Sivastan 3 Aylık ihrâcat Sivas (Tan) — 935 yılı ik cikânun, şubat, mart ayları için de Sivas istasyonundan diğer memleketlere gönderilen malla- rı sıra halinde Sivas ticaret oda- sı kayıtlarına göre bildiriyo - rüm: SONKÂNUN 3431 adet koyun — Ankaraya 45450 kilo buğday Samsun İst. 45700 arpa 15130 mercimek » 6039 ,, sadeyağ Ankara ,, 30150 ,, un Malatya Elâzize 85 adet sığır Ankaraya 497 kilo Eonyağı İstanbula 19 sandık yumurta ŞUBAT 112450 kilo buğday — İstanbula 1065 adet koyun Ankaraya 4600 kilo mercimek İstanbula 4087 ,, yağ Ankaraya 91500 ,, arpa Samsun ve İst. 4265 yapağı — İstanbula 30 adet sığır Ankaraya 15010 kilo un Malatyaya 579 ,, balmumu İstanbula MART 7280 adet koyun Ankaraya 90 ,, sığır Aökra-Samsun 1760 kilo sadeyağı Ankaraya 16 sandık yumurta Samsun 136960 kilo buğday İst-Samsun ——— —. Sovyet- Bulgar Ticaret anlaşması Sofya, 10 (Tan) — Soövyet Rusyanın Sofya ticaret mümes. sili Megalinski, iki memleket arasındaki ticaret münasebetle- rini hazırlamak maksadile iki aydanberi Bulgaristanın eko - nomik vaziyeti üzerinde yaptığı esaslr araştırmalarını bitirmiş - tir. Megalinski iki hafta evvel bir raporla tetkiklerinin netice . sini Moskovaya bildirmiştir. Sovyet hükümeti bu raporu kahul etmiş ve iki memleket ara sında bir ticaret muahedesi im - zalanması için — müzakerelere başlanılmasıma karar vermiştir. Sövyet mümessili, döviz re . jimi hakkında fikir edinmek için Fransız menşe'li Mallar Fransa ile yaptığımız modis- vivendi feshedilmişti. Bu muka velenin nihayet bulacağı bir ha- zirana kadar yeni bir anlaşma yapılmazsa, Fransız — menşgeli mallar mevcut tenzilâtlı güm - rük tarifesinden istifade edemi- yecektir, Çin çayı kalmadı Çin ile aramızda bir ticaret anlaşmaşsı olmadığı için, piyasa da Çin çayı kalmamıştır. Alâ - kadar tüccar çinden çay getirtil TMesi için teşebbüslere girişmiş - lerdir. Tiftik piyasası yi Bulgar Millt Bankası müdürünü de ziyaret etmiştir. Gelecek hafta Sovyet sefaret hanesinde bir Sovyet malları sergisi açılacaktır. Sofyada < Casutusu Sofya, 10 (Tan) — Berlin Al- man « Bulgar ticaret odasından Dış işleri Bakanlığına, Bulgar domateslerinin Almanyada iyi ihracat bir pazar bulacağı bildirilmek - tedir. İtalya ile olan kontenjan anlaşması pek mah - dut erken yetişen Bulgar mah - Bulüne kıymet verilmektedir. Almanyada Bulgar domatesleri Sofya, 10 (Tan) — Ekonomi Bakanlığına bağlı bir ihracat enstitüsü kurmak için bütçeye tahsisat konulmuştur. Böylece bir merkezden idare edilecek o- lan ihracat işlerinin verimi bir kat daha artırılmış olacaktır, Ö- nümüzdeki ihracat mevsimine kadar kontrol komisyonları ayrı lacak ve Bulgar mallarının iti - barını sarsacak malların ihracı- na müsaade edilmiyecektir. “Bana bu hal de ncreden ge- liyor? dedi; ben bu çok iyi yü- rekli papas Ch&lan'a yüz kere canmıt vermeğe hazırım, bunu hissediyorum; o da şimdi bana, ne kadar akılsız olduğumu gös- teriverdi. En çok onu aldatabil- mem lazım, oysaki o benim içi- mi okuyor. Demin bahsettiği gibi ateş, benim yüksek mevki- lere, zenginliğe erişmek heve- sim. Beni papaslığa layık gör- müyor; hem de bunu, elli lira- lık bir geliri feda ederek onu dinimin bütünlüğüne, bende ra- hiblik — istidadı bulunduğuna kandıracağım sandığım bir an- da söylüyor. “Bundan böyle huylarımın ancak iyice denemiş olduklarına güvenerek iş göreceğim. Kım derdi ki ben göz yaşı dökmek. gen haz duyacağım!kim derdi ki ben akılsızlığımı yüzüme vur- KIRMIZI VE SİYAH Tiftik piyasası son günlerde yeniden canlanmağa başlamış - tır. Almanya, yaktnda bizden tif tik alacaktır. Fiatlar beş kuruş kadar yükselmiştir , Macaristan daki Ekonomi Bakanlığı Macaris - tandaki bloka Türk paraları hak kında Macar hükümeti ile yapı- lan anlaşmayı alâkadarlara bil » dirmiştir, bu anlaşmaya göre, Macaristan oradaki Türk bloka paralarını klering hesabına Ma- €ar milli bankasına yatıracaktır. Macaristanda bloke paraları- mızin (300) bin lira kadar oldu. ğu tahmin edilmektedir. Paris piyasası iyi'eşti Paris, 10 (A.A.) — Dün Pa - ris borsası dış piyasalarından gelen iyi haberler üzerine daha memnuniyet verici bir temayül göstermiştir. Pamuk fiyatları yükseliyor Adana, 10 (A.A.) — Pamuk fiatları bir kaç gündür yüksel - meğe başlamıştır. Kilosu 32 ku ruşa kadar düşen pamuklarımız dün ve evvelsi gün 40 -41 kuruş tan almıp satılmıştır. 44110 ,, buğday — İstanbula | 1113 adet deri n 45110 kilo arpa Samsuna 9 MAYIS Perşembe PARALAR Alış BSatış Sterlin Gis— Göl— Dolar i22— 1M4— 20 Fransız Frangı 165.— 16 20 Liret 203— 20 Belçika Frangı 83— 20 Drahmi B 20 İsviçre fr. 807— 20 Leva Z Floria B2.50 20 Çek Kuron Süm Avusturya şilin İ Mark 43— Doti 22— Kroş n 20 Ley 5e 20 Dinar S 'en Böam İsveç Kuron Süre Altm Bt Mecidiye Ü Banknot 23ömm ÇEKLER Kapanış Pransır Frangı 1206 İngilir lirası ll Dolar TP4BAM Liret 9.63 Belga | 4,69,50 Drahmi 8B3,71.50 İsviçre Prangr 24550 Leva 64,01,75 Florin LAYS3 Çekoslovak kuronu 1902 Avusturya 42267 Pezeta $81443 Mark 19752 Zloti Millem Pengo 4.5140 Ley 785443 Dinar 34.96,33 Yen 2.78,30 Çeranveta 10.98 İsveç kuronu 3t ESHAM Iş Bankası Mü- Yü - a N 9.50 e . 4 50 Anadola 5ç 60 Dü SE 25.10 aet Te d— Sirketihayriye 5— Tramvay 3) Bomonti - Nektar 1025 Terkos 1625 Reji 2. Anlan Çimento 1015 Merkez Bankssı Söme Bankası 25.50 'Telefon M Tttihat değirmencilik TA.Ş. 8:50 ek —eteçdmrı. GA ISTİKRAZLAR Türk Borcu I 30.82,50 Hd 2885 ai S 20.40 Brğani 83.7$ Sivas-Erzurum 2.— İstikrazi dahili a TAHVİLÂT Röstem 10.60 Anadolu TI 43.50 ı d Anadolm mümessil SLAS Pamuk, fındık 6-5.935 de pamuk İskenderi - ye borsasında 99/05 ibre başına F. G. F. Skalaridis cinsi nisan 14 57 temmüz 14 69 ilkteşrin 14 92 sonkânun 14 97 f g f ashmoni cinsi nisan 12 97 temmuz 12 90 eylül 12 76 sönteşrin 12 73 tal- laridir. Iç fındıklar Mârsilya borsasında tarragon 620 frank - tır, diğerleri değişmiştir. Almanyanın Dış Siyasası (Başı 1 incide) den önce İngiltere Almanya'nın bazı davalarına karşı sempatik görünüyordu. Bu — ziyaretten sonra İngiltere Almanyadan yüz çevirmiştir. Çünkü. Alman- ya'nın İngiliz deniz kuvvetleri- nin yüzde otuz beşine muadil deniz kuvveti, İngiliz hava kuv- vetlerine - muadil de hava kuv.- veti yapmak istemesi İngilizleri korkutmuştur. Yüzde otuz beş deniz kuvveti fazla görünmeyebilir. Fakat İn- giliz'ler, kendilerinin her hangi bir karışık durumda Avrupa su- larında ancak 'bu miktar kuvve- ti bırakabileceklerini ileri süre- rek Almanyanım bu kararını kendi emniyetleri bakımından tehlikeli buluyorlar, Hitler de bu sıyasal yalnızlı- ği yakından hissetmiş olacaktır ki, 1 mayıs nutkunda bundan acı acı şikâyet ettikten sonra Almanyanın kuvvetli bulunma - sının lüzumu üzerinde ısrarla durdu. Bu sözlerde bile dünya - ya karşı meydan okur öyle bir ton vardır ki, Almanyanın daha ziyade yalnızlığına yardım et - mekten başka bir faydası ola - maz, Yirmi günlük seyahatte te - mas ettiğimiz Almatılara bunu açıkça söylemekte bir mahzur görmedim, Bilhassa Almanya - nın Rusyaya karşı takip ettiği siyasetin hedeflerini anlayama - dığımı söyledim. Hemen söyle - meliyim ki, bu noktalarda te - nevvür etmiş değilim. Berliner Tıgblıt gazetesinin baş muhar- riri ile bir saat münakaşa ettik, Rusyada uzun tetkiklerde bu - Tunduğunu bilâhara öğrendiğim bu meslektaş en çok komünizm tehlikesi üzerinde durdu. Rejimleri Soyyet rejiminden ayrıolan devletlerin bu rejimle- rile siyasi dostluklarını pek iyi telif edebilirken, Almanyanın bunu yapamamasının manasını pek anlayamadığımı kendisine söyledim..— .— — iki devlet arasındaki münase - betlerin gerginliğinden Rusya - nın mesul olduğunu söyledi. — Bizim kendi ülkemizde ko münizme karşı aldığımız tedbir leri Rusya hoş görmediği için - dir ki, münasebetlerimiz gergin leşti. — Fakat, dedim, Rusya size dostluk elini uzatmıştır. Şarkta | bir karşılıklı yardım andı imza - | lanmasını teklif etmiştir. Bunu siz halâ reddedip duruyorsu - TALEBE BiRLiGİNDE TOPLANTI Bu Yaz Anadolu Ve Balkan- lara Seyahatler Yapılacakw K Milli Türk talebe birliği dün saat 14 de Halkevinde altı ay - lık toplanmasını yaptı. Evvelâ Istiklâl marşı söylendi, kongre başkanlığına Nedim, kâtiplikle- re de Ismail, Alâaddin seçildi. Umumi kâtip Ekrem faaliyet raporunu okudu. Raporda birli- ğin yaptığı işler sâyılryor, me- rasimler anlatılıyordu. “Genç - lik var,, namı ile çıkarılan bro - şürün çok rağbet bulduğu işaret ediliyordu. Bundan sonra mali bilânço o- kundu. İdare heyeti yaptığı iş - lerden dolayı tebrik edildi. Mü- teakiben müfettiş raporu okun - dü ve kabul edildi. Bundan sonra, birliğin marş Dünkü toplantıda rapor okunurken, d'nlenirken ve İstikâi marşı söylenirken T1-5-935 meselesi görüşülmeğe başlan « dı. Yeni marşın teşriniev » velde toplanacak kongrede ko- nuşulması uygun bulundu. Bir - lik marşı için o vakite kadar bir müsabaka açılacak, en iyileri se çilecektir. İ Bundan sonra, idare heyeti « nin yazlık çalışma programı o « — kundu. 8 maddeden ibaret olan * bu programda, Romanyaya se- - yahat, Anadoluya seyahat, 30 ağüstos, Dumlupınarda yapıla - cak merasime iştirak, Çanakka le şehitlerini ziyaret, birlik için yeni bir merkez binası bulunma — sı, 24 temmuzda Lozan: günü .« nün tesidi vardı. J Program muvafık görüldü. e RRlE bribiamn — kat karışmamazlık orada başka devletlerin nüfuzlarını idameye yardım manasında alınmamalı dır. Almanyanın Versay andını bir taraflı olarak bozmasına kar şı bu devlet adamı demiştir ki: — Bunu yapmak zaruri idi. Cünkü Almanya on beş yildır diğer devletlerin de silâhsızlar malarını bekliyordu. Onlar si - lâhsızlanmadıklarından A'man- nuz, — Şarkta karşılıklı yardım an dı barışa yardım etmez. Belki savaş doğurur. Size Simon ile yaptığı son görüşmede Hitlerin İngiliz Dış Bakanına söylediği bir sözü söyleyim: Hitler dedi ki: “Almanya şarkta bir takım taahhütlere girişerek bir savaş çıksın diye, barış namıma Alsas Loreni Fransaya terketmiş de - ğildir.,, Avusturyaya karşı takip edi- len siyaset hakkında bu zata STENDHAL muş bir adamı sevebileceğim!” © gün sonra Julien, daha ilk gününden akıl etmiş olması gereken bahaneyi bul- muştu; bu bahane, bir iftiradan ibaretti ama ne çıkar? Birtakını tereddütlerden sonra papasa, | medi iyi edersiniz. Julien, kusurlarının böyle bir kere daha yüzüne vurulmasına karşılık doğrusu çok yerinde ce- vablar verdi: gönlü cidden Al- lah'ına bağlı bir papas namze- dinin kullanacağı sözleri kolay- lıkla buluyordu; fakat bu keli: meleri söylerken sesindeki eda, gözlerinde bir türlü söndüre- ateş, M. Ch&lan'ı telaşa düşürüyordu. Julien'in ileri gidemiyecek başka bir kimseye zarar getir- mesi mümkün olduğundan söy- liyemiyeceği bir sebeb dolayısi- le, arzu edilen evlenmeğe razı olamadığını itiraf —etti. Bu, mademoiselle Elisa'ya leke sür- mekti. M. Ch&lan, Julien'in bu türlü hareketinde, tamamile ki- barlar âlemi endişelerine mah- sus ve bir rahib namzedinde bu- lunması lâzım — gelene hiç de benzemiyen bir ateş sezdi. Öna: — Evlâdım, dedi, gönlünde Tanrı vergisi istidad bulunmı- yan bir rahib olmaktansa her- kesin saygısını kazanmış, bil- gili bir köy zengini olun, daha bir genc olduğunu sanmayınız; kurnazlığı ve ihtiyatı elden bı- rakmıyan müraice sözler icadın- da doğrusu hiç bir aksaklığı ehambre'ının kondüğü servetin « kızcağızı bahtiyar edemediği- ni duyunca çok şaştı; onun bir düzüye papasa gidip ağlıyarak döndüğünü görüyordu; en so- nunda Elisa, evlenmek' arzusu- nu hanımına da açtı. Madame de Rönal hastalanı- verdiğini sandı; bir nevi ateş, gözüne uyku girmesine engel oluyordu; ancak femme de chambre veya Ju'ien yanında olursa canlanıyordu. Yalnız on- ları ve beraber yaşamakla elde edecekleri bahtiyarlığı düsüne- biliyordu. Içinde, yılda elli lira ile ze_çinecekleri © kücük, fuka- yoktu. Önun yaşımdaki bir genç bu kadarla da takdire de- ger. Edasına ve ellerinin, vücu- dunun hareketlerine gelince, ne yapsın? o hep köylüler arasın- da yaşamıştı; büyük örnekleri görmekten. mahrum kalmıştı. Sonraları onları -bir parçacık görmek, sözleri gibi hareketle: rinin de insanı hayran eden bir mükemmelliğe ermesi 'için kâfi geldi.” Madame de Rönal, femme de Fo St ati BüRL d di Daelee Nİ z Kİ ö lsğik E/ Li ra evi, madame de Rönal'in gö- zünde en gönül ;çekici renklerle bezeniyordu. Julien, Verriöres- den iki fersah ötede, ilçenin baş şehri olan Bray'de avukatlık edebilirdi; böyle olursa madame de Rönal onu arasira görmeğe imkân bulurdu. Madame de Rönal çıldıraca- ğını gerçekten sandı; bunu ko- casına da söyledi ve nihayet | hastalândı. Yatağa düştüğü ilk vanın silâhsızlanması bir taraflı kalıyordu. Esasta haklı olduğu muz herkes tarafından - teslim ediliyor, Yalnız hakkımızı isti: dat icin takip ettiğ'miz vol mü- aheze edilmektedir. Biz uluslar derne*'nin kararını da bu mana da aldık. Bü karar hatkıımda Almanya nn noktai nazarını sorduğum zaman, Bunu yakında Hitler'in söyliyeceği bir nütukdan öğre- neceksi dedi, olan Elisa'nın ağladığını far- ketti. Ö anda o kızdan nefret ediyordu, ona biraz da ağır mu- amele etmişti; bunun için af di- tedi. Elisa'nın gözya ları büs- hütün coştu; hanımı izin verir- se bütün bahtsızlığını anlataca- ğını söyledi. Madame de Rönal: — Dinliyorum, dedi, — İşte, hanımcığım, beni al- miyor; beni ona kötülemişler, © da inanmış, Madame de Rönal tıkanır gi- bi oluyordu: — Sizi kim almıyor ? diye sordu. Elisa hıçkırarak: — Kim olacak, hanımcığım? dedi, M. Julien. Bay papas onun inadını bir türlü yeneme- bay papas, hizmeiçilik etti diye namuslu bir kızı almama- ği doğru bulmuyor. Hem M Juljen'in babası da bir kereste ci değil mi? Kendisi de bu uya gelmeden önce ekmeğini nasıl kazanıyordu? Madame de Rö. * ırtık din lemiyordu; böyle fazlası ile bah sorduğum suale aldığım cevap Gerçi Rayştag # işlerine karışmak istemiyor. Fa- | üzere beklenmektedir. Geçen 30 1 | |rada bu nutuk diplomatlar ara- huzurunda hazirâan hâdiseleri hakkında izax hat vermek üzere Rayştag'ı İÇ- timaa davet ettiği günden beri ilk defadır ki, Hitler meclisi tap luyor. Berlin'den ayrıldığımız sı sındaki görüşme mevzuunu teş- — kil ediyordu. Alman dış siyasasının takip ettiği istikamet hakkında öğ- rendiğim bir noktai nazarı da ilâve etmeden bu nokta etrafın- daki intibarm tamamlanmış ole maz, Bu noktai nazara göre, bir ihtilâlci parti * olarak iş başına geçen ulusal sosyalizm, realite- lere uygun bir siyasadan ziyade idealist bir yol Üüzerinde yürü« yor, Hızını aldıktan sonra pgrti dış siyasada hâdiselerin icapla- rına uyarak daha realist bir yol üzerinde yürüyecek ve Alman-. yayı içine düştüğü yalnızlıktan — kurtarmak çarelerini arayar tır A. Şükrü ESMER — CN nemez olmuştu. Julien'in keseni kes reddetmiş olduğunu, daha akıllıca bir. karara dönmesine imkân olmadığını birkaç defa tekrar ettirdi; böylece içine ra- hatlık geliyordu. Hizmetçisine: — Bakalım bea de bir başvu: rayım, dedi; M, Julien'le bir konuşayım, belki razı ederin.. Ertesi sabah kahvaltıdan son- ra madame ge Rönal, Julien'le konuşup kuması '(1) için hayli dil döktü, bündâ 'pek lezzetli bif zevk, bir haz duyuyordu; he]e bütün bir saat Elisa'nin elinin de. parasının da rec tedilmesini görmek nasıl' hoşuna” gitmezdi? — Önce ağırbaşlılıkla cevablar veren Julien yavaş yavaş, ma” dam& de Renal'in akıtlı uslu nd* <ihatlerini nükte ile karşılamâ” ğa başladı. Madame de Rönal, hunca gün umudsuzluktan sölt” — va gönlünde bir- sel #ibi.tasatt v - FArkarı var|' . ; ONCATAĞ (1) Kumâ. ortak demektir; fakât vrivale” karşılığı ee MA