A İ Vt ——— 24.58.035 ÜİZMİRLİLE Bu Arsa—îş;ıf —emapamdim Kesip Atamıyoruz, Neden ? Belediyenin maksadı nedir? Kasa- sına para girmesimi, girmemesi mi? / — V» N li Z Bu arsaların kiminin den belki de hep ,, İzmirde bir arsa meselesi var- dır. İzmir Belediyesi tarafından halka taksitle satılmış olan yan- €in yerlerindeki arsaların me- Selesi. Galatasaray lisesinden İzmir- l Saim Saracoğlu bize gönder- diği bir mektupta diyor ki: .. “Yıkıklıklar ve yanıklıklarla dolu bir alan haline dönmüş olan İzmiri yeniden kurmak is- — —— İzmirin köy Muhtarları ve Köy muhtarları Geçen ay içinde Bartında iki vak'a olmuştu ki, ikisinin kah- Yamanları arasında birer köy Mmuhtarı bulunuyordu: 1—K olunda bir St Hrörr'a kavgası Deli Ahmet (1) ismin- i âyü o kadar sinirlen- baltayı kaldırdığı gi- bi köy muhtarmın kafasına ir dirmiş... Tabil muhtar ölmüş. Çidi köyünde Muhtar Hasan, Hasan oğlu Aziz adında bir köy lü ile yine bir tarla meselesin- den bir,dil kavgasına girişmiş.. arlayı Hasan oğlu Aziz on se- Redenberi ekip — biçiyormuş. Muhtar bu mal senin olamaz. U seneben ekeceğim diyor- Muş. Nihayet neticede köylü - hün elleri kana bulanmış. V Şu hakli, bu haklı diye düşü- hüp çene yoracak değiliz. Yal- Tz Anadolunun şürasında ve mda bitmiyen, tükenmi- Yen bir muhtar derdi varken İz- Mirde köy muhtarlığının pek Siddi bir tutum içine girdiğini Sördüğümük için İzmirin . bu üstüne yapı yapılmıştır. Büyük bir kısmı boştur ve Belediyenin kararsızlığı yüzün- —| Höreketini diğer vilâyetler için mzl?mek gibi göstermek istiyo- mİZHirde —Halkevinde köy tihtarlarının kafalarını yük - ;şı"flek için dersler açılmıştır. e Urada kendilerine, bir muhta- !n"[ıı bir köy içinde elbette çok 1 hll:n olan işleri etrafında sağ- am fikirler verileceğe benzi- i;'ı"— Bu kurs, ilk eserlerini çok Veremiyecek olsa bile, bir H:ı:d"' ki, Anadolunun diğer Hat evlerinde hemen benzerle- İm, 3APMak lâzımdır. Bilhassa #pu ? valisinin Üüzerine aldığı Ihtilâlinde Köycülük” Tn kak; mutlaka - köy muhtarı- köyde 'asıma sokulmalıdır. Zira huk yç Muhtar - hâlâ imparator- ede,',"“’“.î" halinde devam lehinç Köylü bugünün kendi İtya; € olan büyük manasını an- ' nıız.uMıılııırı adam etmek “Ğlam"ımn idari taraflar da biz yağlırmaz, Köy hoca u)xuî'w_ lan kurtarır, Adının önünde bir. deli var < İ deli mni, değil mi bilmem, | boş kalacaktır tiyen belediye bir imar plânı yapmış, sonra arsaları taksitle satmıştı. Âlış verişi birdenbire durduran buhran herkesi para- sız bıraktığı için arsa alanlar taksitleri veremez oldular ve hâlâ verememektedirler.” *“Belediye bunun sebeplerini araştırdı mı? Bunu bilemem, Yalnız şunu biliyorum ki, İzmi- rin o günkü bol paralı haline göre normal addedilebilen arsa fiyatları bugünkü vaziyete göre son derece fahiştir; ve böyle ol- duğu halde belediye hâlâ arsa taksitlerinin sattığı şartlarla te- diye edilmesini isteyip duru- yar;? den on para girmediğini görün- çe 934 senesi ikinci teşı de tOpranarak vgaya arsa Sal ri lehine) olan şu kararı kale- || me aldırdılar : *1925 senesinden sonra fena || şartlarla yükselen arsa fiyatla- |aına göre yapılan satışlar nor » 2 —- Kuruca Şilenin İlyas Ge- | mal addedilemezler, Bunun için 1925 yılından sonra arsa alanla- za şu kolaylıklar - gösterilmiş- p tir?” (1). “A — 934 haziranının birine kadar olan taksitler eski fiyat üzerinden ve eski laizlerle bir- likte tediye edileceklerdir.” “B — 934 haziranından sonra, geri kalan borçların faizleri yüz de:lııdııı yüzde bire indirile - cek, “C — Taksitler 20 seneye Çı- karılacak,” Nasıl? Mükemmel değil mi? Fakat bu işi çok iyi tetkik etti- ği anlaşrlan İzmirli, Saim Sarac oğlu bakınız bundan neler söy- lüyor; “Mademki itiraf ediyorlar, ("B_l satış fiyatları normal ad - dedilemezdi) diyorlar, niçin A fıkrasında yazdıkları gibi nor - mal olmayan bu satışların fahiş olan kıymetlerini tâ 1934 Hazi- RI Bir Türlü Kökünden!| ".Şohir meclisi üyeleri beledi- || | ye kasalarıma arsa taksitlerin - U $ iyi .. Amma ne ! Attan,ne yelken- | den haber var! | | İzmirin tatil günlerindeki | | görünüşü birdenbire değişi- | verdi. Halkın Garbi Anadolu- | | daki bütün demiryolu şebeke- | | sini harekete getiren yüksek | | alâkası gösteriyor ki, iyi pro- | | paganda edildiği, iyi bir dü- | |j zenle yapıldığı ve herkeste | bir birlik sevinci yaratabilen | | bir kafa ile idare edildiği tak- j İ dirde memleket içinde hem | |bir gezgincilik zevki uyandı- | rılabilecek ve hem de yaz! günleri Türk demiryolları faz- İ | la bir gelir kazanmış olacak- tır, — | — Son üç senedenberi kalaba- İ | dığı arta arta bugünkü coşkun- | luğu bulan tatil gezintileri İz- mirin çehresini adarmakıllı de- | ğiştirmiştir. Bu halile Ege kı-| yıları “Week - end” yapan bir | | Londralıyı hatırlatıyor. Bize, | || Evvelki hafta Kırkağaç, ge- | ;i çen cuma Ödemişe gidenlerin | |) yarın Şaşal'a ve başkalarımın | da Tireye gideceklerini öğre- || U niyoruz. j | İzmirdeki otomobil ve tu- | ıring kulübü yarını Tirede ge- İ| ki Partinin Tilkilik kulübü de | yarın Tire için bir gezinti ha- | zırlamış bulunuyormuş. — İki | | kafilenin bir yere gitmesin. | | dense Turing Kulüp Şaşala | |gitmeği daha doğru bulmuş. | | Puntodan, Kemerden neş'e ile | | dolu insanları taze havaya ve | İgüzel yeşilliklere götürecek | | trenler hareket ederken oto - büsler Kargıyakadan, Kordon- dan, Karataştan, Karantina- |dan, Göztepe ile Eşref Paşa- dan dolarak Şaşala yollana- Şc&klarmış, Hİ Diğer taraftan Bergamanın || Kozalak yaylâsma, Sart hara- || | lecek — tatil ı iç aşı - mış. Mükemmel... | İçturizm muvaffaki-İ| |yetli bir yola giriyor. Fakat | | İzmirin hâlâ dünya propagan-: | dasına başladığını veya başlı yacağını görüp işitmiş deği- liz.. Acaba ne oldu? Buna lü- | |zum mu görülmüyor? | ı Hele o denizcilik kulübü işi | bir kenara bırakılmış olacak | | her halde... ki, ne ondan, ne de | ıath sporlar kulübünün çalış- | | masından, yaptıklarından hah-i sedildiğini işitemiyoruz. | Ne attan, ne yelkenden bir | |haber var... Vaz mı geçtik? Sihkeme eei ti Tanına kadar istemekte ısrar & - diyorlar. Bu parayı yüzde altı faizle beraber 934 Haziranma kadar istemekle belediye bir de- faalacağı paranın üçte ikisini emniyet altına alryor. Geriye kalan üçte biri için fai- zi yüzde bire indirmek halka karşı o kadar büyük bir lütüf mü ki? “Belki belediye bize: “— Ne istiyorsunuz? - diye bilir - ucuz arsa mı? Metresi 25 kuruşa kadar ucuz ucuz sattığı- mız arsalar da vardır. Önları a- İmız. Buna verilecek ce.abımız şu- dur: — Evet... Metresi yirmi beş kuruşa arsa da satıyorsunuz ama... Asıl fena taraf ta bu de- ğil midir? Bugün birinin yirmi beş kuruşa aldığı arsanın yanın- da 25 liraya alımmış olan bir ar- sanın 25 liraya bir başkasına sa- tılabileceğini bize temin edebi- lirmisiniz? Bu nisbetsizlik yük- ücretlerle arsa satın almış olan- ların aleyhine değil midir? Sözün kısası: Belediye gayri tabif addettiği eski yüksek fiyatlardan, o fahiş ukııtlmiqı bir kalemde vazgeç melidir. Oarsalara ye- dd ( VA belerine, Akhınn ve | Tireye "düm * kadar iki kazanın uğraşması .sebep olmuştu. Mahkemelere || gidilmiş, encümenlerde dolaşıl- Batı Anadolusunda gezinti trenleri halkı oradan oraya taşı- yıp duruyorlar. Hem eğlendire- rek, hem çok para sarfettirme- yerek halkta memleketini gez - mek, tanımak zevk ve arzusunu uyandırmak istemiş olanlar mu- vaffak olmuşlardır. Esnaf, işçi, zengin, talcbe, kadın, erkek herkes tatil günle- || rinde trenlere dolup kasaba ka- saba, şehir şehir, köy köy dola- şıp duruyor. Bu kny!şaç—.mz_ pek büyük bir yeni değişikliktir ki, bizi en güzel inkılâp hedefine ulaştıracaktır. Her vatandaşın yaşadığı top- rakları tanrması ve bilerek sev- mesi hedefine, Maamafih bu gezintilerde ve gezinti trenlerinde birçok iyi düşünülmüş taraflar olmasına rağmen bazı eksiklikler de se- zilmiyor değil. ) Manisadan aldığımız bir mek çirmek niyetinde idi. Haltm- ıi tupta deniliyor ki: “Her cuma İzmirden kalkan bir tren sudan bir fiyatla halkı kâh Manisada Halkevi önünde- ki çamlığa, kâh Sart harabeleri- ne, Alaşehir banyolarına veya Akhisarın yanı başındaki sık ağaçlı koruya, Kırkağaç çam- lıklarına taşır. Bu hafta Kırkağaç çamlığına gitmiştik. B'ten bir da! Kırkağaç ve Soma biribirine sarmaş dolaş olmuş gibi yanya- na ve içiçe iki kazadır ki, sınır- larımı biribirinden ayırt etmek oldukça güç bir iştir. Çamlık bunların arasında olduğu için de uzun uzadıya zna mıştı, fakat bir türlü halledile- memişti. Nihayet bu gürültülü işe mülkiye başmüfettişinin ha- kemliğile bir çare bulundu. Çamlık Kırkağaca bağlandı. Bunu yazmaktan maksadım, Kırkağaç çamlığına gezinti tre- ninin insan yığdığı gün Kırka- gaçlıların da böyle bir sevinci bayramladığını söyliyebilmek içindir. Ilâve edelim ki, Sorna- klar cidden hak sayar adamlar olduklarını bugün ispa< ettiler. Çamlık meselesi aleyhlerine | neticelendiği ha'de komşuları - nn bayramına büyük bir kala- balıkla iştirakten çekinmediler, Biraz dedikodu Gün güzel geçiyordu... Fa- kat her şeyi beğenip övünecek değiliz a... Biraz da dedikodu yapalım A Trendeki kondöktörler halka karşı cidden nazik davranıyor - mak hem kendi lehinedir (çün- kü böyle taksitler derhal tediye edileceklerdir) hem de halkın lehinedir. Niçin bu belediye üyeleri, be- lediyenin ufak bir kazancı uğu runda, hâlâ imar edilemiyc.. * — memleketin yüksek menfaatini ayaklar altına alıyorlar, parlak istikbalini söndürüyorlar?, Bun- lara cevab değil mantıkt cevab isteriz. İzmir belediyesi ile arsa sa - * hipleri arasında büyük bir anla- ( şamamazlık olduğunu Saraçoğ - - kunun mektubu açıkça gösteri - yor, Öğrendik ki belediye ile anlaşamayan bu İzmirliler An - | karaya giderek uza; âder bu derdi kökünden Jı’u".ıâîîî karar vermiş bulunuyorlar. İzmir belediyecisi Dr. Beh « çet bu işi kendiliğinden hallet . se bari. Ne olur a canım? Zaten taksitler bir prensipten ibaret, Veren, verebilen kimse yok ki.,. o M AYFA SİZİNİÇİN.. Gezinti Trenlerinde Üçüncüden İkinciye Geçenlerden Çok Para Alıyorlar! Bu, Sanıyoruz ki Kondüktörlerin Kendi Başlarına yaptıkları Bir Yanlış İştir .. Mağn'sanın gi lar, Yolcuları sayıyorlar,. Ama bunu ben tabil buluyorum. Çün- kü (Ali Çetinkaya) devrinde başka türlü harekete de imkân yoktur. Yalnız bu tenezzüh tre- ninde de kaçamak için yine bir açık kapı bırakılmıştı. Anlatayım: Birtakım — yolcular ü mevki için bilet almışlar. Üçün- cüde yer bulamayınca ve yahut ikincide bir tanıdıklarını görün- ce oraya geçmek arzusuna kapı- lıyorlar, Haydi kavga başlıyor. Manisa - Kırkağaç yolculuğu için bugün Üçüncü bilet yüz, ikinci yüz elli kuruştur. En ta- bil çare üçüncüden ikinciye ge- çen bir yolcudan daha elli ku - ruş almak değil midir? Hayır. Memurlar öyle yâpmıyorlar. Bu değişiklikte bayağı günlerdeki fiyatı esas tutuyorlar. Ö yolcu- dan birçok para - almağa kalkı- şıyorlar. Tabii kavga da başlı - yor. Halbuki bu sayın yurttaş, bir seyran günü herkes gibi Kırkağaca bir gezinti treni gitmektedir. Bun! başka türlü düşünmeğe imkân yoktur. Hal- ka her işte kolaylık en çıkar bir usüldür. Binaenaleyh bu haksız hare- ketin derhal kaldırılacağını tah min ediyoruz. Ucuz biletli ge- zinti trenleri halka her işte ko- laylık gösterilme' — istenliği için değil midir ki, yapılmakta- dır, Çamlık Size biraz da bu çamlıktan bahsedeyim: Çamlık içindeyiz. Derin, ge- niş, uçsuz, bucaksız bir açmlık. Göklere doğru boy vermiş, te- peleri yelpaze gibi gölgeler sal- mış, çam dallarının altında gü- zel, bulunmaz bir gün geçiyor. Taptaze bir yeşillik, yeşilden yeşil, ne diyeyim, cana yakın bir yeşillik içimize serinlik dol- duruyor, Çamlık, Kırkağaç ilçe- baylığına geçtikten sonra he - men bir yıl içinde oldukça ba- kılmış. Güzel sular getirmişler. Her tarafı temizlemişler, buda- mışlar, belli, her birisine insan eli dokunmuş. Yati üy ğ Li l Kırkağaç çarşslı Güneşe bakıyo | Üzel İstasyonu taraftan baş vuruyor. Armra de - lik bulamıyor... Ölüler Yemekten sonra etrafı şöyle bir dolaşalım dedik. Az ötede bir kıyıcıkta birçok eski ölüler başlarını dinliyecek bir yer bu- labilmişler. Onları çamların gölgeleri, altında sanki çam yapraklarından döşekler ser- mişler de sessiz sessiz uyuyor « lar zannettim. İyi doğrusu... Şehirlerin ya « rın ne olacağı belirsiz bucak- larında para ile yer bulamıyan ölülerle, bu en güzel sığımağı bedava bulan ölüler arasında, bilmem ama, Kırkağaçlılardan yana bir kiyas yaparsam acaba yerinde olur mu? Çarşaf, peçe Şuracıkta birçok - temiz aile- ler, hiç insanı yadırgamadan kocalarına, çocuklarına yem, yi- yecek orlar. Doğrusu Kırkağacı bu yolda çok ilerle - miş buldum. Ve sevinçten iki damla yaş ta kirpiklerimin ucunda sallandı durdu. Geçenlerde bir ilânlarını göre düm, peçe ve çarşafa harp aç- mışlardı. Şimdi bu kayıtlardan, bu kara bağlardan kurtulan Kırkağaç kadınları, sanki er. kelerine, erdeşlerine teşekkür için onlara bu yeşil dallı çamlar altında sofralar hazırlıyorlardı. Fakat az ötede masalar ku- rulmuş, bu Tanrının sıcağında birçok vatandaşlar da ha bire çekiştiriyorlar, Saz ve rakı, İşte bu gezintilerin en bayağı tarafı. Bu rakı gençliği burada yiyip kemiriyor. Bu güzelliklerden kana kanazevk almak için şu kirli çalgıdan ve şu zıkkımdan başka bir vasıta, başka bir eğ - lence bulamıyor muyuz yahu? Güzel ağaçlıklarda kafalarını tüssülemiş olan bu gençlerin bi- Tibirini çeke çeke, sallana salla- na, yuvarlanarak — yürümeleri bana çok fena tesir etti, Daha çocuk denecek bir çağdaki yav« ruların bu ahmaklıklarına doğ- Tusu acıdım. Ne olur, şu rakı iç- mek için de bir yaş tanınmış ol- saydı ve bir usul konulsaydı. Manisa llluh.ıhîrîmiı'ın yer - sn göğe kadar hakkı var: İçki böyle geniş, manalı ge- zintilerin çeşnisini bozar. Fakat maksadımız evvelâ halkı tatil günlerinde yerlerinden kımıl - ı datmaktır. İzmirde bu işi üzeri- ne alan vali Kâzım Dirik cidden ı muvaffak oldu ve iyi çalışryor. Her cuma demiryolu şebeke- | sinin her hattı üzerinde gidip gelen trenlerile “Türk Izmir” insana “Week-end” yapan bir Ingiliz Londrası havası veri - yor. Ama halkın bir kısmı imdi rakısını daha tatlı ve ıcviîli iç- mek içinbu gezintilere iştirak ediyormuş. Bunun için gelsin ama bırakalım mutlaka bizimle beraber gelsin. Önların üzerin - . de işlemek, zaman ile bu gezin- tilere tam istetdiğimiz çehreyi vermek hedefimizdir.