ON ALTINCI YIL. No: 4840 Gündelik YENİSİNE ÇALIŞALIM! F.R. ATAY Yıldızımız bir türlü barışma- makla beraber, pek hoşlandığım Süleyman Nazif: Nâhüdayi hüda nâşinas Osmanlıcasının arkasından ağlı - yarak öldü. Bugün en hafif F e c- riâti osmanlıcasını bile be - nimsiyecek bir tek genç bulamaz- sınız. 1909 dilinden de ©o kadar uzaktayız. Türkçe, uzun bir çöl susuzlu- ğu içinden, kendi öz, serin kay - naklarıma doğru koşuyor. İşyar kelimesine memur kelimesinden sonra nasıl alışabi - leceğimizi soran arkadaşımız , Kamutay'ın daha iki ayda Büyük Millet Meclisi'ni ne kadar geri birakmış - olduğunu, herkesin alıştığı bakan keli- mesinin se zaman doğmuş oldu - ğunu hatırlamalı idi. Manza- ra kelimesini bir türlü şiire so- kamadığımızı — bilmiyor muyuz? Aruz öldükten sonra, türk şiirine ne istiklâl, ne manzara, ne de hâ- kimiyet kelimeleri girebilmiştir. Görü ve görey oğuz beste- sindedir; ve kaynak suyu kadar duru, temiz ve serindirler. M a n- zara halkım konuşma dilinde bile yoktu: Bir gününü manza - rasız geçiren bir köylü var mıdır? Onların hepsi gördüklerini g ö r- m e k kökünden kelimelerle an- latırlardı. Süleyman Nazif ve arkadaşla- yının kulakları arab ve fars gra - (Sonu 2. nci sayrfada) bugün İzmir - Ankara telefonu açıldı İzmir — Ankara telefonunun |(P.T.T. Artırma ve Yardım açılış resmini, dün, Bıyıııdırl.ı_ Bakanımız Bay Çetin Kaya, İzmir İlbayr Kâzım Dirik'le görüşmek suretiyle yapmıştır. Bay Çetin İ_(ı- ya, İzmir İlbayına Aydın demir » yolunun satın alma sözbağının pa- rafe edilmek üzere olduğunu ve Bakanlar kurulunca da onanmak üzere görüşüldüğünü bildirmiş ve memleket için böyle hayırlı bir işi gene memleket için başarılmış baş- ka bir hayırlı işin açılışını yapar » ken bildirmek fırsatını bulduğun- dan kıvanç duyduğunu söylemiş - tir. ti İzmir — Ankara telefonu dün- den başlıyarak kamuya açılmıştır. —. Basın Kurultayı Kimler bulunacak, neler Konuşulacak? Matbuat Umum müdürlüğünden bil- dirilmiştir: 1. — 2444 numaralı Matbuat Umum Müdürlüğü Teşkilat kanu- nunun hükmünü yerine getirmek üzere 25 mayıs 1935 günü An - karada toplanacak ilk Türk Mat. buat kongresine — her gün çıkan (haftada altı gün intişar edenler gündelik sayılmıştır) gazetelerin birer murahhasla temsili gerekli görülmüştür. (Sonu 5. inci sayıfada) Sandığma Yeni Gelir Kaynakları Dün Nuri Conkerin başkanlı- ğında yapılan Kamutay toplantı- sında gümrük tarifesi kanununun yedinci maddesine aid olarak *“kanunları mucibince gümrük re- simlerinden muaf olarak memle- kete girmiş olup kullanılmadan heyeti asliyesi veya şekil ve ma - hiyeti değiştirilmek suretile tek - rar memleket haricine çıkarılan veya memleket haricine çıkarıl « mak üzere muafiyeti gayri haiz mahallere devrolunan — eşyanın gümrük resmine tabi olmadıkla - rı,, hakkındaki tefsir fıkrası ka « bul edilmiş ve Bayramiçin Kü - çüklü köyünden Halil oğlu Ha » lil İbrahimin ölüm cezasına çar- pılmasına aid mazbata tasvib o- hunmuştur. Bundan sonra da Gümrük ve İnhisarlar Bakanlığınca — istenen ve teşviki sanayi kanununa mü - zeyyel 2261 numaralı kanunun muvakkat maddesine aid tefsire, mahal olmadığı hakkındaki büt- çe encümeni mazbatası okunmuş- tur, Encümen — bu mazbatasında meseleyi su tarzda izah etmekte idi. (Sonu 3. üncü sayıfada) Y.S.TV35 ANKARA CH,P. BÜYÜK KURULTAYI Hi yirda 5 KİK Kamutay'da| Büyük bir bayındırlık işinin temeli atıldı — Küçük Menderes Yeğretiliyor, Cellad Bataklığl kurutuluyor K Yoğretilmeğe başlanan küçük Cumurluk su sıyasasının bü « yük bir işinin dün temeli atıldı. Küçük Menderes nehrinin yeğ - retilmesi (ıslahı) ve yaptığı ba - taklıkların kurutulması için Ba - yandırlık Bakanlığı ile üstenci Abdurrahman Naci arasında ya - pılan söz bağına -göre, dün işe başlanmış ve işe başlama töre - ninde Bayındırlık Bakanlığı adı « na İzmir İlbayı general Kâzım Dirik bulunmuştur. Mendecesten Bir parça, Ülkemizin en verimli toprak « ları olan batı Anadoluda; tabia * — tın rastgele akmalarına meydan — taklıklar meydana gelmiş, bir çoli (Sonu 5. inci ııyıladg ÖRGENERAL KÂZIM ÖZALP İSTANBULA GİTTİ Sü Bakanı General Kâzım Ö alp dün akşamki trenle İstanbula gitmiştir. j Osmanlıcada;ı Türkçeye Karşılıklar K iİ;_ı)uzu N. 37 ; Suud — Ağım, yükseliş Sual — Soru Sühulet — Kolaylık Sülale (Bak: Hanedan, silsile) Sülük etmek — Girmek, tutmak Sünbüle — Başak Süreyya — Ülker Sürud (Bak: Nağme) Sürur — Soevinç Süst — Gevşek, sölpük Sütre — Örtü Sütun — Diki, direk, dirkeç, bölme (gazete terimi) Süvari — Atlı, ispahi, binici Ş Şâb — Genç Şâd, şadan, şadgâm, şadman — Sevinçli Şâdetmek — Sevindirmek Şüdolmak, şadan olmak — Sevinmek Şâdi — Sevinç Şafak — Tan Şafak sökmek — Tan atmak, tan ağarmak Şafi — İyileştirici, onultucu Şifa m İyileşme, onulma Şifa bulmak, şifayab olmak — İyileşmek, onulmak Sifa vermek, şifabahş olmak, teşfiye etmek * İyi- leştirmek, onultmak Şah, şahsar — Dal Şahid — Tanık — (Fr.) Tmoin Şahadet, şahidlik » Tanıklık Şahadet etmek — Tanıklık etmek Şahadete tânetmek, şahidi cerhetmek — Taymdır: mak Şahika — Dikmen — (Fr.) Sömmet Zirve » Doruk — (Pr.) Cime Şahm — İçyağı Sahs —« 1 - Kişi, kimse, 2 - şahıs (T. Kö.) ” (Fr) Personne Örnekler; 1 — Üç şahs geldi — Üç kişi gı'l”'i- 2 — Tanımadığım bir şahrstır — Tanımadığım bir kimsedir. Şahsıns hürmet ederim — Şahsımı Savarım, Özel, şah (Fr.) Personnel Şahsiyet > Özlük — (Fr.) Personnalit€ Sahsiyet — Şahsiyet, uzkişi Örnek: O mühim bir şahsiyettir — ürkişidir. O önemli bir Şahsen * Kendi, kendince — (Er.) Personnclle ment ğ Örnekler: 1 — Şahsen oraya gitti — Kendi ora- ya gitti. 2 — Şahsen bu mesei Kendimce bu sorumda oyun şudur, Şaibe — Bulaşık, leke Şair — Şair (T. Kö:) Şiir — Şür (T. Kö.) Şak « Yarık, yarma, çatlak Şakketmek < Yarmak, yırtmak Şakkı şefe etmek — Ağız açmak Şaki — Kasak, haydut Şakavet — Kasağlık, haydutluk Şakika — Yarım baş ağrısı Şakird — 1 - İzdemen (Tilmiz anlamına) * (Fr.) Disciple, 2- Okulal — (mektepli anlamna) — (Er.) Ecolier, 3 - İrdemen (Üniversite talebesi) — (Fr.) Etudiant dede mutalğam — şudür — şam Şâmil — Kapsal - (Fr.) Çwf embrast Şâmil olmak — Kapsamak — (R:) Embrasser, s'ötendre â Şümul & Kapsama Şamme — Koklam Şemim, şemme — Kolu Şemmetmek — Koklanak Şan — Şan Şanlı — Sanlı Şöhret — Ün Şöhretli, meşhur, müştehir * Ünlü Şane * Tarak Şüpâş * Alkış Şark — Doğu Şark rüzgürı & Doğu yeli Garb — Batı Şimal — Kuzey Cenub — Güney Şart — Şart (T. K.) Şa'şan — Parıltı Şatır — Şen Şataret — Şııııiıı| thiyat -— Şakaalay ğyııy — Yaraşc yakışır, değer hayret — Şaşılacak, şaşılır Şayanı ihbtiram * Saygideğer Şayanı hürmet — Sayılır, sayılacak Şayanı itimad — Güvenilir, güvenilecek Şayanı merhamet — Acmacak Şayanı takdir — Beğenilir, beğendeğer Şayeste (Bak: Şayan) Şayet — Eğer, i e Şâyi — Yayılmış — (Fı.) Röpandu Şayia — Yayıntı — (Fr.) Bruit Şâyi olmak, şüyu bulmak — Yayılmak $üyu — Yayılma Şaz (Bak: Müstesna) — Ayram Şeair (Bak: Şiar) Şeamet — Uğursuzluk, yümsüzlük Meş'um — Uğursuz, yümsüz Şeb — Gece Şebab, şebabet — Gençlik Şebhun — Gece baskını Şebeke — Ağ Şebih — Benzer Şebnem (Bak; Jale) — Çiğ Şebpere — Yarasa Şebtab — Yıldız böceği Şecaat — Yiğitlik Şeci — Yiğit Şecer — Ağaç Şecere — Kütük Şedid » Seort, çetin Şiddet — Sertlik, çetinlik Şef — Önder Şefaat — Ötün Şefaat etmek — Ötünmek — ÇFr.) İnterc£der Şefe — Dudak Şeffaf — Saydam Şefkat — Sevgenlik Şefik (Bak: Müşfik) — Sevgen Şefkat göstermek — Sevgenmek Şehab — Ağan, ağma Sehadetname Diplama Şehamet (Bak: Şecaat) — Yiğitlik SŞehbal «« Kanad Şebka — Hıçkırık Şehlevend — Boylu boslu, taytan Şehper — Kanad Şehr — Şehir Şehirci — Şehir wbanist (Terim) Şehircilik — Şehireil'k, ürbanizm Şehirciliğe müteallik — Urbanik Belediye — Şarbaylık Belediye reisi — Şarbay Şehrah — Anayol Şehrâyin — Donanma Şehri, şehriye — Aylık Şohvet — Kösne Şek — İşkil, şüphe Tereddüd — Duruksa Tereddüd etmek — Durukcamatt Şekl — Şekil Şelâle — Çağlıyan Şem'adan — Çırakman Şemail — 1 - Kılık, 2 » (Bakı Seoiye) Şematet — Gürültü, palırdı Şems — Güneş Siperi şems — Güneşlik Şemsâbâd — Güneşli Şenaat — Alçaklık Şeni — Alçak Şer * Kötülük, şer Şer' — Şeriat, yol, noma Şeref — Şeref Şerif — Şerefli Şeth — Genit — (Fr.) Commentalre Şerhetmek — Genitmek — (Fr.) Commanteş Şerha — Dilim Şerik — Ortak — (Fr.) Associt Şirket — Ortaklık, sosyete — (Fr.) Assoclatlori Şerir — Kötügen Şerm (Bak: Hayâ), — Utanç Şermsar, şermnâk, şermende — Utangaç Şetim (seb, kadh) — Sövme, sövgü Şevk — Şevk (T. Kö.) Şevket (Bak: azamet, kudret) Şey — Şey (T. Kö.) Şeyda — Çılgın Şeyh — | - Koca, ihtiyar, 2 - Baba (tekkedeğ Şeyhuhat Kocalık, ihtiyarlık Şeyn (Bak: ayb) Şeytan — Şeytan Şeytanet — Şeytanlık Şiar — Uyak Şifahi imtihan — Sözlü sınaç Sikâf — Yarık YKSf — Yaran