24 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

24 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Son Posta,, nn Hikâyesi Talih olmayınca... Muhtelif bakımlardan tetkik edildik. leri zaman insanları «talihli; ve «talib. siz» diye iki kısma ayırmak pekâlâ kabil, dir. «Talihli; insanalr hakkında fazla © söz söylemeğe bilmem ki lüzum var m? Beynelmile) müsabakalarda birincilikle. ri kazananlar, piyangoların birinci fkra. miyelerini alanlar hep bu zümreye men. sub insanlardır. Sosyetemizde «talihsiz» lerin sayısı «tablili> dere nazaran çok daha fazladır. Grişa Yerapidin, lihsiz» - insanlar grupumun en canlı bir örneği idi. Bu za- “© vakhı delikanlı, kelimenin tam manasile e 4 © Oluyoruz? «lallsizs di. Geçen gün bu zavallının başından geçen bir vak'a bunun talihsiz. liğine parlak bir misal teşkil eder; Günlerden sıcak bir yaz güni idi. Gri. # Yeropkin, kar gibi beyaz elbiselerini, beyaz spor gömleğini giydi ve parka git. çıktı. Parkta Ninoçka Vaktinde randevu. müddetçe, sevgilisi ile buluştuğu zaman konuşacağı şeyleri dü. günerek tath ürpermeler geçirdi. Bu a. rada, kendisini sevgilisinin gözünde bü. yütecek bir hödisenin vukubulması ihti, mallerini de hatırından geçirerek tatlı hayaller wmağa başladı. Bir başka tâ birle kahramanımız şu veya bu şekilde| meşhur olmayı istiyordu. Fevkalâde bir İş yaparak bütün halkın dikkatini kendi üzerine çekmek he kadar hoş ve güsel bir şeydi. « Giişa, tahayyülâtma daha iyi devam edebilmek için gözlerini sıkı sikıya yum. du. İşte tam bu sırada tramvay bir ma. kastan geçerek hafifçe sarsılır gibi oldu. Bu sarsıntı Grişaya, büyük bir insan ka. Baballiğı tarafından e) üstünde havaya kaldırılmış intibaını verdi.. Grişa: «Ne diye gözünü açtığı zaman. © İiç beklemediği acalb bir manzara İle karşı taştı: Tramvay arabasının karşısındaki bü. yük evin etrafını bir insan kalsbâlığı sarmıştı. Evin üst kat pencerelerinden siyah duman yumakları yükseliyordu. © İlfaiye çoktan iş başına gelmiş, kangal © Kangal hortumlarını çözerek yangını sön. dürmeğe girişmişti.. Grişa bir saniye bile düşünmeğe Hi. Zum görmeksizin tramvaydan aşağı at. lad: ve yarımaldta olan eve doğru koştu. Evin etrafını çevirmiş olan seyirci kala. » balığını yararak, bir hamlede kendini it. U İsiyecilerin yanında buldu. Hiç kimseye tek bir kelime bile söylemeğe Yüzüm gör. meksizin, bir maymun çevikliğile alev.) Biraz âcı ve müstehzi bir ifadesi var- "di. Doğrusu bir şarkı söyleyip bin Ira kazanmak çok iyi bir şey. Vâkıâ çok güzel söyledin amma... Fena da tediye “edilmedi. Emine Mükerreme: «Sen ne anlarsınıcevabını yermek istedi. Çünkü Mükerremin musikiden — hiç bir şey anlamadığını biliyordu. Fa- kat bir cevab vermedi ve âşıkına doğ- mu döbdü: Ne olur dedi. Bir şarkımı dinle- in bu kadar papel. oh.. pardon para veren adamı bir kere görmek is- terdim. Hadi bey: — Affm:ıza mağrüren size onu tanı- tamam. Çünkü kendisine bunu videt- © tim. Emine içini çekti! — Onu tanımasını o kadar isterdim > ki; dedi. Bu parayı veren insan o kadar alelâde bir şahış olmasa gerek. hele bu akşam herkesin bana beğenerek ne- 'rede ise hayran olarak bakmasını ona medyunum. Emine büyük bir neş'e ile gölüyördü ten bütün masalardan nazarlar s onunla meş - ilar yanma ansa davet ların içinde ancak tanıdıkları» halde dört, için evvelden angaje &dilmiş ordu. yor musunuz, şu dansör sto- bey bunların hepsini şu bul adama DOM Kimdir bu “ adara bir ecnebi mi? Çeviren : H. Alaz AMME ler içindeki itfaiye merdivenlerinden yu. | çırpınayor, oradan kurtulmak istiyordu. karı tanmanmağa başladı. evi ihata et. | Belli iki yangın onun sinirlerini bozmuş. miş dian meraklılar kafilesi, nefes bile! tu. Grişa hem merdivenlerden aşağı ini, .İra, odamın içinde ilkönce almaksızın bu kahramanın hareketini heyecanla takib ediyordu. Grişa, ne kendini sarin elevlere, ne de itfaiyenin ktığı kuvvetli su sütun. larma aldırmakısızın evin, yanmakta olan dördüncü katına kadar yükseldi. Dör. düncü katın pencereleri hizasına gelince, avuşlarile yüzünü kapayarak, pencere, den, odaya atladı. Oda, duman içinde idi. Yüzleri du. şuşuyarlardı... odar kesafet peyda öl de, orada mandan baht, b haykarıyordü. Grişa, bir arilik bir tereddüdden son. kurtarılması | zam gelenin, köşmde, duman içindeki | bu bedbaht olduğuna verdi. vetli bir el hardketile geniş ve uzun ka. dife perdelerden birini kopararak bu bedbahtın üzerine attı; ve onu kucaklı. İ yarak pencereye koştu. Bedbaht kazaze, de, Grişamm (kuvvetli kolları arasmda çırpınıyor, boğuk boğuk bir şeyler muril. darmyordu. Grişa, pencerenin pervazında biran İçin duraladı; etafına seri bir göz attı ve merdivenden aşağı inmeğe başladı. ve kımk bir sesle bir şeyler 1 — Hafik kaza merkezinde yapılacak riç) bilümum malzeme müteahhide ald Jacaktır. 2 — Keşif bedeli 35784 liradır. 3 — Bu işe aid şartname punlardır. A — Fenni şartname, B — İdari şartname. 4 — 1Ağustos/ misyonda yapılacal Salı günü saat nakden veya tahvil olarak kimisyonca Ankarada İskân Umum Müdürlüğünde Müdürlüklerinde görebilirler, 7 — Tekli? mektublarını 4 üncü madde dar makbuz mukebilinde komisyon başk hazırlanmamış ve mühürlenmemiş olan Kuv. İş Kâzazede, Grişanın kolları arasmdeli Sivas iskân müdürlüğünden Eksiltmeye Konulan iş: yor, hem de büyük bir şefkatle: — Kardeşim biraz sükünet bul, diyor. du, artik serin için hiçbir tehlike kal madi.. Son Murtuldun!. Birazdan diğerle. rini de kurtaracağım. Bu sözleri işiten kazazede boğuk bo- Buk inledi. Zavallı adam, herhalde oda. da kalan diğer akrabalarını düşünüyor. dı. Bir kolayını bularak: — Beri berak!, Bırak beni Allahın be. i , İlk-tedbir olmak üze. re su birikintisi içine bıraktı. Yüzlerce göz Grişaya çevrilmişti: Grişa daha şimdiden bu gözlerde sessiz bir hürmet okuyordu. Bu arada, kazazede de kendine geldi. Üzerin kadile perdeyi fırlatarak attı. Grişanm ağzından bir feryad yük. seli. Su birikintisi içinde, yüzü öfkeden kıp. karmızı olmuş, pos beyıklı, başı miğferli iye kumandanı duruyordu. 100 göçmen evlerinin (keresteleri ha. olmak üzere kapan zarf usulile yapı. 15 de iskân müdürlüğü dairesindeki ko. 5 — Teminatı muvakkate miktarı 2683 lira 80 kuruştur. Teminalı muvakkate alınamıyacağından bunun daha evvel aliye veznesine yatırılmış olması ve makbuzunun zarfa konması, 6 — İstekliler fenni ve idari şartnamelerle plânı tatil günleri hariç her gün İstanbul, Sivas, Samsun, Kayseri İskân de Yazık sastten bir saat evveline ka. anlığına vermeleri lâzii Postada ve müuayyen saatten sonra gecikmeler kabul edilmez. Kanunun ts zarflar kabul edilmez. on BASTA, VEN TEYRİKAS Memur alınacak P. T. T. Umumi Müdürlüğünden : 1 — İdaremiz münhallerine alinâöâk memiür ve müvezzi İçin müsabaka imti. in yapılacaktır. - İsteklilerin hüviyet cüzdanı, mekteb gehadetnatnesi, shhat raporu, aşı ipi zabıta ve belediyeden musaddak iyi hal küğndı. askerlik vesikası, dört fotograf ve bir dilekçe ile halen memur olanların sicil cüzdanlarile dilekçeleri 11/Ağustos/1939 akşamına kadar vilâyet P, T. 'T. Müdürlüklerine müracaat ey. İemeleri ve bunların 788 sayılı memurin kanununun 4. cü maddesindeki şartla. Ti haiz olmakta berâber devlet memuriyetine ifk defa gireceklerin 30 yaşını geç. miş bulunmamaları. 3 — Memurluğa alınacakların en az orta, lise mezunları tercih edilir. Mü, vezzilerin ds ilk mekteb mezunu olmaları lâzımdır. 4 — Müsabaka vilâyet P. T. T. Müdürlüklerinde 15/Ağustos/1939 Salı günü. saat 14 de yapılacaktır. 5 — Müsabakada muvaffak olan lise mezunlarına 20, orta mekteb mezunla. rına P. T. T. memurin kanununun hükmüne göre şündilik 10 lira ve müvezzilere 7 den 10 liraya kadar maaşı asit verilir. 6 — Süvari müvezziliğini istiyenler dilekçelerinde bunu tasrih etmekle be. raber bir hayvan tedarikini taahhüd edeceklerdir. Bunlara 5 lira yem bedeli verilecektir. 7 — Başka dairelerden naklen gelecek olanalr müsabakaya tâbi olmakla be. raber kendilerine umumi ükümler dairesinde maaş verilir. 8 — Müsabakada muvaffak olanların idarece teklif olunacak her hangi bir yeri kabul etmeleri şarttır. 4046 —— — e — Çöp nakliyatı işi kullanılmak üzere, açık eksiltme süretile kamyon kira. lanacaktır. İhsle 26/7/9399 Çarşamba günü saat 14 de Daimi Encümende ya. pılacaktır. Beher kamyonun günlük kira muhammeni 14,5 lira ve İlk teminatı 225 liradır, Şartname Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir. Ta. Jiblerin ilk teminat makbuz veya mektubları ile hale günü muoyyen saatta Da. imi Encümende bulunmaları. (5081) Yeşilköy Tohum İslâh İstasyonu Satınalma Komisyonundan: Miktarı Tahmin bedeli İlk teminat Kilo Lira Kr. Lira Kr. 15010 1200.00 1000 410.00 300 108.00 300 46.50 Gazyağı 300 45.00 Benzin 1500 337.50 1. — Cins, tahmin bdeli ve ilk teminatı yukarda Şii 6 kalem müşteli madde ve makine yağları 4 Ağustos 1919 Cuma günü saat «ll» de Beyoğlunda İstiklâl Caddesi 749 sayılı binada Liseler Muhassbeciliğinde töplanacak komis. yonca açık eksiltme ile satım alınacaktır. Cinsi Motorin Vakum Valvalin Gres yağı 16103 2. — Şartnameler hergün adı geçen Muhasebecilikte görülebilir, 3. — 2490 sayılı kanun şartlarını haiz isteklilerin belli gün ve santte vesika ve İlk teminatlariyle komisyonda bulunmaları. «53817» Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden 1 — Kurumumuz eczahanesi ile ensti Wi lâboratuvarlarının bir senelik ihtiya. cı olan şartnamede yazılı (125) kalem eczayı Eee ve baytariye ve kimyevi açık eksiltmeye konulmuştur. 2 — MMuhemmen bedeli (2451) ve 3 — 8/8/9839 tarıhine raslayan Salı İnşa ai teminat (183,82) liradır. günü saat 11 de Rektörlük binasındaki komisyon tarafından ihalesi yapılacaktır. 4 — Daha fazla izahat ve parasız şartname almak istiyenlerin enstitü daire müdürlüğüne müracaatları, o (5471) — Nereden aklmıza ecnebi geliyor? — Bizde böyle şeyler âdet değildir. ; Hem eğer bir Türk ise muhakkak son-| radan görmenin biridir. — Hayır... Sonradan görmenin biri değildir 0... Genç kızla Hadi bey böyle konuşur- larken Fazlı Şakir de onların yanına gelmişti.: — Meğer ne harikulâde bir sesiniz varmış! Emine hanım diye söze karışmıştı. Emine yaramaz bir gülüşle: “ Evet; dedi. Sesimin bir şarkı söy- lemesine 1000 lira verildiği dakikadan itibaren o artık harikulâde bir ses oldu. — Hayır bin Bra yüzünden sesiniz güzelleşmedi. Fakat biz bugüne kadar onu dinlemek zevkine ulaşamamıştık. Bizim old söylemediniz. Yalnız olduğunuz ve- kit ve gizli olarak şarkı söylüyordunuz: iz de bu se96 bu harikulfide sese hay- ran olacak fırsatı bulamıyorduk.. Belkis wzaktan: — Emine... Tablo (o ve puvanlar için seni bekliyorlar; diye seslendi. Fazhı Şakir: — Sizi nasıl bir kostümle sayredece- muz zamanlarda hiç gar-/r Nakleden: Hatice Hatib — Hiç bir kostüm giyecek değilim... Ben canlı tablolara çıkmıyorum . — Ah öyle mi?. Vah! Vahi. O Fazıl Şakirle konuşurken yanla - rından biraz uzaklaşmış glan il sevgilisinin önünden geçerken büyük bir neş'e ile: — Bu geceki bütün muvaffakiyetimi size borçluyum; dedi. Bana bakıyorlar. Bana komp'iman yapıyorlar. Bütün insanların karşımda bir hazine keşfet- miş gibi bir halleri var. Ve adetâ koşarak büyük salondan çıktı. Osman Tezcan bulunduğu yerden 0- rdu. O özden kaybolunca ğın arasından müşkülâtla iler- crek uzaktan gördüğü yin Osman Tezcanın çok bedbaht olduğu yüzünden okunuyordu. Küçük Emine- nin biraz evvel kazandığı muvaffakiyet şimdi aralarını biraz daha (açmış gibi idi. Eğer tablo divan yapmak için saki - | ğim. neye çıkar da sesi gibi güzelliği de her kas tarafından beğenilirse ne olacaktı? 'Taşradan gelmiş, sessiz ve böyle bir bir muhit için yaratılmamış hissini ve- ron küçük 'bir kıza karşı yaptığı şeyleri Artık le muvaffakiyet kazanan herkesin takdirini üzerine çeken bir salon hanımına karşı göstermekten &- ciz kalacaktı. Bunun için sorduğu sualin cevabını büyük bir korku içinde bekliyordu. Hayri bey. — Zannederim bu akşam Emine tab. lo divan yapmıyacak, sadece tablo açıl- madan evvel yapılan hazırlıklarda on- lara yardım edecek! — Emin misiniz? Tamamile eminim ve bana kendi- edi. Iı Osman Tezcan: — Niçin Allaha şükrediyorsunuz?.. Hayri bey hayret eder gibi görünmi- ye gayret ederek ona bakıyordu. — Çünkü. çünkü, ben. Ah Hayri beyefendi bunu size izah edemiyece - vard. Hayri bey. | — Bana bir şey izah etmeyiniz. Çün- kü beyhudedir. Ben ber şeyi anladım. — Her şeyi anladınız mı? — Sizde Emineye âşıksınız... Değil mi Osman bey?. — Yalnız âşık değilim.. biraz evvel de eniştesinden kendisini istedim. — Oh bu çok enteresan. Peki o size ne cevab verdi? — Kendisinin buna müsbet veya menfi bir cevab veremiyeceğini, buna salâhiyeti olmadığını Emine hanımım validesi ve pederile konuşmak lâzım geldiğini söyledi. — Doğru cevab vermiş! — Ve en doğru hareketin de evvelâ Eminenin fikrini bizzat öğrenmek ol - duğunu ilâve etti... Fikri Ertekin efen- di çok ileri fikirli bir zat... — Öyledirl.. Peki siz şimdi ne ya - pacaksınız? — Bu akşam kendisile konuşmak İs- tiyordum amma.. son geçen vak'adan sonra artık cesaretim kırıldı. — Hangi vak'a? — Bin Tiraya bir şarkı meselesil — Hal Âm, — Al değil Çok fenat. — Bunun fenalık neresinde?... — Çünkü o hâdisedenberi binim için Emine hanim çok daha erişilmez bir genç kız oldu... Daha evvelden de ko- nuşmıya korkmuyordum, Fakat şim- di artık konuşmıya hiç cesaret edemi- yeceğimi hissediyorum. — Halbuki cesaret etmelisiniz .Os- man Tezcan bey! — Öyle mi tavsiye ediyorsunuz? (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: