SON POSTA Günahkârlar içine düşen misyoner:Milletler Cemiyeti Sulhün vatanı diye kurulmı!ş iken zümrüd anka kuşuna b.enzıyen Cemiyetin içyüzüne bir bakış malüm. Amerikalıların ;ı.-ıwvı et ü birinde orijinal buluşlu çi ŞK;—':ılnll:’rıdııı biri otan Vıp_on’un aklını ünya yüzünde o'haıhlrllloiuna lel ihtilâfların içinde B dek Bi tısı altında cinsleri, u*ıl.ıl:.m BiLT l olursa olsun bütün weu"r Blak ğik '-Oplmb'ıkuğ ı',k ':mıd;x içinde Şiri Saaa bör elleri atıl- Milletler Cemiyetinim — temi Si zamandanberi hakikalen sul)ıfırî 9 L'dmımık gayesini, ufak telek ı.ıç_ lı:k "ıA!o rağmen gözü önünden aj'!ıın;ııî' miş olan Milletler Ceı'ı*.'ıyetımb;lvge"i Ve âlesef ismi var, ismi yok, malslı .. mahlük, âdeta zümrüdi; anka kuşi bi bir şey oldu. e O, mş:ıumndıyen günah Lıle:îenu Üeri siz insanların ortasında hj:ıızyıp.mı_ bir misyoner gibi elinde mmunwın, ı ERE, KA ai l llar ve- doğru değildir.» diye etrafa îîîli'ı aa rirken en büyük günahi "ugvu z de işleniyor ve o tam bir ih' TC Xol ner papazı aczile Allahtan a. H larının affını niyaz etmekten ba$ şey yapamyıor, £ Ç ü Müzlde oldukca şerefli günler YÜP p ölan' a derleder Cemiyeti hapin lerde yeni çalışma devresine .âme. bulunuyor. Fakat, doğrusunu ;Aka w niz, bu sefer etrafta büyük bir alâ ekte yandıramadı. Avrupanın "qu: N olduğu siyaz! buhran bütün 8“7'"; K tün kulakları başka taraflara Çe T Buna rağmen sulh B“V'"mmfîıı rde kudan ecel terlert döktüğü şu gürlet ” yuvasının etrafını dolaşmak, kori _c"”. rının gizli köşelerine sokulmak llle le onun asıl havasını, gazete havâ );_,. ri, tebliği resmiler haricinde kalan kiki manzazaşını vermek istedik, * P URM Yeşil çimenlerle örtülü geniş bir sâ hanın ortasında masif ıııeı'ıı_ı_î"iî_"r İ pilmış muazzam bir saray yükselir. $- | x te burası Milletler Cemiyeti binasıdır. Geniş parktaki ağaçların ortasında a Takılan ufak bir mt_'d;u;:'ıî"çg_ bir parçası görülür. Bu bin: önündeki basamaklara kadar a cebhesi, geceleri bol elektrik Tâm! rile gündüz gibi aydınlatılır. B Binanın içi de baştanbaşa dO"'—";"*ıîr Merler, altın gibi parıldayan bal “'da:; masif akajular, kıymetli iahle.arwü_ yapılmıştır. Geniş salonlarında ü kemmel, geniş ve rahat maruken KO0 z tuklar vardır. Sessizce, âdeta buz_ îıîi tünde kayar gibi yükselen asansür eı_' #izi tarasaya çıkarır. Bu tarasanın man zarası fevkalâdedir. Monblân ve teva- Milletler Cemiyeti umumt kâtibinin odası d, dağları, Lozana kadar uzanan bnğı;’;;:mığöl, Aryana tepesinin ete- n?,.d,m eski Calvin şehrin_iu güzel çan î:ıitlel'iı hepsi, hepsi ayağınızın altın- ge tarafı geniş ve üzel binanın her tarafı geniş aygr;ılşk(ır. Bazı salonları o kadar ge- iştir ki insan orada kendi ayak sesin- - İnişi de;lhîe'dş:;' Cemiyetinin erkânından iri ;aı;v-_n antresine 3':ı_kıîı bir _yeme bolk n vazıhanesinden öbür cebhede- bFı:Iîîübİınneu-e gitmek için 750 me!. hı xu knrldurinrdnn geçrr:f-k me.cbur:- îîl’inde kalıyormuş. Bir kitaba bakmak için 1500 metre yol yürümek de az şey iç değil. içtimaları eğlenceli kür - Cemiye(â zaman — pek de * iyaset değlldir'd L"îr“slı:ararı"siz. cansız bir n'şien bir hatib uzun uzun ko- ayni cansızlık, eivnıi_ll:ı;; N utkun tercümes kebtai :çıbni:înl:: dîvırlzn biç de' en- TLER hareketli içtima gömıe_dı de- ıe_rcsan vIEBımIırm yanında bir iki tane nı)cşnu_._ timalar da olmuştur. Bunlar- a :ühımmi. üdeta skandal olanı ?;l;âe:eneslndn İtalyan mze;qgıî;ğ i:_a— iyet verilen hâdi N rn:%g?ğnhxîîr&sdır. Bedbaht Habeş -mpa;:(nzu Negüs içtimada kAvr:lpî âip'nmnnar:ndnn hcsa? somı.'mînı y kaç İtalyan gazeteci islık çal dym'ı" ağırışmıya başlamışlardx. Bu ada b—g.rısnlı(jpıdıp" edilmiş ve zanneder- h"nmknku da bazı arbedeler olmuştu. ;)e";:nomn bu hâdiseden son derece s!ı nirlenon M. Titülesko bu adamları par: Milletler her nur nuşür. Mağile işaret ederek: «Susturun Şu ser- serileri...> diye bağırmıştı. Konsey içtimaları ekseriya daha ziya de hareketli olur. Konseyin içtimaları üÜç türlüdür. Gizli, hususi ve açık içti- malar. Gizli içtimalarda könsey âzasın- dan başkâ kimse salona alınmaz. Hu- susf içtimalarda haricden bazı kimseler de alınabilir. Matbuat mümessilleri bu içtimalara kabul edilmediği halde pek kolayca bususf ve Bizli içtimâlarda de- reyan eden müzakerenin bütün sırları- nı Öğrenirler, buna hiç de şaşmamalı. Gazetecilerin bu işdeki mahareti diplomatların sır saklamaktaki yübleri malüm olduktan sonra... Konseyin gece içtima ettiği vâki de- ğildir. Yalnız bir kere, ilk Polonya - Litvanya — ihtilâfı sıralarında ghrda kendi vaganu içinde oturan Mareşal Pilsudski konseyi gece yarısı içtima etmeğe mecbur bırakm Bir gece birdenbire, ândüz verilen bir karar derhal tasdik edilmiyecek o- hursa memleketine döneceğini bildirdi. © gece Cenevrenin meşhur bir bayramı tes'id ediliyordu. Diplomatların kısmı fzamı verilen büyük baloda dan: mekle meşgüldüler, Etekleri tutuşan alâkadarlar onları bir araya toplayın- caya kadar akla karayı seçtiler ve kon- sey toplandığı zaman bütün fzanın ü- zerinde merak vardı. ve teşey- set- Çin - Japon moselesinin müzakerele. ri sırasında oldukca gülünç bir sahne- ye şahid olunmuştu. Bir Cenubf Ame- rika murahhası müzakere sırasında re- isten ısrarla söz istedi. Reis biraz son- Tâ söz vereceğini söyledi. Fakot murah- (Devami 10 ncu sayfada) CASUSLUK E arihinden birkaç yanrakj Umumi harbde bir Rus Albayına isnad edilen casusluğun aslı Fisher Avrupa tarihi adlı eserini çu e- © mütalea ile bitirir. «Büyük harbin asıl fecaati, halkın yüzde doksan dokuzunu alâkadar etmiyen ve aklı başında birkaç kişinin halledebileceği bir dava yüzün- den açılmış olmasındadır.. Fisher'in «Aklı başında» dediği kimse- ler, Avrupa medeniyet merkezlerinin © zamanki yüksek otorite sahibleri olmasa gerek... Çünkü; bu kıt'aya bir yıldız olan medeniyet, orada harbin önünü alacak veya onu hemen sona erdirecek bir deha yetiştirememişti Misal mi istersiniz? İşte aylarla evvel, etek etek para dökerek satın aldığı düş- man plânlarına çocukça bir süfiyetle bel bağlıyarak plânlar kuran, taarruzlara 9-1 rişen koca Rus (genel kurmay) 1... Rus| ]CnsuılaM büyük harbde kullandıkları Milelerden biri: Bir memicketten diğer memlekete yollanan bu kelebek resmi ordusu Galiçyaya yürürken kendini Vi- | yananın bütün gizli plânlarına hâkim sa- | nıyor, daha fazlasını araştırmaya da lü- zum görmüyordu. Halbuki onlara Avus- | turya plânlarını satan ve yalnız Avustur- | hakikatte aşağıda görüldüğü gibi bir istihkâm plânıdır teslim ediyorlardı da farkında bile olmu« yorlardı. Rusların kuvvetli bir telsizi vardı. Şark cephesi harb tarihi tedkik edilirse Al « yanın değil bütün harb başı Av"""m""*mğnl.mn da daimi surette telsiz kullar en büyük casusu olan Avusturyalı mira -| 4 X| görülür. Markoninin bu harikü -« |lay Alfred Red), daha on beş ay evvel ya- lâde keşfi, batan Titanikten can kurtaran kayı ele vermiş, intihara mecbur edilmiş | 50 v dr Biçibilea Tolklare ee ğ V—ıî:c“;'uâyığ'::î“f:' FALRA Te ( tinde iadad çabitekilaRDAri dünyanın her arı alel e dej tişti. Si u vası « Hüdlarin bütün Bunlardan baberi' yok, köşesinde pek haklı olarak medeni vasi eskilerine güvenerek emniyetle ilerliyor- | lardı. Redi, bütün kuvvetlerin Lemberg- de toplanacaklarını söylemişti. Rus keşif kolları ise düşmanın Lemberg'de âeğil, | daha garbda biriktiğiri haber veriyordu. Bu umulmadık vaziyet karşısında ku- manda heyetinin en ileri gelenleri hîıe' şaşırıp kaldılar. | Rus ordusu & dan üstündü. | Casusluğa bol üyor, hattâ israf mdu. Bu iki şey onlara zafer hıkkı—. ni verirken aylarla önceki plânlara gü- venmek yüzünden az kalsın mahvolu- yordu. Redl çoktan öbür dünyayı boyla- mıştı. Verilen parayı geri istemek de |mümkün değildi! | Buna benzer bir hâdise de Şarki Prus- | yada geçti: Büyük Rus kuvvetleri taar- |ruza hazırlandığı sırada, Almanyada ge- nel kurmay mensublarından Wolkerling tadında biri on beş sene hapse mahküm e- dilmiş bulunuyordu. Wolkerling, Rus a- | İ|taşesi (Bazaroff) a Lötzen huduâ kaleşsi- | nin plânlarile diğer bazı askorf esrarı şat- muştı. Birinci Rus ordusu kumandanı Rennenkampf, düşmandan satın alınan plânlara dayanarak, (Lötzen) 1 büyük kuvvetler ulaşmadan kolaylıkla zaptet- meyi tasarladı. Bu, ayni zamanda mafev- ki olan şimal cebhesi Erup kumandanı Jilinski'nin evvelden kurduğu istilâ plâ- nina da pek uygundü. Fakat Rennenkampfın tasavvuru tama- men aksine çıktı. Lötzen kalesi hiç ha - tırdan geçmiyocak şekilde muükavemet gösterdi. Teslim talebini ateşle karşıla - ©. Rus zabitlerinin Çoğu esir ve yarah düştü. Burun- sebebi Şu idi: Gerçi kale- nin müdafaa plünı ele Beçirilmişti amma ordu kumandanı Rennenkampf muhasa - raya ağır havan toplarını katmayı dü - Şi emişti. Taarruz bu yüzden boşa git- rini Mazurta bataklık - ları harbinde - gösterdi (Eyiâl 9-1910). Rennenkampf ordusunu bu meşhur Tan- nenberg harbinde - tkinci Samsonoff or- dusuü gibi - mahvolmaktan güç belâ kur- tardı. 45,000 esir, 200 top ve 100,000 tele- fat vererek geri çekilebildi. Bu büyük hatanın Bgünakı miralay Miasoyedoff adında masum bir zabite yüklendi. Onun Almanlara, şarkf Prus- yadaki Rus ordusunun vaziyetini bildire- rek, Tannenborg - zaferini kazandırdığı zannedildi ve zavallı kısa bir muhakeme- den sonra asıldı, Moselenin iç yüzü bambaşka idi. Tan- nenberg harbini idare etmiş olan Hinden- burg, Ludendorff ve parlak erkânıharb - leri Hoffmann muhakkak ki bütün hare- kât sırasında Rus ordusunun vaziyetin - den dakikası dakikasına haberdardılar. Fakat bunu onlara ne para ile tutulmuş bir Rus zabiti, ne de hattâ kendi casusş - larından biri temin etmiş değildir. Rus generalleri, ordularının sırrını, kendi ih- malleri yüzünden düşmana kendi ellerile n en iyilerinden sayılıyordu. Bu - nunla beraber eğer 1914 de böyle bir muhabere âleti bulunmamış olsa büyük harbin cereyanı muhakkak ki tamamen değişirdi. Bir, hattâ iki Rus ordusu ilk adımda mahvolmaz, Avusturyalıların Rova Ru: ka mağlübiyeti tam bir felâkete d Avusturya - Macar orduları Lemberg muharebelerinde yıprandıktan sonra ye- niden kuvvetlenip kalkınamaz, e al Auffenberg idaresindeki düncü orduyu da kaybederdi. Harbin dahâ altıncı haftasında uğra - nılacak böyle bir hezlmetin Almın Vüsturya plânlarmı nasıl bir altüst edeceğini tasavvur edi, zaffer ve kuvvetli bir Rus ordusunun | tilâsından çekinen Almanya, ilk Marn mu harebesinden sonra Fransadan aldıkla - Tını bırakıp çekilir de, tekrar (Verdi Manş limanlarına hücum edebilir miydi? Bu hneticesiz boğuşmalarda — dökülen kanlar ihtimal © zaman da başka sahalar bulurdu. Fakat ne olursa olsun Ruslar telsizlerini o kadar kötü kullanmasala rdı, büyük harb o kadar uzamazdı. Zavallı Miasoyedotf Almanlara ç satmış değildi. Satsa bile faydası olmiy caktı. Çünkü: Rus telsiz istasyonu hiç bir Şifre ve kayda tâbi olmadan haber ve e - Ymir veriyordu, Almanlarsa Konigsberg kalesindeki C- haz ile bu haberleri olduğu gibi zaptedi « yor, Samsonoff, Rennenkampf orduları « nın plân ve niyetlerini günü gür öğreniyorlardı. Bu ordulardan birincisi hücuma uğrarsa ikincinin imdada koşa- Mıyacağını, Müstakil Rus kıt'alarinin he deflerini ve Rus ordusunun hakiki kuvs vetini Almanlar hep bu vasıta ile haber aldılar. Buna bir de Rennenkampfın gevşekli- Bi, Maria Sorrel adındaki casus kadınla olan münasebeti de katılınca (Hinden « burg) la (Lüdendorff) a o büyük şŞöüh « retlerini kazandıran Tannenberg zaferi- Ne şaşmamak lâzım, Bu zaferden ancak on bir gün sonra idi. Rus radyosu yeni bir haber verdi. İkinci bir taarruza geçiliyordu. General Ruzski füçüncü ordu ile Aulfenberg kumanda « sındaki dördüncü Avusturya ordusuna gullanmak üzere idi. Beşinci Rus ordusile süvari kıt'aları da düşman ordusunu sol: dan sararak bu hücuma iştirak edecek « lerdi. Ne Auffenberg, ne de hattâ âmiri Conrad von Hotzendorf dördüncü ordu- nun arkasını saran Rus ordularının ha - kiki vaziyetini bilmiyorlardı. Bu müşk vaziyette casusların getirdiği —hal de güvenilemezdi. Çünkü vaziyet madiyen değişiyordu. Bir ssat haber bile eskimiş sayılabilirdi, Bereket - Rus erkânıharbiyesi Alın Avusturya ordusunun her halletmiye memurmuş gibi - Rus radyo- #u bu sefer de imdada yetişti. Eylülün on (Devamı 10 ncu sayfada) üstelik ül €evv Müşkülünü K FĞ ter a <e nt E a