14-5.935 . A N SON DAKİiİKA ı H Receb Peker'in Kurultayda Bevanatı Receb Peker, Parti'nin Liberallik Ve Devletçilik Karşısındaki Vaziyetini Etraflı Ve Çok Dikkate Değer Bir Surette izah Ediyor rez © Mkara, 13 (A.A.) — Bugün “nhuriyet Halk Partisi büyük ürultayı asbaskan Saffet Arıka başkanlığında toplanarak Bro Bram taslağını müzakere et- .Bm““'- Toplantı açılır açılmaz 'aşkan program müzakeresine Beçileceğini bildirmiş ve encü - Befin mazbatası okunmuştur. 'ünu mütcakrb Parti Genel sek- Teteri Receb Peker söz alarak Programın ana hatları etrafin- da Şu beyanatta bulunmuştur: Arkadaşlarım, ; ,Partimizin doğuşu ve ilerle- Yişi, Yurdun kurtuluşuna ve ye- hi Türkiye devletinin kuruluş Ve ilerleyişine bitişik, onun için- € ve onunla beraber, yüce ve bü Yeryüzü için enteresan bir at hâdisesidir. Bunun gibi — Ve bundan dolayı Parti, bütün oktrin ve prensiplerinde, baş - tan bugüne kadar kurduğu ve kovaladığı yolları herhangi bir hazariyecilikten değil, hayat - tan, hayatın kendisinden ve bi - Zi etrailayıp kuşatan, kaplıyan, Özel ve genel şartların heyeti Umumiyesinden alıp tesbit et - Miştir, Şimdi konuşulmak için Yüce katımıza sunulan Parti Ptogramit taslağı, geçirdiğimiz yılın görgülerinden ve tec- Tübelerinden faydalanarak, gü -. | hümüze ve ilerimize uygun bü - tün imkân ve satlar gözönünde tutularak, hazırlanmış ve yüce | kurultay tarafından konuşulabi- lecek değerde olduğuna inanla, konuşmamıza, — inecelememize, çalışmamıza verilmiştir. | Buhazırladığımız, yalnız ken Ş dimizc, kendi yaşayış ve şartla. ıza göre de yapılmamıştır. “Büyük bir ilgi ile dünyanın fi - kir, kültür, politika ve ekonomi L deki gidişi gözönünde tüti yollarımız ken- dimize göre çizilmiştir. Bu eser partimiz gibi yüce ve ulusal bir varlık için dört yıllık hareket düsturu olacak kıymerte getiril- Mek üzere bütün iç ve dış cere- yanlar, ve gidişler karşısındaki Şartlara göre kendi halimize en Uyan bir şey olduğu kanaatiyle kurultaya gönderilmiştir. Arkadaşlar, bunu P -rtinin yü €e varlığı olan kurultayda iyi - den iyiye inceleyip görüşebil - Mek ve ilerdeki dört yılın düs - turlarmı kuvvetçe ve değerce üs Tün kıymette tesbit edebilmek için, arkadaşların daha önden lığa esas olan ana fikirleri fnlayıp kavramalarında fayda- vardır. Bunu ben yehi prog- tTam encümende konuşulurken Tecrübe ettim. Oradaki izahla - kev Maddeleri, kısrmları müza- :l'e_de kolay anlaşmaya yardım sDiş oldu. Bu sebeple ayni va- ğ'yl ayni güdüşle katınızda da Pacağım, ga gPkadaşlarım, yeni taslakta hbîl!tmin ilk günlerinden beri ni değişmez yol olarak çizil - du: olan devrimcilik ana yolu - sağı Partinin ana prensiplerine Tarpı, a timizi daha kuvvetle tek- da, Parti programımız- bak OSyal bakımdan, ölımıomil; dan, herhangi sağ ve s0 ıî"’*küem imkân bırakmıyacak ıığ:ıîlkhk vermek için, yeni tas dikkee, hazırlanmasında bilhassa lak, gt Bösterilmiştir. Yeni tas - tiniç trideki dört yıl içinde Par- 'ıdlî temel proğramı halini ki, budü Sonra öyle sanıyoruz ’“mı,p 'attiye bağlı olan her ah yi kendisi için çizilmiş © - i&ıu;ım Sağa sola ayrılık i“:_' İ aksızın, prensipleri- &g%dü! yoldan kovalaya - Yanlar O"dl_n başka bizden olmı Saklar 12 bizi daha iyi anlıya - * bizi bizden başkalarına Yolunda söylenmiş, ya .M:hl fikirlerin tekrar - Yeni programımız ka dan kalmıyacatkır. Bizi bizden başkalarına benzetiş yolundaki herhangi bir söz ve yazı karşısın da, biz de onlara daha açık ve aydınlık yolda cevab vermek i- çin hazır bulunacağız. (alkışlar) Arkadaşlarım, yeni progra - mımn göze çarpan ve kendini du- yuran başltca farikası yeni Tür kiyede zaten baştan beri devlet devlet varlığı ile biribirlerine daha sıkı bir surette yaklasıyor. Esasta Part'tnin ana vasıfla- rı olan cumuriye'çilik, uluşçu- hık, halkçılık, devrimcilik, dev- letcilik ve lâiklik yeni program onaylandıktan nonra Yeni Tür- kiye devletinin de vasıfları ha- Tini alıyor. Kendi üzerinde derin konuş- malara mevzu olacak kadar e- hemmiyetli görülmesi tabıf olan bu noktayı, bu kürsü konuşu: müsait bulünac- gı cizgiler de aydınlatmak - için mümki olduğu kadar kısaca fikirlerimi- zi söylemeği faydalı bulmakta- yam. Arkadaşlar, biz Cumurivetçi- yiz. Bugünkü Türk devleti bir Cumuriyettir. Bunun üzerinde parti ve devletin yakınlaşması bakımından bir yenilik mevzuu- bahis değildir. Çünkü Türk teş- kilâtı esasiye kanununda —Tür- kiye devleti bir Cumuriyettir -— denmektedir. Ve bu kanunun bu hükümden başka hükümleri, malüâm olan usullerle prosedür- ierle değişebildiği halde ,bu va- sıf kanunda değişmez bir nokta olarak yazılıdır. Fakat kültürde siyasada; ekoncmide, bütün en layış ve ileri gidişlerde, yeni Türkiye devletinin fili bir hal o- larak esas tuttuğu diğer beş va- sıf bugüne kadar devletin mev- cudiyetinde bir kayıtla ifade e- dilmiş değildir. Arkadaşlar, ulusçuluk bir par- ti vasfı olarak kalsın, devlet ka- nunununda, devlet vasıfları i- çinde yer almasın. Bu. ne doğ- ru ,ne hakikate ve ne de devle- tin varlığının müeyyedesile ana fikirleri ve ihtiyaçlarıma uyar bir fikir değildir. 'Türkiye Cumuriyetçi olacak, fakat milliyetçi olmr;ab lir, ya- ni arsıulusal cereyanlara Türki- yenin kafası ve kapısı açık bulu- nabilir. Bu £krin doğrulluğunu kim kabul eder. Com-riyetçi e- mıiyan bir Türkiyenin varlığı nasıl tasavvur edilemez bir hal Cumuriyetçi de olsa milliy. tçi olmıyan bir Türkiyenin, şan ve gerefle ve aynı zamanda ıo.'l!ıfş- larla dolu istikbal yolunda gidi- gi de o kadar zayif ve topal kal- mıya mahkümdur. Cumuriyet- siz fakat milliyetçilik iddiasm- daki bir Türkiye ne ise milliyet- çi olmıyan bir Cumuriyetçi Tür- kiye zihniyetini de onun gibi görmek en doğru bir döşüt üş olur. İleri yaşayısımızm emniye ti için ulusçuluk vaıfımxı__o ka- dar mühim ve o kadar üstün- ür. (Alkışlar). ğ durcğğrıx'ış: bıkımındıq Tür iz kiye dünya içinde öyle bir vazi- yettedir ki şimdiden, cenuptan, doğudan, batıdan her _tz!::ı(tır_!. her çeşit rüzgürlar bizim üzeri- mizden geçer Yurdumuz için coğrafi bakımdan bu her cere- yana maruz kalış hali, fikir, po- litika propagandaları bakmım- dan da aynıdır. Anarşist, mark- sist, fasist, hilâfetçilik ve bey - nelmilelcilik propagandaları ve buna benzer bir çok propaganda lar hep üstümüzden geçr. Bı! - tün bunlar karşısında Türkiye ancak sıkt bir ulusçuluk imanı- na sarılmış olmakledır. ki biri ötekini besliyen zehirli cereyan- lara karşı kendini koruyabilsin, Bu cereyanlar karşısında Tür- kiye halkını g korumak için şim- diye kadar partinin ana vasıfla- rından biri olar2k sayılan ulus- çuluk kilidi ile Türkiyenin kapı- sını sımsıkı kapamak için bu va- sıf da devlete mal olacaktır. (Bravo sesleri) Biz halkçıyız. Bizim halkçılı- gımız manadadır. Başka bir çok yerlerde de popüler, popülist gi bi adlar taşıyân halkçılık dava- sında bir çok partiler vardır. Fakat bizim önemli bir vas - fımız olan halkçılık onlarınki gi- bi bir klişeden ibaret değildir. Biz her yurttaşın elini yurttaş olarak sıkarken, beraber çalışır ken, onda saygı ile tanımaya de ğer vasıflar görür ve her vatan- daşı müsavi haklı, müsavi şeref- li, insan olarak tanır ve imtiyaz davasında bulunmayan yurttaş- lar kütlesini halktan ve halkçı olarak tanırız. (Alkışlar). Biliyorsunuz ki esk iprogra - mımazda halkçılık vasfı gayet ehemmiyet verdiğimiz bir nokta dır. Bugünkü programımızda da yer alan bu nokta devletin va - sıfları arasında yer alacaktır. Türkiyede smıf yoktur. Cins yoktu, imtiyaz yoktur . Mıntıka menfaati, derebeylik, ağalık, aile, cemaat imtiyazı fi- kirleri yoktur. Türkiyede de - ğer ancak bilgi üstü i kapa- Sit ve çalışduğ ile yükselebilir. Biz taraftan işçilerin çokluğu ve parti kuvvet'ne dayanan kuv- vetle ulusal çalışmanın ahengi- ni brsacak zurlu harzketlerine ve ote tarat"an sernsaye sahiple- ria'n, büyü sahinlerinin para ve varlık gö he dayanarak iş - eber'nin hakiorını emesine yol biram yörüz, | sınıf kıvgıı'ı. tazhakküm, imti- zihniyetlerini kökünden si- yaz Sİ- len bir zihniyet, memleketin zih niyetini tamamlayacaktır. Ân - tak bizim istediğimiz ve anladı- gimız manada halkçı olmaktır ki milliyetçiliği en temiz ve saf bir değere çıkarır, Sade milliyet çilik Türk vatanmın sınır! için- de, dil birliği, kültür birliği ile mazi hatıralarına ve ge'esek za- manın ernellerine bağ'ılıkla bir- leşme yapar. Fakat bu anlayış- ta birleşmemiş olsa, daha için- de, smuf, imtiyaz çarpışmaları kopmayan yeni halkçı bir duygu ile birleşmemiş olan bir ulus yı- ğanı hak ve şerefte müsavi tek- Terden kurulmuş bir ulusal bir - lik kütlesi vücude getiremez. Ulus yığını bu saf duygularla lııınlkçı olmalıdır ki halk yığın - ulusculuğun yaptığı büyük kuvvetle birbirini ıevğııı m:’ı:'ı- ruıe'bığlanın büyük bir varlık teşkil edebilsin, (Bravo sesleri). Ondan sonra arkadaşlar, biz devletçiyiz. Filiğ olarak hükü - metçe de, partice de devletçiyiz. Buna karşı olanlar - liberallik de serbest olsun - diyorlar. Arkadaşlar, bunun ne demek olduğunu, davanın ehemmiyet ve değerini hepiniz anlarsınız. Liberal sistem demek bütün bu ulusun varlığında gözlerimizi amaştıran, en büyük muvaffa- siyet yollarını kapamak demek- tir, Biz devletci olmasaydık pa - rTamızınm bugünkü kıymeti temir. edilebilir mi idi? Dış ticaret ve ödeme denkliğimizi iç sanayiin koruma altında doğması ve ya- şaması mümkün olur mu idi? Biz devletçi olmasaydık mem leket evlâtlarının akıtılmış olan yüce kanları pahasına elde edi- len Türk vatanımda memleket ma' yerine ecnebi malının ser- bestçe satışma yurt kapıları a- çık kalır, ecenebi malları Türk pazarlarını istilâ ederdi, Bir dev letin tam mânasile müstakil sa- yı'ması için sınırlarının dü”man silâhından ve ordusundan mah- fuz olması kâfi değildir. Aynı zamanda milli pazarları ecnebi | istliâsından da _Iuhl'bqunbışıiıdmnotd- manifaktürün Sinaenaleyli | tey ğ aacna eyli | tundaeniyi ve en enileri bir kuvvet mahfuz kılmak lâzımdır. Bugün rahat yaşıyoruz, yurt kurtulmuştur. — derken iç pazar ecnebi ürününün istilâsı altında mahvolmaya mahküm — bulun - dukça yarınımız için en derin | yoksulluk ve felâketlerin varlı- | ğunızı sarsacağına şüphe etme- melidir. Şu halde, devletçilik te bir parti vasfı olarak kalmamalı dev letin vasıfları arasında yerini al malıdır. Bunu bir söz değil için- de bulunduğumuz devrin bir ha yat meselesi olarak kaydetmeli- Z. ” Lâiklik ve devrimcilik hak - kında söz söylemeyi artık bulu- rum. Çünkü bu iki mefhum ol - mayınca yeni devlet varlığının dayandığı iki dayanak direği kö künden yıkılmış olur. Her şeyi - miz tamdır, düzenimiz yolunda: dır der de devletin tekâmül u - | sulüyle ileri gitmesini muvafık bulacak olursak, ileri gitmek i- çin bütün müskülleri yenmek hu susunda da bu suretle hareket edersek, yalnız ileriyi değil şim- diye kadar elde ettiğimiz bütün inkilâp neticelerini de tehlikeye düşürmüş oluruz. — Bu anlayış devrim fikrinin anası olan kut sal heyecanı söndürür. Bu asır- larımn biriktirdiği kokmuş fikir - lerden mülhem karanlık yollara dönmekten ve dünyanım bugün- kü ilerleyiş hızına ayak uydur - mayt brrakarak dirlik ve adam - lık savaşında yüzgeri etmekten baska bir şey değildir. Şu halde partimiz yıllardan - beri kendisine çizdiği ana vasfı devlete mal etmekten ulusun yasama kudretini koruma yo - v ıdııjudıhıımuolıul -Arakdaşlar, bu yoldaki fikir akışını tamamlamak için yar - dımcı olacak bazı şeyler daha söylemek isterim. Biliyorsunuz ki insanlık, ilkin feodal bir ida re devri geçirdi. Yer yer şahsi arzuları tek adamın tahakküm- lerini, tek ailenin kaprislerini tatmin edici yollardan devlet sis temleri uzun asırlar dünyada hü küm sürdü. İnsanlık bu esirlik devrinden çıkmak için ihtilâller yaptı. Yer yer ihtilâl ateşleri yandı, Bütün bunların netice - sinde insanlığa bir hür yaşama devri geldi. Ve feodal devlet ti pi yıkıldı. Önun yerine liberal devlet kuruldu. Liberal devlet acıklı esirlik devirlerinden çık- mış irisanlığı bu hür yaşayış sar- koşluğunun tesiri altında bulun duğu zamanlar liberalizm aldı yürüdü. Önur ana çizgileri olan haklarda hüriyetin ve çalışma da kazanmada hüriyetin tathik edilişleri zamanla derin suniüs - timallere uğradı. Haklarda hür riyetin sulistimali insanları yı- km çürüter bir anarşi devrine götürdü. Herkes kendisini hür sayıyor, kendi varlığının hüriye tini sınırsız bir genişlikte kul lanırken kendi öz varlığının ya- nında bütün tek varlıkların ye- künunu da korumak — ödevinle bulunan devlet kudretinin maz niyeti hiç gözönüne alınmıyor - du. Herkes her şeyde hür tek tek olacaktı. Hepsi bir tarafa çe ken, hepsi biribrini yıpratan ve devleti düşüren fikirler, sözler yazılar sürüp gitti. Beşeriyet medeni kabiliyetlerin bol mey - velerini almaya imkân bulucu beraberlik yerine anarşinin te - siri altında uzun müddetler bo - caladı durdu. Ekonomi alanın - da liheralizmin tavbikleri de da ha az feci olmadı. Büyük serma yeli insanlar kullandıkları işçi leri ve fabrı.ta ürünlerini vücu- de getirmek için mühtaç olduk- ları ilk maddeyi yetiştiren niha yet büyük istihsali temin ettik ten sonra koskoca müstahsil kit ler, Bunun neticesinde bütün hakları çiğnenenler, liberaliz - min yaptığı çatışmalardan do - ğan bu büyük nefret duygula - rı içinde karşı karşıya cepheler kurdular, boğuştular, insan yı - ğınları ardı arası gelmiyen bir kavga içinde yaşadılar. Liberal devlet sinesinde her türlü zarar ve karşılık ve kavga unsurları yaşamıya müsait bir zemin bul du. Çünkü herkes bir şey yaptı. Arkadaşlar, üzerinde daha çok durmaya değer bulmadığım bu mevzuu bitirmek için liberal devlet tipinin de bütün bu «ebep lerle artık can çekişmekte oldu- ğunu söylemeliyim. Feodal devlet battı, onun ve- tine gelen liveral devlet de kan di içinden tefessüh neticesinde dünyanın her yerinde çöküvar. Yerine çeşit çeşit devlet tip'eri kuruluyor. Arkadaşlar, fcolai devletten sonra gelen liberal devletin yıkılışı ulusal devle - tin doğuşu devrini getirmiştir. Ulusal devlet keyfi bi. idare de gildir. Her kafal bir ses çı - karan dağıtıcı bir idare demek te değildir. Bizim anladığımız ulusal devlet, nizamlı bir idare- de heresin özel teşebbüsü de - mektir, Birtaktm insanlar devlet çöküyor, onun yerine sı- nıf devleti geliyor” diyor'ar. Biz “hayır” diyoruz. Liberal dev let yerine kurulacak olan sınıf devletinin, er geç mutlaka doğ- ru yolu bulacağına ve muvaffa- kıyeti ancak ulusal devlet yo - luna girmekle bulacaklarına ka ni bulunuyoruz. Arkadaşlar, Türkiyede ulu:al € tri ilerlemektedir. Devlet kehdi yapıcılık kuvvetini het a- landa göz kamaştıracak bir mu- vaffakıyetle tebarüz ettirmekte iken hususi teşebbüslere açız bu lunan sahada da birçok işler her gün ileri gitmektedir. Bütün bunların neticesinde memletket. te geniş bir işçi smıfı türemek- tedir. Endüstri açılmamız neti- cesinde mevcud iscilerimizin sa yısı artacaktır. Gerektir ki, bu ileri gidişin tabil neticesi olarak artacak olan işçi sınıfları,klâsik sınıf mücadelesi, liberal dev'e tin her fena cereyana açık ruhun da doğup onun içinde beslenmiş olan ve ona karşı cephe alıp ça- lışmış bulunan ve gaye olarak onun yerine bir sınıf tahakkü mü devleti kurmayı güden nok tai nazarı takip eden cereyan lar, ulusal Türk devletinin de ğerli evlâtlarından ve yurddaş- larından — ibaret olan bu yeni “liberal | genç Türk işçi sısıfını zehirle- | mesine ön vermesin, Ve bu genç tabaka vurt icin olduğu kadar kendileri için de felâket getiren yfl.mı duygularla zehirlenme sin, Önun için yeni doğan bu işçı sınıfının patronlarla münaseba- tı noktasını hütün Parti prog ramının — baştan ?şağıya yazılı- şında ve anlaşılışında ruh olan Şhenk, anlaşma, uyuşmna haline irca ediyor. Aralarında uyuşma yolu yetmezse devletin koyaca: ği hakem yolu çatışmaları önli- yecektir, Progğramda Türkiyede greve ve luk-avt sınıf çarpışması yasak edilecektir (Bravo sesleri) Fakat bu yasak oluşun yanım- da, herhangi bir sermayedar fik rinin, kendi kadar bu memleke tin halkçılık zihniyetinden do- layı, bir evlâdı olan işçiyi, hak sız yolda tazyik edememesini temin etmek de lâzımdır. Önun yanında bir işçi kitlesinin toplu luğuna tesanüt kabiliyetine gü venerek devlet varlığında « olan sanayi mevcudiyetini tah - rib etmesine de müsait bulun - mo—k gerektir. Bunun için grev ve luk-avt'ı yasak eden yeni programımız 9. nun yanında işçi ile iş verenin münasebetlerinde anlaşmaları - ni esas olarak koyuyor. Şu hal- de acaba korporatif bir devlet düşüncesi mi hâkimdir? fikri ha tıra gelebilir. Bunu da karşıla - mak için programımızda bir ö- nemli madde vardır, Önu hatır- latayım: Türkiyede istismarcı yolda ça'ışacak tröstler ve kar- teller de yasak olacaktır. Bili siniz. nasıl Maksist Sosyalist fikir bir ulüsu içinde sıntf duy - gusu ile besliyerek parça parca catışma saflarma ayırır,bir sınıfı öteki sınıf aleyhine uğraşmaya sürükleyen telkinler yı=u. müstahsillerin ara'arında birleş meleri ve elele vermeleri ve bu süretle müstehlikler aleyhine ilk bakışta bariz görünmiyen fa kat hakikatta zararlı olan bir başka çeşit sınıf mücadelesine yol açar. Halbüki biz Türk varlığında bu - müstahsiller - müstehlixter çalrşmasına da yer vermiyece « ğiz. Her gün kendisine maliyet fiyatından kat kat fazla bir fi « yat empoze edinmek vaziyetin- de bulunan istismar edenle- lere karşı yüreği — nefretle dolu bir müstehlik kitlesi meydana çıkmasının da önüne geçmeyi e- saslı bir prensip tutmuş oluyo» ruz. (alkışlar). Arkadaşlar, Türkiyede tek « lerin menfaati emumun menfa. ati sınırı içinde bulunacaktır. Bu sade bir edebiyat değildir. Bu, bügünkü hayatta gerçekleş-. tirilmesi gerek olan bir düstu - run tam ifadesidir. Bugünkü dünya durumunda, gencl varlığı düşkün olan bir devlet ve ulus kendisini ou- TöRA BN aet bapi sayunll yurddaşın, ne kadar şahsi varlı- ğı, ne kadar parası olursa olsun, kendi başma mesüud olmasına imkân yoktur. Arkadaşlar, bu « gün zenginlik de ferdi olmak « tan çıkmıştır. En büyük varlık sahibi kazanmış olanların bile parası milli paranın durumuna bağlıdır. Şalısın parası devletin ve ulusun hakiki kuvvetine da - yanmıyorsa bu bir gece içinde mahvolabilir. Bir millet tehlike içinde iken herhangi hakiki bir vatandaşın, bu umumi tehlike - den masun kalmasına imkân yoktur. Ulusal bir tehlike her - kese tesirini yapacaktır. Bunu anlayışı kıt olanlar için anlatı - yorum. Yoksa sizin bu sözlere ihtiyacınz yoktur. Devrimizde başının bağlı olduğu ulusun u - mumi şartları düzgün gitmez « ken tek adamın ne huzur ve ne de şeref noktasından güler yüz- ü olmasına imkân yoktur. Şu halde programda tek adam men faatini umum? menfaatin sınırı içinde göstermekle bir hakikati ifade etmiş oluyorum. Arkadaşlar, yeni programda | devletçiliğin tarifinin açık bir halde koyuyoruz. Eski program daki tarifte “umumi teşebbüs serbesttir, devlet de iklsadi ba | kımdan istediği şeyleri yap ta serbesttir.,, diyorduk Sağı - mızda koyu liberal fikir denilen ikinci cümleyi almadan diyorlar ki bana devlet karışmaz. Ben - den ne hesab sorabilir ne beni köntrol edebilir. Ne Şapacağım işin mahiyetini, ne kullanaca » ğam ilk maddeyi, ne müstehlik- ten isteyeceğim fiyatı, ne kul -, Tandığım işçinin hakkını sora « bilir. < Öte tarafta bir kızıl Marksist de her şeyi devletin yapacağını hususi teşebbüse bir şey bırakıl- miyacağını ifade ediyor, Haki « kat ne öyle, ne de böyledir. Bu noktayı yeni program aydınla - tıyor. Bizim devletçiliğimi « zin hakiki — mânası “hu- (Arkası 13 üncüde) F* Hi