HER ŞEYDE KALİTE Yalnız gazetelerde değil, herşey de (kalite arıyoruz. Tütk işçisinin kafasından ve elinden çıkacak her nespeden beklediğimiz - ilk iyilik bu; daima gürbüz bir nosrin ve dik, tok, met bir üslübun yaratıcısı Falih Rıfkı Atayın da son makale- sile “Türk işçisinden istediği'bu: Kalite, lk amaç kalite. Ver elini İstikamet marş marş: Kalite. Haygit.. Ne duruyoruz? Bir tereddüdümüz var. Kaliteye giden yolların ağrzında biribirimize bakıyoruz ve hangisine sapacağı - mizi düşünüyoruz. Acaba kalite, Sovyet Rusyada olduğu gibi, kalitesizliğin ilanın - dan başka bir işe yaramayan afiş- lerden doğabilir. mi? Kalitenin, Totem hal uğu takdirde ilk büyük düşmanı olan makine ile | de sam :,.uı.ııi:: ıı:;li:'l Sakın iş, bin oparlör, bin çark dişi, te! kalite” diye hoş ıs::o Iı:r kırışıp durmasınlar? ,Acaba kalite, hardal gibi yeme- kin üstünde sezdirilen ve ona dışarıdan ilâve edilen bir kıymet midir? Yoksa bir nesnenin ecede asıl ma; ar ilâ Opar - lörün, dişlinin değil, bütün bir ta- rihin neticesidir. Netekim, r.:i.ı. Rıfkı Atayın tabirile eski Türk iş- çisinin “diktiği sökülmez, dokudu- Bu yıpranmaz, çattığı kabarıp ay- rılmaz,, ve “eski Türk işimin vasıf. lııı-ı ıııııwklnıi!iz işinin — vasıfları, olduğu lerde afiş, oparlör ve ıııdt?ıı yoktu, Eski Türk ği yaptığı kaşıklar ve takunyı ingiliz Ku dayanıklığı ve çeliğinin sağlamlığı da âletten zi- litesidir: On'arın seci- kumaşları ka :î.wmh’m İknlitede bir gel KN Z me Barlkası değil bi #KlAk Vi iman ve bir karakter sağlamlığı gö yni makineler her yer- — ŞEHİRDE OLUP TAN T Dün Fransız mek'ep gemisindeki zebit ve talebe'erden o'uz k'şilik b'r grup Heybel'adada Deniz Lisesini gezdiler. Resimerimiz bu ziyaretten üç göreydir. istanbul 30 Milyon Vergi Veriyor Yeni Finans teşkilâtı kanunu kurultay'dan çıkınca — İstanbul Fi toşekküllerinde önemli iklikler olacaktır. Son teş- kilütla iki sene önce kaldırı! » muş olan İstanbul defterdarlığı yeniden kurulacaktır. Ancak ye ni deltezdarlığın işgörümü ge - niş olacaktır. Detterdarlığa, İs- tanbul baş mürakıbı Raşidin ge tirileceği kuvvetle söylenmek - tedir. Defterdarın muavinleri olacaktır. Bu muavinliklere de diğer mürakiplerin ve tahak - kuk ve tahsil müdürlerinin geti- tilmesi muhtemeldir. Yeni teş « kilât, vergi işlerinin daha düz- gün gitmesini sağlıyacaktır. SK ieleie Tkzak' Ürererla. ve ki Ğ SeLin n olmak şartile makineni pabileceğine inananlardanım. — Or- | nek seçiminde şaşırmazsak bunu da Türk işçisinin örnek olmaya lâ- yık tarihi kabiliyetleri - sayesinde, =ıı bir zamanda ğ yolu - Pe, ! SAFA Liman Memur Oosu , £| hazirandan sonra İstanbul Tüman ve rılıtım işleri müdürlü- ğünün ekonomi bakanlışml bağ lanacağı Ankaradan bildirilmiş ti. Bu işin kamutayca incelen - yn_eıi dgha bitmemiştir. Onun | için halihazırda eskisi gibi fi - —| nans bakanlığına bağlı olarak kalmıştır. Kadroda yapılması beklenen değişiklik de olmamış tır, Eldeki Memurlar ile işlere ;!evamüedâl:cck:îr. Mümkün o - 'ursa ilerde kadro biraz daha darlanacaktır. Bu istek üzerin - de yüründüğünden çıkan me - murlar olursa yerlerine yeni a -| dam alınmayarak işler ona göre yönetilecektir. N o Erik Çiçekleri Mahmud YESARI Eski bir söz vardır: Ermeni- den dönme, sonradan — görme! derler. O, bantal, yongası üs - tünde yarmanın Ermeniliğini bilmiyorum, —fakat sonradan görmeliğine iman — edebilirim. Evet, öküzlere akıl dağıtıldığı gün, kendi aralarına almaktan utanacakları bu öküz namzedi hantal, bunu, — benim yüzüme karşı söylüyordu. O ânda, çıldırmıştım, seşim kısılmıştı: — Peki, o elli Jiralık kalp de- ğil mi? Beni kalp paraları sürmekle, irmekle; — kalp paralarla ği oynayan bir âşifte mi zannedi - | yordu? Hemen cüzdanımı açtım, o - Tan kalp parasını çıkarıp yüzü- Nefırlattım : 39 Milyon vergi İstanbul, vergicilik yönün - den gittikçe ilerilemektedir. Son yıllarda vergilerin tahak - kuk ve alınması eskiye göre düz günleşmiştir. 934 mali yılı için. de yesi ve ekli vergilerle bera- ber İştandul Finans teşkilâtın ca alınan vergilerin tutarı tah- minen 30 milyon lira kadardır. Yeni istihlök vergisi Yeni istihlâk vergişi kanunu gelmiş ve dünden itibaren tat- bik alanına girmiştir. Bu kanun- la vergiye bağlanan (demir, çe- Jik ve emsali) ve kanunun neş- rinden önce memlekete girmiş bulunan mallardan da vergi alı- nacaktır. Bu gibi mal sahipleri 15 gün içinde beyanname ile Fi- nanşs teşkilâtına müracaat ede- ceklerdir. Kazanç vergisi Kazanç vergisine dair olan 2395 sayılt kanana ek kanun da dün tatbik alanına girmiştir. Ancak 93$ yılında alınacak var- giler için bü kanunun tarh ve tahakkukuna ait hükümleri neş- tini müteakıp tathik olunur. âu kanunla, evvelce verilmiş olan, bazı istisnalar kaldırılmaktadır. Bundan başkakanunda beyan- jameyi tercih eden mükellefler İi - doktor ve emsali kabine sa genç kız, — gözleri yerde, fakat bize bakıyorlardı. ©, karşımda, taş kesilmiş gi- biydi; havadan koku alan hay- van inşiyakma rağmen, bu dar- beyi hiç hesap etmemişti; du - daklarını kımıldatıyor, — lâkin Bir şey söyliyemiyordu, dili ve ı;'“d::r gayri şeylerde işleme - en kafası tutulmuştu. Cilzdammdanwlxı?geım elli - lik, yüzlük çıkardım, bir tanesi- ni koparır gibi çekip — suratına attım: — Bu da borcum! O, benim hareketime baktı; soluk gözleri yandı, söndü; vü- cudü, titrer gibi oldu; alnı bu - ruştu; lop, pıhtı yanakları bu - ruştu, tekrar titredi ve gözleri parlayıyerdi. Anladım, saniyesinde anla - dım. Bana, — iyi bir vurgundan gonra, kafa tutan bir âşilte gö - | züyle bakıyordu. Onu boğmak, öldürmek bile hiddetimi gideremezdi. Kıvırcık saçlı delikanlı ile za- * Senin lütfun da kalpmış! Karcık saçlı delikanlı, zayıf yıf genç kız, patrondan unutmuşlar; başlarını | siyah kravat ye siyah fötr şap - hibi olanlar - hakkında hüküm ler vardır. Yeni finans yılı | Dün yeni Finans yılı başlan- Biğg olduğundan bütün daireler- djıeyedu' Önünde kasalar sa - Yılmış ve yeni yıla devir işi ya- | pılmıştır. Eski yıl hesapları da kapatılmış, yeni hesaplar açıl - mıştir. — Ermeni patriği Kılığını değiştirdi Mabetlerin dışında imam ve papas elbisesi giyilemiyeceğine dair olan kanunun tatbiki için verilen mühlet 13 haziranda bi- tecektir. Kanun o günden itiba ren kati gürette tatbik edilece « ğinden imamlar, papaslar, ha - hamlar cami, klise, havra dı - şında dini kıyafetlerini giyemi - yeceklerdir. İmamlar yeni kanun için tamamile hazırlanmışlar - dır, Hahamlar da esasen hariçte sivil elbise giydikleri için anlar için de mesele yok gibidir. Erme ni papaslar tamamen hazırlıkla Tını bitirmişler ve kanunun tat- bikine başlanmadan evvel siyil el TEN A BAEE MADi * inden itibaren gi » vil elbisesini giymiştir. Bu el- bise siyah çeket ve yelek, çizgi- Ni pantalon, yumusşak gömlek ve ka ve siyah uzun bir perdesüden ibarettir. Arslanyan: — Kanunun tatbik zamanını beklemeğe lüzum var mı? Bu - günden itibaren kanun emrini yerine getirmek hususunda di - ğer papaslara örnek olmak isti - yorum. Demiştir. —— Yol paraları Belediye bütün şuhelere emir vermiştir. Çıkan mali yılın yol vergisini vermemiş ne kadar İs- tanbullu varsa, hepsi hakkında kanunt muamele yapılacaktır. Para vermek istiyenlerden ceza ile birlikte alımacaktır. Vermi - yenler de yollara gönderilecek ve çalıştırılacaktır. Yol vergisi belediye bütçesinde 600 bin li - ra tahımin ediliyor. Fakat bu pa ranın ancak 400 bin lirası top - lanabiliyor. miş, açık açık bakıyorlardı. Önün suratına fırlattığım el- li liralığın üstünü aramağa lü- zum görmeden, çantamı , düm ve onu hakaretle baştan a7 şağı süzdüm, şimşek gibi dışarı çıktım. âîü böyle çocuğum! Bu, bir “İdille” olabilirdi. — Elhette ki gülünc bir“idille,, ! Belki cok gü lecektim! Olmadı, ne yaparsın! Ama, zannediyor musun ki hen, bunu onun yanında bıraktım? ar, benim çocuğum! Ha- yar, benim yavrucuğum! Ona, en katil tbeyi vur - dum, Naşıl mı? Sana, bunu anlatayım: Bir baloda idik. Ây, gene sinirim tuttu, güle- ceğim! e Yavaş yavaş basan akşam ka- ranlığı, özlerimi yormuştu. Kahveden kalktım, “alaca ka - ranlık yollarda, gönlümde se - AA | bepsiz bir hüznün — ağırlığı ile Köşke yaklaştı 'kere sukesildi Belediye sular idaresinin yap tığı tetkiklere göre, son bir yıl çinde İstanbulun müuhtelif yer- lerinde — 365 boru kırılmış 365 kere sular kesilmiştir. Kırılan boru büyük ana hat bo- rusu ise, bütün bir semte, boru- nun derecesine göre bazan bir mahalleye, bir sokağa bir kaç saat için gidememiş, evlerde su lar kesilmiştir. Kuzlan borula - rın dörtte üçü 40, ve 60 mili- metrelik borulardır. Sık sık gu- ların kesilmesine sebep olan bu boru kırılması hâdiselerinin ö - nüne geçilmek için kati karar verilmiştir. Bütün — şebekedeki 40 milimetrelik borular kaldırı- lacaktır. Bu borular gayet ince olmakta ve toprağın yüzüne ya- kın bulunmaktadır. Bilhassa a- gır nakil vasıtalarının tazyi îge borular patlamaktadır. âşı müzdeki yıl, boru kırılma hâdi- sesinin daha az olacağı talımın ediliyor. Şehrin her noktasına fasılasız su vermek için çalışıl - maktadır. Telâş uyandıran Yangın haberi Evvelki gece İstanbul itfaiye sini telâşa veren bir yangın ha- | beri gelmiştir. Bu yangın Siliy- | riye bağlı Çanta köyünde gece 1 sularında çıkmıştır. Çanta ve | Şilivri jandarması birdenbire bütün köyü sarmak - tehlikesini gösteren yangını söndüremiye- ceklerini düşünerek — İstanbul jandarmasını haberdar — etmiş - ler, 300 evin tehlikede bulun - duğunu bildirerek yardım iste- mişlerdir. 300 Evin yanımak üzere bu - lunduğu haberi itfaiyeyi derhal rüldü.,, haberi gelmiştir. İtfaiye arabası yola — çıkarılmak üzere Sirkecide hususi bir trene yük- lenirken, ateşin söndürülmek ü. zere olduğu yolunda bir telgraf alınmış, ardından da “yangın altı ev yandıktan sonra söndü- rıldü.,, haberi gelmiştir. İtfaiye arabaları, vagondan indirilmiş, Siliyriye gönderilmesine lüzum kalmamıştır. biraz şaşaladım. Köşkün pen - cerelerinde ışık yoktu. Kadriye, komsu köşklerden birine mişa- fir mi gitmişti? Onun, civarda bir dostu, ah- babı olmadığını söylemişti. İh- | timal ki o da, — Emelle birlikte gezmeğe, dolaşmağa çıkmış o - Tacaktı. Kapıyı acan ihtiyar hizmetçi kadın, tuhaf tuhaf yüzüme ba - kıyordu. — _Hınıme(cndi, yoklar mı? İhtiyar kadın, — tutuk tutuk cevap verdi; — Hayır... İstanbula gittiler Bu, hic beklemediğim bir va- ziyetti. İstanbula gecehilmekli- gim biraz süpheliydi. Son treni, son vapüru bilmivordum. — Giderken, benim için bir şey söylemediler mi? ; Bir m:kll:p bıraktılar. üreğime sular serpilmişti: öip Aman ver... gîıı-ı:yiıııı..ş Hizmetçi kadın, kapının ö - nünden çekilmişti: — Buı_mmnuı. içeride oturu- yim. nuz. zaman, | — İçeri girdim ve sofadaki bir 1 omüzülecektir. (Ev köpekleri ancak » üdar Zeyne; ni hi nesi dünden itibaren doğum evi ve kadın hastalıkları polikliniği balinde çalışmağa başlamıştır. Yeni teşkilât- ta buraya baş doktor olarak Haseki kaçın haştalıkları mütehassısı doktor Eyüp tayin edilmiştir. * Ağrı ilbayı İmadettin Ardanın Karakösede kalb sektesinden ölümü meslek arkadaşları ve kendisini danı yan, gevenler îmmü büyük act u- yandırmıştır. İmadettin Arda daha genç denecek bir yaşta idi. Doğru ve çalışkandı. Kaymakamlıklarda mül - kiye müfettişliğinde bulunmuştu. Ağ rı valiliğinden önce bi gönel mü fettişlik asayiş müşaı . Duyduğumuza göre İmadettin Ar- da yatağında ölü bulunmuş ve kalb sektesinden öldüğü anlaşılmıştır. Ke- derli ailesine taziyetlerimizi bildiri - riz. * Son günlerde kuduz vakalarının çoğalmast üzerine, şarbaylık kayma- kamlıklara mühim bir tamim gönder miştir. Boğazında tasması ve numa- Tası olsa bile, sokaklarda tek başına dolaşan ev köpekleri derhal tutulup ;'-?IP birlikte ve zincirli olarak olaşabilir. Ev köpeklerinin her ya: | bağlanıgitında beletiye kayıoalğ n rafından muayene edilerek şir rapor almması kararlaştırılmıştır. * İstanbul Sanat mekteblnden bu sene 33 talebe mezun olmuştur. * Yüksek B Teakabl Kelc | 2.6.9353 — BU DA BENDEN #KENDİ KENDİME ÇATMAK ! Kendi kendime çatmasını çok severim; hele oğlum Orkan Se- lim, sana çatmak, seni hırpala- *| maktan duyduğum tad bir kötü huylu üvey ananın sıska, cılır üvey kızını horlamaktan duy - duğu tada benzemese de, bir düşmağın bir düşmanı ezmesi şibidir. Ben, Orhan Seliüm, kendi ku- surumu, kendimin günden gü..e götüleşen yazılarımı başkaların- dan önce görmeğe, amamağa, böyle ulu orta söylemeğe çaıı- arak belki de bir körü & yapıyorum, belki de özümü | #züme karşı kurtarmak istiyo « rum, Ölabilir. Bu her küçük en- tellektüelin huyudur. Eninde sonunda ben Orban Selim de bir küçük entellektüciden baş - ka bir nesne değilim, Diyeceksiniz ki, durup durur- ken, papasın önünde günah çı- karan bir dsa dinlisi gibi okuyu- cularının karşısında böyle ken« di kendine çatmak, nereden ak - lına geldi, bu duyguyu böyle birden bire niye duygğun? Bu sorgunuzun karşılığını ve rebilseydim eğer, daha doğruşu yukarıda yazdığım şeylerin bu karşılığı yeteri kadar verdiğini sansaydım, böyle komikleşmez- dim karşınızda. Orhan SELİM Fransız m Gemisinde balo Limanımızda bulunan Fran - sanın Jeanne d'Arc mektep kru vazörü kumandanı Donval dün sahah vilâyete gelerek ilbay ve- kilini ziyaret etmiştir. Kuman « dan bundan, sonra deniz ku- ihaslanını, İstaybul kumanda « nını ziyaret etmiş ve bu ziyaret ler iade olunmuştur. Düu Krüvazör zavıt v törlük adı, Yüksek mühendis mekte. gür. * Yeni istihlâk vergişi kanunu dün İstanbul gümrükler baş direktörlüğü ne Bakanlıktan bildirilmiştir. Yabancı dil mektebi kaldırılıyor mu ? Üniyersiteye hağlı yabancı dil mektebinin yeni ders senesin den itibaren kaldırılacağı söy - lenmektedir. ı Dil mektebinin kaklırılması - "nâ'en büyük sebep olarak mek - tebin iyi rındd.lmn vermediği österilmektedir. ; — Yabancı diller mektebi için 80 bin lira tahsisat konmuştu. Fakat bu tahsisat ile üniversite de istenilen randıman alınma - tur. liğimize göre Kültür Bakanlığı önümüzdeki yıldan itibaren diller mektebini kaldıra cak onun yerine Üniversiteye devam eden talehenin ccnebi li- san öğrenmelerini temin için ay rr şekiller bulunacaktır. koltuğa oturdum. Biraz sonra hizmetci kadın, elinde bir kâ - Batla geldi. — * âğıdı aldım, — baktım. İlk çarpan şey, yazı oldu. Bu yazıyı yazanım tabiatını, hu- yunu anlamak için grafoloji mü- | tehassısı olmağa hacet yoktu. | | Keskin, alabildiğine gitmiş, ba- şıboş bir yazı. Kadriyenin yazısı, kendi ge- razatlığını tamamilı österi | gü “Senin habhersizce gıyısmana hayret etmedin. Aklına esti! dedim. Ciyarlarda mr dolaşı vorsna? — Yoksa İ gectin? Artık bunu, pek kesti y 1. tapiştta in ı'ğm Plün, program, rota sıyılar olmaz sin? Bunu, biç zannetmiyorum. Serseriliğin daüssılasını bilirim. Onun için, hemen döneceğin - radı şehrimizde gezintiler yap - mışlar, müzeleri ve camileri gez mişlerdir. Dün Fransız misafirlerden 30 kişilik bir grup öğleden sonra Heybeli adadaki deniz lisesini ziyaret etmişlerdir. Misalirler saat 15 te geminin motorları 16 mektep iskelesine varmışlar ve tabur hatlinde kendilerini hekle- vep anektep talcbesi tarafından şaılanmışlardır. Mişafirler müdürlük dairesin de biraz dinlendikten sonra mek *tebi gezmişler ve görülen inti- zamı takdir etmişlerdir. Fransız dostlarımız şerefine mektepte bir çay ziyafeti verilmiştir. — Mektebin spor sahasında bir futbol maçı tertip edilmiş, Fran gIZ misadirler maçı seyretmiş - lerdir. Mektep talebesinden bir grup, bugün öğleden sonra Jeanne d'Arc kruvazörünü ziya- ret edecektir. Dün gece Fran - sız sefiri Kammerer tarafından döneceksin, Defterlerin hepsini birden vermediğimin sebep Ve hikmetini şimdi anladın mı, kü” cük bey? “Sen, olmayınca, köşkte yak mezliktan boğulacağım. Ben İstanbula iniyorum. Belki İs - tanbulda biribirimizle karsıla ” şırız. Ben, en fazla üç gün kal mak niyetindeyim. “Bu kâğıdı, her ihtimale kaf- şı yazıyorum. Belki köşke dö * nüyerirsin. Beni bulamayında alınırsın. Köşk, senindir Hiz * metci kadın, emçindedir. Keyfi” in (: gibi ye ic, vat ket't sapa 3: aşsala af “Söylemiyeceğim! di “Haydi söyliyeyim, be arkâ daş... “Kıskandım! ğ “Seni sevmeğe mi — başlıy9 den ümidim yok. Yalmız. bu kaç gün sürecek? O da meçhül! “Fakat elindeki defter, ça - huk bitecek. Ş ü rum?.. Ne budalalık! i “Gözlerinden öpmüyorum Kadriye» »