Gözleri görmiyen heyetşinas 1719 senesinde doğan ve 1786 ge- nesinde ölen meş- hur Pransız hey- elşinan Jan Lui anadan — doğma kördü. Bir hey'et mektebine kapıcı olarak — girmişti. * Orada hey'ete merak sardı. Çalıştı, rendi. Paris rasadhanesinde yaptığ tedkikler neticesi birçok keşiflerde bu- Jundü. Bunlar arasında bilhassa otuz yedi tane kuyruklu yıldız keşfi çok e- hemmiyetliğdir. * Kazın kanad adaleleri Bir kazın kanadlarını hareket eti meye yarıyan adalelerinin sayısı on iki binden aşağı değildir. * İnce kanadlı böcekler Bazı böceklerin kanadları o kadar in- cedir ki, elli bin tanesi üstüste yapıştı- |İkopardı. Kaç defa yakalıyabilmek için rıldığı zaman bu elli bin kanadın kalın- hığı ancak iki buçuk santimetre olur. M Zengin bir çiftlik beyinin kıymetli bir ati vardı. Bu atı sahibi çok seve At da sevilmeyecek gibi değildi. Kırmı ıil pıril yanan, alan tü izı ipek gibi saçla zun bir kuy- u vardı. Boyu da çok yüksek ve gü- zeldi. Asıl en gözel yeri burnunun üstü i ve ayak bileklerindeki beyaz le beyaz | ribi bu güzel ata Ceylân ni koymuştu. Ceylân yorulmak ne bilmezdi. Çiftliğin adamları her g rlar, timar ede: tırlar, saçlarını ta: in kendisi a koşar atlardı. Körpe çimenlerin izerinde ar, yuvarlanir, şaha kal- mra mermer bir yalakta kendi- Çiftliğe çok yakın olan bir ormanda da bir kurd vardı. Bu kurd çok fena bir hayvandı. Etraftaki koyun sürülerini darmadağınık etmiş, çobanları bile tuzaklıyabilmek için tuzak kurmuşlar, fakat kurnaz hayvanı ellerinden kaçt Büyük Müsabaka Yalnız Çocuklar için * üreermeETEEERiLERERERERDEERE SecEEEEEEEERaRREDEEİ Birinciye 25 Lira Üçüncüden yüzüncüye İkinciye 15 Lira Üçüncüye 10 Lira kadar 25 liralık hediye Müsabakaya gelecek cumar tesi gününden itibaren başlıyoruz. Fazla tafsilâtı o günkü sayımızda okuyacaksınız. Teyze — Yıldız, bak eniş- ten güzel bir elektrik sü- pürgesi almış, onunla evi süpüreceksin, rürÜM. Yıldız — Ne kadar Yıldız — Bak da çole; toplamak için bir alay zaman lâ- mm: Bu hiç hoş de- yoldurmuşum, Yıldız — Evvelâ eniştemin odasına girer, orayı süpü- ğe farkına varmadan süpürgeye saksıdaki çiçeğin yapraklarını Memnun olur, nesi kalmasın. akslli- — Yıllız — Süpürgeye de ne oldu. Birdendi- Te ağırlaştı. Biraz da- ha ağırlaşırsa kaldı- yamıyacağım. hal? Yıldız rdı. Her seferinde hiçbir şey ol- kaçar yuvasına saklanırdı. Bir k bir çocuğu - öl köylüler hep bir olmuşlar, gibi, silâhlanıp kurd lerdi ama gene de öldürememi: Kurd dışarı çıkmak için orman a gelince hepsi birden ate: ler, son- ra kurdu bulamamışlardı. at manda araştırma yapınca yerde kurdun yarasından akan kan izleri görüp bir erde muhakkak ölüp kalacağını zan- netmişlerdi. Aradan birkaç gün geçip de kurdu afta gene görünce hayret etmişler- O kadar kan akıttığı halde ölmemiş, ör“ u kırmıştı kat o gene, kırık ayağile, sürülere hücum etmeğe, kümeslerin altını üs- tünü getirmeğe devam ediyordu. Bir gün Ceylânın bulunduğu yakınından geçiyordu. O gün Ce ânın en keyifli günlerinden biriy Atlıyor, koşuyor, boyuna da: — Oh, bu koca çayırda ne Tahatım, ne kadar eğleniyorum, der gibi kişn yordu Bu ses kurdun kulağına gelince onu sinirlendirdi. Kendisine meydan okur atın kişnemesine dayanamadı, Ça- yırın etrafındaki parmaklığa yaklaştı. Ön ayaklarını dayayıp çayıra baktı. Ceylân zıp zıp zıplıyordu. Kurd diş ni gıcırdattı. İçinden: r ben sana gösteririm, dedi. Fa- tiyatlı olmak lâzım, Ceylân her gün avladığım koyunlar gibi aptal değildir. Ürkütmeden yanıma yaklaş- malı ki elimden kaçırmıyayım. Bir ke- re kaçırırsam bir daha zor yakalarım. Biraz daha parmaklığa yaklaştı, ba- şını uzattı, sesini tatlılaştırarak: — Ceylân! diye seslendi. Ceylân dönüp baktı. Kurdu görünce işi anladı, fakat hiç bozmadı. Kurd de- Yıldız — Küğıdların üzer- lerindeki tozları da alayım.. hiçbir yerde bir tek toz ta- Teyze — Ne yapıyor- sun Yıldız, bu ne vam et Yıldız — Eyvah, bütün kâ- gıdlar yerlere düştü, ben şimdi ne yapacağım.. onla- rı birer birer yerden topla- Yıildee — Elektrik pürgesinin — sopasile teyzemden dayak ye- mek te kısmetmiş.. — Şey, şey teyze süpürüyorum, VZZ SON 7 YAY DA Ceylân ile kurd — Nasılsiın, Ceylân, seni — ziyarete 4 ı Beni içeri alır mısın? Hem sen şöyle yaklaş bakayın iyi değil bugün, Ha: bir yerin mi ağrıyotr? Kurddan daha kurnaz olan Ceylân boymunu bükt — Öyle kurd kı kendimi iyi hissetm dır. Seni tedavi urd, bunları söylerken parmaklık- içeri girip atın yanma gelmişti bi- le. Ceylân: — Sahi kurd kardeş, iyi ki geldin. Belki hastalığımı iyi edersin. Kurd sord tor Ceylân? Ceylân ayağını kaldırıp altını kurda gösterdi: — Ayağım çok ağrıyor. Galib altına bir şey battı. Hiç koşup oynuyamıyo- rum. Eğer beni iyi edebilirsen sana çok teşekkür ederim. Bu tesadüfe pek sevinen kurdun göz- leri parladı. Ata biraz daha yaklaşarak: — Bakayım! Demesine kalmadı, Ceylân arka a- şaklarile kurdun çenesine öyle kuv- vetli bir çifte indirdi ki kurd arkası üs- tü devrildi. Ceylânın tekmesi kurdun çene kemi- ğini parça parça etmişti. Acıdan uluya- rak ormana kaçıp saklandı. O zaman- dan sonra da fena kurdu bir daha hiç kimse görmedi. ** Dilmecelerimizde birin Bir kol saati kazanamı Feriha Sağlam Bir kol saati kazanan Fıtnat Ünal YEMİ BiL Resimde gördüğü- 7 z nüz yarış atı güzel bir attır. Binicisi de yi bir binici. Fakat bu yarış atının asıl sahibi binicisi değil- dir. O uzaktan atı- nin koşmasını, mMmd- nla atlamasını sey- rediyor. Resimde a- rayınız, da bu- lacaksınız. Bulursa- nız olduğu yere bir işaret koyduk- tan sonra resmi kesin ve bize gönderin. güzel ve kıymetli hediyeler vereceğiz. beş gündür. on Madeni eşyalardaki markaları nasıl yaparlar? nmn, jiletlerin dâha bir sürü madeni eşe yanın üzerinde gördüğünüz fabrika' markasını acaba nasıl yazıyorlar.. hi merak ettiniz mi? Çabuk kırılan eşyaların üzerine yat zı yazmak için asidden istifade edilim Fakat kullanıla kullanıla bu yazı sil& nir Kalem uçlarının üzerindeki yazık lar henüz maden sıcak ve yumuşak ob duğu zaman yapılır. Uçlar yumuşalâ ken, hem şeklini veren hem de yazıy3 yazan bir pres'den geçirilir. Bazı âletlerin üzerindeki yazıyı is4 kızdırılmış madenin üzerine çelik biğ kalemi çekiçle vurmak suretile lar. Fakat bunların hiçbiri pek de kos lay değildir. Amerikada buna da bir kolaylık buldular: Elektrikli bir âlet yaptılar. Bu elektrikli âlet bakır bir kge lemdir, Ucu çok sivri yantulmuştur. B kalem menfi veya müsbet elektrik kuta buna merbuttur. Üzerine yazı yazıla» cak âleti de diğer kutba rabtederleri Cereyan geçince bakır ve çelik ısının Fakat çelik bakırdan daha çok ısınım 'Bunun sebebi de çeliğin daha az elel» trik nakletmesidir. İşte çelik fazla w sındığı için yömuşuyor, bakır kalemla çelik üzerine istenilen yazı derin çizgie ler halinde yazılıyor. Ve eşya kullanılı dığı müddetce de bu yazı hiç bozulmas dan, silinmeden kalıyor. ci ikramiye kazananlar Bilmecelerde bi- rinci — ikramiye kazanan — oküyü- cularımızın — mu- hakkak fotograf- larını vermeleri lâ zumdir. — Taşrada olanlar — postayla gönderebi- lirler, Tsanbulda olanlar da hedi. yelerini — almıya gelirken getirme- | Hidirler. Putbol — topu kazanan Mehmed Bermek x MECEMİZ Bir kişiye bir kol saati, yüz kişiye çoli Bilmeceye cevab verme müddeti oX