Bilhassa ne Sube aş Nİ Zonguldak Halkevinin Son altı aylık çalışmaları şriyat, köycülük, sosyal yardım ve temsil leri Evin en faydalı faaliyetini göstermektedir bilhassa il Yardım ve Tmaktadı Se Binde, lmâktadır. ii dak Halkevi müzesi, kütübhanesi ve Vali Halid Aksoy (Hususi) — Zonguldak altı aylık mesaisi, Parti karşılanmıştır. 38sa, neşriyek, r. Bundan besinin, faaliyet şube - köycülük, temsil kolları üze - başka, mü- çalışmaları da kol il jı, um mesaisinde, neşri - vini 2 Ve Câzibliği ile beraber, EN Kere l Rika Gikardığı kil Üstünü; ve «Kara Elmas» gerek muh iş, önlüğü bilhassa kay - ğe Eu il dak. Halkevi ken - a *n ii tini basammza memleket hizmetini Bai, stran, NE Şefliği udur. Bir ta Bençler a, fta, d rasın, karşıla İlç ie (Hususi). Ve heye irmetilere SğA elverişli mİ Sâatler T Muavini iŞ sa lkevinin 'a halkın musi 8 hassa 1 Mecliste büt- eri olurken. bir hal ve Bugün, bütün konforile ve bütün ve saitile Zonguldak Halkevi, yüreğinde yurda hizmet etmek aşkını taşıyan va- tandaşlara kapılarmı ardına kadar aç- mış bulunmaktadır. Kanaatimce bugün başarılan işler çok değildir. Fakat, mevcud vasıta ve imkânlara nisbetle azdır. Sonra, Zon - guldak Halkevinin, Hafkevlerinin faa- liyetlerini en çok üzerinde toplayacak- ları köy içtimalyatını etüd için uzun boylu tetkike ve külfetlere katlanma - sına ihtiyaç göstermiyen müstesna ve- siyeti vardır. Zonguldak madenlerinde çalışmak İ- çin yu dun her köş inden kopup ge - “İlen on beş bin #mele, Zonguldak Hal- müzik kiye olan ni güden .. beklirlardan vergi alın- ması fikri gene ortaya atıl miş... kevinin önüne serilmiş #jık bir kitab- dır. Çalışma şekillerini sistemleştiren ve| programlaştıran Zonguldak Halkevi - nin, önümüzdeki aylar içinde yeni yeni Eâirne Halkevi lışmaları takdire şayandır. fevkalâde zevk- yaşattı, Ki Salihin riyase - atkârla; lela hez Jakı Umumi Müfettiş Kâzm Diriğin ödetenberi en | Yaptığı heyecanlı bir konuşma gecenin raftan da yayarken di- | nuyordu. Konserde Edirnede bulunan Hal - kevleri müfettişlerinden Behcet Ke - mal Çağların konferansı ve onu müte- hararetini bir kat daha arttırmış bulu- Resim konserde takdir toplayan Hal- kevi orkesti Mu acaba? Konyada feci bir kamyon kazası Konya, (Hususi) — Konya ile Hadim arasında feci bir kamyon kâzası olmuştur. Şofür Kayserili Nazife aid Taşkent adlı kamyon 15 yolcu ile Hadimden Koryaya| gelirken Hadime 20 kilometrede ve Egişt deresi kıyısında freni bozulmuş, dağın ya- macından sapmış, devrilmiştir. Bu esnada yolculardan Taşkentli Mus- tafa, Ermenağın Küçükkarapınar ü den Dede ölmüş, İzmirin Cuma ovasından Erdal, aşağı Hadim köyünden Aziz, Kap- lanlı köyünden Osman, Ermenağın Adil- ler köyünden Ayşe, Mecidiye köyünden Mehmed ve karısı Hatice Süleyman, Sa- riveliler köyünden Ayşe, şoför muavini Mehmed, ağır surette yaralanmışlır, izmirin emektar bir muallimi Yusuf Ziyaettin İzmir (Hususi) — Memleketimizin irfan hayatında yarım asırdan fazla bir zamandanberi sayısız hizmetler eden! İzmirli üstad Yusuf oZiyaettin'in âksaçlı talebeleri üstadın Karşıyaka - daki evinde toplanmışlar ve eski ha- tıralarını tazelemişlerdir. Muallimlik hayatında on binlerce talebe yetiştiren üstadın evindeki toplantıda, en genç talebesinin bile aksaçlı oluşu nazarı dikkati celbediyordu. Bilhassa İzmirin irf#n hayatında ku- susi bir rol oynıyan «Darüledebi» mek- tebini tesis eden. Yusuf (o Ziyaetti bu esnada gene İzmirde «Gencinei edebe adlı haftalık bir mecmua çıkar - miş ve 43 yıl önce İzmir muallim mek- tebi müdürlüğünü ifa etmiştir. Ondan sonra Balıkesir erkek muallim mekte- binde, Vefa ve Galatasaray liselerinde ve Darülfünunda xzun seneler mual- limlik yapmıştır. İki sene evve! tekaüd edilen B. Yu- suf Ziyaettin son senelerini te - tebbüle geçirmektedir. «Gencinei Güf- tar» adlı farsçadan Türkçeye mühim | bir lüğat meydana getirmiştir. Bu Tü - gatı Maarif Vekileti tabettirmek üze - s Bekârları evlendirmek i« çin daha müessir bir çare yok redir. Üstadın Karşıyakadaki evinde yapı- lan toplantıda Yusuf Ziyaettin eski talebelerile bir hasbıhal yapmış - tır. Çorlu muhabere memur'uğu Tekirdağ memurlarından Mehmed Ali Çor- Iu muhabere memurluğuna (tayinen gelmiş Amerikan denizaltısı nasıl kazaya uğradı? (Baştarafı 7 iriti sayfada) batmış bir denizaltı gemisinden nasıl ha ber alınabileceğini ve mürettebatın nasil kurtarıldığını anlatmak faydalı olacaktır. Sarnıçların - yanlış doldurulması Evvelâ deniz: gemisi suyun altına nasıl girer ve suyun altında nasıl gider? Bunu mütalea e dir... Denizaltı gem çe yapılmış ve bir- birine geçmiş iki boruyu andırmaktadır. Bu borulardan içteki, mukavim çelikten re derinlikteki suyun > met edecek şekildedir. Gemiyi kullananlar bu boru içinde Ya- şarlar, Dıştaki boruya gelince âdi ve ince de- mir levhalard. İ Eği niğaltı gemisi bu iki boru arasına su alır- sa gemi yavaş yavaş dalar, bilâkis bu iki boru arasındaki suyu sahliye ederse ge“ mi tekrar suyun üstüne çıkar, Şüphesiz boyu 100 metreyi bulan bir gemide boruları yekpüre yapmak mi kün değildir, Bundan dolayı geminin de bölmeler olduğu gibi, dış boru da kompartimanlara ayrılmıştır. Bu kom- partimanlara dalma sarnıcı derler, Ge- milerde bu dalma sarnıçları üç tane olup sırasile geminin başında, ortasında ve ar- kesındadır. Her dalma sarnıcının bir $u alacak deliği ve bir de sarnıcın havasını kaçıracak ikinci bir deliği vardır. Ancak bu iki delik açılmöa gemi dalmağa baş- lar ve dalar. Bir gemi dalarken denizaltıcıların di kat edeceği ve çok hassas oldukları nok- ta, bu üç sarnıcın birden doldurulmasıdır. Bazan denizaltıcılar bu sarnıçlardan üçü- nün de kapaklarını açtık zannederler; has kikatte ise meselâ baş sarmç kapakları kapalı kalmıştır. İşte gemi böyle bir sa- katlık neticesi - olarak doğru meyil alır. arkaya Bu hal tehlikenin ilk emaresidir. Ge- minin fazla meyil aldığını gören kaptan bütün dalma sarnıçlarının o kapaklarmı hemen kapatmalı ve sarn: tah etmelidir. yeyi geminin meyli artar, tekne mürettebatın çalışa- mıyacağı kadar dikleşir ve nihayet gemi deniz dibine kadar amud olarak kaynar gider, r, kaptan, bu ameli mağa vakit bulamazsa Dümenlerin bozulması Denizaltı gemisi, su ü şu farkla ayrılır: Denizaltı gemileri, suya daldıktan #onra, tulani müvüzenelerini kaybederler. Sü altındaki bir tahtelba- tü gemilerinden hirde bir insanın bile gemi içinde dolaş masi gemiyi, tahtaravalli gibi oynatır. Bundan dolayı denizaltı gemilerine ufki dümenler yapılmıştır. Bu dümenlerin va- zifesi geminin bu gibi müvazenesizliğini gidermek ve onu suyun altında ufki ola- rak seyrettirmektir. Geminin başında ve arkasında bulu; bu dümenlerden bir tanesi bozulsa gemi, dalma samıçları ka- zalarında olduğu gibi meyil alır... Kaptan, dümen bozulmasından dolayı meydana gelecek meyilleri de tashih e- decek vasıtalara maliktir. Fakat buna rağmen yanlışlığın telâfi' edilemediği ve bu suretle denizaltı gemisinin deniz dibi- ne saplandığı vakidir. Son hâdise İşte Amerikan gemisinin batmasına se- beb olan arıza bu iki arızadan biri olsa gerektir. 30 metre derinliğe kadar yapı- lan dalma talimlerinde, gemi, yukarıda anlatıldığı şekilde, taklak atmadan deni- zin dibine vurur. Bu vuruş talihli bir dar- bedir. Zira, evvelâ başından vuran des nizaltı gemisi sonra arkasını da denizin dibine sokar ve müvazenette olarak dibe oturur... İnsanların hayatı kurtulmuş de- mektir. Fakat derinlik fazla olursa gemi tepe taklar kılar ve daha dibine oturmadan, suyun tazyikile, parçalanır gider, Amerikan gemisi ile ne talihli bir vu- ruş yapmış ve ne de tepe taklak kılmış- tır. Bunun ikisinin arasında olmak üzere 75 metrede dibe oturmuştur. Fakat, ge- minin bazı kısımlarına su girdiğine bakı- hırsa, bir kısım Kompartimanlâr 75 metre derinlikteki su tazyikine mukavemet ede. * İmmemiş ve parçalanmıştır. Hasan Bey — Var, kadm tuvalet eşyasının fiatlarını indirmek! Batış denizaltıde insanlar nasıl yaşar ? Su üstüne çıkamıyacak kadar mühim lardaki suyu | sam i Facianın son tafsilât (Raştarafı 1 inci sayfada) Son inişinde dalgıç çanı, 150 kâdem derinlikte kablolara takılmıştır, Dal- gıçlar, çanı kurtarmak için 4 saat hummalı bir surette çalışmışlardır. Bu esnada mürettebatlan hayatta bulu- nan 8 kişi ile çan içinde inmiş olan bir kişi sardalya balıkları gibi birbirine sa- rılmış bir halde oksijen ve helium ile teneffüs ediyorlardı. Ceman 33 kişi kurtarılmıştır. Sijua- lus'da kalmış olan diğer 26 kişinin öl- müş olmaları mühtemeldir. Donanma yüksek kumandanı, felâ- ketzedeleri dlerini su yüzüne çi” karmak için bu sabah fecir vakti tek- rar işe başlamalarını dalgıçlara emret» miştir. Hayatta kalanlardan Thomas Bland, demiştir ki: «Seri dalma» hareketimizi bidayet- te normal bir surette yaptık, fakat birdenbire gemide bir tarafın bozuk olduğunun farkına vardık, Makinele- rin iyi işlememekte olduğunu gördüm. Bir müddet sonra hava süpapından su girmeğe başladı. Mürektebat, suyu durdurmağa gayret etti. Su girmemiş olan kabinelere çekildik. Baş tarafı havaya kalkmış olon tahtelbahirin teşkil etmekte olduğu zaviye, insana dehşet veriyordu. Herkes, son derece şiddetli olarak soğuğt ve karanlığa rağmen sonuna kadar soğukkanlılığı» hi ve şetaretini muhafaza etti» i arız geçirmiş gemilerin tayfası iki, üç gün yaşıyabilirler. Bu maksadla gemiye hava ve oksijen stopları koymuşlardır. Tayfa bu hava ve oksijeni idareli küllas narak dalgıçların ve tahlisiyecilerin. gel“ mesine intizar ederler. in tertibatı meğanında, 6 ğını ilân edecek bir şaman dıra vardır. İçinde telefonu da bulunan bu şamandıra, hava tertib; su Üzeri ne fırlatılır, Şamandıra su üzerine çıkar çıkmaz, çok uzaklardan işitilecek derece. İde kuvvetli sesler çıkarır ve büyük ziya İ| gösterir. İşte Amerikan gemisi mürette. batı, kurtulmalarını bu şamandıraya medyundurlar. Bu şamandıra tayareler tarafından görülmüştür. Yecek okjijer Denizaltı gemisinin battığı yer bulu nunca dalgıçlar hemen dalarlar, İlk iş o- larak, gemiye hava b | Bu surete tayfanın hi lur. Badehu ayni borudan süt ve sair sus lu gıdalar verilir. Amerikan gemisinde bu ameliye de yapılınıştır. İnsanların kurtulması Batan geminin mürettebatı su Üzerine bıraktıkları şamandıra içindeki telefon vasıtasile dalgıçlarla konuşurlar. Gemi- nin battığı su derinliği 20 metreden a2 & lursa, mürettebatın, hariçten yardım oi maksızın kurtulması imkân dahilindedir. Tayfa kendilerine mahsus birer oksijenli ceket giyerler ve birer birer su üzerine çıkarlar. Derin umklardan kurtulmak için husu- si cihaz lâzımdır. Bu maksa niz kuvvetleri hususi gemüere maliktir- ler. Bu gemiler, derhal vak'a mahalline gelerek tahtebahirleri askıya alırlar ve yavaş yavaş sığ sulara sürüklerler, Bu suretle batmış olan tekne 20 metre derin» liğe kadar çekilir ve mürettebatın bire? birer kurtulmasına imkân verilir. Bazı cankurtaran gemileri de başka ter tibata maliktir. Bunlar vak'a mahalline gelince tahtelbahirin üstüne doğru biz kazan indirirler, (Buna dalgıç çanı da derler). Bu kazan dalgıçların yardımı ile, tahtelbahirin kapaklarından bir tanesine imtizaclı surette geç » Bilâhare tah. telbahirin tayfası bu kazan içine geçerek, kazanın kapısını kaparlar. Böylelikle can kurtaran gemisi kazanı yukarı alarak mürettebatın hayatını kurtarmış olur Herhalde Amerikan gemisinden kurtu. danlar böyle bir tahlisiye usulü ile haya ta tekrar avdet etmişlerdir AT.