26 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

26 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

26 Mayıs Yurdda 19 Mayıs Bayramı intıbaları yas a Bayrami yurdun ber)Jüstteki idman hareketlerine iştirak eden e "kun tezahüratla kutlulandı.İgenç kızlarımızdan bir grupu, alttaki ama id m şi resmi geçidini seyreden Tokad #vtog di | Vali ve Kor Komutanile vilâyet ve kolor- ii peyderpey dercet-İdu erkân, İzmite aid olan da öğreti ai i resimler de bunlar-| men Nuri Doğam merasim esnasında nu- Tokata ald resimlerden İtuk söylerken göstermektedir u derdik. uhabirlerimizin gön- Mekin, teyiz, Gay, AY SON POSTA Sayfa 9 GUNUN ADAMI İng iltere Hariciye Nazırı Lord Halif, faks Lord Halifaks, yalnız babasının gözünde hâlâ 50 sene evvelki çocuktu. Lord Hindistan valisi iken mezuniyetle Londraya dönmüştü. Yemekten sonra ihtiyak babası, misafirini göstererek: “ Halifaks, artık senin uyku vaktin geldi. Git, yat. Biz Mösyö ile mühim işler görüşeceğiz, dedi İngiltere imparatorluğunun değerli Hariciye Nazırı Lord Halifaks'ı kimi ey k Alman, kimi İtalyan mu- hibbi de yüz bir İngilizdir ve yüzde beş yüz nisbetinde vatanını sever- Lord Halifaks 56 yaşındadır. Uzun boyludur. Boyu Z metreye yaklaşmak» tadır. İhliydikârdır. Herkesten kaçı - nır. Sade giyinir. Fevkalâde dindar - dır. Dindarlığ tir, Asıl ismi Edward Frederick Lindley Wood'dur. Üçüncü Halifaks Vikonta - dır. Lord Halifaks hiçbir tesir altında değildir. Ancak çok sevdiği babasının tesiri onda hâlâ bâkidir. Babası tam 97 yaşında ölmüştür. Bu adam son nefe- sine kader İngiliz ve Roma Kkiliselerini barıştırmak için var kuvvetile uğraş - mıştır. Babası çok sabırlı ve çok muhafaza» kâr bir #damdı. İşte bir hikâye: Lord Halifaks Tlimdisti lisi bulunduğu sırada bir gün mezunen Londraya gelir ve babasını ziyarete gider. Akşam yemeğinden sonra sıra ko - nuşmağa gelir. Bir mühim iş hakkın- da tanıdıklarından biri ile görüşmek- te olan babasi oğluna hitaben şunları ailesinden intikal etmiş - «— Ha zamanı gel ; ile mühim işler hakkında Artık çekilmen görüşece yn Hdlifaks siyasi meşgalelerin - den âzade bulunduğu zamanlarda dini ve felsefi meseleler hakkında tetebbü- | lerde bulunur. Bu onda âdeta bir has- talık halini almıştır. “Hayvanların zekâsı an umumi va-| vord Halifaks Mmgfliz şairlerinden ve din adamla - undan John Keble'nin hayatı hakkın - da mühim bir eser vücüde getirmiş - ir» Periler, cinler hakkında dahi bir e - ser yazmıştır. 910 senesinde parlamen “oya meb'us seçilmiştir. Bilâhare müstemlekât nezareti müs- teşarı; maarif nazırı olduktan sonra 1920 senesinde Hindistan vafii umu - mma getirilmiştir. Bundan sonra da harbiye nazırı, diZ: bağı nişanı sahibi, başmühürdar Lars du, meclisi vükelâ azası ve en nih: ve de hariciye nazırı olmuştur... Bu mühim vazifelere rağmen Halifaks çok sade bir ada la sevdiği meşgalelerden ayıdır. Yorkshire kırlarında at ile uzun u & zun dolaşır. Sayfiyede bulunan he sinde yalnızca ve gece geç vakitlere dar felsefi kitablar okur. g3 Siyasi meselelere ancak mecburiyeğiğ altında kaldığından doldyı vakfı mesi sai eylemektedir. Lord Halifaks tam mânasile bir miss tiktir. Zekânın, iradenin kuvvetine fevj kalâde itimad eylemektedir. ii Hindistan umum valisi iken meşhuğ | Gandi ile insanın yaşama tarzları dinler hakkında çok uzun münakaşa larda bulunmuştur. Meşhur İngiliz casusu Lavrens'in cen nâze merasiminde Saihi Pdul büyük Ki lisesinde Bir vâizde (bulunmuştu. vaiz esnasında o kadar büyük bir be «öl Tâgat göstermişti ki kendisini dinliyenei ler onu yüzde yüz bir protestan rahibi | sanmışlardı.. i e Ayan Kamarası dzasından ve) irkası mensubininden Lorâ Tou nazırı e Halifağğ dürüs sine prensip edinmiş, barış için çalışanı $ bu uğurda çalışmayı kendisine bir zev edinen, kimseye kusur bulmıyan, B adam dünyaya gelmemiştir.» İşte bügünün en mühim siyasi sali siyetlerinden Lord Halifaks... j #k* Körleri kiliseye götüren kaz - Bir filin intikamı - Efendisine doktor çağıran köpek - Kokarcanın kurbağa konserveleri İnsanlar hayvanlara çok aşağı mah - lük gözile bakarlar... Onların me ka- dar ince bir zekâya malik olduklarım: bilmezler... Bakalım, aşağıdaki vak'alara ne di - yeceksiniz? 1 — «Hayvanların en ap' ki edilen kazdan baş İngiltere- de her Pazar sâbahı ihtiyar (o bir âma kadın kiliseye muntazaman bir kat £li> telâk- sile eteğinden çekerek sür dın kiliseye girince kaz dış şarıda bekler ve İbadeti müteakib kadm kiliseden çıktıktan veya çil karıldıktan 50 ne eteğinden çekerek evine göt ürürd İşin farkına bidayette varmamış © - Tan *ilisenin papazı kadının kızına mü- racaat ederek annesinin yalnız olarak kiliseye gelmesinin doğru olmadığını söyleyince kız annesinin yalnız olma dığını; kazı ile beraber gidip geldiğini pupaza bildirmiş idi. 2 — Fil hakkında İngiliz gazetele - rinde bundan birkaç ay evvel çıkan bir havadisten bahsedeceğiz: İngiliz cambazhanelerinden birinde Cadux adında bir fil herkesin nazari dikkatini celbetmiştir. Bu filin yaptı - ğı numaralar onun harikulâde bir 2€ - ktya malik olduğunu meydana çıkarı-| sa! yordu. Gürün birinde seyireflerden biri bir pi eseril» göstererek hayvan önün- den geçerken hortumuna kiravat iğne- sini şiddetle batırır... Cadux hiç (aldırmaz... Hiç bir say İyecan alâimi vardı. olmamış gibi numarasını yapar. Alkış-| lar toplar... Numarası bi ne pistinden ikten sonra cambazha- diye doğru gider, hortumile onu yaka- İleri kaçırtır.. lar ve derhal a fırlatır.. Zeki (1) a taneye kaldırılır. 3 — Merkezi Avrupatlaki rinde bulunan bir doktor o kadaşl inden Di köpeği- gö evine gelmesine çok şa: Doktorun atrafın. arak bir şeyler ifade etmek is- tiyor gibidir... Hayvancağızın haline şaşan doktor herhalde bir şey olduğu- nu farkederek arkadaşının evine gider ive biçare adamın sofada yere uzanmış | olduğun: örür. Elden gelen her te - daviyi yapar ve onun hayatını kurta - rr. 4 — Hindistanda Kişmir şehri civa - rında bulunan köylerden (o birinde on yaşında bir çocuk derenin kenarında|! oynamakta bni; Annesi daha ileride ğı sırada çocuğun vücudüne müthiş bir boğa yılanının sa- rılmış olduğunu ve yılanın çocuğunu || sallamakta olduğunu dehşetle görür. Çocuk tehlikenim farkma varmaksızın kahkahalar atiyormuş. Yılan âdeta ço- cukla oynuyormuş... Kadın hen'en koşarak köye gider ve komşularını toplıyarak derenin kenarı na gelir. Bastonlarla, kazmalarla. kü- acağı yerde bu seyir-!şekilde ıslık çalmağa bi memle -| Kadın banyodan tü z ğ reklerle gelen kö; etmeğe hazırlanır. Tehlikeyi sezen lar ve ürü . Çocuk ile oynamağa des İvam eder. Bir müddet sonra yorulur ım berbad bir halde hag. çocuğu birakarak çekilip gider. 5 — Bu da bir «ördek» vak'ası; İngileği rede, Hampshire civarında bul lerden birinin sındi ördekler girpi nıp d ar, ”Köpekte he-| görültü. yapı lüler ne oldu şünler, tilkinin biri bir ördeği götürmeğe hazırlanırken civard da otlamakta olan bir at he mış, gi Köylü bu suretle tilkiyi yakalar. 6 — Kokarca denilen küçük bir ha van vardır. Bilmem er mi? Bu bay erine son aylar içinde rasgelini Almanyada bir kokarca yuvası bu Yunmuştur- İçerisinde on iki aded can lı kurbağa mevcudmuş. Fakat kurba alarım ayaklar: mun m bir sureti yenmiş... Kokarca kurbağaları yaka İayıp yuvasına götürdükten sonra masınlar diye ayaklarını yemiş... serve gibi, karnı acıktıkça birer bi yemek için... İşte hayvanların zekâsk « na dair hakiki vak'alar...

Bu sayıdan diğer sayfalar: