e— 58.3. 918 Yirminci 5—— TAN OKUDUKLARIMIZ DUYDUKLARIMIZ | Asırda || Di Esir Tfoafeti BirIngiliz Şilebi Bir Gün Deniz Ortasında Yelkenli, Yüksek Bir Gemi Görmüştü . Geminin içinde Ayaklarından Zincirlerle Bağlı 12 Veya 14 Kişilik 20 Sırada Aşağı Yukarı 250 Esir Zenci Vardı New - York'ta çıkan Current History'de görülen bir yazıya Böre esir ticaretinin ortadan kalktığı boş sözdür. Fasta esirler MFraruıılnn:ı işgalinden evvel €rakiş pazarında siyah ve Tap erkek, kadın ve çocukları- hin satıldığını gördüğünü söy- iYen yazının muharriri işi şöy- üstünde kaldı.” Onbeş pazar Müuharrir diyor ki: “Bugün Fasta bu ticaret Kal- mamıştır. Fakat bugün Uluslar Kurumuna girmiş on beş mem:- lekette esir ticareti yapılmak- tadır. Liberia — Cümhuriyeti Uluslar Kurumuna dahildir, fa- kat arsıuluüsal bir tahkik komis- Bir zenci esir 1'ınl:myı;u- “Pazar bir dua ile açıldı ve Vedi. tellâl satışa başladılar. ı_.i'îı ayakta veya çömelmiş â:luelerle dolu idi. Bir kısmı Te Kuran okuyorlardı. Tellâllar tü Yya genç ve dinç bir zenci ile ı.“l_el ve genç bir Arap kızı ge- irdiler, Seyircilerden kibar biri Naran PŞEEEEDEDE yonunun ifşaatından sonra her- kes bilir ki, Liberia hükümeti askerlerini göndererek zencileri esir eder ve bunları bazı Porte- kiz adalarındaki kakao yetişti- kırmızı duvarların gölgesin- | ren tüccarlara satar. Habeşistanda nasılmış ? “Yine Uluslar Kurumu üyesi olan Habeşistanda esirlik iyice Bi ; . Ş t"' Zenci Köyünde esir alıcıların geldiği haber veriliyor gözîtll’_!' İ!qren: bulundu, satıcı de ““l Yerinden fırlamış bir hal dinç d, Konuştular, Müşteri ile genç Arap kızı dolar teklif etti, Başka itin Zenci İtegi” Sıkmadığından esirler kökleşmiştir. 1.240.000 kilomet- re murabbat genişliğinde olan bu memlekette esirlerin sayısı iki milyondan eksik değildir. Çok “modern” bir kıral olan Heyla Selasiye'nin memleketi doğmuştur. Ge! ! Gazetesinin satışını arttırmak için kadın ve çocuk kaçırtmaktan çekinmiyen adam AAA DA Amerikanın gazeteciler kraİr William Hearst geçen ay gaze- tecilik hayatmın 48 nci yılına bastı. Bu şayanı dikkat adam tarafından çıkarılan gazete ve mecmuaların okuyucu yekünu (30) milyondur. Hearst bundan 72 yıl evvel iği Amerikada işlerin yer ün hiçbir ye- rinde görülmemiş şekilde büyü- g;?n.“ H'ır:n( bundan istifade et- miş, gazetelerini işçinin anlıya- bileceği bir seviyeye indirmiş- tir. .Univerıi(eden delişmenliği yüzünden kovulan Hcarst ilk ı Eundın tecrübelerine World gazetesin - de başlamıştır. Yeni gazetecilikte kadın, nayet, servet mevzularını istis- mar suretiyle para getirdiğini gören Hearst babasının San Franciskoda çıkardığı Examine adlı ve mütemadiyen zarar et- mekte olan bir gazeteyi ele al- teyi Amerikanın en çok satılan sokmuştur. irâa Nevyorka ge- lerek Morning Journal gazete- sini satınalmış ve eski çalıştığı hiş bir rekabete girişmiştir. Amerikanın sansasyonel gazete- mış ve 4 sene zarfında bu gaze- | World sahibi Pulitzer ile müt- | derebeylerile doludur. Bu dere- beyleri tüfekli, mızraklı çetele- rile köyleri basarlar, kulübeleri yakarlar, ihtiyarları öldürürler, esir aldıkları kadın ve çocukla- rı, zincirlenmiş bir kârvan ha- linde uzun yerlere yolculuğa çı- karırlar.” “İmparatorlar — İmparatoru Heyla Selasiye bunun önüne geçmek için elinden geleni yap- maktadır. Adis - Ababada esir- likle mücadele nazırlığı vardır, nazır da Habeşistanın eski Ro- ma sefiridir. Diğer taraftan ve- Hahdın başkanlığı altında yine bir esirlikle mücadele cemiyeti vardır. “Bu sayede Habeşistanda bin lerce esir azat edilmiştir. Azat edilen esirler yalnız bu memle- kette değildir. Hindistanda Ne- pal Mahracası 1924 te 58.000 esir azat etmiştir. İngilizler de yine Hindistanda 185.000 esirin hürriyetlerine — kavuşmalarına meydan vermişlerdir. *“İnsanın hiçbir kıymeti ol - mayan Çinde esir alım ve satı- mı hiçbir zaman durmamıştır. Nanken'in kontrolundan uzak illerde milyonlarca Çinli esir olarak yaşamaktadırlar,” Esir tüccarları “İran körfezinde İngiliz do- nanmasına mensup dört avizo, esir ticaretine mâni olmak için gece gündüz karakol vazifesi görmektedir. Esirlerin en fazla geçirildiği yerlerden biri Kızıl Denizdir, Burada da dörder top- lu iki İngiliz avizosu devriye gezmektedir. İngilizlerin bu iki gemisine iki İtalyan gemisi yar dım etmektedir. Fakat bütün bu tedbirlere rağmen esir ticareti- nin önüne geçilememektedir. “Esir tüccarlarının bu taki- battan kurtulmak - için sür'atli vapurları, vapurların korkusuz gizlenebileceği yerleri, mükem- mel casus tertibatı vardır. Bun- lardan ancak birisi yakalanırsa on ikisi Arabistana sokulmağa muvaffak olmaktadırlar, Taif ve Mekkede bu ticaret çok iyi organize edilmiştir. “Bir İngiliz sübayının söyledi ğine göre her sene Afrikadan Arabistana erkek, kadın ve ço- cuk olarak beş bin esir nakledil. mektedir,” Deniz ortasında “Bir İngiliz şilebi bir gün de- niz ortasında yelkenli, yüksek bir gemi görmüştür. Şilebin kap tanı, hareketsiz duran gemiyi kazaya üğramığ zannederek ge- miye yaklaşmış ve çok geçme - den bunun esir nakleden bir ge- mi olduğu anlaşılmıştır. Gemi- de ayaklarından zincirle bağlı 12 veya 14 kişilik 20 sıradada aşağı yukarı 250 esir zenci bu- lunduğu — görülmüştür. Şilep kaptanı telsizle İngiliz ve İtal- yan avizolarına haber vermek - »ten başka bir şey yapamamış, fakat o zamana kadar yelkenini tamir eden'gemi sür'atle Ara - bistan sahillerine doğru uzak- laşmıştır.” Arabistanda esirler “Arabistanda satılan esirler ekseriya fena muamele görme - mektedirler. Bunları alan din- dar müslümanlar kendilerini hoş tutmaktadırlar. — Araplar esirleri sakalık, bekçilik, hiz « metçilik gibi i, lerde kullanmak- tadırlar,. İbni Suut 1927 de İn - giltere ile imzaladığı Cidde an- tandına göre esir ticaretini kal- dırmak için İngiltereye yardımı kabul etmiştir. Fakat o da bu hususta Habeş imparatoru gibi bir şey yapamamaktadır. Arabistanda güzel esir kızlar çok defa bin liraya kadar satıl- makta ve zengin Araplar bun- ları almaktadırlar,” | çıkardığı diğer bir Gazeteciler Kralı mı, Yoksa Heyecanlar Tüccarı mı? ciliğinin başlargıcı addedilen bu tarihlerdedir ki yazıcılara, bilhassa heyecanlı yazı yazabi- lenlere akla hayret verir paralar verilmeğe başlanmıştır. Resim- li komik fıkralar; karikatürler, krokiler, renk renk; rakip gaze- telerin sayıfalarını doldurmağa başlamıştır. Öyle bir heyecan yarışı başlamıştır ki, on ay zar- fında Journal gazetesinin satışı | (20) binden (400) bime çıkmış- |- tir. Bu satış rekabetini büsbütün alevlendiren İspanyol istibdadı altında inliyen Kuba adaları me- saili olmuştur. Adaya sürü sürü muhabirler, fotoğrafçılar gönde- rilmiş, resmi telgraflar çaldırıl- mış, esiç bir kız bin bir müşkü- lâtla kurtarılmış velhasıl hal- kın heyecanmı uyandıracak hiç- bir şeyden geri durulmamıştır. Sonu Amerika - İspanya harbi ile neticelenen bu gazetecilik rekabeti sürümü bir milyondan fazla arttırmıştır. Hearst'ı bu muvaffaktyetine rağmen, esra- rengiz; anlaşılmaz bir adam sanmak hatadır. Bu adam daha ziyade kimin arabasına binse onun türküsünü söyliyen bir tiptir. Nevyorktaki gazetesinde n dafaa ettiği bir prensipin tam aksini San - Francicco'da gazetede bulmak; kendisi dünyanm en büyük tröstü olduğu halde tröstler aleyhine yazılar yazdır- mak; kısaca anlatmak lâzımgel- se, ondan daha renksiz bir ga- zeteciye yer yüzünde — tesadüf etmek mümkün değildir. Amerika gazeteciliğinin hal- kın en aşağı hislerine hitap eden cephesi herkesten evvel Hearst tarafından tatbik sahası- na muvaffakıyetle konmuştur. Bununla beraber bu heycan ta- cirinin Amerikada intihabat es- nasında çok az nüfuzu vardır. Onun düşmanlığından korkulsa bile her halde kimse de dostlu- ğunu istemez, Hearst Şikagoda Sezar, Na- poleon gibi büyük adamların heykelleriyle tezyin edilmiş muhteşem bir kâşanede oturur. İnsan gayet tabil olarak acaha onda “İmparator hastalığı,, var mıdır diye sorabilir. Bu vüâsi, muhteşem salonların, malikâne- lerin, sarayların çiftliklerin; sa- nayiinefise merakımım, şatoların manası bundan başka ne olabi- lir? Gazetecilik için düşüncesi, bir gazetenin olan şeyleri yaz- ması değil; yazmak istediği şey- leri icat etmek kudretini gös- termektir. Böyle bir arzunun Te AD ancâk politikacılıkla tahakkul€ edebileceğine inanan Hearst ha- yatında değil bir âyan azalığı; yahut cümhurreisliği; en ufak bir kasabanın belediye rcisliğine seçilmeğe bile muvaffak ola- mamıştır. Eli açık, iyi kalpli, cesur bir adam denecek vasıfları da var- dır. Ona sadece para için gaze- tecilik yapan bir adam da dene- fena-bir prapazandaya âlet ol - duğuna da onu ikna etmiek ka - bil değildir. Hearst'ı anlıyabil « mek için Amerikanın heyecan sever halkını tanrmak lâzımdır. Başkaları nasıl milyonlarca şap- ka, milyonlarca kundura, mil- yonlarca saat yapıyorlarsa He- arst'ta milyonlarca kariin heye- canına hitap ediyor. Her ne pa- hasma olursa olsun milyonlarca satılan gazete Hearst'ın gazete- cilik hakkındaki fikrinin en iyi bir hulâsasıdır. 'Büyük su | |Bentleri İ Panamada Gatun bendi 35 metre yüksekliğindedir. On milyori sarfı ile Amerika hükü- meti tarafından yapılmıştır. Wilson bendi 47 metre irtifa- dadır. Amerika harbiye dairesi bunu yapmak için (55) milyon lira sarfetmiştir. Bu bent Te- nesee eyaletindedir. Osage bendi 49 metre yük- sekliktedir. (32) milyon liraya çıkmıştır. Kaliforniyadaki San Gabriel bendi 144 metre yüksekliğinde- dir. (28) milyon liraya mal ol- müuştur, Conouwingo bendi 35 metre yüksekliğinde olup (55) milyon lira sarfedilerek inşa edilmiştir. Nevyork eyaletindeki Asho - kan bendi (34) milyon Ii.ra_yı çıkmıştır. 84 metre yüksekliğin. dedir. Assuan bendi (31) milyon li- raya mal olmuştur. (63) metre yüksektir. İsviçrede Barberine bendi (22) milyon liraya mal olmuştur. Esla bendi İspanyadadır. 13 milyon liraya çıkmıştır. Dünyanın en yüksk bendi Kaliforniyadadır. Pardee adını taşıyan bu bent küçük fakat yer yüzünün en yüksek bendidir. 118 metre yüksekliğindedir. Yer yüzünün en pahalıya çı- !tşn bendi de Rusyada ayni isimdeki nehir üzerinde Dnei- [():r bendidir. Ruslar bu bendi 120) milyon liraya inşa etmiş- lerdir.