12 Palavrada Meşhur Meşhediyi| Geride Bırakan Avcı Hikâyeleri Palavra deyip geçmiyelim. Buna ne herkesin söz söyleme kabiliyeti, ne de hayal kuvveti müsaıt Dünyadan birçok palavracı- lar gelip geçmiştir. Bizde son zamanlarda en kuvvetli ve can- l yaşatılan Meşhedi'nin hi çarpışarak ani bir infilâk husu- le getirdi, Bir saniye içinde kos koca mahlük öyle müthiş bir ta- raka ile berhava oldu ki, civar üler hikâyeyi anlattığım za man, kıyamet koptuğuna inan- dıklarını söylediler. En yırtıcı hayyanların üzeri- kö; leridir. Fakat Nasrettin Hoc: atfolunan bin bir hikâyeden b çoğuna son zamanlarda eski Çin kitabelerinde rast gelindi- ği gibi, Meşhedi'nin rına çok İn:.ıııy:n hikâyeler de Marsilyada £ arasında dil- şmaktadır. Bunla- alavrala- ği geliyor. Halk tabakası arasında £ berler, balıkçılar, bahriye askcer leri en palavra atmakla meşhurdurlar. Fakat dünya neresinde Ol Ölsün avcı pa lavraları kadar eni boyuna uy- mayanları yoktur. Baron Munchausen (1720 - 797 nyada doğm ir. Aşağıya z hikâyeleri palavra â minde şaheser olmağa değer. Bunları Baronun lisanından an- latıyoruz; — Bir gün avda saçmasız kal mıştım. Tam bu esnada aksi gibi karşıma kıvrım kıvrım bo n_ızlı. bir erkek geyik dikili ? Şaş şirip kalmaktansa acele ile :ıu_)nn. m kirazların çekir- değini saçma yerine barutun üs- tüne namludan içeri doldurd hemen tam aln na şan alarak ateş ettim. (.ı:.ıl. bir an için sendeler gibi da, birdenbire kendini kayboldu. Vak'adan bi ne sonra gene aynı orma mez mi? Heklet & teş ed bir kurşunl y iki kuş -'uıdugı ma ;.an. zlarının ari kirazlarla dermek kabil oldu. İnsan mecbur kalınca her şe- ye baş vuruyor. , buna bir misal olmak üzere size şunu an latayım da bana hak Z misiniz? Bir gün Polanya: lanırken — barutu tüketır Vakit sabahın alaca karanl idi. Ormanın içinden çıkan ağ- zı bir karış açık koskoca bir a- yınımn üzerime hücum ettiğini gördüm. Ne bir atım barut, ne de tek bir. kurşunum — kalmış- tı. Maamafih cebimde iki çak mak taşı bulundurduğumu der- hal hatırlıyarak, bunlardan bi- rini aymın boğazından aşağı fır lattım. Bundan o kadar Öğitces- sir Ol , bir müddet kendini şaşırarak ağzı açık kaldı. Der- hal fırsattan istifade ikinci çak- mnak taşını da boğazından aşağı attım, Bu sonuncu çakmak taşı birincisi ile ayının midesinde larr gören köpek | sas hayvanın bu | kalmış olacaklardı ki, izken hücum etmeleri bir hükmüne girmiştir. Bu kötü talihin bir cilvesi olarak gene bir gün üzerimde çakı bile bulunmadığı bir zamanda ku- durmuş bir kurtün taarruzuna uğradım. Boş durmaktansa der- hal kolumu açık ağzının içine aldırdım. O kadar hızla sok- muşum ki, kolum omuzuma ka- yboldu. Kolumu çıkar- gim hayvan büsbütün ü- zerime hücum edecekti. Aklıma ani olarak bir şey geldi. Ağzına soktuğum elimle hemen kuyru- | ğunu yakaladım ve tıpkı bir el- diven çevirir gibi hayvariım içi- çevirerek silktim, at- o Bir gün emektar köpeklerim- den biri bir tavşan kovalıyordu. Gebe olduğundan koşmamasını istiyordum. Ğ lar arkasından çağırdımsa da kâr etmedi. Ni- hayet bir müddet takipten son- ra; kulağıma uzaktan hafif ha- ü köpek sesleri gelme- adı. Evvelâ kulaklarıma madım. Fakat, bir de ba- ım ki, köpeğimin kovaladı- an gebe ı)lıIL:_ı için kor- undan vaktinden evvel do- . Köpeğim de ayni aki- Bittabi sev- ki tabif ile tavşan y he- men koşmağa başladılar. Bun- yavruları da nuş, dururlar men kov başladılar. Öyle ki, bir tavşan ve bir kö- pek ile başlıyan av altı tavşan ve altı köpek ile bitmişti. Bir sene Hind bir av seleri dan en aşa, duğumuzu zannettiğimiz esna- da köpeğim birdenbire firma et- ti Kaptana yanıldığını söyle- dim, Çünkü şimdiye kadar fir- masında beni aldatmıyan has- sefer de beni lv_?şunı aldatmıyacağına emin- dim. Buna tabii tana gemi ile herkes — gülüşti Fakat yarım saat sonra tayfa- | lar kocaman bir köpek balığı avlamışlardı. Karnını yardıkla- rı vakit içinden ne çıksa beğe- nirsiniz? Altı tane keklik balı- ğın karnında rahat rahat oturu- yordu. Balığın karnında o kadar İ ikisi de kuluç; üçüncü- SÜ civ ıkarmıştı. Bu manzara o kada! şumuza git- ki, keklik yavrularını gemi- maskotu siyah bir kedi ile te güverte üzerine çıkarır, ymaşmalarını seyrederdik. Kek | er öyle bol yumurta yapıyor | lardı ki, bütün sefer imtidadın- ca taze yumurta yemek kabil olmuştu. Önlar da he- | 1) Beyaz krep satenden bir yaka garnitürü. fiyan- golu şekli. Satenin çift ta- ratlı olması itibarile güzel bir manzara arzetmekte- dir. Çiçekler beyaz plisli organdidendir. 2) Kalın ve dentelâ gibi dokunmuş lenden bir yaka ve pike ve dantelâdan ya- pilmiş iki çiçek. 3) Beyaz, küçük desanll gandiden yapılmış geniş çili bir rüş öğleden sonra giyilen b r elbisenin yaka- s nı, ne kadar zevk verici bir tesirle kaplıyor. Garnitürler, bir elbisenin stil ve gösterişine mühim surette te- sir yapmaktadırlar. Her kadın, | elbisesine başka bir şekil, başka bir gösteriş verebilmek için bir çarenin mevcut olduğunu bilir. Garnitürler bu çareyi temin et - Garnitürlerin ku - | maşını intihap ederken bu ku - maşın yıkanır bir kumaştan ol- | ması her halde şayanı tercihtir. Yıkanır kumaşlar arasında or - andi nazik da katı bir kumaş itibarile, — güzel dalgalı, geniş rüşlü ve çiçekli bir garni- türe çok muvafıktır. Büyük çi- çekler, açık renkteki yakanın en kuvvetli rakibini teşkil eder. Bunlar, taft veya desenli kravat ipeğinden yapılmış öğleden son- ra giyilecek elbiselerin yakaları- nı pek şık bir surette garne e - derler ki koyu renkteki C“HbC - ler üzerine konursa bu re tam bir yaz sezonu verir. Diğer taraftan, çok kalın ve ekseriya ajorlu veya dantelâ gi- bi dokunan lenlerden yapılmış yakalar da görüyoruz. Bu yaka- lar, iyi olmuş kol kapakları ile birlikte kullanılır. 'Tül üzerine dikilen rüşler, pli- seler ve Valensiya dantelâları, küçük garnitürler üzerine ko - nursa çok cazibeder bir tesir ya- par. Krep - saten ve jorjet her zaman iyi bir materyaldir. Do - nük ve parlak tarafları bulunan * krep - saten, çift bir tesir yaptı- verilmektedir. Krep - satenler- | lar yapılır ve bunların güzel bir gösterişi de vardır. Jorjetlerden güzel elişli ve ajorlu yakalar ya- pılır. Resimlerimiz bu hususta iyi fen bir göz gezdiriniz; î ğımdan kendisine çok kiymet | |den yumuşak - fiyongalı yaka - | bir fikir verecektir. Bunlara lüt- | 4,5) Yeni bir şekilde iki yaka garnitürü. B .ri, hatfit mai lpsk klakeden, dığeri YAZLIK KIZ ÇOCUK MANTO VE ELBISEL.ERI ——i pikeden yapılmıştır. ve önünde pliseli bir jabot vardır. e Yazlık çocuk mantolarına ço- | cuğa has olan stil daima mu - Genç bayanlar iç'n koyu çiçekli açık pembe jorjet' ten pek zarif bir elbise modeli, Kollar Rağlan şek- | linde. Eteklik iki volan'lı. Geniş bir fiyangolu kemer ( Orta boylar için ) 94 santim eninde 3.75 m. kumaş almak icap eder. hafaza edilmelidir. Ancak o za« man çocuğun üzerindeki manto Kimonal modeli, sarkık mantoların ya < nında erkek yakalı kemerli man | tolar da bulunmaktadır. Yıl(ı mantoları için kullanılacak mad deler: Hoş renklerdeki len ve yıkanır yünlerdir. Yazlık man « tolara dair modellerimizi neşre« diyoruz: mun gözcterişi iyi ahım 1) Koyu kırmızı fanilâ veya budan yapılacak güzel bir ço« | cuk mantosu modeli. Ön ve ar« kadaki dikişlerle uygun bir şe- kil almaktadır. Yakası kısadır ve İönde - resimde — görüldüğü üzere - altı tane iki strralı düğme vardır. Yan dikişlerle küçük cep ler vardır. 8 yaşındaki bir çocuk için, 80 santim eninde 2.,15 m. kumaş kâfidir. 2) Açık mavi ve ince kareli yün kumnaştan veya lenden yapl lacak bir manto modeli. Yakas! yeni bir modelde biçilmiş önde iki sıralı dört düğme. Ceplerif meydanda olfnası çocuklar içili çok pratiktir. Arka tarafına bir dar kemef koymalı. 10 yaşında bir kız ço“ cuğu için, 130 santim enind€ 1,65 m. kümaş lâzımdır. 3) Yün krepten hafif bir ya$ mantosu modeli. — Mantorsifl renginde çizgili kumaştan bif atkılı yaka vardır. Ayni renkt€ bir şapka mantoya çok uygull gelmektedir. 8 yaşındaki bif kız çocuğu için 130 santim enifl de 1,40 m. kumaş kâfidir. AMERAİKAM MODASINA GÖREİİ v e 9 B9 » eP ver c e a t ra &