25 Eylül 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

25 Eylül 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

H Çekoslovakya davasının Sonu neye varacak? Yazan: Muhittin Birget h ngiltere başvekilinin Hitlerle yaptığı ikinci mülâkatın ilk temasında konu- galan şeylere dalr sızan haberler göste- riyordu ki Chamberlain İngiltere ile Fransanın bütün gayretleri, Çekoslovak- ya etrafındaki davanın Südet meselesine hasrı gayesine müteveccihtir. hfg' e başvekili Führerden, iki şey istiyordu: Askeri bir müdahaleden tevakki; Lehis- tanı harckete getirecek herhangi diplo- matik bir sürprize yardımdan ietinab. Ayni tavsiyenin Lehistana ve Macarista- 'na sid olan kısmı birdenbire aldığı emir- le, yaz tatilini bırakıp Romadaki vazifo- si başına koşmuş olan İngiliz sefiri tara- fından İtalya hükümeti nezdinde de tek- rar edilmişti. Çekoslovakyayı bu büyük fırtınadan bir derece sağlam kurtarabil- meği düşünen İngiliz ve Fransız hükü- metleri bu memleket topraklarının, bir dereceye kadar sağlam durabilmesini te- min için, davayı yalnız Südet mıntakası- na hasretmek üzere bütün gayretlerini sarfettiler, * Fakat, ayni günlerde, artık hâdiseler, önüne geçilemez emri vakiler halinde birbirini takib ederek inkişaf halinde bu- lunuyordu. Lehistan, nota veriyor, Ma- caristan İngiltere ve Fransa nezdinde te- şebbüslerde bulunuyor, her iki memle- ket te bir sesle: <Biz de isteriz!» diye a- yaklanmış bulunuyorlardı. Harekete ge- çen yalnız devletler, hükümetler değil, belki de her iki taraftan da ayaklanmış olan milletlerdi. Çeklere karşı bilhassa husumet besliyen Macarlar, Budapeşte- nin sokaklarını ve meydanlarını doldu- ran geniş kütlelerle nümayişler yaptılar ve bütün Macaristan heyecana düştü. Yarım milyondan fazla Macar kesafetini ihtiva eden bir arazi parçasını Çeklerin elinden kurtarmak fikri, Macaristanı birdenbire coşturmuştu. Davada alâkası daha az olmasına rağmen, Lehistan da harekete geçti, o da ayaklancı, o da heye- çan içinde çalkanmaya başladı. Demek oluyor ki Çekoslovakyayı par-| çalanmaktan değilse bile derin bir yoz- tulmadan kurtarmayı istihdaf eden İn- giltere - Fransa gayreti ilk hamlede bir heyecan taşkınının istilâsile karşılaştı. Şu halde gayret, semere miyecektir; Almanya ile söz ve elbirliği etmiş görü- nen Lehistanla Macaristan, İtalyanın da bir ucundan yapıştığı bir siyaset taarru- zu içinde, bir taraftan Çekoslovakyaya, öbür taraftan da Fransa siyasetino karşı kat'i bir vaziyet almış bulunuyorlardı. Bugünkü dünyanın tarıdığı haklar ara- sında en mukaddes bir mevkii bulunan milliyet hakkının dört ve hattâ beş ta- raftan yaptığı bu siyaset taarruzu, bütün ihtimallere rağmen, nihayet muvaffak olacaktır. * Bu vaziyet karşısında Çekoslovakya- nin ne derecede müşkül bir mevkide bu- lunduğunu tasavvur etmek kabildir. O- kuyucularımızın pek iyi hatırlıyabile- cekleri gibi, Ansehluss'un ertesi günü Orta Avrupa vaziyetini tedkik ederken gene bu sütunlarda Çekoslovakyanın e- rimeğe mahküm bulunduğunu söylem'ş- tik. Hâdiselerin bugünkü tezahürleri gösteriyor ki Çekoslovakyanın hakikaten erimek tehlikesi karşısında bulunmatı için altı aylık bir müddet kâfi gelmiştir. Çekoslavakya eriyor. Bu tehlike karşısında Çek milleti, son kuvvetile vaziyet almaya çalışıyor. Cum- hürreisi Bay Beneş, «Ben plânsız deği- lim!» cümlesile başlayıp ayni cümle ile biten nutkunda Çek milletinin bütün milli kuvvetlerini bir araya toplamak ve bir siyaset plânı içinde, bütün gayretle- rini sarfetmek için harekete geçti. İlk iş olmak üzere, Prag hükümetine daha millt, daha «Çek» bir renk vermek üzere onun tadilini temin etti. Bundan evvelki hükümetin başında. Çekoslovakyayı daha yumuşak bir siyasetle idare etmek isti- yen ve milliyet itibarile Slovak olan Hodza bulunuyorken yeni hükümetin ba- şına ayni zamanda Çek ordusunun mü- him bir siması olan bir Çek milliyetcisi geçti. Dünkü hükümet «daha Çekoslo- vak» olduğu halde bugünkü hükümet «daha Çek» tir. Çekistanın bütün milli kuvvetlerini bir araya toplayıp onu fır- tınadan sağlam kurtarmaya çalışacaktır. * Çek milleti hesabına iltiharla kaydedi- Hased, herkeste az veya çok misbette fakat mutlaka mev- cuddur, görünüp görünmemesi, göze çarpıp çarpmaması az- lığından, çokluğundan ziyade adamın akıllı ve tahsilli olup olmamasına bakar, ŞA ÇT Eski bir Damar sertliğinden muztarıb olan eski Yaşlı bir rahib trene binmiş, ikt | genç adamın bulundukları bir kovn-i partimanda oturmuş ve oturur otur- maz da cebinden bir kitab çıkarıp 0- kumaya başlamış. rahibe duyurncak bir sesle arkadaşı- : — Benim bir abdal oğlum olursa, onu muhakkak rahib yaparım. ! Demiş, ihtiyar rahib başını kaldır- ; miş: — Çok doğru düşünüyorsunuz, de- miş, ve yazık ki babanız sizin düşün- düğünüz gibi düşünememiş. Londrada saklanan Alman başvekili Hitlerden evvel, Almanyanın başveki- |kışları ısıtılmakta ve tünekten yuvarlan- Rahat etmek isterseniz çevrenizde hased uyandırmaktan çekininiz, bunun için de göze batmamaya çalışınız, ne kadar hasedciniz varsa o kadar da rakibiniz vardır. Rakibin çok olduğu sahada ise rahat ve huzur yoktur. SÖZ ARASINDA Eski İngiliz WYEETE DA Kuşlar için Başvekili artık Horg[]n bir fıkra — || Bir uçuş Pipo içemiyor mu? Yazık ki i Mektebi açıldı Gençlerden birli Bir İngiliz kadını, kuşlara mahsus bir uçuş mektebi açmıştır. Burada her çeşid, vahği ve ehli kuşlara uçma öğre- ilmekte, yaralı olanlar da tedavi edil- mekte, tamamile iyileştikten sonra, uç- mayı da iyice öğrendikten sonra, bu kuş- lar bir imtihandan geçmekte, muvaffak oldukları takdirde, serbest bırakılmakta- dırlar Kuşların geceleri tünedikleri yorler, İngiliz başvekili Baldwin tedavi edildiği Aix-les Bainsden Londraya dönmüştür. Eski başvekil Avrupa ve bilhassa Çekos- lovakya meseleleri hakkında sorulan su- allere cevab vermemiş, istasyonda fotog- Irı!nlın görünce, hemen otamobiline bi- nerek uzaklaşmıştır. Baldwinin ilk defa olarak ağzında pi- posu ile görünmediği, nazarı dikkati cel- betmiştir. ——— — lecek olan bu gayret ve bu hamle, acaba müsbet neticeler verebilecek mi? Zannetmiyoruz. Fırtına büyük, jstilâ istikametleri muhtelif ve davacılar ara- sında söz ve elbirliği var. Alman ve İtal- H olan Dr. Brüning Londradadır. Bir kö-|dıkları takdirde, kalın bir kum tabakası- şede saklanmıştır. Ancak yakın arkadaş- | na düşmektedirler. larından birkaçı, nerede olduğunu bil-| Kuşlar aynaya bakmaya bayıldıkların- mektedir. 1934 denberi menfa hayatı ya-/ dan, kümeşlerinin her tarafı ayna ile gıyan eski başvekil, dalma canından kor- kaplıdır. karak yaşamıştır. Nadiren sokağa CIk"'WH le Sel, hiçbir umumi toplantıya iştirak etmez.| Haile Selasiyeni; Ekser zamanlarını kütübhanesinde, iktı- sıyenu: C:l yaluıı arkadaşı öldü sadi ve edebi mevzulara dair yazı yaz- makla vakit geçirir, Haile Selasiyenin en yakın arkadaşı ve —a p sabik hariciye nazırı Blattengeta Heruy 40 senede yazılan kitab | sabık hükümdarın evinde 60 yaşında ol- Yedi sene evvel ölen İngiliz müharriri | YUğü halde ölmüştür. Sabik hükümdar, Sir Hall Caine'nin yazmış olduğu (İsa-|son dakikasına kadar hastanın yanında nın hayatı) isimli 3 milyon kelimelik e- | bulunmuştur. seri yeni baştan tedkik edilip, kısaltıla-| Blattengeta, vaktile gençliğinde hü- yan siyasetleri, elele vererek, aylardan- beni Çekoslovakyaya karşı hakikt bir komplo hazırlamışlar ve bunu şimdi saf- | göyle demiştir: ha safha inkişaf eden taarruzlarla tatbik | | tındadır! Muhittin Birgen İSTER Bir srkadaşımız anlattı: «— Dün ince bir yağmmurluk almak istemiştim, Eminö- nünde gözüme ilk ilişen dükkâna girdim, bir tane beğen- dim, fiatını sordum, 14 Hira dediler, çok buldum, fakat ne vermek lâzım geleceğini de tayin edemedim, düşünürken dükkân sahiblerinden biri yanıma yanaştı? — Beni tanımadınız mı? diye sordu, baktım, hatırıma gel- medi, fakat o, Galatada bir mağazadan, Beyoğlunda bir dük- kândan bahsetti, benim bir türlü hatırlıyamama rağmen ta- nıdık, hattâ dost görünüyordu, derken tezgâhtara döndü, yağmurluğun etiketine baktı ve: — Bay benim tanıdığımdır, 11 liraya verin!z, dedi, almak üzere idim fakat son saniyede caydım, biraz sonra geçeceği- mi söyliyerek ayrıldım, üç adım sanra bir başka mağazada bara almamıştır. İNAN, İSTER İNAN, — Bu kitabla, asrımızın en harikülâde ediyorlar. Öte tarafta Çekoslovakyayı| edebi eseri vücude gelmiştir. Babam bu müdafaa edebilecek olan iki devletin iki-| eseri yazmak için tam 40 yıl çalışmıştır. si de harbe taraftar değildirler; şu halde| Bunun son şaheseri olmasını istiyordu. Prag nasyonalistleri ve Çek demokratla-|38 yaşında hazırlamaya başladığı rı etrafında görülmeğe başlıyan çevirme | nın hayatı) nı 78 inde de tamamile biti- |ağı yavaş yavaş daralacaktır.- Çekoslo- | tememişti. Eser, edebiyat âleminde müd- vakyanın mahküm olduğu zaten muhak-| hiş bir şaşkınlık uyandıracaktır. Babam| yaşına kadar sebat etmiş.. fakat, müte- kaktı. Şimdi görüyoruz ki Çek siyaseti| bu eserinde İsanın yeni bir tahlilini yap-| madiyen kendi yemeğini kendisi pişir- de, canlı bir siyaset olarak yaşıyabilmek | mış, ne katolik, ne protestan, ne de Ya-|mek o kadar canına tak demiş ki, niha- bakımından ayni mukadderatın satırı al-| hudi temayül ve düşüncelerini nazarı iti-| yet dayanamamış, 67 yaşlarında bir dul İSTER tak, hşşh başına .W kitab vücude geti-| kümdarının hayatını kurtarmış ve o za- |rilmiştir. Muharririn oğla, gazelecilere | 1 / beri de onun mahremi asrarı ol- muştu. 70 sene bekâr durduktan sonra Amerikalı bir bekâr gençliğinde asla evlenmemeğe ahd ve bu yemininde de 70 (İsa- ile evlenmiştir. İSTER İNANMA! beğendiğim yağmurluğun eşini gördüm, örada da 14 lira iş- tediler, fakat ben flatı biliyorum ya, daha aşağısı olmak ü- zere 9 lira teklif ettim, adam biraz dayandıktan sonra mu- vafakat etti, amma içime korku girmişti, gene almadan çık- tım. Bir üçüncü dükkâna uğradım ve bu defa ilk dükkânda 14 liraya satmak istedikleri ince muşambanın tamamen ay- nini oradan 7 liraya aldım, bununla beraber aldanmadığıma Bgene kani değilim.» Arkadaşımız bize bu hikâyeyi anlattıktan sonra aldığı mu- şambayı gösterdi, © sırada içimizden biri kalktı, duvarda aşılı duran kendi muşambasını aldı ve: — Ben bunu Yugoslavyadan 2,8 liraya aldım, dedi ve bu muşamba arkadaşımızın aldığının tamamen ayni idi. İNANMAIL Sözün Kısası Papaza boykot U 'T V indsor — dükasının — madanı Simpsonla nikâhlarını kıyan papazı, İngilizler boykot ediyorlarmış. Sabık kral halinden mennun ise, İn- giltere halkına ne oluyor, diyeceksiniz, değil mi? Ben de tamamen sizin fikri- nizdeyim. Hani, yeniçeri ağası, sokak « ta bir kadınla kol kola giden Kayserilis yi çevirmiş de, herif: — Ben razı, gadün razı. ne p.. yer yeniçeri ağası? demiş. Bu da tıpkı onun gibi: Adamcağız bu madamın Una facını, tahtını terket- &. Artık onların nikâhını kıyan papaz- da suç aramanın bir vechile mânası yoktur. Masmafih, bizim, — tuhaflardan bir mahalle imamı vardı. Bu adamcağızın, kanunu medeninin neşrolunduğu gün« kü sevincini hiç unutamam. — Ne o, hoca? Bugün pek neş'eli du« ruyorsun.. Dediğimiz zaman, şu cevabı vermiş- ti: — Neş'eli olmam olur mu? Vebalden kurtuldum. Düşünseniz e€ bir kera, Yirmi yıldır imamım; bütün mahalleyi aşağı yukarı ben evlendirdim; nikâh« larını kıydım.. şimdi, yüzde doksani bana düşmandır. İnkisar ederler.. öne lerinden geçtikçe, bana yan bakarlar, Bundan sonra artık böyle füzul! husus metlere maruz kalmıyacağım.. Lâkin bu bizim hocaya ters bakan « lar bizzat alâkadar olanlardı. Papazt boykot edenler ise başkalarının hesde bına, hem de yok yere kızıyorlar. Bunlara Nasreddin Hoca merhumum meşhur baklava fıkrasını anlatmalı.. Bir gün Nasreddinin yanına birisi gelmiş: — Hocam! demiş. Demin yolda, bir tepsi baklava gördüm.. | — Bana ne? — Lâkin, sizin eve götürüyarlardı, — Sana ne? İşte bu boykot hikâyesi de biraz o0 kabilden değil mi? E. Talu Etrüsk Mersin seferlerine başlıyacak Almanyada inşa edilerek gelen Denizbane Kın Etrüsk vapuru, ilk seferini 27 Eylül sali günü Mersin hattına yapacaktır. İlk sefergi Denizbank erkânı da iştirak — edeceklerdir. İzmirde, Rodasda ve Mersinde üş ziyafet vü« rilecektir. Sus'un pervanesine halat takıldı Denizbank ve Deniz yolları işletmesinim yeni vapurlarından Sus, evvelki gün saat 1Ğ da Mudanyaya hareket etmek — üzere ikeml pervanesine bir halat takılması sebebile bö« Zulmuş ve sefere çıkamamıştır. Baat 91 4€ Bandırmadan gelen Trak, hemen yolcu Wf eşyaları alarak, iki saat sonra Mudanyayg hareket etmiştir. , Yeni İstanbul defterdarı geldi — Yeni İstanbul Defterdarı Şevket dün Ans« karadan şehrimize gelmiştir. Defterdar ya « rın yazifesine başlayacaktır. gea — Büyük müsabaka A7 Yalnız çocuklar için )- 25 lira, 15 lira, T0 lira ve 100 kişiye de muhtelif hediyeler vereceğiz

Bu sayıdan diğer sayfalar: