” &vinde yapılmaktadır. Lisenin zengin M M"_:—M ihtiyacı çok fazla Bütçe ve kadro kifayetsizliği yüzünden gittikçe artan taleblere cevab verilemiyor. Şehir ve köylerdeki ilk mekleblerde 3400 talebeyi 90 muallim okutabiliyor Diyarbakır lisesinde Diyarbakır (Hususi) — Vilâyet da- bilinde tam teşkilâtlı yirmi ilk okul, bir lise, bir ana, bir san'atlar, bir ak - Şam kız san'at okulu mevcuddur. İlk ve köy okullarında vazife gören öğretmen Sayısı doksandır. Bu mekteblere müda- vim talebe sayısı ise 3400 ze yakındır. Vilâyetin ilk okul ihtiyacı henüz gi- derilmiş değildir. Diyarbakır halkın zihniyet itibarile ileri ve maarif sever- dir. Ne yazık Ki, bütçe ve kadro kifa- Yetsizliği yüzünden gittikce artan ta- leblere cevab vermek mümkün olmu- | Yor.Mevcud mekteb binaları plâna uy- Bun şekilde ve hemen hepsi cümhuri- Yet devrinde inşa edilmiştir. Uyanan Diyarbakır köylüsü mekteb binası in- #aatına azami! yardımda bulunmakta- |1, dir, Hususf surette idare edilen ana mek- tebinin kırk kadar talebesi vardır. Bu Müessese resmi yardımdardan mah - Tum bulunduğu cihetle matlüb inkişafı ârzedemiyor. Halbuki, maarif hayatı - Tn ilk basamağını teşkil eden bu çı Yuvalara şiddetle ihtiyacımız varı Ki biçki ve kültür direktörlüğüne bağlıdırlar. 932 yılında yeniden ve orta mektebi de İhitva eylemek üzere açılmış olan | ö enin mevcudü bine yaklaşmaktadır. Muhtelit olan lisenin son sınıfı fen ve &debiyat şubelerine ayrılmıştır. Yatılı kısımda yüz küsur talebe kayıdlıdır. evcud bina ihtiyacı kaşılamağa kâfi değildir. Salon olmadığı için müsame- Te gibi toplantılar Halkevi veya ordu bir Kitabsarayı mevcuddür. Bilhassa '?h iki yıl zarrfında liseye karşı göste- Tilen roğhet çok artmıştır. Müdavim S4ysı altı senede bir. misli fazlalık Söstermiştir. On sekiz senelik bir müessese olan San'atlar okulu 934 ten sonra bir t tnüle mazhar olmuştur. Torna, ma- yurdu mevcud olup|a rangoz, tesviye ve soğükdemir şubele- rinden teşekkül etmektedir. 935 te husust idare elinden alınarak kültür Bakanlığına bağlanmış ve bunu müte- akip yeni pavyonlar ilâve ve noksan- ları tedarik edilmiştir. Okula on dör- dü nihari olmak üzere (91) genç de- vam eylemektedir. Mezun talehe ser- besttir. Parasız yetişmiş olmasına mu- kabil devlete karşı bir taahhüdü yok- tur. 936-937 ders yılı başında açılmış o- lan akşam kız san'at okulu şehrin mü- him bir ihtiyacını karşılamıştır. Ens- t#itünün muhite olan faydası her yil biraz daha artmakta ve inkişaf eyle - mektedir. Bütçe imkânsızlığı dolayısi- son bir kaç yılda Ulus okulu açıla - ise de evvelce açılmış olanlarla mamış rli k üzde altmışı okuma yazma Öğ- ha'kıl Bir köpek yüzünden Bir çoban öldürüldü Tigın (Hususi) — Ilgının Balkı köyün- Şemseddin oğlu Etem ile Etem oğlu a bir köpek yüzünden çıkan Etemi av tüfeğile — vurup Hâdise şöyle olmuştur: Etem bundan bir ay evvel Nuriye bir koyun köpeği satmış, Nuri de köpek be- delin! oyalarken dün her iki genç çoban #rmanda sürülerini otlatırken karşılaş - maşlardır. Etem Nurinin yanına gelerek: «Şimdiye kadar oyaladığın yeter, ya pa- rayı, yahud da köpeğimi ver,» demiştir. Bunun üzerine aralarında ağız kavge- &ı başlamış, nihâyet bu kavga silâh ça - tışmasile neticelenmiştir. Nuri Etemin üzerine ateş etmiş, çı - kan kurşun Etemin kalbine saplanmış » tir Etem de Nuriye ateş etmişse de isa « bet ettirememiştir. Etem aldığı yaradan birkaç dakika sonra ölmüştür. e— eee —— ——— — eee ( Samsunda sürek avları heyecanlı oluyor ) lıks.m“m (Hususi) — Samsunda Au—ı-f Ve Atıcılık klübü, Tağbet gören te-| Trabzon - Erzurum yolundaki otobüs kazasının tafsilâtı tesisatına başlanıyor Nizibliler bir ortamektep açılmasını bekliyorlar bu mekteb Nezib gençliğini kurtarmış olacak Nizib, (Hususi) -- Conub hududları- (pılan sabun ve zeytinyağları Şarki Ana 4 kişinin ölümü, 18 kişinin | mızda sekiz bin nüfuslu büyük bir kaza|dolu piyasalarında büyük bir rağbeti yaralanması ile neticelenen merkezi olan Nizib imar sahasında her yıl biraz daha terakki ve inkişaf eyle- kazaya şoförün dikkatsiz-|mektedir. Belediye bütçesinin yirmi beş liği sebeb olmuştur Trabzon, (Hususi) Erzürum — ile | Trabzon arasında Meksila mevkiinde bir otobüs kazası olduğunu, 4 kişinin öldü « İ ğünü, 18 kişinin yaralandığını kısaca bil- Pdirmiştim. Aldığım mufassal malümatı yazıyorum, Kazada ağır surette yaralanan yolcu- lardan Oflu Ali vak'ayı şöyle anlatıyor: «— Ben şoförün otamobili yolda hızlı ve hırçın bir şekilde sürmesinden başı - ınıza böyle bir kazanın gelmesi muhte - mel olduğunu evvelce kestirmiştim. Oto. büsten Maçkada inmek — istedim, fakat| Gümüşhanede muhakemem — vardı; bu mühakemeye yetişebilmek için beheme- hal gitmem icab ediyordu. En dik yokuş- larda yirmi, düz yollarda altmış — kil metre bir hızla giden otobüsün bu sü tinin tesirile makasları kırılmış ve ma - kine dingilleri üzerine oturmuştur. Maçkayi ileri geçtikten sonra saât on oltıda Meksilâ yokuşunun — ortalarında kizla giden otobüsün rotu çıkarak par - çalandı. Rot parçalanınca arlık bundan sonra direksiyonun idaresi 1ımkânsız bir hal aldığından otobüs yoldan çıkarak bi- raz aşağıdaki dalgalı arazinin üzerine ©- lanca hızile çöktü, Bu çökmenin yaptığı sarsıntı ile otobüsün arkadaki kapısı a - çıldı. Trabzonlu çilingir Mustafa usta ile bir diğer yolcu oturdukları yerden yu - varlanmak suretile fırladılar. Ve hafif suürette yaralandılar, Dalgalı arazide de tutunamıyan otobüs uçurumdan — aşağı yuvarlandı, parça parça oldu.» Vak'a mahalline derhal jandarma ve müddeiumumi yetişti. Yolculardan dör - dü vak'a mahallinde hemen ölmüşdüler. Diğer yolculardan onu ağır, sekizi de ha- fif yaralı olduğu halde hastaneye kal - durıldılar. | — Yaralılardan çilingir Mustafa da bir |felâkete uğramak ihtimalini önceden kes tiediğini, fakat Bayburdda, — Erzurumda, | |Kars ve Ardahanda çilingirlik işleri al - | diğını ve bunları gününde yapmak zo -| runda olduğundan bu araba ile gitmesi - nin bir zaruret ve emrivaki halinde ol - duğunu söylemiştir. Dört vatandaşın ölümü ile on sekiz vatandaşın felâketine sebebiyet — veren | bu hâdisede şoförün dikkatsiz oluşunun bin lirayı tecavüz etmemekte bulunma- dına rağmen baştakilerin gayretile umu- |mt ihtiyaçlardan bir çoğu giderilmiş bu- lunuyor, Yapılan işler meyanında belli başlı o. lanlarını sayalım: Ana cadde on iki met- re genişliğinde açılarak döşenmiş, çarşı ve pazarlar tanzim edilmiş, Ulu Önderin bir büstleri dikilmiş, iki bin lira sarfile bışlık ve yazlık büyük bir aile parkı te- cis olunmuş, bu parka bir fırıldak alın- mış, üç bin Hira masraf yapılarak fenni bir mezbaha, yedi bin liraya bır et ve 8 bin llraya bir sebze hali ınşa edilmiş, - kinci bir bahçe ve belediye kurağı inşa olunmuş, şehir elektrikle tenvir edilmiş- tir ve su tesisatına da başlanmak Üze- re bulunmuştur. Nizibin umumi iktısad durumu nor- müldir. Mühim ihraç mevaddesini fıstık ve zeytin teşkil eder, Senelik fıstık ve zey tin fhracatından vasati yarım milyon lira elde edilir. Nizib imalâthanelerinde ya- izmir Kızılayına bir mazhar olmaktadır. Bereketli yıllardı hububat ve üzüm ihracatı da yapılmalb tadır. Sağlık işleri için son yıllarda faydalı tedbirler alınmıştır. Sıhhat —memurları ve merkezdeki doktor vasıtasile kasabali ve köylülerin umum? sıhhatleri daimi bi kontrol altında bulundurulduğu gibi niş betini çok artırmiş olan trahomla müca. dele için de bir dispanser açılmıştır. Di panserin iki buçuk senedir devam eyik yen gayretile hastalığın nisbeti çok düşe Niüştür. Niziblilerin en büyük arzularını bir ora ta mektebin açılması teşkil etmektedir, Nüfuş ve ehemmiyeti gittikçe artan kâ« tabanın orta mektebe olan ihtiyacı cide den büyüktür. İlk okulları bitiren tala- beden mühim bir kısmı mali imkönsıza hklar yüzünden orta mektebi bulunan bir şehre kadar gidemiyor ve binnetice ilkmekteb tahsilile iktifa eylemek mec- buriyetinde kalıyor. Mevcud üç ilk okul da ihtiyaca tamamen cevab verememek. todir. odacı ile ihtiyar bir çiftçi kadın yardımda bulundu İzmir Kızılay Cemiyerinin giydirdiği çocuklar İzmir, (Hususi) — En büyük içtimat | yardım müessesemiz olan Kızılayın mu- hitte gördüğü işlerle mütenasib olarak karşılaştığı alâka çok şayanı dikkattir. Kemalpaşadan bir köy kadını kalkarsk İzmire geliyor. Birçok soruşturmalardan ds. âmil olduğu anlaşılıyor. Zonguldakta “ Uzun Mehmed ,, bayramı Zonguldak, (Hususi) — Bu yıl 109 un- cu yıldönümü tes'id edilen kömür bayra- ma ilk defa 1938 senesinde yapılmıştır. Memlekete kömür hazinelerini hediye ettikten sonra bu hizmetini hayatile ödi- sonra Kızılay Cemiyeti merkezini bulu- yor. Muhasebeci odasına girince: v «— Ben Kızılay efendiyi görmek isti- yorum» diyor. Yaşı altmışı geçkin olan bu ihtiyar köy kadınına Kızılayın bir cemiyet olduğu, bu adda bir insanın bulunmadığı anlatı- hiyor. Kadın tereddüd geçiriyör. Çünkü ona Kzilay andmda muhterem, herkerin yardımına koşan bir insan bulunduğu fikri telkin edilmiştir. Kadın, böyle bir insan bulunmadığını anlayınca mendili- nin ucuna sardığı bir elli liralığı çıkara- râak veriyor: — Bu parayı size vermemi anam vasi- yet etmişti. Şimdiye kadar veremedim, yoksulluk geçirdim. Bu sene bağımdan mahsulümü satınca derhal paranızmı ge« tirdim. Kadın, kendisine uzatılan makbuzu â« lmca derin bir <«oh!» çekmiştir. Kızılay Cemiytine, milletin fakir dedi- Bimiz sınıfından sık sık bu şekilde yur. |dımlar yapılmaktadır. Meselâ İzmirin Palamut Şirketinde çalışan Ahmed adın- da ihtiyar bir odacı vardır. Bu zat her ay, tutarı yirmi lira olan aylığını alınca ilk işi, bu yirmi liradan ayırdığı iki lirayı Kızılay Cemiyetine makbuz mukabiline de teslim etmektir. Ötedenberi zenginlerimizin hayır ce miyetlerine yardım ettnediklerinden bah: sedip dururuz. Bence bu husustak! şiküs yetimizde külliyen haksısıt. Çünkü Türk miülletinin hakikt zenginleri olmm Kemal. paşalı köy kadınile Palamut Şirketinde- ki odacı Ahmed şikâyetimize yer bırak- mıyacak şekilde, kendilerine düşen! ya- pıyorlar. Küçük Memleket Haberleri Manisa sıtma mücadele reisi Balıkesire ftayin edildi Manisa sıtma mücadele relsi Şevket Ba- hkesir atma mücadele relsliğine ve yerine Balıkesir aıtma mücadele relsi tayin edil - mişlerdir. Sıtma mücadele reisi Şevket Ma-| nisada bulunduğu müddetce kendini muhi - tine çok sevdirmiş ve vazifesine büyük - bir alâka göstermiştir. Yapılan sıtma mücade - Jesinde bataklıklardan ve sivri gineklerden cümhuriyetin 15 inci yıldönümü resmi yen kâşif Uzun Mehmed nanuna bayram | kurtulunmuştur. geçidinde tertib edilen sembolü de çoak yapılması fikrini Türk matbuatı içinde 'îkkülleıden birisidir. Bu mıntakada| takdir edilmiştir. Klüb, iki büyük | ilk defa ortaya atan «Son Posta» olmuş- “Ssa domüz Sürek avları çok heye-| kamyon üzerinde, domuzlarile, kuşla-|'tu Son Postanın birinci defa ortaya kny- Bi olmaktadır. Samsun çevresinde|rile bir orman tanzir etmekte ve için-| duğu fikir, müperde her yıl üç binden fazla domuz b tellefiyeti de — kaydedilmektedir. ı"-'ir.klübü. tertib ettiği avlarda Na iyi neticeler Rüiftan azaya —malik olan klübün, de de avcılar avlanmakta idi. mizanseni gibi iyi tertib olunan sembol takdirle karşılanmıştır. Resim Sam - bir grupu göstermektedir. Halkevlerinin kuruluşundan saisile tatbik sahası bulmuştur. Resim, Uzun Mehmedin ilk kömür ma- almaktadır. Her|sunda sürek avı tertib eden avcılardan | deni damarını bulduğu tarihi tesbit eden komite azalarını göstermektedir. Yozgadda odun ve kümür buhranı Seyhan müallimlerinin mesken bedelleri verildi. Seyhan öğretmenlerinin bu yil basiran, temmuz, ağustos ve eylöl mesken bedelleri hususi muhasebe müdürlüğünce — tamamen vertlmiştir. Keza 925 yıltına ald olan mesken bedelleri de tamamen verilmiştir. Midye posta şefliği Paosta telgraf memurlarından Hakkı Akgün terflan Midye şefliğine tayin edilmiş ve yeni vazifesine başlamak üzere mahalli memuri - Her yerde olduğu gibi odun ve Xö -| yetine gitmiştir. mür buhranı — Yozgadda da mev - cuddur. Evvelki senelerde 3 liraya alınan bir araba odun, şimdi 7 ltraya verilmekte - Bir film|sonra Zonguldak Halkevinin değerli me- | dir. Böyle olmakla beraber gene odun yok - Çorlu örtamektebi tabilye ve dikiş muallimleri Ankara Gazi terbiye enstitüsü tâbliye şu- tar. Harvalar soğumağa başlamış olduğun -| besl geçen senet! mezanlarından Alı Riza dan halk endişe içindedir. Karabükte soğuklar başladı. Altan tayinen ve Adana kız Jişesi dikiş ve ev idaresi öğretmeni Mürvet Uğur da naklen Karabükte şiddetli soğuklar başlamış, et- | Çarlu orla okuluna gelmiş ve işe başlamış- raf dağlara karlar düşmüştür. . lardır.