Geçenlerde yünlülerden Bahe setmiştik. Bugün de ipelflılçr*- den bahsedeceğiz. Desenli, çiz- gili, çiçekli ipekliler yaz mevsi- minde daima modadır. Memle- ketimizde ipek ucuz olduğun- dan ipekli kumaşlar için de ba- zı modeller neşrediyoruz: 1) Açık gri, siyah, desenli, ipekten yazlık gayet elegan bir elbise modeli. Ufkt surette çe- kilen pasa, bluzu geniş göster- mektedir. Kol, uzun ve boldur. Kenarımna bir lâstik şerit geçi- rilmiştir. Eteklik ince ve uzun- dur. Hafif surette bağlı bir ke- mer, çok hoş göstermektedir. (11. büyüklük için) 94 santim ende, '3,95 metre kumaş kâfi ge- lir. ç 2) İki şekilde giyilen bir Bo- lerolu elbise modeli. Mavi, be- yaz desenli ipekten, eteklik ve boleroya lâcivert ve ayni desen- | li beyaz ipekten bir bluz çok ya- kışmaktadır. Bu bluz etekliğe sımsıkı dikilmiştir. (IL numa- ralı büyüklük için) 94 santim eninde olmak üzere 1,05 metre beyaz ve 3,95 metre mavi ku- maş lâzımdır. 3) Ön ve arka tarafta büzül- müş hareli bir bluzlu yeni yaz modası elbise modeli, Geniş, bol bir bluzun yanında dar etek- TEHLİKESİZ ZAYIFLAMAK Tehlikesiz — zayıflamak için nasıl bir rejim takip etmeli? Gerçi herkesin bünyesi ve yapı- lışı biribirine benzemediği için bu bahiste doktorun fikrini ih- mal etmemek te lâzımdır. Lâkin umumi bir tarzda, — zayıflamak için, bir yemek rejimine müra- caat etmelidir. Rejim demek, açlıktan ölmek demek değildir. Bu, sadece alman gıdayı nor - mal haddine getirmek demektir Unutmamalıdır. ki çoğumuz, bilhassa kadınlar vücudumuzun İhtiyacının iki misli yemek yer- | ler. Halbuki bunun yarısı vücu- dun ihtiyacına kâfidir. Bir kaç kilo kaybetmek için en sade re- jim şudur: “Sabahleyin bir fincan çay, yahut şekersiz kahve, bir yahut iki reyağsız bisküvi, (eğer bis- küvileri ısıtıp yerseniz, gato yi- yormuş gibi de olur). Saat on birde bir bardak su, öğle üzeri 150 gram yağsız iskara et, az tereyağı ile haşlanmış yeşil seb- zeler, az zeytinyağı ile limonlu salata, bir meyve. — Saat dörtte bir fincan çay veya şekersiz kah ve, bir iki bisküvi, akşam öğle yemeğinde yetilen şeyler. Bu yemeklerden alacağınız g ıda pekâlâ kâfidir. H >r çok yeme- Be alışkın iseniz, —< günlerde, midenizde pek de . aşunuza git- miyecek bir boşluk hissedersi - niz. Fakat bir parça sebatla buü- na alışabilirsiniz. Rejime alıştık bemdinie a meslerandk gıniz zamanlardan dah lhık hissedeceksiniz, lik tam kontras tesiri yapmak- tadır. Burada kullanılacak ma- teryal; Açık yeşil, çeşit desenli ipek. Uzun kollara beyaz asta konulmalıdır. Geniş bağlanmış bir fiyango çok hoş görünmek- tedir. (TI. büyüklük için) 94 santim eninde 3,50 metre ku- maş kifayet eder. 4) Beyaz, zarif mavi çizgili ipekten bir elbise modeli, Mavi renkte hafif yakalı yün bir ce- ket. Bu elbise bilhassa ince ol- Üzerine on iki buçuk kuruş . luk bir pul yapıştırmakla mese- lâ Kongonun yahut cenubi Ame rikanın en ücra bir köşesindeki dostunuzla bugün muhabere ka bilse, bunu herkesten — evvel Heinrick Von Stephan isminde bir Alman postacısına Mmedyu - nuz., Von Stephanı 1866 senesinde şimali Almanyada posta müdü- rTü yaptıkları zaman hariçle mu habere; mektup ücretleri, ve mektupların hangi yoldan gön- derilmesi gibi bir çok meseleler bilmece halli gibi bir şeydi. Me- selâ Nevyorktan Berline gönde- rilen bir mektup Alman vapuri- le giderse yüz on kuruşa; İngi- liz bandıralı bir vapur vasıta temin ederse 165 kuruşa mal olurdu. Meksikaya gönderilen mektuplara pul yapıştırımak â. dot değildi. Bunların posta üc « retini mektubu alan adam öde- mek mecburiyetinde idi, Her ne reden olursa olsun bu memle - kete giren bir mektup 215 ku - ruşluk kadar bir ücrete - tabidi, Sonra Berlinden Romaya İsviç- re tarikile giden bir mektup 90 kuruşa gittiği halde; Fransa yolile gönderilirse 135 kuruş "nektüpları sormayın: Bunlar için on üç ayrrayrı pul vardı hangisini isterseniz seçmede ser besttiniz; fakat on üç pul da ayrı ücrete tabidi. İşte Von Stephan şimali Al - manya posta müdürü olduğu za man, dünya postaları böyle kar- ma karısık bir halde bulunuyor- du. 1874 de Bern'de toplanan ilk arsıulusal posta kongresi ge ne bü adamın çalışması ile top- lanmış ve 24 günlük bir mesai- den sonra Von Stephan'ın bü - tün tekliflerini olduğu gibi ka- bul etmiştir. Bugüne kadar me- deniyetin ilerlemesi ile tahav - vüle uğrayan ilk kongredeki esaslar bütün dünyanın posta iş | lerini halletmek için kurulan dünya posta birliğini) doğur müştür. Dünyanın neresinden olursa olsun postaya verilen bir mek - | tup bir zamanlar ancak sezar - larm müuhaberatına verilen ihti- mam ile bugün gönderilen yere vası) oluyorsa, bunu insanlar Von Stephan'a medyundurlar. Yapılacak şey gayet basittir.On iki buçuk kuruşluk pul yapıştı - rıldı mt mesele kalmayor. Bu parayı acaba kimler alır? Hiç şüphesiz ki, pulu satanlar Muamelâtı kim kaydeder? Hiç kimse! Her millet hudutları da- hilinde başka memleketlerden gelen mektupları parasız olarak dağıtmağa mecburdur . Mektubunuzun dünyanım en az uğrak bir yere adresli ölma sı hiç bir mahzur teşkil etmez. Kalın kitapta dünyanın her t rafındaki (265,000) postahane- nin yerleri; mektupların hangi yoldan gönderilmesi lâzımgele- ceği, kara mı, yoksa deniz yo - lile mi gönderilmesi daha iyi o- lacağı, bunlar ve daha fazla taf- silât mevcuttur. Mektup kaç memleketten ge- çerse geçsin; ayni ihtimam ile ————— — mıyan bayanlara çok uvguün dur. (IIL üncü büy *klük için) Elbise: 94 santim eninde 5 metre. Ceket: 1,30 santim eninde 2,35 metre kumaş lâzımdır, | retile te | yollar. Bütün bu | Mektub Yazarken Şunlar da Hatırınızda Bulunsun! en kısa yoldan yerine gönderi - lir. Bu iş birliğinin para tarafı an cak üç senede bir defa ele alı - nır. Bu ise sırf başkalarının nam hesabına sizin memleket - ten geçen mektuplar üzerine ge çen emeğinizi ölçmek içindir. Transit mektuplara ait para bir elden öbür ele geçecektir.Bu nun için de hariçten gelen posta lar ya t>-tı, yahut saymak su - t olunurlar. Posta bangi — memleketten geçerse geçsin, bunu her mem - leket usulüne göre yazar, kay - deder ve Bern'de posta birliğine istatistikler geldi mi; dört hafta zarfında her memleketin hesabı çıkarıl - mış bulunmalıdır. Borçlu ve ala caklı memleketler ayrılarak her kesin hesabı kendisine bildirilir. Para altın frank, tartı kilogram üzerine hesap olunur, Son he - sap kesişinde Almanya 1600000 altın frank borçlu çıkmıştır. Bu na mukabil Fransa ise 2000000 altın frank alacağı ile en kârlı - sıdır. Her para işinde olduğu gibi Fransa daima alacaklı mev kiindedir. Posta işinde de dün ya için Fransa herkesten ziyade Tikada 800000 dolarlık bir iş yapmıştır. Dünyada her sene bir buçuk milyar mektup yazıldığına göre Von Stephan işi sadeleştirme - miş olsaydı posta işlerinin ne kadar karışık gideceğini düşlün. mek bile insana hayret veriyor. Bir buçuk milyar mektup!Hiç te şakaya benzemeyen bir mek- tuplaşma yarışı! Bu yarışta (191 milyon mek. tupla Amerika en öade geliyor. Bundan sonra İngiltere, Fran » sa ve Almanya sıra ile ikinci, üçüncü ve dördüncüdür. İngil - tere ile Fransa ve Almanya ara- sında büyük bir aralık olduğu halde; Fransa ile Almanya he men hemen bir at başı farkla ge liyorlar. Bunlardan sonra da İa ponya; Avusturya, ve İtalya var. Rusyanın büyüklüğüne rağ men bu koskoca memleket tek bir şehir olan (Singapor) a ka: dar mektup yazamıyor. Şayanı dikkat değil mi? Bu istatistikler arasında sa - nayide ileri gitmiş memleketle rin diğerlerine nazaran kat kat fazla mektup muhaberesi yap - tıkları da göze çarpmaktadır. Müstemlekelerle geri memle - ketler ise yazdıklarından çok fazla mektup alıyorlar. Bern b irosu elli seneden faz- la bir zajandanberi çalışmak - tadır. Ser vi masrafı (100,000) dolar etra-ındadır. Bu elli sene zarfında sekiz posta koöngresi toplanmıştır. Posta muhaberatı vasıtaları arasına tayyarenin de girişi bu sahada büyük tahavvülât vücu de getirmiştir. Tayyareler için bittabi hudutlar mevzuu bahso - lamaz. Hava postaları çıktı çı - kalı dünya biraz daha ufalmış gibidir. Bu gidişle bakalım ka natlı posta daha neler yapacak? Her halde büyük değişiklikelı beklemeliyiz, Von Stephan 1896 da ölmüş tür. Fakat beşeriyete yaptığı en büyük hizmet devletler ara | sında ilk muvaffakiyetli iş bir leşikliğini vücude getirmek hu- susunda ortaya atarak tatbik ettiği fikir olmuştur. 11.5.93$8 —— YARININ BUYUKLERİ Tamam İşte! Hayvanat bahçesinin bir haf ta izinle giden müdürü, vekilin- den şöyle bir telgraf aldı: “May- mun hastalandı. Kendisine bir | arkadaş istiyor gibidir. Siz dö- nünciye kadar ne yapacağımız! bilmiyoruz.” o Imtihanda * Muallim (Dir kemik göstere. rek) — Bu nedir çocuğum? Çocuk — Kemik, Muallim — Elbette biliyoruz... Fakat ne kem Çocuk — Bir ölünün kemiği.. e Battaniye Alırken — Bu battaniyenin yün cldü- ğunu söylüyorsunuz ama, beni aldatıyorsunuz. Baksanıza ke- narında koskoca (pamuk) ya- zılı... #— Öna aldırmayın siz bayan. Ö sırf güveleri aldatmak için yazılmıştır. ke: Kendi kendine işliyen motör İki bardak, iki küçük tabak, bir de mum tedarik ediniz. İki toplu iğlenin başlarını bir kib- ritle isıtıp mumun ortasıma iki cihetten oatırınız. Mumun her ucundaki fitillerini çıkararak yakınız ve iğneleri bardakların kenarına oturtunuz. Mumun eriyen ve akacak olan damlala- rı yeri kirletmemek için altla- rına birer tabak koyunuz. Mum iki cihetten yanıp damlalar ak- mağa başladıkça, mumun bir müotör gibi harekete geldiğini ve bu hareketin intizamla de- vam ettiğini hayretle görürsü- nüz. Nasıl, motörümüzü beğen- diniz mi? 4 e Bardaktaki yumurta Bir yumurta, kartvızit, bir de adi yüzük halkası tedarik edi- niz. Bir bardağa yarısına kadar su doldurunuz. Evvelâ kartı bar dağın Üzerine koyunuz, sonrâ kartın orta yerine yüzüğü ko- yunuz ve yü; oturtunuz. Şimdi iş, bardağa ve yumur” taya el değdirmeksizin bu yür murtayt bardağın içine t#okmak” tadır. Telâş etmeyiniz, bu © kadar güç bir iş değildir. Kar” ta vuracağınız şiddetli bir fisk€ bu işi kolaylıkla halleder. Fis> kenin tesirile kart odanın prtâ” sına fırlar, fakat yumurta — il€ yüzük te kendi kendine bardâ” ğın içine, hem de kırılmaksızıfi girer, Bir kere tecrüibe ederse” | niz. hoş vakit geçirmiş olursü”, nuz, ğ e de yumurtay?