K * TAN " m tefrikası ; 18 Yazan: Aziz Hüdayi Akdemir Zimmerman Iın Şifreli Telgrafı Açılıyor, Tercüme Ediliyor Pırlantasısının altında rapor saklayan bir yüzük re onun da umulduğu kadar al- danmamış olduğunu v d SONDAMLA — | Gizli bahsini bilerek ve istiye rek uzatıyorum. Görüyoruz ki bir ulusun, bir harbin dirim ve erimi bu tılstmın iyi saklarması na veyahut saklanmamasına bağlı bulunuyor. Çanakkale vu- rüşmast İngilizler için bu yüz- den nasıl kaybolmuşsa Alman- ların bütün bir harbi kaybetme- si de, diyebiliriz ki, yine bu yüz- den olmüştür. Almanlar — yalnız ilk düş- manlariyle baş başa kalsaydılar kazanmak ihtimali her kurun vardı. Fakat böyle olmadı. En Ecnebi memleketlere giden tüccar ve ıeyy;hlırı nazik, en kötü bir sırada Ame- rika ordüsü, KENÇ; yıpmarızınam. . bol silâh ve bol malzemesiyle Almanların karşısına çıktı. Ar- tık ne Hindenb siperleri, ne imparator hücumları, ne şişman bertalar ve ne de yüzlerce kilo- metreye gülle yağdıran toplar işe yaramaz olmuştu. Almarı or- dusu artık yılmış, tulusal birlik dağılmış, umacak bir şey kul- mamıştı. Amerikayı harğe sokan ne idi? İngilizler - Fransızlar de- miyorum, çünkü bütün bu pro- paganda ve genel istihbarat iş- Jerinde en kuvvetli rolü İngiliz- | ler oynamıştır — güçlü propa- gandalariyle Almanlar aleyhine önceden acunal bir yer hazırla- Banka Komerçiyale İta!lyana Sermayesi : 700,000,000 - (Ihtiy: at akçesi : 580,000,000 Liret) Travellers (Seyyahin çekleri) satar Liret, Frank, İngiliz lirası veya Doları Frank olarak satılan bu çekler sayesinde nereye git! seniz paranızı kemali emni- yetle taşır ve her zaman isterseniz dünyanın her tarafında, şehirde, ötellerde, vapurlarda, trenlerde bu çekleri en küçük tediyat için nakit makamında kı olaylıkla istimal edebilirsiniz. Travellers çekleri hakiki sahibinden başka kimsenin kulla- namayıcrafğı"brir şekilde tertip ve ihtas edilmiştir. (5999) 3225 mışlardı. Kafalar, hele Ameri- kalıların kafaları, öyle doldurul- muştu ki, bir damla daha onları taşırabilecekti. Bu damla?.. O da Almanların en değerli bir gizliliği İngilizlere kaptırm. olmuştur. Büyük harp istihbara- tınım tarihinde çok mühim bir yer tutan bu hikâye de okunma- ğa ve ibret alınmağa değer: Bilindiği üzere, bü: devlet- lerin diş bakanlıklariyle erkâ- nıharbiyelerinde bir de servisi,, vardır. Muhtelif diller bilen ve şifre açmakta bilgi ve istidatları olan 50:100 kişi elle- rine geçen yabancı kodları aç- meğa çalışırlar, Büyük harbin çok nazik bir veziyet aldığı 1917 yılının ilk aylarında İngiliz şifre servisine açılmal& üzere birtakım şifreler veriliyor. Şifrenin nihayetinden Üüçüncü grup çok sürmeden açı hyor; şifre zabiti bağırıyo (Berlinde Alman dış isleri baş- kâtibi) dan Bernsdorlf'a (Va- şingtonda Alman sefiri) yor. Her halde mühim bir şey olacak.,, Şifre zabitleri bütün gayret- Za çalışıyorlar. İşte bu kodun açılması büyük harpte İngiliz izli hi metinin hiç görmediği, hiç raslamadığı en büyük, en $a- şırılacak — hadiselerden aecanilainü a sismaLakimıı Bu bahsi kitabında anlatan Cörc Aston diyı birini “nw Bize mektepte iken şifre- lerden ve şifrelerin nasıl açıla- bileceğinden bahsettikleri za- man ehemmiyet vermez, bunu izli hizmet işlerinin dışında ürdük. Esasen bu çok güç ve yüzde 99 boşa çıkan, yorucu, usandırıcı bir işti. Yüzlerce a- dam birtakım rakamlar veya harfler üzerinde hesaplar, kitap- lar yapıp dururlardı.,, Nihayet Zimmerman'ın şifre- li telgrafi açılıyor ve tercüme ediliyor: (Arkası var) “— Şansınızı — Denemek için | Bugün görlülecek filmler —a | MELEK SiİNEMASINDA GİZLİ SEVDA İRENE DUNNE ve PHİLİP HOLMES —ei p B /Sİ | TUNC VÜCUTLAR EDDİ CANTOR ve dünyanın | en güzel 200 genç kızı un KARYOKA Mevsimin en fazla muvaffakiyet kazanan filmi , SEVDA GECESİ LİAN HAİD ve VİCTOR KOWA mnemasında *F Bugün 2 büyük film birden ı Doktor MABÜZ'ün Vasiyetnamesi JİM GERALD - KEEN RUGGE Rejisör: FRİTZ LANG gün kaldı acele ediniz T.L.C. İ | Eşya piyangosu | Biletler her gişede ve | Ziraat Bankalarında | 1 liraya satılmaktadı g aĞ e | ZAYİ — 1934-35 ders - yılı inkilâb | dersleri devam karaemi kaybettim Yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur. İstanbul Hukuk Fakül tesi 3ncü sınıftan 1128 AhmedMukbil | “Yahu, bu şifre Zimmermann | lerini topluyor, bu şifreyi açma- | ' Baş Azığımız: Ekmek! Şehrin sapa yerlerinde — ve iç mahallelerinde çalışan bir ta - | kım fırıncılar, kiradan, vergi - | den, işçi gündeliğinden kestik - | leri parayı, malım üstüne ekle - yerek ekmeği, öteki fırıncılar - | dan kilo başına, kırk para eksi- | gine satabiliyorlardı. | — Böylelikle bir fırıncının 8 bu- çuk kuruşa sattığı ekmek, bir başka fırıncıda 7 buçuk kuruşa idi. Büyük sermayeli fırın sahip - | leri buna içerlemişler. Rekabet edememek yüzünden satışları nın azaldığını ileri sürerek be - | lediyeye baş vurmuşlar. | — Tddiaları şu: “Mademki, ek - mekler için konulmuş bir. narh var hiç bir fırıncı, ekmekçi, bu narhdan eksiğine satamama- lıdır!,, Halbuki, bizim narh, en yüksek fiatı konulur. İşine elverdiği için ma lmı narhdan ucuza satmağı gö- | ze alan firinciya kimin ne de - meğe hakkı var? bildi; Geçimi ucuzlatmağa çalışır - ken, baş azığımız ekmeğin, narh dan ucuza satılmasına mani ol mak doğrusu akıl erer şey değil böyle bir yasak, ilk önce alış riş üzerindeki haklı rekabeti or ! tadan kaldırır. Sonra da, başka örnekler belirmesine yol açar. Şimdilik yalnız ekmek üzerine | konulan narhın ileride bütün ge çim ve giyim eşyasına — ..nili ar | zuları uyanırsa vay halimize! Söz gelişi Beyoğlu caddesinde ki bir mağaza, Mahmutpaşada- ki işportacının narhdan eksiği - ne mal sattığını ileri sürerek be lediyeye baş vurmuş... Derken bakkallar, pazar yerlerinin kal dırılması için, hep birden ayak Tincifardan, 1 istemek boştur. Asıl insafı, çok daha haklı olarak ve ayak direyerek bele diyeden bekleriz. k fırımncıların dileği ka - bul edilirse iki şey olacaktır: k veaz sermayeli fırınlar; kapanacaktır. 2 — Fakir halk, ayni kalite ekmeği; kırk para fazlasına yi - yecektir! Büyük fırın sahiplerinin telâ şını hiç te haklı bulmuyoruz. İs- tanbulda, kırk paralık farkı gö- zetmeyecek dolgun — cüzdanlı kimseler de vardır. Onlar, kendi lerine yeter! Salâhaddin Güngör Bekçi parası Kalyoncukullukta oturan fa gelmelerim || Memduh adındaki okuyucumuz yazıyor: “Bekçilerin kıyafetlerini dü- zelttik. Fakat şu bekçi pgrası denilen acayip para tahsilâtını bir türlü yoluna koyamadık. Bazı bekçiler var ki, hangi den ne kadar para alacaklarını kendi kafalarındaki —matraha göre ölçüyorlar. Yirmi beş ku- ruştan aşağı olmamak ü“"k her evden, her apartıman — ka- | tından “topladıkları paralarla bekçilik vazifesini üzerlerine | almış vaziyettedirler, Lâkin üni formayı giydikten sonra çoğu- | || nun kafalarındaki bu matrahın || genişlediğini de gördük. Bun- | lar aldıkları paraya mukabil hiçbir makbuz da vermezler. Halbuki her evin böyle bir pa: ra vermek için-kanuni mecbu- riyeti varsa, alınan paraya kar- şı bir makbuz vermek lâzım de- | ğgil midir? Fakat bu makbuzu kim verecek? bekçi mi? Şehrinasayiş ve inzibatından polise birçok zamanlarda yar- | dımını inkâr edemiyeceğimiz bekçilerin bu para tahsilâtı işi- ni de üniformaları gibi yoluna koymalıdır. Ö zaman bekçi de alacağını bilir, aile de verece- İzmir Belediyesi muallimlere metrosu 25 kuruştan arsa satacak (Gazeteler) — Ne Dersiniz? ISTANBULUN ÜÇ YANI Dünyanım imrendiği bir şeh rimiz var. Coğrafya ve tarih oldu ola'ı adı dillerde, hasreti “ÖNÜİ ÜT ŞÜmrer Tenrane Ü Tılsımlı bir Tutulanlar rur... Bakınız, neden? Şehri üç unsur güzelleştirir. Şehrin tanrısı, şehrin halkı ve şehrin belediyesi İstanbulun tanrısı onu ne gü zel yaratmıştır! Nedir o mavi kuşaklar? Nedir bu civelek te- pecikler, nedir nur gibi sular ve nedir bu altın sarısı ufuklar ve gökmavi kubbe. Hele nedir havasının o can okşayışı?.. Şehrin halkından, olanı bu şehre parasını dökmüştür. Her Sabah satıcıların- dan ne vakit Kurtulacağız ? Adil isimli bir yazıyor: “Arnavutköyüne taşınalı 4 ay oldu. Hisarda iken gene biraz rahat ediyorduk. Belki de mahal le arasında oturmuyorduk ta okuyucumuz ondan. Şirhdi iskeleye yakın bir | evdeyim. Bu sabah altıda, dün sabah beş büçükta evvelâ sütçü- ler, sonra ekmekçi, sonra da seb zeciler tarafından uykumdan u- yandırıldım. “Hele yediyi çeyrek geçe kö- ye nereden musallat olduğunu bir türlü anlamadığım (beyin - ci) yok mu? Türkçeye benze - meyern bir dille beyin var, beyin diye feryat etmiyor mu, çıldıra- cağım geliyor.,, Simit pahalıdır Beyoğlunda bir okuyucumu- zün mektubundan: “Simidin altmış paraya satiıl- dığını hep bilirsiniz. Halbuki koca ekmeği sekiz kuruş on pa- raya alryoruz. Ufacık bir simit- le ekmek arasında eğer bir nis- bet kurulursa, simidi ne kadar iğimizi hep anla- paraya satıyor- lardı, Belediye bile bu kadarını fahiş gördü de, fiatı altmış pâ- raya indirdi. Fakat gene hepi- miz daha ertesi günden simit- lerin hayret edilecek bir el ça- tarafta belki de zarar edeceği- ni bile bile küçücük şaleden 100bin Tiralrk apartımanlara badar. ,vanılar . vükselmietir bul halkınm İstanbula döktü ğü para acaba kaç milyondur? Şimdi geliyoruz belediyesi ne; lâfr uzatmadan düşünelim Şehirde bir medeni şehrin so kağına benzer yüz metrelik yü rüyecek yol var mıdır?. İstanbulun üç tarafı vardır: Üstü, yanları ve altı... Üstünü Tanrısı ne güzel yap mış!.. Yanlarını İstanbullular epice şenlendirmişler... Ama alt kısmı, tabanı, kaldırımı yok! Bunun ayıbı kime düşer?, Ne Tanrrya, ne halka değil mi? Siz ne dersiniz? bukluğu ile ne kadar ufaldıkla« | rını gördük. O halde belediye- nin müdahalesi neye yaradı? Şu simit gerçe ufaldı ama, çok kimselerin ayak üstü karınları«- nı doyurmak ii çaylarını, süt lerini içmeleri için işlerine ya- rıyor, Bu mesele bir daha kur- calansa da, simit daha makul bir fiatla satılsa.. Fakat fiatla- rı biraz daha inersec, acaba si- mitler de bileziğe, yahut yük- süğe dönerler mi dersiniz?” — | Fukara yatağı Daha ucuz olmalı Aksarayda oturan Ecmel adındaki okuyucum..z yazıyor! “Her yerde grip ilâçlarını $ kuruşa verdikleri halde bizim taraftaki eczahanelerd. yediştf buçuğa satıyorlar. Diğer ilâçlaf da böyle. Halbuki bizim semti- miz fıkara yatağıdır. İçtimaf yardım müesseselerinin nazari dikkatini celbetmenizi rica ede- Tn ? Asliye mahkemeleri yenileme bi* rosundan : İstanbul Evkaf - idaresil€ dava olunan Musalla civarmd: Ş'P Ferhat mahallesinde yeni sokakta kim Kiryakiça — arasındaki davantf yenilenme muamelesi sırasında: H len ikametgâhı meçhul bulunan Kİ” yakiça hakkında yirmi gün müddet” le ilânen tebligat icrasma karar rilmiş bulunduğundan tetkikatm V# pılacağı 1-6 cumartesi snat 10 da BÜ roda hazır bulunması tüzumu tebli meakamına kaim olmak üzere ilân nur, (11359)