BulgarBaşbakanıİle Başbakanımız arasında telyazısı , 24, AA, — Yeni Bulgar Başbakanı B. Toşef'in ni münasebetiyle Başbakan — General İsmet ndermiş olduğu telgrafla Başbakanımızın vermiş n: eral İsmet İnönü Başbakan Geni KN tü akanlığı deruhte ederken zatı devletlerinde eski Bulgar tinin muslihane siyasetinde hiç bir değişiklik olmıyaca- dana, bilâkis bu siyasetin komşu devletlerle daha sıkı bir surette teşriki mesaiyi istihdaf edeçeğine dair teminat vermek isterim, memleketimiz arasında mevcut olan dostane münascbet leri daha ziyade kuvvetlendirmek huuusıınd.? Zatı devlcglı:rımn krymetli muavenetlerine istinat edebileceğimi ümit ederim. Toşef Sofya , Ühtelerine yüksek hükümet işinin tevdi edilmiş olduğu an- da bana göndermek lütfunda bulunmuş olduğunuz telgrafname- den dolayı zatı devletlerine samimiyetle teşekkür ederim. Tür- kiye tarafından takih edilegelmekte olan emniyet içinde sulh Siyaseti, her zaman bütün komşulariyle olan sıkı anlaşma ile kendisini gösı.rmiştir. Ve bu te iye sadık olan Cümhuriyet « hükümetinin, sulh davası ve hepimiz için aziz olan umumi an- laşma için zatı devletlerinin riyasetinde bulunan hükümetle teşriki mesaide bahtiyar olacağını teyit etmek isterim. İsmet İnönü Demiryollarında Yeni Teşkilât Ankara, 24 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Devlet Demir- Yyolları ve Limanları idaresinin teşkilâtı hakkında bir kiııun_ lâ. Yihası hazırlanmıştır. Bundan başka ayni idarenin baremi ile Mmemur ve müstahdemlerinin tekaüt aylıklarına tahsisi formül- leri hakkında birer lâyiha hazırlanmıştır. Her üç lâyiha Kamu- taya verilmek üzeredir. Teşkilât lâyihasındaki yeni esaslara göre, Devlet Demiryolları işletme mıntakaları adedi arttırtla- rak, ona çıkarılacaktır. Her mıntakanın bir sahile müteveccih ve kolordu teşkilâtına mütetnazır olması istihdal edilmiştir. Başbakan Bay Toşef EEEDo0 Hait ah £ Ankara, 24 (Tan) — İzmir Ösmanlı Bankası şubesinde beş bin liralık bir saht ııplı;ıi:ıkıı ) ni bitirmek üz ir, Şirketi: sormuş, bunlar Tadıklarını söyleyince sahtekârlık meydana çıkmıştır. *lu Ahmed edilerek ur. İzmirde kadı ara imzalardan le bir çek imza- € r a * * |e Dü Telefon Şirketinin Yolsuzluğu A 24 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — hukek müşavirliği İstanbul Telefon şirketinde yapı- k neticesi hazırlanan rapor üzerinde etüdleri- Bayındırlık nunsuz birtakım işler yaptığı olmuştur. Bakanlık şirketin, salâhiyetli mümessillerini yakın- da Ankaraya davet edecek ve İstanbul Telefon Şirketinin satın alınm çiyle uğraşmaya başlıyacaktır. Bir tadil yapıldı Arıkara, 24 (Hususi muhabi- rimizden - Telefonla) — Son çı- kan eksiltme arttırma kanunu Mucibince hami bankaların an - Cak tediye edilmiş sermayeleri - hin yarısı nisbetinde eşhasa te- Minat mektupları verebilecekle- Ti tesbit edilmiş, ancak lüzüm örülürse bu nisbeti arttırmak lsusunda heyeti vekileye de Ssalâhiyet verilmişti. Tesbit olu- nan bu mikdarın ticaret erbabı- hi tatmin etmediği ve müşkül va Ziyette bıraktığı görüldüğ den sermayenin nısfı derecesin- deki hüküm, sermayenin yüzde 25 ine kadar teminat mektubu verilebileceği şeklinde tadil o - lunmuştur. KÜÇÜK, TELGRAF HABERLERİ © Ankara, 24 (Tan) — Bazı bayındırlık işlerini ve bu cüm - l&den olmak üzere muayyen li - Manlarımızı inşaya talib olan Vi kers şirketi Bayındırlık Bakan - lığına günderdiği bir mektupta j ni Ankara - dermek üzere olduğunu bü Lirmiştir. © Ankara, 24 (Tan) — İç Ba- kanlığı Haziranda yeniden işi ilüyetlerde, iki vali mu das edecektir. Bun - Ti Ankarada olacaktır. © Anlzara, 24, (Tan) — Halk tan fazla almmış olan paraların ezabını görmek üzere İstanbul Tamvay şirketinin direktörleri ayındırlık Bakanlığı tarafın - | bugünlerde Ankaraya çağı- Tilacaklardır. Sinopta bulunan petrol damarları —— Fen heyeti işe başlapı Ankara, 24 (Hususi muhabiri miz bildiriyor) — Son günler - de memleketimizde petrol araş- tırmaları hakkanda yazılan bir- çok haberler vardır. Tahkikat - ta bulundum. Ekonomi Bakan - lığt memleketin muhtelif yerle- rinde petrol için çalışmasına d_e- vam ediyor. —Fakat bugün müsbet veya menfi denecek bir vaziyet yoktur. Sabur Saminin Sinop havalisinde taharri ruh - satnamesini aldığı, bu mımtaka dahilinde petrol bulunduğu an- laşılıyor. Buradaki bir damar - dan çıkan petrol şimdiye kadar 500 tona baliğ olmuştur. Ekono- mi Bakarilığı petrelün vaziyeti- ni ve ne dereceye kadar esaslı olduğunu tetkik etmek (lzıre_ Aeüir mahalle bir fen heyeti göndermistir. Vaziyet, heyetin tetkikatından sonra anlaşılacak tır. İzmirin üzüm, incir davası Antkara, 24 (Hususi muhabi- imizden) — Ekonomi Bakan- standardizasyon meselesi ü- zerinde ehemmiyetle lışryor. Yumurtaların tasnifi işini tetkik eden mütehassıslar - raporlarını vetâlete vermislerdir. İzmirde , Üzüm ve incir işini teşkilâta bağlamak ve bu- iki marldenin standardizasyon işini de helletmek icin tetkikat ya - pılmaktadır. Bunun için İzmire gönderilen Salâhaddinin riyase- tindeki hevet yakımda Ankara - ya dönecektir, . Memurlar İçin Yeni Barem! Ankara, 24 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Muhtelif teşkilât kanunlarile devlet me - mur maaşları arasında tevazün temini için toplanan müsteşar - lar komisyonunun verdiği rapor üzerine Başvekâlet vekâletler - den yeniden bazı malümat iste- miştir. Alman bu malümat üzerine barem dereceleri 19 dan 15 e in- dirilecektir. Derecelerin sırasile maaşı aslileri şudur: 15 inci dereceden itibaren bi- re kadar olan maaşlar şunlardır : 10, 15, 20, 25, 30, 35, 40, 5O, 60, 70, 80, 90, 100, 125, 150 li- ra, Bu şekle göre şudereceler kalkmaktadır. 12, 14, 16, 17,5, 22,5, 45, 55 lira. Mevcut kadroları, vekâletler bu derecelere göre hazırlamak- tadırlar. Bu vaziyete göre maaş- ları indirilenler olursa bugün - kü maaşları hakkı müktesip o - larak mahfuz tutulacaktır. Meselâ, maaşı evvelce 16 lira olüp bu sefer 15 liraya inenler o- lursa, gene 16 lira alacaktır. Ye niler için yeni dereceler makbul olacaktır. Eski kadroda 14 lira alan bir memur 15 liraya terfi ederse 15 lira üzerinden alacak- tır. Beş yıl için Tekaütlük Ankara, 24 (Hususi müuhabi- rimiz bildiriyor) — (Tekaüt ka- nununun 4 saddesinde ya zılı B ve C fıkralarının beşer se- ne tecili hakkında kanun lâyi - hası maliye ve bütçe encümen » lerince müzakere edilerek he - yeti umumiyeye sevk olunmuş - tur. Tekaüt kanununun B ve C fıkraları kanunun neşrinden beş sene sonra tatbik edilecektir. Bu fıkra tekalit olacak memurların bugünkü alacakları tekaüdiyeler den fazla maaşla tekaüt olmak hakkınt veriyordu. — Bütçenin darlığı hasebile esasen mühim bir yekâün tutmakta olan tekaüt maaşlarının daha ziyade artma masını temin etmek maksadile önümüzdeki hazirandan itiba - ren $ sene zarfında tekalit ola - caklar şimdiki kanuna göre ma- aş alacaklardır. —— Ticaret odaları kongre- lerine hazırlık Ankara, 24 (Hususi muhabi - rimiz bildiriyor) — Ekonomi Ba kanlığı 21 mayısta toplanacak ticaret odaları kongresi hazırlık larına devam ediyor. Müzakere- edilecek maddeler ticaret ha- yatma inkişaf verecek mahivet- tedir. Ticaret odaları kanunun- da tadilât yapılacağı gibi, bü - yük limanlarımizda ticaret kre- di işlerini kolaylaştıracak husu- sat ve standardizasyon meselesi de konuşulacaktır . Ankaradan İzmire doğru posta Ankara, 24 (Hususi muhabi- Timiz bildiriyor) — Devlet de - miryolları idaresi haziranın ba - şından itibaren Samsuna, Anka- radan İzmire ve İzmirden An - karaya süratli direk katarlar iş- letmeğe başlayacaktır. İdare bu katarların tarifelerini tesbite baş lamıştır. Yolcular bu suretle ka- zanmış olacaklardır. 73 Milyon Ankara, 24 (Hususi muhabi- timiz bildiriyor) — Ekonomi ve biriktirme kurumu kongresi ya- rın sabah sergi evinde açılacak- tır, 1929 yılı sonunda 27 milyon lirayı bulan biriktirme hesap - ları 1934 yılı 73 milyon lirayı bulmuştur. Soysal konuşma MEKTEB, GENE MEKTEB! Arkadaşlarla yaptığım - top - lantıda, İstanbulda kurulan u- luslararası kadınlar kongresi ile Ankarada toplanan Balkan and- laşmasını, ekonomik - konseyi etrafında konuşuluyordu. Arkadaşlardan birisi :“Doğru- su son günlerin hâdiseleri bana bir gurur düygüsu veriyor. 20 sene bundan evvel birisi çıkıp ta — Yakında bir gün olacak ki, bir yandan dünya kadınları mü- messilleri İstanbulda — toplanıp erkekle birlik davaları hakkında Türk kadınlarının iştirakile mü zakereler yapacaklar, öteki yan dan aralarında itişen, didişen ve bizi de candan düşman sayan Balkan uluslarının önderleri Ankaraya gelerek Balkan ve 'Türk ulusları arasında ekono - mik birlik temellerini araştıra - caklar, ve üçüncü yandan da dün ya uluslarını birleştirmek — için kurulmuş olan bir meclise Türk mümessilinin başkanlık edeceği ve hem de Avrupanın can dama rt ile bağlı olan bir meselenin görüşülmesinde başkanlık edece ğini söyelmiş olsaydı — Herkes böyle bir kâhini delilikle itham eder ve yüzüne gülerdi. İşte yalnız yirmi sene bun - dan evvel bir vehim, bir hayal ve bir masal gibi gözüken bu ta- savvur, bugün hakikat olmuş - tur. Göğsümü kabartan, bana gurur veren işte bu üç hâdisedir! Dikkat ediniz: Tarih sanki bi - lerek ve istiyerek şu Üç hâdiseyi ayni zamana tesadüf ettirmiş - tir ki. varlık bulmus olan de - gişikliğin büyüklüğünü herke - sin gözleri önünde, olduğu gibi canlandırsın! Hayali hakikat kı- lan, masalı varlığa çeviren bir u- lusa mensubiyetle insan nasıl if- tihar etmez? Arkadaş hepimizin duyguları- na tercüman olmuştu: Herkes, bakışı ile, tavrı ile, yüzünün du- rumu ile kendisine hak veriyor - du. Aramızdan birisi: — Dikkat ediniz! Tarihte ilk keredir ki, biz Avrupadaki kül - tür gidişlerine işle karıştyor ve bazılarında da önderlik ediyo - ruz; hâdiselerin bu yanı her türlü kıymet ve ölçünün üstüne çızan bir hâakikattir. Üçüncü arkadaş: — Ah, keşki bu kültür işle - rine karışma hareketine ta Fa - tihin zamanından başlamış ol - saydık! Rönesans devrinin en hararetli çağıydı. Beşeriyet tari- hinin kaynaşma ve dirilme çağı olan o devirden başlamış olsay- dık, kimbilir şimdi ne olurduk? Beşeriyete ne kadar büyük fi. kirciler, açkanlar (kâşifler), bü- yük şairler, muharrirler - ver - miş olacaktık! Fakat eyvah, bağ İt olduğumuz tamamen - tersine bir uygurluk brrakmadı. Dördüncü arkadaş: — Evet! Evet! Haklısın; böyle olmuş olsaydı, beşeriyetin medeniyeti ——— ——— —— — Turizmi kolaylaş- tırmak için Kongre dün açıldı, müza- kerelere başlandı Ankara, 24 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Türizm kon gresi bugün saat 15 te Ekonomi Bakanlığında açıldı. Bakan na - mına köngreyi açan müsteşar Faik Kurtoğlu kısa söylevinde bu mesele etrafında iki acı hatı- rasını naklederek türizmin ehem miyetine, memlekete bırakabile ceği servete işaret etmiştir.Müs- teşar, memleketimizin daha iyi tanınması, gelecek 4 ra kolaylıklar gö::ymxmılmm'. çok neşriyat yapılması lüzu - munu anlatarak vekil nâmma kongreyi selâmlamış. ve muvaf- fakiyet temenni etmiştir. Kongre reis vekilliğine Türko fı=ıkııı muavini Mecdet $e - çilmiş, müteakiben müzakereye başlanmıştır. Trakya umumt Müfettişi Ankara, 24 (Tan) — Trakya umumi müfetişi İbrahim Tali buraya geldi. Umumi i Trakya için kamutaydan alman 500 bin liralık tahsisatın nerele- re sarfedileceği hakkında ba - | hazırlar kanlıkla temas edecektir. tarihinde rolümüz büyük - ola - caktı, belki de birinci olacaktı. Çünkü o zamanlar bir çok a- lanlarda biz Avrupadan üstün- dük; Fatihten sonra devam e - den iki yüz senelik galebeleri - miz hep bu üstünlük galebesiy - di; biz bilgide de, sanayide de, devlet kurumlarında da üstün - dük ve zaferlerimiz bu üstünlük lerin ifadesiydi. Fakat ne çare ki; karışamadık, akının dışında kaldık. Birinci arkadaş: — Geçmiş şeylere yanmak, tarihe acımak abestir. Geç olsun: güç olmasın! Şimdi olsun yolumuzu bulduk ya! İşte bizim için mesele bu yol da sebat etmek, onu her gün ge- nişletmeğe çalışmaktır. Bakı - nız bize bu yolda yürek vere - cek, bizi ileri dürtecek ve yakın gelecekte pek büyük semerelr alabilceğimize ve kaybettiğimiz zamanı kazanabileceğimize ümit verecek ne kadar alâmetler var- dır. Almız meselâ bu kadınlar kongresini: Dikkat ediyordum: perde ar- kasından çıktıkları, içtimai ya - savışa karıstıkları yirmi senevi geçmiyen Türk kadınları, şimdi- inanryorum ki, tavır ve hareket- lerinde, oturup kalkmalarında, söz söyleyişlerinde, bir çok yüz senelerdenberi yaşamış ve topluluk yaşayışına karışmış olan Avrupa kadınalrından hiç te eksik değildi. Sanki yıllardan beri bu gibi işlere alışkın imiş - ler! Türk kavrayışındaki bu ko- daylık, anlayışındaki bu çabuk - luk çevreye uygunlukta göster- diği bu kabiliyet, gelecek için büyük ümitler veren alâmetler- dir, Yalnız elverir ki, bu yolda sebat ve devam edelim. İkinci arkadaş: — Ben de köngrede bir hâdisenin şahidi oldum ki, beni hayretlere sok - tu: Söyleyicilerden birisi ahlâk ta braberlikten — bahsediyordu. Dedi ki: “Erkekler bizden iffet ve saffet istiyorlar; haklıdırlar; | fakat bir şartla: Kendileri de a- fif ve saf olmak şartile; yoksa bir taraflı vazife olmaz.,, yanım- da eski kadınlarımızdan biri otu ruyordu. Tavrından okumuş, tahsil etmiş ve bu gibi mesele - lerle uğraşmış görünmiyordu.. Yanmdaki genç bir Bayan söyle nen sözleri kendisine terecüme ediyordu. Söyleyenin o sözlerini işitir işitmez: “Pek doğru pek doğru!,, diye haykırdı! Ve baş- ladı erkeğin lığının ne - ticelerini birer birer saymağa: *O gidecek, sokakta gelişi güzel insanlarla görüşecek, bin türlü pisliklere bulaşacak, kimbilir ne gibi hastalıklar kapacak, sonra da gelip bizden iffet isti - yecek! Niçin?. Pislemek için mi?. Hastalık aşrlamak için mi?. Ah! Bir dilim olsa da çıkıp bu - gün bunları söyliyebilsem!,, de- di ve kürsüden söylenenleri an - lamadığı halde durmaksızım: “gsöyle söyle! Bu erkeklerin ders lerini ver!,, diye haykırıyordu. Şimdi böyle bir kadını mun - tazam tahsil görmüş ve arstulu- sal kullanılan dillerden birisi- ni bilir tasavvur et! Bütün o ce- maati yerinden oynatmak için enerjisi yetişir, ,İşte bizim için günün en mü- him ve en can alan meselesi bu tahsildir. Hiç durmadan bu yol- da çalışmak hepimizin borcudur, Geçen gün bir belediyenin ta - sarruf niyeti ile bazı mekteblerin kapatılmasını düşündüğünü ga- zetelerde okudum. Bu garip zih- niyete şaşmamak - kabil değil - dir. Tasarruf için mekteb kanat- Mağı tasavvür eden bir baş, Tür- kün geçirdiği tarihf günlerin mâ na ve krvmetini anlamamış de - mektir. Bu tarih, önümüze geniş ılı!ıhır acmıştır. Bu alanlar ü- zerine atılıp yürümek bizim için bir yaşamak meselesidir. Fakat yapılması lâzım olan şeyleri ya- pabilmek icin her şeyden evvel tahsil ve tahsili veren mekteb lâzımdır. Bir ulus için yaşayış savaşında inin iki te meli vardır: Asker ve mekteb. Asker ola- nı müdafaa ve muhafaza eder, mekteb ise geleceği yani olanı ÇOCUK MESELESİ Çocuk haftası yaşıyoruz di - ye çocukluk etmeye kalkmaya - lim, (Onu yapacak zaten hafta- sına ayına bakmaz) biraz Gedi konuşalım, Kimseyi tenkit için söylemiyorum. Biraz mankatla- yım. Eskiden bana zeki olduğu- mu söylerlerdi. Ya onlar aldanı- yormuş, ya ben git gide hırubıl- laşmışım, Şimdi geç anlayorum. Bu çocuk haftası dediğimiz şey nedir?.. Böyle bir kaç hafta da- ha hatırlarım. Tasarruf haftası gibi eskiden bir bayram haftası vardı, bir de mangal tahtası, Gerçek bu çocuk haftası ço - cuklara eğlence tertibi için mi- dir? Yoksa çocukları büyüklerin yerine geçirtip, küçük iken bü- yüklük taslamasına yol açmak için midir? Bilemiyorum. Bu so- nuncu eğlenceden vaz geçildi galiba. Matbaalara falan çoluk çocuk uğradığı yok. Lüzüum gör- miyorlar mı?.. Galiba vilâyette falan da öyle. Mankafa oldum. Anlayamıyorum. Çocukları esir geme derneği dediğimiz kurum bütün çocukları koruyacak de- ğil mi?.. Ne güzel, ne güzel! Lâ- kin hangi çocukları... Dün gece (yani milli bayra « mın ve çocuk bayramının akşa- mı) saat on birde Taksim abi - desinin karşısındaki kahveler - den birinden çıktım... Asfalt ya- ya kaldırımının üstünde şöyle bir iki adım attıktan sonra bir küçük ve kirli çıkın gözüme ilişe ti. Kahvelerin altındaki ötebe- ri dükkânlarından birinin kapalt kepenginin dibine konmuştu, Böz renkli, kirli bir şey, sokul - dum.... Dört beş yaşlarında bir çocuk, Başımı dizlerile kolları a- rasımna sıkıştırmış ve sırtındaki hırpani ceketin yakasmı da üs - tüne çekmiş uyuyor... Baldırıarı ve ayakları, kolları gibi çıplak, Ceketin yukarı çekilişinden do - layı beli açılmış, bir fıkara ça« maşır gözüuküyor. Yumruk ka « dar. Cemiyetin kimbilir ne gibi â - mansız şartları dört yaşında bu yavruyu - yataksız ve yersiz bı- rakmış. Acıdım. Görseniz siz de acırdınız. Para vereyim dedim, Uyuyordu. Uyandırmağa kıya « rışıdnn: belki rüyasında daha iyi bir hayat yaşıyor - dur, tedirgin etmeyeyim diye. Baktım, içim sızladı. Kime ne diyebilirdik. Bereket oralardan bir polis geç- medi. Çünkü uyandırın kışkır - vacak, sefil yavrunun biricik sı « E::'ıcıiı bu fizyoloji cennetin - onu uğratacaktı. Ne zaman böyle sefil, yersiz ve hırpani çocuklar görsem aklı- ma çocukları esirgeme derneği gelir. Bu derneğin bir müfettişi, bir üyesi geceleri bu gibi çocuk- ları toplamak ve bir. uyuyacak yer vermek için dolaşsa ne iyi o- lurdu, Vâkıa biraz tatsız, şata « fatsız iştir ama faydalı iştir. Gene aklıma geliyor.. Çocuk- ları esirgeme derneği acaba İs - tanbulda tramvaya asılma yü « zünden ezilen, kesilen çocukla - rın bir istatistiğini yaptı mı? Her gün kaç çocuğun tramvay asıldığı hakkın « da bir fikir edinmişmidir?.. Bana içerlemesinler. Bu der - neğin işleri arasında: 1 — Sefil çocukları kurtar - mak; 2 — Çocukları maddi kaza - mak; vazifelerini görüyorum. Belki de aldanıyorum.. Ve ina - nıyorum ki; çocuk esirgeme iş « leri arasında onları bedava tram yayda gezdirmekten başka şey- ler vardır. Muttası! beğenilmeye alış - mış bir milessese için tenkit tat- sız gelir. Ama benimki tenkit değildir. Belki pek çok iyilikleri olan bu derneğin görmedikleri- ni, bilmedikleri, gözüne ilişme- yşnleri göstermek bir gazeteci - nin vazifesidir. Sövleyişte fena - lık varsa onu da toyluğuma ba- B. FELEK