BUGÜNKÜ PROGRAM İSTANBUL: 17,30: İnkilâp dersi (Üniversite - den nakil) Izmir Saylavı Esat Boz- kurt. 18,30: Jimnastik Bayan Azade Tarcan. 0: Favst (üçüncü perde). Haberler. 19,40: Spor ıı—ı,;d Şelik), 20: Universite nammna konle- 5030 Di mir caz, 21.45: Son ha: r - Borsalar. 21,30: Bayan Bed. 'Tüzün (şan - türkçe sözlü) ve dyo caz ve tango orkestraları. o 178 Ktz MOSKOVA TI M ——— ı Radyo temsili. 19.30: Kol- kozlar için musikili yayım, 21: Mik- rofon tiyatrosu. 22: Almanca yayıt 23,05; Fransızca. 24,05: İsveççe ya* yım. e 382 Khr.MOSKOVA (Stalin) 361 m ğ r ae aĞ EŞÜRERR 17,30: Karışık konser. 18,30: C__ocıık yayımı. 18,130: Opera nakli. — Sözler. 22,45: Dans musikisi. e 823 Khr.. BUK REŞ 36 m TE ge 14: Duyumlar. 19: Duyumlar. 24: *“Domnitza Balacha" kilisesinden na- o 223 Khr. VARSŞOVA NSN BES T y e ae seşernm ada in Prelüdlerinden konser. 20,50 Aktüalite. 21: Lemberğ den şen yayım. 21,45: Duyumlar. 22: Senfonik konser. 23: Reklâmlar. 23, 1$: Musikide şiir. 23.30: Vilna'dafi nakil. 24,05: Hafif musiki ve dans. e 686 Khz. BELGRAD 437 m. uyumlar, — Ulusal yayım. 21: Karışık program. 22:. Kilise şer- kıları (ihoro tarafından). 23: Duyum. lar. o 545 Khz. BUDAPEŞTE 58$0 m. 18,50: Opera orkestrası, 20.15: Pi- yano koönseri. 21,30: Şarkılı konser. 22,40: Duyumlar. 23: Cazband. 23, S$0: Budapeşte konser orkestrası, 181 Kh, Deutachlandaender 1571 904 Khz. HAMBURG 332 m., 20: Halk musikisi. 20,30: Radyo diyalektli piyesi. 21: Duyumlar. 21, 18: Büyük radyo varyetesi. 23: Du - SİNEMA, TİYATROLAR Sarayı (Brodway geceleri) ve ana). e 'Türk: (Caz mugannisi) ve (Bir #satlik milyoner) e Sumer: (Kırmrzı vagon) ve(Prem setin çılgınlıkları) o Melek: (Bu gece benimsin? e Tpeki (Son Günahı) o Hâle: Bu gün (Maskeli Kadın), Akşama (Zuzu). e Tan: (Kraliçe Kristin) e Elhamrat: (Dans rüyası) ve (Aşk Slnce) o Süreyya: (Esrarengiz hane) e Yıldız: (30 gün prenses) —— NÖBETÇİ ECZANELER Nu »— — — inönünde (Bensason), Divanyo Eminönünde (Bensaron), Bivanyo YERLERİ Deniz Yolları acontesi Te lefon ba 5 Akay (Kadıköy iskelesi baş memurluğu) Telefon 43732 o Şirketi Hayriye, Telefon 44703 o Vapurculuk Şirketi merkez acentesi, Telefon 42362 e Şark Demiryolları müraca. | at kalemi. Sirkeci Telefon 23079 D!vlıl Demiryolları müra- caat kalemi. Haydarpaşa. Telafon 42145 ECZANELER HASTANELER ITFAİYE v.Ss. YOLCU MÜRACAAT LİMAN HAREKETLERİ Dün limanımızdan giden vapurlar şunlardır: İzmite (Ayten), ( Mudanyaya (Asya), 5 Mersine (Dumlupınar), Dün llmanımıza gu vapurlar gel - misti Iskenderiyeden (İzmir), Ayvalıktan (Mersin). Bu gün Jimanımızdan gidecek va - purlar şunlardır: Bandırmaya (Gülnihâl), Ayvalığa (Bandırma), —» Karabiğaya (Bartın), Bartına (Mersin). Bu gün limanımıza şu vapurlar ge. lecektir: Karadenizden (Vatan), Bandırmadan (Saadet), İzmitten (Ayten), Mudanyadan (Asya), * Karabiğadan (Bandırma), Bartinden (Bartin). —. İTFAİYE TELEFONLARI Istanbul itfaiyesi e Beyoğlu İtfaiyesi o Kadıköy itfaiyesi e Üsküdar itfaiyesl HASTANE ADRESLERİ ve TELEFON NUMARALARI Cerrahpaşa hastanesi. Cere Tahpaşa 21693 d 60178 Haseki kadınlar hastanesi. Aksaray Hareki cad. 32 —— 24553 Beyoğlu Zükür — hastanesi, Fünedi, d 43341 Oalkane hastanesi Gülkane — 20510 o Kuduz hastanesi. Çapa 22142 o Emrazı akliye ve asabiye bastanesi, Bakırköy — Reşa- diye Kaşlasi 16.60 Etal ha tanesi. Şişli 42126 e Nümune has Haydarpaşa n 60107 tanesi —HÂL——— Çabuk Sıhht Yardım & Teşkilâtı Bu sumaradan — imdat oto- mobili istenilir. DAVETLER Millt Türk talebe Birliği Genel Kâ- ipliğinden: upxııılmnn Cumartesi saat 17,5 de İstanbul Halkevi konferans ıîloııuıı. da Hukuk Fakültesi Ordinaryüs Pro- fösörlerinden Röpke (Köy İktisadiya- &) mevzuunun b:? serisinden bir konferans verecektir. mğlcr;îk Üyelerinin ve alâkadarların gelmeleri... —— IŞ ve İŞÇİ İSTİYENLER Mütercim — Türkçe, fransızca, almanca, ingilizce ve italyanca bilen tecrübeli bir mütercim iş arıyor. (Galata Madon han 9 numaraya mü- racaat.) Matbaalarda, şirketlerde, banka- larda, yazıhanelerde, iş takibine mü- tenllik müesseselerde — muharrirl'k, muhasiplik, şeflik .(ıyınıı. lzvllııv çe- it işi yapabilirim, (Eyüp, paşa gd“;(;' 1 İbrahın Nusret, GRETADAN NiÇiN —KORKUYORLAR? M. G. M. Stüdyolarının par- lak yıldızı Garboyu görebilme - nin, gördükten sonra onunla ko nuşabilmenin, eski devirde bi - zim kızlar ağası ile bir mülâkat yapmak kadar güç bir şey oldu- ğunu elbette duymuşsunuzdur. Soğuk şimal memleketleri - nin bu çok sıcak, çok cilveli ve oynak artisti istemediği vakit ne bir kimse ile konuşur; ne de bir kimsenin selâmını almak te- nezzülünde bulunur: Hattâ kuv vetle söylendiğine göre onun bu lunduğu stüdyoya M. G. M. mü- dürü bile altı senedir ayak ata - mamaktadır. Sokakta da birçok tanıdıkları Garboyu görmemez- ğikıın gelirler; bir tarafa sıvışır lar. Acaba bu Garbo korkusu nere- den geliyor? Bu korku tesirile onun huzuruna ilk çıkan bazı er- | keklerin bayıldıklarını bile gö - renler var, Genç artistlerden biri | Garbo ile ilk rol aldığı gün o kadar derin bir heyecana ka - pılmış ki, durup dururken düşe- rek kendinden geçmiş! Niçin? İşte burası bir muamma! Erkeklerin kalbinde korku ya ratan bu çekici kadım başka bir bakımtan tetkik edilirse hiç te kaçılacak, korkulacak bir insan değildir. Yalnız onunla konuş - mak, ahbap olmak için biraz faz la uğraşmak lâzımdır. Bu da; bu kadar güze) bir kadına çok görülmemelidir... Amerika kadın gazetecilerin- den Barbara Barondess, Garbo ile mülâkat yapabilmek için bir sene uğraştıktan sonra nihayet Avrupada onu yalnız yaşadı- ğı bir ötelde yakaladığı vakit, Garbo kendisine yatak odasın - da kaç numara terlik giydiğini itiraf etmemiş mi idi? Garbo korkusu daha ziyade in sanı ilk günlerde hırpalıyor, Film ilerledikçe korku yerine Garboya karsı derin bir hürmet bazen de derin bir sevda hâkim oluyor. Jolin Gilbert, Lew Ay- res, Clark Gable, Herbert, Ro- bert Montgomery, Marshall hep si de onunla bir film çevirdikten sonra onün esiri oluvermişler - dir. Bunların arasında Garbo - dan bahsetmiyen yalnız bir tek erkek artist var: George Brent. Bu artist Garbodan bahsetmi - yor değil, yalnız onun güzelli - ğine vurulduğunu itiraf etmi - yor. Bununla beraber o da “Biz erkekleri bu kadın acaba neden bu kadar korkutuyor?., diye sor maktan kendini alamıyor.. Bir vakitler, ismi, bu susan kadının müstakbel kocası ola - rak dillerde dolaşan John Gil - f).-n Kraliçe Kristini oynarken kapıldığı asabiyet yüzlnden iyi ’f" yapamadığını itiraf etmiş - tir. Stüdyo müdürlerinin bazen baş rolü alacak erkekleri Gar- boya takdim etmekten çekindik leri de az görülen şeylerden de- ğildir. Geçen sene Lew Ayres ile çe- virdikleri bir aşk filminde birin ci sahnede erkekle öpüşmek mecburiyetinde kalan Garbo re simler çokildikten sonra stüdyo müdürüne — “Artık bu gence beni tak- dim etmek lüzumunu hissetmi- yor musunuz?,, diye sormuş - tur. Belki de Garbonun yarattığı korku daha ziyade kendişinin müptelâ oldusu bir haleti ruhi- yenin mahsulüdür. Aşağıdaki vaka insanı buna inandıracak kadar enteresandır. Garbo, Ri- chard Boleslavsky'nin idaresi al tında çevirdiği bir filmde çalış - mak üzere ilk defa stüdyoya gir ı_îif'_—i vakit, başkalarının tutuldu Bu korkuva, kendisi düsmüs ve tek bir kelime göylemeden ka- cın gitmisti. Tekrar gahneve * deti için bir kaç gün rica edildi- ği halde ancak on gün sonra dö nebilmiştir. Bunu dâ Garbonun kendi kendisinden korkusu sa- yıyorlar. Garbo korkusunun enteresan bir tarafı da, bir çok artistlere Garbo hakkında ne düşündükle rini söylemek için büyük para- lar vadedildiği halde, ağızlarmı bile açmadıklarıdır. Acaba bun ar sevimli yıldızm hoşuna git- miyecek en ufak bir. harekette bulunmaktan da mi çekiniyor - lar ? Garboyu tanıyanlar ona hem sevgi hem saygı beslerler. Bu » na rağmen Garbo korkusu da, var olan, fakat anlatılamıyan bir histir. Neden kortuluyor, nicin susuluyor? Belki de bunu kim- se anlatamaz. SİNEMA HABERLERİ l * Gustav Frölich Berlinde Johannisthal stüdyolarında “Karnaval geceleri,, isminde bir film çevirmeğe başlamıştır. * “Maskaralar,, filminin o ka- dar beğenilen baş artisti Paula Wessely kat'i surette sinemayı terketmeğe karar — vermiştir. Bundan sonra sadece Viyanada şehir tiyatrosunda temsil vere- cektir. * İspanyada bir gazete mile- takbel bir sinema yıldızı için müsabaka açmış, üç yüz kız iş- tirak etmiştir. İntihap edilen 16. yaşında bir kız. 5000 Pezet mükâfat kazanmıştır. Şimdi çe vireceği filme hazırlanıyor. * Bükreşte ağır resimler ve- ren büyük sinemalar küçük si- nemalardan şikâyet ediyorlar, Çünkü küçük sinemalar büyük salonların gösterdikleri filmleri bittiklerinin arifesinde daha u- | cuza göstermektedirler. Büyük sinemaların bu yüzden ziyant da büyüktür.