| Dün Mecliste SON Şe zn 0S Maarif büt çesi görüşülürken münakaşalar oldu Konya, (Baştarafı 1 inci sayfada) oo | ine önayak olanların tarihi, kül yet abidesi olârak mev- leri hiç lüzum yokm dan kaldırmakia beis görmedik- Ylemiş ve memleket dâhilinde ti- Tek yn müesseselerin ilânlarında Yeri o hiçbir kıymet ve ehemmiyet 4 a noktasında ısrar etmiştir, İda lm e çocukların saç- ank elbiselerine, müallimlerin Miran ! hakkındaki karara intikal Şevki Uludağ: ek be tanıyorum, dedi, Kendi Tee & tebinde verilen bir misame- Vet ediliyor, Baba gidiyor. Kızırı ö Erken Orta; kün Bi bal kıyor. Ayrılacağı vakit dışa. Dir daha görmek istiyor, ça” karşısına geldiği vakit tanı- çlerı ondüle olmuş, gözlerine mi Yüzlerine allık, pudra e gel. Baba kızıyor, git yüzü- * diyor. Biraz haşince söylüyor. olup ağlıyor. Kızın bayıl- Yanlar e ktebindeki alâkadarlar di we ak'ayı habar alınca babaya — dey maa omuz? Biz falan berber ida. Betirdik, bu çocukları bos On; v, ağı, Ya mebusu Sözlerini şöyle tamam- mekik Sahi Gr, Nevzagi İn görülen mektebli Sesleri). Bunlara çare en rica ederim; “ Maarif (Bursa), kürsüye gele- ilemi, SETİNİ sistemleştirmek, Max see izde kemiyet ve keyfiyet me- iliği, tahsilin mecburiyet ve mecca- MN mari di gide ahlâk ve ideal, dili talana er tarihimiz hakkında Eb dili meselesi nan (Tunceli). çocukların Meedikleri de, iinde ecnebi dili öğren- N dikâyet * boğayı dt i aklar Biliş, casamız Say, TN “76 Sordu, ti “epimiz türkçe bi- türkçe hocalığı yapa” Ea on lerini mekteblerden Slmeninyi e diğer derslerin , daha doğru olacağını Macer Büy, Kmektebler > VEE ört amam), ilkmekteble.! Aa be en aşağı ayi, *inig | “ya MIŞ, yetmiş kiş Balun sınıflarda otüra.| “düldi, Ağını, dersin ayakta ta.' rt, Sü Söyledi, ve hoca, Al de daş (Rize), veremli höca- | i m a doğru olmıyaca- | a düşmanı olup bün-| enn in diğerinin de hoca ok| zi Yuatılacağını, fakat ho.) Yâcağını söyledi, İ ei mektebe devam eden g hezleden, gripten, S0 bütyeş duğunu söyliyecek bur! VE ge Paranın çok ez e “yle, b Kü. Paraları Kahya). ilk tedriğer vnline yekilde mektebe devam kiş ii, LL Paralârının mekteb kifablarının Yarı #iat daha aşağı mekteblerde olduğumu, Ve- rler âldı- , memyuniyet ile karşılaşılamıyacağını e re tehacüm a büyük #mir), Jiselerimizde her Kizi Ki tehaci işsrot ederek gi #decek orta mekteb A€çinm bir imtihana tâbi tutmanın doğru olup olmuyacağı esarı Ü- tübhane tesis edilmesini ve ilim mevzu” ları için mükâfatlar verilmesini istedi. Ekalliyet mektebleri İstamat Özdamar (Eskişehir), ekalli- yet mektebleri tâbirine itiraz etti ve bu mekteblere o <hususi mekteb: demenin doğru olacağını ifade ederek, bu mek- teblerde riyaziye derslerinin türkçe ola- rük okutulmasını istedi OVekâletin bu mekteblerdeki bazı muallimlerin müze- yakalı hali ile meşgul olmasını riça etti. «Galatasaray» kelimesine itiraz Fuad (Konya), Gaatasaray kelimesinin değiştirilmesini istedi ve dedi ki — Memlekete Fransız demokrasisinden pek çok şeyler vermiş olan bu müessese- ye böyle tamamen şahane bir isim ver- mek ve çocukları bir nevi imtiyazlı ço- cuk halinde göstermek, kapıdan girerken bendenizce doğru değildir. Maarif Veki- nden bu müesseseye yakışacak ve bü kelimenin çok fevkinde bir kelime bulma. sını rica ediyorum. İllemekteb öğretmenleri Berç Türker, ilkmelieb öğretmenleri. nin aldıkları maaşın azlığından bahsetü, muallimlerin başka işlere kaçtıklarını söyliyerek muzır sinema filmlerinin ço- cukların körpe ğarı üzerinde tesir yaptığını ifade etti ve buna karşı tedbir alınmasını temenni etti. Ahmed Hamdi Dikmen (Konya) eğit. İseneden seneye yükseldiğini ve 1939 Memlekette projesiz imar ha-| zerinde durdu. Ankarada bir umumi kü-İyılı bütçesinin de 16,164,400 lira ola - İrak tesbit edildiğini söylemiştir. Vekil geçen seneye nazaran 1,5 milyon Jira kadar bir fazlalık arzettiğini beyan et- tikten sonra bu paranın bütçenin nasıl tevzi edildiğini anlatmıştır. Orta tedrisat Hasan Âli Yücel Vekiiletin faaliyeti etrafında malümat vererek orta tedrisa tm daimi inkişaf halinde bulunduğu - nu, son Iki, üç sene sonra iki, Üç sene zarfında ilk okullardan gelen telebenin adedi vüs'atı olarak 15 bin olduğunu söyledi, Tisan dersleri hakkında iza - hat verdi. Validebağı sanateryomu Vekil, bundan sonra, Validebağında yanılmakta olan sanatoryomun Iİ sene içinde ikmali için bütçeye tahsisat koy duğunu bildirdi. Üniversite Yüksek tehsil mevzuuna geçen Ve - kil: eGerek İstanbul ve perek Ankara Üniversiteleri üzerinde dikkatle dur - maktayız» dedi Kabul edilmiş bir kanunla Sıhhiye İ Vekâletinin Ankarada Tıb Fakültesi tesis etmek üzere olduğunu bildir - di. | Cümhuriyet devrinde | Vekil müteakiben, tenkidlere cevab verdi, dedi ki: «Cümhurivet devrinde olduğu kadar ha'k ile hükümet maari - e Fethi Okyar radyo Sayfa | da İngiltereye hitab etti (Baştarafı 1 inci sayfada) diyebilirim ki vatandaşlarım arasında hiç bir beynelmilel itilâf bu kadir rüğbet görmemiştir. Bunun sebebi aşikârdır, O da iitilâfın gayesinin Akdenizde sulh ve emniyeti te- sis emekten başka bir şey olmamasıdır. Her iki memleketin bu denizde hayati menfaatleri vardır, Bu menfaatler ancak sulh ve emniyetin hâkim olması suretile muhafaza olunabilir, Her iki memleket bu büyük milli ve beynelmilel münaka- lât sahasından alınacak istifadelerin her- kese şamil olmasını arzu etmektedir. Mak- sad ve menfaatler böylece ayni olunca iki memleketin bunları korumak ve ica- bında hâkimiyet veya asayişsizlik teşeb- büslerine karşı sulhü muhafaza etmek i- çin teşriki mesai etmelerinden daha tabii bir şey tasavvur olunamaz. Teşriki mesai herkese açıktır Hüsnüniyet sahibi hiçbir milletin te- cavüz niyetinde veya hâkimiyet emelin- de olmuyan hiçbir devletin Avrupa sul- buna yapılan bu müşterek hizmeti tas- dikten geri kalmıyacağın zannederim. Filhakika bu teşriki messi herkese açık- tar. Bir çoklarının sulh taraftarı oldukla-| rı iddiasının işitildiği şu sıralarda herhan. | Bi bir sergüzeşi siyasetinden veya kötü! emelierden beri olduğu dünyaca malüm | olan iki memleketin teşriki messisine| meş'um bir mana atfedilmesini müşkül | imen teşkilâtından bahsetti, Ali Kâmi Ak- |fe bu kadar ehemmiyet vermemiştir. | görüyorum. İ nın yaptığı hizmetleri etrafile anlattı, bu- gün mekteblerde otorite olmadığını söy- ledi... İnsai terbiys İ yüz, eski bir maarifçi sıfatiyle tecrübele- | Hiçbir devrin hükümeti elindeki imkân | Memleketimin coğrafi vaziyetinin as- rinden bahsedrek bilhassa Darüşşafaka. |ları bizim İndar sarfedip bu ibtiyaca| keri ehemmiyeti ve onun kara ve deniz cevab vermeğe calışmamıstır.» Hasan Âli Yücel, Avrumadaki tale - benin vaziyetinden de bahsetti. Talebe makiya'ı Türkân Oz (Antalya) gençlerin ahlâki| Vekil, talebe makiyajı hakkında söz terbiyesinden, bedii ve bir kelime ile in-İlere temas ederek bu hususta hassasi- sani terbiyesinden bahsetti, asıl mesele-|yet gösterdiğini, hattâ bazılarının ka- nin çocuklara verilecek telkin, terbiye ve | naatine göre şiddetli davrandığını söy takib edilecek hattı hareketi bir proje ve-| emiş, makiyaj meselesini tahkik ede - ! kuvvetleri İngiliz kudret ve miknetiyle elele verince, öyle itikad ediyorum ki, Yakınşarkta ve Akdenizde devamlı bir sulh emniyet altına alınmıştır. Türk ve İngiliz orduları milletin tam bir itilâf halinde olduklarına ve birbirlerine karşı tam bir itimad beslediklerine mutmainim. Türk ordusu her zaman İngiliz ordusunun kıy» met ve şecastini takdir etmiştir. Diğer ya bir talimatname ile hocaları mutlaka tenvir etme, gidecekleri yolu sarih bir surette göstermek ve ondan sonra kendi- lerine vazife vermek olduğunu söyledi. Avrupadaki talebe müfettişlerinin adet- çe arttırılmasını istedi, Dil meselesi Rasih Kaplan, mekteblerdeki ecnebi Ti- san tedrisatı işi hakkında mütalcaları" söyledi ve kendi dilimiz tedrisatının d bugün çok zayıf kaldı; — Millet işinde benlik Antalya meb'usu bundan sonra mek- teblerdeki okuma kitağlarına gençliği ancak Türkle evlenebili de yazılar yazılmasını rica ett, iy mezununa geçerek son günlerde Anka- rada bulunan operette türkçenin fena ko- nuşulduğunu, seçilen mevzuların gilelere hürmetsizlik ifade ettiğini söyledi. Ahmed Hasib Altuna, maarif işl her birine ayrı ayrı temas ederek düşün- düklerini uzun uzadıya anlattı. Süreyya Örgeenran maarif işlerinde a- Immiş tedbirler hakkında Vekilden iza- hat istedi, dil işinde istikrerm ne vakit hâsıl olacağını ve bu işin ne gibi gaye ve esaslara istinad ettiğini sordu. Kız telebe Şehime Yunus, hemen her sene bazı değişikliklere uğrıyan lise müfredat prog- ramlarından bahsetti, müfredatın değiş- mesine rağmen talebe randımanının mat- lub derecede artmadığını işaret ile prog- ramların müstakar olmasını temenni etti, İzmirin kadın meb'usu bundan sonra sözünü kız talebeye naklederek dedi ki; — Koz talebe ne kadar tahsil yaparsa yapsın herhangi bir mesleğe sülük eder. “çok o müşkülütlarla | se etsin. nihayet günün birinde ana ola- gok | cağını unutmasın. (Bravo sesleri ve al- kışlar). Esasen bu vazife aldığı vazifele- rin başmda gelir. Bu vazivet karşısında demek istemiyorum ki kızlarımız tahsil etmesin, etsin, en yükseğini yapsın ve ni- havette de evvelâ evlâdini istifade ettir. sin. Şehime Yunus Biselerde Vektletin kızlar üzerinde bu telkini yapmasını isto- di ve kızlarımızın birçök kötü macsal| dan bü sayede - uzaklaştırılabileceklerini beyan etti Maarif Vekilinin izahat; Hatiblerden sonra kürsüye gelen Ma arif Vekili Hasan Âli Yücel tleri sü rülen mütalealara, rakamlara istina - den cevablar vermis. maarif bütcesinin. ceğini ilâve etmiştir. Maarif Vekilinin sık sık tasvib sesleri ve alkışlarla karşılanan izahatını mütes- kib beyeti umumiye üzerindeki müzake- re kâfi görülerek maddelerin müzakere- sine geçilmiş ve Maarif bülçesi tasvib 0- Tunmuştur. Vaktin gecikmiş bulunması dolayısile Meclis bütçe müzakelerine devamı yarın- Balkan Hariciye Nazırları istanbulda toplantı mı yapıyorlar (Baştarafı 1 inci sayfada) Sofyada umumiyetle inanıldığına göre, Bulgaristanın Cenubi Dobrice ve Yuna- nistan yölile Ege denizinden istediği mah- reç talebleri, bu yaz sulhan is'af oluna” caktır. Buna mukabil de Türkiye, Bulga- ristanın Balkan Antanlına girmesinde 15- rar etmektedir. SON POSTA — İstanbulda bir konfe- rans toplanması için teşebbüste bulundu» ğumuz hakkında Ankara mehafilinden â- İnmaş resmi, hususi hiçbir malümat mevcud değildir. Siyaset âleminde (Baştarafı 3 üncü saufada) Balkan devleti olmak münasebetile gidi- şatın fena bir macera alan tezahüratını gözönünde tutarak tedbir alan Türkiye gibi bir devlet neden fena niyetli oluve- riyor? Pek anlaşılamıyor. Vaziyetimizi dürbünün terş tarafından görmek yenlere biraz insaf, bir hayli de hüsnüniyet sahibi olmalarını tavsiye ederiz, — Selim Ragıp Emeç İm | BAYANLAR: YAZLIK ROBLARINIZI * Ismarlımadan evvel lütfen Bey- ozlunda Galatasaray lisesi karşı- sındaki DAVİD: Ticnreibanesini “ ziyâret ediniz. Getirdiği en son mödel ipekli İğ bluz rob ve tayyörlerin müntehab | çeşidlerini rekabet kabul etmez l fatlarla satmaktadır. Gihetten Londrada ikametim (esnasında benimle görüşmüş olan bütün İngiliz 2a- bitleri memleketimin ordusu hakkında gâyet takdirkârane lisan o kullanmışlar. (Baştarafı 1 inci sayfada. nin dünkü toplantısında esasları hazır. lanan İngiliz - Fransız » Sovyet askeri tifakı projesi, Sov rilmek üzere bugün Moskovadaki İngiliz büyük elçisine gönderilmiştir. Ayres, başvekil Çemberlaynin dünkü beyanatının metni de, ayni maksadla Moskovaya gönderilmiştir. İngiliz projesinin kat'i met hazırla” mak için, Sovyet sefiri Maisky'nin Cenev- reden avldeli beklenmektedir. Projenin, tenevvüre muhtaç bazı noktaları, Maisky ile Lord Halifkas arasında yapılacak olam nihai temaslardan sonra tesbit edilerek, kat'i metin Moskova hükümetine bildiri- lecektir. Bütün bu hazırlıkların birkaç güne ka- dar tamamlanacağı tahmin edilmektedir. Press Associationun öğrendiğine göre, İngiliz - Türk anlaşmasında olduğu gibi İngiliz - Rus anlişmam da evvelce Hân olunacak ve muahedenin imzası sonradan yukubuacaktır. Romanya ve Polonyanın itirazları bataraf edildi Gene Press Association, Polonya ve Romanyanın ileri sürdükleri barı itiraz- ların bertaraf edilmiş olduğunu kat'i ola- irak yazmaktadır. | Berlinde neşredilen bir beyanname hayretle karşılandı İ Londra, 25 (Hususi) — Bugün Berlin. *de, ecnebi matbuat mümessillerine tevdi | edilen yarı resmi bir beyannamede, İn- İ giliz - Sovyet anlaşmasına müleallik baş- İvekil Çemberlaynin dünkü beyanatına İtelmih edilerek. şöyle denmektedir: İ «Garb demokrasileri, Avn İletinin halli için mi fından yapılan son te bulunuyorar. Fakat totaliter “devletler, demokrasile- rin bu çember giy ine cevablarım bil- dirmekte gecikmiyeceklerdir. Bu beyanname Londrada hayret uyans dırmıştır. Çünkü mihver devlelleri tara- İmdan vaki biçbir teklif yoktur. | etleri tara-| de reddetmiş dır. İngiliz halkı, eminim ki, Atatürk Me onun kudretli ve parlak halefi İsmet İs nönünün idaresi altında Türkiye Cümhu- riyetinin takib ettiği dürüst siyaseti tas« vib elmiştir. Bu siyaset, teahhüdlerine sadakat ve milletler arası ihtilâfların sulh yolu ile halli suretinde hülâsa edilebilir, Büyük Britünyanm beynelmilel muame lelerde takib ettiği şaşmaz dürüstlüğü “ Türk milleti ve onun hükümeti ayni sw retle takdir etmekte ve Büyük Britanya nın son buhrandanberi medeniyei bir felâketten kurtarmak için sarfettiği cesur rTane gayretlere hayranlık duymaktadır. Sulh cephesi Bu müşterek gayretler arasında Fran. © sanın da Büyük Britanya ile mesaisini teşrik ettiğini görmekle memnunuz ve €- miniz ki Sovyet İttihadı ile devam etmeke te olan müzakerat o memleket ile dahi tam bir snlaşmaya müncer olduktan son ra bizim müşterek sulh cephemiz insani yeti bütün korkularından kurtaracak ve herhangi bir tecavüzün muvaffakiyetini imkânsız bir hale koyacak kadar kuvvete k olacaktır. Bununla beraber, bu muhavereyi biti» receğim sırada, bütün milletlerin ve ol» Jarın Hderlerinin herkes için sulhtan da- ha büyük bir menfaat mevcud olmadığı" nı ve hiçbir arazi ilhakı emelinin, hiçbir siyasi ihtiras muvuffakiyetinin - bunun başarılabileceği farzı mahal olarak kabul olunsa bile - bugünkü harbin getireceği | © muhakkak ulan fecaatleri ve binnetice bütün medeniyelin yıkılmasını, telâfi e decek kadar büyük olamıyacağını tans yacakları ümidini ifade etmek isterim. (AA) Londra büyük elçimizin nutku Londra, 35 (AA) — Türkiye büyük elçisi Dr. Tevfik Rüştü Aras, dün akşam Avam Kamarasmda verilen bir akşam 2i- yafetinde parlamento azasından bir grup ile Büyük Britanya politikası etrafında görüşmelerde bulunmuş ve bu münase. betle bir nutuk söyliyerek 'Türk - İngiliz anlaşmasının ehemmiyetini tebarüz ettir. miştir. Lord Phillimor'un riyaset ettiği bu top- lantıda kabine azasından müteaddid na sırlar da hazır bulunmuştur, ingiliz, Rus veFransız askeri ittifakı Londra, 25 (A.A.) — İngiliz gazöteleri müttefikan başvekil Çemberlayı liz * Sovyet anlaşmasının pe Vi gösteren dünkü putkunu als kışlamıktadır. Sağlam bir blok Paris, 25 — Bütün gazeteler, Mosko- va ile Londra arasındaki anlaşmanın pek yakında imzalanacağı hususunda mütte- fiktirler, Epoguc gazetesi diyor ki: Sulh cephesi takviye buluyor. Bu, cid- den insanı memnun edecek bir keyfiyet © tir. İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Polonya, Türkiye, Baltık devletleri, Ro- manya ve Yunanistan sağlam bir blok teşkil etmektedir. Vakıâ Fransa, heniz Ankara ile bir anlaşma aktetmemiştir. Fakat bu da muhakkak pek yakında Vie © kua gelecektir. Hâkimler arasında naki'ler Ankara, 25 (Hususi) — Hâkimler ara- sında nakillere dair olan-yeni adliye ka- Tarnamesi yüksek tasdike iktiran etmiş- tir, Kararnamede isimleri geçenlere yarın tebligat yi Nöbetçi eczaneler Bu gere nöbetci olan eczaneler Şüti- tardır; İstanbul ibi Şehzade (Hikmet), indekiler: in (Hamdi), Eminönünde Ak t), Beyamdda (Hay - sameddin), Bakırköy - leyman Receb). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler; Kadıköyürde (Büyük. Yeldeğinmenip, Üsküdarda (İmrahor, Sariyerde (0s-- man), Adalarda, (Bal),