife alacak her Venedikli gemiciye dört yüz düka maaş tayin edilmiştir. 2 — İmparator maaştan baş- ka her tayfanın yiyeceğini ve giyeceğini de temin edecektir. 3 — Bu esasları kabul etme - yen her Venedikli istediği ânda Bizansı terkedebilir. 4 — ... Fakat gemilerden bi- rini kaçırmak isteyecek olan Ve- nedikli gemiciler derhal asıla - caklar ve bu geminin — kaptanı derhal üç bin düka — altını ağır para cezası vermeğe mecbur e- dilecektir. Ve bu kararlar gayet şiddetle tatbik edildiler. Şüpheli tavırlar takınmış olan Venedikli kaptan- lar göz hapsına alımdılar. Her gemiye Bizanslı gemiciler, za - bitler ve nöbetçiler konuldu. Fakat bir iki gün sonra, Ve - sağdarnı soldan P tantiniyedeki oldu ve hayatının tehlikeye gir- diğini imparatora bildirdi. Bu - nun üzerine bir başka telâş baş- ladı: İpini —satmış serserilerden başka bir şey olmayan Venedik tayfalarımı nasıl yola getirmeliy di.? 'Yüksek harp meclisi gene Sent Mari dö Forom kilisesinde toplandı. Bu mesele de uzun u- zun münakaşa edildi. Nihayet bu da bir sağlam kazığa bağ - landı: *“Venedik hükümetine bir he- yet gönderilecekti. —Bu heyet gemilerin niçin alıkonuldukları- nı dost dili ile bildirecek ve Kos Venedik gemici ve kaptanlarına Bizans emrinde bulunmayı kabul etmelerini em- rettirecekti. Ayrıca Venedik - ten, başka bir yardımcı filo da- ha koparmağa da çalışacaktı. İmparator gene kaleme sarıl- dı, bir “ricaname,, daha yazıldı. Gene üç kırmızı salip ile imza - landı ve kaptan Yuvan Diyoz - neji kendi gemisile bu Nameyi ve bu heyeti Venediğe götür - meğe memur edildi. mparator bu namesinde “E- ğer Kostantiniye Türklerin eli- ne düşecek olursa bundan sonra Türk tehlikesinin Mora kıyrıla - rından İtalyan kıyılarma göçe- öyle tehditler yağmağa başladı ki adamcağız evinden çıkamaz Millt Müdafaa Vekâletinden: Cumhuriyet Ordusunda kullanılmak üzere 1455 sa- yılı Askeri Memurlar kanuna ve talimatı hükümlerine uygun olarak aşağıdaki şartlarla yedinci sınıf “Askeri bareme göre Kânunuevvelden itibaren 30 lira asli maaş- la ve Kânunuevvele kadar 25 lira asli maaşla,, Askeri Adli Hâkim alımacakdır. ,1 — Bir Hukuk Mektebini en aşağı iyi derecede bi- tirmiş olmak 2 — İhtiyat zabit olmak. î — 830 yaşından yukarı olmamak Üü geçer hastalığı ve vazifesini greği gi- bi yapmağa mani olabilecek vücut ve akılca bir arızası bulunmamak “tam ilâtlı * h yeneretiti ."tthl bir askeri hastanede mua- 5 — Yabancı ile evli olmamak 6 — Şeref ve haysiyetini muhil bir suçtan mutlak su- rette ve bir cürümden dolayı ü daha zi hapse mahküm veya böyle bir sustan a SYRdE yenlere gemilerim açık olacak- tır. Bunun üzerine kardinal kü - fürler savurarak Sinyor Alvazi- yo'nun gemisinden uzaklaşmış- tı, Venedik sefiri de Tirevizan'a beyhude yere bir çok nasihat - larda bulunduktan sonra kara- ya çıkmıştı. y 'aziyet tehlikeliydi. Herkes gemilerin ne pahasına olursa ol- sun elden çıkarılmamasını doğ- ru buluyordu. Geceleyin, “Sent Mari dö Forom,, kilisesinde yük sek harp meclisi toplantıya da- vet edildi. Gene uzun nutuklar, ateşli sözler söylendi ve nihayet bir İ d l ça suçtan takip altında bu- 7 — Sarhoşluk, kumari âdet etmi: natmış ahlâk ve siretçe hâkimliğe Wm ü ile dile gelmiş olmamak ve bunları polis tahkikatile tev- sik etmek. 8 — Nüfus kâğıdı sureti ve ihtiyat zabiti terhis tezkeresi. 9 — Diploma tasdikli sureti ve muhtasar hal tercü- mesi 10 — Bu şartlar dahilinde isteklilerin bulundukları yerin en büyük Komutanlığına veya askerlik şubesi Baş- kanlığına vesikaları ve dörder adet fotoğraflarile istida ile müracaatları. Ankara'da M. M. V.ne müracaat olunur. (2876) İ 4135 BRİÇ | Yeni başlıyanlar için: 42 Arkadaş renk değiştirdiği zaman yapılabilecek şeylerden birinci ve iknicisinin yeni rengi tutmak veya yeni bir renk söylemek olduğunu an- latmıştık. Bugün üçüncü ve dördün- cü şeyleri göstereceğiz. 3 — Arkadaş renk değiştirmişse tekrar kendi rengini deklâre etmek için, bir Jöve düşüldükten sonra da dört löve krymcl&nd: bir kuvvet lâ - zımdır.. Meselâ: Şeklindeki bir elle bir kör deklâre ettiniz, arkadaşınız bir pike çevirdi, siz tekrar iki kör söylemelisiniz. 4 — Arkadaş renk değiştirmiş - se bir sanzatu söylemek için ne âr - kadaşt tutmak, ne eski renge dönmek imkânları olmamak, fakat elde en az iki buçuk löve onörsü ile iki yanlı bir dam bulunmak lâzımdır. Bu sanzatu sözü tekrar arkadaşa vermek için he- men hemen (menfi bir sanzatu) dur. Meselâ: Kör: As, dam, 8, 7, « Karo: As, 8, $ Trefi: Dam, 10, 3 Pik: 8, 4 Şeklindeki bir elle bir kör dedi - niz, arkadaşınız bir pike çevirdi, siz bir sanzatu söylemelisiniz. Eğer arkadaşınızım rengini değiş- tirmek için iki sanzatu demek için üç buçuk onör lövesi ile, arkadaşın ren- ginden az çok bir kuvvet bulunmak Tâzımdır. Meselâ: Kör: Vale, 4 Karo: As, 6, s,2 Trefl: Rua, 9, 3 Pik: As, Rua, 8, 7 Şeklindeki bir elle bir pik söyledi. niz, arkadaşınız İki köre çevirdi, siz iki sanzatu dernelisiniz, Bilenler için Kâadı (S) vermiştir. (8) iki kör, (O) iki pik, (N) üç kör, (E) üç pik, (S) dört kör söyle- miştir. (O) oyuna pik ruasile başlamıştır. Birinci piki kestikten sonra, (85) anlar ki, eğer koz empas yapar ve ruayı (O) bulursa, (0) karo oyna - yacaktır. Eğer karo aat (E) de ise, ruadan bir el yaptırsa bile taahhüdü- nü yerine getirebilecektir, çünkü(O) karo oynayabilmek için hiç bir zaman €l tutamıyacaktır ve çünkü (S) elin deki trefiler üzerine mordan iki karö kaçacak ve en az bir karo kesecektir. Eğer koz ruası (O) da tek veya faz la yanlr ise (S) bunun yapılmasına mani oamaz; fakat eğer burada oldu Hu gibi rua tek ise (S) empas yapa Cağı yerde koz asını oynadığı takdir de rua düşecektir. Şu halde (8) bu kombinezon ihtimalini düşünerek em pas yapmamalıdır. Prensip: taahhüdü yapan oyuncu, muvaffak olmadığı takdirde eli yanın daki oyuncuya geçirebilecek ve bu suretle onun başka bir renk oynaya rak mordaki muhalazalı bir kâadı al masına sebep olacak bir empas, eğer bu empas taahhüdü yerine getirmek lüzumlu değilse, yapmamalıdır. BULUNMAZ FIRSAT Ev işleri için ve terzilik vesaire | gibi işlere mahsus yepyeni DİKİŞ MAKİNALARI Fabrika maliyet fiyatından Sreee z tet Milli hanında 2 nci kat Hu go Hermann firmasına müracaat 4129 —LTLTE———. —— |kuçuk ALANLAR [ 3 LİRA—Tuvalete ve itriyata ait her ne yapmak İsterseniz herkesin yapa: bileceği şekilde formülinü yazar gönderirim veya öğretirim. Sonfen Tâboratuvarı, Kadıköy rılıtım 76. BUKREŞ HUSUSI 3.6.935 — MUHABİRİMİZDEN Romanyada Donmuş Alman Sermayeleri Bükreş, 29 Mayıs Bütün Bükreşin yemeklerden evvel iştiha piyasasına çıktığı Kale Viktoryanın baş döndü - ren kalabalığı içinde bin metre den seçiliveren Almanlar bugün lerde epey çoğaldılar, Bükreşli Viktorya caddesin - de biribirini görür, kendini gös- terir ve öğle akşam yemekleri için midesini hazırlar. Varını yoğunu takıp takıştırıp piyasa - ya çıkan şu iki dirhem bir çekir- dek ahali arasına, asker caketi- nin kalıpladığı dimdik vücutla - rıma geçirilmiş lâcivert sivil elbi selerle karışan ve adetmiş, şeh * rin disiplini imiş diye de Roman yalı ile beraber iştiha piyasası - na koyulan Alman seyyahları - nın bugünlerdeki bolluğunu me- rak ettim de sordum... Bunlar, donmuş sermayeleri çözmek nazariyelerini yutmuş Alman iktisat doktorlarile, ser- mayecileridir... Almanların dok torlarına akil erdirmek, hele ik tisat doktorlarının yüzlere ayrı labilen ihtisaslarını anlayabil - mek hiç benim harcım değil- dir. Vapur dumanından faydalı bir şey çıkarabilmek üzere ö - mürlerini yarılayan, atılacak marul kabuklarından yemek ya ğt yapacak kadar uğraşabilen, baca kurumunu mürekkep hali- ne koyuncaya kadar sabredebi - len yüzbinlerce Alman doktor - ları içinde elbet “donmuş serma yelerin çözülmesi doktorluğu,, da vardır. Ekserisinin gözlerinde bağa kenarlı pertevsiz kadar kalın camlı gözlükler var. Yalnız don muş sermayelerin çözülmesini öğrenmek için gözlerini pertev- siz takacak kadar yoran şu Al - man doktorlarına bakılırsa, bu bâhsin iktisatta veri pek derin olacak... Ben meselenin doktor olmayanlara — anlatabileceğim kadarını öğrendim yazryorum : Almanlar Romanyadaki po - litika tesirlerini kaybettiklerin- denberi bu memlekette iktisat yollarından nüfuzlarını artır - mak üzere büyük faaliyete baş - lamışlar.. Romanyada Döviz sı kıntısı var.Gelen malların bedel leri gönderilemiyor,donup kalı- yor. Almanların böyle donmuş sermayeleri iki milyar Teyi aşıyormuş... Bir taraftan piyasa yı Fransızlara kaj ü zere boyuna mal gönderen Al - manlar öbür taraftan donmuş sermayelerinin büyüdüğünü görmüşler ve hemen o işin mü - tehassısı doktorlara müracaat ederek çare sormuşlar.. Viktör- ya caddesinde iştiha piyasasın- da gördüklerimiz, donmuş ser- mayenin çözülmesi için bulduk ları usulü sermayedarlara bildir mişler, onlar da çözme doktorla rını beraberlerine alıp buraya gelmişler. Almanlar o iki milyarı geçen Bloke paralarile Romanyanın petrolları ve altın madenlerinin bir ktsım hisselerini satın almak istiyorlar. Bu iş doktorca mu - vafık ve fenni görülüyor ama, politikaca İngilterenin hiç işine gelmiyor. İngilterenin petrol si yaseti malüm. Almanlardan c- pey evvel davranıp bura petrol larının beş senelik hükümete ait ihracat resmini peşin veren İngiliz sermayesi Alman doktor larının yanı başlarında milyar - larla peyda oluvermelerini pek hoş göremiyor. Bu yüzden iki haftadır araştırıları çözme çare- leri bir türlü kabul edilip imzala namıyor. Donmuş sermayeler dedik te bizim de bir mikdarcık donmuş sermayemizin Romanyada çö - zülmek üzere beklediğini hatır ladım. Türk tüccarlarınım altmış milyonluk alacakları da burada ki Bloke paralar arasındadır. İki hükümet arasında esasla- rı halledilen bir anlaşma ile bu paralarımızın daha fazla don - muş halde beklememesini temin etmisik. Sermayelerinin mühim bir kısmı Bloke kalmış tüccar * larımızın iki seneye yakın bek - ledikleri bu paraların doktorsuz gönderilmesi yaklaşmıştır de - nlllyor. İki haftadır Kale Viktoryada Romanyalile beraber iştiha pi « vasasında dolaşatı, sofraya otur dukları zaman da bütün iştiha - larr kapayacak kadar yiyen don mus sermaye doktorlarının İn - giliz nüfuzuna karşı giriştikleri bu mücadeleden çıkaracakları neticeleri müzakerelerin sonun- da yazarım. Eşref ŞEFİK Maliye Vekâletinden: Beş bin şişesi bir kiloluk, on bin şişesi yarım kiloluk, sekiz bin şişesi çeyrek kiloluk olarak yerli mali Yirmi Üç bin şişe yazıldıktan sonra Siyah olan mürekkep satın alınmak üzere 18 Mayıs 935 tarihinden itibaren kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Şartnamesi — merkezde kırtasiye Müdürlüğünden ve İstanbulda — Dolmabahçe- de kırtasiye deposundan alınacaktır. Vermeğe istekli olanların beş yüz otuz yedi lira muvakkat teminatlariy- le 6 Haziran 935 tarihine müsadif perşembe günü saat on beşte Maliye Vekâletinde Levazım müdürlüğü oda- sında teşekkül eden satınalma komisyonuna gelmeleri. (2694) — 4131 l İnhisarlar Umum Müdürlüğünden: I Nümune ve şartnamesi mucibince 25.000 aded Patis- ka torba açık eksiltme suretile satın almacakdır. Ki Eksiltme 17-6-935 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 15 de Cibalide Levazım ve Mubayaat Şubesindeki alım komisyonunda yapılacakdır. Talib olanlar parasız şartnameleri almak için her gün ve eksiltme için de tâ- yin olunan gün ve saatte yüzde 7,5 güvenme akçesi olan 112,50 lira ile birlikde Cibalide Levazım — ve Mu- bayaat Şubesindeki Alım komisyonuna müracaatları. (2983) ——— ——— Askeri Fabrikalar Satınalma Komisyonundan: Bakırköy Barut Fabrikalarında 240 adet köhne 3'5' don pazarlıkla satılacaktır. İsteklilerin 6 Haziran 93 Perşembe günü saat 14 de Fabrikada Satınalma komi$” yonuna müracaat eylemeleri. (3012) yıeti