YINE GAZETE Mayısın sonlarına doğru An- karada bir matbüat kongresi toplanacak. Dahiliye vekilinin dün Anadolu ajansı muhabirine beyanatını okuduk. Henüz dev- letin bu köngreye ait kararla- rından haberimiz yoksa da muh terem Şükrü Kayanın matbuat hakkındaki şahsi fikirlerini bili- yoruz. Evvelki yılın matbuat al- manağında onun “gazete,, baş- lıklt bir yazisı vardı. Orada ga- zeteciliğin gitgide şahsi bir te- şebbüs ve ticaret işinden çıktı- ği, kollektif bir hale geldiği is- bat edilmek istenmiştir. Bir kaç satırını okuyalım : "Gazetelerin bazı memleket. lerde son aldıkları şekiller de gösteriyor ki gazeteler ve gaze- tecilik bu devre de uzun m” det kalacak değildir. (Yani ti- caret devresi). Zaten matbuat yaşadığı muhitin siyasi rejimi. ne de intibak eder. Her rtejim kendine muvafık bir vatandaş tipi aradığı gibi bir matbuat ti- pi de arar. Esaslı inkılâblar ya- pan memleketler gazetelerini de inkılâblarının yürüyüşüne ve ahengine uydurmayı, inkılâbla- Tının yerleşmesi ve bütünleşme- sini bir zaruret addediyorlar.Ga zeteler de bu ahenge uymağı bir vazile sayıyorlar. Dahili ve ha- rici siyasette inkılâb ülküsünü elbirliğile ilerletmeğe çalışan ve yahut o gayeye imale edilen | maâtbuatın son misalleri Rusya- da, İtalyada ve Almanyada gö- rülmektedir.., Kâfi. Tez anlaşılıyor: Ameri- 60 bin göçmen, 12bin ev İbrahim Tali Ankaradan ge'di * Trakya Genel mütettişi Ibra- him Tali, dün Ankaradan şeh- rimize gelmiştir; bugün Edir - neye girecektir. İbrahim Tali, Trakyada yeni göçmen yerleş- tirilmesi işleri üzerinde görüş - Mmüştür. N Bu yıl Trakyaya 60 bin ka - dar göçmen — yerleştirilecektir. Beş kişi bir evlik sayılmaktadır. Bunun için 12 bin yeni köy evi yapılacaktır. Köy evlerinin yapılması ve malzemesinin tedariki ile alâ « kalı Bakanlıklar çalışmaktadır. | lerdir. Ayrıca, matbaacılar | kitapçılar cemiyetleri başkanla ka, İngiltere, Fransa gibi esas- | Keresteleri Zirant Bakanlığı te- h inkılâb yapmamış milletlerde d_ıriş eım_ekredir. Mersinden bi- fazeteler ticaret işidir; Rusya, | "i"ci parti k"f—f" vapurla Te - talya ve Almanya gibi “esaslı | tirdağına gelmiştir. inkılâb yapmış,, milletlerde Ka- N zeteler âmme hizmetlerinden | 150 Jiraya çıkmaktadır. Çünkü telâkki edilmiştir. ve rejimin | iPtidai maddeleri hükümet ver- emrine tâbidir. mektedir, 180 liraya köylüler Bu tezin siyasi kısımlarına Borşlündirılmaktadır. Göçmenlere yapılacak evler | girmeğe lüzum görmeden işaret etmek istediğim — noktalar Tardır: e Y — Gazeteler devlet elinde bulunurlarsa ticaret malı »1- maktan çıkarlar mı? Devlet ti- caret yapmıyor mu? 2 — Ticaret neden doğrulu- ğa mâni olsun? Halk beğendi- ği fikri yazan gazeteyi almakta serbesttir. Demokrat memle- ketlerde ne kadar fikir varsa o kadar gazete, fırka ve onların arkasında o kadar mali gruplar vardır, Bu fikirlerle o gruplar arasında tam bir ictihad ve men faat muvazenesi tecessüs etmiş. tir, Bilâkis meselâ Alman mat- buatında halk bir tek fikre para vermeğe mecbur ediliyor. Ora- da gazete sanayii de halkın aley hine inhisar altındadır. 3 — Matbaa icat edildiğin- Evlerin temelleri taştan, üst nacaktır. Evlerin yaprimasında köylüler çalışacaktır.Evler sağ- lam olacaktır. Köylülere çift hayvanı, sa- ban, pulluk ta verilmektedir. Bu çalışma ile Trakya iki üç yıl sonra Türkiyemizin çok bayın- dır ve verimli bir yeri olacaktır. ve .hınıuden.* lar |Matbuat kongresi Ruznamesi ve Yapılacak işler Mayısm 25 inde Ankarada toplanacak matbuat kongresi hazırlıkları ilerliyor. Kongreye gündelik, haftalık, ecnebi dilde çıkan gazete sahip ve mümessil- leri, basın kurumu başkanı, ba - sın kurumundan iki murahhas, Halk Partisinin, Anadolu ajansı nım murahhasları iştirak edecek ve rı, maarif, Dış işleri Bakanlıkla- rı mümessilleri de bulunacak - lardır. Kongreye, mizah, kültür, salon, meslek, çocuk mecmua ve gazeteleri nâmına da birer mu - | rahhas çağrılmıştır. İlk matbu - at kongresi üç gün sürecektir. Kongrenin ruznamesi şudur: A — Açma söylevi (İç Baka- nr tarafından) B — Rapor (Matbuat umum müdürlüğü tarafından ) C — Matbu mum müdürlüğü ında iş bir- liği temin için teşriki mesai esas WI. D — 'Türk matbuatınm kttremr yayma hizmetlerini daha iyi gö - rebilmesi için alınması lâzımge- len tedbirler. E — Gazetecilik mesleğinin ve meslektaşların terakki ve in - kişaf yolları. » F — Matbuat birliği teşkili. Seçilecek murahhasların dev- mi? Tekrar Alman matbuatına gelelim. Muhterem Şükrü Ka- yanın makalesinden sonra bir buçuk yıl geçmiş ve onun tah- mini hilâfına bu matbuat çok |kötülemiştir. Andr& Beucler'in son verdiği malümata ve bir çok yerlerden de tekid edildiğine göre “ekseri Alman gazeteleri- nin tirajı yüzde yirmiden yüzde doksana kadar inmiştir.”, zorla denberi bütün kitablar para ile | abone usulü ihdas edilmemiş ol- satılmış, yani ticaret malı ol- sa imiş, daha büyük felâketler muştur. Bundan dolayı meselâ | beklenecekmiş. Bir Alman di- “ arz cazibesi kanununu yazan fi- | yor ki: “hepimiz mecburi abo- zik kitabının ticari bir fikirle bi- | neyiz. Fakat gazeteyi açmadan zi aldattığına hükmedilebilir | atanlar çoğalıyor. Her gün aynı .- yemeği yemeğe mahküm bir mi- deye ne buyurulur?,, Bunun için, Almanyada ec- nebi gazetelerin satışı da gün- den güne artmaya başlamıştır. Milliyetperver bir rejimde, hal- kın yabancı gazeteleri milli matbuata tercihe başlamaları o rejimin muvaffakiyetine kayde- dilemez, Türkiyeye gelince, bizde mat buat zaten devletin organıdır. Hangi gazete Balkan andlaş- masına, yahut inhisarlar politi- kasına, vergi sistemine, dışar- da ve içerde devletin hangi ic- raatına muhalefet ediyor? Peyami SAFA YA N let demir yollarınca icabeden se | yahatleri parasız olarak temin edilecektir . — Köpek balığı deri- sinden kundura Balta limanındaki balıkçılık enstitüsü, köpek balıkları deri - leri üzerinde tetkikat yapmağa başlamıştır. Boğaz dışında ve Marmara denizinde bol mikdar- da köpek balığı bulunmaktadır. Fakat, bunlar, lüzumu olmadı - ğından, şimdiye kadar tutulma- makta idi, Köpek balıklarının derilerinden çok güzel cins kun- | dura derileri yapıldığı anlaşıl - mıştır. Enstitü tetkikatı netice- “sinden müsbet netice alırsa, kö- pek balıkları avlanmasına başla- Romen Üniversitesi talebesi şerefine İstanbul Halkevi bir çay verdi. Resmimiz bu çaydan iki görünüşdür ——— ——— ——— ——— 22 çaydan < görünüşdür. l KÜÇÜK HABERLER | * Thlisiye idaresi tarafından Kara- deniz boğazına konacak olan “Rad- yofar,, ın inşaatı yakınd bitecektir. Telsiz dalgaları vasıtasile hir vapu- run bulunduğu yeri tayin eden bu â- let Belçika'dan getirilen mühendisler tarafından yapılmaktadır. Birkaç gü- ne kadar ilk tecrübesi yapılacak ve mayıs içinde âlet tam olarak tahlisi- ye idaresine teslim edilecektir. * Devlet deniz yollarının uzun ge- zintiler için hazırladığı tenzilâtk bi- letler vapur acenteleri tarafından sa- tılmağa başlanmıştır. Birinci ve ikin- ci mevkiler için yemekli olan bu bi- letler yarından itibaren muteber tu- tulacaktır, * Çocuk Esirgeme —Kurumunun Galata şubesi tarafından 86 çocuk giydirilmiş ve bunlr ayrıca iki kam- yona da bindirilerek gezdirilmişler- 30-4-93$ BUDA BENDEN PUTPERESTLİK Bana şöyle bir iş anlattılar: Kadımmcağız üç ay bir sağlık evinde yattı. Kanseri varmış. Umud aşağı yukarı kesildi. Ba- ri gideyim de çoluk çocuğumun yanında öleyim diyordu. Sağlık evinden çıkardık, Çoluk çocuğu taşradaydı. Bir gece bizim ev - de kaldı. Ertesi gün trene bin- dirip evine göndermek için Hay darpaşa — istasyonuna vardık. Trenin kalkmasına on beş daki- ka var, Kadıncağız vagona yer- leştirildi yerleştirilmedi istas - yon şefi olduğunu sandığım bir bay yanıma yaklaştı: — Bu hasta sizin mi? dedi. — Evet, dedim. — Hastalığın bulaşık olmadı- ğını gösteren bir raporunuz var matbuat u- | nacaktır. Bu süretle — balıkçılık | dir. ve kunduracılık sanayiine her | — * Ykacıktaki oteller ve pansiyon- yıl yüz binelrce lira kazandırı! - | l4'da yaz hazırlıklarına başlanmıştır. mış olacaktır. * Yeni Türk - Alman ticaret an- daşması dün gümrüklere - bildirilmiş- Enstitüde noksan olan bazı a- | tir. lât için bir rapor hazırlanarak * Dün akşam saat 18 de Halkevin- Ekonomi Bakanlığına verilmiş - | de doktor Kemal Osman zührevi has- tir. Elli bin liralık bir tahsisata | talıklar hakkında bir konferans ver- ihtiyaç gösterilmektedir . ——— | Muallim ve talebeve tenzilât Uçüncü tarife komisyonunca tanzim edilen yeni yük ve yolcu navlun tarifesi Ekonomi Bakan lığınca tasdik edilmiştir. Bu tarife ile talebe ve mual - limlere yüzde otuz beş tenzilât yapılacaktır. Bundan başka on kişiden az olmamak şartile seya hat eden aynı meslek sahipleri- ne de yüzde'25 tenzilât karar - laştırılmıştır. — Şehir kapısı Belediye, İstazbul için bir “şe hir kapısı,, yapmağa karar ver - miştir. Ahırkapının az ilerisin - deki Demirkapı da bir büyük rıh tım ve bir meydan yapilacak bu sahil Atatürk bulvarına asfalt bir yola bağlanacaktır. Denizyo- lile Istanbula gelenler ve seyyah lar, şehire buradan çıkacaklar - dır. Burada yapılacak tesisat için bütçede tahsisat ayrılacak - tır. miştir. * Kızıl Ay koügresine iştirak et. ge ep Ankamya, Kilee, Rtaban. bah şehrimize dönmüşlerdir. * Çocuk Esirgeme Kurumu anne- ler birliği dün toplanarak muhtaç an- nelere kundak ve çocuk takımları da- Gıtmıstır. * Haydarpaşa Nümuüne hastahane- sinin haziranda açılması kararlaştı. rılmıştır. Hastahanedeki tesisat ta- mamlanmak üzeredir. * Bakırköy sihhat memuru — Mu- zaffer Havdarsasa bastah-nesi leva- zım memurluğuna tayin edilmistir. * Tıp encümeni dün akşam Tevfik Sağlamın baskanlığında aylık toplan- tısını yapmıştır. * Muvazene vergisinin bir sene u- zatıldığı vilâyete bildirilmiştir. * Türk parası ini — koruma kanununun üç sene uzatıldığı vilâye- te bildirilmiştir. * 6 mayıs İngiliz kralımım tahta çıktığının 25 inci yıldönümüdür. O gün İngiliz sefareti, bir garden parti tertip etmiştir. * Usküdarda “Fakirlere yardım.. cemiyeti senelik kongresini cuma gü- nü yapacaktır, * Bükreş elçisi Hamdullah Suphi Ankaradan gelmiştir. Yarmki vapur- la Köstenceye, oradan Bükreşe gide. cektir. * TAN , e tefrikası: 8 - — Çok az... Gözleri gözlerimde, gülümse- Erikçiçekleri *: .. yetiyor MAHMUD YESARİ Ümidimi kesmiştim. Bu ope- — Esvaplarını — Kadriyenin terzisi mi dikiyor? Masaya — koymak için aldığı . ret subreti ile, ben de alay ede- | tabak elindendüştü, kırıldı. Yü. cektim: — Ellerinin böyle temiz du - zü kıpkırmızı olmuştu, — Neye bu kadar şaşırdm, el- rabilmesi için çamaşırdan, bu - | lerin titredi? laşıktân ıor;n. hangi pomatayı sürüyorsun » Açık elâ gözlerini, min içine dikti. Bunda: — Alay ha!.. Cevap vermedi, eğildi, yer - deki kırıkları topladı ve kameri- gözleri- | yenin dışarısına fırlatıp attı. Kahkaha ile gülmeğe başla - dım. Genç kız, büsbütün şaşır - Diyen bir mânâ, hattâ biraz | mıştı, kekeler gibi sordu: da kızış vardı. Gözlerini kapadı, ; Bgülümsedi: - — Çamaşıra, bir gündelikçi dim? Gülmekten yorulmuştum, bir “ kadım gelir. Bulaşıkjarı da ahçı | iskemleye oturdum: kadım yıkar, — Çocuğum, eğer sen, haki - Onu iğütelemekten, âdeta bir I katen hizmetçi olsaydın, demin- zevk duyuyordum :. — Ayda kaç lira aylık alıyor- sun? ğ — — Gene dik dik baktı' ve sonra gülümsedi: — Yirmi lira. Yüzümü buruşturdum: ki jesti yapmıyacaktın? Gözlerini açarak baktı. * — Hangi jesti? Tekrar güldüm: — Cahil bir hizmetçi kız; ıhıngl jesti? diye sormaz. Jest kelimesini anlamaz ki sorsun... Bu, bir... Ikincisi, sahici bir hiz- metçi kız, bir tabak, çanak kır- dığı zaman, korkusundan - sıç - rar, hattâ şaşkınlıktan parma - ğanı bile ısırır, Uçüncüsüne ge - telim; Sahici bir hizmetçi kırdı- ğt tabağın bardağın parçalarını fırlatıp bahçeye, gözönüne at - maz. Onları toplar, süprüntü te- nekesine atar ve üstlerini örter. Bu hareketler, onların tahteşşu- urlarma işlemiş bir alışkanlıktır Hanım, ancak bu kadar ekleme bir hizmetçi olabilir. | Genç kız, bir şey söylemiyor, açık elâ gözlerini dikmiş, beni, Neye gülüyorsunuz, efen- | dinliyordu. — Gülterle ahbaplığı ilerlet- mişe benziyorsun, Kadriyenin sesini duyarak, döndüm, Ağır ağır kameriyeye | doğru geliyordu, Kadriye, kolları ve göğsü a- çık beyaz ipek bir süveter giy - mişti. Siyah dimiden dümdüz, sade eteği, binbir süsten, özen- tinden, daha zarif, daha şıktı. Onu, evvelâ siyah manto i - İ ginde, sonra kimono ile görmüş- tüm, Onun vücut — güzelliğini ancak şimdi — görebiliyordum. Göğsünün dolgunluğu ve yu - varlaklığı, o kadar dik, canlı ve körpe idi ki kadınlık çağına he- nüz girmiş bir genç kıza benzi - yordu, Beli, hayret veren bir in- celikte idi. Çıplak kolları, bü - tün olgunluğuna rağmen pörsük değildi. Teninin beyazlığı, be - yaz ipek içinde — bir canfes gibi parlıyordu. Onu, hayran hayran seyredi- şimin hemen farkında olmuştu; sol gözünü kırparak sordu: — Fena bakıyorsun, Yesari! Galiba bana tutulacaksm? Ha, ne dersin? Niyetleniyor mu - sun? Sofrayı gözlerile muayene e - | diyordu: — Gülter, benim çatalım, ka- şığım yanlış konmüş! Genç kıza, yan yan baktım. O, bakışımdaki mânâyı anla - mıştı, hafifçe kızardı ve kekele- di: — Sofrayı düzeltirken beye - fendi, yardım ettiler de... Kadriye, birden bana dön - A ea müştü: ş — Sahi mi Yesari? Dudaklarını bükerek başını sallıyordu: — O000! Sen ahbaplığı tah - minimden fazla ilerletmişsin... Senin, böyle marifetlerin de var mı? Gültere, işaret etti: — Yemeği de hazırlasınlar. Genç kız, başını eğerek çar - daktan çıktı. Kadriye, yüzüme bakıyordu: — Gülterle neler - konuştu - nuz? Güldüm: — Daha ilânı aşk etmedim. Bundan emin olabilirsin. — Niyetin var mı? — Daha karar vermedim. — Öyleyse, niyetin var gibi... Demek — hizmetçi tiplerinden hoşlanıyorsun, — Pardon! Hizmetçiden hiz- metciye fark vardır. Kadriye, gözlerini benden a - yırmıyordu: — Demek, Gülteri çok beğen- din? TArkası var) mı, dedi? — Hayır, dedim. Haklısınız. Ancak bunu düşünememiştim. Kendisini evvelki gün (....) Sağlık evinden çıkardık. Adr sa h orada yazılıdır. Bir telefon ediverin. İş anlaşılır, dedim. — Telefon edemeyiz, dedi. — Öyleyse, dedim, sizin is - tasyon doktorunuz vardır elbet. O bir baksın hele, İş düzelir... — Bizim istasyon doktoru böyle işlere karışmaz, dedi, — Ne yapalım? dedim, Tre- nin kalkmasına on dakika kaldı, — Kadıköy belediye dokto * rundan bir rapor getirin, dedi. Bir otomobile atladım. Bele. diye doktoru evine gitmiş, evi uzak yerdeymiş. Ben onu bu - lup getirene kadar vakit geçe - cek. Gene döndüm istasyona. Bir de baktım ki tren kalkmış. Hasta gitmiş, Yalnız orada bır iki kişi hastayı yolda indirmek için burdan telgraf çekildi, dedi- ler. Telgraf çekildi mi, çekilme di mi bilmiyorum. Kanserli kadıncağızın yolda indirilip in - dirilmediğini de dim. Şimdi dü: Plsşhtantrancabindiriliren. İ lup olmadığını gösteren bir dok tor raporu istenmesi çok doğru- dur, yerindedir.Ancak, benim de başıma geldiği gibi bunu hasta- yı trene getirenler düşüneme - mişler, hastanın da beklemesi, getirilip götürülmesi elde değil- se ve raporla aranılan şey bir hastalığın tren yolcularına bu - laşmaması olduğuna göre, bu - nun istasyon doktoru yahud has tanın bir #ün önce cıktığı Sağ « hkevi yollarile öğrenitmesi ko - lay bir nesne iken, işi uzatmak doğru mudur?. e Bana anlatılan bu işten ben şöyle bir son çıkardım: Bürokrasi ile yapılan savaşta kafalara sokulması gerek olan söz, düşünce şu olmalıdır: “Her nesneden önce işi gözönünde tut! İşi güçleştirme, kolaylaştır,, Bu çıkardığım sonu şu anla - tılan işe vuracak olursak, istas - yon şefinin şöyle düşünmesi ge- rekti: — Trene bir hasta bindirili - yor, Hastalığının bulaşık olup olmadığını bilmek isterim... Bu- nun için en kestirme yol rapor- dur. Rapor yok.., İşi kolaylaş - tırmak elimde ise kolaylaştıra - yım. Bunun için istasyon dokto- ru yahud hastanın birgün önce çıktığı söylenen ağlıkevine te - lefon etmek bana yardım ede « bilir. Bunu böyle —düşünmemek, işi bir yana bırakıp, “muamele- yi,, raporu put biçimine sokmak demektir. Bürokraside en kor - kunç nesne onun pütperestliği- dir. Hi 4 Orhan SELİM İlk mektep muallimleri Tik tedrisat müallimlerinin ka- dem zamları vemülfettişlerle baş muallimlerin makam tahsisatla- rı hakkında yeni bir kanun lâyi- hası hazırlanmaktadır. Yeni 1â- yihada, ilk tedrisat muallimleri yeni kanunla cok iyi bir vaziyet te gireceklerdir. dNi g nüeliei, bktedürme