Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
«rine kamp kumadanından — bir piyes , tiyordu. | hazırlıklar, benim ve çocuklarımın, fi- —rar için yaptığımız istihzaratı sgetreden — bir perde vazifesini görüyordu. Bu ti - Usera karargâhındaki oyun Doktor cenabları, çok samimi görü - nen sahte edasile benim iztirabımı tes- kin edecek tedbirler alıyor ve tedavim hususuna itina (!) ediyordu. Halbuki verdiği ilâçlarla bu mevhum iztirabla - Tımı tazif etmek gâyesini istihdaf edi- Yordu. Almanyadaki akrabamdan ba- na beş bin sterlin gönderilmesi için lâ- zım gelen haberin ulaştırılmasına ta - vassut ettiği ve para da geldiği takdir- Ge onun bu hizmetine mukabil para - nın muayyen bir kısmını kendisine ve receğimi söylediğim zaman doktorun İğfal olunması işi tekemmül etmiş bu- lunuyordu. Mevhum beş bin İngiliz li- tasının onun burnu ucunda sallanmak- ta olmasını temin — ediyor ve paraya karşı gönlündeki şiddetli ihtirastan is- tifade ederek onu körleştirmiş ve ken- di işlerime alet etmiş bulunuyordum. " Kaçmak için teşkil edileri grup otuz kişiden mürekkebdi ki yedisi Şimalft 'Almanya Lloyd *ticaret kavetlerinden olup İnsi'izler tarafından Samoa'da e- &ir edilmişlerdi. Onlar harb patladığı vakit Amerikaniın Cenub denizlerinde- ki limanlarından biri olan Pagopago'da bulunuyorlardı. Hatbin infilâkını ha - ber alınca kücük bir gemi — ile Alman BSamoa'sına gitmişlerse — de burasının Yeni Zelandalıların eline geçmiş ol - duğunu görmüşlerdir. Kaçmak için «Asker alma işi» ni ga- yet gizli olarak yapıyordum. Firar plâ- nı diğer esirlerden gizli tutulmak lâ - zım geliyordu. Hattâ esirler arasında da olsanız sırlarınızın birkaç — kişiden başkası tarafından duyulmamasına son derece itina eylemeniz ve bu yolda çok hassas hareket etmeniz — bir kaidedir. Zira bu kâadar insanlar arasında kimin casus olduğunu bilmek sizin için pek mümkün olamaz. Firar için seçtiğim kimseler, hepsi de herhangi — bir şeyi yapmağa amade âteşin gençlerdi. Bir sün birkaç esir bana gelmiş ve: — Kont, demişlerdi, yaklaşan noel #çin bir temsil hazırlasak nasıl olur? Temsil, ovun, — tiyatro... Bu benim âçin bir fikirdi. — Muhakkak ki iyi olur, dedim, ben donanmada iken bu gibi işlerle meşgul olmadım değil!.. Biz de burada, Motu - ihide bir oyun yapacağız ki Berlindeki en iyi bir tiyatroyu geçmiş olacak!. Fa- kat bu iş için her şeyi bana bırakma - lısınız, bu işin rejisörü ben olmalıyım! — Hay hay koönt! Demişlerdi. Esir arkadaşların bu teklifleri üze - temsil etmek müsaadesini istihsal et - miştim. Kumandan da bu fikri büyük bir hararet — ve memnuniyetle terviç etmişti. O, bu suretle yalnız esirlerin değil, fakat kamp — muhafızlarının da eğlenme ihtiyaçlarını biraz karşılamış | olacaktı. Zira adadaki hayat herkesin ruhu üzerinde ağır tesir husule geti - Bir müddetcik sonra, üsera karar - gâhı, benim sahneye vaz'edeceğim o - yunun hazırlıklarile çalkanıyordu. Bu yatro (!) hazırlığı hem kamp muhafız- larını iğfal etmiş oluyor, hem de ken - dilerini beraberimize almağa mukte - dir olamıyacağımız diğer esirleri avun duruyordu. Firarımıza yarayabilecek ve fakat onlarca zararsız görülebilecek şeylere ihtiyacımız olduğu zaman bu gibi eşyayı müstakbel piyes — temsili nam ve hesabına kampda ne istiyor, ne yapıyorsak hep- si müstakbel «oyun» için idi! Hattâ bizim mefruz Groses Shauspi- elhaus için istenilen şeylerle bir telsiz cihazı bile yapmıstık. Koönserve kutu - larından ve evvel tetârik edilmiş pa - muk barutundan el bombaları da imal eylemiştik. Bombaların — bir sigara ile ateşlenecek fitilleri vardı. Adamlarım- istiyorduk. Hülâsa likte çalıştığı zaman tarla açmak için cesim ağaç kütüklerini berhava etmek- te kullanılan dinamit ve barut elde e- derek bunları kampa getirmişti. Keza- lik kamoın silâhhanesinden bir çift ta- banca asırmağa da muvaffak olmuş - tu. Tahtadan sahte bir makineli tüfek yaparak mükemmel boyamıştık. Kar - şıdan gören bunu bir Lui veya Mxim tüfeğinden ayırd edemezdi. Taklid ol - makla beraber bu tüfek, — korkunç manzarasile hakikft bir makineli tüfe - ğin yapabileceği kadar iş yapmış, bize faydalı olmuştu. Kavetlerden Von Zar | torosky ufak tefek şeylerden bir seks- tant aleti vücude getirmiş ve bilâhare bu alet bizi asıl rotamızın elli mil açı- ğından götürmüştü. Maamafih o gün - kü ahval ve şerait içinde gizli yapılan bu aletin bu kadarcık hatasını çoğun - samamak gerektir. Motorbotun hava hücrelerine külli - yetli mikdarda komanya saklamak hu- susunda müşkülât çekmiş değildik. Biz bu suretle kaçma plânımızı rejisörlü - ğüm altında vaz'ısahne edilecek piye - sin gölgesine sığınarak inceden inceye hazırlarken geride kalacak diğer esir- lerin de bilâhare kendilerine daha fay- dalı olabilecek surette bazı sahne eğ - lenceleri, müsamereler hazırlamaları - nı tavsiye ediyordum. Bu tavsiyelerime uyan ve bizim grupa dahil olmıyan bir çok gençler hakikaten bu yolda bazı şeyler hazırlamağa koyulmuşlardı. Fi- G Ünün Bulmacası 1 '& ı : D eai . | 8 E (& ! 4 -| ( " EERARE u el B ' 7 F ş:rı & BoELE £ &(B Boldan sağa: i — Bigara kutusu - Kitabın üstü 2 — Belli oldu 8 — İçkili çalgılı eğlence yeri - Ekin biç- mek için kullanılan bıçak & — Taharri etmek B — Dilinde rekâket olan - Dahi 6 — Kralların başlarında taşıdıklarıy - Bir ağaç T — İşaret - İlişmek masdarından ismi- fall 8 — Rakı - Saymak masdarından emri - hazır. © — Akar getliren 13 — Ayıb şeyler. Yukarıdan asşağı: 1 — İçine yemek konulan kab - Fabri - kasyon 2 — Saati düzeltmek 38 — Kulübe - Dost & — Lâhza - Müçtemi çalışma - Bir no- ta, 6 — Zevcim - Ezmek mazsdarından emri- hazır & — Kırmızıya benzer renk - Koyunun kardeşi - Uzağı işaret için söylenilen bir hece. r T — Bir nota - Vazife 8 — Yaş olmıyan - Şey 9 — Buzağının büyüğü., dan biri, adanın içlerinde kâin bir çift- | * rihazır, 1 2-8 4 B 06278 840 1 LİSİMİAİRİLİAİMAK 2İSİAJİİMİEİMİSİAF|A BİM| İİYİAİVİGİLİĞİZİS 4FAİMİAİRİAİKİLİBİEİT GÜRİEİVİANİ | ElE BÖ SLIIKİRALAR TİALSİLİDİRMDAİLİAİNİR sSİMİAİİBİEİLİAİHİEİT SİAİFİFİEİSİAİNEİM İ 1OİK|ALSİTİOİRİMİTİİİZ Evvelki bulmacanın — halledilmiş şekli | 10 — Temizler - Yemek masdarından em- *it rarımız ve firardan sonra da yapaca - ğımız baskınlar için ihtiyacımız bulu - nan şeylerin çoğu — benimle birlikte «hürriyet» e doğru bir hamle yapmak mevkiinde olan gençler tarafından vü- cuüde getirilecekti. Bir gece yarısı, kamp nöbetçilerin - den biri, benim bu genç çocuklardan üçünün harıl harıl çalışmakta olduk - lariını görmüştü. Bunlardan biri büyük bir Alman bayrağını boyamakta, ikin- muhtelitini Ankara muhteliti İstanbul 2 -1 yendi cisi bir tabanca kılıfı yapmakta, üçün- cüsü de yatak çarşaflarından bir yel- ken hazırlamakta idi. Motorbotla u - zunca bir müddet denizde seyretmek mecburiyetile karşılaştığımız takdir - de benzinden tasarruf etmiş olmak i - çin bota yelken açmağı istihdaf ediyor- duk. Nöbetçi gördüklerini ertesi günü kamp kumandanına rapor etmiş bulu- nuyordu. Kolonel Turner bu habere karşı: — Ooo, demişti, — gördüğün şeyler sahneye konulacak piyes için yapılı - yorlar. Bunu söylemekle beraber kumandan bana gelmiş ve sormuştu: — Könt, diyordu; vVaz'ı sahne edece- ğiniz piyes için bir bayrağa ve tabanca kılıfına ihtiyacız olacağımı anlarım amma va velken ne oluyor? Bunu an- lıyamadım? — Yelken mi?. Ne münasebet efen- dim.. o, yelken değil, perde!, (Arkası var) Bir doktorun günlük notlarında Sar'a : 6 Sar'a hastalığını tedavi için ellimizde mevcud ilâçlar bundan oön, ön beş sene evvelkinc nazaran daha zengin ve mü - essirdir. Evyelce yalnız bromür mürek- kebatına münhasır kalan tedavi bugün Lu minal ilâcile çok takviye edilmiştir. Bu ilâc sayesinde cidden iyi neticeler el- de edilmektedir. İlâc tedavisi yanında sihhi tedavi de Ihmal edilmemelidir. He- yecan, ihtiras, korku, sukut ve her türlü sulistimalâttan hastalar mümkün oldu - Bu kadar uzak kalmalıdırlar. Sar'a meselesi hakkındaki yazılarıma son verirken bütün vatandaşların bilte hassa alkolden, içki derdinden uzak kal- malarmı bir fen adamı sıfatile tavsiye e- derim. Bugün zevk için içilen içkilerin bizden sonra yetişecek olan nesiller üze- rinde ne gibi tahribat yapacağfını, ne şe- kilde bozukluklar tevlid edeceğini bil - meyiz, işte bir tanesi de sar'adır ki bu- nun gsebebi yüzde 58 nisbetinde; ana ve baba veyahud büyük babanın alkolik ol- malarıdır. Cevab istiyen okuyucularımın posta pulu yollamalarını rica ederim, Aksi tak- dirde İstekleri mukabelesiz kalabilir. Ş Nöbetçi eczaneler | Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar- dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Şeref), Alemdarda (Abdül- kadir), Beyazıdda (Cemil), Samatyada (Rıdvan), Eminönünde (Bensason), E- yübde (Hikmet Atlamaz) Fenerde (Vİ- tali), Şehremlninde (Hamdi), Şehzade- başında (İ. Hakkı), Karagümrükte ( A- rif), Küçükpazarda (Necati Ahmed), Ba- kırköyünde (Hilâl) Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde (Kanzuk), Dairede (Güneş), Topçularda (Sporidis), Tak - simde (Nizameddin), Tarlabaşında (Nİ- had), Şişlide (Halk), Beşiktaşta (Nail Halid). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakller: Üsküdarda (İskelebaşı), Sarıyerde (Nu- Ti), Kadıköyünde (Sıhhat, Rifat), Bü - yükadada (Şinasli Rıza), Heybelide (Ta- naş). | tanbul hafları forvedi iyi takib ediyor ve | Dün Ankara - İstanbul muhtelitleri çok |fena bir havada Taksim stadında oynadı- lar. Şiddetli bir rüzgâr, arasıra gözlere dolan dolu tanecikleri maçın zevkini de kaçırdı, topun! düzenini de bozdu. Ev - velâ Ankaralılar (göğsü beyaz yıldızlı ye- şil forma ile), müteakiber İstanbullular (göğsü beyaz yıldızlı kırmızı forma ile) sahaya çıktılar. İki taraf birbirine birer bayrak hediye ettikten sonra maça baş - landı. İstanbul kur'ayı kazanarak rüzgârı lehine aldı. İlk on beş dakika İstanbulun yaptığı birkaç derme çatma hücumla geç- ti. Bilhassa forved hattı birbirine hiç alı- duğundan bir türlü anlaşamıyor. Ankara- lılar açılmağa başladılar. Akınları, bir - birlerile güzel anlaştıklarından, tehlikeli oluyor. İstanbulun birkaç fırsat ve kor- ner kaçırdığı görülüyor. Ankara sağdan akina geçiyor. Top santrafor Orhanda... Sıkı bir şüt çekti ve top sol direğe çarpıp içeri girdi. Bu Ankaranın ilk golü... İs - tanbul rüzgâr da lehine olduğu halde sa- hada tutunamıyor ve Ankaranın hâkimi- yeti devam ediyor. İstanbulun ortadan yaptığı birkaç akını Ankara kalecisi; Nec- den güzel blokajlarla kesti. Ankaranın solaçık vasıtasile yaptığı hücumunu Lütfi favulle kesti. Frikik neticesiz... 31 inci dakikada sağdan yapılan bir An. kara hücumunda topu yakalıyan Haşim kıvrak bir çalımla bekleri geçerek Hüsa- meddinin ayaklarına kapanmasına rağ - men ikinci Ankara golünü yaptı. Bu gol- ler İstanbul takımını gayrete getirdi. Na- cinin güzel bir hücumunu Necdet feda - kârane kesti, Arkasından Basriden yüzde yüz gollük bir pas alan Diran acele ve bo- zuk bir vuruşla topu avuta gönderdi. İs- hattâ kaleye şüt atıyorlar. Bunlardan bi- risi kaleye girerken sağ haf kafa ile kur- tardı. Birinci devre bittiği zaman Anka- ra 2-0 galib vaziyette idi. İkinci devreye her iki takım da değişik- likle çıktılar. Ankara Gündüzü santrfor yerine almış; İstanbuldan Basri ile Melih çıkarak Esad soliçe. Alı Rıza santrfora, Angelidis santrhafa, Yusuf ta sol hafa geçmişlerdi. Bu değişiklik takım için fay- dalı oldu ve rüzgür altında oynamalarına rağmen derhal hâkimiyeti ellerine aldı- lar. Ali Rızanın şahsi bir hücumunu Nec- det kurtardı. 7 nci dakikada Budurinin boş kaleye çektiği şütü Ankara solhafı elile kornere arttı. Penaltıyı Esad çeke- rek İstanbulün gölümü köşedenr ağlara taktı. Bu gölden sonra da İstanbul üstün oynamakta devam ediyor. Buduri iyi oy- nuyor, Fakat solaçık Diranin hücumları müessir olamadığı, sağda da Naci fazla çalım yaptığı için netice alıfamıyor. Ankaralılar Gündüz vasıtasile yaptık- ları bir hücumda bir gol fırsatı kaçırdı- lar, İstanbulun üstüste yaptığı akınlar ve frikik atışları netice vermedi. 28 inci da- kikada Gündüzün mükemmel bir volesini kalecinin göğsü kurtardı. Ankara müda- faaya çekilmiş vaziyette... Santrhaf Ha - san yerinde müdahaleler yapıyor. Kâh to- pu yere indirip pas vererek, kâh havadan uzun vuruşlarla tehlikeleri uzaklaştırı - A < aaMan A e şık olmıyan oyunculardan mürekkeb ol -| Birinci devrede İstanbul çok bozuk ve ahenksiz oynadı. Ankara iki golünü de bu devrede yaptı Istanbul - Ankara muhtelitleri oyuncuları maçtan evvel "ııı Ve L Ankara muhteliti kalecisi bir kurtarış yaparken İkinci devredeki değişik İstanbul takı- mı fırtınaya karşı oynadığı halde iyi bir anlaşma gösterdi. Fakat İorvetin fazla kombinezon yapma hevesi ve şütsüzlük sayı yapmalarına mâni oldu. Sepeliyen tolu arasında maç bittiği vakit Ankara 2-1 galibdi. Dün de yazdığımız gibi bilhassa birinei devrede anlaşamıyan İstanbul takımı, iyi hazırlanmış ve ahenkli Ankara takımına az farkla mağlüb oldu. Ankaralılar fır « satlardan istifade ederek maçı kazanma- ğa muvaffak oldular. İstanbul muhteliti: Hüsameddin - Lütfi, Hüsnü - Musa, Ali Rıza, Esad - Naci, Buduri, Melih, Basri, Diran, Ankara muhteliti: Necdet - Ali Rıza, Nuri (Demirspor) - Nusret, Hasan Keşfi « Hamdi, Arif, Orhan, Haşim, Zeki... Hakem: İstanbul bölgesinden Tarık (Sü leymaniye). M. T. Ö, * Ankara muhteliti dinkü maçın revan - şını İstanbulla gene bugün Taksim sta « dında oynıyacaktır. Dün de gördüğümüz gibi Ankaralılar anlaşmış ve kıymetli ©- yunculardan müteşekkil bir takımdır. Bil- hassa haf hatları arasındaki ahenk mü- kemmeldir. Forvedde de iki açık ve Ha- şim güzel futbol oynuyorlar. İstanbul muhteliti dünkü mağlübiyetin acısını bugün çok gayretli oynıyarak çı - karmak istiyecektir. Bu bakımdan müsa- baka dünkünden heyecanlı olacaktır. An- karanın dünkü kadrosunu muhafaza ede- ceğini zannediyoruz. Eğer İstarbul for - vedi gol çıkarabilecek ve az çok anlaşa « bilecek oyunculardan teşekkül ederse bu (Devamı 15 inci sayfada) Bugünkü spor hareketleri Taksim stadında: Matbuat takımı - Pera tekaüdleri B. 14 Tamşvar takimı - İstanbul B. muhteliti B. 13,165 | Ankara muhteliti - İstanbul muhteliti (revanş) 8. 15 , d BN