yeni istasyondan neler bekliyorlar ? | İstanbul hemşerileri meraklıları ile şayanı kuvvetli radyo şriyatına baş- yakında da faaliyete geçeceğini işitiyoruz. Ankaradaki büyük ve istasyonumuzun tecrübe ne lamak üzere olduğunu ve pek sahibleri bu büyük velkuv vetli istasyonumuzun neşriy_ata lhaş z;şıc cağı günü sabırsızlıkla bekliyorlar... Ş tabit yeni istasyonumuzun muker_nnle 73: yetine uygun bir programla neşriya y pacağını ümid ediyorlarr. Biz rşıdş; Sğn:w hibleri arasında bir anket yaptık. Ve lara şu sualleri sorduk: A 1 — Yeni radyo istasyonumuzda yapı- lacak neşriyatın programının nası) ol -| masını istiyorsunuz? : 2 — Hangi saatlerde neşriyat yapı malı?.. : : 3 — Ne gibi şeyler işitmek istemiyor - sunuz? ' Aldığımız cevabları aşağıya dercedi - yoruz. Bomonti Bay Ali Bülend: — Yeni Ankara radyosunun progra - mında klâsik ve modern garb musikisine ciddi bir ehemmiyet verilmesi en bü)_'ü_k temennimdir. Halkımızı hakiki musiki- ye alıştıracak büyük cehdimiz olduğu için bu könserleri konservatuvrar.pr.ofe - sörleri veya kıymetli müzisyen]erımızduîıî her hangi birisinin bestekâr hakkındaki bir koönferansı ve besteleri teşrih eder. İzahatile itmam etmek çok faydalı ola - caktır kanaatindeyim... Eski Türk be_sîeî kârlarının eserlerinden toplu ve ciddi konserler yapılması da çok şayanı arzu- dur. Dans musikisi ve hafif alaturka" şar- kılar aleyhinde değilim. Bunlar günün muayyen saatlerinde dinlenilir. Ciddiler ise haftanın muayyen günlerinin muay - yen saatlerini alırlar. Ve ihmal edılı_ne - leri hiç doğru değildir. Çocuk neşriyatı | - Jehindeyim, Radyoda çocuk neşriyatı ya- pıldığı zaman yavrularımızın © saatı' na- sıl heyecanla beklediğini yakından bilen- lerdenim. Çocük neşriyatında masal lîa- dar, çocuğa müsbet bilgiler aş_ılı_yan hi - kâyeler okunması bence çok iyidir... şte başlan - mü- Bütün radyo v Radyo neşriyatına saat.be Ması, çay zamanı evlerimizde radyo sikisile dansedebilmemiz hiç te fena Ol - Maz. Kış geldiği ve toplantılar mevsim! Yaklaştığı için muhitimde benim fikrimde| olanlar pek çoktur. Bence öğle neşriyatı kaldırılabilir. Fakat neşriyatın muhak - kak beşte başlaması şarttır. Beş buçuk- ta işinden evine dönen bir insan pekâlâ radyosunu açıp bir şeyler dinliyebilir. Radyoda duymak istemediğimiz şey bözuk plâklardır. Ve ayni plâğın bir gün- de bir çok kere tekrarlanmasıdır. Maa- lesef bü tekerrür İstanbul Tradyosunda Mübalâğasız haftada iki üç kere vâki 0- lur. Siz de bilirsiniz. Bir de şivesi düz- Bün, tiyatro oynar gibi knnuşmıyan,_te- Miz, fasih türkçe konuşan, ve lehçesin - den memleketin hangi tarafından VEyAa Meselâ İstanbul şehrinin hangi mahalle- sinden olduğu belli olmıyan kültürlü şpi- kere ihtiyaç vardır. Maalesef başladığın- dan bugüne kadar radyolarımızda ajans havadisini kekelemeden okuyacak kadar diyorlar. İki şarkı söylüyor, bitiyor. Hal- arasındaki radyo dikkat mülâkatlar kıraat dersinden on numara alabilecek 0- lanına rastgelemedik. * Bay Rasim (Beyazıd Sekbanbaşı sokağı): — Yeni radyomuzda işitmek istediği - miz ve işitmek istemediğimiz şeyler şun- lardır. Evvelâ tabit olmıyan, tiyatro oy- nar gibi konuşan spikerlerden bıktık, gü- zel konuşan spiker istiyoruz. Tabii ses kadında daha güzel, erkekte daha mües- sir olur.. Halbuki şimdiye kadar radyoda bütün spikerler tabit konuşmadılar. Hep- si taklid yapar gibi konuşuyorlar. Sonra mütemadiyen milli havalar, halk şarkı- ları diye çirkin, çirkin havaları, çirkin sesli kadın ve erkekleri söyletip duruyor- lar. Bu havalar ne millidir, ne söyleniş- teki usul alaturkadır, alafranga da de - gildir. Alafranga muüusiki dinliyeceksek tamamile alafranga musiki dinletsinler, anlıyanlarımız dinleriz, anlamıyanları - miz radyoyu kaparız. Alaturka musiki dinliyeceksek hakiki alaturka dinliye - lim. Meselâ bilmem kim şarkı söyliyecek, buki her akşam bize tam bir fasıl dinlet- sinler, müntehab parçalarla. Bu böyle o- lursa daha doğru değil mi? Konferansları tamamile kesseler hiç te fena olmıyacak. Çünkü dinliyenleri görmüyorum. Kon » ferans başlayınca herkes radyoyu kapı - yor.. Bir de arabça söylevin tam iki mu- siki faslı arasına sıkıştırılması çok bi « çimsizdir. Ekseriya sofrada otururken şarkı dinliye, dinliye yemek yiyelim di - yoruz. Bir arabça söylev çıkıyor, tabit radyoyu kapığoruz. Ankara radyosunun buna dikkat etmesi ve tam program bit - meden evvel arabçayı koymaması iyi o- lur. Arabça bilmediğimiz bir lisan olduğu için onu dinlemek külfetinden veya kon- serimizin kesilmesile keyfimizin bozul » masından kurtulmuş oluruz. İstanbul rad- yosunun neşriyat saatleri iyidir. Ayni saatte neşriyat yapılsın ve arabça söy « lev de programın en sonuna konulsun, * - Bayan Fatma ( Şişli ): — Ben evinde oturan, dışarıya nadiren çıkan bir kadınım. Radyo tam manasile benim dostum ve eğlencemdir. Bunun Evvelâ dünya havadislerini daha mü - kemmel bir surette ve daha mufassal ola- rak işitmek arzusundayım. Halbuki rad- yoda ekseriya sabah gazetelerinde çık- mış ajans havadisleri okuyorlar. S?nra ufak radyo temsilleri pek hoşuma gidi - yor. Tiyatroya sık, sık git_mediğim iç'in sevilen san'atkârlarımızı görmesem bile dinlemek bana zevk oluyor. Musikiden anlamam, Yalnız köy havalarını çok seviyorum. Bize memleketin muhtelif yerlerinin havalarını nereden olduğum_ı evvelce bildirerek okusalar çok hoşumzî k. Radyoda sevmediğim şey ayni ayni plâğın bir kaç kere İekrar e- dilmesi ve spikerin bir şey söylerken, | söyliyeceğini Unutup kekelemesi veya pek gidece günde ilham membauı olan bina için radyoda ben her şeyi istiyorum. | lmanlarını ea A nun î | İ : Önünde Çek devriyelerinin gezd 26 numaraya girenler neler örürler? apı Yalaiz Henleim'cilerin kabul edildiği ve Lek Hekoslerakyalımın — giremedili — Demisehes — Haws'in, muhafaza sitimda bulunman büyük 8 ö Ü l l bzeeikli dd ÜREZ 5 üz Sf “ di “ldülk .» l l | | ge LA L "i üKi üi Bd h 7 A Gd ÖÜ Ş brr z Praga gidip gelen bir İngiliz mu harriri yazıyor: Pragın ana sokalşla - rından biri olan Na Prikopy'de müte - vazı bir kapı görülür. Üstünde 26 di - ye bir rakam vardır. Bu kapı, mağaza cebhelerinin arkasına düşen Deutsches Haüs'ün cümle kapısıdır. Burası Prag Almanlarının büyük içtima mahfeli - dir. Südet Almanlarının, ilham al- dıkları membadır diyebilirsiniz. nu dinleyiciye karşı bir hakaret sayıyor » ve bayağı hiddetleniyorum. Bay Zeki Firuzağa caddesi 15: Ankara radyosunda ne yaparlarsa yap- sınlar, aman Mes'ud Cemili spiker yap- masınlar. Değerli musikişinasımız çok kıymetlidir amma, darılmasın, dünyada ondan daha kötü spiker yoktur. İyi konu- şan bir kadın spiker esasen erkek spiker- den çok daha iyidir. Programda plâk neş- riyatına hiç bir mana veremiyorum, Plâ- Bi kendimiz de gramofonda dinleriz. He- le İstanbul radyosu Yüksekkaldırımda beş on kuruşa satılan kırık plâklar dere- cesinde bayat ve eski plâklarla neşriyat yapıyor. Programda şark ve garb musi- kisinden ciddi konserler bulunmasını çok temenni ediyoruz. Halkın seviyesini yük- geltecek konferanslar da şayanı arzudur. Fakat ekseriya âlimlerin sesi radyoya uy- gun gelmiyor ve söyledikleri anlaşılmı- yor. Ziyanı yok onlar yazsınlar, sesi rad- ümlesini tashih etmesidir. Bu- Könür Ki0 DÜMti e mektebde sonradan Cü -! İN çi İ ”) N ç SERE N e FONÇ y AŞ U S ? ni B ğan. P Bununla beraber her siyast akideye mensup Almanlar buraya girebilirler. Buna mukabil tek bir Çekin bu bina - dan içeriye adım atmasına imkân yok- tur, Bu dehlizin iki tarafında came - kânlı bölmeler içinde «Südet Alman - ları, partisinin bayrakları, — resimleri, ve Nazi Almanyasının — faaliyetlerine dair kitablar — teşhir olunur. Dehlizin sonunda muhtelif katları birbirine bağ lıyan müteaddid merdivenler vardır. Bu merdivenlerle çıkılan katlarda l « — kantalar, konser salonları, idareler ve — bir de balo salonüu mevcuddur. Çeşidli sütunlarla bezeli salonun bir köşesin » de garib bir işaret vardır. Gamalı haçı andıran bu işaretin, eşref saatı gelince, hakiki şeklini alacağı kulaktan kulağa — söylenmektedir. b “ b nakletsinler, kolaylıkla dinliyelim. Neş- bah neşriyatı muhakkak lâzımdır. Ço -|riyat saatine gelince.. Sabahtan akşam, — cuk neşriyatı da şarttır. yatıncıya kadar neşriyat devam etsin ve * - |İbir dinleyici günün hangi saatinde olur- ıj P sa ölsün radyosunu açtığı zaman ÂAnkara n pağay Rüşdü Erkunt (İstanbul Ç istasyonundan konferans, konser, propa- — z İ ganda, ajans havadisi, velhasıl muhak - — Radyoda hem kadın, hem de erkek |kak bir şey duysun. İşte benim kendi he- — iki spiker bulunsun. Çünkü bazı insan - : sabıma radyodan temennim budur. İ Jar erkek, bazıları kadın sesi işitmek is - H. H! terler, ” Bi Itında ezildi Haftada hiç olmazsa bir kere eski Türk ir arabacı arabanın altın klâsiklerinden konser verilsin. Meselâ Unkapanında Hacımusa sokağında Zekâi dedeyi, Itriyi, Emrullah Efendiyi oturan araba sürücüsü Ekrem, dün Ka- — & eee ravümrükte bir eve götürdüğü odunla- dinliyelim, Garb musikisinden de konser- ğ : A vatuvar profesörleri konserler versinler. rı boşaltıp avdet edeceği sırada hay « İ vanlar ürkerek koşmağa başlamışlar « — Konservatuvarın konserleri, sık sık olmu- | dır. Onları zaptetmeğe çalışan Ekrem, Şi yor ve olduğu zaman da herkes istifade|bir aralık müvazenesini kaybederek a- ledemiyor. Halbuki bu şekilde musiki kül-| rabanın ön tarafına düşmüş ve araba — türümüz ve terbiyemiz artmış olur.. Her-|üzerinden geçerek kaburga kemikleri- — kes Avrupada iyi bir konser olduğu za - man bundan haberdar olmuyor, olsa bile ni kırmıştır. Hayvanlar biraz — ileride — radyosunda istediği istasyonu bulamı - bunu okusun ve halk istifade etsin. Sa - ı AĞE Gureba hastanesine kalçırılarak teda-şîj lyoya uyguün olması icab«&den spikerler polisler tarafından tutulmuş, arabaçı 4 yor. İyi konserler olduğu zaman bunları | vi altına alınmıştır. " | Kİ V|