26 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

26 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ovyet ordusunun kuvveti ve kıymeti Bu ha gün her türlü yanlış anlamalara rağmen bir Sovyet va, kara ordusu mevcuddur, bunlar sulhün korunma- rda fevkalâde bir rol oynıyacak kadar muazzamdırlar S aş Rusyada, b kanıg onun ordusu da kapalı bir iri » içind, Si yen, bir aç »* VAE iyice bilinemez. Bu demgz FUPA harbinde Rus silâh - nema Cephesine yardımının Bi Ruş ila bilhassa şu son gün» n Tah a hakkında Pransız, İn - matbuatınde. türlü ir. Hemen hiç bit Zamanına mahsus as * iş sır değildir; faka? a mahrem ol #katte ne olduğu tamam öy yardır, “ece bir Sovyet Rus ordu- İ a iaşe, | am Gi Bur malümat ve tah ve ye içind ann ayrıldığı 15 as - Bag, 4 Büy n 100 kadar piyade arş ene tümeni (Errkası) vardır. ezinin TI kadarı büriş za « VE ane Zabit, gedikli ve er kad - Bü, Pek Zayıf in Muayyen, sü! A Pa leri, eni tü, Rüs vey Ç bay ve er kadroları se. © mahdud zamanlarında lan yedek tümenlerdir enlerine Rusyada savcı tü- tı Ya gina Bry abi, kaş yada ki . Bir rda â Manevra ilen ve seke, ve büyücek rİ mec a da temmdz , Sürü Sadüş SE, #dilen bi m gir bir ave ardan mü alirdedir. EMİL iğ N Müfreze » tay reza p Hüda alayın ge A vaki te avcı (Biyadı z top, İka, 78 v yade) tabu A, ye i ör bar inetre çapında ü - Maki, UL keşiş çe arYalı bir topçu tabur bel; | OŞif kıtayı, bi My tülei ir uçak müdafaa İNE ve pa akim, bi ii, Si ir zırh delen top &, a > Ya takımı vardır. vari £ 5 Bin alayı e ns dadli ve bir zırhlı kıt'adan, is - iy i Seri hizmet müfre - ahabezy ve iş At, ürekkeb ” ina orimin beşer süvari yi kifek bölüğile 76 san- STEP alay top bataryasın « da makineli tüfek takımı, ve kimya müfrezele. mâları dikk değer, ar yanın ceran 4 ia ve etinde 7s yani cem'an 10 e 4 topçu taburile a- şif muhabere ve me- hava istas- tümenlerin €Vkaldde arttırmaktadır. I iü ayrı ii ba ld ml birer ağır topçu alayı yi sahra rin, birer ağır top ve iy “büsünden mü çağ “en mürekkeb, Ru Surları vardır. Vet Ordusu yukarıda say Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet d olan ve mütebaki 28 | şİmalik olduğuna şüphe edilemez Fakat Sovyet ordusunun tankları ve büyük toplarına sid görünüşler emen her şey İdığımız teşkilâttan başka takriba 28 müs-) man askeri mumarrırleri kabul etmiye -lere katlandıktan sora açık kalan mik * rek aksini iddia etmekte ve Sovyet Rus takil zırhlı muharebe arabası alayına ma- i ordusunun Avrupanın doğusunda ken - liktir. Malümdur ki Sovyet Rusya kara or - dusu teşkilâtında muharebe arabasına | duğunu açıkça yazmaktadırlar, fevkalâde ehemmiyetli bir mevki tahsis| Bütün aleyhtar yazılar içinde yalniz olunmuştur. Bunların yekünu 5000-6000) iki iddiayı varid görebiliriz ki, bunların ve yalnız Rus batı hududları bölgelerin -| birincisi Rus köylülerinin ve bilhassa bun- min olunuyor. Bu rakamların içinde kü *| ihtilâl rejimlerine tam bir sadakatle bağlı İşük ve hızlı muharebe arabalarından 7.3| bulunmamaları, bunların eline silâh ver. | santimetre çapında bir ve 37 milimetre Ça” | menin tehlikeli olabileceği keyfiyeti teş pında 3 topla müsellâh takriba 40 tonluk | kil eder. Doğrusu, bu hususta, hattâ ke: tanklara kadar her büyüklükteki muha - İdilerini en vukuflu ve salâhiyetli adde - rebe arabaları vardır. Bu son tanklar #| genler için bile, evet veya hayır demeği deta yürüyen hakiki birer istihküm gibi -İ agota bir falcılık addederim. Çünkü dirler. bi Umumide gördük ki dünyanın ea | Kendisine ayrı bir yazı tahsis edeceği * İmiz Rus hava ordusu da muhakkaktır ki İfevkalâde kuvvetlidir ve bumu 10000 - 115000 uçak olarak sayan Fransız ve İn - giliz askeri mütehassısları pek çoktur. Bu | hafta aldığım bir Alman askeri mecmua » sında ise Sovyet Rusyanın muhtemel bir harbde batı hududlarında kullanabilece - ği muharebeye kabiliyetli modern avci, muharebe ve keşif uçaklarının aayısı an- câk 5000 olarak tesbit olunmakta ve bü rakam bize hakikate en yakın görünmek: tedir. | Bunlardan başka Sovyet Rusyanın Bâl-| (zaya kifayel edemiyeceğidir. Bu me tik denizinde, Karadenizde ginel ve Deka vaki çok mühimdir. Çünkü ber |Bu fioların babusus yarışına yakın bit) a ee açakların bi zle JE defa ve miktarı Baltık denizinde bulunan 150 ka-| ix rebe arabalarını da bir senede dürt dar denizaltıma malik bulunması ayrıca| Ser. değisirmek mecbarivetinde oldu. ehemmiyetlidir. a eği a mecburiyetinde u » Hülâsa Sevyet Rusyanın sayıca dünya-| ava balya kı be emir eğer BOO nın en kuvvetli kara ve hava ordularına ide > harb uçağı ile 4000 kadar muharebe a * rabası çıkarabiliyorsa bunları aleddevam bu sayılarda tutabilmek için harbin her ayında 5000 harb uçağı ile 4000 muharebe arabası imal edebilecek kudrette bir harb ine malik olması iktiza eder. Rus di- siplinli bir adamı ve neferi olan Alman deniz ve kâra askeri ihtilâl ve isyan ettiği halde dünyanın en az disiplinli ve lâübali bir adamı sayılan Fransız cephelerin bütün ağır şartlarına, harbin başından $0- nuna kadar dayanmıştır. Onun için dün | yanın hiç bir ordusunun erleri için, har İbin çok ağır hal ve şartlarına dayanıp d yanamıyacakları, daha bidayetten söyle nemez, İkinci mühim iddia, Rus harb sanayii - nin, cephelerin bilhassa uçak ve muh. rebe arabasi sayılarını aleddevam muhs bunların dış ve iç vasıflar itibarile geri ve çürük oldukları söyleniyor, kezalik me » selâ Rusyada iyi çelik dökülemediğinden Rus toplarının, müterakki devletlerde ol- duğundan, bir ve hattâ iki misli kalın imal EE ise bu kabiliyette olmadığı tı edildikleri ve bu sebeble pek ağır olduk - li Iları yanılıyor. Uçak ve muharebe ara- de olunuyor; 2 ein |baları gibi teknik harb vasıtalarının da | yellerin daha barış zamanında büyük harbin daha' ilk «haftalarında © yıpeani İ çak ve muharebe arabaları ihtiyatları yığ kuvvetten düşecekleri ve Rus harb sana.) maları €ki, kabil değildir) yahud kulla * yil kabiliyetinin muntazam bir ikmal sa -| acıkları uçak ve muharebe arabaları s8- yesinde bunların mevcudlarını muhafa » li em hadlere zaya kâfi gelemiyeceği ileri sürülüyor. Pikamelaki #AŞIRA Bep, Kakağ bizce sa Füvaki Sovyet ordüsunda her kaman, ve ne de bu Zaruri şekilde lâzım olmıya- danın yanımda bir de siyasi komiserin bu- a : e ii a > lunması emir ve kumandada lâzım ve fay- | İgiltere ie itifak edecek olan Sovyet dalı olan istiklâl ve birliğe halel get Rusyaya, roksanlarını müterakki batı il. |bilir. Kezalik bilhassa müşkül hallerde | lerden ve hattâ Amerikadan bile ikmal muvaffakiyetin yegâne şartı olan kuman-| için Çanakkale yolu açık bulundurularak danın mes'üliyeti deruhte ederek ezim-| onun Büyük Harbde olduğu gibi nefessiz. kârane ve-cesurane kararlar vermesine | Jikten boğulmasına meydan verilmiyecek- | güçlük verir ve belki de meneder; fakat) tir | kumandanla komiserin salâhiyet ve faali.) Görülüyor ki bugün her türlü yanlış | yet hududlarının iyice ayrılması sayesin-| anlamalara rağmen bir Sovyet Rus hava de bu mahzurların tamamile ortadan kalk | ve kara ordusu mevcuddur, hem de bun- Jmasa bile asgari hadlere indirilmeleri im-| lar sulhün korunmasında fevkalâde bir kânı RR er çelik meselesi Sı rol oynıyacak kadar muazzamdırlar. Ke- yet Rusyanın İngilizlerle iş birliği saye -| zalik asla unutmamak iktiza oder ki sayı- sinde hallolunamağ bir müşkül deği ca İaikiyet harbde muvaffakiyet için bir Tayyare ve tankların Iâyıklı imal edile -| &mildir. medikleri iddiasını da bizzat ağır başlı Al gi H. E, Erkilet saydıran çok mühim bir kuvvet ol-| de bulundurulanlar 4000-5000 olarak tah» | lardan yaşlı olanların Sovyet Rusyanın! it ge lirinin k yi Te öylü için ehemmiyeti pa isti, Rama AŞ (9 Yazan: İstanbulun bir türlü halledilemiyen süt derdi bu yakınlarda gene tazelenmiş bulunuyor: Gâzeteler, otuz bin kilo süt istihsaline karşılık, nasıl olup ta elli bin! kilo süt istihlâk edidiğini tahlil ediyor ve: | — Hiç şüphesiz diyorlar, İstanbul halkı günde yirmi bin kilo da terkos suyu içi” yozl Fakat bu marifeti gösteren İstanbul süt- çüleri: — Yok canım, o kadar su katanımız yoktur diyorlarmış. İstanbula yalnız çev- resinden değil, çok uzak yerlerden de süt gelir; bu uzaklardan gelenlerle birlikte, istihsal edilen süt şehre yetmese de daima yetecek kıvamı bulur. Meğer bu ikincilere (bozulmasın diye!)) soda katılmak mutadmış. Berikilere de a- zıcık nişasta gibi öteberi konulması esasen lâzımmış! Böyle ufak tefek himmetler, sütçülükte zaruri imiş! Eh. Bu zaruret tarı da su ile telâfi etmekte elbet bir beis göremeyiz! Hakikat olan şudur ki, İstanbulda halis sütü yalnız ana memesinde bulmak ka « İbildir. Geri kalanların hepsi az veya çok İ mutlaka katkılı ve asıl fenası sıhhate dak ma zararlı şeylerdir. «Kanadada bir çocuk doktoru olan dok- tor Foronto, (ölen küçük çocukların me zar taşlarına bir yazı yazmak icab etse, bunların yarısından fazlasının gayri sıhhi sütlerden öldüklerini kaydetmek icab e - der) diyor. «Kanada gibi sülçülükte ileri gitmiş bir emieketin çocuk doktoru bunu söylerse, memleketimiz gibi sılıhi şeraite pek az ria-| yet olunan yerlerde bozuk sütler yüzün den vaki olacak vefiyatın derecesini tak - dir etmek güç olmasa gerektir.» Nüfus siyasetine olanca o ehemmiyetle sarıldığımız şu yıllarda doğumu arttır - maktan ziyade, doğanları yaşatmıya ih - tiyaç bulunduğunu tekrara lüzum yoktur. Kaldı ki, bizim şehirlerimizde süt sade bir | eceği değil o çocuklara anne ir, hasta, yoksul kimselerin de meded umdukları yegâne gıdtdır. Bina- enaleyh bu derdi yok etmek zamanı çok- ir. Satıcıların güğümle- lis süt) yaltasını yapışlırmak gibi edbirleri bırakarak her ne paha - sına olursa olsun şişe sütçülüğünü İstan- bula maletmek lâzımdır. Ne sıkı kon * İtrollar, he cezalandırmaklar bu işi yo İluna koyamaz. Şehrin sıhhat ve selâmeti namına birkaç tane (şehir süt fabrikası) kurularak bütün süt satışı belli ellerde toplanmalı ve marifetli sütçülerin salta » natına nihayet verilmelidir. «Şehir süt fabrikalarının teessüsü ile çocuk vefiyatında vaki olan azalma nis - betini, literatürlerden aldığımız bazı ra- kamlara istinaden bu arada lu görüyoruz: Alman; heim şehrinde çocuk vefiyatı; 912 den 922 senesine kadar temiz ve pastörize süt tevzi eden bir şehir süt fabrikasının mev- cudiyeti hasebile; daha evvelki senelere nazaran 76 40 nisbetinde azalmışlır, şa - yanı dikkat olan çihet, çocuk vefiyatının bilhassa yazın en sıcak aylarda tamâmen azalmış olmasıdır. Fabrika teessüs etmez” den evvel bu aylarda çocuk vefiyatı X 40 nisbetinde iken, fabrikanın teessüsünden bir müddet sonra bu nisbet ayni aylarda Şe 10 inmiştir.» Bir de bizim İslanbul garetelerinin se « kiz yılık koleksiyonlarını karıştırınız: Her yıl bu mevsimde birçok kimselerin n zehirlendiğini okumuştuk. «Şehir süt fabrikalarının teessüsü, sığır ırkının ıslahında büyük bir amil olmak - | sütü iğin daimi surette emin mahreç bulan kimse, inek mikdarını çoğaltacağı gibi onun beslen - mesine, bakımma di * edecektir. Bu ii la şehir süt fabrikalarının kuruluşu hem şehir halkının, hem süt müstahsil - İerinin menfaatine elverişlidir.» Biz İstanbulun süt derdini ancak bövle Yurdun istisnasız her tarafında sağmal hayvan köylünün yegâne adgâhıdir. Yılda 61 milyon liralık süt istihsal eden memleketi- n bu kıymetli kaynaktan hakkile istifadesi için süt imalâtının fenni teşkilâta bağlanması lâzımdır. "Tarımman bir teşkilâtın kuruluşuna bağlı görüyor va bunu iştiyakla gözlüyoruz. Bugünkü yazımda asıl söyliyeceğim nokta, süt gelirinin köylümüz için olan &hemmiyetidir. ,Yurdumuzun istisnasız İher tarafında sağmal hayvan köylünün İ yegâne istinadgâhıdır. En kurak yıllarda bile ona günlük nafakasını vermekten geri kalmıyan bu hayvanları canı kadar sever, ve bilir ki onların temin ettiği süt, yoğurd, peynir gibi katıklar olmasa ek - meğini çok defa suya batırıp yiyeceklir. Bu itibarla köylümüz evlâd sahibi olmak kadar, sağılır bir hayvan sahibi olmayı da daima ayni hasretle arzular. Mevcud istatistiklere göre 936 senesinde | memleketimizin muhtelif mahsullerinin gayri safi kıymetleri şöyle tesbit olun - İ muştur. Umum hububat 231 milyon lira, Süt ve mamulâlı 6 » (2,3 milyar kilo süt) Sınal nobatlar “ » Yaş üzüm m , Bakliyat 15 , Zeytin 2 , | Fındık 9 , Kuru üzüm 7 > | Kuru incir 3 , Limon, portakal ı >, Bütün bu rakamlar göz önünde bulun İdurulursa her yıl ös edilmekte olar İsüt ve mamulâtı kıymetinin pek önemli olduğu takdir edilir. Binaenaleyh köylü- n kalkınmasında süt işlerinin ve is. ihsalâtırın yoluna konulması da ilk plâ- Jra alınmak lâzım geliyor demektir. Maalesef bizde sütçülük pek geri kal - mış bir haldedir. Sütün fuzla istihsal edi- len kısmını kıymetlendirmek müşkülâtı, köylümüzü sncak Kendine kadar bir is - tihsal ile kanaate sevketmiştir. Ve böyle İclunea ona hayvan bakımıri daha fenni « leştirecek tedbirleri de ksbui ettiremez'- siniz, «Şöyle ahır yap, böyle besle ö - güdlerinizi hep: Sonra ne olacak? sorgusile karşılar. Evet. sonra ne olacak? Beş kilo yerine İon kilo süt alırsa ne yapacak? Onu pa - raya çevirmek imkânı olmadıkça bundan ne fayda görecektir? Gerçi yurdumuzun pek çok yerlerinde i köylünün sütünü alan ve bu sütü peynire İçeviren (Mandra) lar vardır. Bunlar ile. ride süt bedeline mahsub edilmek üzere önceden avans ta verirler, Fakat köylü - İmüzün bu tarz kıymetlendirmeden gör“ düğü fayda, arzulanan ve mümkün olan faydadan çok küçüktür, Çünkü her birl pek küçük ve iptidai birer işletme olan bu mandıralarda bugünün icablarına uy- gan kâzanç temini mümkün değildir ki, bunlardan da köylüye hatırlı kazang temini kabil olsun! Tekrar etmeliyiz ki İbununla, köylünün süt istihsalinden bir Şey kazanamadığın, söylemek istemiyo * ruz; söylemek istediğimiz, süt istihsalin » den köylünün bugünkünden çok daha fazla kazanmak vaziyetinde bulunduğu dur. Eğer bu küçük - küçük işletmeler bü“ yük sermayeler halinde toplarır, fenni N (Devamı 10 uncu sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: