HARB BAŞLADI İki arkadaştılar. yolda yanyana yü- rüyorlardı. Biri: — Haklı! Öteki: — Haksız! Biri: — Bence Çekoslovakya fazladır. Dedi.. $ Öteki: — Sanki sen anlarsın değil miy Dedi. Biri bir tokat vurdu. Öteki bir tokadı çiftleştirip dade etti, * Kadın: — Harb olacak! Dedi.. Kocası: — Olmıyacak! Dedi.. Kadın: — Olacak da olacak! Dedi.. Kocası: — Olmıyacak da olmıyacak! Dedi.. Kadın: — Alçak! Dedi.. Kacası: — Ahlâksız! Dedi.. Kadın bayıldı.. Kocası homurdandı. * Muharrir yazdı: — Harb olacaktır. Bunun önüne ge- L Bunları biliyor mu idiniz ? Baston ve tarihçesi Baston ilk in- sanlarda bir mü- dafan ve tecavüz silâhı idi. Sonra!a- rı âmirlik ve hâki- miyet işareti ol- muştur. — Hazreti Müusanın — asasının mahiyeti bundan başka bir şey de- ildir. Zamanımız- da asanın bir kıy- meti kalmamıştır. Yalnız ecnebi ordular- da en yüksek rütbeyi ihraz eden mare- Şaller ufak bir asa taşırlar ve o, onların emir ve kumanda salâhiyetlerini ifade Ev kadını, Sosyete kadını Bir okuyucum merak etmiş: — Arasıra kulağıma çarpan iki tâbir vardır ki dalma merakımı mucib olur, biri sev kadını» dır, diğeri de «s0eyete kanıdı.» Düşünürüm, tam manalarını bulamam, sormaktan da çekinirim, lüt- fen söyler misiniz ne demektir. bun- lar?. diyor. * Ben bu iki tâbirin ayrı ayrı mana- Jara delâlet ettikleri fikrinde değilim. Söyliyenlerin hayalinde «ev kadını» tâbirile kasdedilen manayı bulmak güç değil: Gözü evinin içinde, eli evi- nin işinde, düşüncesi evinin muhafa- zasında olan derli toplu, tertemiz ha- mımlarımız vardır, onların kasdedil. mekte olduklarına — hükmedebiliriz, sösyete kadınından ise cemiyet haya- tına sık sık girip çıkan anlansa gerek., fakat bir kadınm ev hanımı olması ayni zamanda sosyete kadını olması: na neden mâni teşkil etsin. Yok, eğer sosyete kadını denildiği zaman öÖyle hiç meşgul olmayıp bütün hayatını «resepslon» larda geçirenler anlaşılıyorsa bu takdirde tâbiri değiş- tirip, eğer mutlaka frenkçe kullanıla- caksa ona «mondens, şübhelisine de Bir başka muharrir de yazdı: — Bütün tahminlere rağmen harb olmıyacaktır. Harb olacaktır, diyen muharrir ce- vab verdi: — «Bütün tahminlere rağmen harb| olmıyacaktır.» tarzında bir iddiada bu- lunmak kısa bir görüşün ifadesinden başka bir şey değildir. Onün bu cevabı da, cevabsız kalma- di — Harb olacaktır, tarzında yaygara- lar koparanlar mahalle kahvesi poli - tikacılığından daha ileri gitmi o* lanlardır.. Vesatre... Vesatre... Çocuklar sokakta toplandılar: — Babam gazetede okumuş, harb ©- Tacakmış. — Benim annem de okumuş o da öy- le söyledi. — Harb neymiş? — Birbirlerini öldürürlermiş, — Haydi biz de bunun oyununu oy- nayaltm. — Birbirimizi mi öldüreceğir" — Yalandan öldürürüz, — Olur. Harb oyununa başladılar. Pat.. pat.. Çat.. çat.. Güm.. güm.. — Ahmed sen öldün. — Vallahi ölmedim. — Öldün âiyorum, — Ölmedi o, sen öldün.. * Hepsi birden tokat tokata, yumruk yuümruğa geldiler.. * Bütün bunlar olurken müvezzi ba - ğirıyordu: — Harb olacağını yazıyoooar.... İsmet Hulüsi -| Afrika kâhinlerinin tefeülü Afrikada, Nijer vadisinde yaşıyan tptidai insanlar fal ile hareket eder- ler. Her kabilenin bir kâhinı vardır. Bu kâhin akşam ü- gori bir horoz ke- ser ve leşini açık bir yere bırakır. Gece çakallar gelir ve bu leşi yerler. Kâhin de ertesi sabah gelip çakalların bı- |raktıkları izlere bakarak tâbir etmek is- | tediği rüya ve tefeülde bulunmak istedi- ği hâdise hakkında mütuleasını bildirir. yarı monden demek lâzım... Bu son tâ- birlerin türkçesine gelince, pek kaba ve kötü düşecek, onları yazmaktan vazgeçiyorum. * Bayan H, D, ye: Bu sual nereden de hatırınızae geldi? Tarihte ve isimde yanılmamak için ki- tab karıştırmak mecburiyetinde kak dim, bana soracak yerde Halid Fahri- ye sorsaydınız daha iyi ederdiniz, her ne ise söyliyeyim: Freud 1856 da eski Avusturyanın Freiberg şehrinde doğmuştur, henüz hayattadır. eğer yanılmıyorsam A- vusturya Alman idaresine geçtikten sonra İngiltereye gitmiştir, zira Ya- hudidir. Kendi ismini taşıyan nazariyeye ge- lince: Menşet Nervos olan hastalıkla- rın peychanalyse ile tedavi edilebile. ceği hakkında tıbbi bir etüdle başla- mış, sönra psyeho-sexuelle bir kaide halini almıştır, bhareketlerimizde ço- cukluktanberi gayri şuuri bir şehvet hissinin tesiri altında kaldığımız iğ. diası düşüncesinin esasını teşkil eder. Uzun bir izahı yapıldığı zaman naza. riyeyi makul bulursunuz, fakat İsti- nad ettiği esas şübhelidir. TEYZE BON POSTA Rabe Taylor Kovboy filmi çevirecek Mae West ve Robert Taylor ile büyük bir film çevirecek olan Wallace Beery Hollywoodda kovbay filmleri yeniden rağbet bulmak üzeredir. Meşhur san'atkâr Robert Taylor pek yakında büyük bir kovbay filmi çevire- cektir. Artık genç ve yakışıklı erkek filmleri çevirmekten bıktığını açıktan açığa sö; liyen Robert Taylor bu rolü pek bir şevk ile kabul eylemiştir. Şimdi Cali- forniada yaban atları alıştırmakla meş- guldür. Robert Taylorun çevireceği kovboy filminde kendisine Mae West ile Wallace Beery'nin partönerlik edecekleri kuvvet- le tahmin edilmektedir, Bu sayede filmin büyük bir muvaffakiyet kazanacağı u- mulmaktadır, * Armand Bernard Pariste bir sınema açıyor... Meşhur Fransız san'atkârlarından Ar- mand Bernard Pariste Passyde bir sine- ma açmak üzeredir. Bu san'atkârın bir kaç ay sonra sinema hayatından çekile - ceği söylenmektedir. * Kolombiya yeni 7 film çeviriyor En büyük film kumpanyalarından biri olan (Kolombiya) bu sene için yedi bü - yük film hazırlamaktadır. Bu filmler için yedi milyon dolarlık sermaye tahsis et- miştir, Filmlerden biri ikmal edilmiştir. İsmi (Holiday) dır. Baş rolleri Katrin Hep - burn ile Gary Grant yapmışlardır. İkinci filmin ismi: «You can't take it with You» dur, Bu, meşhur bir Amerikan kömedisidir. Ese- rin filme çekilmesi için kumpanya eser sahibine 200,000 dolarlık bir ücret ver - miştir ki bu mikdar bir rökor teşkil et - mektedir. * Baş rolleri Jean Arthur iİle Lionel Barrymore taraflarından yapılacaktır. Üçüncü film (İrene Dunne) tarafın - dan çevrilecektir. İsmi: (This Thing Cal- led Love) dir. Dördüncü film Carole Lombard. Be « şinci film de Jean Arthur tarafından çev- rilecektir. Altıncı ve yedinci filmleri (Mamol - yan) isimli meşhur Ermeni rejisör idare edecektir. Tokatlı lokantasındaki rüşvet cürmü meşhudu davasına Tokatlı lokantasındaki rüşvet cür - mümeşhudunun muhakemesine Asliye 3 üncü ceza mahkemesinde, dün de devam edilmiştir. Dünkü celsede Lüsyen Jüber yazı- hanesinde İstihdam edilen memurların Galata belediyesinden celbedilen be - yanname suretleri mahkemede okun - müştüur. Bundan sonra hâdiseyle alâkalı ka- çakçılık işinin tahkikat safhası hak - kında Asliye 5 inci cezadan gelen ce - vab, mahkemede okunmuştur. Bu ce - vabda tahkikatın başlaması için mali - ye, kambiyo ve emniyet memurların - dan mürekkeb bir hey'et teşkil edildi- ğini, hâdiseyi tertib eden gümrük mu- hafaza teşkilâta memurlarından Süley- manm bu sebebden bitaraf olamıyaca- Bi cihetle, tedkikatta k namına İb!r başkasının tayin olunduğu, bildi - |rilmiştir. Tahkik ve tedkik safhasının 15 gün içinde neticelenerek, ayrıca bil | dirileceği de, ilâve olunmuştur, Süleyman hakkında, — suçlulardan |Saidin vekilinin talebiyle — muhafaza teşkilâtından gelen cevab da, mahke - İmede okunarak, Süleymanın evvelce | sıhhati dolayısile, vazifesinden istifa et- ik: tiği anlaşılmıştır. Fakat, Saidin vekili bu ayrılış es - babının daha iyi anlaşılması için, şu ta- Jebde bulunmuştur: — Süleyman bu vazifeden ayrılın - ca, İnhisarlar idaresinde çalışmağa baş lamıştır. Bir kere de, tnhisarlar umum müdürlüğünden bu hususun sorulma - sını istiyoruz. Mahkeme, döviz kaçakçılığı tahki - katile Süleymana ald hususun sorul - masına ve duruşmanın, vekillerin hu - zurile devamına karar vererek, davayı talik etmiştir. Şirket vapurlarında memür kamaralarını soyan hırsız tevkif edildi Dün, Sultanahmed | inci sulh ceza hâkimi Reşid, garib bir hırsızlık suç - Tusumin sorgusüunü yapmıştır. Raif oğlu Nuri Benol ismindeki bu sabıkalı hırsız, Şirketi Hayriye vapur- larında memur kamaralarını soymak - tan maznunen adliyeye verilmiştir. Müddelumumllik suçluyu, isticvab e - dilmesi için birinci sulh ceza hâkimi - nin huzuruna çıkarmış; Nuri Benol 1â- kayd tavırlarla, mahkemede şunları an latmıştır: — Kârlı bir iş tuttuk, — bay hâkim. Her sabah 32,5 kuruş vererek, bir Şir- ket vapuruma biniyordum. Sonra alt kata inerek, oradaki memur ve kaptan |kamaralarından birini açıyordum. Bir demirle, yahud böyle bir şeyle. Eh! ar- tık, kısmet neyse, bir gömlek mi, ayak- kabı mı, bir kasket mi... Ne bulursam, bir küçük paket yapıp, yanıma alıyor- dum, Köprüye çıkınca Şükrü ve Hüse- yin isimlerinde, tanıdığım İki koltuk - çuya bunları satryordum. — Artık kaça satılırsa, ne tutarsa... Bu hal 9 Eylül - den, 16 Eylüle kadar sürdü. Bir gün 2 mci şube polislerinden Saim ağabey beni çağırdı. Bana bak, Nuri dedi. Sen dün devam edildi Muhakeme döviz kaçakçılığı tahkikatının sorulmasına karar vererek başka bir güne bırakıldı bu işleri yaptın mı?.. Bay hâkim, ben namuslu adamım. Yalan söyliyemem. Ömrümde de söylemedim Saim ağa « beye de yaptım, dedim. Bana: «- Öyle ise, yarın 2 imci şubeye gel» dedi. Dün kalktım, Emniyete git! Bugün de, huzurunuza, geliyorum. Şimdi ne ka « darsa, cezamı hesab ediverin de, çeke- yim. Vaktiyle, sabıkalıydık, sonra a « kıllandık. Fakat işte gene şeytana dum. Fakat, yalan — yoluna sapamam. Namuslu adamım, ben. Hâkim, bu tuhaf suçlunun tevkifi « no karar vermiştir, İcra mütahessısının raporu tedkik edildi Memleketimizde tedkikat yapan e- ra mütehassısı Hans Leymanın mı fassal raporunu vekâlete tevdi etti; yazmıştık. Rapor üzerinde tedkiklere başlanılmıştır. Ancak, rapor iera işleri- mizi geniş mikyasda incelediğinden, ü« zerindeki tedkikat da henüz — netice « TJenmemiştir. İcra islahatına, ancak bu tedkikin vereceği neticeye göre, başla- nacaktır. Bir ampul hırsızı yakalandı Dün Karaköyde garib bir hırsızlık vak'asi olmuştur: Evvelki gün öğle üzeri Hezaran caddesine de elektrik malzemesi satan Burla mağaza- sına bir müşter! gelmiş ve elektrik ampulü alacağını bildirmiştir. İsmi Nesim Sarfatı 0« lan bu müşteri uzun bir pazarlıktan sonrü dstediği ampulleri almış ve dükkândan çı « Kkarken Nosimin elinde bir yerine iki paketi Bulunduğunu gören müstahdeminden birisi şüphelenmiş ve mağara sahibinin — narari dikkatini celbetmiştir. Bunun üzerine Ne « sim geri çevrilerek elindeki diğer paket a « çıldığı zaman içerisinde ayni mağazaya add $7 aded ampul bulunduğu görülmüş ve dere hal polise haber verilmiştir. “Yapılan tahki« kat neticetinde aym! dükkânda çalışan Ya “ ef tminde birisinin Nesitmin suç ortağı ol « duğu anlaşılmış, her ikisi de yakalanarali müddetumumiliğe teslim edilmişlerdir. Poliste : Bir araba beş yaşında bir kıza çarptı Bürücü Abdullahın idaresindeki yük ara” bası, İçerenköyde Kışlağnü sokağından ge“ Nurucsmaniyede Çuhacı hanında karyö- lacılık yapan Yorginin yanında gırak Ki “ gork'un elindeki benzin tenekesi hava gazi- nın alevinden birdenbire parlıyarak yanmâ” |ta başlamışsa da dükkândaki diğer işcile * rin yardımlle ateş söndürülmüştür. Bu sıra- da Kigork ile Migirdiç isminde birisinin g“ yakları yanmış ve tedavi edilmek Üzere Şiş- 1 çocuk hastanesine kaldırılmışlardır. Bir bisiklet kazası Davudpaşada oturan Muzaffer ismindö bir genç bisikletle tramvay eaddesinden ge“ gerken o civarda bakkallık eden Fehminif kızı 8 yaşında Emele çarparak yüzünden 8“ fir surette yaralamıştır. Yaralı Haseki haf- tanesinde tedavi altına alınmış, suçlu yaka* lanmıştır. IBacaksızın maskaralıkları : Annenin hoşuna gitmek için ı a