e 6 S Aan ,, in vekrikası: 8. “MEİN KAMPF, KAV GAM Hitlerin yazdığı kitab (BU ESERDE İLERİ | nüstevliye karşt kendini daha SURÜLEN DÜŞÜNCE VE DUYGULARLA HIÇ BİR BAGIMIZ YOK - TUR. BU TEFRİKAYI BUTUN DUNYADA DE- DİKODU UYANDIR - MIŞ SIYASI BIR VESİ- KA OLARAK NEŞRE. DİYORUZ.I Hitler, Alman milletinin is- tikbali için nüfusun çoğalması- ni tahdit etmeğe taraftar değil- Memlekette — kolonizasyona gelince, yani boş araziyi kıy- metlendirmek, halen mezru ara- zinin verim kabiliyetini arttır - mak, haddi zatinde hiç te fena bir şey değildir. Bu da içtimai gmes'ut neticeler verse bile, ge- ne meseleyi halledemez. Çünkü bir defa ziral istihsali arttırmak için bir had vardır, zirai istih- sal bu hadde varınca dahi, ye- niden bütün boğazları doyur- mak için kâfi gıdaya ihtiyaç hâ- sıl olması mümkündür. Medeni terakkinin neticelerinden biri de ihtiyaçların artmasıdır. Bir za- manlar dedemize kâfi gelen şeyler, şimdi torununa yetişmez olmuştur. Torun dedesinden faz la istihlâk eder, Binaenaleyh ihtiyaçları tatmin edilmezse muvazene bozulur, Bundan baş- ka fena mahsulü, zayıf inekleri de hesaba katmak lâzımdır. Burada bir sual varit oluyor: Hitler'in Alman milleti hesabı- na korktuğu tehlike, acaba bü- tün beşeriyeti tehdit etmiyor mu? Bir zaman gelip te yeryü- zünün her tarafında nüfus art- mayacak mı? Hitler böyle bir ihtimali kabul ediyor. Fakat bu ihtimal daha çok uzaklardadır. Böyle bir tehdit karşısında en ziyade muztarip olacak ırklar, bu dünyada el!lerinde kâfi mik- tarda toprak bulundurmryanlar olacaktır. Şimdiki halde yeryü- ünde işletilmemiş ve işletilme- sini bekliyen geniş arazi vardır. Bütün bu boş araziyi tabiat şu millete veya bu ırka tahsis et- miş değildir. Ancak bu toprak- lar kuvvetle oraları ellerine a- lanlarım ve işletenlerin hakkı sa yılmaktadır. Halbuki tabiat si- yasi hudutlar tanımaz. Mahlü- ku yaratır ve sonra kendisini kendi bünyesinin kuvvetine ter - keder, Bunların içinden hic şüp- hesiz en sağlamımı, en çalışka- fırnı tercih eder ve ona daha yüksek bir yaşamak hakkı ba- Gışlar. Bu memlekette kolonizasyon politikasının daha başka kusur- lârr da vardır. Kendi toprağının lüzerine bocalmış ve en iyi veri- çalışan bir mill. diğer rakip mil. letlere başka yerlerdeki boş toprakları elde etmek fırsatını | bağışlar. Çünkü kendi topra na eğilmiş milletin, başka yer - lerde gözü yoktur. Daha fena- &ı manen korkaklaşmağa da başlar. Kendisini meflüç brraka- cak vesveselere kapılır. Kendi yerinde kendisini rahat bıra- kılması kaygusu zihinlerde ya- yılır. Halbuki tobiat insanları, biribirlerine karşı sulh halinde yaşamak için — yaratmamıştır. 'Tabiat mücadele ister. İnsan nesli muharebelerle kendi bü- yüklüğüne varmıştır. Daimi bir Gulh ise harabisi demektir. Hitler'e göre Alman milleti, diğer milletlerderi ziyade böyle sulh hulyalarile kendini avut- mağa meyyaldir. Almanlara iyi çalışarak kendi topraklarile ik- tifa etmesi, başkalarının top- raklarına göz dikmemesi müte- madiyen tekrar edilip dursa, bir afyon nasıl tesirini yapıyorsa, nibayet o da buna kanar. Bundan başka Hitler milli toprakları geniş bir memleketi kendi emniyeti noktasından da- ha rüçhanlı vaziyette — görür. Coğrafi bakımdan çok geniş bir gnemleket, hudutları dar, sıkı- gik bir memleketten ziyade iyi müdafaa eder, Nüfusu gittikçe çoğalan bir milleti kıtlıktan korumak için iki çare daha vardır: İstil* ve iktısadi genişleme. Harpten evvelki Alman Hükümeti, cline Afrikadaki müstemlekeleri de alarak bu ikinci yolu takip et- mişti. Fakat Hitler birinci yolu terçih ettiğini söyler. Sanayide yükselmek, başka milletlerden daha sağlam ve u- cuz mal yapmak, satışı kolay eşyayı rakip mille'lerden fazla sürerek bu suretle zenginleş- mek, şüphesiz ki, iyi bir şeydir. Fakat o milletin toprağı dar ol- dukça, bu zenginlik kıtlık tehli- kesine karşı sağlam bir garanti teşkil edemez. Hitler diğer taraftan köylüyü fabrika amelesine tercih eder. 'Tekemmülün son haddine var- dırılmış sanayi makinelerinden ziyade, toprak, Hitler için baş- ka kıymettedir. Müstemleke po- litikası da haddi zatinde iyi bir şeydir. Ancak milli bayrağın dalgalandığı bu uzak toprakla- ra merkezdeki nüfus fazlalığı- nı göndermek şartile. Almanya- ya işte böyle fazla nüfus gönde- recek koloniler lâzımdı ve şim- di de lâzımdır. Eğer bir hükü- metin, ye-yüzünün birçok taraf- larında işgal ettiği müstemle- keler, Avrupadaki mevkiüi ile nisbetsiz olursa, o hükümet za- hiri büyüklüğünden memnun olmamalıdır. Bu, tıpkı tersine konmuş bir ehrama benzer ki, yıkrlabilir. Fakat Almanya için lüzumlu olan topraklar ne Afrika, ne Asya, ne de Amerikadadır, Av- rupadadır. Bu takdirde üçüncü şıkka geliyoruz ki, o da istilâ. dır. Böyle bir teşebbüsten ev- vel iyice düşünmek lâzımdır. “YAMNZ Çeriimiş Dİr azmin, yük" sek bir enerjinin başarabileceği teşebbüste, yarım tedbirlerin ve tereddüdün yeri yoktur. Önun için imparatorluğun bütün poli tikası, münhasıran varılacak hedefe teveccüh etmiş olmalı- dir. Bu büyük fikrin üzerinde hiçbir ecnebi mülâhazanın tesi- ri olamaz, İmparatorluk hükü- meti, milli toprakları genişlet- mek için, bu meşru arzuyu an- cak mes'ut neticeli bir harbin tahakkuk ettirebileceğini anla- malı ve müttefiklerini de ona göre secmeli idi. Almanya, şark ta, başka yerde değil, Rus Çar- lığının hakimiyeti altındaki mıntakalarda kendisine lâzım o- lan toprakları bulabilirdi. Şö- valyelerin bile asırlarca evvel cizdiği bu yoldan gidilmeli idi. :, millete hükümeti, bu senelerinde cesaretli lü olsaydı, o zaman üşman olan İngilte- re ile ittilak ederdi. İngiltere Rusyaya karşı Almanya ile an- laşmak için tamamile hazır bu- lunuyordu. Fakat © zamanın kendilerini dipleomat zanneden kalem efendileri, cür'etkârane herhangi bir teşebbüsten âciz ve dar görüşlü insanlar, ayakla- rına kadar gelen bu İngiliz itti- fakını reddettiler. Belki de bu- nun için Almanyanın, İngilte- reyi korkutan iktısadi genisle- mesinden, müstemleke ve de- niz politikasından fedakârlık yapması icap edecekti, fakat bu fedakârlık karada muazzam bir genişleme ile fazlasile karşılan- mış olacaktı. Hitler için her şeyden evvel ehemmiyeti haiz olan budür. ÇArkası var) — pÇpp Maaşla çalışacaklar ! Belediye zabıta memurlarmına şimdiye kadar ücret verilmekte idi. Öğm!diğîmiıe göre İstanbul ” 'A Yeni Vapurlar ©9 nakliye, 2 de Akay vapuru yaptırılıyor Denizyolları idaresine alma - cak yeni vapurlar hakkında Eko nomi Bakanlığile görüşmeler ya | pan müdür Sadettin dün şehrimi | ze dönmüştür. Hükmet bütçesinden yeni va- purlar almması için on milyon liralık tahsisat ayrılması hakkın daki kanunun kamutaydan çık - ması bu meseleyi son safhaya getirmiştir. Tahsisatım dokuz milyon dört yüz bin lirasile de- nizyolları idaresi için on bir va- pur ısmarlanacak, geri kalan al- ti yüz bin lira ile de Akay işlet - mesine iki vapür alınacaktır. Akay idaresi bu vapurları A - dalar ve Yalova hattına işlete - cektir, Bunun için yeni vapurla- rın şimdikilerinden daha yollu olması, gelecek mevsime kadar inşası kararlaştırılmıştır. Akay işletme — müdürü Cemil bu hususta Ekonomi Bakanlığile temaslarda bulunmak üzere bir kaç güne kadar Ankaraya gide- cektir. Denizyolları idaresine alma - cak vapurlar da son sistem bi - çimlerde ve çarçabuk yaptırıla - caktır. Denizyolları ve Akay müdürleri mayıs içinde bir tet - kik seyahatine çıkacaklar, bir ay sürecek olan bu seyahat es - nasında Âvrupa vapur müesse - selerile yakından temas ederek en uygun şerait teklif eden mü- esseseye vapurları 1smarlaya - caklardır. Sultan Hamid Davasi dün Görüldü Türk - Fransız muhtelit mah- kemesi reisi B. Aser ile Fran- sız hâkimleri ve umumi ajanı şehrimize gelmişlerdir. Dün Türk - Fransız muhtelit mahkemesi ilk toplantısını yap - mış ve Dara isminde birinin da- vasına bakmıştır . Bu zat Adanadaki fabrikasın da bulunan maizemesinin hukü metimiz tarafından alındığını iddia etmektedir. Davanın evrakı tamamlanmadı dığından ikinci celseye talik edil miştir. İkinci muhakemede Ab - dülhamidin vereselerine ait idi. Bu davanın da evrakı tamamlan madığı için talik edilmiştir. Dünkü muhakemede - reisliği B. Asser yapmış ve Fransız hâ - kimi olarak Sandolphi ve Fran - sız umumi ajanı olarak Jodon, Türk hâkimi olarak da Mehmet Ali buulnmuşlardır. Mahkeme reisi Aser'in bize verdiği izahata göre mahker): de görülmesi lâzım gelen daha otuz dört dava vardır. Bu dava- lar içinde en mühimi İstanbul belediyesinin Perrier bankasın - dan yaptığı istikrazdan tevellüt eden davadır. Bauer Marscthali Bankası bu istikrazımn iki kupor nunu belediye nâmma ödemiş, fakat belediye parayı tesviye et- memiş olduğundan banka Fran sız muhtelit mahkemesinde be- lediye aleyhine dava açmıştır. Banka iki kuponun sermayesi o- lan üç milyon liranın 14 sene - lik faizle beraber baliğ olduğu doökuz milyon lirayı istemekte - dir. Bu davaya çarşamba günü bakrlacaktır. Vali Avrupaya gidiyor Vali ve belediye reisi Muhid- din Üstündağ iki ay izin almıştır Muhiddin Üstündağ, bugün eks presle Avrupaya gidecektir. Ken disine vali muavini Rüknettin Sözer vekâlet edecektir. Köşeye gelince ne yapılacak Yollar ve yapılar kanununa göre köşe başlarında yapılacak binalar için bir tereddüt hâsıl ol müştür. Bir tarafı geniş diğer - tarafı dar bir sahada ve köşe başında bulunan bir binanın «ne kadar yüksek olacağı hakkında beledi- yeye müracaatlar yapılmakta - dır, daki belediye memurlarının da polis memurları gibi maaşla lıştırılması kararlaşmıştır. Belediye bu hususta bir karar verecektir . Fatihte dün bir yangın oldu. Resmimiz yanan evi ve yangından çıkan biçareleri gösteriyor DUNKU MUHAKEMELER Komik Bir Hırsız! Polis sabıkası yok diyor O: “var ,, diye mahkemeyi oyalıyor Çadırcılardan geçerken Ali | yısile diğer piyango bayilerinin isminde birinin ipte asılr duran kunduralarından bir çift iskarpi ni aşıracağı sırada, bir polis tara fından çevrilip yakalanan Edir- neli Mehmedin dün, birinci sulh cezada duruşması yapıldı. Suçlu, ilk ifadesinde, kavga - dan bir mahkümiyeti olduğunu söylediği halde, zabıtadan gelen cevapta mahkümiyeti olmadığı bildiriliyordu. Hâkim, suçluya sordu: — Senin mahkümiyetin yok - muş, neden vardır, dedin? — Ne bileyim, öyle yazmış - — Nüfus kâğıdın yanmda mı? — Hayır, bayım, kayboldu! — Nüfusça nereye kayıtlısın? —— Balata kayıtlıyım ama.. — Aransa, Balatta kaydını bu lurlar mı? — Efendim, benim kaydım kuydum hep karakolda... — DalaK0iÜâkI Kayülll BUL £ muyorum. Nüfus kütüğünde kay dın var mı, diyorum. Mehmet, yutkundu: — Ben asıl Edirneliyim, So - run, Edirneye.. Oradan öğrenir- siniz . Şahit olarak dinlenen bir po - lis memuru, Mehmedi nasıl ya- kaladığını anlattı. Fakat, suçlu, itiraz etti: — (Polis efendi), asıl kaba - hatliyi elinden kaçırdı. Arkasın dan yetişemiyeceğini anlayın - ca beni yakaladı, dedi. Hâkim, suclunun yaşının Edir neden telgrafla sorulmasına ka- rar vererek duruşmayı başka gü ne bıraktı. * Sarıyerde parasına tama edi lerek öldürülen Bayan Elmas - yan tahkikatı mühim bir safha- ya girmiştir. Mesele ile alâkadar üç kişi yakalanmıştır. Bunlar bahçivan Recep, Halit ve Enver adlarım- dadır. Enver, Elmasyanın işlerini gören bir delikanlıdır. Yapılan araştırmada, evin bahçesinde be ze sarılı bir lâz biçağı bulunmuş tur. 'Tahkikat devam ediyor. * Harbiye mektebinden Ömer Yılmazın dişini karıştırırken, bir iğne yutmasına sebep olmak tan suçlu diş tabibi Koço Agni - dis'in duruşması dün üçüncü ce- zada bitirilmiş ve suçlu, suçu sa- bit gi iği miştir. * İki kadına söz atmaktan süç lu komisyoncu Hasanın dün bi - rinci sulh cezada muhakemesi yapıldı. Hasan, salona bir jan - darma refakatinde getirilmişti. Mahkeme, suçlunun serbest bı- rakılmasma karar verdi ve gel- meyen şahitlere tebligat için du- ruşmayı başka güne bıraktı. *Beyazıtta piyango bayilerin- den Kemal belediye kanununa uygunsuz hareket etmek ve po- lise karşı gelmekten suçlu ola - rak üçüncü ceza mahkemesine verilmiş ve dün duruşması ya - pılmıştır. Kemal, polise karşı gelmedi- ğini, aralarındaki rekabet dola - kendisine iftira ettiklerini söy - ledi. Duruşma, polis Ekrem ve bayi Bürhaneddinin çağırılma- ları için başka güne bırakıldı. * Hayriye lisesinde arkadaşı Mustafayı yaralayan Ali, dün istintak hâkimi kararile tevkif edilmiştir. * Hüriyetiebediye tepesinde Vasiliki isminde bir çocuğu çiğ neyerek ölümüne sebep olan Ya- kup tevkif edilmiştir. Üniversitede fev- kalâde toplantı Üniversite hukuk fakültesi profesörleri yarın dekanın reis - liği altında fevkalâde bir toplan- tı yapacaktır. Bu toplantıda hu - kuk fakültesi imtihanları hakkın da Kültür Bakanlığından gelen emrin tatbikatı görüşülecektir. Öğrendiğimize göre Kültür Hledenii' d Getstak Üemaineki malarını muvafık görmüştür. Bundan başka talebenin iyi - liğine bazı kararlarda vermiştir. İnkılâp ders nden imtihan yapılacak Üniversite inkılâp tarihi ens- titüsünde bu yıl imtihanlar ya - pılacaktır. Imtihanlara fakülte- ler son sınıf talebeleri girecek - lerdir. Geçen yıl imtihan yapıl - mamıştı. Bu imtihanlarda muvaffak ola mayanlar, mensup oldukları fa- kültelerden diploma alamıyacak lardır. Muallim'er için yardım sandığı Muallimler birliği yeni idare heyeti, bir yardım sandığı kur - muştur. Bu sandık muavenet görmeğe mühtaç müallimlere yardım edecektir. Birliğin eski binasını adliye işgal ettiğinden, yeni bir. bina aranıyor. Birlik yeni bir meslek mecmuası da çıkarmağa başla - yacaktır. 10 mayıs cuma günü birlik, parkotelde bir danslı çay verecektir. Kitap sergis' bu akşam kapanıyor Etibba odasında açılan kitap sergisi bu akşam kapanacaktır. Kapanıştan önce serginin re simleri alınacak, albüm halinde saklanacaktır. Bu albümlerden bir tanesi, serginin hazırlahma - sında yardım eden Maarif Ba - kanlığı basma yazı ve resim der- leme müdürüne verilecektir. Ser giyi 10 günde 9 binden fazla zi- yaretçi gezmiştir. Ayda br değişecekler Gümrükler tetkikat şubesi mü dürü dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Yeni servislerde, güm rük muayene memurlarının yer- elri iki ayda bir değiştirilecek - tir. Dün bu memurlara mayıstan itibaren tatbikine başlanacak ©- lan vazife cetvelleri dağıtılmış- tır. POLİS Bir mahalle Tehlike geçırdi sabah saat sekıizi yedi ge çe Fenerde Haydarsinan manal tesinde Cami sokagında 37 nu maralı evin üst kaundan yangın çıkmıştır. Evin üst katları ta « | mamen, alt katları da kısmen yanmıştır. Yangın çıkan ev ay« ni mahallede oturan kömürcü Azize aittir. Sigortalı değildir. Itfaiyeye vaktinde maümat | verilmiş, fakat, o civarda: Bol sü bulunamadığı için Fatihe kadar | hortum uzatılması itfaiyenin işi ni güçleştirmiştir. A Yangın hakkında tahkikat de vam etmekte ve suçlular sorgu- — ya çekilmektedir. | * Taksimde Kazancıda oturan Ayten; evinin yanındaki arsaya — bir çocuk — bırakıldığını polise | bildirmiş ve çocuk Darülâceze - ve gönderilmistir. Çocuk iki ay- lıktır ve kızdır. * Kasımpaşada bir sarhoş tev- kif edilmiştir. Ali adındaki bu sarhosun sucu sokaklarda nâra | atmak ve kendisine sutmasını | söyliyen bekcivi tokatlamaktır. —— | j Benanadan. dür Şehrimize dün de Romanya». dan bir seyyah kafilesi gelmiş- — tir. Bunlardan bir kısmı Tarab- yaya çıkarılmış ve Tokatlıyan Oteline yerleştirilmişlerdir. Yeni gelenler arasııda beş profesör, altı v-uharrir, on bir — gazeteci, dokuz müheudis, do- kuz avukat, bir hâkim, bir aske- Ti kaymakam, iki doktor ve Bükreş radyosu müdürü bulun« imaktadır. Romanya Acentası, misafir- | leri üç gün gezdirmek üzere Şir- | keti Hayriyenin 47 numarali vapurunu kiralamıştır. Romen- ler dün bu vapurla Boğazda ve Adalarda birinci gezintilerini yanmışlardır. Ğ Bir haftadır İstanbulda bulu- | nan Romen Üniversite talebesi | de yarın memleketlerine döne- | ceklerdir. | Sekiz rapor gönderiliyor Ticaret odası idare heyeti düm fevkalâde olarak - toplanmıştır. Bu toplantıda odalar kongresi ne gönderilecek sekiz rapor gö“ rüşülmüstür. Oda meclisi önümüzdeki içti « mamda bu raporları onaylaya * | caktır. Çocuk haftası biltti Çocuk haftası dün bitmiştif» | Bu münasebetle doktor Ethenil radvoda çocukları veremden kO ruma çareleri mevzulu bir kort * ferans vermiştir. Çocuk esirge” me kürüumu nahiye ve kazalarıf da da toplarıtılar yapılmış, mek” | teplerde müsamere ve — balolaf | verilmiştir. Alemdar nahiye ko” | lunda dün akşam doktor Ibra * — him Zati de bir konferans ver * — K, Fahrt başkanlık Bursa kız ve erkek lisesi yetişenler kurumunun fahri bf kanlığını kabül eden ziraat bü ” kanı Bay Muhlis Erkmen koft — greye şu telyazısını gönde!r tir: X “Telyazınızı sevinçle aldırir. Bursa kız ve erkek lisesinden Ve | tişenler kurumunun fahri W kanlığını kıvançla kabul eder kadaşlara saygı ve sevgiler £Ü deririm,, ' ü eli