26 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 14

26 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M P B M FUAD BULCANIN HAVA KURUMU KURULTAYINDAKi ÖNEMLİi 26.5-035 SÖYLEVİ istikbal Harplerinde Ulusların Mukadde- ratını H 'Ankara, 24. ALA. — İsmet İnönünden sonra Türk hava ku- rulu Başkanı Fuad Bulca önemli bir söylev vererek demiştir ki: “ Havacılık derkırı bir çok şua- batından evvel hatıra gelen tay- yare ve tayyareciliktir. Tayya- renin bugün ve istikbalde nasıl bir silâh ve nasıl bir kuvvet ola- cağını anlıyabilmek için rakam- lara istinad etmek ve biraz geç- miş günlere dönmek isterim. Tayyare henüz çocuk denilebi- lecek kadar diğer icatlar yanın- da yeni bir mevcudiyettir. Yeni bir unsurdur. Bundan — İ2 sene evvel 1903 de Amerikada Fayt biraderler 22 saniye kadar hava- da kalmak ve 200 metre kadar bir uçuş yapmak suretiyle ha- vacılık kapılarını açmışlardır. 1906 da ilk rekor, saatta 41 ki- lometre kadar bir sürat ve 220 mMetre bir mesafe katediş, 80 ki- loluk yani yalnız bir adam ağır- lığı kadar siklet taşıyış, 1920 de yani 14 sene sonra 30 a mukabil 272 kilometre sürat, havada ka- lış 22 ganiyeye mukabil 24 saat 15 dakika, bir defada katedilen mesafede 1915 kilometredir.Ta- şıdığı yük iki tona yakındır. Yükseliş kabiliyeti 10093 met: re. 14 sene daha fark alalım: 1934 ve 1935 senelerinde sürat 709 kilometre ki bu resmi olan rekor kaydıdır. Son zamanlarda İtalyanın henüz tecrübeleri ya- pıilmakta olan bir - tayaresinin süratı 900 küsür kilometre, yani bin kilometreye yakındı. Dört gün havada kalış. Artık bu ha- vada kalış rekoru yoktur, taşı- nan yük ise 20 tona yakındır. Pariste tayyare hücumlarıma karşı korunma tecrübesi sırasında bir baloncu liş,bu meyanda — Amerikadan 'f'ğa[;'f'" doğruya — İstanbula, *433 metre de havaya yükse- Amerikadan Rayıkıy hiç yere konmadan yapılan seyahatlar vardır. Bundan başka Londra- Melburn seyahatı 18,723 kilo- metre yani dünya muhitinin nıs- fina yakın bir* yoldur. Büyüklük ve yük taşıyış kabiliyetine misal olan bir çok tayyareler varsa da, yalnız bir tanesini söyliyece- gim. Müessif bir kaza neticesin- de Rusyada düşen Maksim Gor- gi tayyaresi. 75 yolcuyu bütün konforu ile yani yataklariyle ta- şıyan içinde matbaası olup her- gün gazete neşreden ve alıcı ve- rici radyosu ve sineması bulu- nan harika denilebilecek muaz- zam bir eser idi. Dünyada bu ve bunun emsali yapılmaya başlan- mıştır. Bu rakamlarla 30-35 se- ne gibi kısa bir zaman zarfında havacılığın tayyare kısmındaki terekkiyatı göstermeye çalış- tun.,, Müdafaada tayyare Fuad Bulca bundan sonra tayyareciliği şimendiferlerle mu kayese etmiş ve demiştir ki : “Tayyare, memleket müdafaa sında, orduda bir silâh olarak ne dereceye kadar bir vazife görebi lir. Bunun hakkında yapılan tec rübeleri tetkik etmek - icabeder, Cihan harbi bu tecrübeleri yarat mıştır. Cihan harbi iptidaların b da bütün uluslar, memleket mü dafaasını deruhte etmiş olan ku manda heyetleri tayyareler hak kında pek müspet fikir sahibi de ğillerdir. Harp esnasında hangi kıtaya tefrik edilmişlerse o kıta kumandanı bunların hizmetleri müşkül ve kendilerine yüklen - miş bir ağırlık olarak telâkki et mişlerdir. İşte bu telâkki aleyh te en bariz delildir. Bir çok hü - kümetlerin tayyare vaziyetlerin den cihan harbine girmiş yalnız i-i hükümetin vaziyetlerini mü - nakaşa edeceğiz. Almanya 258, Fransa 138 tayyare ile harbe iş tirak ettiler, İlk giriş bu mikdar Üzerinde idi. Harbe başlar baş - | lamaz bir süvariden daha az ke- şif hizmeti yapacağı zannedilen ııyy_ırelcriıı süvariden çok yük- sek iş gördüklerini anlayan ku - manda heyetleri tayyareye ya - vaş yavaş krymet vermeye başla dılar, Nihayet harp. Piyade ve süvari kıtaları gibi hava kuvvet lerinin de iştirakini icap ettirdi. Taarruzda kıtalara yardım ge - linciye kadar tayyareler —düş - man üzerine sevkedildi, Bunlar yerde sürünürcesine aşağıdan giderek taarruzda bulunan düş- nan kıtalarına yağmur gibi ateş €derek ve bombalar atarak düş- manın taarruzlarını durdurmuş ve kendi kıtalarına ihtiyat kuv - vetler yetiştirilmesi icin lâzım âı::en zamanı kazandırmışlar - : Tayyarelerin artışı , İşte bu hâdiselerden sonradır. ki, ordularda tayyareler lâzım gelen mevkii ihtiramı almış bu. klunuyorlar, Misali şuduüur. Dört sene sonra 1918 de Almanya 258 tayyareye mukabil 2815, Fran - Ba ise 2750 tayyare bulunduru - yordu. Harp zamanındaki ima - Tâtın yi ise Almanyada 67,982 dir. sonra Zayiatın yuıdeusıyı ylemis ve demiştir yarecilikteki :'_dulımıı 8öÖ) ı M Uçmanların adedi ! Mevcutla imal edilen adetleri mukayese edile::kyg: sa orta yerdeki büyük boşluk za | yiatı göstermektedir. Bunun i . | çin bütün ulusların harpte mu - kadder olan uçman zayiatınm yerini doldurmak — için bütün mevcudiyetlerile çalıştıkları gö rülüyor, Ve gençlik kâmilen ha- | vacılığa teşvik ediliyor. Bu mak satla Fransada 26000, İtalyada 20000, diğer milletlerde de bu- na yakın yedek uçmanlar yetiş- tirilmiştir. Bundan başka da ha- va sanayiine azami ehemmiyet verilmektedir. Zira bu rakkam- lar gösteriyor ki her hangi bir | harpte dört tarafı kapanacak o- lan bir ulusun havacılık sanayii Kurulmamışsa ve yahut icap e- decek kadar ilerlememiş bulu - nursa tayyaresini hariçten ge- tirmek zaruretinde kalacağın - dan büyük güçlüklerle karşıla- şacağı tabiidir. Tayyare endüstrisi Fuat Bulca bundan sonra tay yare sanayiinin yerli olması lü- zumunda ısrar ctmiş ve demiş- tir ki; İstikbal harplerinde ulusla - rın mukadderatıni yalnız hava kuvvetleri tayin edecektir, Bu kanaat tamdır ve umümidir. Bunu yine teyit edeceğim: Bütçeler Fransanın hava bütçesi 222 milyon, İngilterenin 140 milyon Türk lirasıdır. Son alman ha - berlere göre bu miktar iki misli arttırılacaktır.. Yani dört mil- yon olacaktır. İtalya 156 milyon, Almanya 105 milyon, bu rakamı da kaydı ihtiyatla karşılamak lâzımdır. Japonya 150 milyon. Zannedersem bu rakamlar bu gün dünya uluslarının havacılı- ğa vermiş oldukları chemmiye- ti göstermeğe kâfidir. Fuat Bulca müteakiben bir pilotun yetişmesi için 100 bin liralık bir masraf kabul etmek lâzımdır. Ve plânörlerden bah- ava Kuvvetleri sederek şunlar rilâve etmiştir: Hazeri fen Ahmet Çelebi İftiharla söyliyebilirim, Dör- düncü Murat zamanında hezarı fen Ahmet Çelebi hava tetkika- tı için yaptığı tecrübelerden sonra herhangi bir havaya mu- kavemet edecek kanat şeklinde parçalar insana ilâve edilirse uçulabilir, yani havada kalma- bilir ve istenilen istikamete gi- dilebilir. neticesine varmıştır. Gsiata kulesinden kendisini bı- rakarak uçmuş ve ÜUsküdarda Doğancılarda yere inmeğe mu- vaffak olmuştur. Fakat o zama- nın padişaht bu krymetli ada- mın ceza görmesine ve öldürül. mesine karar vermiştir. Lagar Hasan da elli kiloluk bir barutla doldurduğu yedi kol lu bir fişeğin arasına girmiş ve yükselerek haddi azamiye vâsıl olduktan sonra mücehhez oldu- ğu kanatlarını açarak selâmet. le denize inmiştir. Padişah bu- nu da Kırıma sürmüştür. Eğer bu adamlar o zamanlar teşvik edilmiş ve mükâfat gör- müş olsalarndı, Türklerde de ha- vacılığın tohumu ta o zaman- dan atılmış ve şimdiye kadar bir haylı meyva vermiş olurdu. Plânörle uçuşun amacı, uçman- lara tayyarede muvazeneyi te - min etmeği öğretmek, hava ce- Yukarıda Hava Kurumu Kurultayı toplantısı, aşağıdı Abdülhalik Renda ve Fuat Bulca Tavin Ed reyanlarının tayyare üzerinde yaptığı tesirlere karşı nasıl ted- bir alınacağını öğretmek, niha- yet hava cereyanlarından isti- fade ederek yükselmeği ve bu cereyanlara uyarak dolaşmağı ve emniyetle yeri meği öğ retmektir. Plânörlerin kabiliyeti Plânörlerin kabiliyeti nedir? Düz hat üzerinde 75 kilometre sür'atle gidilmiştir, bu bir re « kordur, hugünün son rekorudur. Kalktığı"yere tekrar inmek su- retile bir plânör 36 saat 35 da- kika havada kalımış ve bu plâ- nör 4350 metreye kadar yüksel- miştir. Motörsüz uçuşta fevka- lâde istidat gösterenler orduya verilirlerse diyebilirim - ki, çok az bir zamanda iyi bir askeri pi- lot olurlar, Bu suretle ordu, masrafsız mühim bir kuvvet ka- zanmış olur. Mektepler Ulusların bu noktaya verdik- leri ehemmiyet ve kıymeti ar- zetmek için yine rakamlara mü- racaat edeceğim, Almanyada 21 mektep vardır. Buraya devlet her sene 600 bin liralık bir para verir, Fransada 250 kulüp var- dır, İtalyada 92 mektep vardır. Bir senede bir mektepten 700 talebe bröve almıştır. Sovyet - lerde 115 hava kulüpü 330 is- tasyon, 1500 plânör vardır. Bu teşkilâtta çalışan yüz bini mü- tecaviz insan vardır. En kuv- vetli teşkilât, dostumuz Sovyet. lerdedir. Össio Ayvatim deni- len teşekkülün bütçesi 108 mil- yon liradır. Devletin hava büt. çesi bundan hariçtir. Sovyetle - rin havacılık faaliyetleri hiçbir- hükümetin faaliyetine benze - memektedir. Havacılığa taallük eden en ufak iş Ösrio Avyahi- min elindedir. Yedi yaşmdan itibaren bütün çocuklar havacı- lığa alıştırılır. Fabrikalarda ya- prlan tayyare modelleri plânla- rile doğrudan doğruya mektep- lere gönderilir. Talebeler en ufak parçalarından başiryarak plânlara göre tayyareyi vücuda getirirler. Muayyen zamanlar- da müsabakalar açılır ve bu mü- sabakalarda liyakat gösterenler uçuş merkezlerine gönderilir. Örneğini gördüğünüz şu model tayyare, Rusyada on yaşında bir çocuk tarafından parça ha- linde iken birleştirilmiştir. Bu bütün ulusların havalarına ver- mekte oldukları kıymeti göste- ren küvvetli bir delildir. Uçucu- ların emniyetini istihsal etmek için kullanılan paraşütler üze - rinde de çok çalışılmaktadır. Sovyet Rusyada paraşüt uç: nun mancviyatını yükselttiği, ecektir cesaretini arttırdığı için havacı- lıkta büyük bir yer tutmaktadır. Çok yaşlı insanlar bile paraşüt- le atlamaktan büyük bir zevk ve heyecan duymaktadırlar, Bu gün Rusyada birçok parklarda, eğlence yerlerinde paraşüt ku- leleri vardır. Askeri noktai na- ızardan da harp zamanında tay- yareden bütün teçhizatile bir kıt'ayı düşman gerilerine indir- mek kabil olabileceği düşünül« mektedir. Türk Kuşu Kurumu- muzda paraşütçülüğe mühim bir yer veriyoruz. Türk gençle- rine doğrudan doğruya uçucu « luğu öğretecektir. Bunun — için Rusyadan iki mütehassıs mual- lim getirdik. Sovyetler bunlarla beraber beş tane plânör hediye ettiler. Bunların üç tanesi müp- tedilere, iki tanesi de tekem- mül etmiş olanlara aittir, Huzu. runuzda şükranla söylemek is « terim ki, Türk gençleri bu sub_ı:_- de de büyük bir dikkat ve alâka gösterdiler. Yalnız Ankarada iki yüzü mütecaviz genç üye bu teşekküle yazılmıştır. Hariçten hemen hergün hudutsuz müra- caatlar vardır.Fakat bu yeni bir teşekküldür, plânörler azdır. Evvelâ güzel bir heyeti talimi- ve yetiştirmek istiyoruz, Şimdi- lik vakti müsait olanlardan her gün 24 talebemiz uçuş meyda- nında sabahtan akşama kadar talimlerle meşguldür ve cidden çok yüksek bir kabilıyet göste- Pariste tayyare hücumlarına xarşı korunma tecrübesi esnasında kahve» de bir adam riyorlar, Bu, göğsümüzü kabar« tacak bir muvaffakiyettir. Türk gençliği ne bekliyor? Muhterem arkadaşlar, Zannedersem havacılı« ğin muhtelif şubeleri hakkında faydalı olabilecek kadar malü - | mat verebildim. Sözümü keser- ken size Türk gençliğinin arzu- larını söyliyeceğim. Türk genç- liği Türk havalarına egemen ol- mak için biz büyüklerinden, ya- ni, ana, baba, kardeş ve kız kar- deşlerinden çalışma yolun" açılmasın: bekliyor. Havalarımızda emniyeti ve egemenliği nasıl temin edeceği- mizi Büyük Önderimi- Atatürk ve yüksek Başkanımız İsmet İnönü çok açık bir surette gÖS terdiler. Yurdun emniyeti v€ tam istiklâli ancak ve ancak fe- dakârlıklara katlanmakla kaza* nılır. Bizi bekliyen Türk gent” | üğine bu yolun açıldığını SÖ.V": yerek ve göstererek: “Haydi Türk genci vazife başına, Türk havaları egemenliğine” demek- le yürt borcunu ödemenin tatlf gururünu duyalım (Alkışlar). Türk genci kendisine verile cek bu vatani ödevi muvaffakie yetle, liyakatle, şerefle ve feda> kârlıkla başarmak için damarlâ” rında özlü bir kan taşımaktadI!.

Bu sayıdan diğer sayfalar: